Heinz Kohut ve Kendilik Psikolojisi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Psikoloji kategorisinde köle tarafından oluşturulan Heinz Kohut ve Kendilik Psikolojisi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,638 kez görüntülenmiş, 15 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Psikoloji
Konu Başlığı Heinz Kohut ve Kendilik Psikolojisi
Konbuyu başlatan köle
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

köle

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2009
Mesajlar
146
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Heinz Kohut'a dair bildiklerimi ve öğrendiklerimi özet geçmek istiyorum. Birçok kişinin bu isimden haberi yok,Türkiye hatta dünyadaki psikologların onu yeterince anladıklarını ve terapi yaparken bu isimden yararlandıklarını düşünmüyorum.

Kendilik psikolojisi Heinz Kohut'un oluşturduğu bir kuramdır. İnsan zihnine "kendilik" olarak bakar ve bunun gelişimi üzerinde durur. Narsisizmin zararlı değil yararlı taraflarına vurgu yapmıştır, genel manadaki negatif narsisizm anlayışını değiştirmeye çalışmıştır.

"Kendiliğin çözümlenmesi" ve "Kendiliğin yeniden yapılandırılması " adı altında 2 adet kitabı vardır. Bu 2 kitabı tüm detaylarıyla birlikte okuyup anlamaya çalıştığınızda (ki tam olarak anlatmak istediklerini anlamak için kendi hayatınız üzerine bir hayli düşünmeniz gerekiyor), bu ismin sadece psikoloji ve psikanaliz üzerine değil, hayat ve varoluş hakkında çok mühim şeyler söylediğini farkediyorsunuz. Yani bu kuramın bana göre çok önemli felsefi bir boyutu var.

İlk kitabında Freud'un id-ego-superego şablonuna sadık kalmış, "kendiliği" ufak bir birim olarak düşünmüş ve Freud'un temelini attığı "dürtülerle çalışan insan" modeline uygun açıklamalara girişmiştir.

İkinci kitabında ise Freud'tan büyük ölçüde ayrılmış, insanı dürtülerini yöneten bir makina olarak değil, KENDİLİĞİNİ açığa çıkartmaya çalışan ve dürtülerin 2.planda kaldığı bir varlık olarak düşünmüştür.

KENDİLİK denen şeyin ne olduğunun tam olarak bir açıklaması aslında verilmemiştir. Çünkü bir insanın kendiliği bilinemez ve tanımı yapılamaz. Kendilik, kendinizi ve varoluşunuzu algılayışınızın en çıplak ve en temel halidir. Vücudunuzdur, bedeninizdir, zihninizdir. Hislerinizin en gerçek halidir. Biz bir başkasının kendiliğine ulaşamayız, ancak empati yoluyla dolaylı bir bilgi edinebiliriz.

Kuramın can alıcı yerleri hakkında kısaca özet geçmek istiyorum, anlatacağım yerler çok kısıtlı bir şekilde anlatılmıştır, daha çok ayrıntısını isteyenler google dan ulaşarak ve burdan bana sorarak daha fazla bilgiye ulaşabilirler.

İnsanların 2 temel ihtiyacı vardır. Birincisi aynalanma , ikincisi ise idealize etmedir. Aynalanma demek, birinin sizin iç dünyanıza empati yoluyla doğru yanıtlar vermesidir. Sizin derinliklerinize sorarak, paylaşarak girmesi, sizi tam olarak anladığını göstermesidir.

İdealize etme ise, bir kişiyi ya da bir figürü gözde büyütüp, ondan güç almak, onunla eş hissetmek demektir. Bu büyütülen ve sonsuz güç atfedilen kişide kendinizi görürsünüz, bir süre sonra içselleştirerek kendinizin bu güçlü haline ulaşırsınız.

Ayna aktarımı ve idealize etme aktarımı ayrı olarak düşünülemez ve genelde bu istekler birbirine karışmıştır. İşte insanın temel arzusu doğru "Empati" yapabilen birinden bu geri dönüşleri alabilmektir.

Malesef anlattıklarım bu kadar basit şeyler değil. Her zaman bizle daha fazla empati kurabilecek ve doğru yanıtlar verebilecek birilerinin eksikliğini çekiyoruz. Yanlış empati yapan bir ortamda bulunduğumuz ve geliştiğimiz için, biz de kendi isteklerimize yanlış empati yapıyoruz. Ve hayat tamamen bu karmaşadan kuruluyor.
 

köle

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2009
Mesajlar
146
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Kohut insanın doğasına kendinden önceki isimlerden farklı bakmıştır. Bu bakış, insanın ve hayatın, terapinin, tamamen farklı bir şekilde yorumlanmasına neden olmuştur.

Kohuta göre insan doğası saldırgan değil, kendini varetmeye çalışan bir yapıdadır. İsteklerin engellenmesi, doğru empatinin varolmaması narsisistik bir öfke şeklinde birikir. İşte bu öfke ve nefret, saldırganlığa ve yıkıcılığa yol açar.

Bunun haricinde insanın kendini ortaya koyuşunda, yani varoluşunda bir miktar öfke vardır. Bu çoğu zaman saldırganlık olarak algılanır, oysaki özgürlüğün ve kendi ortaya koyuşun (kendine güvenin) bir parçasıdır. İnsanlarla doğru bir mesafede kalmanızı sağlar.

Narsisizm insanın kendini beğenmesi, hatta tapması olarak bilinir. Bu doğrudur ve her insanın en temel ihtiyacıdır, ama bu tapınışın ne şekilde olması gerektiği kilit sorudur.

Gerçek kendiliğinden uzaklaşan, ve anne-babanın-toplumun istekleri doğrultusunda sahte bir kendilik geliştiren birey, kendi "doğallığına" tapamadığı için, bu (çok!) büyük ilgiyi başkalarından bekler.Zihni bu durumun yanlışlığını göremeyecek kadar oturmuş bir yapıdadır, bunu değiştirecek adımı atmak için gerekli cesarete sahip değildir.

Kişinin kendi isteklerine empati yapmayı öğrenmesiyle birlikte, uzun ve zorlu süreçlerden geçmesi gerekebilir. Kişi bugüne kadar yaşamadığı bir hüznü ve mutluluğu aynı anda yaşayacaktır. Bu korkutucudur, bu yüzden etrafta bu süreci anlayabilecek ve destek olabilecek eşduyumlu birilerine ihtiyaç vardır.

-----------------------------

Zaman buldukça önemli noktalar hakkında daha fazla yazmak istiyorum. Heinz Kohut ve kuramı hakkında birçok soruya cevap verebilirim, eksik ya da artı taraflarını birlikte tartışabilirim. Tekrar söylemek isterim ki google dan ayrıntılı bilgiye ulaşmanız mümkündür.
 

ait oldugum bi nick yok

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2009
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
38
''Kişinin kendi isteklerine empati yapmayı öğrenmesiyle birlikte, uzun ve zorlu süreçlerden geçmesi gerekebilir. Kişi bugüne kadar yaşamadığı bir hüznü ve mutluluğu aynı anda yaşayacaktır. Bu korkutucudur, bu yüzden etrafta bu süreci anlayabilecek ve destek olabilecek eşduyumlu birilerine ihtiyaç vardır.''

'Kişinin kendi istekleri ile empati yapmayı öğrenmesi' bu sürecin başlangıcı sizde ne ile ortaya çıktı? Ve bu süreçte insanın ihtiyaç duyduğu eşduyumu bulamaması halinde yapıcağı şey olmayanı görmek mi olucaktır? Bu soruları kişiselleştirip size sordum çünkü Kohut'u anlayıp böyle güzel yazabildiğinize göre yaşamınıza katmışsınızdır diye düşündüm.
 

köle

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2009
Mesajlar
146
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Teşekkürler. Benim için bu süreç tanrıya ve varoluşuma kafayı yorma, psikolog macerası yaşama olayları ile başladı. Hayatımdaki bıkkınlığı ilk kez kabullenmiştim, sonradan farkettim ki bu bıkkınlığı kabullenişin ve bunun benim suçum olmadığını anlamamın içinde aşırı bir mutluluk var. Aşırı kelimesini gerçekten aşırı manasında kullanıyorum.

Eşduyumlu yanıtları okuduğum kitaplardan, inandığım fikirlerden ve her geçen günün bana getirdiği geri dönüşlerden aldım. Bir de işin komik tarafı, kohutun kitabından aldım. Bunları okumamış olsaydım, bazı şeylere hiçbir zaman cesaret edemeyebilirdim, çünkü mantıkla açıklanabilecek hisler hissetmedim.

Empati ya da aynalanma için direk olarak somut bir kişiye ihtiyacınız yok her zaman. Bazen sadece güne başlamak yetiyor.
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
29
%100 verimle gerçekleşen empati mümkün müdür, gerçek manada empati olduğuna inanıyor musunuz?
 

Çağrı

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
16 Eyl 2013
Mesajlar
52
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Bu başlığı zamanında ben açmıştım. Hey gidi günler.

Kendilik psikolojisi ile ilgili her sorunuza cevap verebilirim - yardımcı olabilirim.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Bu başlığı zamanında ben açmıştım. Hey gidi günler.

Kendilik psikolojisi ile ilgili her sorunuza cevap verebilirim - yardımcı olabilirim.

Kendiliğin yeniden yapılandırılması adlı kitabı hakkında nette bişiler görmüştüm ilgimi çekmişti almaya gittim. ama oturup birkaç sayfa okuyunca (dost kitap evi) anlayamam gibi geldi ve satın almadım ( akademik dille yazılmış ve psikoloji ögrencileri içindi gibime geldi o an)

bu başlığı okuyunca bunları hatırladım madem sizi bulduk sorularım var.

sonuçta zihnimiz bir şekilde yapılandırılıyor, mesela freud güdülerden bahsediyor psikoloji bilimi onaylıyor ve bizde bundan etkilenip bazı düşüncelerimizin güdülerimizden geldiğini düşünüyoruz.

düşüncelerimiz nereden gelir? kohut buna ne diyor?

zihnimiz doğduğumuz andan itibaren algı ve fikir bombardımanına maruz kalıyor. ve beynimiz bir şekilde yapılandırılıyor. kohutun size ne faydası oldu. zihninizde neleri farketmenizi sağladı,neleri düzeltebildiniz?

sorularıma bağlı kalmadan sizdeki etkisini özetlesenizde olur.

karmaşaya düşmeden sade ve basit düşünmeye çalışan biriyim. olabildiğince bu şekilde aktarmaya çalışırsanız sevinirim. teşekkürler.
 

Çağrı

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
16 Eyl 2013
Mesajlar
52
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Kendiliğin yeniden yapılandırılması adlı kitabı hakkında nette bişiler görmüştüm ilgimi çekmişti almaya gittim. ama oturup birkaç sayfa okuyunca (dost kitap evi) anlayamam gibi geldi ve satın almadım ( akademik dille yazılmış ve psikoloji ögrencileri içindi gibime geldi o an)

bu başlığı okuyunca bunları hatırladım madem sizi bulduk sorularım var.

sonuçta zihnimiz bir şekilde yapılandırılıyor, mesela freud güdülerden bahsediyor psikoloji bilimi onaylıyor ve bizde bundan etkilenip bazı düşüncelerimizin güdülerimizden geldiğini düşünüyoruz.

düşüncelerimiz nereden gelir? kohut buna ne diyor?

zihnimiz doğduğumuz andan itibaren algı ve fikir bombardımanına maruz kalıyor. ve beynimiz bir şekilde yapılandırılıyor. kohutun size ne faydası oldu. zihninizde neleri farketmenizi sağladı,neleri düzeltebildiniz?

sorularıma bağlı kalmadan sizdeki etkisini özetlesenizde olur.

karmaşaya düşmeden sade ve basit düşünmeye çalışan biriyim. olabildiğince bu şekilde aktarmaya çalışırsanız sevinirim. teşekkürler.

Öncelikle şöyle söyliyim ben Kohut'un kitaplarının özünü kavradım. Adamın bu dünyaya katmak istediklerini ve karşı çıktığı şeyleri gördüm. Bu tarz kitaplar ağırdır ama bir müddet -bazı sebeplerden dolayı- bu tarz kitaplarla ilgilenmek zorunda kaldım. Çok zorlandığım zamanlar da oldu. Ama Kohut'da daha farklı bişeyler var. Freud un oluşturmuş olduğu şablona bağlı kalmak ve onun üzerinden birşeyler anlatmak için, bu anlaşılması zor terimler sıklıkla kullanılmış. Id-ego-super ego ben ideali, narsistik enerji gibi... Bu kelimelere çok fazla ihtiyaç yok.

Sorduğunuz soruya kendi fikirlerim ve Kohut u da katarak cevap vericem.

Düşüncelerimiz birbiriyle çelişen,çatışan ve yarışan benlik temsillerinden geliyor. İster adına cinsel enerji takın isterse başka birşey. İçimizde değişik kimlikler var ve hepsi birbirine galip gelmeye çalışıyor. Galip geleni daha çok benimsiyoruz ve eskisine veda etmeye başlıyoruz.

Bu kimlikler ilk olarak anne baba özdeşimleriyle kuruldu, sonra ise toplumun bize öğrettikleriyle gelişti ve sağlamlaştı. Yanlış olan kimlikleri de kendimize kattık doğru olanları da. Şimdi bunları ayıklama zamanı ve istisnasız herkes bu mekanizmayı uyguluyor, hayatta bu yüzden varız.

Bu kuram bana ne kattı?

Hayatın anlamını buldum diyecem inanmayacaksınız. Zaten forumdaki arkadaşlar da sağolsunlar benle dalga geçtiler. Geçsinler.

Zaten kendimce çok büyük bir piskolojik değişim yaşadım. Hatta bu dünya için o kadar fazlaydı ki doktorlarla terapilerle muhattab olmak zorunda kaldım.

Ne zaman Kohut'u şans eseri yakaladım. O zaman herşey rayına oturdu. Kendi iç sesimle arkadaş olmayı öğrendim. Onu önemsedim. Öfkemi de önemsedim, çılgınlıklarımı da önemsedim. Geçmişte yanlış kurduğum nesne ilişkilerinin kaynaklarını ve nesnelerini buldum ve onlara geri iade ettim. Onlardan kurtuldum, sakinleştim.

Freud kafası gitti yerine İNSANİ bir şey geldi. Dürtüler enerjiler gitti yerine EMPATİ gibi bir kavram geldi.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Kendi iç sesimle arkadaş olmayı öğrendim. Onu önemsedim.

hangi iç sesi? yani önce hepsini dinleyip (benlik temsillerinden gelen) sonrada sarsılmaz biçimde uzlaştınız mı yani?
hayatın içinde olaylara göre illaki birşeyler değişir, her şartta ,her iç sesinizi önemsiyor,hiçbirini bastırmıyor musunuz yani?(başka bir deyişle genel tavrınız bu mu?)


Kendi iç sesimle arkadaş olmayı öğrendim. Onu önemsedim.
Freud kafası gitti yerine İNSANİ bir şey geldi. Dürtüler enerjiler gitti yerine EMPATİ gibi bir kavram geldi.

empatiden kastınızı biraz açar mısınız?
 

Çağrı

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
16 Eyl 2013
Mesajlar
52
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şöyle bir düşündüm de, her iç sesimi önemsiyorum. İç sesin yanına duyguları da koyun. En ufak bir aşağılık hissetme duygumu önemsiyorum, birinden tahrik oluyorum önemsiyorum. Pijamayla otururken ve birşeyler düşünürken aniden öfkeleniyorum ve bu öfkeyi de önemsiyorum. Ve şöyle bir ipucu; toplum tarafından veya sıradan arkadaşlarınız tarafından ne kadar az önem verilen bir tarafınız-düşünceniz-içsesiniz varsa, bu ses o kadar önemlidir ve sizin benliğinizin derinlerinden gelir. O sesin peşinden gidin.


Empati dediğim de aslında bunla ilgili. Her türlü sorunun kaynağı empatisizlik. Empati yoksunu nesneyi içselleştirmiş olmamız. Ve empati yoksunu arkadaşlardan anne babadan medet ummamız. Örneğin bir erkeği cinsel-duygusal olarak yetersiz hissettiren yanlış empati yapan veya hiç empati yapamayan kadındır. Sadece bir örnekti.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Ve şöyle bir ipucu; toplum tarafından veya sıradan arkadaşlarınız tarafından ne kadar az önem verilen bir tarafınız-düşünceniz-içsesiniz varsa, bu ses o kadar önemlidir ve sizin benliğinizin derinlerinden gelir. O sesin peşinden gidin.

sokratesin kendini bil felsefesi var ve üzerine söylenen onca şeyde var. kohuta göre kendini bilmek mümkün değildir demiştiniz. peki en azından;

seçimlerimizin ne kadarı bize ait?

bunun hakkındaki düşüncesi nedir?

başka deyişle sizde;sizin benliğinizin derinlerinden gelir gelir diyorsunuz.

bir düşüncenin/seçimin/eylemin gerçekten bize ait olduğunu anlamanın belirli ölçüleri var mı? varsa bu ölçülerin kanıtı nedir veya sağlaması yapılabilir mi?

(çok kazık soru oldu farkındayım, bu kadar uzun süre kohutu özümsemişsiniz hazıra konup düşüncelerinizi duymak istiyorum :) )

***
ve yaşadıkça farkettim ki dönem dönem bazı düşüncelere kapılıyorum sonra zaman içinde bakıyorum ki kaybolup gitmişler... varmak istediğim nokta şu; olduğumuzdan daha huzurlu,daha barışık,daha mutlu olabilmek için hayatınızda uyguladığınız (geçici olmayan) şeyler var mı varsa neler?

gene kazık oldu :) tamam fazla yormuyacam bu mesajdan sonra sizi:)

ha birde yaşamın anlamını buldum demiştiniz paylaşır mısınız?
 
Son düzenleme:

Çağrı

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
16 Eyl 2013
Mesajlar
52
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Öncelikle şunu belirteyim psikanaliz şahsi konuşmaz. Bunu bilimsel kalabilmek için yapar. Sizi mutlu etmeye çalışır ama saçma sapan bir iş yaparken mutluysanız size o işin saçmalığını göstermez. Çalışıyorsa kurcalama mantığı hakimdir.

Bu yüzden Kohut olsa ne derdi nin cevabını tam olarak bilmiyorum. İçindeki kimliklerden hangisi seni daha çok mutlu ediyor? derdi. Terapistler soğuk bir yüz takınır ve kendi hayatlarını açık etmezler. Tüm bu sebepler yüzünden ben psikanaliz kitaplarını okuma işini bıraktım, kendi yoluma koyuldum.

Gerçekten bize ait olduğunu nasıl anlarız sorusuna şahsi olarak cevap vereyim:

2 şey geldi aklıma. Tüm maskelerinizden sıyrılıp evde rahat bir şekilde oturursunuz ya hani, o sizin en gerçek benliğinizdir. Kafanızdan geçenler düşünceler ve o an yapılan seçimler en gerçek olanlarıdır. Kanıtı var mı birşey diyemem, siz kendinizi gözlemleyin ve yaşayarak görün. İçinizdeki farklı seslerin izinden gidin ve sizi hangisinin daha SAHİCİ hissettirdiğini anlamaya çalışın.

2. aklıma gelen şey; kendinizi karizmatik gördüğünüz bir bölüm varsa bu bölüm de gerçektir. Ve izinden gidilmesi gerekir. Orda potansiyel vardır.

Diğer sorunuza bir cevap yok. Yazdığım anlattıklarım şeylerden anlamaya çalışın. Kendime fazlaca değer veriyorum, her bir iç sesime, ezik ve çaresiz olanlar da dahil.

Hayatın anlamı mutluluktan ağlamak gibi bir duygudur. 1 seneye yakın yaşadım. Hayatta doğru şeyleri yaptığımda başlayan , yanlış işler yaptığımda kesilen bir duygu. Şu an bu duyguyu yaşamıyorum daha ziyade huzur gibi bir duygu yaşıyorum, ilerde ne yaşarım bilinmez.

Bu duyguya kendi başıma ulaştım. Cinsellik-tanrı gibi meseleleri aşırı kafaya takıp sorguladım. Sonunda inanılmaz şeyler bulacağımı ben de bilmiyordum. Psikoloji-felsefeyle hiç ilgili biri değildim, ama sonrasında Kohut benim sakin kalmamı sağladı ve delirmekten kurtardı.
 
Son düzenleme:

esekherif

Filozof
Yeni Üye
Katılım
3 Nis 2015
Mesajlar
907
Tepkime puanı
5
Puanları
18
Kibir kabir gibidir, insanı kendi içine hapsedip börtü böcekle ruhunu çürüten.
 

Çağrı

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
16 Eyl 2013
Mesajlar
52
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Kohut'a göre empati insanı tedavi eder. Empati yapmaya çalışmak, empatiye izin vermek, karşınızdaki kişiyi empati yapmaya değer bulmak bile tedavinin başlangıcıdır.

İnsanlar ilişki arar, kendini bir başkasının gözünde var etmek ister. Toplum sizin birey olarak özelliklerinize "empati yapmaz" ya da çok az yapar.

İnsanın olayı içindeki saldırganlık-cinsellik gibi dürtüler değildir, insan en temelde bir ilişki arar. Bu ilişkinin ve empatinin kaybı her sorunun kaynağıdır.

Ben bir kez daha bu tespitleri ayakta alkışlıyorum.
 

Çağrı

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
16 Eyl 2013
Mesajlar
52
Tepkime puanı
1
Puanları
0
İyi hissediyorsun ve ben iyi hisseden biri miyim diyorsun.

Kötü hissediyorsun ve ben aslında kötü durumda biri miyim diyorsun.

Tek bir cevap bulmak istiyorsun ama bulamıyorsun. "Sen bazı zamanlar iyi bazı zamanlar kötü hisseden birisin." Bu bakış açısını kendi iç sesine dahil et. Ancak bu şekilde içindeki kötü hisleri iyiye çevirebilmek için kendine bir yol açmış olursun.

Bir sebepten ötürü iyiler ve kötüler birbirinden ayrıldı. Doğası gereği iyiler kötüleri, kötüler iyileri dışladı. Şimdi ikisini aynı anda kabul etme zamanı.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
"Empati; başka bir kişinin iç yaşamında kendinizi düşünme ve hissetme kapasitesidir."Heinz Kohut

Çoğu insan ise bencilce kendi düşüncelerini karşı tarafa empoze etmeye çalışır ve onlar gibi hissetmediğiniz zaman da size öfke duymaya başlar. Karşı tarafı anlamaya çalışan insan sayısı çok azdır.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst