Felsefe ve "Biz"..Felsefenin neresindeyiz?..

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde lütfiakarçay tarafından oluşturulan Felsefe ve \"Biz\"..Felsefenin neresindeyiz?.. başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 327 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 2 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Felsefe ve \"Biz\"..Felsefenin neresindeyiz?..
Konbuyu başlatan lütfiakarçay
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan lütfiakarçay

lütfiakarçay

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
49
Tepkime puanı
4
Puanları
8
Felsefe,insanın yaşadığı evrende “kendini arayışı” ve yaşadığı olayları ve çevresindeki

nesneleri anlamlandırma cehd ve gayretidir..

Daha doğrusu gördükleri ve yaşadıklarının

arkasındaki “hikmeti” bulma çabasıdır..

Bundan olsa gerektir ki philo(filo)-sophia (sofi)

olarak telaffuz ettiğimiz Antik Yunanca kökeni itibarıyla da “bilgi/bilgelik sevgisi” olarak

adlandırılmıştır..

Descartes(Dekart)’ın “düşünüyorum o halde varım” çıkarımında ifade ettiği gibi düşüncenin

temellendirilmesi , sistemleştirilmesidir..

Peygamberimiz(s.a.v)’in ;

-“Hikmet müminin yitik malıdır,nerede bulursa orada alır..” hadisinde dillendirdiği

vatanı ve sınırları olmayan bilgi ve düşünce hazinesidir..

Felsefe,asırlardır yerleşik bir ön yargı haline gelen “bilim” ya da “din”in alternatifi veya

ona karşı geliştirilen bir “yol” veya çıkış değildir ;

aksine felsefe,bilim ve din anlayışına ışık tutan ve onlara bir “me’haz/kaynak” teşkil eden

düşünce atlasıdır..

Felsefe,Gazzali’ci veya İbni Rüşd’cü olmak değil ;

Platon’u İbni Sina ve Farabi’de..

Aristo’yu İbni Rüş’de okumak ve anlamaya çalışmak,bilgeliğin evrensel sularında özgür

olarak dolaşmaktır..

Matematik-Fizik-Kimya gibi pozitif bilimlerin izlerini sadece Batı’da değil Harezmi,Biruni

Ve Abdurrahman el-Cezeri gibi bilginlerin yazıtlarında Doğu’dan doğan ışıklar olduğunu

İdrak edebilmektir..

Mevlana’yı okurken Lao Tsu (Laotsu)’yu tanımak..

İbni Arabi okurken Spinoza ve Hegel’in ilham kaynağını bulmaktır..

Felsefe ya da düşüncenin yolculuk ve tarihçesinde Selçuklu veziri Nizamülmülk’ü

ve onun ufkunu çözdüğümüzde bu topraklarda ilmi ve kültürel zenginliğimizin farkına

varacak ve her nesilde yeniden doğacak “fikrî inkişafımız”ın önünü açmış olacağız..

Selçuklu’da zirveye çıkan “özgür ve özgün düşünce”nin..

kültürel ve sanatsal dinamizmin daha sonra İmam Gazzali’nin etkisiyle Osmanlı’da

duraklama dönemine girmesi ve felsefi dinamizmin yerini “otokratik düşünce”nin

alması ve zaman içinde bunun bir “devlet politikası”na dönüşmesi bizi Avrupa/Batı

ile olan çekişmede geri bıraktığı tartışılmaz bir gerçekliktir..

Gazzali’yi benimseyip İbni Rüşd’ü..

Hocazade’yi benimseyip Alaattin etTusi’yi..

Ebussuud ve İbni Abidin’i benimseyip İbni Sina Ve Farabi’yi dışlamak bize düşüncenin

boyutlarını sınırlama ve farklılıklarımızı görebilme ferasatinden mahrum bıraktı..

Ve son asırlarda bunun acısını bilim,sanat,kültür ve sanayi alanında ağır bedeller

Ödeyerek çektik..

Halbuki aynı ikilem ve çıkmaz Batı düşüncesinde de vardı..

Pascal ile Auguste Compte..

Bergson ile David Hume..

Jean Paul Satre ile Etienne Marcel..

Onlar dışlamadılar,dinlediler..

Biz,Gazzali’yi savunan Hocazade’yi el üstünde tutarken İbni Rüşd’ü savunan

Alaattin etTusi’yi dışladık ve tehcire zorladık..

Sonuç;

Tekdüze bir kısır döngüye takılıp kaldık..

Yapılması gereken “Felsefe”nin sadece zihinlerde kalmasının önüne geçerek

düşünce dünyamızı toplumun önüne sermek olmalıdır..

Sermeliyiz ki ;

düşünce hayatımıza yeni Cemil Meriçler’in..

Nurettin Topçular’ın..

Sezai Karakoçlar’ın girmesi mümkün olsun..

İnbi Sina..

İbni Haldun..

Biruni..

Mevlana’dan mülhem genç dimağların yeniden zuhuru umuduyla..

Vesselam..
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst