Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

İktidarlaşan Cinsellik Noktası

BeKeS

Felsefe.net
Onursal Üye
22 Nis 2021
15
12
3
32
“Bireyin kör düğümü onun cinselliğidir.”

Sistemin kurumlaşmasını en çok geliştirdiği yer devlet ve ailedir...
Cinsellik noktası bizim açımızdan gerçekten çözümlenmeye, aşılmaya çalışılmalıdır...

İktidar, güç, cinsellik ve erkeklik ilişkisini tartışalım...
Bireyin kördüğümü duygularda ve güdülerde başlıyor...
Sistem önce kadını, sonra da erkeği düşürmüştür...
Kadın köleyse ben de köleyim...
Bazı arkadaşların değerlendirmelerinde “erkek değişmez” eğilimi var.
Böyle bir durumun oluşmasında bizim pratik duruşumuzun etkisi ne?..
Düşenin düşenine esir olması yaşanıyor...
Erkeklik açısından en kötü olan şey düşüşünü, güçsüzlüğünü, başkaları üzerinde egemenliğini nasıl dayattığını görmemek...
Kadın gerçekten evlenmeyi ne için istiyor? Sığınmak için mi yoksa kendisini yaşatmak için mi?..
Evlilik olayı bir mülkleştirme biçimi, bireyleri birbirine tapulama biçimidir...
Özgürlük Sistemine Nasıl Katıldık? Ne Kadar Katıldık?..
Erkeğin kadına yönelmedeki amacı güç edinmektir, onun gücünü almadır...
Erkekte de klasik kadında da sevgi kavramı anlamını yitirmiştir...
başarısızlığa uğradıkça, kaybettikçe kadına yöneliş gerçekleşiyor.Doğal, özünden uzaklaşmamış, kendi gerçekliğini kabul eden ve bu temelde
insanlık için mücadele veren bir insan güzeldir...
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
kadını erkeğe bağlı bir şekilde yaşamaya zorunlu kılan tüm toplumlar köten aciz sayılmalıdır; zira özgürlük cinsiyet ayrımcılığının kalktığı ve tüm cinslerin özgürleştiği bir ortamda gerçekleşebilir. aşk, özgür toplumların gerçekleştirebilecekleri bir duygusallıktır. erk/iktidarların tümü zor kullanmadan, güç kullanmadan ayakta kalamazlar. erkeğin kadın üzerindeki egemenliğinin temelinde özel milkiyet yatar. tarihin sınıf dahi kabul edilmeyen ilk köleleri kadınlardır.
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
26 Nis 2009
627
62
28
“Bireyin kör düğümü onun cinselliğidir.”


Cinsellik neden kördüğüm olsun ? Kör düğüm olabilecek bir çok şey sayabiliriz. Makam hırsı, para hırsı, haset , ben merkezlilik yani kendini beğenmek vs. vs. O halde kör düğüm olan cinsellik değil insanın duygularına hakimiyetinin zayıf olmasıdır. İnsanları duygularına hakim olabilecek şekilde donanımlı olarak yetiştirebilirseniz ne cinselliğin ne de başka herhangi bir duygunun olumsuz sonuçlar doğurmasına engel olabilirsiniz. Tüm duygular yerli yerince kullanıldığında bırakın olumsuzlukların ortaya çıkmasını hepsi mutluluk kaynağı bir güzelliğe dönüşür. İşte bunu başarmak gerçek bir "İNSAN" "olmak yolunda atılmış en büyük adımdır..

Kadın köleyse ben de köleyim..

Kadın da erkekte köledir zaten. Bazen bir kadın bir erkeğe, bazen bir erkek bir kadına vs. vs. Kadınların köle oluşu nerden çıkıyor anlamıyorum. Bence bu kadınların dünyanın kendi etraflarında dönmesini mantıksız ve ölçüsüzce istemelerinden kaynaklanıyor. Eğer her istedikleri olmuyorsa "işte kadınlar köle oldu" deniyor. Eğer gerçekten kadın köle konumuna geliyorsa çoğu zaman bu kadının kendi seçimidir. Ya da şartlar onu bu duruma sürüklemişse bu yüzden köle durumuna düşmüş tek varlık kadınlar değildir. Günde 16 saat çalışıp hamallık yaparak eve zar zor ekmeğini götüren ailesini geçindirmek için yarı aç yarı tok yaşayan erkeklerin köle olup olmadıklarını kimse tartışmaz çünkü onların sesi çıkmaz. Yani kölelik kadınlar için ayrıcalıklı bir durum değil ki.. Hepimiz köleyiz.
 

durustluk

Felsefe.net
Moderatör
27 Nis 2019
31
3
8
“Bireyin kör düğümü onun cinselliğidir.”
Kavramını kökünde cins ve cinsiyet var. Bu kavram doğa da, insana göre yapılanmadığında sadece aynı türün eş/çift oluşu, eşey ve kendinden çoğalabilirlik ya da üreme fonksiyonu belirtmekte ve işaretlemekte
Sistemin kurumlaşmasını en çok geliştirdiği yer devlet ve ailedir...
Olabilir...
Cinsellik noktası bizim açımızdan gerçekten çözümlenmeye, aşılmaya çalışılmalıdır...
Buna katılıyorum, en azından çözümleme bölümüne ama aşılma konusunda çelişkilerim olmadığını kimse söyleyemez

İktidar, güç, cinsellik ve erkeklik ilişkisini tartışalım...
Erkeklik kavramının özünde erk ve erke kavramının yatması tuhaf değil mi?
Neden insanın bir cinsi diğer cinsinden güçlü ya da erke sahibi oldu? Bununla ilgili mitolojik tarihsel yorumlar var.
Bireyin kördüğümü duygularda ve güdülerde başlıyor...
Bir kavak ağacının kavak ağacı doğası/oluşu yaşaması gibi insan insan yaşamı yaşayıp ölecektir. Sanırım insanı evrensel bir dizgeye çekemeyiz.

Bazı arkadaşların değerlendirmelerinde “erkek değişmez” eğilimi var.
Yine aynı yorumu sunacağım
Erkeğin kadına yönelmedeki amacı güç edinmektir, onun gücünü almadır...
Kadın erkekten güçlü olabilir yani tam tersi de olabilir bunlar spesifik durumlar. Bir kere boyun eyme/eğme gerçekleşmediği sürece kimse kimseyi sömüremez, köleleştiremez, bedelleri ya da sonucu ağır ya da umulmadık olabilir ancak yine de öyle..

Erkekte de klasik kadında da sevgi kavramı anlamını yitirmiştir...
Niye bu kadar genellediniz ki?
Güç eğer doğası gereği bireyi çarpıtıyorsa bu her iki cinsi de çarpıtabilir. Erk ve güç sahibi olan kadın birey de/insan da erkek ya da kadın farketmez bireyler üzerinde egemenlik kurma arayışına girebilir ya da gücün doğası gereği bu tezahür edebilir.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
durustluk, erkegemenliğin bir zihniyet meselesi olduğu, cinsiyetler arasında fark etmediği konusundaki düşüncelerine katılıyorum. ancak sömürmek adına egemenliği altına almak tarihsel iz-düşümünde erkekleşmek olarak değerlendirilmelidir.
 

ÜstünKişi

Yeni Üye
21 Ocak 2018
744
114
43
Konuya üstünlük başlığından girmek istiyorum.

Üstün olan, güçlü olan, imkanı olan -genele bakıldığında- güçsüz üzerinde hakimiyet kurar ve gücünü (hakimiyetini) muhafaza etmek ister. Öyle yapmalı mıdır, yapmasa yanlış mı olur? Bu sorular önemsizdir, çünkü herhangi bir çözüm önerisi sunmazlar. Eğer biz "güçlünün yaptıkları" gerçeğininin temeline inemezsek sorunu çözemeyiz.

Şimdi cinsiyetler arası üstünlük kurma, hükmetme konısuna geliyim. 1. Kadın erkek eşitsizliğinin ortaya çıkardığı sorunlar çoğu zaman hangi alanda ortaya çıkıyor? Kültürel alanda. Buradan ilerleyeceğim. Erkeğin kültürel olarak kadının üzerinde hakimiyet kurması ne zaman başladı? İnsanlığın tarım yapmaya başladıktan sonra kadının eve, arsaya bağlı kalmasıyla, erkeklerin savaşçı olup ele geçirmesiyle vs.

Burası dikkat edilecek nokta:

-İnsanlığın kültürü nasıl oluşmaya başladı? Yerleşik hayata geçmesiyle. Kadın bu sırada neredeydi? Evde çocuklara bakıyordu.
-İnslanlığın kültürel gelişimini büyük oranda etkileyen dinlerin oluşumu sırasında kadın ne yapıyordu? Evde çocuklarına bakıyordu.
-Çağlar atlarken, savaşlar olırken imparatorluklar kurulurken kadın ne yapıyordu? Çoğu zaman evde çocuklar bakıyordu.

Sanayi devrimi sonrası gelişen hayat şartları ve eğitim olanakları sayesinde kadınlar da söz hakkına sahip olmadan önce (yaklaşık 10.000 yıl) kadının insanlık üzerindeki etkisi hep aynı kaldı. Yani tüm insanlığın en deinden gelen ültürel kimliğinde kadının rolü "zayıf, etkisiz" olarak kazınmış durumda. Bu durum değişir mi? İyi düşünülmüş bir tolu mühendisliği çalışmasıyla bir iki nesilde değişir. Zaten değişiyor da.
 

BeKeS

Felsefe.net
Onursal Üye
22 Nis 2021
15
12
3
32
Bir hikayem var..
Enlil Lilith`e kendisinin belirleyeceği pozisyonda cinsel ilişki ,arzu ve haz modelini dayatır. Lilith bu cinsel pozisyonu kabul etmez. Kendi cinsel bilgisine uygun,istediği ilişki biçimi olmadığı taktirde cinsel ilişkiye girmeyi ret eder. Enlil ile büyük bir kavgaya girer ve nihayetinde mevcut ortami terk eder. Cinselliği ve cinsel ilişkide alacağı tutumun belirlenen pozisyona düşürülmesinin,erkeğin egemenliği altina girmenin ve köleliğin başlaması olarak bilen Lilith`in esasta kabul etmediği cinsel kölelik ve kadini iktidar altina alma Havva kişiliğinde gerçekleştirilmektedir(!)

@ÜstünKişi `Yani tüm insanlığın en deinden gelen kültürel kimliğinde kadının rolü "zayıf, etkisiz" olarak kazınmış durumda`
İlk çağ mitolojilerinde tahtında tek başına oturan tanrıçanın yanına adım adım bir baba-oğul-eş-kardeş-sevgili verilişinin,sonra bunlar tarafindan tahtından nasıl indirildiğinin, genelevlerde fahileştirildiğinin,özel evlerde karılaştırılışinin trajik öyküleri vardir.
Elinin hamuru ile erkek işine karışma diye azarlanmış,aşağılanmış,horgörulmuş ve sonunda da katledilmiştir.
Kapitalizm en büyük metalaştırmayi kadin üzerinde yapmaktadir. Erilliği yeniden üretip derinleştirerek 'ne kadar cinsellik o kadar özgürlük' anlayişi ile liberalize ederek hem kâr ,hem cinsiyetcilik hem sermaye sağlamamakta midir ?
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
26 Nis 2009
627
62
28
Kapitalizm en büyük metalaştırmayi kadin üzerinde yapmaktadir. Erilliği yeniden üretip derinleştirerek 'ne kadar cinsellik o kadar özgürlük' anlayişi ile liberalize ederek hem kâr ,hem cinsiyetcilik hem sermaye sağlamamakta midir ?

Evet kapitalizmin en büyük sermayesi modern kölelik sistemidir. Buradan sermaye devşirip kendisine diğerleri üzerinde hakimiyet sağlar. Vahşidir hiç bir insani değeri yoktur. Ancak en medeni en merhametli en demokratik en insancıl en bilimsel gòrünmede de üstüne yoktur. Bugün dünyada kadar ne acı ve zulüm varsa bu şeytani sistemin eseridir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst