Din Hakkında

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde Leonardo18 tarafından oluşturulan Din Hakkında başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,568 kez görüntülenmiş, 48 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Din Hakkında
Konbuyu başlatan Leonardo18
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

Maimonides

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Şub 2017
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
- Dünyadaki Ateist sayısı o kadar fazla değil. Bir de dini anlamaya başlamanın başlangıç noktası bence ateizm'dir. Ateizm noktasına gelinmeden bir şeye "gerçekten" inanılabileceğini zannetmiyorum.

Alakası yok dostum bu senin görüşün.


Kasyopya konusunu pek bilemem. Ben parklarda gezen bazı Hıristiyan misyonerle filan da karşılaştım. Kesinlikle yeni din arayışında değilim. Çoğumuz değiliz.

Kasyopya ne?

- Çok aşırı bir iddia da bulunulduğunu ben de kabul ediyorum.
+ Birçok ateistin maneviyatı (ya da insanlığı) herhangibir dine inananınkinden yüksektir.
- Müslüman örneği de iyi olmuş. Ben bu konuyu açtım çünkü "Müslüman = Bin Ladin" konusunun savunulduğu bir paylaşım sitesinden geliyorum. :)

Karl marksı bile sahiplenti bu ateistler oysa adam angostikti adamı zorla angostik ateist yaptılar.

- Hayır niye ağrıtacaksınız ki? İsterseniz Medyum Memişin müridi olun. Ben internetteki bir adamım. Bana ne?
(İŞİD'ci filansanız küfür ederim o ayrı, da 6-7 aydır savunmaya çalıştığım gibi, terörizm bir din değildir)

bana yazmış onu dostum sana deyil aklınca kafa buluyor.

- Ben konuyu biraz açmanızı isteyeceğim. Freud güzel bir örnek. Ama 2017'deyiz. kendisi için 100 sene öncesinin ilginç bir kişiliği diyebiliriz.
İnsanların %95'i filan şu veya bu şekilde bir üst varlığa inandıklarını ifade ediyorlar. Ateizm entelektüel kişiler arasında bile nadir sayılabilecek bir olgu. Da diğer herhangibir inanıştan daha mantıksız da değil.

açtım dostum üst başlıkta, Freud yıllarca ateizmi savundu fakat kendisi de sorunlu bir çocukluk geçirmiş, babasından nefret eden bir tipti. tanrı ile ilgili olumsuz yorumları kendi çocukluk devresinden kaynaklıdır.dini yanılgı kabul eder beraberinde ateizm de yanılgı olabilir ancak tatmini dinle sağlanamaz der. aslında Freud kendi mutsuzluğunu tanrıya bağlamış ve dini suçlamıştır. araştırmalarında taraflı olmuş, sorunlu kişilerin dini baskı sonucu psikolojilerinin bozulduğunu iddia etmiştir oysa tedavileri süreci ve notlarında tanrıyı rededenlerin hep travma yaşayan kişiler olduğunu not düşmüştür.taciz,kayıp,korku,umutsuzluk,çaresizlik vb.
ateistlere bak şöyle bir hepsi sorunlu tipler, donuk ve umutsuzlar. çoğu ya dinden korkmuş ateist olmuş veya kötü olaylar yaşamış ve aşamamıştır v.b.
 
L

lamei

Ziyaretçi
Tartışmaya takatim yok,
- yorgunum.

Çok araştırdım, uykusuz kaldım, kilo verdim, saçım döküldü..

İnandığım "İSLAM" oldu.

Ötesi yok.
İslam güçlü, İslam hak, İslam huzur..
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
-
Kasyopya konusunu pek bilemem. Ben parklarda gezen bazı Hıristiyan misyonerle filan da karşılaştım.
Kesinlikle yeni din arayışında değilim. Çoğumuz değiliz.
.
yeni bir din değil.. yeni bir din buluşunda, ya da (yeni bir din) verme arayışınıda değilim-hiç değilim
sanırım çoğumuzda değiliz

---------- Mesajlar Birleştirildi at 06:04 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 05:39 ----------

ama misyonerlik konusunda,misyon anlamında;
bu metnin ismen ya da içeriken tanıtılması duyurulması/bilinmesi ve tanınması anlamında kendime pay ve sorun üstlendiğimi ve bunun da bi misyonerlik faaliyetli olarak -geniş- yorumlanabileceğini de değerlendiriyoruz....
 

Maimonides

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Şub 2017
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Dediğim çok basit bir fark. Bir biyolog çıkıp da fizik ya da astronomi konusunda açıklama yaptığında nasıl yersiz oluyorsa, bir matematikçi çıkıp biyoloji alanında açıklama yaparsa aynı şekilde yersiz oluyor. "Bilim" denilen şey, tek bir alan değil, bu yüzden insanların alanları farklılaşıyor.

Yani, bilimsel bilgiye dayandığını iddia ettiğiniz bu varsayım hakkında hiç bir bilimsel kanıtınız yok? Ben de öyle düşünmüştüm. Ancak, şöyle bir durum var ki, diğer arkadaşların da dikkatini çekmek istiyorum.

Başlığın açılma tarihi 3 Şubat, bu kişinin üye olma tarihi 4 Şubat ve hem kavga çıkarmaya yönelik bir üslubu var hem de felsefi olarak hiç bir bilgisi veya öne sürdüğü bir şeyi yok. Pilot kalem videosunu atabilecek kadar hatta. Tek amacı, karışıklık çıkarmak. Son dönemde sitedeki trollerin miktarı da artmıştı. Bu yüzden, bu kişinin troll olma ihtimali çok yüksek. Başından beri şüpheleniyordum ama son mesajıyla onaylanmış gibi bir şey oldu.

dostum kavgaya gelmedim, trollikde yapmıyorum. video sana basit geldiyse bilemem videodaki matematiksel rakamları duydun bana mantıklı bir izahını yap o zaman. tesadüf kabul ettiğin oluşumun neden olamayacağını anlatmış matematikçi kardeşimiz hem de rakamlarla neden bilimsel deyil diyorsun?

@epoché hanfendi senin narin bir hanfendi olduğunu bilmiyordum Celebhol beni ikaz ettikten sonra farkına vardım, kaba uslup için özür dilerim epoché ayrıca apaçi gibi güzel bir nikin var. kaba davranışım için özür diliyorum.
 

X

FAdmin
Onursal Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
693
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Cenâb-ı Hakkı bulan neyi kaybeder? Ve Onu kaybeden neyi kazanır?” yani;

“Onu bulan herşeyi bulur. Onu bulmayan hiçbir şey bulmaz, bulsa da başına belâ bulur”

Alıntı
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
@Celebhol @Maimonides

Maimonides'e matematik konusunda hak veriyorum çünkü matematiği yok sayarak evrenin sırları çözülemez. Antik Uzaylılar başlığında yazmış olduğum piramitlerin matematiksel dizaynı ve o gün asla bilinemeyeyecek olan bilgilerin bilindiğinin ortaya çıkması, hiç de göründüğü gibi olmayan bir dünyada yaşadığımızı ve bunun tesadüfen olamayacağını cok uzun zanamdır benim açımdan netleştirmiştir.

Celebhol de şu konuda haklı, benim düşündüğüm kadar net konuşmak şu aşamada bilimsel çevreler açısından mümkün değildir.
 

epoché

Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Eki 2016
Mesajlar
134
Tepkime puanı
2
Puanları
0
@epoché hanfendi senin narin bir hanfendi olduğunu bilmiyordum Celebhol beni ikaz ettikten sonra farkına vardım, kaba uslup için özür dilerim epoché ayrıca apaçi gibi güzel bir nikin var. kaba davranışım için özür diliyorum.

nikim -hanfendi- niki değil ki sayın Maimonides :confused:

Ne için özür dilediğini bilemiyorum, ben sana bir şey söylemedim ki?

İletini okumuştum, ona bir yanıt yazmamamın sebebi (problem buysa), senin, teoloji ile felsefe arasındaki farkı bilmediğini düşünmemdi. Felsefe yapacaksak kabul, zırvaloji *öhhö öhhö*, pardon teoloji, ne yazık ki b-ilgi alanım değil.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
İnanç tek başına sürdürülebilir bişi değil..inanç başkalarınca onay ister,başkalarıda inansın ister..katılım ister.. ve bu istek sonsuzdur asla bitmez..

artık unutulmuş Tanrılara kimse inanmıyor..

kimse inanmadığı için kimse inanmıyor..
**
Dijital; gizemleri kabul ediyorum ancak bu gizemler aynı bilinmezlikler gibi hiçbir inancın kanıtı olamaz.. ister kabul et ister etme ama kutsal metinler akıl ve bilim tarafından büyük aşınmaya uğratılmıştır, bu dinlerin mensupları ortalama 200 yıldır bu metinleri savunmakta zorlanıyorlar .. dolayısı ile gayrı - dindarlar yükseliyor..artık dine hizmet düşünceyle bu savaşa katılmaktır. inanmayanları yaftalamaktan,baskılamaktan vazgeçmelidir ne demişler fikirlere kurşun işlemez...

**
(sana baskıcı demiyorum yaftacı diyorum yanlış anlaşılma olmasın:))
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Selamlar,
...
Ben Ateist Forum diye bir yerden geliyorum.

Buradaki arkadaşları Temmuz ayından beri filan takip ediyorum. Temel konular şöyle ".....". Filan şeklinde,

... size göre din nedir? Veya Ateizmi nasıl algılıyorsunuz?
Dini nefret olabilir mi? Aynı şekilde "Dinden nefret etme" mümkün mü?
Bunu tartışalım.

düşünüp durup çok sildikten sonra
- belirsiz- son karalamam
----


din şu demek;
insanın varoluş sorununa verilmiş kesin net ya da üzerinde uzlaşmış bir yanıt-ı yoktur
( insanlık gerçeğinin;
insanın gerçeği bilinmezdir ya da keşfedilmemiş midir?
gerçeğin bütünü hakkında (nitelikli ya da nisbi) izlem-gözlem yoktur ya da yetinememiştir-bilgi tamam değildir-bilme gerçekleşmemiştir)

ve varoluş; bir bilmece (bilimsiz-bilmesiz bir oluş hali/dile geliş hali değilse bile), bir travma ya da (üste/dışa ya da her'e -diğerler vb. bağıllık) bağımlılıktır.

Ya da bilimler ve bilmeler şüphelidir-kesin izge değildir.

Ya da kesin olmayan bu izgeler düzensizdir ve gözlem vermez
ya da yeterli gözlem sunulamamıştır ve yoktur

Ya da bunlar üzerine kesin temalar işlenemez. Varoluş kararsız ve tutarsızdır. Bu değilse gözlem yetkin ya da etkin değildir

Subjektivite de farklı izlemler/gözlemler (ve kişisel kanımlar hakimdir) tutarlılık üretmek zor bir çabadır-bir yere varılamaz toplamıdır

Subjektivite de ve tutarsızlıklar (az biliş-çok biliş -kavrayış kavramayış vb) gibi denklemler ve algılar vardır

akıl organ olarak fizik bedene konmamıştır ve din gerçekte bir komandodur; ki bir organ olarak gerçeklik algı organı mıdır?
bilmiyorum ama evet (din bir organ olsaydı) -pankreas -kadar oldukça işlevseldir. bu tartışılabilir

İnsanın gerçeği ya da varoluşu kapalı/açık bir evren gerçek ve dünya bütün gezegen içinde bulunuşunda;
Üst varlığa-üst gerçeğe ya da başka bir gerçeğe ,dış (diğer) gerçeğe, hayallere örgülü/örülü ve bağımlı (olsa ya da olmasa bile) bu hislere yakın ve bileşik olarak izlem sunar

İnsan doğadaki tüm gerçeği takip edip yaşam sürdürürken ölümle sonlandığı gözlenen yaşam örgüsü,varoluşun/varoluşunun ya da yaşamsalın bütünselliği/neliği-formu üzerine bilgi dinamiğine-karmaşasına ve temasına itmiştir

Birbirine bağıl/girili -örgü- olarak yaşayan şeyler (ve varolan şeyler) örgülülüğü derin nispette tanımsızdır belirsizdir ya da ölçüsüzdür. insan kendine kendilik verir-duyar
bu şeyler belirsiz ve yetersiz olarak algılanmaktadır-bilgi oluşturmak ya da uzlaşı için

varlığı bir karmaşadır ve insan bunu adlandıramadı-yeterleyemedi
bölük pörçük /parça-nisbi varlığını belirleyemedi-adlandıramadı ya da tanımlayamadı ve tamamlayamadı

---

idealdeki /tanımlamdaki ateizmde şu demek

insan bu yukardaki soru ve sorun cevap ikilemleri karşısında din ve tanrı kurumları,kuramları türetmiş ve oluşturmuştur

insanın bugüne kadar üretiği bilgi ve verdiği bu cevaplarda ürettiği tanrı (cevabı) niteldir, eksiktir ya da yersizdir-tamam değildir

bu haliyle bu olguya tapılamaz-tapınılamaz ve yönelinemez öncelikle bilgi tamamlanmalıdır

insanın bugüne kadar cevap (ve köken-sonlama-niteleme de ) olarak ürettiği tanrının (ve tanrı fikrinin) boşlukları vardır-noksanlıkları vardır
din kuramları ve bilgi yetersizdir- tamam değildir- henüz tamamlanmamıştır-devam edelim- aramaya devam edelim biz

ama gerçekteki ya da pratikteki ateizm;

(insanın bugüne kadar üretiği bilgi ve verdiği bu cevaplarla oluşan din kurumu yazımlarının çelişkileri vardır)
-
dinlerin çelişkili ifadeleriyle (ya da dinsel metinlerin karşıtlanması-karşıt olgular ve açıklamalar türetilmesi vb. uğraşıyla ilgilenen) ve bunlarla savaşa girişmiş yüzeysel bir düzlem gibi/olarak çıkıyor karşımıza

ilk etapta-öyle gözüküyor
 
Son düzenleme:

Maimonides

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Şub 2017
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
nikim -hanfendi- niki değil ki sayın Maimonides :confused:

Ne için özür dilediğini bilemiyorum, ben sana bir şey söylemedim ki?

İletini okumuştum, ona bir yanıt yazmamamın sebebi (problem buysa), senin, teoloji ile felsefe arasındaki farkı bilmediğini düşünmemdi. Felsefe yapacaksak kabul, zırvaloji *öhhö öhhö*, pardon teoloji, ne yazık ki b-ilgi alanım değil.


komiksin dostum Celebhol gibi sen de komik dünya her şey şaka diye kendinizi kandırmaya devam edin. ben yine de bildiklerimi paylaşıp sizin gibi ateist dostları aydınlatmaya tüm gücümle devam edeceğim at binenin, kılıç kuşananındır.

@Celebhol dostum evrenin tesadüf eseri olduğuna inanıp benim siteye tesadüf eseri geldiğime mi inanmıyorsun:O Başlığın açılma tarihi 3 Şubat, bu kişinin üye olma tarihi 4 Şubat yazmışsın:confused:
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
devletin bile varlığı yokluğu-neliği tartışılabilir ve karşı devlet /devletsiz teorileri ve kuramları vardır öncelikle
meseleye böyle bakalım bir de
deneyelim

----

din bir kurumdur ya da kuramdır ya da nedir siz tanımlayın
olgudur diyoruz -onu nerden böleceğiz
ona nerden bakacağız ve nerden ucundan tutacağız onu
indirgeyeceğiz ya da çoğaltacağız ya da sondurgayacağız ama onu böleceğiz biz

öncelikle din dediğimizde bu çınlama tüm din olarak sınıflanan "a" vurgularına vurgu yapar değil mi?
tüm din olarak sınıflanan olguları ve olayları içine katar
geniş kapsamda bir din taımını /neliğini nasıl belirleyeceğiz
yakın bir vikipedi tanımına gidebiliriz ve bunu genelleyebiliriz ya özelleyebilir

kavramsal tartışmanın sürmesi için ve çıtalanması öncelikle bir din tanımı "a" gerekir
ve uzlaşılmış tanım

din tanımı "a" tartışmasının önce varıllanması ve uzlaşmacılarca benimsenmesi öncelikle yerindedir,

Burakdaki genelleme ve özelleme bu tanımı sağlayamazsa aynı şeye din demiyorsa aynı şeyi tartışmıyor oluruz başlılıkla
bunun dışında alt gruplaşmalar (toplumlaşmalar ve genelleşmeler-özelleşmeler) oluşur
ve bunlar kavramsal olarak çatışır ve bu bir gelişme vermez-bilgi

-Aynı şeye din diyen a grubu gelişir. Farklı şeye din diyen b grubu vb. özleller gelişir.

Aynı "a" kavramında (ortak din tanımı olarak) uzlaşmamış ve aynı (şeye, aynı tanımlanır a ya ve) a olgusuna din demeyen toplulukun farklı dinamikleri özeliyle çatışır
Matematiksel olarak kavram aynı kökene kökenlenemli ve aynı tanımı sağlamalıdır zihinlerde

a grubu b söylemi ile çatışacaktır çünkü kavram da uzlaşılmamıştır

öncelikle din dediğimizde tüm din alarak ifade edilenebilen şeyleri bütün olarak düşünürüz ve düşünmeliyiz

Genellemeler, özellemeler, varsayımlar ya da yargılar ve vargılar türetelim o halde bolca türetelim

Din olgusu tanrı olgusuna/varsayımına ya da dinamiğine yüklenen/yaslanan (değinen) bir olgudur
Tanrı nedir? sorusu belirir -doğar

Bunda bir uzlaşılmışlık yok ki varlığı yokluğu tartışılsın
biz bir kavramsal düzenli tanım kurarız ve getiririz öncelikle ve bu matematikleştirilir/nitelikleştirilir değil mi? bunda uzlaşık mıyız?
Bir genel tanrı tanımı getirelim
bir dayanak
vikipedi bahsetmeleri üzerinden kavramsal matematiksel tartışma
kavramsal öznelere genellenmiş tartışmalar

varlığı ya da yokluğu neye temellenecektir
biz bir tanıma tanımlamalıyız ve temellemeyliyiz öncelikle kavramsal tartışma yürütüyoruz

Tanrı genellenmiş ya da özellenmiş farketmez objektif bir dürtüde şu şekilde tanımlanabilirdi

Bir, objektif ,varlık varsayımına yaslanamayız

Tüm varlığı varettiğine inanılan varlık
inanılan kavramı geliyor burda
inanılıyor bir geniş zaman ve inanılma fiilini tüm zamanlarda bunu gerçekleştiren öznenin düşüncesine vurgu içeren bir genelleme/özelleme- ve değinme olarak var sadece .böyle somutlaştırırız

ve inanılıyor derken, bunu öznelerin, inanılma/inanma fiilline ve fiilen inandıkları anına/anlarına genelleriz

olgusal olarak inanılma köküne ve ona inanılan özne düşüncesine ve inanılma filiyle geçirilen anlara gebe olgu olarak tanımlandı ya da nitelendi

bu durumda düşünenin özgüsüne ya da düşüncesine bağımlı olarak inanç fiili içinde/düşünce fiili içinde (ona inananlara göre düşünce-inan olarak var olan) bir vardır

varsayılan ya da varinanılan bir vardır-varinanısı varsayılımsal mı değil mi?
bunu tartışıyoruz

-----
öte yandan afrika da ya da brezilya yağmur ormanlarında yaşayan bir kabileyi ele alalım.
Modern teknolojiden, modern kavramlardan, modern kuramlardan ve fizikten de dinden de habersiz olacağını varsayarız

Sonuç olarak organize olmuş bir insan topluluğu olarak biz modern kurumlar ve kuramlar yarattık ve işlettik
----

eğer bu çorbadan mercimeği damıtsaydım onu fırına sürmez akşama et yemeyi tercih ettiğimi belirtir ve hiç bi şey demezdim...

tanrı hakkında herkes kararını vericek-verir sonuçta
herkes düşüne düşüne...

sözcüklerle döşenmiş yolların çelişkileri olmalı
ne kadar sade döşenirse döşensin varalgılayıcının zihnine giremezsin ya da yerine bir anlam ay da karar veremezsin değil mi?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 15:19 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:59 ----------

mercimek mercimektir ve çorba yapmak iyi fikir ve genellikle çorbalaştırılarak türketilir
besin zincirini sorgulamaya başlarsak, mercimeğin görece faydaları nı ya da beslenme fikrinin kendini bile tartışabiliriz oysa ve daha başka neleri oysa?

vejetaryenlik ene iyi yeme biçimidir diye tartışırsam
insanlar yemektedir ve yemek üzerine tartışmaktadır yeme biçimleri üzerine tartışmaktadır gibi vurgulara varırım

sonra ne yiyeceğime ben karar veririm en son....
 
Son düzenleme:

Maimonides

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Şub 2017
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Biyolog musun yoksa şarlatan mısın dostum? @Celebhol Komik herşey şaka;)
Ya%C5%9Fayan-Fosiller-31-May%C4%B1s-2015.jpg


Ya%C5%9Fayan-Fosiller-30-May%C4%B1s-2015.jpg


Ya%C5%9Fayan-Fosiller-29-May%C4%B1s-2015.jpg


Ya%C5%9Fayan-Fosiller-28-May%C4%B1s-2015.jpg


Ya%C5%9Fayan-Fosiller-27-May%C4%B1s-2015.jpg


Ya%C5%9Fayan-Fosiller-26-May%C4%B1s-2015.jpg


Ya%C5%9Fayan-Fosiller-25-May%C4%B1s-2015.jpg
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Maimonides; gerçek bir kişilik değilsin. haliyle duygularında fikirlerinde sahte. gerçek bir kişiliğin olsaydnı hakaret etme isteğini,eylemini veya çabanıda anlayabilirdik. elbet yanlış ama insana dair derdik. ama sen androidsin arkadaş. duygularında fikirlerinde proğramlanmış. Celebhol arkadaşımızın sözlerine karşı tepkisi gayet insani.. o da sana psikolojik faktörlerle hakaret etmiş. bunları çok doğru bulmasam da dediğim gibi insani buluyorum..ve forumumuzu terket android senin gibilere yer yok.. yalan, yanlış ,anlaşılmaz veya saçma vs olsada kendi fikirlerin ve duygularınla burada olacaksan ol yoksa git..
 
Son düzenleme:

Maimonides

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Şub 2017
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
@Maimonides
Bu fosillerin "hiç değişmediğine" dair hangi bilimsel kanıtlar sunuluyor? İnternette, üstünde öyle olduğu yazılı bir fotoğraf yetmez. Herhangi birisi, böyle bir fotoğraf uydurabilir. Buyrun kanıtı.

trl_2.png

Kaldı ki, iskeletsel anatomik yapıları değişmese bile, bu genomlarının değişmediği anlamına gelmiyor. Davranışsal, biyokimyasal, gelişimsel vb. süreçlerin hepsinin fenotipik olduğunu da söylemiştim. Bununla beraber, timsahlar gibi bir çok özelliğini milyonlarca yıl boyunca koruyan türler çıkabiliyor, ki bu gayet doğal bir şey. Evrim, çevreye uyumdur ve çevre değişmiyorsa ve evrimle ortaya çıkmış mekanizmalar ona yeterince iyi uyum sağlayabiliyorsa, doğal seçilimin değişikliklere itmesi için hiç bir neden yoktur. Öne sürdüğüm açıklamaların hiç birisine cevap vermeden, konuyu hep başka yerlere ve dezenformasyona çektiniz, ve ad hominem yaptınız.

Bundan sonraki mesajlarınıza cevap vermek niyetinde değilim çünkü ya gerçekten bir trollsünüz ya da "Allah yoksa, uçaklar nasıl uçuyor? Bunu da açıklayın atayizler," seviyesinde düşünüyorsunuz. İkincisiyse, etrafınızdakilere taziyelerimi iletirim çünkü sarhoşluk gibi, bu durumu siz değil, onlar çekiyor. İlkiyse, hayatınızda sizi kim bu kadar incitti ve ne kadar boş bir hayatınız var ki, içinizde bir tatmin duygusu yaşayabilmek için insanları internette sinirlendirerek size ilgi göstermelerine zorlamaya çalışıyorsunuz? Tabii, retorik bir soru bu. Yoksa, beni ilgilendirmiyorsunuz. Başkalarının da sizi asıl hayatınızda umursadığını veya hayatınızdan memnun olduğunuzu sanmıyorum, öyle olsaydı, böyle aciz bir ilgi çekme yöntemi kullanmak zorunda kalmazdınız.

elhamdülillah müslümanım alimallah:D avatarı güzel yapmışsın helal;)

Bak dostum şimdi sana birkaç soru;
ortada hakaret yok sana şarlatan mısın yoksa biyolog musun dedim, niye bu kadar sinirlendin? şarlatan bir hakaret deyil biliyon değil mi?

evet tepkinden anlaşılan o ki sen naylon bir biyologsun. resimlerin kaynağı yazıyor deyil mi?
Teknik ve Bilim Araştırma Vakfı
şimdi sen biyolog olarak vakıfları her isteyenin kurmayacağını ve bu resimleri yayınlayabildiklerine göre yasal olarak teyit etmiş olduklarının bilincindesin deyil mi?
içine sinmiyorsa ararsın vakfı dersin ki: ben biyolog murtaza, kardeşim sayfanızda yayınladığınız bu resimlerin gerçeği nerede, kaynak gösterin v.b. bu kadar basit işi niye yokuşa sürüyon dostum, niye:confused:

asıl meseleye gelelim şimdi. senin kendi bloğun diye tanıttığın blog kimin? madem blog kopyalayacan niye ateist blog yazısı seçemedinki?:O

sen şimdi bizim animeci celep olmadığına göre kimsin sen dostum? Quasar Ustayı tanıyon mu? yok çünkü başkasının blog yazılarını kendi yazın gibi satmaya çalışmışsın zaten adamın iblis ve insan yazısını okuyan ateist olmadığını anlar:p

naylon biyolog dostum sana tavsiyem şu olacak: apaçi ile dünyanın komikliğine deyil de kendi komikliğinize gülün;)
 

epoché

Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Eki 2016
Mesajlar
134
Tepkime puanı
2
Puanları
0
resimlerin kaynağı yazıyor deyil mi?
Teknik ve Bilim Araştırma Vakfı
şimdi sen biyolog olarak vakıfları her isteyenin kurmayacağını ve bu resimleri yayınlayabildiklerine göre yasal olarak teyit etmiş olduklarının bilincindesin deyil mi?

facepalm.gif
..

 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Maimonides; günlük mesain kaç saat sigortan var mı:) git kendine onurlu bir iş bul ruhunu satmak iş değil..
 

Maimonides

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Şub 2017
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Freud babası ile sorun yaşadığı için hatta babasından nefret ettiği için din ile baba figürünü ortak koşmuş ve ateist olması konusunda babasına duyduğu öfkenin nefretin etkisi olduğunu defalarca itiraf etmiştir. Tüm ateistler aynı şekilde duydukları korku,öfke,nefret sonucu tanrıyı kabul etmez. içinde bulundukları öfke,kaygı bozukluğu,nefret ortadan kaldırılırsa tanrıya duydukları korku ve öfkede ortadan kalkacaktır.yaşadıkları travmanın yarattığı duygu bozukluğu sonucu ateist olan dostlar keşke dürüstçe ben şu sebeple ateist oldum diyebilselerdi ama nerde onlarda bu cesaret. kısaca ateizm psikolojik bir sorundur, travma sonrası oluşur.

Apaçi,celephol,ıs2 bu gerçeği bildikleri halde itiraf edemeyecek kadar korkaklar. adnan oktar denen meczupla işim olmaz. fosil resmi gerçekmi deyilmi ona bakın siz geçin bu laf salatalarını.


Sigmund Freud’un Din ve Tanrı Görüşü

Freud’un din ve Tanrı konusundaki düşüncelerine geçmeden önce onun bu düşüncelerinde etkili olan dini geçmişi üzerinde durmak gerekir. Yahudi bir aileye mensup olan Freud, Tanrı inancından uzak bir ortamda yetişmiştir. Genellikle ergenlik yıllarında ortaya çıkan duygusal ihtiyaçlar daha çok şüpheci felsefi düşüncelere dönüşmüş, ilk yetişkinlikte ise yerini bilimsel prensiplere bırakmıştır.
(Jones, Ernest, The Life and Work of Sigmund Freud, Penguen Books, New York 1981, sf.47-48)
Din konusunda böyle bir süreçten geçen Freud, kültürel kimlik bağlamında Yahudi olmuşsa da hayatı boyunca ateist olarak yaşamıştır. Kendi ifadesiyle o, her zaman “Tanrısız bir Yahudi” olarak hayatına devam etmiştir. Freud kendi hayatından dinin ve Tanrının etkinliğini çıkarmakla birlikte dini indirgemeci bir yaklaşımla ele alarak, dinin ve Tanrının hakiki gerçekliğinden çok psikolojik gerçekliğiyle ilgilenmiştir. Her türlü dini otoriteye karşı çıkan Freud, çocukluğunda babasıyla sağlıklı bir ilişki geliştiremediği için dini otoriteye karşı çıkarken adeta babasından intikam almaktadır. Bir çok psikanaliste göre Freud’un din konusundaki bu olumsuz düşünceleri babasıyla olan İlişkisinin bir yansımasıdır. (Spinks, Stephens G., Psychology and Religion, Methuen & Co, London 1963, sf.76).
Tabiatüstünün varlığını gösteren herhangi bir delilin olmadığını savunan Freud’a göre din konusunda önemli olan, Tanrı’nın var olup olmadığıyla ilgili sorulara değil, dinin psikolojik yönüyle ilgili sorulara cevap vermektedir. Nasıl oluyor da dini fikir ve davranışlar, tıpkı diğer davranış kalıpları gibi insanların varlıklarını devam ettirmelerinde çeşitli tatminler sağlıyorlar? Bu, Freud’a göre din konusunda cevaplanması gereken önemli bir sorudur. Bu sorudan hareketle Freud, dine karşı fonksiyonel bir yaklaşım geliştirmiş ve hakiki gerçekliğini bir kenara iterek, dinin insanın yaşamını sürdürmesinde ve çaresizlik tecrübelerindeki faydaları üzerinde yoğunlaşmıştır.
(Crapps, Robert, An Introduction to Psychology of Religion, Mercer University Press, Georgia 1986, sf.72.)
Uzun kariyeri boyunca din ile ilgilenen Freud, din konusundaki ilk düşüncelerine 1907′de yazdığı “Obsesif Davranışlar ve Dini Ritüeller-Obsessive Actions and Religious Practices” başlıklı makalesinde yer vermiştir. Bu makalede Freud din ile nevroz arasında ilişki kurar. Daha sonra yazdığı Totem ve Tabu-Totem and Taboo (1913), Bir İllizyonun Geleceği-The Future of an Illision (1927), Medeniyet ve Huzursuzlukları-Civilization and Its Discontents (1930) ve Musa ve Tektanrıcılık-Moses and Monotheism (1938) isimli kitaplarında da bu ilişkiyi farklı açılımlarla ele alarak zenginleştirir. Fakat bunlar içerisinde din konusunu inceleyen en temel eseri Totem ve Tabu‘dur.
Freud bu kitaplarında dinin, özellikle de Tanrı fikrinin psikolojik temellerini, kişilik teorisi çerçevesinde yorumlar. Dini yorumlarken psikanalizin dini anlamada yardımcı olacağını düşünerek ondan faydalanır. Psikanalizin dinin anlaşılmasındaki rolü hakkında şunları söyler:
Psikanaliz, bize baba kompleksi ile Tanrı inancı arasındaki yakın bağlantıyı öğretti. Ayrıca Tanrı’nın yüceltilmiş babadan başka bir şey olmadığını ve birçok gencin babalarının otoritesinden kurtulur kurtulmaz dini inanaçlarını kaybettiklerini gösterdi. Psikanaliz sayesinde din ihtiyacının köklerinin çocuklukta yaşanan komplekslere (oedipus ve elektra kompleksleri) dayandığını öğrendik. Artık her şeye gücü yeten Tanrı ve tabiat ana imajlarının çocuklukta tecrübe edilen baba ve anne imgelerinin yüceltilerek tekrar canlandırılmasından başka bir şey olmadığını biliyoruz.
(Freud, Art and Literature, Penguin Books, New York 1990, 216-217)
Özetle, din konusunda genel olarak indirgemeci bir yaklaşım sergileyen ve psikanalitik teorisi çerçevesinde dini yorumlamaya çalışan Freud, yine de bu konuda birbirinden farklı değerlendirmeler yapmakta; dini bazen saplantı nevrozu (obsesyon); bazen bebeklik arzularının tatmini; bazen de bir yanılsama (illusion) olarak değerlendirmektedir.

Freud tarafından önce bir terapik tedavi metodu olarak ortaya konan ve daha sonra kişilik sistemi haline getirilen psikanaliz, yine Freud ve diğer psikanalistlerin katkılarıyla gelişmiş, sanat, edebiyat, din, mizah ve antropolojinin de içinde olduğu geniş bir alanı kapsamıştır. Başka bir değişle psikanaliz nevrotik olan kadar normal insanı da tanımlamaya çalışan ve tüm kültürlere uyarlanabilecek genelleşmiş bir psikoloji ekolü haline gelmiştir. Bilim adamlarının yönelimlerinde belirleyici olan psikanaliz, özellikle din üzerinde yapılan çalışmalarda etkili olmuştur. Bugün de psikanaliz, bir tedavi metodu olarak önemini kaybetse de otoriter toplumsal kurumları; aileyi, politikaları, tarihi, dini, kültürel yapılanmaları kısacası kitle insanının ruhsal durumunu araştıran ve eleştiren az sayıdaki sosyo-psikolojik yöntemlerden biridir.
(Teber, Serol, Bilimsel Bir Peri Masalı: Freud’un Aile ve Tarihsel Romanı, Okyanus Yay.,İstanbul 2003, sf.16).
Kaynak: Ayten, Ali. Psikoloji ve Din: Psikologların Din ve Tanrı Görüşleri. İz Yayıncılık. İstanbul. 2006. Sf.27-29.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst