Geçmiş Olsun ELAZIĞ Geçmiş Olsun TÜRKİYE..

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Köşe Yazıları kategorisinde elbisss tarafından oluşturulan Geçmiş Olsun ELAZIĞ Geçmiş Olsun TÜRKİYE.. başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 962 kez görüntülenmiş, 17 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Köşe Yazıları
Konu Başlığı Geçmiş Olsun ELAZIĞ Geçmiş Olsun TÜRKİYE..
Konbuyu başlatan elbisss
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan elbisss

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
images


Elazığ ve Yakın illerde hissedilen Deepremden dolayı Hayatlarını kaybeeden vatandaşlarımıza ALLAH tan rahmet dilerken Geride kalan ailelerine sabırlar diliyorum Depremde yaralı olarak kurtarılan vatandaşlarımıza ALLAH tan acil şifalar diliyorum Rabbimiz ülkemize ve vatanımıza bir daha böyle acılar yaşatmasın diye dua ediyorum..

Ülkemin İnsanın en çok neyini seviyorum biliyormusunuz???
Herhangi bir yerde zorluk olsun yada yardıma ihtiyaç olsun din dil ırk ve ülke ayırmadan elinde var yok bakmadan yardıma gönüllü ve karşılıksız olarak koşması böyle güzel insanları görünce o kadar mutlu oluyor ve ülkemin insanıyla o kadar gurur duyuyorum ki İyi ki bu ülkede gözlerimi dünyaya açmışım Ülkemin insanlarıyla İNSAN olabilmenin erdemi ve vicdanıyla bir arada olabilmek mutluluk verici...

#Ülkemi Seviyorum..

Böyle.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Artık olan olmuş tabiki herkese geçmiş olsun.

Elazığ bölgesi son 3 deprem tarihleri

9 Şubat 2007 yılında 5,0;
8 Mart 2010 yılında 6,1
24 Haziran 2011 ,5,4

deprem değil binalar öldürüyor. ve elazığ deprem bölgesi ve sağlam binalar yapılması gerekiyor.sürekli sallanan bu bölgede gerekli kontrolleri yapmayıp depremden sonra seferber olan devlet anlayışı tam bizlik.. sag zihniyetin resmi bu bence..bu halk artık kurtulmalı bu kafadan..ama nasıl? maalesef bizde siyasiler halkı ileri taşımak yerine mevcut zihniyeti kullanmaktan yanalar..
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Elbisss; aklıma ne geldi , sen bu depremde yıkılan binalardan ötürü devlet idarecisi (yerel ve merkezi) olan insanları kusurlu buluyor musun bulmuyor musun?

eğer bulmuyorsan sende klasik sagcılık ve islami düşüncenin zehirlediği beyinlerden birisin. (düşüncemi önceden açıkça söyledim ki aa beni yaftalıon, önyargılı düşünüyon falan deme, yargım ve kriterim ortada yani)
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Artık olan olmuş tabiki herkese geçmiş olsun.

Elazığ bölgesi son 3 deprem tarihleri

9 Şubat 2007 yılında 5,0;
8 Mart 2010 yılında 6,1
24 Haziran 2011 ,5,4

deprem değil binalar öldürüyor. ve elazığ deprem bölgesi ve sağlam binalar yapılması gerekiyor.sürekli sallanan bu bölgede gerekli kontrolleri yapmayıp depremden sonra seferber olan devlet anlayışı tam bizlik.. sag zihniyetin resmi bu bence..bu halk artık kurtulmalı bu kafadan..ama nasıl? maalesef bizde siyasiler halkı ileri taşımak yerine mevcut zihniyeti kullanmaktan yanalar..
Deprem kuşağında olan bir ülkeyiz bununla birlikte top yekün ülkemizi Kentsel dönüşüme sokacak kadar ne yazık ki mali gücümüz yeterli değil Bundan çok kuşak öncesinde bir deprem yönetmeliği yoktu o dönemlerde binaların nasıl yapıldığı neler kullanıldığı tam anlamıyla bilinmiyordu Mevcut belediyelerin 2001 yılından önceki imarlaşma ve yer zemin etüdü yapılmadan verdiği tapulaşma durumları da vardı...

Bu depremi magruz kılan sebeplerden en başlıcası 2001 den önce verilen imar ve imarlaşma yasalarının sundukları diyebilirim 99 depreminden sonra 2001 yılında yeni bir yasa ile imar ve deprem yönetmeliği getirildi deprem yönetmeliğinde binaların kullanacağı envanterden tutunda zemin etüdlerin yapılmasıda önem arzetti devamında 2001 yılından sonra insanların BİNALARINI İNCELETMESİ ve depreme dayanıklılık konusunda zeoloji muhendislerinden yanıtlar alması gerekiyordu

Ne yazık kı binaların inceletmesini insanlarımız ya yapmıyor ya bir şekilde aksatıyor yada zamana yayıyor bu konuda zorunlu bir yasa ile her binanın deprem dayanıklılığı belediyelerin öncülüğünde yapılması gerekiyor bu konuda belediye ve devlet birlikte çalışması ve kordine olması gerekiyor böylelikle sorunlara daha hızlı cevaplar bulabiliriz..

Deprem kuşağında olan bir ülkeyiz fakat daha çok çalışkan ve üretken olmalıyız birbirimizi suçlamak yerine birlikte kordineli çalışmalı ve üretmeliyiz kanaatindeyim...

Böyle..
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: ls2

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Elbisss; aklıma ne geldi , sen bu depremde yıkılan binalardan ötürü devlet idarecisi (yerel ve merkezi) olan insanları kusurlu buluyor musun bulmuyor musun?

eğer bulmuyorsan sende klasik sagcılık ve islami düşüncenin zehirlediği beyinlerden birisin. (düşüncemi önceden açıkça söyledim ki aa beni yaftalıon, önyargılı düşünüyon falan deme, yargım ve kriterim ortada yani)

Elbette düşünceni söyleyeceksin bu konuda sana asla öyle bir ithamda bulunmam çünkü ben öyle bir insan değilim hertürlü düşünceye ve fikre açık bir insanım benden şahsi düşüncemi almak istedin bende söylemek isterim...

Hayatımda birilerini suçlayarak anı ve zamanı kurtaran bir insan değilim daha çok soruna yada ileride yol açabilecek muhtemel temel sorunlara cevaplar ve çözümler üretmeyi daha çok seven bir insanım...

Hatalar aslında silsile gibidir bir zincir çarkına benzer her zincir başka bir boş halkanın içini doldur zamanla sorunlar toplaşıp bir patlama oluşturduğunda işte biz buna eyvaahh deriz böyle durumlarda sakin serin ve sogukkanlılığımızı yitirmemeli aksine birbirimize karşı daha fazla yardımcı olabilmeliyiz...

Kusur bulmak yada kusur aramak benim gözümde yapılacak en son çözüm yoludur mutlak hatalar olduğuna ve bu hatalara mutlak farklı sebepler dogurduguna ınanırım mesela 99 depremınden once bır deprem yonetmelıgı yoktu yada varsada ıcerıgı ve bınalarda kullanılacak malzemelerın oran ve degerlerı yoktu 2001 yılından sonra deprem yonetmelıgı devamında jeolojı muhendıslerı analızı ısıgında zemın etudlerının yapılması ve buna gore malzeme ve envanter kullanılması gerektıgıdır...

Devamında ınsanların uzerıne dusen ıse bına dayanıklılık testlerının yapılması ve yaptırılmasıdır bu konuda sorunlar bızı bulmadan ne yazık kı bınalarımızı olcturmuyor yada aksatıyoruz

Iste bu konuda geçmışlerden gelen hatalarımızı tekrarladıgımızda ortaya farklı netıceler cıkabılıyor ulkemızde denetım mekanızması eksık mı evet bu konuda yeterlı degıl dıyebılırım fakat eğer ıstersek daha ıyısını yapabılecegımızı çok ıyı bılıyorum bununla bırlıkte kentsel donusumlerde beledıye ve devlet ısbırlıgının daha hızlı ve serı bır sekılde olmasını temennı eden bırıyım..

Kendım ve sahsım Demokratık ıdeallere ınanmış ve adanmış bır ınsanım dıyebılırım Herhangı bır yere fanatıklıgım yok tek aşık olduğum nokta INSAN dır onun dısında dogru olan ısler varsa desteklerım yanlış varsa nedenlerı soyler ama sadece soylemekle yetınmez devamında çözum yollarınıda sunmaya yada fıkırlerıde soylemeye özen gösteririrm diyebilirim...

İnsanların beni nasıl tanımladığının benim için bir önemi yok benim için önemli olan var olduğum hayat içeerisinde insanlara ve ülkeme ne kaadar katkı ve fayda saglayabildiğimdir ki bu da hepimizin sorumluluğu olan vatandaşlık görevlerini bize anımsatır..

Öyle.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
eyvallah. ama kısaca şunu da söylemeliyim eleştri olmadan bilinçler gelişemez ve toplum gelişemez.. her eleştriyi yıkıcı ve kendine düşmanlık olarak algılayan bir zihniyet hastalıklıdır ve işte benim mevcut hukümette gördüğüm hastalıklardan biride budur.. bu bir hastalıktır ve zararlıdır ama insanın yapısı gereği uzun süre devam eden kötü birşeye zamanla alışabiliyor ve normal görülmeye başlanabiliyor..bu ise geleceğimiz için tehdittir bana göre..
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
eyvallah. ama kısaca şunu da söylemeliyim eleştri olmadan bilinçler gelişemez ve toplum gelişemez.. her eleştriyi yıkıcı ve kendine düşmanlık olarak algılayan bir zihniyet hastalıklıdır ve işte benim mevcut hukümette gördüğüm hastalıklardan biride budur.. bu bir hastalıktır ve zararlıdır ama insanın yapısı gereği uzun süre devam eden kötü birşeye zamanla alışabiliyor ve normal görülmeye başlanabiliyor..bu ise geleceğimiz için tehdittir bana göre..
Eleştiri olmadan yapılan eksiklikler bana göre daha geç görülür eleştiriler elbette olmalı fakat bazen o kadar abartıyoruz o kadar farklılaştırıyoruz ki işte böyle durumlarda eleştirinin dozajı yer değiştiriyor kişilik haklarına kadar saygısızlığa bile gidebiliyor...

Eleştiren insan öncelikle hangi konuda eleştirmen olduğunu bilmesinin yanı sıra taraflı olmaması gerekir yani karşı cephenin karşısında anti bir tez olarak durmaması gerekir gerçekten de eleştirdiği konum ve durum hakkında duruşu pozitif ve saydam olması gerekir..

Eleştirinin kıstasları ve sınıfları vardır bu değerler ölçüsü ve çerçevesinde olan bir insanın eleştirileri sıraladığında ve söylediğinde çok negatiflikle karşılaşmaz mevcut yönetim diyorsunuz ifade ediyorsunuz fakat ben kendilerini eleştirdiğimde karşıma dönük hiçbir olumsuz etki
almadım aksine teşekkürde aldım demek oluyor ki eleştiriyi yaparken iyi bir dil ve uslup da kullanmak gerekir...devamında eleştiride birinci olmak değil yada kendi düşüncemizi karşı tarafa empoze etmek değil aksine realiktif ve realist düşünce akımı ve süreci içerisinde pozitif ve saydam olabilmek gerektiğidir..

Bugün eleştiri yaparken konumun agırlıklarına göre o eleştirileri saydamlaştırmak ve esas ana fikri sunabilmek oldukça önemlidir..Eleştiriler elbette olacak insanlar eleştirilere elbette açık olacak fakat eleştiri yapan kişi karşı tarafın degerlerini dogru lanse ettirmek için savunuyorusa ve eleştiri yapıyorsa o zaman ortada saydamlık ve şeffaflık olmaz eleştiri yapan insan gerçekten de çözüm odaklı olabilmesi ve gerçekten de eksiklik ve ihtiyaç gördüğü için bunu yapmış olması geerekir...

Bana eleştiri bazında MAKALE yada TEZ yaz de ben sana dogru eleştirinin nasıl yapılacağını sayfalarca yazarım ta bı zamanım dahılınde beni yanlış anlama ama ulkemızde eleştırı yaparken genel manada suclayıcı ve yıkıcı yazılar yazıyoruz ve halıyle eleştırının ıcınde gerçekten de faydalı bırseyler varsa da bıle bu eleştırının dozajından dolayı ne yazık kı kaybolup gıdebılıyor..

Mesela
Bende sana ufak bır eleştırıde bulunmak ıstıyorum...

O kadar yazı yazdın fakat ne yazık kı Depremde hayatını kaybedenler ıcın gecmıs olsun bile dılemedın sadece yazının bır yerınde olanlar oldu dıye yazmıssın Böyle olmamalı ınsanları hatırlayabılmelıyız hatırlamak demek gerıde kalan aılelerıne saygı sunmak demektır Insana deger verebılmek demektır...

Yukarıda yazdığım örnek olan eleştiri dili dogru değil ve hatalı bir eleştiri dili bunu görmen için özellikle yazdım ve Kımseye benım senı yukarıda eleştırdıgım sekılde yönlendırıcı eleştırıde sunmamalıyız benım yukarıda ki yazım aslında birer örnektir bu yazım şekli yanlış olandır akıcı ve realist hatta şeffaf bir eleştirisel yazı istersen yukarıda ki yazıyı tekrar eleştirisel bazda hissettirmeden ana fikri vererek yazmamı istersen şöyle yazarım...

Depremde bir çok insanımız hayatını kaybetti onları bir nebze olsun hatırlamak ve ruhları için yad etmek bizlerin vazifesi ve borcudur diyebilirim Yaşamımızda İnsanlar için dua edebilmeliyiz hayatımızı depreme alıştırmalı ama deprem için radikal önlemlerde alabilmeliyiz kanaatlerimi ifade edebilirim..

Bu sefer ki yazıyı okudugunda aslında bir çok esaslı içerik içerisinde bir çok anlam ve cevap barındırıyor diyebilirim ve aslında bir çok yere mesajda iletiyor diyebilirim böyle bir eleştirisel mesajla kim zarar gördü bence zarar gören yok bu mesajla insanların vicdanına insanların kalbine dokunmak istedik başardık mı bilemem ama şunu iyi gördük mesaj insanlara akıcı bir şekilde iletildi diyebilirim

Güzel insan bazen gerçek kelimeleri oluşturabilmek ve eleştiriyi gerçekten de kazanım malzemesi olarak değilde gerçek manada içeriğin gerçekliğe iletilmesi için denersek ve gerçekten de bir çözüm arayışı için de fikir bulmayı denersek bence geri çevrilmeyecek ve açılmayacak bir kapı olmaz insanları suçlamak yerine şu kötü bu iyi demek yerine gerçek manada realist bir düşünce içinde çözüm yollarını daha akilik şekilde sunabilmeliyiz kanaatindeyim ....

Böyle.
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
eleştriyi bile bu kadar eleştrirken 18 yıllık iktidarı deprem önlemlerinin yetersizliğinden eleştiremiyorsun. yaw apaçık geri kalmış ülkeyiz işte maden kazaları ve depremlerde olen sayılarından bile bu belli..ve dostum senin bu naif dilinden fazlasını hakediyor bu durum..ben geçmiş olsun dedim ayrıca ve şunu bilki ben insanlar ölmesin istiyorum, öldükten sonra klasik sağ kafa gibi iyi geçmiş olsun dileyip dualar edip cennet temennisinde bulunmuyorum..insanlar ölüyor Elbiss !! ölüyor!!! bunu anlayabiliyor musun!!? iyi dileklerde bulunmak marifet sanıyorsun ellaham..(bulunmayalım değil tabiki bulunalım acılarını hafifletmeye çalışalım orası ayrı)

ve bu durumlardan tüm toplum sorumludur bence..
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
eleştriyi bile bu kadar eleştrirken 18 yıllık iktidarı deprem önlemlerinin yetersizliğinden eleştiremiyorsun. yaw apaçık geri kalmış ülkeyiz işte maden kazaları ve depremlerde olen sayılarından bile bu belli..ve dostum senin bu naif dilinden fazlasını hakediyor bu durum..ben geçmiş olsun dedim ayrıca ve şunu bilki ben insanlar ölmesin istiyorum, öldükten sonra klasik sağ kafa gibi iyi geçmiş olsun dileyip dualar edip cennet temennisinde bulunmuyorum..insanlar ölüyor Elbiss !! ölüyor!!! bunu anlayabiliyor musun!!? iyi dileklerde bulunmak marifet sanıyorsun ellaham..(bulunmayalım değil tabiki bulunalım acılarını hafifletmeye çalışalım orası ayrı)

ve bu durumlardan tüm toplum sorumludur bence..
Şöyle söyleyeyim 13 Mart 1992 yılında 6.8 büyüklüğünde bir erzincan depremi oluyor ve 653 vatandaşımız hayatını kaybediyor devamında 8057 bina hasar görüyor çok gerilere gidelim yıl 26-27 Aralık 1939 yine bir erzincan depremi ve şiddeti 7.2 ve burada da tam olarak 32 bin 962 vatandaşımız hayatını kaybediyor ve 100 bin vatandaşımızda yaralı olarak kurtarılıyor...

Guncel tarıhe gelelım yıl 17 agustos 1999 7,4 luk depremde 17 bşn 480 vatandaşımız hayatını kaybediyor 24 bin vatandaşımız yaralanıyor ..

Bu ve buna benzer bir çok durum öncelikle şunu kabul etmek gerekiyor ülkemiz bir deprem kuşağında olan bir ülke elbette önlemlerimizi alabilmeli ve elbette olabildiğince bir çok eski yapıyı kentsel dönüşüme sokmalıyız fakat şunu söylemek isterim ki 99 depreminden önce ve sonrası 2001 e kadar ilgili çıkmış bir deprem yönetmeliği yoktu bunu bırak binaların inşasında kullanılacak malzemeden tutunda betonun kalitesine varıncaya kadar ilgili bir mevzuat yoktu 2000 sonrası bu mevzuatları yenilendi ve halen geliştirilmeye devam ediyor 99 oncesinde bir çok belediyelerin yanlış yer seçimi yada yer seçimine uygun olmayan malzeme kullanımı gibi bir çok sebep ve sonuçlar vardı eğer suçlamalar yapıp ilerlersek bu konuda pastadan bir çok siyasi partiler payını alır diyebilirim..

Söylediğim üzere mevzu eleştirmek değil mevzu neyi nasıl ne şekilde ve ne kadar güzel yapabiliriz olmalı yani çözüm üretmeli ve çözüm üretirken de mevuzatları yeniden derlemeli ve düzenlemeliyiz ...bu konuda şeffaf bir eleştirimizi sunabiliriz...

Deprem için yeni yönetmelikte 2001 den sonra çıkan yönetmelikte binanın zemin etudlerın yapılması malzeme kalıtesı bununla bırlıkte demır kalınlıgı bununla bırlıkte kolon bırlesımlerının olması gereken ebat ve ölçulerı gıbı bir çok içerik evet bazı konularda devletımız denetım mekanızmaları acısından agır kalıyor bu hukumetın degıl ulkemızde kı resmı daırelerının agır işlemesinden ötürü bu konuda resmi dairelerin çalışma saatlerı ve iş akış duzenleri yeniden düzenlenmesi gerektiğine inanan biriyim hani ben başkan olsam devlet dairelerini tumunu kapsayacak şekilde sabah 8 akşam 6 da paydos şeklinde düzenler cumartesi günlerinide ögleye kadar açık tutardım biraz resmi dairelerimizin çalışmaya ve üretmeye ihtiyacı var buna gore de ucretlendırme tarıfesı olarak ek zam verırdım hak yememek gerekır...

Resmı yonetmelıklerın yanı sıra ınsaat ıcın ayrı bır denetım bırımı beledıyeler ıcerısınde oluşturmak ve bu bırımlerın amaç ve gorevlerı de tamamıyle bınaların denetımı ıle ılgılı kılardım...gezıcı mobıl destek ekıbı gıbı...

Bununla bırlıkte Japonyada kı sıstem olan raylı bına modelını de ulkemde zorunlu kılardım....Muteahıtlerın bina ruhsatı alması için bu modelı zorunlu kılardım bu modelın kavranması ıcın de yurtdısından ekıp getırır ulke genelınde egıtım seferberlıgı yapardım..Malıyet bıraz artsada once ınsan dıyebılırdım...

images


Bunun gıbı elbette bır cok modellemeyı devletımıze sunmalı orneklemelı ve hatta ana fıkrı akıcı bır sekılde aktarmalıyız fakat sunu ıyı bılmek gerekıyor kı devletın tum ulkeyı sılbastan ınsaa etmesı ne yazık kı mumkun degıl fakat depremlerdekı kayıplar azalsın dıye devletımız bır cok kentsel donusumu bu zamana kadar hıç olmadıgı bır sekılde hızlandırdı ve calısmalarına devam edıyor ...

İnsanlarımızın ölmemesini öncelikle ben hiç istemem benim için tek bir insanımın hayatı yaşamı bir o kadar değerlidir fakat bazen devletin yetişemediği anlar olabiliyor böyle anlarda bizlerde vatandaşlık görevimizin bilincinde olup devletten beklemek yerine binalarımızın dayanıklılık testlerını yaptırmalı ve buna göre önlemler almalıyız bununla birlikte yapılan binaları yerinde incelemeli kullanılan malzemeleri kaliteli ve standarta uygun betonlar kullanmalı malzemeden çalmamalı deniz yada göl kumunun kullanımına izin vermemeliyiz ve piyasada bilindik işini dogru yapan muteahitlerle anlaşmalıyız ...

Bizlerinde görevleri olduğunu ve bu hayatı paylaşırken ve idame ederken ülkemize katkılar vermemiz gerektiğini unutmamak gerekir...Eğer eleştirmeyle sadece işler bitseydi dünyanın tüm sorunları çabuk çözülürdü bizler yollar sunabilen olmalıyız bana kalırsa her binanın mutlaka Bina analiz testinden geçmesi gerektiğini ve bunun yasayla zorunlu hale gelmesi gerektiğini düşünen biriyim belki vatandaş için ekstra maliyet ama bu önemli bir süreç olacaktır diyebilirim Binaların dayanıklılık testinden sonra binaların zemin etudunun de yapılması oldukça önemli sonradan yapılmış deprem yönetmeliğinden geçmeyen binalar için söylüyorum...

jeoloji muhendıslerıyle daha yakın olmalı ve daha sıkı çalışmalıyız devamında bına satılırken satılan yenı bınalarda bınada kullanılan malzemenın yapısından tutunda envanter ıcerıgıne kadar bununla bırlıkte zemın etud bılgılerıde bınaların dış duvarına asılı bır sekılde durması gerektıgını yenı bınalar ıcın soyleyebılırım böylelıkle bu verıler beledıye sıstemlerıne kayıtlanmalı ve bına takıp sıstemı ıle bınaların 10 yılda bır kontrol surecınden gecmesı ve bına dayanıklılık sıstemınden gecmesı gerektıgıne ınanan bırıyım bu konuda ben bır cok çözum yolları sunarım önemli olan bu süreçte filkir alışverişi içerisinde olup yenilik ve çağdaş örgün süreçler üretebilmek diye düşünüyorum...

Söylediğim üzere ben eleştirirken aslında cevaplarıda içerikte sunan biriyim ben gözüme gözlük takan fanatik biri değilim içerikte anlatmam gereken süreçleri her daim sunan biriyim bazen çözümler yumaklar gibi birikir ona sihirli el değmek gerekir işte bunu başarabiliyorsak gelecek nesillere daha rahat ve daha yaşanabilir bir dünya bırakabiliriz kanaatlerimi iletebilirim..

Böyle.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
images


Dünya genelinde ülkeler içinde ve yönetim biçimlerinde bir çok sorunlar var her devletin sorunları farklılaşsada bir çok sorun beraberinde olabiliyor süper güç AMERİKA da bile bir çok sorun var yani şunu demek istiyorum dünyanın en kaliteli ülkesi olsanız bile mutlaka sorunlar ve çözülemeyen sorunlar kendini boy gösteriyor böyle durumlarda gerçekten de birşeyler den başlamaya başladığınız an o kadar çok sorun olduğunu ve yıllarca birikmiş o kadar çok sorun oldugunu farkediyorsunuz ki o zaman insan şunu diyor bunca yıl dünya insanları nelerle ugrastı diye...

Başkan olan herhangi bir ülkede başkan olan bir insanın sorunları çözmeye çalışırken ki harcayacağı vakti çok önemli kılması gerekiyor öncelikle ülkeyi ayakta tutmak istiyorsak inavasyon ve gelişime ve değişime ayak uydurmak zorundayız ve SANAYI DE DEĞİŞİM TEKNOLOJİ DE GELİŞİM sloganı ile endustrı alanında gelısmelı ekonomıye ıvmeler ve yenılıkcı degerler katabılmelıyız her sorunun çözümünde ise radikal kararlar alabilmeli ve alanında uzman ısımlerden de fıkırler onerıler alabılmelıyız..

Fıkrın nereden geldıgı onemlı degıl onemlı olan sunulan fıkırlerın ne kadarının çözüm odaklı olabildiğidir Bugün gelecek kuşaklar adına yenilikçi ve çağdaş bir bünye oluşturabilmeli ve bunun zeminlerini atabilmeliyiz herşeyin başı çalışmaktan ve ülke olarak üretmekten geçer...

Bir ülke ne zaman fakir olur biliyormusun???
Bir ülke ne zaman fikir ve düşünce üretmeyi bırakırsa işte o zaman o ülke fakirleşmeye başlar...Ülkelerin en büyük zenginliği para değildir fikir ve düşünce dir eğer bunun farkına varabilirsek bu zenginliği oluşturabilirsek yenilikçi çağdaş ve özgün olabilirsek gelecek yarınlarda daha çok kazanımlar elde edebileceğiz kanaatlerimi iletebilirim..

Evet eleştirin.. devleti insanları yöneticileri eleştirin fakat ortaya fikrinizi düşüncenizi koyun şöyle olursa böyle olur böyle olursa şu şekilde oluru hep ekleyin Başka yönetim gelir diğerini kötüler digeri gider gelen ötekini kötüler bunlar zayıf insanların seçtiği çözüm üretemeyen insanların sunduğu bahanelerden sadece bir kaçından birisidir..

Üretim fabrikası gibi sürekli düşünce ve fikir üretebilmeliyiz hatta bu konuda ilkleri yeri geldiğinde ilk biz başaran olabilmeliyiz ancak bu şekilde sorunların yumak olarak birikmesini önler akabinde çözümler üretebiliriz ancak bu şekilde esas zenginliğe kavuşabiliriz kanatlerimi iletmek isterim..

Öyle.
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
yaw heralde devletin tüm binaları yeniliyecek gücü yok..ancak bizi ikna edecek bir çabada görünmüyor..çözüm üretelim iyi güzelde sence kim dinlicek? sen hangi ülkede yaşıyon Elbiss, ülkede hukuk bile yerlerde devlet kurumlari akp yönetiminden başka kimseyi umursamıyor artık..ha bide adamlar para için imar barışı çıkardı haberin yok ellam, parasını ver her türlü binan artık yasal, sağlam mı değil mi kimsenin umrunda değil.. reklamlar gibisin yani..mutlu günler..
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
yaw heralde devletin tüm binaları yeniliyecek gücü yok..ancak bizi ikna edecek bir çabada görünmüyor..çözüm üretelim iyi güzelde sence kim dinlicek? sen hangi ülkede yaşıyon Elbiss, ülkede hukuk bile yerlerde devlet kurumlari akp yönetiminden başka kimseyi umursamıyor artık..ha bide adamlar para için imar barışı çıkardı haberin yok ellam, parasını ver her türlü binan artık yasal, sağlam mı değil mi kimsenin umrunda değil.. reklamlar gibisin yani..mutlu günler..
Evet devletin tüm binaları yenileme konusunda ne yazık ki gücü yok fakat ortada gözle görülür bir kentsel dönüşüm süreçleri var ve Türkiye genelinde 631 bin 723 bina riskli bina kabul edilirken bunlardan 515 bin 813 tanesinde yıkım işlemi tamamlandı bu verilere baktığımızda yeterli bir sayı mı değil daha fazla binaya yapıya ulaşmamız gerekiyor ama şunu görebiliyoruz ki bu konuda devletin bunca zamana kadar hiç olmadığı bir şekilde kentsel dönüşüme hız verip ödenek ayırdığını farkedebiliyoruz...Bu çaba ve özveri ikna edici bir durum olsa gerek sen önerini ve fikrini varsa sun bir gün mutlaka birileri dinleyecektir yeterki öneriler çözüm odaklı olsun ...

Ben ilk yazmaya başlağım 2007 li yıllarda yazarken oldukça çekingendim zamanla alışmaya başladığımda aslında yazmanın ne kadar değerli bir etmen olduğunu öğrendim bunca zamana kadar yazdım sundum önerdim ve inanırmısın dogru bir şekilde yazdığında sana geri dönüşler olabildiği gibi devamında önerilerin ve fikirlerinde hayat bulabiliyor bunca zaman zarfına kadar birden fazla önerilerim bir çok farklı alanda hayata geçti ve halende ömrüm vefa ederse öneri ve fikir sunmaya devam edicem hayata geçenleri sunmak istemiyorum çünkü onlar bende kalsın istiyorum...Öneride ve fikirde esas amaç karşı tarafa düşünceyi empoze etmek değilde gerçekten de birşeyler sunabilmek ve çözüm üretebilmek olsun diyelim...

Eğer önerin varsa yada fikrin varsa buraya sunabilirsin eğer dilersen ve istersen senin adına öneriyi kendimde üzerine katarak sunabilirim böyle bir kolaylıkta sunabilirim Önemli olan ben sen o bu şu değil önemli olan Türkiyenin menfaatleri ve çıkarlarıdır diyebilirim....

Türkiye de yaşıyorum ve bu ülkede olmaktan çok mutluyum ülkemde eksiklikler hatalar elbette var fakat bu her ülkede de farklı sebeplerden dolayı olabilen durumlar diye nitelendiriyorum...Ülkeme güveniyorum ve her konuda Ülkemin yanındayım diyebiliyorum Biliyorum ki siyasiler gelip geçicidir ama Ülkem her daim kalıcıdır sunacağım tek güzel bir önerinin yada fikrin hayata geçmesi bile ülkemin kazanımına dönük olacağını gayet iyi biliyorum amaç ve gayede bu olsa gerek...

Hukuk konusunda ve Devlet dairelerin yönetim şekilleri konusunda birşey diyemem ama şunu demek istiyorum ki ülkemin yargı sistemine ve yargı mensuplarına güveniyorum onlar ülkeleri için ter döküyorlar herhangi bir yer için değil bu konuda yani adalet dagıtımı ve tanzımı konusunda şeffaf ve objektif olacaklarına yürekten inanıyorum

İmar barışının esas temel sebebi gelırı dusuk duzeylı vatandaşlarımızın binalarına kat mulkıyetı almış olmalarını sağlamak bu konuda kentsel dönüşümde şöyle bir sorun oluşturuyordu insanlar daha önceki siyasi yönetimler döneminde binalarını seçim öncesi yaptırmış ve sadece arsa mülkiyeti almışlar fakat kat mulkıyetı alamadıkları için o bölgeye kentsel dönüşüm gelince haliyle arsasının uzerınden daıre alabılıyordu...

örnegın...3 katlı bır bınası olan dusuk gelırlı vatandasımızın sadece arsa mulkıyetı var yanı kat mulkıyetı yok böyle durumda arsanın metre karesıne göre bu vatandaşımıza 1,5 daire dusuyordu işte böyle durumda evını vermek ıstemeyen ve kentsel donusum surecınde surecı mahkemeyle uzatan ve o bolgenın kentsel donusumunu engelleyen bır durumdu....

İşte bu tarz sorunları gıdermek devamında ıse vatandaşlarımızın haklarını hıçe saymamak adına 3 kat ıcın vatandasımız kat mulkıyetı aldıgında kentsel dönusum geldiği anda bu vatandasımız 3 kat sahıbı yenı bına olarak sahıp olacak olmasıdır...Imar barışının yanı sıra yakın zamanda çıkmak uzere olan meclıste olan bır yasa daha var o da arsaların yada bınaların ada bazdan çıkarıp tamamıyle parselde olanla ilgili olacak olmasıdır bu konu muteahıtlerın ve kentsel donusumun hızlanmasına olanak saglayacaktır yasa merakla beklenıyor dıyebılırım...

Hayatta bır cok eksıklıkler hatalar ve yanlışlıklar olacak fakat bızler çalışıp ürettiğimizde kazanıp sunduğumuzda daha çok kazanımlar elde edeceğiz kanaatindeyim....

Başta hangi siyasi parti olursa olsun bizler öncelikle ülkemiz için üreticez ve ülkemiz için sunumlayacağız ...Halktan uzak olan halka yanlış yapan geçmişte faturalarını aldılar bundan sonrada yanlış yapan bedelını oder bu tüm siyasi partiler için geçerli bir söz diyebilirim....Hiçbir siyasi parti halktan büyük değildir ve olamazda.....

O yuzden şunu demek ıstıyorum ki herne sebep olursa olsun gözümüze gözlük takan yada fanatık olanlardan degıl sadece ve sadece Turkıye sevdalısı olmalı ve onun ıcın uretmelıyız...

Böyle.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Bir kaç öneri sunmak istiyorum...İzniniz olursa inşallah...

1-Binaların zemin etüdlerin kesin ve kesin jeoloji mühendisleri tarafından yapılması
2-Binalarda kullanılacak betonun mutlaka hazır beton tarafından yapılacak standartta olmasıdır
3-Binalarda kullanılacak malzemelerin ölçüm deger ve kıstasaların kurallara bağlanması bununla birlikte kolon birleşimlerininde kıstas dahilinde olmasıdır.
4-Binaların belediyeler tarafından BİNA TAKİP SİSTEMİ ile takip edilmesi ve bölgelerin envanterinin çıkarılmasıdır.
5-Binalara temellere yeni bir raylı sistem getirilmesi JAPON modeli bu bir süreç olacak bu süreç için müteahitlerin eğitimi filan zaman alacak ama zamanla bir süre verilerek bu süre zarfından zorunluluk halıne gelecek olması bu sureç olasıya kadar eskı model ıle devam edılmesı.
6-Bınalar sulak alanlara yada ovalara yapılacaksa bınaların zemının ozel yalıtımla kaplanma şartı getırılmesı
7-Okullarda DEPREM dersi getirilmesi ve seçmeli olarak belirlenmesi
8-Binalarda Kullanılacak KUM un kalitesinin şartlara ve normlara uygun olması ve saglanılması bu konuda KUM tedarıkcılerın beledıyelerce denetlenmesı..
9-Beledıyeler de BİNA TESPİT BİRİMİ kurarak yeni binaları denetleyecek ekipler oluşturulmalıdır..
10-Kentsel dönüşüm hız kesmeden devam ettirilmelidir..
11-Şehir plancılık konusunda projeler baz alınmalı ve icra edilmelidir..
12-Binaların seviyeleri yüksek olmamalıdır 7 kattan fazla o bölgede bina yoksa verilmemelidir sadece finansman merkezli binalar farklılaştırılmalıdır..
13-Yapılmış binaların dayanıklılık testlerinin yapılması ve bunun yasa ıle zorunlu hale getırılmesıdır...
14-Kusurlu ve hatalı olan bınalar bolge harıtası oluşturarak gereklı şartlar saglanıldıgında yıkılmalı ve kentsel donusume olanak saglanmalıdır..
15-Gecekondu ve yerleşke bınalara izin verilmemeli ve halk için ev kredileri dahada düşürülmeli ve her vatandaşımız sağlıklı evde hayatlarını idame ettirmesi için olanak sağlanması gerekir.
16-Meclis te Binalar ın geleceği adlı komısyon kurarak insaat ve teknıklerı ve kalıtesı ıle ılgılı konsorsyum kurarak gereklı onerı ve teedbırlerı raporlamalı ve buna gore gelecege yon vermelıyız...devamında Ulke genelınde FORUM lar kurarak alanında uzman kısılerden gelecegın ınsaası ıle ılgılı sureclerde yenı fıkırler uretebılmelıyız...

Bu söyledıklerımın bazıları oluyordur bazıları eksıktır bu konu uzerınde degılde önerileri daha da çeşitlendirerek YENİ NESİL ÇAĞDAŞ MODERN BİNA VE BİNACILIK sistemini oluşturmamız gerekiyor....Bu konu üzerinde bir çok şey yazmak istiyorum fakat şuan yeteri vaktim yok bu aşamasıyla birlikte aklımıza yeni fikirler gelebilir ve üretebiliriz önemli olan düşünerek üretmek olsun diyelim..

Böyle..
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63



kentsel dönüşümle ilgili verdiğin rakamlarıda googleye arattım sabah gaztesi cıktı



ya Elbiss tamam anlaşıldı senin neyin kafasını yaşadığın. mutlu günler. bu bir yaftalama degildir ancak eğer para karşılığı bu yazıları yazıyorsan insanlık onurundan yoksunsun..çünkü bu yazdıkların normal bir insanın bakış açısı olamaz gibime geldi..

Bilgi kirliği var bu çok bariz ama mesela enlasyonda devlet kurumlarının yalan söylediği çok açık..ee! bu durumda noluyor kurumlara güven düşüyor..sense alis harikalar diyarında gibisin..

ve bu ülkeyi sevenın sadece kendiniz olduğu algısını yaratma bölücülüğünü artık bırakın .. mhp le birleşince bide böyle bir propaganda başladı.. kimin ne kadar sevdiği siyasetin konusu olamaz..her insan ülkesini sever.. birini sevmediğini söylemek hukuki delil gerektirir.. bu tür insanlarsa her yerde vardır..savaşlara bakarsan işgal edilen ülkesinde bile düşmanla işbirliği yapan alçaklar olmuştur ve olacaktır...işte bu söylem belki böyle bir durumda hukuki delile gerek duymaz o alçakları bu millet bulduğu yerde paramparça edebilir..
 
Son düzenleme:

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
@Is2
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki konunun içeriği Deprem ve süreçleri eğer hassas bir konu olmasaydı ben bugun yargı ıle hukuk ıle bır çok konuya cevap sunardım ama eğri ama doğru bir şekilde fakat sunduklarım bu konu ıcersınde uygun olmaz

Neden uygun olmaz??
Çünkü enerjiyi ve dikkati sorun olan ve sorun teşkil eden problemde odaklamalıyız çok uzaklara gidersek işin siyasetinden çıkamayız...

Missal...
Ülkede herhangi bir konu açılır yada konsorsyum kurulur gündem atıyorum otomobil ihracatı olur belli bir süre böyle devam eder fakat birden konu değişir siyasete döner sonrasında ekonomiye döner sonrasında hiç anlamsız bir şekilde futbolcuların kullandığı otomobillere kadar dönüşür..

Buradan şunu demek istiyorum ülke olarak belli bir yere belli bir düşünceye odaklanmamalıyız eğer bir sorun varsa birlikte çözmeliyiz fakat bunu yaparken gerçek bir düşünce ve fikir havuzu oluşturacak şekilde yapabilmeliyiz bunu başarabildiğimizde bu ülkede fikir ve düşünce zenginliği başlar diyebilirim...Bu zenginlik başladığında hayatta kazanabileceğimiz en büyük zenginliğimizdir diyebilirim Benim derdim benim çabam benim amacım bu insanların sağlıklı bir şekilde düşünce ve fikir havuzunu oluşturup zenginleştirmesidir diyebilirim

Yazılarımı yazarken hiçbir zaman bir taraf olmadım hayatım boyunca da olmayı hiç düşünmedim eğrisi ile doğrusu ile kalemimi oynatmaya özen gösterdim çünkü beni en iyi anlatan beni en iyi resmeden yazılarım diyebilirim...

Biirilerinden para alıyorsun sözüne gelince dogrusunu söylemem gerekirse para benim hayatımın ikinci kısmı diyebilirim evet parasız birşey olmuyor ama yinede ikinci planım rahatlıkla diyebilirim Eğer birileri bana para verip bu yazıları yazdırmaya çalışsaydı karşı tarafa tebessum eder hadi oradan derdim Gönlün rahat olsun beni parasıyla kimse satın alamaz beni tanıyanlar beni iyi bilirler.

Ben proje adamıyım devamında sistem aşığı bir insanım hayatımda nerede olursam olayım kendi düzenimi ve sistemimi işime göre mutlaka oluşturan biriyim hazırı sevmeyen çalışkan üretken sürekli düşünen bir insanım aslında kendimi tarif etmeyi sevmeyen biriyim beni insanlar tarif etsin diyen biriyim eskiden insanlara bunada izin vermezdim ama şimdi izin veriyorum ...

Benim insanları ve canlıları düşündüğüm kadar hayatımda kendimi düşünecek çok vaktim ne yazık ki olmuyor kısa olan ömrümde şu insanlara azda olsun bir faydam olabildiyse bu onur bu güzel insanlarındır diyebilirim Hayatımda insanları hiç üzmemeye çalıştım hayalleri için yardımcı olmaya çalıştım ama gram kendime dair hayal kurmadım kuramadım başımı kaldırdığımda hep başka bir sorunla mücade etmeyi öğrendim tam rahata erdim derken sağlık sorunlarım oldu tam o geçti derken başka sorunla mücadele ettim anlayacağın o ki güzel insan hayatım hep mücadele içinde geçiyor benim tek derdim tek gayem siz güzel insanlarsınız ...Elimde çok fazla sihirli değnek yok istedğim anda her yerde olamayabiliyorum ama az çok demeden benden ne olur demeden şu insanlara çaba sunmaya çalıştım...

Ben sadece insanları değil dışarıda olan hayvan türlerini de çok düşünen biriyim bununla birlikte canlı türü olan doğaya da özverili bakmamız gerektiğini söyleyen biriyim Benim iç dünyam o kadar çok renkli ki bunu anlatamam hayatımda pes etme gibi bir durum hiç olmadı sürekli üretmeliyim sürekli sunumlamalıyım dedim öyle oldum öyle sundum...Kendimi anlatmayı hiç sevmiyorum sadece ihtiyaç olduğunu hissettiğim için sundum..

Evet ülkede bilgi kirliliği oldukça var bunun esas sebebi bilgilerin dogruluklarını araştırmadan yazmaya ve yorumlamaya başladığımız için oldugudur Ülkedeki en güzel zengilik bilgi hazinelerinin çok fazla olmasıdır fakat ne yazık ki yeni nesil sanal platformları daha çok fanatik olduğumuz bünyenin degerlerini koruyarak geçirdiğimiz için bazı realist değerleri yakalayamıyoruz...

Ülkedeki enflasyon oranlarının stabil edildiğini bazı degerlerin baz alınacak ürünler klasmanında değerlendirilmediği konusunda fikrimi beyan ederim Enflasyon getirisinin çalışma koşullarının iyileştirilmesinde kullanıması gerektiğini ve alt zümrenin daha iyi rekabet edebilme ve yaşam koşulunu oluşturabılme adına önemli diye düşünüyorum İnsanların bazı konularda alt zümre olarak kazançlarının iyileştirilmesi gerektiğini sunumlayabilirim bu konuda insanımın daha ferah daha refah seviyede olmasını çok isteyenlerdenim ama zamanı gelince daha iyi şartlar ve zeminler oluşabileceğini ifade edebilirim Ülke olarak biraz daha güçlenmeliyiz ve zamana ihtiyacımız var özellikle ekonomik gelişim anlamında diyebilirim....

Siyasete girmeyeyim fakat şunu söylemek istiyorum ki...

X bir parti başkanı 2 gün elazıg da kalmış ve diyor ki ben kurulmuş tek bir kızılay çadırı görmedim diyor :) ben de durdum kendime baktım acaba biz yanlış bir şey varda biz mi göremedik diye neyse bu beyfendi Teknoloji çağını ve dijitalleşmeyi unutuyor herhalde şılap diye kızılay çadırına girerken ki görüntüsü ekranlarda boy gösteriyor..

Benim böyle insanlara şunu söylemem gerekiyor..

Bakın Güzel insanlar bizler eski türkiyenin eski kalıntıları olan insanlar değiliz hiç olmadığı kadar araştıran hiç olmadığı kadar bilgiyi elde eden insanlarız eskiden olsa bazı sözlerinize inanırdık ama dünya gelişiyor ve gelişen dünyada insanlar olarak bizlerde değişiyor ve gelişiyoruz sizlerden ricamız ne olursunuz sadece TÜRKİYE için üretin ve düşünün diyorum.

""Konunun İçeriği deprem ve süreçleri yoksa konu ve akış siyaset olsaydı daha çok şeyler yazılırdı o yüzden güzel insan bu tarz konulara girince konunun ne kadar kırılgan olup dağıldığını göstermek için özellikle sunmak istedim..""

Deprem konusunda ki bir resmi sunmak isterim..

Bu resim de il il dönüşüm tablosu zamanla daha güzel daha iyi olacak inşallah Ülke olarak halklar olarak bilinçlendikçe daha güzel olacak inşallah...

1894

MHP konusuna gelince bir anım var söylemek isterim..
Hayatımda ilk defa MHP ilçe binasına adımımı attım o da yakın bir arkadaşımın dayısı milletvekili adayımış onun için adımımı attım adımımı attıktan sonra içeride bulunan kişi bana döndü baktı ve bu güzel insanıda getirmişler dedi bana bir çay bir ikram anlam veremedim hayatımda bu insanları tanımam ama onlar beni tanıyor bilemem...

Ben ilgiye sevindim ama kendi adıma rahatsız oldum çünkü hayatımda kendimi şımartmayı hiç sevmeyen biriyim benim yapım böyle insanlara gösterdiği ilgiden kızmadım hatta fotograf bile çektiler ama sıkılmıştım kalkmak istedim ve öylede yaptım...

İnsanların bir portre yi görmesini istiyorum bu portre de bir duruş olması gerekir

Bu duruş u nasıl sağlamalıyız dersekk??

O da geniş bir perspektimizin olmasıyla bunu yakalayabilmek için şablonumuzda TÜRKİYE olması gerekir eğer şablonda TÜRKİYE varsa hangi açıdan bakarsan hangi yükseklikten bakarsan bak her zaman insanın aklına TÜRKİYE menfaatleri ve Çıkarları ve Değerleri gelecek işte bu uğurda mücadele ve çaba verdiğinde aslında bazı söylenenlerin haklılık paylarını daha yakından görmüş olacağız diyebilirim amaç ve gaye ne olursa olsun hiçbir mücadele TÜRKİYE den daha değerli olamaz diye düşünmekteyim..

Böyle.
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: ls2

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Konu açılmışken ufak söylemek istiyorum akıllarda soru işareti kalmaması adına....

Bu yönetimi AKP yi hiç eleştirmediğimi düşünüyorsanız yanılırsınız dönemin içerisinde ilk gelen Başkanlık sistemini oldukça eleştiren isimlerinden biriydim hatta o zamanlarda bu sistemin derlenmesi ve düzenlenmesi gerektiğini söyleyen biriydim ve hatta bu sistemi daha işlevsel kılabilecek olan MODERAL PARLAMENTER SİSTEMİ modeli sunmuştum işte bu modelden bazı tezler alındı ve yahut eklendi şimdi ki yüzde 51 lık olan CUMHURBAŞKANLIĞI sistemi geldi benim MODERAL sistemde baraj yuzde 50 ıdı bu oran yakalanmadıgında ıkıncı bır secım oluyor ve ıkıncı secımde bırıncı olan partı kazanıyor ve başkan oluyordu...

Bununla bırlıkte KIDEM TAZMINATI FONUNA karşı çıktım ve halen karşımıza gelse yine karşı çıkarım ama eleştirisel bazda fakat ben sadece karşı çıkmıyorum yada eleştirimi sunmuyorum akabınde dusunce yollarınıda oluşturup neden ve sonuçları anlatıyorum..

Bununla bırlıkte ekonomı alanında kı sorunlarının bazı bölümlerini de eleştirdim ama çözümlerini de sundum...

Bununla birlikte ESAD ile birlikte çözüm yolu oluşturmamız gerektiğini ve SURİYE de konsorsyum sağladıktan sonra seçimle bölgenin başkanın seçilmesi gerektiğinide söyleyen biriyim ESAD ile doğrudan görüşemiyorsanız dolaylı görüşünde diyen biriyim çünkü bölgede bir lider olmak zorunda MERKEZİ SİSTEM ağır yara almamak durumunda eğer MERKEZ düşerse bölge çok daha büyük tehlike içerisine girebilir

Dönem içerisinde SURİYE de 3 lü bir federatif yapı olması gerektiği tezlerini de sunan biriyim fakat şu konsüle bakınca aslında benim için önemli olan SURİYE nin MERKEZİ nin düşmemesi gerektiğidir diyebilirim çünkü bölgenin kaderi açısından oldukça önem arzediyor SURİYE nin merkezi çökerse merkezi boşluktan ötürü bir çok aç kurt bölgede olacağı için bölge çıkılmaz büyük sorunlara ne yazık ki gebe verir o yüzden bazı konularda sayın PUTİN ile aynı düşünmekteyim o yüzden ASTANA sürecini daha realiktif düşünmeli ve daha da ferahlatmalı ve hatta düzene koymalıyız..

ESAD ın turk askerimize yaptığı haince saldırıyıda şiddetlee kınıyorum bunu es geçemem diyalog ve karşılıklı iletişimlerde daha açık ve saydam olmamız gerektiğini özellikle vurgulamak isterim özellikle ASTANA ruhuna ulkelerın sadık kalması ve gözlem noktalarının daha sağlıklı olması gerektıgını herhangı bır tacız olmaması gerektıgını de vurgulamak ıstıyorum.

Ben bir çok alanda eğri ve doğru söylemeye özen gösteren biriyim yani ben yazmaya yeni başlamadım ki 2007 yılından beri durmaksızın bir fiil hem yazıyor hemde ürettiklerimi sunumluyorum amaç ve gaye sadece KAZANAN TÜRKİYE olsun diye...

Böyle.
 
Son düzenleme:

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Söylediğim üzere Siyasete girdiğimizde konu dağılıyor o yüzden bundan sonraki süreçte Deprem üzerinden konuşmak istiyorum...Çünkü konu ve içerik böyle.

Öyle.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst