Beğendiğiniz Kısa Sözler/Yazılar ?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde fides tarafından oluşturulan Beğendiğiniz Kısa Sözler\/Yazılar ? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 91,113 kez görüntülenmiş, 929 yorum ve 1 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Beğendiğiniz Kısa Sözler\/Yazılar ?
Konbuyu başlatan fides
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan odun

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
koşmam gerek
yetişmem gerek yazgıma
tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
niçin, niçin, niçin
kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin

ismet özel.

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:27 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:25 ----------

nçin niçin niçinn kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Biraz önce duydum bunu. Şahit oldum...

Muhasebecilerin bi lafı vardır. Bi daha dünyaya gelirsem imam olucam diye.. (İmamlıkta) mevzuat hiç değişmiyor..

Mali Müşavirin Bir Daha Dünyaya Geldiğinde Yapmak İstediği İş

Mali müşavire sormuşlar:
“Bir daha dünyaya gelirsen hangi işi yapmak istersin?”
“İmamlık” demiş.
Nedenini sorduklarında:
“Mevzuat hep aynı, hiç değişmiyor.” demiş.

 
Son düzenleme:

ElChupakabra

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2014
Mesajlar
40
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
40
Kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı değildir.
Üstad Carl Sagan
 

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
Ben düşerken yükseklerden uçurumlara

Aşkın tuttu ellerimden ummadığım anda
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Bir insanin varlığı yokluğundan belli olur/ölçülür.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
”Varolma başlayamaz. Bütün tartışmalar bitmiştir. ”

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:13 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:06 ----------

Ne kadar aptalca ve ne kadar sıkıcı ve ne kadar boş laf gökürse gözüksün. Yukardaki ifade tam ve tamamdır...
Aslında hiç bir tartışma (ya gerek yok) varolamaz.
Kavramsal temelde çok basit bir şekilde kavranabiliyor.

Yukarıdaki kuramsalda ve kurmada hiç bir bilgisizik (bilgi eksiği ya da kendi icinde celisme) yoktur..
Anlamamak icin bahaneler uyduruyoruz...

Varolusun baslangıçsızlığı ve baslamasızlığı -kendi icinde- tutarlı - kendi icinde kavranabilir- bulgu olarak kurumsal
ve anlaması çok basit
zırvalamayın...neden oyalanıyorsunuz???
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Evlilik müessesesi legal fuhuştur. Ortalama insanlar toplum icazeti ile/denetiminde sevişir. İlave olarak evlilik; sosyal statü alışverişi, ticari menfaat, cinsel menfaat ve özel mülkiyetçilik anlamlarına gelir. Ayrıca dinlerin ve devletlerin tahakkümüdür.

+Evliliğin sosyolojik tanimi tamda budur ; cinsellegin meşrulastirilmasi./ ve seksin bişeyleştirilmesi

-anonim (ve yeniden düzenlenmiş/biçimlendirilşmiş) bir internet alıntısı;

seks büyütülmüş, büyüdükçe büyütülmüş ya da büyütüldükçe büyümüş -uzamış boylu poslu bir tantana --bitmez tantana.. oyuncak-ideal; kandırma; manipülasyon-oyun; hayal; safsata ya da benzeri (sanal-sahte iz-tadım-düşlem-meşru)
hepsi var....

pandora box- kutunun içine ne koyduğuna bağlı;
saklı diğil ama gizem ve gizlem süs ve satınalma onu büyücü/büyümsü kılar/yapar...

kutuyu ner kadar abarttığına bağlı!
kutuyu ve işi ne kadar büyüttüğünre bağlı canım?
ne kadar sattığına nasıl sattığına ve nasıl pazarlandığına ve nasıl efektif alışverişkanlık

kola bir boş çeşididir bunu anlamıyorsunuz?
olmayan sudur-hiç bir ihtiyaç değildir. seks indirgenebilir .çözüm.
doyurmak açlığı ya da tıkamak yada boşaltım doldurgan atarsavar-atarçakar;atarçeker -toplam...
..dat..
kola olmayan içecek ya da olmayan meyvedir
100 milyar kutu içilir ve içi boş sudur-renkli sudur-renkli -satılmış- sıvı;
seksin içi pazarlanır;sonra bu hüsrandır neticede .

ne kasar seks tüketirseniz tüketin doymayacaksınız -bunun sanal ve tüketimsiz bir içecek olacağını bulmak mevsiminde ergen davranış--deneyin deneyin ve bi da ha deneyin sevişin ve özgür sevişin asla kısıtla-n-mayın!nokta
yertecek kimse yok -özgür evgin....

din-min zıvana ve palavradır-yasal tahakküm-sürer-ebet .dava -biş...man
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Evlilik müessesesi legal fuhuştur. Ortalama insanlar toplum icazeti ile/denetiminde sevişir. İlave olarak evlilik; sosyal statü alışverişi, ticari menfaat, cinsel menfaat ve özel mülkiyetçilik anlamlarına gelir. Ayrıca dinlerin ve devletlerin tahakkümüdür.

+Evliliğin sosyolojik tanimi tamda budur ; cinsellegin meşrulastirilmasi./ ve seksin bişeyleştirilmesi

-anonim (ve yeniden düzenlenmiş/biçimlendirilşmiş) bir internet alıntısı;

seks büyütülmüş, büyüdükçe büyütülmüş ya da büyütüldükçe büyümüş -uzamış boylu poslu bir tantana --bitmez tantana.. oyuncak-ideal; kandırma; manipülasyon-oyun; hayal; safsata ya da benzeri (sanal-sahte iz-tadım-düşlem-meşru)
hepsi var....

pandora box- kutunun içine ne koyduğuna bağlı;
saklı diğil ama gizem ve gizlem süs ve satınalma onu büyücü/büyümsü kılar/yapar...

kutuyu ner kadar abarttığına bağlı!
kutuyu ve işi ne kadar büyüttüğünre bağlı canım?
ne kadar sattığına nasıl sattığına ve nasıl pazarlandığına ve nasıl efektif alışverişkanlık

kola bir boş çeşididir bunu anlamıyorsunuz?
olmayan sudur-hiç bir ihtiyaç değildir. seks indirgenebilir .çözüm.
doyurmak açlığı ya da tıkamak yada boşaltım doldurgan atarsavar-atarçakar;atarçeker -toplam...
..dat..
kola olmayan içecek ya da olmayan meyvedir
100 milyar kutu içilir ve içi boş sudur-renkli sudur-renkli -satılmış- sıvı;
seksin içi pazarlanır;sonra bu hüsrandır neticede .

ne kasar seks tüketirseniz tüketin doymayacaksınız -bunun sanal ve tüketimsiz bir içecek olacağını bulmak mevsiminde ergen davranış--deneyin deneyin ve bi da ha deneyin sevişin ve özgür sevişin asla kısıtla-n-mayın!nokta
yertecek kimse yok -özgür evgin....

din-min zıvana ve palavradır-yasal tahakküm-sürer-ebet .dava -biş...man
 

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
-anonim (ve yeniden düzenlenmiş/biçimlendirilşmiş) bir internet alıntısı;

seks büyütülmüş, büyüdükçe büyütülmüş ya da büyütüldükçe büyümüş -uzamış boylu poslu bir tantana --bitmez tantana.. oyuncak-ideal; kandırma; manipülasyon-oyun; hayal; safsata ya da benzeri (sanal-sahte iz-tadım-düşlem-meşru)
hepsi var....

pandora box- kutunun içine ne koyduğuna bağlı;
saklı diğil ama gizem ve gizlem süs ve satınalma onu büyücü/büyümsü kılar/yapar...

kutuyu ner kadar abarttığına bağlı!
kutuyu ve işi ne kadar büyüttüğünre bağlı canım?
ne kadar sattığına nasıl sattığına ve nasıl pazarlandığına ve nasıl efektif alışverişkanlık

kola bir boş çeşididir bunu anlamıyorsunuz?
olmayan sudur-hiç bir ihtiyaç değildir. seks indirgenebilir .çözüm.
doyurmak açlığı ya da tıkamak yada boşaltım doldurgan atarsavar-atarçakar;atarçeker -toplam...
..dat..
kola olmayan içecek ya da olmayan meyvedir
100 milyar kutu içilir ve içi boş sudur-renkli sudur-renkli -satılmış- sıvı;
seksin içi pazarlanır;sonra bu hüsrandır neticede .

ne kasar seks tüketirseniz tüketin doymayacaksınız -bunun sanal ve tüketimsiz bir içecek olacağını bulmak mevsiminde ergen davranış--deneyin deneyin ve bi da ha deneyin sevişin ve özgür sevişin asla kısıtla-n-mayın!nokta
yertecek kimse yok -özgür evgin....

din-min zıvana ve palavradır-yasal tahakküm-sürer-ebet .dava -biş...man

Din,seks duygusunu bastırmaz;özelleştirir.Seksi cinsel organ birleşimi gibi yüzeysel kavramından hariç yaparak hayatın boyunca tek insan ve tek yöntem ile sınırsız özgürlük ve zevk gibi bir anlam yükler.


Dinin olmadığını düşünelim.Yine de senin temas kurduğun kadın ya da erkeğin diğer milyonlarca insan ile seks yaptığını düşünebilir misin?Orgazm gibi mükemmel bir nimeti sana yaşattıran kadın ya da erkek sana özgü ve özel olmalı.Her zaman sana yaşattırmalı.Ayrıca bu işin sonucunda olan gayrimeşru çocukları saymıyorum bile.


Din olmasaydı da insanlar ahlak sözleşmelerine tek eşliliği koyarlardı.




Aynı şekilde toplumumuzun yanlış bir biçimde seksi bastırma isteği var.Bu külli yanlış.Tanrı ya da doğa ne derseniz diyin seksi yaratmıştır ve insana bir ihtiyaç olarak koymuştur.Bunu doğru ve yararlı şekilde sınırsız kullanma özgürlüğümüz var.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
20746013_1424925404255710_4059320644487326766_o.jpg


"Pek çok şey, hatta belki insanlığımız bile, türümüzdeki ruh dediğimiz niteyi sezmemize ve anlamamıza bağlıdır." (hiç bir zaman bu çeviriyi beğenmedim-düzenlemeler yaptım ama beğenmedim)

“Yaşayıp da (ki bu bile yeterince zahmetlidir) ruhunu kurtarmamak ne kadar aptalca bir şeydir.” diye yazdı Willa Cather hayatını yazarlık yoluna çevirirken. Ama ruh nedir ki, gerçekte ve onu kurtarmaktan bahsetmeye cüret edebilir miyiz? Geçtiğimiz yüzyıl boyunca, ruh kavramını dini çağrışımlardan kurtarmak ve dünyevi bağlamlarda kullanılabilen insani bir konsept olarak geri kazanmak için gösterilen çabaların tek sonucu, bu kavramı hem nefret hem çekiciliğe sahip kutuplaştırıcı bir terime çevirmek olmuştur. Sorgu aletlerimizi bilinç ve özün daimi bulmacalarını çözmeye ne kadar adarsak, ruhun bilgi ve kesinliğe olan açlığımızı yeni gizemlerle beslemesinden o kadar endişe duyarız.

Virginia Woolf bu paradoksu kusursuzca yakalayarak demiştir: “Ruh hakkında direk bir şey yazılamaz. Ona baktığında kaybolur.” Fakat bakmaya devam ediyoruz, en keskin duyularımızı ona çevirip, yerini saptamayı ve doğasını incelemeyi umuyoruz. Başarısız olup, sendeleyip, yeniden deniyoruz. Gücümüz ve sınırlarımız ebedi bir tango halinde.

Bu garip ve derinlemesine insanca dansı kimse Pulitzer ödüllü yazar Marilynne Robinson‘ın The Givenness of Things: Essays (Nesnelerin Bilinirliği: Denemeler) eserinde yaptığından daha anlayışla ve daha güzelce incelememiştir.

Danny Wilcox Frazier’ın merceğinden Marilynne Robinson
“Hümanizm” başlıklı giriş denemesinde Robinson, zamanımızın “neşesiz aciliyetinin” beşeri bilimleri bir kenara atarak ruhu insanlıktan çıkarmasından yakınır. Mantığa aykırı bir çareye işaret eder:

Kasvetimizin panzehiri modern bilimde bulunmaktadır. Bu, beşeri bilimleri savunmak için beklenmedik bir bakış açısı gibi görünebilir ve modern sanat, edebiyat, müzik veya felsefeyi hafife almak istemiyorum. Ama bir dönemin dehasını bu dönem geçmeden önce fark etmek zordur. Milton, Bach, Mozart hayatları sona ermeden önce başlayan uzun süreler boyunca gölgede kalmıştırlar. Siyasetimiz, tarihin ışında bakılırsa, devlet idaresinde zaferlerle dolu görünebilir, bize ne kadar uzak kalsa da. Öte yandan, bilim, güvenilir başarı ve kavrayışları, her ne kadar geçici olsa da, şimdiki zamandan ileri ortaya koyabilir.
Ama Robinson uyarır ki bilim, dini inançların da mağdur olduğu her şeyi bilme yanılgısına karşı kolay bir hedeftir. Henry Beston’ın bilimin sınırları hakkındaki seçkin derin düşüncelerinden yarım asır sonra, bilgiye karşı olan açgözlülüğümüzün bizi bilinmezliğin birçok boyutuna kör ettiği alanlardan özellikle öne çıkan birine seslenir:

Nöroloji, başlıca kaynağı olarak, canlı beynindeki işlemleri görüntüye dökebilme teknolojisine sahiptir. Korku belli bir bölgeyi parlatır, bu nedenle korku öz dengeyi sağlamak amacıyla gelişmiş olan o bölgenin bir fonksiyonudur. Organizmayı savaşmaya ya da kaçmaya hazırlar. İyi ve hoş. Ama korku nadiren sebepsizdir. İnsanlar örümceklerden, dişçiden, kıyamet gününden, mikroplardan, topluluk önünde konuşmaktan, on üç sayısından, uzaylılardan, matematikten, kapüşonlu kıyafetlerden korkabilirler. Tüm bu korkular içinde bulunulan durumdan, beynin geçmişi ve şimdiki sağlık durumundan doğarlar. Tehdidi tespit eder, çevreyi oldukça bireysel koşullarla yorumlarlar. Alarmı çalan tehdit değil, beynin teknolojik incelemeyle parlamayan kısımlarının ürünleridir. Eğer bunlar hesaba katılmazsa, en ufak bir heyecan belirtisinin tanımlayıcı veya öngörücü bir değeri olmaz. Korkan bir insan hap alabilir, bayılabilir veya kargaşaya sebep olabilir. Korkunun doğası ve sebep olduğu dürtülerin görselleştirilmek için okunabilir veya genelleştirilebilir olduğunu varsaymak için karmaşıklığını -bireyselliği tüm gizemleriyle beraber tanıtan faktörü- dışlamak gerekir.

Bu tamamen, bilim adamlarının, gerçekliğin kendi metotlarıyla açıklayabildikleri kadarını gerçek kabul etmelerinin bir örneğidir. Bu metotlar, teknolojiyle olduğu kadar kelime haznesiyle de ilgilidir, ki bu iki kavram birbiriyle ilişkilidir ve birbirini destekler.

[…]
İnceleme altındayken, somut da isim verilebilen her şey kadar anlaşılmazdır. Bildiğimiz anlamıyla somut, karanlık maddeye, karşıt maddeye ve dolaylı olarak bunların ve bizim şimdiki anlayış kabiliyetimizin ötesine uzanır.

James Joyce’un Ulysses’inin nadir bir baskısı için Mimmo Paladino tarafından yapılan bir resim
Aramızdaki, Bertrand Russell’ın tarafını tutan, (ve insan ruhuna inansa da) sonsuz ruh inancını, kendi geçiciliğimize olan nefretimizin getirdiği hayalperestçe bir yanılsama olarak gören agnostik hümanistler için, Robinson’ın ruhu, gerçekliği anlamak için işe yarar bir konsept olarak savunması özellikle ilgi çekici:

Buradaki asıl sav, (nörolojinin bilimler arasında göze çarpan noktası hipotez ve hatta teoriyi es geçip doğrudan sav yapılabilmesidir) ruhun var olmadığıdır. Ruhun soyut, bu sebeple ölümsüz, bu sebeple kutsal olduğu iddia edilir. Özdür, ancak özden ayrıdır. Aldığı yaralar ahlaki türdendir, bir ve ayrı olduğu öz yalan söylediğinde, çaldığında, öldürdüğünde yaralanır. Ancak özü yaralayan veya öldüren kazalardan hasar almaz. Açıkça bu sezgi -“inanç” kelimesinin ilettiği herhangi bir şeyden daha zengin ve derin bir anlamı vardır- ruhun somutluğunu kanıtlamakla yok edilemez. Aynı şekilde, soyuti olması var olmadığını kanıtlamaz.

Ruhu değerli bir kavram olarak görüyorum. İnsan hayatının itibarının ve insan eylem ve tecrübesinin anlatılamaz ağırlığının bir ifadesidir ruh.
Soyutu somutlaştırmaya çalışmakla, der Robinson, nöroloji ön yargıdan bağımsız olduğu iddiasında bulunur. Gerçekte ise, Sorgu ve algı araçları ulaşılan sonucu büyük ölçüde biçimlendirir. (Krista Tippett’in de dediği gibi, “sorularımızı sorma şeklimiz ulaştığımız cevapları etkiler.)

Robinson der ki:

Varlıkların doğasını bilmemizin bizi herhangi bir konuda kesin yargılarda bulunmaya ehil yaptığı konusundaki kuşkusuzluk ve ısrardan daha saf bir insanmerkezcilik olamaz…

Bu çeşit bir eleştiri genelde dine karşı olur. Ben sözbilimsel bir tae kwon do uğraşısında değilim, saldırıyı saldırgana çevirmeye çalışmıyorum. Benim anlatmaya çalıştığım şey nörolojinin, en azından yaygın şekliyle, kanıtlarının çıkarımlarının çok ötesine ulaşmaya çalıştığı ve taraflı olduğudur.

Shakespeare’in Romeo ve Juliet’i için Salvador Dali’nin yaptığı nadir resimlerden biri
Bunu zihnin ve dehanın daha hümanistik görüşleriyle karşılaştırır:

Eğer Shakespeare MR çektirseydi olağan dışı bir dehaya yönelik bir kanıt görüleceğini düşünmemiz için hiçbir sebep yok. Hem parlak zekalı hem de eşsiz olduğuna dair birçok kanıt bıraktı, ama konuyla alakasız olmasına rağmen rönesans dramı başlığı altında kalmıştı. Belki de zihin beşeri bilimlerin merkezine sıkıca oturtulduğu için. Nörolojik bakış açısından bakılınca, bu sadece soruyu belirsizleştirir. Sonuçta, bizdeki bu yüksek benlik duygusu nereden geldi? Yapmış olduklarımızdan ve yapmaya devam ettiklerimizden. Ve bu farkındalık nerede korunuyor ve arttırılıyor? Sanatta ve beşeri bilimlerde. Mozart’ı benden daha iyi bilen, seven ve müziğini moral verici bulan birçok nöroloğun olduğuna eminim. Bu tutarsızlığı açıklamak onlara kalmış.
Hannah Arendt’in cevaplanamaz sorular sormanın insanı insan yaptığına dair unutulmaz ifadesini yankılayan Robinson ekler:

Bilim hiçbir zaman birden çok evren olduğu fikrini onaylayamayabilir veya reddedemeyebilir veya zaman ve yer çekiminin tatmin edici bir tanımına ulaşabilir. Bilgiyi, onla karşılaştığımız şekilde öğreniyoruz. Karşılaşmalarımız, yöntemlerimiz ve varsayımlarımızı belirleyen duyularımız, tekniklerimiz, sezgilerimizdir. Bu noktaya ulaşmak bilimin bir hatası değil, muhteşem bir başarıdır.

Bunu söylemişken, biraz durup düşünmenin zamanı gelmiş olabilir. Her şeyin temelde bilinebilir ve anlaşılabilir olduğu inancına tutunmak, her insan eşyasının veya binasının metrelerle ölçüldüğünü varsaymaya benzer. Evrenin yapısının veya bizim evrimimizin sonucunun, gerçekliğe yöneltilen her sorunun cevaplanması yönünde olduğu düşüncesi, evrenin bizim varlığımızın mümkün olması için tasarlandığı düşüncesi kadar insanmerkezcildir.

[…]
Beynin çözülebilir olduğunu iddia etme dürtüsü bahsettiğim sebeplerden dolayı bu karışıklık ve düzene ve bu sonsuz küçüklükteki ayrıntıların arkasındaki nedenlere dair daha derin bir anlayışa sahip olana kadar reddedilmelidir. Beyin kesinlikle şekli ve durumunun açığa çıkarabileceğinden daha derinlemesine özgündür.

Neurocomic, beynin çalışma şekliyle ilgili bir çizgi romandan bir resim
“Tecrübe” adlı başka bir denemesinde Robinson ruhun bir gerçekliği hissetme mekanizması olarak yararlılığı konusuna tekrar değinir:

“Ruh” kavramı benlik tecrübesinin zenginliği ve çeşitliliğini kabullenmemize izin verir.
Sy Montgomery’nin ahtapotun bilincine olan büyüleyici sorgusunu akla getiren bir hassaslıkla Robinson gerçekliğe dair insan merkezcil tanımlarımızı göz önünde tutar:

[Denizyıldızlarının] gözlerinin olmadığı sanılıyordu. Sonra, tamamen gözlerden oluştukları, vücutlarının görsel alıcılarla kaplı olduğu keşfedildi ve o basit görünümlü yaratık bir şekilde bir duyuya sahip olduğu kabul edildi. Ruhuna dair daha dikkate alınmış bir bakış açısı, fiziksel mevkiine dair bu gizemlere bir son verecektir.
[…]
Bizim somut gerçeklik olarak tecrübe ettiğimiz şey, somut bir gerçeklik için derinlemesine alışılmamış bir şeydir. Burada temel unsur insan tecrübesidir. Evrenin, o büyük enerji fırtınasının bir parçası olduğumuzu bilebiliriz. Ayaklarımızın tabanlarından, en kötü fikrimize kadar, Beethoven’ın bir sonatından Yankee Stadium’una kadar, hiçbir şeyin yerine başka bir şey konulamaz…

Bir fırtına dedim, ama evrenin dokusunda derin bir düzen ve tahmin edilebilirlik vardır. Atomların (ne olursa olsun) belli özellikleri ve düzenleri tanımlanabilir. Kural ve kuvvet dediğimiz başka sabitler de vardır. Ben Henry James’in bakış açısını kabul ediyorum, yani bir şey hakkında edindiğimiz bilgi o şeyle karşılaşma şeklimize bağlıdır, ve bu sebeple asla bilgimizin tam olduğunu varsaymamalıyız. Eğer bu prensip ulaşamayacağımız kadar küçük ölçeklerde geçerliyse, kesinlikle bize tanıdık olan gerçeklik için de geçerlidir.
Bu sınırların ve bilgimizin fıtri eksikliğinin kabullenilmesi ruhumuzun bilinmeyen ve bilinemez varlık dokusu için bir sığınak olduğu fikrini getirir der Robinson:

Pek çok şey, hatta belki insanlığımız bile, türümüzdeki ruh dediğimiz kaliteyi sezmemize ve kabul etmemize bağlıdır.
The Givenness of Things toplam 17 denemesiyle, korkudan hafızaya ve nezakete kadar her şeye değinen olağanüstü bir kitap.

Maria Popova
Çeviren: tabutmag

--
belkide bir başlık-ta olabilir-di,,,
belki daha iyi bir çeviride -sade

 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
"Daha güzel bir dünyanın, daha özgürlüklü bir dünya olmadan gerçekleşemeyeceği açık. Daha özgürlüklü bir dünyanın kurulabilmesi için de tabuların yıkılması gerekli. Her türlü tabu yıkılmalı. En başta da dinlerden, "inanç"lardan kaynağını alan tabular."

"Özgürlükleri bağlayan her türlü zincir kırılmalı, en başta da kafalardaki "iman zinciri". İman zincirine bağlı düşünce sabittir, değişmezdir. Bu ise doğanın değişken yapısına terstir. Zincirli zihin gelişme gösteremez; değişmelere, gelişmelere ayak uyduramaz. Dünyamızdaki her türlü olumlu gelişme, dinin ve imanınki başta olmak üzere, tabuların zincirinden kurtulabildiği, yol bulabildiği ölçüde gerçekleşebilmiştir. İnsan aklı, bilim, teknoloji, insan hakları alanında ulaşılan noktalar, bu yoldaki adımların ürünleridir.

Akıl ve bilim aydınlık kesimdedir. Din ve iman ise karanlık kesimde. Aklın, bilimin ölçüleri bellidir. Gözlem vardır, deney vardır, nesnellik vardır...Yolu ışıklandıran da bunlardır. Öyleyse "din"in üzerine nasıl gidilmesi gerektiği ortada ve son derece açık: Karanlığın üzerine nasıl gidilirse, "din"in üzerine de öyle gidilmelidir. Karanlıkla savaşılırken ışık gereklidir. Dinin, imanın üzerine gidilirken de..."

-Turan Dursun-

----
On vaizi dinsizleştirdim. Ama hiçbiri söylemiyor. Çıkıp vaaz verdiklerinde şaşırıyorum. Aklıma söyledikleri geliyor. Tekirdağ'da bir imam,hatim indiriyormuş. Parayı az vermişler. Başlamış Arapça sövüp saymaya: 'Topunuzun da...' diye. Herkes de ne anlasın, 'Amin' deyip duruyormuş. / Turan Dursun

Kaynak:

---------- Mesajlar Birleştirildi at 11:32 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 11:23 ----------

Din,seks duygusunu bastırmaz;özelleştirir..

..dinle ilgili sanırım bi şey demedim yanılıyor muyum? bir de seksin doğasını sorgulamadım. bozuk ya da çarpık biçimini ve anlamını ya da o da değil
aslında ne olduğunu ve bizim ne algıladığığımız
güzel bir deneyim kılığına alınmış deneyim ya da yağlanmış ballanmış deneyim
ya da işte şeker tatlıdır yersen....
yani şeker kilo yapar-kan şekerini yükseltir ../..tatlı zehirdir oysa tatlıdır /en tatlıdır... yemesi de zevklidir--bunu tartışmadım...
seksin özgürleşmesi/özgürleştirilmesi ya da anlamına soyulması ve indirgenmesi/doğallanması- rahatça ve özgürce açık deneyimlenmesi
ve seksin çözümlenmesi ya da açıklanması ,(kapatılıp mahremleştirilmemesi- ve bu mahremlikten gizlilikten doğan çıkan büyük pandora hüsranının özelinin özelleştirilmemesi ve) kısıtlanmması üzerine daha çok vurgu
ama tartışmanın yeri de bura değil
ve doğru haklısınız ben de karalammı buraya geçtiysem alıntıyı aştıysam yanıt buraya gelir....
---
çocuğa göre seksi farkettiğinde farkedilenler
/yetişkinlere göre seks bi şeydir...
evde kilitli bir mabet kutu hissi yaşar.. -çocuğun gözünde-çocuğun psişisesinde --burdan dem vurdum..
görüşle ilgili/bakışla bu
 

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
din-min zıvana ve palavradır-yasal tahakküm-sürer-ebet .dava -biş...man

,,,



Sanalmanik sence sokakta özgürce seks yapılabilir mi?

Yapılabilir.Sorun değil.

Ama bunu engelleyen tek şey din değil.Yoksa inanmayan birisi çıkar ve seks yapar.



Ortada bir ahlak bir terbiye bir özellik var.Bir erkek seks yapacağı kadına ya da bir kadın seks yapacağı bir erkeğe bu iş üzerindeyken her duyguyu yaşatmak ister.

Seksten anlaşılan orgazm değil uyansana!

Seks hayatın devamlılığı,

Seks sadakat,

Seks sevgi,

Seks bakışmak,

Seks yetimleri okutmak,

Seks fakirleri doyurmak.



Sekste bir ihtiyaç.Ancak iki rastgele insan match oldular ve seks yaptılar değil.Bir kişiyle ve özel.
 

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
Hiç dışlanmış,horlanmış,sevilmemiş bir insana kadın ya da erkek olsun "Ne güzelsin." "Çok iyisin." "Seni seviyorum." dediniz mi?

Bugün ben bunu denedim.




Önce kısa bir şaşırırlar.Gözleri açılır,dikkat kesilirler sana.

Sonra bir yumuşarlar,bir yumuşarlar.

Gözleri güler.

O anda sende oluşan tarifi imkansız mutluluk ve başarma duygusu.Tarif bile edilemez.
 

ucansincap

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
17 Eyl 2017
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bazı insanların sırf normal olabilmek için olağanüstü enerji sarf ettiklerini kimse bilmez.
-Albert Camus

---------- Mesajlar Birleştirildi at 15:14 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 15:12 ----------

Cehennem boş. Tüm şeytanlar burda.
-William Shakespeare
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
"İnsanın kendi içinde ürettiği kargaşa, dış dünyadaki gerçek tehlikelerden çok daha ürkütücüdür."

Prof. Dr. Engin Geçtan
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
İnsan beyni değirmen taşına benzer, içine yeni bir şeyler atmazsanız kendi kendini öğütür durur.

İbn-i Haldun
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst