Biz derken kastım, esasen var olan şeylerin tamamıdır ..Yani mesele şu yahut bu canlı/cansız meselesi değil..Varlık denen şey neden var meselesidir..
Elbette bir şeyi ben düşünüyor isem o düşünce benimdir ancak bu benim düşüncemin nesnel gerçekliği yansıtmayacağı anlamına gelmez..Örneğin siz, benim bilincimden bağımsız olarak varsınız ve hayattasınız, bu bir nesnel gerçekliktir ve aynı zamanda benim de düşüncemdir..İnsan zihni mutlak anlamda sınırlı değildir.
sevgili Ferdinand Bardamu..
biz derken sadece insanoğlunu değil tüm varlığı kastettiğini biliyorum zaten ama benim cevabım/düşüncem yine aynıdır.. yine diyorum ki; bu sorunun ve cevabın tek muhattabı biz insanoğluyuz..
daha önce başka bir topicte değinmiştim.. ben insanoğlunun bilincini bir aynaya benzetirim..
şimdi formülüze etmeye çalışalım..
1-içinde insanoğlunun da dahil olduğu varoluş/evren/varlık alemi = A
2-insanoğlu bilinci = AYNA
3-insanoğlunun bilincine gelen sinyallerin yansıması ve ortaya koyduğumuz evren=B
olsun..
yani ortada
1- yansıyan, yansı veren kaynak(varoluş): A
2-yansıtan(insan bilinci): AYNA
3- yansıtılan türev(bizim ifade ettiğimiz evren): B
sözkonusu.. bilmiyoum ilgi alanına girer mi ama google amcaya
-nasıl görürüz?
-nasıl işitiriz?
-nasıl koku alırız?
-nasıl tat alırız?
-nasıl bir cismi hissederiz?
gibilerinden cümleler yazıp karşına çıkanları okursan "insan fizyolojisi" ile ilgili biraz fikir sahibi olursun..
bunları okuduğunda şunu farkedeceksindir ki; yukarda bahsettiğim A=B değildir.
peki nedir?
B nin A dan gelen sinyallarin belli niteliksel ve niceliksel limitler dahilinde filtre edilip, rafinize bir dönüştürülmüş bir türev olduğunu farkedeceksin..
sen bir cismin karşısında durup
-benim karşımda güzel hışırtılı sesler çıkaran, şu kokuyu salgılayan, tatlı kırmızı elmaları olan, şu sertlikte/katı halde bir "elma ağacı var" derken karşındaki cismi mutlak bağımsız ifade edip ortaya koymuyorsundur..
peki ne yapıyorsun?
1-müstakil bir cisimden gelebilecek sonsuz sayıdaki sinyalleri herşeyden önce 5 e(beş duyu organımız var çünkü, daha fazla değil) indirgiyorsun..
2- 5' indirgediğin bu görsel, işitsel, kokusal, tatsal, dokunsal sinyalleri daha sonra elektrik enerjisine dönüştürüyorsun.. çünkü senin sahip olduğun donanım gereği nöronların(sinir hücresi) bu gelen sinyalleri olduğu gibi değilde bir çeşit elektrikse enerjiye dönüştürerek iletebiliyor ancak..
gözüne gelen belli dalgadaki ışık boyları ışın olarak değil elektriksel iletiyle ancak optik sinirden
kulağına gelen belli frekanstaki ses dalgaları, ses dalgası olarak değilde elektriksel iletiyle ancak akustik sinirden
burnuna gelen kokusal dalgalar, koku dalgası olarak değilde elektriksel enerji olarak iletiyle ilgilili sinirden
diline gelen tatsal dalgalar, tat dalgası olarak değilde elektriksel iletiyle ilgili sinirden
derine gelen dokunsal dalgalar da yine elektriksel iletiye dönüştürülerek ilgili sinirler aracılığı ile
beyin denen organa iletiliyor..
ve bu çok farklı niteliksel ve niceliksel özelliklere sahip dalgaların hepsi nöronların iletebileceği tek form olan elektriksel ortak enerji formunda beyin dokuna gelip orada ilgili merkezlerde görsel, işitsel, kokusal, tatsal ve dokunsal bir takım "imgeler" oluşuyor..
sen sonra beyninin numenal yetisini kullanarak bunları kavramlaştırarak soyutluyorsun ve dillinle ifade ediyorsun..
yani anlatmaya çalıştığım şey şu: A(varoluş) dan gelen sonsuz nicelik ve niteliksel sinyal/yansı/uyarıcı senin sahip olduğun sınırlı sayı ve yetideki 5 duyu organların tarafından bir çok kez elenip, rafine edilip, dönüştürülüp, imgelenip senin tarafından(insanoğlu) ortaya konuyor..
senin bir ayna/yansıtıcı olarak ortaya koyduğun şey mutlak A değil,
mutlak A'nın bir çok işlemden ve rafineden sonra türevinin, türevinin, türevinin, türevi olan B' yi ortaya koyup yansıtmaktır..
bu yazdıklarmdan farkedeceğin gibi sen bir insanoğlu olarak bildiğimiz bir ayna gibi bir cismi olduğu gibi yansıtmıyorsun..
bir aynanın önüne bir kalem koyarsan, ayna kalemi hiç türevlemeden olduğu gibi yansıtır.. yani A=B dir
ama insanoğlu basit bir ayna gibi değildir.. A' yı alır bir çok işlemden geçirerek türevlenmiş bir B olarak yansıtır.. yani A=B değildir..
köken, mutlak olan A'dır..
B ise; insanoğluna gelip yansıyan A'nın türevler zinciridir..
uzun lafın kısası; yukarıda bahsettiğim herşey "insanoğluna göredir" derken vurgulamak istediğim şeyler bunlardır.. bu ister biz insanoğlu olalım ister varlık olsun farketmez..
tüm hepsi insanoğlu bilincinin bir türevidir..