Gençlik notları

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde ranaizm tarafından oluşturulan Gençlik notları başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 712 kez görüntülenmiş, 7 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Gençlik notları
Konbuyu başlatan ranaizm
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ranaizm

ranaizm

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2017
Mesajlar
30
Tepkime puanı
15
Puanları
8
Beni yargılamadan dinleyeceğinizi bilsem sizinle gerçekleri konuşurdum. Algınızı, tüm inancınızı, tabularınızı, geride bırakarak dinleyeceğinizi bilsem sizinle dost olurdum. Kendinizi oyalamadığınızı ya da daha güzel, daha altın orancı olmadığınızı bilsem benim için en güzel insan olurdunuz.
Yazarken seçtiğim kelimelere değil, anlama bakarsanız görürsünüz beni. Her kelime aynı anlamda değil, zaten kelimelerin kökeni de aslında sandığımız gibi değil. Allah sadece kelimelere muhtaç bıraksın..
Türl alfabesine karşı muhtaç olmamak için kitap okuyan birini duymadım henüz. Neden okuruz? Bunu neden severiz? Alışkanlıksa alışkanlık, alışmamamaya da alışırız yeter ki zaman olsun. Zaman için ayrı parantez açmayı geç onun için kitap bile yazarım (it is a big secret for me)
Kendimizi nasıl görürüz? Görmemiz gerekir mi? Tolstoy'dan, Montaigne'den, Azra Kohen'den etkilendiğim doğru, bunlar son bir aydakiler birde. Kim bilir kimler besledi bu beyni ya da geçip gitti ama içtiğimiz bir damla su bile yeter ya insana (tabi insandan insana) benimkiler de öyle, okuduğum her satır için belki düşüncelerime sızacak kadar analiz edebilmişimdir diyorum. Sızmasından kastım kendisinin bir elekteki ürün gibi beyine geçmesi değil, tadını bırakması, izinin kalması ya da kokusunu almamız ama inşallah onlardan daha farklı yemekler pişiririm. Amacım tam ne ben de çözemedim, Allah'ın planları neler bekliyorum, o kadar olasılık içinde beklemeyi seçmek budalalıktır ( bu lafı da montaigne'den öğrendim). Kendi irademi hiç zorlamadan, disiplinli davranmadan, salakça yaşıyorum. İşte Allahı'ın belki de benim için düşündüğü yere gelemem, hak edememiş olurum ya da oraya giderim ama zaten başka bir şey görmediğimden bundan haberim olmaz ölünceye dek..
Belki ölünce senin için hazırladığım dünyaevine gitmedin der. Gidemedin değil gitmedin. Bir 'e' harfi bize der ki; bu bahane bu da tercih, kelimelerin gücüne hayran kalıyorum, onları çok iyi kullanırsak dünyanın kralı oluruz... herkesin ayrı ayrı -her kitleden herkesin- tek ortak noktası 'kelimeler' ne dilde olursa olsun biyolojik ortaklık değil, kültürel ve muazzam.

Çok şımardığımda kendime gelmeye çalışıyorum yazarak. Mutsuz olduğumda yazarak kendime ışık oluyorum, yolumu aydınlatıyorum ve bunu borçlu olduğum bir Allah var ama sorun şu ki hangi bilinçle ve hangi iradeyle burdayım. Sebebim ney? Kim?
'HERKES HAYATIN AMELESİ' bu da azra kohen'in röportajındaki ben öznesiyle kurduğu cümle, olay bu KURMAK. Kelimeler beyin olmadan bir hiçken beyin kelimelere muhtaç olmadan yaşayamayacak kadar gelişmiş ve zengin değil, hücre bakımından :D
En bilgesi de en cahili de onları kullanıyor farklı farklı kurarak, kilit nokta: KURMAK
Fikirlerimi hatırlayamayacak kadar genç değilse beynim, ne diye hala 18'im
 

ranaizm

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2017
Mesajlar
30
Tepkime puanı
15
Puanları
8
varlığım sizinle anlam kazanıyo ve beynim ancak böyle harakete geçiyor rana bir şeyler yapmalısın diyorum bunlar benim tetikliyecilerim ruhumun ihyiscı olsn şey sömürü haksızlık ihanet savaş çünkü ancak böyle harakete geçip noluyo sorusunu soruyorum napıyosun sen diyorum etki tepki tüm olayımız kaostan beslendiğimizi herkes söylüyor demek istediğim i found myself
 

ranaizm

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2017
Mesajlar
30
Tepkime puanı
15
Puanları
8
cokk zeki ya da optimist yararlı bir insan olsan bile ne yedigimiz cok onemli besinler her seyi etkliliyor bunu veganligimdan bagimsiz soyluyorum, birini vegan yapmak benim basari potansiyelimin cok altinda
ne yediginizi bilmezseniz bilmediginiz bir insan da olursunuz.. ruhumuza ve bedenimze aldiklarimiza cok cok dikkat etmeliyiz bu cagda ev yemegi yemeye ozen gosterelim kisin en sevdigim yani bu hatta tek yani :(
 

ranaizm

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2017
Mesajlar
30
Tepkime puanı
15
Puanları
8
su saatte yapacak daha iyi bir işi,m yok kendime olan sevgim saygım tercihlerim doğrultusunda azalsa da bende ki etkisinin he zaman lehime olduğuna inandım, insan dünyaya dönüşebileceği en iyi versiyonu deneyimlemek için geliyor ve altın kapıya gitmek için altın yollardan geçmek gerekmiyor, toza karışmadan temizlenmenin tam anlamıyla, yaptığımız her neyden pişman olsak bile zaten önceden belirlenmiş bir şeyin sorumluluğunun bize ait olduğunu düşünmüyorum, kendimize sonuna kadar güvenmeliyiz yaptıysak vardır etkisi kendimize bir şans değil yüzlercesini hak ediyoruz böyle bir dünyada.. her şeyi her an özleyebiliirz aslına bizi biz yapan şeyler asla olmaz dediğimiz şeylerden vazgeçmeliyiz ki dediğim bir şey yok herhalde çöpte bile yatarım yeri gelirse ama daha pratik çözümler üretmek doğamızda var tabii insan olarak xd ottan boktan etkilenme dönemimdeyim 2 yıldır en çok okumamız gereken yıllar hayatımız kişiliğimiz şuan okuduğumuz şeyler belirleyecek ufkumuzu açabildiğimiz kadar açmalıyız hayatın aşktan paradan ibaret olmadığını fiziği matematiği sanatı romayı vegayı aeden'i ve daha nicesini bilmeliyiz.. ben bu yaşlarda daha doğrusu her yaşta birine körü körüne bağlanmayı gerçekçi ve doğru bulmuyorum doğruluk her neyse artık o da toplumsal bir normdan fazlası değil herkes gerçeği kendi oluşturuyor bana kalırsa
 

ranaizm

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2017
Mesajlar
30
Tepkime puanı
15
Puanları
8
boy kıslıgından ya da aladıgımız kilolardan şikayet etme sebebimiz tam olarak ne? herhangi bir saglık sorununa yol mu acıyor? yoksa saglık sorunlarınız oldugunu siz mi düşünüyosunuz? (mentalite de dahil) kendi vudumuzu mu dinliyoruz, başkasının vucut ölcülerini mi? peki bu guzellik ölçülrini kim belirliyor? toplum mu? vegan olmak için çabalarken anladım ki insanın bedeni dış çevresinden kat kat önemliyken, dış çevre size nasıl olmanız gerektigini aşılıyor bunu biz izin veriyoruz. onlar gibi görünmedigimizde (eksik ya da fazla) özgüven problemleri ya da öfke gibi sorunlarımız oluyor.

mükemmel değilim ve kusurlarıma kılıf aramıyorum. sadece gercek kusurlarımı arıyorum. toplumun belirlemedigi gercek sorunlarımı.. bir sorun oldugunu düsündüğünüzde onun size ait olup olmadıgını sormanızı istiyorum. herhangi bir başarım yok ama vücüumla ve kendimle ilgili çok sey ögreniyorum. vücu dengemi bozsam bile bana ögrettiklerine minnattar olmaya çalııyorum..
bunlar size yapay geliyorsa emin olun sizin için değidir, sadece ihtiyacı olanlar alır.

nefrete gerek yoksa aşka da gerek kalmaz. yazın ve çizin, kendinizde saklısınız. çok ilkel ama benden farklı olanlara saygı duymaya başladım. bu sanıldıgı kadar basit değil. bazen kendimizi o kadar görmüyoruz ki görmedigimizi bilmedigimizden, yapmış, olmuş ve bilmiş yanılgısına düşebiliyoruz. bunun bile yanılgı olmadıgından bile emin olamam.

özgüveni egoyla karıştırmayın, kibirlenmeyin, en değerli sey anlayış. anlamadıgımız seyler bilmedigimizden, bilmemek de karşı tarafın suçu olamaz? anlayış gösterin ki bilgeliginizi kanıtlayın. (note to myself hala uygulamaya çalıyorum).

dünyada her duyguya yer var, kendiniz olun ve ne kadar çeşitliyiz kendimize gösterelim. ikizimle bile o kadar farklıyım ki sanırım birbirimize benzeseydik çoktan ikimizden biri ölmüştü. farklılıga sahip çıkalım.
yaşama nasıl katkı saglarım diye düşünürken bir society üyesi olmanız gerekmiyor bence kendiniz olmak en degerli yardım. kendnizden utanmayıp keşfettiginiz günler diliyorum.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Ol; yap tut kır dök parçala onar; kısacası yaşa, çekinmeden yaşa

"görmediğimizi bilmediğimizden" bilemediğimizden sanki taştan duvarlarla engeller örülmüş, örmüşler; hep bildiğimi zannettim 3 yıl öncede şimdide zaman geçtikçe bilmediğimi anladım; insan böyle işte her çağında her yaşında kendisini göremiyor;: Değişince anlıyor yanlış olduğunu içinde bulunduğu zaman değil;
 

ranaizm

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2017
Mesajlar
30
Tepkime puanı
15
Puanları
8
optimistlikkk :D insanın en buyuk kibiri gönül rahatlıgıdır derler.. bunu dusununce tüm eksikligimizi goruyoruz zaten en azından görmeye calısalım. insan esrefi mahlukattır derler, canlıların en şereflisi en hayırlısı, ama aynı kişiler noksanlıgımızdan cahilligimizden ve yetersizligimizden de bahsediyor. sanırım bizi burada serefli yapan kendimizi bilmemiz, etkileştiklerimizi, çevremizdekileri, zihni yetersizligimizi görmemiz. hiç bir ayının karşısına geçip zekasıyla ayıyı kıskandırmaya çalışan birini görüp duydunuz mu? insan, ancak insanla insanlıktan çıkar, serefini kaybeder. bu aksam pek yazamadım cunku gonlum rahat gercekten. neyi dert edinsem kendime diye dusunmuyorum, ne yapıyorum burda, hayatımda, her gunumde, kendimi nasıl ortaya koyuyorum, hayatım gercekten inandıgım dogrular uzerinden mi isliyor, yazdıklarımı okuduklarımı analiz edip hayatıma modifiye ediyor muyum ya da etmeli miyim? kısacası ne yapıyorum, ne yaptım da gonlüm rahat.. bunu dusunucem uzun uzun. hak'la nefs birbirine karısmıs.
2 superpowers..
 

ranaizm

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2017
Mesajlar
30
Tepkime puanı
15
Puanları
8
kendi kendimeee yine kaldım :D hayatımın cok guzel ggittigi zamalar yani yapmam gerekenleri yapıyorum. kitap okuyoru yürüyorum geziyorum arkadaslarımla bulusuyorum namazımı kılıyorum hem bilim hem ilim tahsil ediyorum vs gğnlğk hayat böyle geciyor yani ömür geciyor..
19 yasında insanlar hayatın nasıl geciriceklerine karar veriyor. aile kanatları altında büyüyen geregi göremeyenler bizler haric.. bize göre hayat belirli bir anda başlıyo artık bekledigimiz seye göre degisiyor. hayatıma hic bir sorun yokken bir sure sonra hoslandıgım seylerden zevk almamaya baslıyorum. uzuntu olmayınca sevincin ici bosalıyo duygular saydamlasıyo renksiz tatsız sadece salt bir hal oluyolar. hayatı sarkaçın uclarında yasyalım demiyorum. belki de herseye izin vermeliyiz. oldugumuzu kisinin yasamasına, bizi degistirmelerine, üzüntülü müzikler dinlemeye, ya da cok ilkel bir sekilde yasmaya, amambazen fazlası yine zarar. ama nedense güzellik ve iyilik etkisini bir süre sonra üzüntü olmadan kaybederken üzüntü hep üzüntü? belki degildir. gercekten aklımda binlerce anlatı var her gün farklı haller var. karısık bir sptify playlisti gibi insanlar kendileriyle nasıl bas ediyolar. neden bir seyi yapınca yeterli görüyoruz mesela aklnızıa il ne geliyorsa. j
if you reading thisss write your current mood, can u pour? plssss and thankss for reading this goodbye
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst