- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 29 Eyl 2013
- Mesajlar
- 258
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
Gregor Samsa, bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğedönüşmüş olarak bulur. İlk başta gördüklerinin gerçek olduğunu inanmak istemez ancakyatağından kalkmak isteyince buna inanmak zorunda kalır. O artık dev bir böcektir. Hersabah işe gitmek için bindiği tren saat altıda hareket etmektedir; bu yüzden en geç saatbeşte uyanmak zorundadır. Ancak saate baktığında saatinhemenhemenyedi olduğunu görür. Kalkmak istemektedir ama artık ona yardımcı olacak kuvvetli bacaklarınınyerinde birbirinden bağımsız hareket ediyormuş gibi görünen onlarca bacakçık bulunmaktadır.
Annesi oğlunun uyanamamış olduğunu sanır ve kapıya vurmaya başlar. Kilitlikapınınarkasından oğlunu uyandırmaya çalışır. Gregor kalktığını söyleyerek annesini savuşturur ancak sesi çok garip çıkmaktadır. Annesi onun hasta olduğunu düşünmektedir. Gregorbüyük uğraşlarla yatağından kalkar, yenivücuduna alışması hiç de o kadar kolayolmayacaktır. Saat sekiz civarında patronu eve gelmiştir ve çok kızgıdır. Gregor’a birkaç soru sorar ancak Gregor artık konuşamamaktadır. Sesi hayvan sesi gibidir. Kapıyızorlukla açar. Patronu onu görünce korkudan evden kaçar; annesi ise bayılmıştır. Babası onu sopa darbeleriyle odasına geri sokar.
Kız kardeşi Grete Gregor’a değişik yiyeceklergetirir. Artık Gregor kokuşmuş yiyecekleri tercih etmektedir. Annesi onu görmeye bile cesaret edememektedir. Babasından defalarca dayak yiyen Gregor’un vücudu oldukça zayıflamıştır. Vücudunda oldukça ciddi yaralanmalar oluşmuştur. Yemek dahi yiyememektedir. Aile meclisi toplanır ve sonuçta Gregor’ u evden atmaya karar verirler. Hizmetçi kız aileye şöyle seslenir:
-Boş yere zahmet etmeyin, Gregor öldü. Az önce Gregor’u çöpe attım.
Franz KAFKA / Dönüşüm.
Niçin Böcek?
Kafka'nın yaşamına dair hiç bir bilgim yoktu ve Dönüşüm adlı öyküsünü ilk okurken dehşete kapılmıştım. Öykünün sürekleyicilği bir yana, fobim haline almış bir böceğe dönüşmüş olma güdüsüyle kendimi Grete Gregor'nın yerine koymuştum adeta. Bir anda kendimi öykünün içinde dönüşen varlıklara dönüştürüyordum. Hem Gregor oluyordum hem de iğreltiyle baktığım bir böcek.
Tuhaf bir öykünün içinde sürükleniyordum, acı çekiyor ve derinlerde bir yerlerde yeniden insana dönüşmek umuduyla için, için dualar ediyordum tanrıya. En yakınlarının bile iğreltiyle yaklaştığı düşüncesi, berbat bir kabusta uyanamamaya benziyordu.
Öykünün sonunda Gregor ölüyordu. Saatlerce ağlamıştım, kendi yasımı tutar gibi, günlerce aile ferdlerine sitemkar tavırlar sergilemiştim. O ana kadar tiksindiğim böceklerden daha çok nefret etmeye başlamış bir böcek gördüğümde hınçımı öfkemi onlardan alıyordum.
"benzemeyeceğim işte size" diye bağırıyordum. Henüz onaltı yaşında, başka türlü derin düşünemiyor olmanın iç güdüsüyle, bir öyküden bu kadar etkilenmem doğaldı sanırım.
Yıllarca aklımdan çıkaramadın bu öykünün bende bıraktığı izleri. Niçin bu kadar etkisi altına almıştı beni, ya da niçin böceklerden bu kadar korkuyor ve tiksiniyordum. Adının bile bahsedildiği ortamlarda gövdemde bir böceğin gezindiği hissine kapılıp, uyuzlar gibi saatlerce kaşınıyordum. Bu bu niçinlerime kendımce yanıtlar bulmuştum.
Büyük ihtimalle, kafka'nında benim gibi böcek fobisi vardı. yoksa niye bir böceğe dönüştürsün dü Gregor'u? belki bu sayade korkusuyla yüzleşeçekti. Fakat o zaman, öykünün mutlu sonla bitmesi gerekmezmiydi. Ailesi, çevresi bu durumu kabullenir ve Gregor kalan ömründe mutlu bir böcek olarak yaşardı.
"neden böcek?" bu soruyor haftlarca sorup durdum kendime. Karınca,arı veza başka bir hayvan değilde niçin böcek.Pisliğin içinde barınan, görüldüğü yerde ezilen bir varlık.
Belkide Kafka bu dönüşümü, ığreltıyle baktığımız, özümüze laik görmediğimiz bir varlığa hissettiğimiz duygudan daha da kötüsü o varlığa dönüşmek, değişmektir demek istiyordu.Bu daha akla yatkın gelmişti benim için. Bir böcekten iğrenmekten daha kötüsü bir böceğe dönüşmüş olmaktır kuşkusuz.Tıpkı tavırlarından nefret ettğiimiz bir insanın tavırlarını huy edinmek gibi.Olup bitene atıp tutarken, değiştiğimizi farkedemeyip, horladığımız somut bir durumun kahramanı olmak gibi.
Belki de Kafka, Gregor'un kendisiydi, tıpkı ben olduğum ve okurken kendi olduğunu sanalar gibi. "Dönüşüm" anlamlı olduğunu düşünmekten vaygeçmediğimiz, düz bir ömür çizgisinin derinliklerine dalıp, varolma nedeninin gizemlerini ararken rutin yaşamın bir kölesi, bir parçası olarak ezilmişliğin bir öyküsüydü belki.
-Bu, ritüel yaşamın insana kendini önemli hissettirme sebeblerinin bir anda yok olması ve kırılganlığımızın farkedilmesi için atıllan sessiz çıklıkların duyulmasının öyküsü mü?
-Bu, toplumdan soyutlayamacağımız varlığımızın bazen bir böcek kadar ezilmişliği ve düzen altamacasında kuralsız işleyen bir gerçeğin öyküsü mü?
-Bu,manevi değerler kattıklarımızın, derinliklerinde hissettikieri ezme, şekil verme ve biz olma hakkını elimizden aldığı gerçeğinin bir öyküsü mü?
-Bu, kısır döngüsü içinde yaşamaktan bezmiş olsakta, dönüşmekten ve özümüzü aramaktan korkup kader olgusunu kabul etmek ve kendimizı görmekten,gördüğümüz gerçeğin bizi süpheye düşüreceği paradoksunun öyküsü mü?
Hayatın dönüştürdüğü bunca kavram kargaşası içinde, yılların bende değiştiremediği bir tek soru geliyor aklıma. Niçin Böcek?
Nisan. / 2013
Annesi oğlunun uyanamamış olduğunu sanır ve kapıya vurmaya başlar. Kilitlikapınınarkasından oğlunu uyandırmaya çalışır. Gregor kalktığını söyleyerek annesini savuşturur ancak sesi çok garip çıkmaktadır. Annesi onun hasta olduğunu düşünmektedir. Gregorbüyük uğraşlarla yatağından kalkar, yenivücuduna alışması hiç de o kadar kolayolmayacaktır. Saat sekiz civarında patronu eve gelmiştir ve çok kızgıdır. Gregor’a birkaç soru sorar ancak Gregor artık konuşamamaktadır. Sesi hayvan sesi gibidir. Kapıyızorlukla açar. Patronu onu görünce korkudan evden kaçar; annesi ise bayılmıştır. Babası onu sopa darbeleriyle odasına geri sokar.
Kız kardeşi Grete Gregor’a değişik yiyeceklergetirir. Artık Gregor kokuşmuş yiyecekleri tercih etmektedir. Annesi onu görmeye bile cesaret edememektedir. Babasından defalarca dayak yiyen Gregor’un vücudu oldukça zayıflamıştır. Vücudunda oldukça ciddi yaralanmalar oluşmuştur. Yemek dahi yiyememektedir. Aile meclisi toplanır ve sonuçta Gregor’ u evden atmaya karar verirler. Hizmetçi kız aileye şöyle seslenir:
-Boş yere zahmet etmeyin, Gregor öldü. Az önce Gregor’u çöpe attım.
Franz KAFKA / Dönüşüm.
Niçin Böcek?
Kafka'nın yaşamına dair hiç bir bilgim yoktu ve Dönüşüm adlı öyküsünü ilk okurken dehşete kapılmıştım. Öykünün sürekleyicilği bir yana, fobim haline almış bir böceğe dönüşmüş olma güdüsüyle kendimi Grete Gregor'nın yerine koymuştum adeta. Bir anda kendimi öykünün içinde dönüşen varlıklara dönüştürüyordum. Hem Gregor oluyordum hem de iğreltiyle baktığım bir böcek.
Tuhaf bir öykünün içinde sürükleniyordum, acı çekiyor ve derinlerde bir yerlerde yeniden insana dönüşmek umuduyla için, için dualar ediyordum tanrıya. En yakınlarının bile iğreltiyle yaklaştığı düşüncesi, berbat bir kabusta uyanamamaya benziyordu.
Öykünün sonunda Gregor ölüyordu. Saatlerce ağlamıştım, kendi yasımı tutar gibi, günlerce aile ferdlerine sitemkar tavırlar sergilemiştim. O ana kadar tiksindiğim böceklerden daha çok nefret etmeye başlamış bir böcek gördüğümde hınçımı öfkemi onlardan alıyordum.
"benzemeyeceğim işte size" diye bağırıyordum. Henüz onaltı yaşında, başka türlü derin düşünemiyor olmanın iç güdüsüyle, bir öyküden bu kadar etkilenmem doğaldı sanırım.
Yıllarca aklımdan çıkaramadın bu öykünün bende bıraktığı izleri. Niçin bu kadar etkisi altına almıştı beni, ya da niçin böceklerden bu kadar korkuyor ve tiksiniyordum. Adının bile bahsedildiği ortamlarda gövdemde bir böceğin gezindiği hissine kapılıp, uyuzlar gibi saatlerce kaşınıyordum. Bu bu niçinlerime kendımce yanıtlar bulmuştum.
Büyük ihtimalle, kafka'nında benim gibi böcek fobisi vardı. yoksa niye bir böceğe dönüştürsün dü Gregor'u? belki bu sayade korkusuyla yüzleşeçekti. Fakat o zaman, öykünün mutlu sonla bitmesi gerekmezmiydi. Ailesi, çevresi bu durumu kabullenir ve Gregor kalan ömründe mutlu bir böcek olarak yaşardı.
"neden böcek?" bu soruyor haftlarca sorup durdum kendime. Karınca,arı veza başka bir hayvan değilde niçin böcek.Pisliğin içinde barınan, görüldüğü yerde ezilen bir varlık.
Belkide Kafka bu dönüşümü, ığreltıyle baktığımız, özümüze laik görmediğimiz bir varlığa hissettiğimiz duygudan daha da kötüsü o varlığa dönüşmek, değişmektir demek istiyordu.Bu daha akla yatkın gelmişti benim için. Bir böcekten iğrenmekten daha kötüsü bir böceğe dönüşmüş olmaktır kuşkusuz.Tıpkı tavırlarından nefret ettğiimiz bir insanın tavırlarını huy edinmek gibi.Olup bitene atıp tutarken, değiştiğimizi farkedemeyip, horladığımız somut bir durumun kahramanı olmak gibi.
Belki de Kafka, Gregor'un kendisiydi, tıpkı ben olduğum ve okurken kendi olduğunu sanalar gibi. "Dönüşüm" anlamlı olduğunu düşünmekten vaygeçmediğimiz, düz bir ömür çizgisinin derinliklerine dalıp, varolma nedeninin gizemlerini ararken rutin yaşamın bir kölesi, bir parçası olarak ezilmişliğin bir öyküsüydü belki.
-Bu, ritüel yaşamın insana kendini önemli hissettirme sebeblerinin bir anda yok olması ve kırılganlığımızın farkedilmesi için atıllan sessiz çıklıkların duyulmasının öyküsü mü?
-Bu, toplumdan soyutlayamacağımız varlığımızın bazen bir böcek kadar ezilmişliği ve düzen altamacasında kuralsız işleyen bir gerçeğin öyküsü mü?
-Bu,manevi değerler kattıklarımızın, derinliklerinde hissettikieri ezme, şekil verme ve biz olma hakkını elimizden aldığı gerçeğinin bir öyküsü mü?
-Bu, kısır döngüsü içinde yaşamaktan bezmiş olsakta, dönüşmekten ve özümüzü aramaktan korkup kader olgusunu kabul etmek ve kendimizı görmekten,gördüğümüz gerçeğin bizi süpheye düşüreceği paradoksunun öyküsü mü?
Hayatın dönüştürdüğü bunca kavram kargaşası içinde, yılların bende değiştiremediği bir tek soru geliyor aklıma. Niçin Böcek?
Nisan. / 2013