milyonlarca insan göremedi de bı ben mi gordum. Benim şizofren olduğumu düşünmekte %100 haklısın.peygamberlerin çıktığı zaman şizofreni halisülasyon nedir bilmiyolardı şuan bilim sayesinde biliyoruz geçmişin mucizeleri günümüzün akıl hastalıkları
Gayet iyi biliyorlardı. Kuranda birçok yerde müşriklerin "deli" veya "saralı" demesi anlatılır. SARA HASTALIĞ=EPİLEPSİ
aga kimse bana senden 1500 yıl önce biri geldi vahiyle kitap yazdı bu doğru inanç diye yutturamaz kusura bakmada mısırların firavunundan yani 2500 yıl önceden beri dinlerin amacı bellidir firavunlar köleleri dizginlemek için yaptı daha sonra peygamber enok diye biri geldi bilinen ilk tek tanrılı dini çıkardı ama yeterince zeki olmadığı için tutmadı
ondan sonraki hikayeyi biliyoruz zaten. semavi dinler biraz şarlatanlık gibi geliyor bana he ama tamamen tanrı yok diyemem çünkü kanıtlayamam o yüzden agnostiğim.İpek böceği ne muhteşem anlatır.
Sizin düşündüğünüz gibi ipek böceği de düşünmüş müydu? Zavallı ipek böceği mı desem yoksa ne kadar harkulade bir böcek mı desem !
O fok kaçamasa küreye dönerdi yani kalan tüm hareket yeteneğini de yitirir tam bir yağ davulu olurdu
www.felsefe.net
Sizin aksinize ben doğada bir kötülük görmüyorum. Doğa da tam bir denge var. Eğer tüm bu çatışkılar olmasa tam bir atalet olurdu, enerji devinemzdi. Enerjinin bir yönü ve biçemi var.
Dışarıda karların içinde kuşlar yemek arıyor. Her yer insaınn diktiği hurma ağaçları dolu. Yerli, küçük yabani bir hurma çeşidi, insan bunu yemiyor. Onlar için mutluluk olmalı ama eğer karda kış günü kuş avlamak istersen bu ağaçlar idealdir. Bu gibi bir durumda benim gibi birinin çatıştığı tek şey var. Yani o kuş bir dişi mi yavruları var mı bilmek isterdim. Eğer doğa da bir avcı olsaydım ve bunu bilebilseydim ve bir hayvan sürüsünden av yapsaydım en yaşlı erkeği avlayabilmek isterdim.
Hesse'nin Sidhartha diye bir öyküsü var. Bu Buda'nın öyküsüdür. Sidhartha 17 yaşına kadar babasının sarayında tüm dünyada olan biten acılardan insanların açlık sefaletinden uzakta yazşar. Saraya kahini Sidhartha'nın babasına o doğdruğunda şunu demiştir. Bu çocuk kral olmayacak ve tahta geçmeyecek. Bunun üzerine babası onu sarayda kuşatarak dış dünyadan izole etti. 17 yıl dünya onun için bir cennetti.
Burada doğduğum yerde ilk çocukluğum buna benziyor. Çocukluğum bir cennetti ve onun anıları taze. Doğa da herşey mutluluk ve neşe deneyimler. Bunun aksi değil. Bir avcının tehdidine rağmen karda yemek arayan kuş olmayı yeğlerdim. Eminim mutludur: İnsanın acıları kölelikle ilgili. Ruhuna esaret sızana kadar bir atmaca eminim mutludur. Burada aşağıdaki yazımda bunu anlatmayı denedim
Tanrı Kavramının Çözümlenmesi
Özgür Varlıkta Tanrı Kavramının Oluşma ve Gelişimini Çözümlemeyi Deneme Bir atmaca özgürce uçup avlanmaktadır. Bir gün gelir kaçamadığı ağlara takılır. Kendini gözleri ve ayakları bağlanmış, kanatları belki artık uçamayacak derecede yolunmuş olarak kapalı bir yerde tek başına buluverir ve...
Bak ben tatlicilik yapıyorum. Burda simitcilik yapan biri var. Yanıma geldi günde kaç tane satıyorsun kaç para kazaniyorsun. Samimiyet kurdu. Sonra baktı iş karlı bı tatlı arabası aldı bugünde arkadasını yanıma gonderdi. Artık biz tatlida saticaz burda git dediler. Bak vahşi doğa insanlar arasindada aynı. Şimdi kendime başka yer ariyacagim. Bunun iki sebebi var birincisi başım belaya girebilir ikincisi iki tane tatlıcı olduğu için satışlarım düşecek. Tam bir vahşi yaşam değil mi bu?
