Bilimci Dusuncenin Temel Sorunu

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe Makaleleri kategorisinde phi tarafından oluşturulan Bilimci Dusuncenin Temel Sorunu başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 9,218 kez görüntülenmiş, 51 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe Makaleleri
Konu Başlığı Bilimci Dusuncenin Temel Sorunu
Konbuyu başlatan phi
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

alpine

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2009
Mesajlar
480
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Guzel, dersiniz bitti ise biraz rasyonel olma vakti geldi. Gecmiste yasadiginiz, modernlik taniminizdan belli oluyor. Modern bilim denenin tanimi bellidir dogru, Newton fiziginin zamani icin Newton, Parcacik fiziginin zamani icin Einstein kurucusu kabul edilir. Kuhn diyorsunuz madem, bilimin tek cizgide ilerlemedigini dusunuyorsunuz, bilim devrimsel atlamalar ile calisiyor diye dusunuyorsunuz, o zaman Einstein bizi gunluk yasantimizda gozlemleyebildigimizden fazlasini kafasina takmayan anlayistan cikaran devrimini adam yerine mi koymuyorsunuz da oncesine modern diyorsunuz? Su anki "modern" bilimsel bilgimiz hangisi uzerine oturuyor?

"Yani 50 yıl öncesine geldiğimizde zaten devrimlerin çoğu yapılmıştır. Karanlık madde, karanlık enerji, karadelikler ve yapıları, yeni evren modelleri, DNA'nın şifrelerinin tamamen çözülmesi vs. de çok önemli gelişmelerdir, ancak bunların temelleri 50 yıl öncesinden önce atılmıştır zaten."

Bu kisim cok komik olmus. Temellerini atmak yetiyor yani. Gerisini pek adamdan saymadiginiza gore. Atesi bulan ilk insanlarda gunese bakip kendi yaktiklari gibi birsey oldugunu dusunmusler. Buda bir temel olabilir, atesin yanmasida kimyasal bir reaksiyon ise, guneste aynen bu sekilde bir kimyasal reaksiyon. Temelini atmislar yani. Atesi goren sempanzelerde benzer temeller atmislardir diye dusunmeden gecemiyorum.

Insan laboratuvarda canliyi ve gunesi yaratti, siz neyi anlatiyorsunuz, temelmis...

Kaldi ki, ben burada neyi kimin buldugunun hesabi mi yapmisim? Ben bilimdeki ivmeli ilerlemeden soz ediyorum. Bu ivme ile, bundan sonraki 50 senede kaydedecegimiz ilerleme, bundan oncesinden cok daha fazla olacaktir. Cunku, tabiri caiz ise, artik maymun gozunu acti. Artik bilim yapmak icin Tanriya ihtiyacimiz kalmadi. Devrim dedigimiz iste budur, modern dedigimiz iste budur.

"Ayrıca bana 50 yıl önce var olan ama şu anda çöpe atılmış bir kuram söyleyebilir misin?"

Bunun cevabini onceki mesajimda verdim. Cikin yukari dogru okuyun. Insan soy agacinin kac kez degistiginden bi habersiniz diyorum, siz hala bana gelmis bu soruyu nasil sorabiliyorsunuz. Ustelik yazimin bu noktasina asagida alintiladigim sekilde atifta bulunmusken, anlamak guc.

"(GDO icin)Ben sadece zararlı mıdır diye araştırma yapmaya dahi destek verilmiyor ve bu nedenle de bilinemiyor diyorum. Ha yok ben böyle tehlikeli şeylerle uğraşmıyorum, insan kafatasından soy ağacı çıkarmak, astronomide yeni buluşlar yapmak gibi zararsız bilimsel çalışmalar yapıyorum dersen kimse sana engel olmayacaktır tabi. Ama askeri projeler kadar maddi destek almayı da anca rüyanda görürsün. İstersen tarihin en büyük astronomik buluşunu yapacak ol fark etmez."

Ruyamda gorurmusum. Duyada baska benzerleride olan Buyuk Hadron Carpistiricisi projesinin butcesinden haberiniz var mi? Hadi bunlar yer altina insa edildi gormediniz, kafanizin uzerine atilanlari da mi gormuyorsunuz? Koskoca Hubble teleskopunu oraya sunnet susu diye mi koydular? Daha buyugunude yerlestirdiler gecen senelerde hatta, daha onceki kucuklu buyuklu onlarcasini saymaya luzum yok. Ya bunca yer gozlem istasyonu, belkide bir sehir buyuklugundeki canaklar vs vs vs. Ama komplo teorisi degilmi, bunlarin hepsinin evrensel bir askeri harekatin ilk adimlari oldugunu iddia edebilirsiniz.

Zararsizmis. Dunyada en cok parayi donduren Vatikan ve turevlerine karsi evrim calismalarinin butcelerinden haberiniz var mi? Dunyanin yasinin 6000 sene oldugunu ve insanlar ile dinazorlarin beraber yasayip butun turlerin Tanri tarafindan tek teke yaratildigini kutsal metinlerinde barindiran Din gibi buyuk rant saglayan bir sektor icin evrimden daha zararli baska bir bilimsel calisma mi var? Insanin maymundan evrildigi bugun kanitlansin(hos kanitlanali bir hayli zaman oldu ama) yarin dunyada bir tane dindar insan kalmaz. Sizin kuraminiza(?!) gore, televizyonlarda prime timelarda reklam verecek ve 1. kalite kuse kagida basilmis agac dusmani bedava kitap dagitacak kadar buyuk butceleri olan gerici evrim karsiti kurumlarin varligi icerisinde bizim simdi evrimden bir haber, meydanda gokten zembille inen secilmisler oldugumuzu dusunerek geziniyor olmamiz gerekiyordu. Belki Turkiye icin durum bu sekildedir, orasini bilemem. Zira Tubitak gibi bir kurumunun basina Darwin'e sansuru layik goren insani getiren bir ulke, belki ancak bu kadarina layiktir. Ama yine komplo teorisi degilmi, siz yine evrimin bu derece yaygin bir dinleyici kitlesine hitap edebilme becerisini..., bilemiyorum artik burasini nasil baglarsiniz, komplo teorisi kismi bile sacmalamadan oteye gidemiyor.

Beslemekte zorlandigi 6 milyari hayli geckin nufusu olan bir gezegende GDO ile verim artirmak icin calismalara kaynak bollugu olmasinin nesini garipsiyorsunuz? Sartlara gore oncelikler tabiki olacaktir. Su an Cin'de insanlar acliktan kirilmiyor ise bunun sebeplerinden biriside, su taskinlarindan etkilenmeyen pirinc tohumlaridir. Bunu saglayanda o komplo teorilerine alet ettiginiz GDO finansorleridir. Peki bu GDO finansorleri kim onu biliyormusunuz? Microsoft'un kurucularindan Bill Gates'in hayir fonu mesela, karsiliksiz olarak bu pirinc tohumlarinin gelistirilmesi ve ciftcilere ulastirilmasi icin bilime para akitmaktadir. Dunyanin en zengin adami, cocuklarina bes kurusunu birakmadigi(cocuklari istemiyorlar isin dogrusu) servetini bu fona bagisliyor. Ama yine komplo teorisi degilmi, Cin'i kisirlastirip nufusunu azaltmak olabilir dertleri.

Dial Corp diye bir sirket duydunuz mu? Bu sirket el dezenfektani pazarliyor. Virginia Universitesinden Dr. Ronald Turner'a, el dezenfektanlarinin grip virusune karsi etkilerini arastirmasi icin geliyorlar. Butun arastirma sirket tarafindan finanse ediliyor. Aratirmanin sonucu; el dezenfektanlari grip virusune karsi etkisizdir. Ama yine komplo teorisi degil mi, mesela sirketin asil amaci kendi pazarladigi el dezenfektaninin kullanilmamasi ve akabinde gribin yayilmasi ve olumcul kapasiteye gelene kadar evrilmesi ve sonunda asil parsayi bu yeni gribe karsi gelistirecegi ilac ile vurmak olabilir.

Ya insanin fosil yakitlara ve hatta fizyon enerjisine bagimliligini bitirme hayali ilk deneysel Fuzyon Reaktoru ITER'in maliyetinden haberiniz var mi? Butcesini 2 kat astigindan haberiniz var mi? Peki ya tamamlandiginda triltonluk enerji sektorunde ortaya cikaracagi etkiyi dusunebiliyormusunuz? Peki ya BP'nin, Shell'in petrolden kazandigi milyarlarin bir kisminin da Ingiliz hukumetinince AB kapsaminda bu projeye aktarilmasi? Ya kuresel isinma? Hangi rantin isine yariyor, rant saglamaktan dunyanin icine ettigimiz gercegi? Benden medet ummayin, cebimde baska komplo teorisi kalmadi.

Burada Kuhn'un felsefesini tartisacak degilim, bilim insanlari tarafindan yeterince tartisildi ve zirva oldugu sonucuna varildi. Cunku artik gecmiste yasamiyoruz. Size basit sorular soruyorum, karsiliginda bana komlo teorileri uyduruyorsunuz. Bu komplo teorileri uzerine istediginiz kadar felsefe yapabilirsiniz, size kolay gelsin.

Ayrica biz sizinle nereden tanisiyoruz da, "sen" diye hitap etme hakkini kendinizde buluyorsunuz? Bana saygi duymayana ben hic duymam. Cok gocundugun "popo" lu tespitime senide dahil ediyorum. Hatirlatayim, bu sacmaliklar ile ugrasmak ancak mevzu bahis oturma organini buyutur, beyn oldugu yerde sayar, sinir hucresi baglanti sayisinda bir artis bekleme.
 

Macavity

Üye
Yeni Üye
Katılım
23 Eyl 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Hala modernlik tanımınız diyorsun, o kadar lafa duvar olsa anlardı. Benim tanımım değil o, daha bunu bile anlamamışsın. Belli bir dönem adı diyorum olmuyor, her kaynak aynı şeyi söyler diyorum olmuyor. Kaynağa bile bakmadan, araştırmadan, okumadan konuşmanın dayanılmaz hafifliği var tabi, yazdıklarının hafifliğini bile bastırabilecek kadar güçlüymüş demek ki. Sanırım anlayabilmen için "belli" ve "dönem" kelimerinin anlamlarını da anlatmak lazım, ama onun için de başka birisini bul artık, ilkokulda türkçe derslerini veren öğretmenin mesela? Yalnız, bari sürekli tekrarladığın Einstein'ı bilseydin, bari onu okusaydın, en azından Einstein parçacık fiziğinin kurucusu deyip yine bilgisizliğini bir kere daha ilan etmemiş olurdun. Parçacık fiziği kuantum kuramının ilkelerini ve özelliklerini açıkladığı fiziktir. Kurucusu Einstein değil, Planck'tır. Einstein fotoelektrik olayını açıklayarak kuantuma çok önemli bir katkı yapmıştır evet, daha önce de bahsettiğim Nobel ödülünü de bu buluşuyla almıştır, ama bunun tek nedeninin dönemin Nobel komisyonunda olan bilim insanlarının göreliliği kabul etmemesi olduğunu da söylemiştim. Einstein'ın fotoelektrik olayını açıklaması da ışıkla ilgili çalışmalarının sonucudur ve bu çalışmaları onu, asıl ilgilendiği ve kurucusu olduğu şey olan ve parçacık fiziğiyle çelişik olan (tekrar ediyorum çelişik) görelilik kuramını bulmaya götürmüştür. Yani Einstein parçacık fiziğinin değil, onun çelişiği olan görelilik kuramının kurucusudur ve hayatı boyunca da kuantum kuramıyla barışmamıştır. Bunları da küçük bir araştırmayla bile öğrenebilirdin, ama bilmeden uydurmak varken ne gerek var değil mi?

O ilk alıntıladığın kısım ve alıntıyı kullanma şeklin de her anlamayıp da tartışmaya atlama hevesi olanın yaptığı şey zaten. Daha önce de burada karşılaşmıştım hatta. Bir kere dediğime karşı tek bir argüman yok. Sadece saçma sapan bir "temelmiş hıh" tepkisi. Yani şimdi DNA'nın yapısını çözmeye başlamak ile o yapının tamamen çözülmesi arasındaki nedensellik ilişkisi, ateş yakmakla güneşe bakmak arasındaki nedensellik ilişkisiyle aynı diyorsun öyle mi? Eh bunu bir argüman olarak öne sürmek bile diyecek hiçbir şeyinin olmadığının kanıtıdır zaten.Ayrıca benim o lütfedip de alıntıldığın kısımla işine gelmeyip de alıntıya eklemediğin kısımda ne anlattığımı da yazdığımın tümünü okuyan herkes anlayacaktır. Ne diyorum o alıntıladığın yerde, son 50 yılda olanlar çok önemli gelişmelerdir ama yine de temelleri daha önce atılmaya başlamıştır. Yani daha önceden çalışılmaya başlanmasının onların önemini eksiltmediğini özellikle belirtiyorum (bkz: çok önemli olmak, türkçe dersine ek olarak not düşeyim dedim). Onları adamdan saymadığım için yapıyorum tabi bunu, yoksa başka neden onlar için çok önemlidir bu gelişmeler diyeyim ki (bkz: ironi, şimdi bak işte dediğimi kabul ettin falan dersin neme lazım). Bir de alıntılamadığın yer var tabi. Ne diyorum o alıntıladığın kısmın devamında?

"Yani son 50 yıldan dahi bahsetsek önce modern bilime (tekrar edeyim, gerçek modern bilime, ben dedim oldu modern bilime değil) değinmek gereklidir. Ayrıca bana 50 yıl önce var olan ama şu anda çöpe atılmış bir kuram söyleyebilir misin?"

Bunun neresini anlamadın ve nasıl anlamamayı başardın merak ediyorum itiraf edeyim. Burada açıkça, o gelişmeler çok önemli olsa da 50 yıldan önce temellerinin atılmaya başlandığını, bu nedenle de onlardan bahsederken dahi tartıştığımız konu olan modern bilimin bahsettiğim dönemine değinmek gerektiğini söylüyorum ve bunu anlamamayı başarmak için ne gerekir hiç bilmiyorum.

Kuramın ne olduğunu da bilmeni beklemekle hata yapmışım, bu da anlaşılıyor. İnsanın soy-ağacının değişmesi kuramı çöpe atmak mıdır? İnsanın soy-ağacı, evrim kuramı ve başka kuramların eldeki verilere uygulanmasıyla elde edilen sonuçtur. Yani bir kuram değil, kuramlar ışığında elde edilen bilgidir. Elbette ki her yeni bulguyla o da değişecektir. Ama kuram böyle her yeni bulguyla değişen sonuçlar değil, o bulgulardan o sonuçları çıkarırken kullanılan ilkelerdir. Her kuramdan pek çok farklı ve hatta çelişen sonuç çıkarılabilir (farklı soy-ağaçları gibi), ama onların hangisinin seçileceğini belirleyen kuram tektir, o kuram uygulanarak hangi soy-ağacının geçerli olduğu belirlenir. Bu kadar açıklamadan sonra bu örnekte kuramın ne zaman değişeceğini de söyleyeyim, çaylar şirketten olsun. Eğer eldeki bulgulardan çıkarılan soy-ağacında bir hata, eksiklik, tutarsızlık vs. var ise, o zaman o bulguların kendisi aracılığıyla değerlendirildiği kuram denetlenir, anca o zaman kuram değişebilir. Ancak bu da ilk çelişkide olmaz, bunun için uzun yıllar ve pek çok yeni bulgu gerekir.

Büyük Hadron Çarpıştırıcısının dünyada benzeri yok., sadece küçük ölçekte çarpıştırıcılar var. Bunun için kaynak yetmez zaten. Benim bu projenin bütçesinden haberim var da, senin o bütçenin nasıl oluşturulduğundan haberin var mı? Tek bir devlet karşılamıyor o bütçeyi, CERN'e üye ülkelerin hepsinin verdiği maddi destekle yürütülüyor proje. Ve maddi destek sağlamayan hiçbir ülkenin bilim insanı da projede çalışamıyor. Yani burada büyük bir prestij söz konusu. Projenin yürütülebilmesi de buna dayanıyor. CERN'e üye olan ülkeler de kendi bilim insanlarının projede yer alabilmeleri için o desteği veriyor. Yani burada da devletin çıkarları söz konusu. Dediklerimin aksini gösteren hiçbir şey yok. Hubble teleskobu da, diğerleri de büyük bütçeler, ama askeri harcamalara ayrılam milyarlarca dolarlık bütçelerin yanında onlar bile küçük kalıyor. Ayrıca burada da prestij söz konusu. Soğuk Savaş diye bir şeyi hiç mi duymadın? Şimdi o geride kalsa da biçim değiştirmiş olarak devam ediyor. Amerika ve Rusya'nın ve onların arasına giren AB'nin uzay teknolojileri rekabetinden hiç mi haberin yok? Ayrıca sırf bütçesi çok diye iptal edilen pek çok yararlı olabilecek bilimsel proje olduğunu bilmiyor musun? Hadi hiç okumuyorsun diyelim, lafta değil gerçekten rasyonel olmayı denesen bir? Bir devletin pek çok olası bilimsel araştırma projesi arasından en çok bütçe ayıracağı projenin hangileri olabileceğini tahmin etmek çok mu zor? Kendi çıkarlarına (ki hiçbir zaman bunun sadece askeri olduğunu söylemedim, prestij de çıkarlardan biridir) en çok uyanı seçecektir her devlet. Bu da en çok teknolojiye yönelik olan olur her zaman, kuramsal olarak bilime en çok hizmet edecek olan değil. Bilimin sadece bilim insanlarına kaldığını mı sanıyorsun sen?

150 senelik evrim teorisiyle GDO'yu karşılaştırmak da çok rasyonelmiş doğrusu. Evrimin bilim dünyasında kabulü ve geri kalanlarımızın da bu teoriden haberdar olmaları için 150 senelik vakti olmuştur ve bu süre, Kilise'nin bugün olduğundan çok daha güçlü olduğu dönemleri de kapsar. Ama 150 yıl süren bu mücadele de artık sona ermiştir, çünkü Kilise koskoca bilim dünyasıyla mücadele edecek kaynağa sahip değildir (bu da benim dediğimi destekler). Ama madem kuramım dediğin şeye kanıt arıyorsun, sadece kendi yazdığın cümle bile bunu kanıtlar: "Insanin maymundan evrildigi bugun kanitlansin(hos kanitlanali bir hayli zaman oldu ama) yarin dunyada bir tane dindar insan kalmaz". Çoktan kanıtlandığı halde hala daha kanıtlansa inanan kalmaz demenin ve ayrıca Türkiye'de hala bahsettiğin gibi bir kör cehaletin olabilmesinin nedenini kendine sor, bunu kendin bile kabul edersin. Çünkü bunun tek bir nedeni vardır o da Kilise'nin gücünün giderek azalmasına rağmen yürüttüğü bu karşı kampanyalar ve özel olarak Türkiye'de de toplumun çoğunluğunun inancına ters düşmesidir. Yani toplumsal veya kurumsal önyargılar her zaman bilimsel konularda etkiye sahiptir, bu etki, bu karşı çıkanların güçleri sürdüğü sürece sürer. Benim örneğime gelirsek, GDO için 150 sene geçse ve o sürenin sonunda GDO'nun zararlı olduğu kanıtlamış olsa, söz veriyorum kuramım yanlışmış diyeceğim.

Ben GDO için kaynak bolluğu olmasını garipsemiyorum. Yine bir çarpıtma örneği daha. Ben GDO'nun zararlarından bahseden bilimsel araştırmaların yayımlanmasının dahi engellenmesinden bahsediyorum, senin gözünü kapattığın gerçeği eleştiriyorum. Zaten bu örnekten ilk bahsettiğimde de dedim, ben de GDO'nun zararsız olmasını umuyorum ve bu konuda da ne zararlıdır ne de değildir diye bir iddiam yok. Senin aksine ben bilmediğim konuda iddiada bulunmam. Ayrıca ben GDO'ya herhangi bir şekilde maddi katkıda bulunan herkesin kötü niyetli olduğunu falan da iddia etmedim. Ben bu konudaki tekel Monsanto şirketinden bahsettim. Tekrar ediyorum, tekel. Tekel olan bir şirketle herhangi bir şirket karşılaştırılamaz. Ayrıca kendi ürünü için Ar-ge çalışmaları yapmayan herhangi bir şirket zaten ayakta kalamaz. Elbette ki ürününün işe yarayıp yaramadığını araştıracak, yaramıyorsa buna çözümler arayacaktır. Bunun için başka bir açıklamaya ne gerek var? Herkes bu sonucu çıkarır zaten. Ama eğer bir sektörde tekel olan bir şirketse söz konusu olan, o sektörün ürettiği ürünün insan sağlığını bozması o şirketin tamamen yok olması demektir. Çünkü burada söz konusu olan tek bir şirketin tek bir ürünü değil, GDO teknolojisinin kendisi olur. Yani bir gıdanın genetiğini değiştirmek sağlığa zararlıdır demektir bu. Verdiğin örnek bununla karşılaştırılamaz bile, tabi Virgina Üni. genel olarak dezenfektanların sağlığa zararlı olduğu sonucunu bulmadığıı sürece. Aklıma gelmişken GDO konusunda bir ara ntv'de de yayınlanan food inc. belgeseleni izlemek bile tek başına yeterlidir.

Enerji sektörüne gelince. Ömrünü tüketmekte olan fosil yakıtların yerine yeni teknolojileri ilk önce fosil yakıtlardan para kazanan şirketler arayacaktır tabi ki. Bundan doğal ne var? Ve bunda da komplo teorisi aramaya ne gerek var? Küresel Isınma da zaten benim bütün dediklerimle uyuşuyor. Küresel Isınma senelerdir bilinmesine rağmen hala daha enerji kısıtlamalarına gidilmede yetersiz kalınması, ABD'nin gerekli anlaşmaları hala imzalamaması o kısıtlamaların gelirlerinde de büyük kesintilere uğratacağı sektör ve şirketlerin rantı için değilse nedendir? Dediğin gibi Küresel Isınma ABD'nin çıkarına olmadığına göre neden hala gerekli kısıtlamalara yanaşmıyor? Bunu neyle açıklayacaksın yahu, başka bir açıklama mı var?

Benim dediklerimin hiçbiri komplo teorisi değildir. Zaten Kuhn'un zırva olduğu falan da gösterilmiş değildir. Kuhn felsefesinin geçmişte yaşamak olduğu gibi bilimsel yorumlarla olduysa ayrı tabi. O geçmişte yaşıyor ifadesi kadar bilimsel bir teoriye ne denebilir ki zaten değil mi? Kaldı ki bunu göstermek de bilim insanının işi değildir. Her şeye bilim insanı karar vermez, asıl bu sanrının kendisi ütopyaların en büyüğüdür. Böyle bakınca dünya ne kadar rahat değil mi? Seninle aynı düşünmüyor mu, aha komplocu, yok yok saçmalık, yok orandan burandan uyduruyorsun, yok bilmemneci... Bir de rasyonel olmaktan bahseder böyleleri hep, neresinden tutsan elinde kalır. O belgeseli hazırlayanlar da komplocu tabi ki, başka türlüsü mümkün mü hiç.

Son olarak, saygıdan bahsedip hitap ettiğin kişiye beynin olduğu yerde sayar popon büyür diyorsan, saygı beklemiyorum zaten. Gerçi ne dersen de saygı beklemiyorum, çünkü sana özel olarak saygı duymam için de bir neden yok, aynı şekilde saygısız olmak anlamında saygı duymamam için de bir neden yok. Ama özel olarak birine saygı duyuyor olmamak, saygısız olmak demek değildir. Arada fark vardır Benim gözümde durum şudur: Birine saygı duyarsın, çünkü o saygı duyulacak şeyler yapmıştır senin için. Birine ne özel olarak saygı duyarsın, ne de saygısızlık yaparsın, bu benim burada ve mümkün olan her yerdeki davranışımdır, böyle davranırken de saygısızlık yapma gibi bir amacım yok. Bir de birinin saygı duyulmayı haketmediğini düşünürsün, ki bu ilk ikisiniden de farklıdır. Benim için ilkinin ve sonuncusunun olabilmesi için bir kişiyle herhangi bir şekilde bir ilişkimin olması gerekir. Bu benim kişisel tavrımdır. Bu nedenle de saygı göstergesi olarak "siz" dememem saygısızlık nedeniyle değildir.
 

alpine

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2009
Mesajlar
480
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Parcacik fiziginin kurucusu Einstein demedim. Asil carpitan sensin. Parcacik fizigi zamani icin Einstein kurucu kabul ediliyor diyorum. Peki bunu ben mi soyluyorum, kafamdan, atmasyon?

"The result suggests Darwin, who conceived the idea of natural selection in evolution, and Einstein, father of modern physics, must have prioritized their letter-writing, say Oliveira and his colleague, Albert-László Barabási of Harvard University."
Robert Roy Britt
Live Science Editoru

Ac kendisine anlat derdini, dinletebilirsen tabiki. Zira ben artik pes ediyorum. Live Science editoru haksiz, sen haklisin(?!).

Evrim hakkinda ne biliyorsun ki konusuyorsun? Evrim tek bir kuram mi zannettin? Evrim bir kuramlar butunudur. Insan soy agacinin ne demek oldugundan haberin yok, orasi acik. Ne sekilde degistigini anlamani beklemek hayalcilik olacak. Insan soy agaci kuramlara gore sekil alir. Mesela insanin evriminde kilit rol oynayan beyninin buyumesidir diye bir kuram atarsiniz ortaya, bunu destekleyecek fosil de bulursunuz. Fakat birisi gelip sizin fosilinizden daha once yasamis baska bir fosil buldugunda ve bu fosilin kilit noktasi beyninin buyuklugu degil, dik durabilmesi ve ellerini kullanabilmesi olursa, bu durumda onceki kuram yikilir ve yerine yeni bir kuram gelir. Aynen evrim calismalarinda oldugu gibi.

Yahu astronomide zarasiz ve hatta en buyuk bulusa dahi kaynak yok diyen sensin, sonra kendisini yalanlayan yine sensin. Demek ki neymis, komplo teorisine gerek yokmus. Astronomide kaynak bulabiliyormus.

Kilisenin gucu mu azalmis? Hayatinda kiliseye mi gittin gucunu bileceksin? Koskoca Amerika'da kok hucre calismalarini engelleyecek kadar guclu merak etme. Ama bilim buna ragmen dogrulari soylemekten vaz gecti mi? Hayir. Buna ragmen laboratuvarda canli yaratti.

Yine evrime geliyorsun. Hic anlayip bilmedigin konuda bari yorum yapma. Evrim kanitlandi fakat insanin evrimini kanitlamak imkansizdir. Istediginiz kadar fosil bulun, insanin evrimini laboratuvarda tekrarlayamadiginiz surece kanitlayamazsiniz. Daha bu ayrimin farkinda degilsin. Ama tabiki bu ancak gerici cahiller icin bir savunma olabiliyor. Evrimi laboratuvarda goren akli basinda her insan, insaninda ayni islemden gecmis olacagi gercegini gorebiliyor. Yani insanin evrim kanitlandi ama ayni zamanda kanitlanamaz. Iste tam bir felsefe konusu. Bunu tartisir durursun sen simdi.

GDO ile ilgili hala komplo teorisinden oteye gidemedigin gercegini artik yorgun gozlerle izliyorum. Varsa bildigin birsey soyle bizde engin bilgilerinden faydalanalim. GDO sirketi tekelmis. Yahu el insaf. Serbest pazardan da bi habersin. Sana tavsiyem, rantla ilgili komplo teorisi kuracaksan, once biraz ekonomi ogren. Genetigi degistirilmemis tarim urunu satip bundan para kazanan hic bir sirket yok mu zannettin? Nongmoproject, ara bul. GDO suz urun ureten sirketlerin kurdugu bir proje. Bunada bir kulp uydurusun ya, neyse. Ben vatandaslik gorevimi yerine getireyim.

Enerji sektorune gelince, bakiyorum burada da mangalda kul birakmiyorsun. Daha bu isin uzmanlari nekadar fosil yakitin kaldigini bilmiyorlar, sen nereden biliyorsun? Var mi kaynaginda bos bos konusuyorsun? Ne kadar fosil yakit kaldigini kimse bilmiyor. Ayrica, BP diyorum Shell diyorum. Bunlar trilyonluk sirketler. Fuzyon teknolojisinden en ufak cikarlari olmayacak. Varsa cikari olacagina dair kanitin onu da koy buraya. Fuzyonu birak adamlar fizyon ile bile ilgilenmiyorlar. Bu sirketlerin tek derdi satabildikleri kadar petrol satmak. Ama gelirlerinin bir kismi ne hikmetse fuzyon calismalarina gidiyor, bak sen su ise. Ama sen simdi girersin bu sirketlerin sahiplerinden, baglarsin fuzyona. Komplo teorisi degilmi, desteksiz sallamak serbest tabi. Kurtlar Vadisi mubarek.

Dezenfektani ureten sirkete baktin mi, yok bakmadin tabi, ne gerek var dimi. Bu sirket zaten sektorun asagi yukari tekeli, merak etme. Ayrica zahmet edip arastirmayada bakmadigin belli. Genel olarak dezenfektanlarin grip virusune karsi etkisiz oldugunu soyluyor. Zaten piyasadaki dezenfektanlarin cogunu bu mevzu bahis sirket uretiyor. Hic bir yarari olmamasi ile zararli olmasi arasinda ne fark var? Zararsiz olunca hayrina mi alacak bunca insan bu urunu? Boyle bir sonuc ozellikle H1N1 virusu sayesinde parsayi vurmus bir sirket icin ne anlama geliyor bir fikrin dahi yok.

"Popon buyur" cok yerinde bir tespit. Pek efor sarf etmedigin cok acik, okudugunu anlamadigindan bu cok acik belli oluyor. Beynin yerinde sayar diye birsey demedim ben cunku. Beyindeki noronlarin baglanti sayisinda artis olmaz diyorum. Baska ozellikler bakiminda gelisme gosterecegi kesin. Bunca komployu dusunmek illa ki bir yere bir etki yapacaktir. Ne faydasini gorursun orasini bilemem.
 

Macavity

Üye
Yeni Üye
Katılım
23 Eyl 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Ben Einstein'ın hiçbir değişiklik yapmadığını mı söyledim? Zaten Kuhn'dan örnek veren birinin bunu söylemesi mümkün değil, bu kadarını bile düşünmekten acizsin. Ben modern bilimden ve onun bir parçası olarak modern fizikten bahsetmiştim ve Einstein modern bilimin kurucusu değil demiştim, yine diyorum. Değil. Buna karşılık senin dediğin şurada, buyur:

Ben modern fizikten bahsetmedim. Tekrar bakayim, evet etmemisim. Ben modern bilimden bahsediyorum. Modern bilimi kuranlar zaten bahsettiginiz isimler, Einstein ve Maxwell. Bahsettigim ve evet taptigim bilimsel devrimin mucitleridir kendileri. Eger Newton'un "Allah yapti" gorusunden otedeysek, onlarin sayesindedir. Artik teorileri yikmak, onlari ortaya cikarmak kadar degerliyse, onlarin sayesindedir. Siz modern bilimin ne oldugunu bildiginize eminmisiniz? Birde beni bilgisizlik ve isine geldigi gibi anlamak ile suclamaniz ne kadar trajik.
Siz bana bahsedecekseniz, Einstein sonrasindan bahsedin. Bakin yukarida size 50 sene diyorum, sizin gibi "tarih" deyip gecmiyorum, karsimdakinden anlamsiz bir anlayis beklemek gibi hezeyanlar icerisinde degilim. 50 sene oncesinden bu gune bahsedin. Bilim ne gibi bir ajandanin tesiri altinda kalip bilgi uretmekten baskasini yapmistir. Evrimciler bir kafatasi ile butun insan soy agacini degistiriyorlar, astronomlar kucuk bir nokta olmamasi gereken bir yerde ciktigi icin 50 senelik kuramlari cope atiyor yeni madde ve enerjiler ile karsimiza cikiyorlar, siz hala komplo teorilerinden bahsediyorsunuz.
Size benliginizi, insanliginizi, neden mutlu oldugunuzu, neden uzuldugunuzu, neden asik oldugunuzu, neden nefret ettiginizi, neden dusundugunuzu ve hatta neden bu sekilde dusundugunuzu anlatanlarin dev aynasinda gorunemeyecek kadar dev olduklarinida belirtmeden gecemeyecegim.
Okuma yazman da mı yok yahu? İnsaf artık, sahiden insaf. Bunlar senin sözlerin değil mi? Kalkıp kendin ben modern fizikten değil modern bilimden bahsediyorum, onun da kurucusu Maxwell ve Einstein demişken bir bilim dergisinin editörünün modern fiziğin kurucusu olarak Einstein'ı gördüğünü söyleyip bunu hayır modern bilimin kurucusu Einstein değildir sözüme karşı kanıt olarak sunuyorsun. Bir de üstüne sen ondan iyi mi biliceksin diyorsun. Bu ne saçmalık? Bu ne çarpıtma? Hiç mi tartışma etiğinden haberdar değilsin? Son kez söylüyorum; modern bilimin kurucusu Newton'dur. Modern fizik de modern bilimin başlatıcı dalı olduğundan Newton ile başlar. Bunu modern bilimin kuruluşundan bahseden her kaynakta görebilirsin, ama hiçbirini okumadığın anlaşılıyor. Modern bilimin günümüzdeki şekli (veya senin deyiminle parçacık fiziğin çağındaki şekli) ise ayrı konudur ve bir dergide bugünkü fiziğin kurucusunun Einstein, bir başkasında kuantum, bir başkasında Maxwell ya da başka biri olduğunu okuyabilirsin. Ama bunlar bugünkü fizikle ilgilidir. Modern bilimin ve onun başat unsuru olan modern fiziğin başlatıcısı Einstein değil, Newton'dur. Bir de bu şekilde bir dergiden alınan tek bir cümleyi kanıt olarak sunmak da ayrı bir komedi zaten.

Evrim kuramının ne dediğiyle ilgili herhangi bir şey mi demişim ben de evrim bilmiyor oluyorum? Uydurmaya aynen devam değil mi? Maşallah hiç aksatma yok. Evrim kuramlar bütünü değildir, evrim bir kuramdır ve onun içinde pek çok farklı açklama modeli vardır. İnsanların evrimi diye bir şey yok, daha bundan haberin yok. Evrimin temel tezi bütün canlıların aynı kökenden geldiğidir. Darwin'in evrimi alattığı eserinin adı "Türlerin Kökeni"dir. Dil sorununu da her fırsatta ortaya koyduğun için tekrar ve tekrar tekrar ediyorum, bir türün değil, türlerin. Çoğul yani, bir değil, birden fazla türün evrimleşmesidir evrim kuramı, insan ise bunun yalnızca bir parçasıdır. Darwin'in insanın soy-ağacıyla ilgili eseri ayrıdır. Ama ayrı bir eser olduğu için ayrı bir kuram değildir. Evrim kuramının insan ile ilgili bölümüdür. Ama anlaşılan sen bütün canlıların evrim zincirlerini ayrı bir kuram sanıyorsun herhalde. Öyle bir şey yok, üzgünüm. Aynı şekilde evrimin insanı ilgilendiren kısmıyla ilgili her bulunanı da ayrı bir kuram sanıyorsun. Senin mantığınla evrim halkalarındaki her bir canlıyla ilgili en az bir kuram olması gerekir. Böyle bir şey de yok, hayal görüyorsun. Kuramın ne olduğunu bilmediğini gösteriyorsun hala. Hala. Bir de evrimi bilmiyormuşum. Komikleşiyorsun artık.

Türkçeyi anlamıyorsun, en azından çaba harca anlamak için. Astronomide kaynak yok mu demişim, yoksa askeri harcamalar veya diğer devlet çıkarına hizmet eden konularda yapılan harcamalardaki kadar kaynak bulamazsın, isterse en büyük astronomik buluşu yapacak ol fark etmez mi diyorum? Bu soruyu sen bile cevaplarsın, hadi biraz zorla kendini.

Bir başka komedi daha; neymiş, kilisenin gücünü bilmek için kiliseye gitmek gerekiyormuş. İyi ki ortaçağda kilisenin gücü dememişim, yoksa nerden bileceksin o zamanda yaşadın mı da derdin sen şimdi. Gerçi insan okumayınca ya da okusa da anlamayınca bir şeyi bilebilmesi için gidip yerinde görmesi gerekiyor tabi, sen de haklısın, ama herkesi kendin gibi zannetme lütfen. Bugün Kilise'nin bir kitabı yasaklama, toplatma gücü var mı? Birini ölüme mahkum etmeyi bırak, hiç yargılama veya yargılatma gücü var mı? Bilimsel bir buluş yapıldığında kiliseden icazet alınması mı gerekiyor birinin onu yayımlayabilmesi için? O senin kilisenin gücü dediğin şey sadece ve sadece toplumun tepkisinden çekinmedir. Hiçbir çalışma nedeniyle hiçbir ülkeye yaptırımda bulunamaz kilise. Dünyadan haberin yok daha. Bak mesela Kilise kürtaja karşı biliyor musun? Ama bu nedenle hiçbir yerde kürtaj mı yapılmıyor? Artık kilisenin karşı olmasının sadece katolikler üzerinde manevi bir etkisi olabilir o kadar. Bunun da anca ABD'deki gibi bazı yerel yönetimlerde kürtajı yasaklamak olabilir, ama federal bir yasayla kürtajı yasaklayamıyor, hem de bütün çabalara rağmen. Eskiden kilisenin dinle uymadığını söylediği her şey sapkın (heretik) kabul edilir ve ona karşı savaş başlatılır, kitaplar toplatılır, onu söyleyen yargılanırdı. Bu nedenle bütün bu saydıklarımı yapabildiği dönemlere göre gücü azalmıştır evet, aksini de anca sen iddia edebilirsin zaten.

Bir de neymiş, evrim kanıtlanmış ama insanın evrimi laboratuvarda tekrrlanmadığı sürece kanıtlanamazmış, bu nedenle hem kanıtlanmış, hem de kanıtlanmamışmış. Yahu insanın evriminin diğer canlıların evriminden herhangi bir farkı var mı da evrim kanıtlanıyor ama insanın evrimi kanıtlanamıyor. Türlerin evriminden bağımsız, laboratuvarda gösterilecek bir kendinde evrim yok, tekrar edeyim yine, evrim bütün canlıların tek bir hücreden türediğini söyleyen kuramdır. Herhangi bir canlının evriminin ilkesi diğerlerinden ayrı değildir. Sen laboratuvar ortamında bir hücre üretmek ile evrimi karıştırıyorsun. Daha bunun evrimin bir parçası olmadığından haberin yok. Evrim o ilk canlı hücreden bütün türlerin türemesinin kuramıdır. O hücrenin oluşumu evrimin dışındadır. "Evrimi laboratuvarda görenler"miş, al sana başka bir komedi. Evrimi kek gibi bir şey sanıyorsun heralde, al bak sana evrim yaptım diyorlar laboratuvarda galiba. Evrimi bilmediğimi iddia ediyorsun bir de, söylediklerin saçmalıktan başka bir şey değil. Evrim ile ilgili az çok okumuş herkes güler bu dediğine, benim şu anda yaptığım gibi. Sen eğer evrimin kanıtlanması için laboratuvarda tekrarlanması gerektiğini düşünüyorsan, bu sadece insan değil, hiçbir canlı için mümkün olmadığından evrim senin için bütünüyle kanıtlanamaz bir şeydir. Ama evrimin kanıtlanması sandığın gibi değil zaten için rahat olsun. Doğanın kendisi evrimin kanıtlarıyla dolu. Sadece fosilden bahsetmiyorum, yaşayan türler de bunlara dahildir, bilen bilir.

GDO ile ilgili bir sürü şey söyledim, belgesel adı bile verdim, hala varsa bir şey söyle diyorsun. Ama şaşırmıyorum artık merak etme. Bir de galiba sözlük falan açıp tekel kelimesine baktın nedir bu diye, şimdi bana o şirket tekel olamaz ki bak başka şirketler de var GDO sektöründe diyorsun. Ben tek şirket olduğunu iddia etmedim, tekelleşmiş bir şirket dedim, senin dezenfektan üreten şirketin gibi. Pazar payını büyük çoğunluğunu elinde tutuyor bahsettiğim şirket. Buna da ekonomi dilinde de diğer dillerde de tekel denir. Yalnız, GDO'lu ürünler üretmeyen şirketler nasıl oluyor da GDO'lu ürün pazarlayan bir şirketin GDO'lu ürünler pazarındaki pazar payını etkiliyor (GDO'nun bütün gıda sektöründeki payını değil), bunu yalnızca senin engin ekonomik bilgin temellendirebilir anca. Elmalarla armutların toplanmadığını ilkokulda da mı öğretmediler sana. Ben GDO'lu ürünler GDO'suz ürünler arasında bir karşılaştırma mı yaptım, yoksa Monsanto şirketinin, GDO'lu ürünler pazarında tekelleşmesinden ve bu nedenle de bu ürünlerin zararlarının araştıran çalışmalara karşı çıkışından mı bahsettim, bir daha oku.

Fosil yakıtların ne kadar ömrü kaldığını da söylemedim. Sadece, ömürlerinin tükenmekte olduğunu söyledim. Bir şeyin ömrünün ne kadar kaldığını bilmek ayrıdır, ömrünü tüketmekte olduğunu söylemek ayrı. Ve uzmanları bilmiyor diyorsun, yanlış. Farklı tarihler verseler de yaklaşık olarak tahminleri her yerde görebilirsin. Kesin olarak bilinmiyor sadece. Ama fosil yakıtların ömrünün tükenmekte olduğunu söylemeyen bir tane uzman var mı? Yok. Ben bundan başka bir şey mi söyledim? Hayır. O halde çarpıtmaya devam etmekten başka bir şey yapmıyorsun hala. Tebrikler. BP'nin de Shell'in de füzyon çalışmalarına kaynak verme nedenini bilmiyorum. Önceki yazımda ne demişim? Fosil yakıtların ömrünün tükenmekte olduğunu ve bu nedenle yeni teknolojiler aramalrının normal olduğunu, bunu açıklamak için de komploya falan ihtiyaç olmadığını. Ben komploya gerek yok demişken hala daha komplo üretirsin şimdi sen diyorsun. Okuduğunu anladığına ve tartışma yürütme şeklinin güzelliğine bir örnek daha.

Ben senin aksine her bir soruya cevap veriyorum (defalarca sorduğum halde bilim tarihi konusunda bir şey okudun mu soruma tek bir cevap vermedin), hayır dediğin şirkete bakmadım. Peki ne dedim görüyorsun değil mi? Eğer üniversitenin sonucu genel olarak bütün dezenfektanlar ilgiliyse durum değişir dedim. Kendi iddiama nasıl cevap verilebileceğini de kendim gösteriyorum, daha ne yapayım. Konuya gelince, işe yaramamakla sağlığa zararlı olmak arasındaki fark, hiçbir şey yapmadan koltukta oturmakla pencereden atlamak arasındaki farktır. İlki bir işe yaramaz, ama en azından tek parça olarak bir işe yaramazsın. Bilmem anlatabildim mi? Yani bir işe yaramıyorsa da kimse almaz tabi ki ama sen işe yaraması için çözümler üretmeye çalışırsın. Ama eğer zararlıysa, teknolojinin kendisini çöpe atman gerekir, yani gıdaların genetiğini değiştirmek sağlıksızdır demektir bu. Yapacak bir şeyin yok, kilidi vuracaksın kapına. Gerçi bütün bunları zaten söylemiştim ama neyse. Ayrıca ABD'nin küresel ısınmadan bir çıkarı olamayacağına göre hala neden enerji kısıtlama anlaşmalarına yanaşmadığı, o petrol şirketlerinin neden füzyon için yapılan araştırmalara yatırım yaptığıyla ilgili - kendi çıkarı veya rant dışında - kendi teorini de duyabilseydim ona da cevap verirdim, ama sen bunu da yapamıyorsun, eğer komplo bu, saçma, zırva demek teori sayılmıyorsa tabi.

Bütün dediklerine cevap verdiğime, senin aksine yazdıklarımın hepsi hakkında okuduğuma ve çalıştığıma göre çaba harcamadığım da uydurmalarından biri. Ve yine bilmediğin bir şey daha, yine şirketten olsun hadi. Beyindeki nöronlar ne düşündüğünü ayırt etmez, hiçbir nöronun "bu komplodur şimdi yeni bir bağlantı yapmayalım, olanları kullanalım" dediğini de görmedim ben. Yani, her yeni kurulan nedensellik ilişkisi nöronlar arasında yeni bir bağlantı demektir, hiçbir yeni bağlantı olmaması da beynin yerinde sayması demektir. Seni düzeltmekten bıktım, sen uydurmaktan bıkmadın bravo.
 

alpine

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2009
Mesajlar
480
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Iyide, ben basta modern bilimden bahsederken ve modern fizik ile ilgili tek kelime etmemisken, modern fizigi ortaya cikaran sensin. Bunlarin ayni oldugunu iddia eden sensin. En sonunda bugunku ve dunku fizige kadar gelende sensin. Ben bugunkune modern derken, dunkunun modern oldugunu iddia eden yine sensin. Simdi bir zahmet, git bak yukarida kisinin adi soyadi, ac ne istiyorsan anlat, benim kafami utuleme rica ediyorum.

Evrimden haberin yok. Neden mi? Cunku hala Darwin diyorsun. Evrimin bir teoriler butunu haline geldigini kavrayamiyorsun. Insan soy agacinin nasil cikarildigi konusunda bilgisizsin. Sana daha ne anlatayim ki.

"The find not only fills an important gap in the fossil record, the Japanese and Ethiopian team says, but could also demolish a working theory of human evolution."
Nick Wadhams
National Geographic Editoru

Ac bunuda kendisine ve arastirmasina atifta bulundugu bilim insanlarina sor, yine dinlerlerse tabi.

Evrimin kanitina gelelim. Evrimi laboratuvarda kek gibi yaptilar evet. Lenski aldigi e.coli bakterilerini tam 22 sene besledi buyuttu, yani pisirdi. Sonunda yanlis hatirlamiyorsam yaklasik 50.000 jenerasyon sonra e.coli'ler artik daha oncekilerin sindiremedikleri bazi besinleri sindirebilmeye basladilar. Yani mutasyonlar canliya farkli ozellikler kazandirmak sureti ile turlesmesine sebebiyet verdiler. Demek ki neymis, mutasyonun organizmaya faydali kazanclar saglayarak turlesmesine sebebiyet verecegine dair ortaya atilan kuram dogruymus. Bunun bir kuram, teori olmadigini yine bir zahmet Lenski'nin kendisine sen anlat, 22 seneni bosa heba ettin diyerek.

Astronomi ile ilgili bulusa para yok diyen sensin.

"(GDO icin)Ben sadece zararlı mıdır diye araştırma yapmaya dahi destek verilmiyor ve bu nedenle de bilinemiyor diyorum. Ha yok ben böyle tehlikeli şeylerle uğraşmıyorum, insan kafatasından soy ağacı çıkarmak, astronomide yeni buluşlar yapmak gibi zararsız bilimsel çalışmalar yapıyorum dersen kimse sana engel olmayacaktır tabi. Ama askeri projeler kadar maddi destek almayı da anca rüyanda görürsün. İstersen tarihin en büyük astronomik buluşunu yapacak ol fark etmez."

Kendi yazdigini okuyabilmen icin kac kez alintilama yapmam gerekiyor? Alt alta 10-15 kere alintilasam acaba fayda eder mi? Ha ama birde prestij vardi tabi dimi. Sen aslinda sadece askeri veya rantsal cikar kast etmedin. Sonunuda da "tarihin en buyuk astronomik bulusu" ile bitirip sonra bunun iddiasinda bulundugun prestij cikarina hizmet edebilecegini dusunemeyende sen degilsin hatta.

Kilise Amerika'da kok hucre arastirmalarini yasaklatti diyorum hala konusuyorsun.

GDO'ya gelecek olursak, ben ne dedim, biraz ekonomi oku. Ama sen ne yaptin? Suya sabuna dokunmadin. GDO'lu pazar ile GDO'suz pazar farkli gezegenlerde mi isliyor? Bu GDO'lu yiyecekler GDO'suz yiyecekler ile ayni raflarda satilmiyor mu? Yoksa birini uzaylilar birini insanlar mi yiyor? Bunlarin pazari ayni degil mi arkadasim? GDO'lu urun yetisen toprakta GDO'suz urun yetismiyor mu? Ve GDO lu urunler uzerindeki arastirmalari sadece GDO'lu urun ureten sirketlerin finanse etme hakki mi var kanuni olarak? Sen GDO'nun zararlari hakkinda bir arastirma yapmak istesen, senin GDO'suz urun ureten firmalardan finansman yardimi almani engelleyen mi var?

Sen fosil yakitlarin birgun tukenecegini sonucuna varabilmek icin uzmanlari mi okudun, vah vah, durumun cok daha vahimmis desene. Bir ilkokula gidip cocuklara sorsan sana soylerlerdi zaten bunu. Sonsuz enerji diye birsey yoktur, fuzyon dahil. Senin bahsettigin, su an kesfedilmis rezervlerin tahminleri. Bunlarin dunyadaki toplam kaynak oldugunu dusunerek okudugunda garip de mi gelmedi sana? Once okudugunu anlamayi ogrenmen lazim.

GDO'nun zarali olmasi diye birsey yok, sallama. Dogal yoldan evrilmis tohum ile GDO teknolojileri ile yapilmis tohum arasinda fark var mi zannediyorsun? Evrim dedigin sartlara uyum saglayabilen rastlantisal degisimlerin ayakta kalabilmesi zaten. Bunu laboratuvarda yapinca kokten zararli oldugunu iddia etmek, DNA daki degisimin nasil oldugundan habersiz olmak anlamina geliyor. Evrimin kendisi zaten GDO teknolojisi, sadece bizim kontrolmuz disinda isliyor. Cope atacagiz demek ki, tabi tabi...

"El dezenfektanlari grip virusune karsi etkisizdir". Turkce karakter olmadigindan mi anlamadin bunu ilk yazdigimda ne anlama geldigini?

Kendin soyluyorsun iste, ABD'nin kuresel isinmadan bir cikari yok, hatta zarari var. Bu ulke cikarina oldugu icin koca gemileri ve ucaklari ile dunyanin obur ucuna gidiyor ama bilime lafini geciremiyor "insan etkisi ile kuresel isinma vardir" dediginde. Bu sonucu sende cikariyorsun ama buna ragmen hala sacma argumanina devam ediyorsun. Bana kalirsa sen ipin ucunu iyice kacirdin, artik neyi tartistigini bile unuttun.

Beynindeki noron baglanti sayisinda degisim olmayacagi gercegi, senin ayni komplolara saplanmandan kaynaklaniyor. Bak kac sayfadir yaziyorsun, yeni bir nedensellik ilsikisi kurdugunu gormedim ben, halihazirda kurdugunun yanlis oldugunu defalarca gordugun halde. Sen her bilimsel gelismeye ayni komplolar ile yaklasacaksin demektir. Astronomide bir bulus oldugu zaman, "birisinin cikarinadir" demekten oteye gidebilmeyi, kendini cok akilli sanma iluzyonundan cikabilmeyi becerebilirsen, belki.
 

Macavity

Üye
Yeni Üye
Katılım
23 Eyl 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Hala daha ne dediğim anlamıyorsun, geçmişe modern dediğimi sanıyorsun. "Modern"i kelime anlamıyla almadığımı bile düşünemiyorsun. Bu kadar olur. Bari başkasına okutsaydın da o sana söyleseydi. Bin kere dedim, "modern bilim tanımlı bir kavramdır" diye. "Modern bilim, genel olarak modern düşünce denilen (evet çok ilginç gelecek ama bu da tanımlıdır biliyor musun?) paradigmanın bilimdeki karşılığıdır. Bu paradigmanın bilimsel karşılığının oluşmaya başlamasına ilişkin çeşitli kişilerden bahsedilir (Kopernik, Galilei, pek anılmasa da Kepler gibi) ama ortak olarak Newton bu dönüşümü tamamlayan ve bu nedenle de modern bilimin başlangıç noktasında duran kişi olarak kabul edilir. 17. yüzyıl ise modern bilim devriminin ortak olarak tarihlendiği dönemdir. İlk maddede bahsedilen tarih budur. Modern bilimden bahseden hangi kaynağa bakarsan bak aynı şeyi görürsün" diyorum. "Az önce yazdığım isimlerin hepsinin fizikçi (veya astronom) olması da bir tesadüf değildir. Zira modern bilim, fizik ile başlatılır. Aslına bakarsan fizik bu merkezi rolünü uzun süre de korumuştur. Nedeni de çok basittir. Modern kimya ve modern biyolojinin gelişimi dahi Newton'dan sonrasına aittir. Sosyal bilimler daha da yakındır günümüze. Neyse, bu maddenin dediği de şudur; modern bilim için en iyi örnek elbette ki fiziktir, çünkü meselenin kalbinde yer alır". Yani fizik modern bilim denilen bilimsel dönüşümün başlangıcında yer alır ama modern bilimle aynı şey değildir (modern kimya, modern biyoloji, sosyal bilimler diyorum, ama anlayan kim?). "Fizik en iyi örnektir çünkü meselenin kalbinde" sözünü de mi anlamadın? Anlaman için çok uzunsa böleyim cümleyi: "modern bilim için fizik en iyi örnektir" (bkz: örnek. Aynı şey değil, yalnızca bir örnek. Oldu mu?). Bugünkü ve dünkü fiziğe de ben gelmedim, çünkü "parçacık fiziği zamanı" diyen ben değilim. Sen "parçacık fiziği zamanı için kurucu Einstein'dır" dediğin için ben de bugünkü fizik dedim "modern bilim" kavramını bundan ayırmak için (bu ayrımı yapanın ben olmadığımı daha fazla söylemeyeceğim, hala anlamadıysan sen kime istersen ona havale et kendini).

Evrim konusunda aynı şeyden bahsetmiyoruz. Evrim kuramı bir tanedir, o da Darwin'in bütün canlıların tek bir hücreden türediğini söyleyen kuramdır. Ama tek bir kişinin, hem de 19. yüzyıl gibi bugünün genetik bilimi imkanlarından yoksun bir dönemde bütün evrim süreçlerini açıklaması beklenemez. Başka bir evrim mi var bildiğin? Alıntıladığın yerde Darwin'den farklı bir evrim yapısından, ayrı bir evrim mekanizmasından mı bahsediliyor? Hayır. Yani insanın evrimi denilen şey de "Türlerin Kökeni"nde anlatılan mekanizmayla açıklanıyor, diğer bütün türlerde olduğu gibi. Hayır evrim o değildir mi diyorsun? Asıl sen git sor o makaleyi yazanlara bu bahsettiğiniz evrim Darwin'in söylediği evrim mekanizmalarıyla gerçekleşmiyor mu diye. Dediğim gibi evrim en başından beri tek bir tür için değil, bütün türler için ortaya konan bir kuramdır. O alıntıladığın cümlede anlatılan şey bir buluşun insanın evrim içindeki yeriyle ilgili bilinen açıklamayı yıktığı mı, yoksa insan evriminin Darwin kuramında anlatılandan başka türde bir şey olduğu, bu nedenle de insan evrimi diye ayrı bir tür evrim kuramı olduğu mu, onu da sen düşünüver bir zahmet.

Verdiğin e.coli örneğindeki gibi 22 seneye hiç ihtiyaç yok o dediğin için. Çizgili ve benekli desende olabilen balıklar ile dibinde çakıl taşları olan ve olmayan, ve bunların da içlerinde başka balıklar olan ve olmayan dört tane akvaryum ve birkaç sene yeterli. Türleri üreme döngülerine göre doğru seçtiğinde birkaç kuşak sonra, örneğin dibinde çakıl taşları olan ve içinde başka balıkların da bulunduğu akvaryumda benekli desenli balık türlerinin çoğunlukta olduğunu, yine çakıl taşlı ama içinde başka balıkların olmadığı akvaryumdaysa tersine çizgili balıkların çoğunlukta olduğu görülecektir (bu yapılmış bir araştırmadır). Çünkü başka balıkların olduğu akvaryumda göze batmamak (çakıl taşlarıyla aynı desende olmak) avantajlıyken, başka balıkların olmadığı akvaryumda dikkat çekmek (çizgili desende olmak) avantajlıdır. Ama buna bile gerek yok, çünkü bunun çok daha gelişmiş hali çok yakından bildiğimiz iki türde var: köpekler ve kuşlar. Biliyor musun ki köpekler ve kuşlar yüzyıllardır bu türden seçili çiftleştirmelere tabi tutuluyorlar. Bunu bilmeyen de, buna karşı çıkan da yok zaten. Ama yine de tekrar ediyorum, burada türleşmenin kanıtı yok, aynı senin e.coli keklerinde olmadığı gibi. Çünkü türleşme aynı türün farklı desenli ya da farklı beslenme alışkanlıkları olan üyeleri demek değil, adı üstünde aynı türün üyelerinin tamamen farklı türlere dönüşmeleridir. Türleşmenin ne olduğunu öğren evrime geçmeden önce. Ve yine tekrar ediyorum, doğada halen yaşamakta olan canlılarda bu gözlenmiştir. Araştır bulursun.

O alıntıladığın yazıda ne dediğimi ikinci kez anlattım, yine anlamadın. Buyur en son yazdığımdan:

"Türkçeyi anlamıyorsun, en azından çaba harca anlamak için. Astronomide kaynak yok mu demişim, yoksa askeri harcamalar veya diğer devlet çıkarına hizmet eden konularda yapılan harcamalardaki kadar kaynak bulamazsın, isterse en büyük astronomik buluşu yapacak ol fark etmez mi diyorum? Bu soruyu sen bile cevaplarsın, hadi biraz zorla kendini".

Evet kabul ediyorum benim hatam, fazla iyimser davranmışım. Bunu bile anlayamayacağını bilmem gerekirdi, türkçe bilmiyorsun malum. Ama sen bilmesen de ve anlayamasan da, bir şey yoktur demek ile bir şey şurada olduğu kadar yoktur demek farklı şeylerdir. Bunu da çevrenden birilerine sor, anlatırlar. Prestij çıkarının da pek çok çıkarlardan biri olduğunu söyledim. Yani böyle bir araştırmanın prestij çıkarı için desteklenmesi nasıl olacak da beni yanlış çıkaracak acaba? Zaten demişim bunu, nesini düşünemiyorum?


Kilise ABD'deki (Amerika bir kıta adıdır) kök hücre çalışmalarını yasaklatmadı, sadece halkın tepkisinden çekindikleri için bu çalışmalar engellendi diyorum, artık Kilise'nin herhangi bir yaptırım gücü olmadığı için herhangi bir şeyi yargılayamaz ve yasaklatamaz diyorum, bunları daha önceden yapabildiği için de bu gücünün azalmasıdır diyorum... hala anlamıyorsun.

GDO konusunda ben ne yaptım? İlk yazdığımdan beri yaptığımı: GDO'lu ürünler ile GDO'suz ürünlerin ortaklaşa paylaştığı gıda sektörünün geleceği hakkında falan bir şey demedim. Sektörler arası bir iddiada bulunmadım. Bu durumda neden gıda sektörü benim dediklerimi bağlıyor? Ben sadece GDO'lu ürün satan şirketler arasında yine GDO'lu ürünler pazarında tekelleşmiş bir şirketin bu ürünlerlerin zararlı olduğunu söyleyen çalışmaları engellediğini söyledim. Hatta belgesel adı da verdim. Ne demektir bu? Bu şirket bu çalışmaları engelliyor. Bu kadar basit. GDO'suz ürünler üreten şirketlerin bu konudaki çalışmaları destekleyemeyeceklerini falan iddia etmedim. Hatta onların bu desteği vermesi de yine benim dediğim şeyi destekler. Ne için vermiştim GDO örneğini? Bilimin hiçbir zaman kendi başına olmadığı, pek çok çıkar gruplarının kendi çıkarlarına göre ona müdahale ettikleri değil miydi benim söylediğim?

Yine türkçe bilgisi eksikliğini gösteriyorsun. Senin bir gün ölecek olmanla bir uzmanın sana ölmekte olduğunu söylemesi ne kadar aynı şeyse, bütük enerji kaynakları (hatta belki evrenin kendisi) gibi fosil yakıtlarının da bir gün tükenecek olmasıyla uzmanların fosil yakıtların tükenmekte olduğunu söylemesi o kadar aynı şeydir. Sadece cevap vermek için cevap verince başka bir şey uyduramıyorsun tabi, sen de haklısın. Ayrıca şu anda keşfedilmiş rezervlerin fosil yakıt kaynaklarının tümü olduğunu falan düşünmedim. Ama şu anda bilinen rezervlerin tükenmekte olması, paralarını onlardan kazananlar için alarm değil midir? Petrol şirketi sahibi nasıl olsa yenisini buluruz boşver biterse bitsin mi diyecek?

GDO'dan ilk bahsettiğim yazıda GDO zararlıdır demiyorum demiştim zaten, burada sallama huyu olan ben değilim. İyi oku. Doğada olmayan bir mekanizmayı zaten yırtınsan da geliştiremezsin. Ama radyasyon doğada var diye uranyuma sarılıp uyumadığın gibi, GDO zaten doğada olan bir sürecin insan eliyle uygulanmasıdır diye zararlı olamaz da diyemezsin. Ve eğer bir gıdanın genetiğini değiştirince bunun ilerideki sonuçlarının ne olduğunu bilemiyorsan (tekrar ediyorum bu böyledir diye iddia etmiyorum, ihtimalden bahsediyorum), elbette ki bu teknolojiyi çöpe atmak zorunda kalabilirsin. Zaten doğa da sonunun ne olacağını bilemiyor. Evrimin bir amacı yoktur, rastgele gelişir ve sonunda meydana gelen değişim avantaj sağlıyorsa o birey hayatta kaldığı için bir sonraki nesle aktarılma şansı olur. Hatta o değişimin avantaj sağlayacağı kesin olmadığı gibi, o özelliğin ileride bir dezavantaja dönüşmeyeceği de kesin değildir.

El dezenfektanlarının grip virüsüne karşı etkisiz olduğunu anlıyorum da, etkisiz olmak, zarar vermenin yaratacağı yıkıcı sonuçlara (örneğin kanser) yol açmayacağı için bu ürün üzerinde denemeler yapılıp etkili hale getirilebilir dediğimi sen anlamıyorsun. Çok merak ediyorsan söyleyeyim, yararlı hale getirilemezse o da çöpe atılır evet, ama her şirket önce işe yarar hale getirmeyi dener elbette.

ABD ve küresel ısınma konusunda neyi tartıştığımı gayet iyi hatırlıyorum; en başından beri tartıştığım konuyu tartışıyorum, yani bilimin kişisel çıkarlardan ve ranttan bağımsız olmadığını. Küresel ısınma gibi kendi çıkarına olmayan bir konuda bile hala daha enerji kısıtlamasına gitmiyorsa, bunun tek nedeni mevcut enerji politikalarının rantının sürmesidir diyorum. Yani kendi rantı için küresel ısınma kapında diyen bilime karşı geliyor. Kendi rantı için bunu engelleyebilecek önlemleri almayı reddediyor, bu kendine de zarar verecek olsa bile rantından vazgeçmiyor. Benim dediğim bu. Sen küresel ısınma ABD'nin çıkarına diye küresel ısınmanın ortadan kalkacağını falan dediğimi mi sanıyorsun? Hiç anlamadığın gibi ABD'nin bu tavrına başka bir açıklama da getiremiyorsun.

Ben astronomide ya da herhangi bir alanda her yeni bir buluş olduğunda birinin çıkarınadır demiyorum. Astronomideki bir buluşa ulaşacak bir araştırmayla ülkenin çıkarına bir başka buluşa ulaşacak bir araştırma arasında bir tercih yapılması gerektiğinde ülkelerin ikincisine daha büyük kaynak ayıracağını söylüyorum. Tercih zorunluluğu olmadığında zaten sorun da yok. Bunu bile anlamıyorsun. Bu iddiamın yanlış olduğunu gösteremediğin gibi, bilimin dünyadan ve insandan bağımsız bir şey olmadığını, öyle kendi başına hiçbir çıkardan bağımsız olarak ve düz bir çizgide ilerlemediğini, bazen en büyük bağnazlıklara sahne olduğunu (matematik gibi kesin bir dil ve deneyler gibi açık veriler kullandığı halde Einstein örneğinde olduğu gibi uzun süre kabul edilmediği için en büyük bağnazlık) gösteren verdiğim örnekleri de yok sayarak (sahi bir Einstein örneği vardı ne oldu ona?) aynı bağnazlığı gösteriyorsun. Tekrar edeyim, ben bilimin her buluşu birinin çıkarınadır demiyorum, ama sen bilim üzerindeki toplumsal etkilere gözünü kapatıyorsun. Bir de üstüne yeni bağlantılar kurduğunu iddia ediyorsun. Ama gözün bu kadar dünyaya kapalıyken zaten başka bir şey de yapamazsın.
 

alpine

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2009
Mesajlar
480
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Uyduruk bir dogal secilim islemini getirip Lenski'nin "mutasyon sonucu turlesme" deneyi ile bir tutuyorsan, tek dilegim evrim ile ilgili bilip bilmeden sagda solda bu denli atip tutuyor olmadigindir. Lenski'nin deneyi sonunda bakterinin 22 senede kanatlanip ucmasini bekleyen birisi karsisinda evrimi tartisacak degilim. Zira bu yazdiklarin sonunda evrimle dalga gectigini zanneden bir HY'ci olup olmadigin konsunda supheye dusuyorum. Durum buysa soylede ona gore tartisalim.

Amerika'nin bir kita oldugunu ogrenmek icin google yaptigin kadar, kok hucre yasasi ile ilgilide biraz arastirma yapsaydin, kimin hangi kaygilari duzleminde hazirlandigini okusaydin, benim gibi bu isin birinci dereceden sahidi birisine gelip bu komik dusuncelerini anlatmak zahmetine girip birde kendine guldurmezdin.

Sonucta, seninde kabul ettigin gibi, kuresel isinma konusunda acik secik, bilim butun cikar cevrelerine karsi sozunu esirgemeyen ve dogrulari dosdogru anlatisi ile devligini ve gercekler anlaminda tek mecra olusunu bir kez daha kanitlamistir.
 

Macavity

Üye
Yeni Üye
Katılım
23 Eyl 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Yine her zamanki gibi cevap veremeden laf atma huyuna devam ediyorsun. Birincisi, Darwin'in evrim kuramına (evrime demedim balık örneğine dedim diyecek kadar da saçmalarsın sen şimdi) uyduruk bir doğal seçilim deyip bana evrim bilmiyorsun deme. İkincisi, bir laboratuvardaki bakterilerden evrim çıkardığını sanan sensin, öyle bir şey bekleme boşuna diyen benim, kimin ne dediğini bil önce. Üçüncüsü evrimin kanıtı doğada var diyen birine hy'ci diyebiliyorsan zaten okuduğunu bile anlamaktan acizsin demektir, asıl seninle konuşmak boşunadır. Dördüncüsü, ABD yerine sürekli Amerika diyen de ben değilim, google a bakıp doğrusunu öğrenen de, yanlış yazdığını bile kabul edemiyorsun, hala konuşabiliyorsun. Beşincisi, ne olduğu hakkında tek bir şey okumamışken modern bilim kavramından, Kuhn'dan, kuramdan bahsederken komikliğinin birinci dereceden şahidi olan benim, sen neyin şahidisin bilmem ama evrim konusunda da okumadan ve bilmeden yazdığım bir şey yok, zaten Darwin'in dediğinden ayrı bir evrim mekanizması mı vardır soruma cevap veremiyorsun, sen var ya şöylesin.. türü cümleler cevap değildir. Altıncısı, küresel ısınmaya rağmen bilimin gereğini yerine getirmeyenler olabildiğine göre, ülkelerin aldığı kararlarda bilimin ne kadar, diğer çıkarların ne kadar etkili olduğunu hala göremiyorsun. Yedincisi, bilimin bilgi vermede tek etkinlik olduğunu inkar eden yok, ama doğruları söyleyen tek etkinlik değildir, bilimin kendisinin yapısını çözümleyen etkinlik de bilim değildir. Metodoloji nasıl çalışılması gerektiğini söyleyebilir sadece, o yapının ne olduğunu değil.
 

alpine

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2009
Mesajlar
480
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Turkiye'nin sorunuda tam olarak bu iste. Evrim hakkinda kahvedeki adamdan daha fazla sey bilmedigin halde atip tutma konusunda kahvedeki adami geride birakiyorsun. Toplumun genel psikolojiside bu oldugu icin bir arpa boyu yol kat edilmiyor iste.

Laboratuvarda mutasyon sonucu turlesmeyi kanitladigini iddia eden ben degilim. Lenski'nin ta kendisi. Ve bunu kabul etmis evrim bilimciler. Ama sen yine onlardan daha iyi biliyorsun, dimi.

Ben senin oturdugun yerden salladigin kok hucre ve Birlesik Devletler politikasinin birinci derece sahidiyim. Ben bu memlekette yasiyorum yahu, var mi otesi. Sen hala oturdugun yerden Amerika'dan anlaman gerekeni anlamak yerine polemik yaratmaya calismaktasin.

Butun bunlar iyi bir filozof olma yolunda emin adimlar ile gittigini gosteriyor. Ancak laf yaristiriyor, polemik yaratiyorsun. Ortada tek bir bilgi yok, birde cevap bekliyoprsun. Tebrik ediyor ve bu alanda basarilarinin devamini diliyorum.
 

Macavity

Üye
Yeni Üye
Katılım
23 Eyl 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Okuduğunu anlamadığın için normal gerçi, o yüzden sadece tekrar ediyorum aynen: "Beşincisi, ne olduğu hakkında tek bir şey okumamışken modern bilim kavramından, Kuhn'dan, kuramdan bahsederken komikliğinin birinci dereceden şahidi olan benim, sen neyin şahidisin bilmem ama evrim konusunda da okumadan ve bilmeden yazdığım bir şey yok, zaten Darwin'in dediğinden ayrı bir evrim mekanizması mı vardır soruma cevap veremiyorsun". Ha yalan söylüyorsun dersen, de bana ne.

Lenski'den daha iyi bilecek değilim, sen de değilsin. Ama ihtiyacın olduğunu gördüğüm için bir hatırlatma yapayım, ben Lenski'yle değil seninle konuşuyorum. Lenski'nin kendi deneyini ve çıkardığı sonucu nasıl ortaya koyduğu, diğer uzmanların hangi gerekçelerle bunu kabul ettiğini bilimsel bir makaleyle falan açıklamış değilsin, öyle sanıyorsan bilemem. Ne dedin Lenski'nin deneyi hakkında: "Sonunda yanlis hatirlamiyorsam yaklasik 50.000 jenerasyon sonra e.coli'ler artik daha oncekilerin sindiremedikleri bazi besinleri sindirebilmeye basladilar. Yani mutasyonlar canliya farkli ozellikler kazandirmak sureti ile turlesmesine sebebiyet verdiler". Anlaman için tane tane anlatacağım, biraz zorla kendini belki anlayabilirsin. Ne diyorsun o yazıda? Sindirim alışkanlıklarını değiştirdiği için türleşmeyi kanıtladı. Ben ne diyorum? Bir canlının sindirim alışkanlıklarını, rengini, desenini, - hatta yüzyıllardır köpeklere ve kuşlara yapıldığı gibi - diğer pek çok özelliğini değiştirmek türleşme değildir. Yani kalkıp kendin bir şey yazıyorsun (Lenski'den alıntı yapmıyorsun, onun deneyini sen anlatıyorsun ve neden sonuç ilişkisini sen kuruyorsun), ben de sana, senin anlattığın cümleler üzerinden cevap veriyorum ve o kurduğun neden sonuç ilişkisinin yanlış olduğunu, sindirim alışkanlığını değiştirmenin türleşme olmadığını örneklerle anlatıyorum (bkz: örneklemek), ama sen kalkıp Lenski'den iyi mi bileceksin diyorsun. Sanki Lenski'ye cevap vermişim, onun dedikleri hakkında yorum yapmışım gibi. Kısaca çarpıtmadan duramam diyorsun. Ha benim sözüm Lenski'nin sözüdür diyorsan başka tabi, o zaman mesele beni aşar.

Bir de daha önce de söylediğin komediye yine devam etmişsin; Kilise'nin gücünü bilmek için kiliseye gitmek gerektiği türünden bir komedi. Bir şeyi bilmek için gitmek, görmek, belki dokunmak, koklamak falan gerekir teorisi yani. Neymiş? "Ben bu memlekette yasiyorum yahu, var mi otesi"ymiş. Duyan da bütün ABD'lilerin (bak orada yaşayanlar bile demiyorum, ABD'li diyorum) ABD politikaları ve Kilise uzmanı olduğunu sanır. Sen de orada yaşadığın için eş durumundan uzman gibi bir şeysin herhalde. Senin düşünme şekline göre normaldir tabi, fazlasını beklemiyorum. Yalnız Kilise hakkında dediklerimi anlayabilseydin bari. Çünkü senin mantığınla sen de Kilise'ye gitmediğin için (kilise değil, Kilise, farkını kendin araştır artık) Kilise uzmanlık alanına dahil değil. Aslında evrim üzerine çalışılan bir laboratuvarın yanından falan geçtin de mi evrim uzmanı oldun diye merak etmiyor değilim ya neyse.

Yalnız yine de sana teşekkür etmem gerekir. Senden şahsım hakkında yalnızca laf yetiştirdiğim, polemik yarattığım, ortaya hiçbir bilgi koymadığım cümlelerini görmek bir iltifattır benim için. Asıl bunların tersini söyleseydin, hani kazara, çok doğru diyorsun, çok bilgilisin falan deseydin korkardım kendi geleceğim adına. Felsefeyi bu dediklerin sayman, iyi filozofu o dediklerini yapan kişi olarak tanımlaman da herhalde - yukarıda açıkladığım kendi bilmenin şartı teorin gereği - bir üniversitenin felsefe bölümünü tabeladan falan görmenin sana verdiği uzmanlıktandır. Zaten bunları başka biri de söyleyemez, bir de Kuhn bildiğini iddia ederek hem de.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Teknolojinin tesiri ile olsa gerek bilimin popülaritesi o kadar yükseldi ki herkes onun karizmasından bişiler çalmaya başladı:) ona sırtını dayayan yenilmezi ,süper kahramanı oynuyor:) yok öyle bişi! durmak yok ,son yok, sonsuzluk var! bilim insan aklının önünde ''yol kesen'' değildir.. yol alandır,yol bulandır ,yol açandır.. ayrıca; asla tek başına ''yol bilen'' de değildir..bilimi bulan ve yaşatan insanoğlu aklı ve ruhudur..
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
ikinci aydınlanma denilen doğal baskılamadan uzaklaşmayı sağlayan bilimsel bilginin değrlendirilmesindeki hatalar yaşanılabilir dünyayı/gezegeni kaotikleştirmiştir; aydınlanma yerini karanlığa/bilinmeze bırakmıştır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
ikinci aydınlanma denilen doğal baskılamadan uzaklaşmayı sağlayan bilimsel bilginin değrlendirilmesindeki hatalar yaşanılabilir dünyayı/gezegeni kaotikleştirmiştir; aydınlanma yerini karanlığa/bilinmeze bırakmıştır.

Nedir sence bu "hatalar?"

Ayrica "kaotiklesme" yi de aciklar misin?

Yani daha once, kozmoztik bir durum mu vardi?

"Karanliga/bilinmeze" birakilan nedir?

"Bilimsel bilgi" den neyi kast ediyorsun?
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Bilimin etiği yok demiştik –başka bir forumda- aslında olması gerekirdi! Ne yazık ki insan-aklının üstünlüğüne duyulan inanç sanatçı ruhunu ötelemiş/ikincil duruma düşürmüştür. Sanatçının sanatla olan tarihsel diyalektiği bilimsel verilerin iz-düşümlerine ışık tutarken bilimin estetiğini ve etik değerler ile donanımını sağlayandır. Sermayenin yoğunlaşmasına sunulan bilimsel araştırmaların elbette katkıları olmuştur. Gizemi aydınlatan aklın kendine yönelimi onu bilimsel kaynaktan uzaklaştırmış –tabulaştırmıştır. Hata, aklın tabulaştırılmasında ve bilimsel etiğin unutulmasındadır.

Gözlem ve deneye dayalı bilim doğrulanabilir genel ilkeleri –tersi kanıtlanıncaya kadar doğru kabul ederken elde ettiği sonuçlar ile bilinmeyenleri bilinir kılmış ve fakat zamanla sunulduğu yer itibariyle kendi yaratıları ile bilinmezleri ortaya çıkarmıştır. Genler ile oynamanın doğuracağı sonuçları kim, kesin olarak belirleyebilir? Ya da ozon tabakasının aşınmasının oranını, sera etkisini kesin yüzdelerle ifade edebilir? Bu durum oldukça kaotiktir.

Özne, evrensel genel karşısında hazır buldukları karasında seçimler yaparak –sözüm ona-özgür sayılır!
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bilimin etiği yok demiştik –başka bir forumda- aslında olması gerekirdi! Ne yazık ki insan-aklının üstünlüğüne duyulan inanç sanatçı ruhunu ötelemiş/ikincil duruma düşürmüştür. Sanatçının sanatla olan tarihsel diyalektiği bilimsel verilerin iz-düşümlerine ışık tutarken bilimin estetiğini ve etik değerler ile donanımını sağlayandır. Sermayenin yoğunlaşmasına sunulan bilimsel araştırmaların elbette katkıları olmuştur. Gizemi aydınlatan aklın kendine yönelimi onu bilimsel kaynaktan uzaklaştırmış –tabulaştırmıştır. Hata, aklın tabulaştırılmasında ve bilimsel etiğin unutulmasındadır.

Gözlem ve deneye dayalı bilim doğrulanabilir genel ilkeleri –tersi kanıtlanıncaya kadar doğru kabul ederken elde ettiği sonuçlar ile bilinmeyenleri bilinir kılmış ve fakat zamanla sunulduğu yer itibariyle kendi yaratıları ile bilinmezleri ortaya çıkarmıştır. Genler ile oynamanın doğuracağı sonuçları kim, kesin olarak belirleyebilir? Ya da ozon tabakasının aşınmasının oranını, sera etkisini kesin yüzdelerle ifade edebilir? Bu durum oldukça kaotiktir.

Özne, evrensel genel karşısında hazır buldukları karasında seçimler yaparak –sözüm ona-özgür sayılır!

Bilinmezi meraki, aklin tatminini v.s. ortaya cikaran bilim ve gozlem degil; akildir.

Insanoglu ya fenomeni bilmek icin gozlemler ve bildirir, ya da aklinda yarattigi bir numenal yeti degerini fenomenlestirir ve gozleme tasimaya calisir.

Ikincisi zaten ne bilimseldir, ne dogrulanabilir ne de yanlislanabilir. Ustelik sahiplenilir, sabitlesir, savunulur/karsi cikilir ve inanc olarak beyne yerlesir. Bilim bilimsel olarak bu inanci curutse de artik yer etmistir ve bilimin gelisimine gore bu inanc cagdisi kalmistir.

Bilimin bilimselligi genlerle "oynamak" degil; onu gozlemlemektir. Zaten gozlem yerine akildan yola cikarsa, bu gozlem verene kadar bilimsel degildir. Ayrica her turlu bilgi fenomende degil; fenomeni gozlemleyen insanoglundadir.

Ozgurluk baskadir, beynin akilci, inancsal, egosal ve duygusal sinirlarini asarak zihniyeti bunlardan serbeste erdirmek baskadir.
 

yeni_id

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Bilimin bilimselligi genlerle "oynamak" degil; onu gozlemlemektir. Zaten gozlem yerine akildan yola cikarsa, bu gozlem verene kadar bilimsel degildir. Ayrica her turlu bilgi fenomende degil; fenomeni gozlemleyen insanoglundadir.

Ozgurluk baskadir, beynin akilci, inancsal, egosal ve duygusal sinirlarini asarak zihniyeti bunlardan serbeste erdirmek baskadir.

bilim insanın elinde ve hizmetindedir (!) bir etiğe sahip olması nasıl düşünülemezse,(fenomende yada gozlemleyen insanoglundaki) "bilgiyi gözlemle" sınırlandırılmış bir "bilim" düşünmek o derece makul değildir
insan ona o insana müdahale edecektir kaldıki benim görüşüm kuvvetle muhtemel, yarı aydınlık dünyayı borçlu olduğumuz bilimin, canlıların sonu insanlığın en büyük pişmanlığı olma ihtimalinin arttığı yönündedir
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
bilim insanın elinde ve hizmetindedir (!) bir etiğe sahip olması nasıl düşünülemezse,(fenomende yada gozlemleyen insanoglundaki) "bilgiyi gözlemle" sınırlandırılmış bir "bilim" düşünmek o derece makul değildir
insan ona o insana müdahale edecektir kaldıki benim görüşüm kuvvetle muhtemel, yarı aydınlık dünyayı borçlu olduğumuz bilimin, canlıların sonu insanlığın en büyük pişmanlığı olma ihtimalinin arttığı yönündedir

Birincisi hem bilim gozlem ile sinirli degildir, hem de gozlem sinirli degildir. Cunku algi, bilgi, bilinc ve her turlu beyin ufku gozlemin sinirsizligi bunyesindedir.

Ikincisi senin dedigin bilimin bilimselliginin degil; bilimi kendi politik/ekonomik cikarina alet eden emperyalist zihniyetin bili inanc ve ideolojinin dogallik kisvesi altinda bulandirmasidir.

Oyuzden korkun bilimin bilimselliginden yana degil; bilimin ideolojik ve inancsalligini bilime yamayanlardan olsun.
 

yeni_id

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
78
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Ikincisi senin dedigin bilimin bilimselliginin degil; bilimi kendi politik/ekonomik cikarina alet eden emperyalist zihniyetin bili inanc ve ideolojinin dogallik kisvesi altinda bulandirmasidir.
Oyuzden korkun bilimin bilimselliginden yana degil; bilimin ideolojik ve inancsalligini bilime yamayanlardan olsun.

atom bombasını teorem olarak sunmak
bunu pratiğe dökmek
bu bombayı tüm canlıların kafasına atmak
yada bunun emrini vermek

hangi basamak idealist hangi basamak meteryalist, amprist, olsun
belirleme gayreti, barındırılan fikrin faşizmi değilmidir
o halde belirlenemez, yani bilim idealistlerin de ampristlerin de kullanımına açıktır
bundan dolayı korkum taraf tanımaz
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
bilimin değil kasıt edilen bilim-kişilerinin etiğidir. yönelimi belirlenemeyen ve belirsiz olan edim/edimsizliklerin tümü -ki bilimsel çabalar da buna dahildir- özerklik değildir. edimin yönelimi ile belirsizliklerin araştırılmasını bir-aynı şey /durum saymamak gerektiğini belirmek isterim.
 

Very Self

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
11 Haz 2012
Mesajlar
59
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Özellikle bilimi ateistlerin suistimal kapısı olmaktan çıkarmak gerekiyor. Herhangi bir bilim faaliyeti içerisinde olmadan, bilim felsefesi okumadan, bilim nedir ne değildir bilmeden bilimi babasının malı sanıp, her bilimsel keşifte din aleyhine zorlama çıkarsamalar yapan ateistler bilime herkesten daha fazla zarar vermektedirler. Temel amacı insanoğlunun refahını ve mutluluğunu arttırmak olan bilim maalesef günümüzde bilim yobazlarının "Tanrı'yı yoklaştırma" projelerinin kaynağı olarak kullanılmaktadır.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst