Bereket ki...

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde NuriKara tarafından oluşturulan Bereket ki... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,439 kez görüntülenmiş, 36 yorum ve 1 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Bereket ki...
Konbuyu başlatan NuriKara
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan NuriKara

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Yetinmeyi bilir misin, sana verdiği kadarıyla hayatın, hoş bilsen de bilmesen de yara bere içinde bu yollardan geçeceksin. Bilen ile bilmeyen bir olur mu? Biri daha az yara alır.

Peki kendinizle yetinmeyi bilir misiniz? Arkadaşınız, çevreniz olsun veya olmasın, sonuçta her gün başkalarıyla yaşanmıyor. Sahi evli olanların bilmesine gerek var mı? Var tabii ki. Yarın öbür gün eşi vefat ederse kendisi de onunla beraber ölmesin diye.

Kendinle yetinmek film izleyip vakit geçirmek değildir. Bir şeyi paylaşmaya gereksinim duymamaktır. Kendin için yapmaktır. Sizin böyle bir şeyin varlığından haberiniz yok iken ben bunun için çalışıyordum. Son dakika haberi: kendime yetiyorum. Benim adıma sevinin. Ne yapsaydım varlığından haberiniz olduğunu söyleyip yalan mı söyleseydim, ya da bilmediğinizi söylemese miydim. Kendimi yüceltmiş mi oldum. Bu konuyu ben bildiğime sen bilmediğine göre ben bir adım yukarıdayım.

Bilenin üstün olduğu bir dünyada yaşıyoruz, elbette ki senin de bana karşı üstünlüklerin var, bunları dillendirmek kendini üstün görmek sayılıyor. Üstün olan sevilendir, üstün olan bilen değildir.

Kendiyle yetinen bilir ki kendimi, niyetimi sizi anlatmayı zorunlu bulmuyorum, ben kendimi beğenmişim, kendime göre değilim, ne haliniz varsa görün.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Bereket ki işkembeden atmıyorum ve işkembeden atılanları ayırt edebiliyorum. Çoğu insan gerçek ne ise ben onu istiyorum diyemez. Derse bile gerçeği görünce çoğu vazgeçer. Elbette ki ben gerçek ne ise onu istiyorum. Gerçek değişmez, ben gerçeğe göre değişirim. Bereket ki bunu söylemeyenlere hoşgörülüyüm.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Ben ki, ki ben, ben, ben, evet ben... Yeri gelmedikçe kendimi övmem. Bunun yeri o konuda iyi olunca gelmez. Bunun yeri karşı tarafın size güvenmesi gerektiğinde gelir. Neyse ki algım buna erişti.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Aynı şekilde yeri gelmedikçe yermem, bunun yeri ise o insanın onu düzeltmesi gerektiğinde gelir. Her yanlışın düzeltilme zamanı vardır.

Neyse bu beni bağlar, sizi bağlamaz. Aşar sizi.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Yeri gelmişken, amacım öğretmek değil düzeltmek. Oyun oynamıyorum. Sizi eğlendirmeye çalışmıyorum.

Öğretmek keyif verebilir, düzelirken keyif alamazsınız.

Heeeyyt... Varmı bana yan bakan. Galeyana geldim.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Düzeltici aranmaz, sevilmez. İlk önce kendini düzelt denir. Haberiniz olsun ben kendimi düzelttim. Kendimi düzeltmeden başkasına dil uzatacak avanaklar çok. Ben avanak değilim. Akıllıyım. Bilen bilir.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Kimse tarafından övülmeyen birinin kendini övme dramına şahit oluyorsunuz, gerçi bunca rahatsız edici yazıya rağmen hala okuyorsanız. Bu bir dram. Kendini övmek ince bir ipte yürümeye benzer. Kotarabilirmiyim.

Birkaç yazım hariç, onları anlıyorum, tek amacım düzeltmek. Bir şeyleri anlatırken bile bunun sayesinde şunu düzeltebilirim diyorum. Kısacası sizin gibi değilim. Semaya bakıp bir yandan çayınız belki bir yandan müziğiniz eşliğinde okuyup keyif alabileceğiniz yazılar, ööö söylerken bile içim burkuldu. Mayhoşlar sizi. Hepiniz mayhoşsunuz. Şu dünyada olmayan bir kişi bile görmedim, olduğunada inanmıyorum. Herkesin ayağı çukurda. Dışarıdan uyarılmaya ihtiyaçları var, ihtiyacınız var. Bu fikirlere sahip olduğumdan olsa gerek her şeyi kendime saklıyorum, burada yazdıklarımı okuyan bir tane bile tanıdığım yok. Okumazlar zaten, hepsi mayhoş çünkü.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Bereket ki, rahatladım. Gizle gizle nereye kadar... Gerektiği yere kadar. Kimseyi rahatlamak adına üzmeye niyetim yok. Hatta kendimden verebilirim, ben daha rahatım çünkü. Bugün anneme babama yaptığım gibi. Vermek sadece para veya yardımla olmaz. Bazen sadece psikolojiktir. Kendinin mutsuz olacağını bile bile yaparsın, denge var tabii, bunu bir sene önce yapmazdım, içim yanarken olmazdı. Şimdi ise huzurluyum yapabilirim. Akıllıyımdır yani. Bunları da anlık bir gazla yazmıyorum, planlıyımdır da.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Denizler bir gün boyunca şakıdılar. Kuşlardan daha da güzel... Duyanlar dinlemeye doyamadı. Teller bir gün boyunca titreştiler, en güzel bir biçimde şarkı söyleyenler bile hayretle dinledi. O gün cansızlar canlılara galebe çaldılar. Şarkıcılar, kuşlar önünde eğildi tabiatın.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Öteden beridir böyle olmuştur, ilk önce kendi ayağının üzerinde duramadan, başkalarını ayakta tutamamışlardır. Ayağa kalkınca iki kişinin omuzuna girmiştir, dayanın bana ben sizi götüreceğim. Sonra fark etti ki yüzlerin dengesi bozulmuş, ben ise bir başıma en fazla iki kişiyi taşıyabiliyorum. Fikri değişti sonra, onları bıraktı, ilerlemeyi de bıraktı. Bütün işi onlara ayakta durmayı öğretmekti. Onlar ayağa kalkınca onlar ile beraber ilerledi. Ona sordular neden kendin gitmedin? Seven böyle yapar dedi.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin
Sen ülkemin yaz geceleri gibisin
Saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında
Beni unutma
...
Nazım Hikmet

Göz, kulak, tende cansın,
Çiçeğim, müziğim, şalımsın.
Sana, benden bir haber ulaştığında
Kalk gel, gör aşığını
Gördüğünde şöyle de sevgilim
Ben de senin gibi biriyim.

Sanırım yeteneğim olmadığından, hikaye veya şiire yönelmek yerine insanları düzeltmeye çalışıyorum, insan neyi iyi yapıyor ise ona yönelmeli sonuçta.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
İnsan bazen okuduğundan veya yazdığından keyif almaz yapması gerektiği için yapar sadece, ne buraya ne de diğer foruma yazarken keyif almadım. Kendimce mecburum işte.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Sağlamasını yaparsak, kanun koyucuların kanunları doğru olmayabilir. Ülkem, ebeveynlerim, öğretmenlerim..., her türlü kanuna baş kaldırı ve özellikle her söylenilene, onların her söylediğine değil, hatta ve hatta basit ancak yanlışlanabilir şeyler çoğu zaman görmezden gelinmelidir. Ülkenizin, ailenizin, toplumun kimliğine göre isyan kaçınılmaz olabilir. Uzlaşma mümkün değilse ortak değerler bağı sağlam tutar. Çatışma büyük ise, ne uğruna ise ayrılık ve savaş göze alınmalıdır. Hat safhada kayıplar ile barış sağlanmalıdır, aksi takdirde yaşanamaz, yaşamaya değer şeyler olmadıkça. Hayatını köle olarak geçirip her şeyinden vazgeçen insanlığını yitirir. Gelgelelim ne ülkem ne ailem ne de başka bana üst kişilerle, büyük derdim yok, ama duyuyorum.
 

eyba

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Kas 2020
Mesajlar
17
Tepkime puanı
3
Puanları
3
Konum
izmir
Üniversite Bölümü
maliye
Kedileri izlerken farketmiştim, nasıl da yetiyor onlara yaşamak, sadece yaşamak. Oysa köpekler, onlar ilgi ister, sevgi ister, oyun ya da mutluluk ister. Bilmiyorum belki köpekleri biz insanlar evcilleştirdiğimiz için bize benziyorlar.

İstemek, insanın temelinde ve haddini aşmak. Haddimizi aşa aşa çıktık mağaralarımızdan, sürekli genişleyen evrenden bize kalan en büyük miras: sınırlarını aşmak.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Dakikalar ve saatler ve günler ve yıllar ve bir ömür hiç değişmeden aynı kalınır mı? Yoksa bir ömür dönem dönem farklı gözlerle mi yaşanır? Çocukken kimleri dinlerdik? Gençken kimleri dinledik? Yaşlanınca hala aynı kişileri mi dinliyoruz? Kolayın ardından gidenler ilk karşısına çıkan kişiyi ölene kadar dinlerler, bir ömür değişmeden yaşarlar. Kolay ve mutluluk çoğu zaman çelişir, kimi zaman çelişmez. Dertli biri, yeni hayatını sindirmeye çalışan kişidir. İnsanlar mutsuzken değişmeye daha meyilli olurlar, niye mutlu olan değişsin? Hayatı yolunda giden sağır gibidir, sadece kendi sesini dinler. Neyse ki kimse yeterince mutlu değil. Yoksa konuşmamın bir anlamı kalmazdı. Kaderimin bir oyunu, daha iyi bir ben için zorluklara katlandım. Kim bana daha iyi bir hediye verebildi, daha büyük bir lütuf? Yalnızken huzurlu olabilmek kadar büyük bir lütuf var mıdır ki? Kendini sevince kalp huzurla dolar. Bu huzur her şeye yansır, bir adım atıp insanların arasına karışınca huzurun seni takip eder.

Dolunayda bir kedi, değişip panter olmuş. Panter olunca vahşileşmiş. Zamanla alışmış ve kabüllenmiş. Bir başka dolunayda tekrar kediye dönüşmüş. Vahşiliği sonu olmuş. Ölen kendini panter sanan bir kediydi. Arkasından ne kediler ağlamış ne de panterler. Kimlik bunalımı yaşamayan ne bilsin, yaşayan bilir, hiçbir yere ait olmamayı. Kedi olduğu için panterler dışlar, panter olduğunu zannettiği için kediler dışlar. Bunun ötesinde, panter olamadığı için ağlar da ağlar, en büyük laneti kendine olan nefretidir, sonra yalnızlık gelir.

Kanı akmış, rengine bakmış, karar vermiş akan kan değil; bir daha akmasın diye her önlemi almış; bir daha akınca söz vermiş, bu son demiş; sonunda salıvermiş kendini, akan aksın demiş. Evet, huzuru böyle bulmuş. Dağların önündeki küçüklüğüne onay vermiş. Dağlar kadar büyük değilsem ne olmuş ki. Evet, büyüğüm, belki dağın yarısı kadar, belki çeyreği kadar, belki yirmi de biri kadar... belli ki ben dağlarla kıyaslanamayacak kadar küçüğüm. İşte böyle vazgeçmiş, birden değil, yavaş ve yavaş. En son duyduğun kişi bensem, bırak bir süre böyle devam etsin, son olmayı, bir şeyin başlangıcı olmayı diliyorum.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
İnayetimi bir kenara bırakıp, sadece kendi halime bin defa bakarım; en çok da nasıl kıvrandığıma, bakarım ki, ağıtlarım gökyüzüne ulaşsın, gökyüzündeki melekler bana ağlasın, meleklerin serzenişi acımı dindirmez ama bilirim ki benim için ağlayanlar bana ümit veriyorlar.

Hülasa, korkularım ümide dönüşüp kaybolduklarında; uğruna yalvardıklarım kendilerini bana sunduğunda, bir ben doğacak... bir ben ki, hayalimi süsleyen kişi. Doğumu sancılı olsa da onu kucağıma aldığımda acılarım unutulacak. En son ne zaman ümidim sönmüştü?, Bir başka zaman, kim naifliğime gülmüştü? Bir zaman gelir gülen sadece ben olurum, gülüşüm kalbimin en derin kısımlarından gelir, beni ısıtan, sımsıcak yapan başkalarını da ısıtır.

Günler yılları kovaladı, yakaladı. Tabiplerin çare bulamadığı hastalıklar zamana yenik düştü, son gelinen noktada, devasını bulan deva dağıttı, bir daha dünyaya baştan gelsen yine aynı hayatı mı yaşardın? Evet, çünkü sonu uğruna ağlamaya değer.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Doğru ve yanlış birbirinden ayrıldı, doğru yol açık seçik olarak parladı. Buna rağmen uzak durdular, doğru zor geldi, zor olanı yanlış ilan edip öylece yaşadılar.

Kimse inkar etmesin, etseler bile kazanan onaylayandır. Doğru felaha erdirmezse yanlış doğruya karışır, karışan ne bir doğru ne de bir yanlıştır: Çünkü bedeli ödeyen en kolaya, kolayın kolayına kavuşacak. Böylece bilinecek, az bir grup şahit olacak. Diyecekler, doğru güzelin kendisidir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst