- Konbuyu başlatan
- #1
Aile ve Toplum Üzerine..
Konu İstatistikleri
- Katılım
- 15 Şub 2008
- Mesajlar
- 1,694
- Tepkime puanı
- 5
- Puanları
- 38
Ynt: aile ve toplum üzerine..
Aile yaşam tarzını her yönüyle etkiliyor. Toplum ailenin üzerinde baskı unsuru. Askılı ya da mini etek giyen kız çocuğuna babasının "millet ne der?Ayıp, günah" gibi düşünceleriyle baskısı altına alması da buna örnektir. Toplum aileyi, aile bireyi egemenliği altına alır. Bu yaşanılan çevreyle ilgili sürekli bir değişime uğrar. İnsan olmanın dürtüleriyle, sosyal çevreyle yaşam sürecinde hiç bir şey doğal olarak kalmıyor. "Aile gereksiz" cümlesi de fazla radikal olur. Ama özellikle Türkiye toplumunda aile gelenekleri oldukça baskın. Birey 20'sini geçsede kendi ayakları üzerinde duramıyor babaya güveniyor. Zaten bu yüzden böyle hakkını aramayan, sorgulamayan, pasif bir gençlik yetişti ya...
Aile yaşam tarzını her yönüyle etkiliyor. Toplum ailenin üzerinde baskı unsuru. Askılı ya da mini etek giyen kız çocuğuna babasının "millet ne der?Ayıp, günah" gibi düşünceleriyle baskısı altına alması da buna örnektir. Toplum aileyi, aile bireyi egemenliği altına alır. Bu yaşanılan çevreyle ilgili sürekli bir değişime uğrar. İnsan olmanın dürtüleriyle, sosyal çevreyle yaşam sürecinde hiç bir şey doğal olarak kalmıyor. "Aile gereksiz" cümlesi de fazla radikal olur. Ama özellikle Türkiye toplumunda aile gelenekleri oldukça baskın. Birey 20'sini geçsede kendi ayakları üzerinde duramıyor babaya güveniyor. Zaten bu yüzden böyle hakkını aramayan, sorgulamayan, pasif bir gençlik yetişti ya...
- Konbuyu başlatan
- #3
- Katılım
- 19 Ağu 2008
- Mesajlar
- 3,589
- Tepkime puanı
- 179
- Puanları
- 63
- Yaş
- 60
Ynt: Aile ve Toplum Üzerine..
sevgili Sümeyra,
konuyu biraz daha açımlamalıyız kanısındayım. Nasıl mı? biyolojik aileden mi söz edeceğiz yoksa sosyolojik aileden mi? bu konuya bir açıklık getirirsek sanırsam daha geniş bir yelpazede düşüncelerimiz açığa çıkacaktır. Ne dersin? ilk açılım senden olsun mu?
sevgili Sümeyra,
konuyu biraz daha açımlamalıyız kanısındayım. Nasıl mı? biyolojik aileden mi söz edeceğiz yoksa sosyolojik aileden mi? bu konuya bir açıklık getirirsek sanırsam daha geniş bir yelpazede düşüncelerimiz açığa çıkacaktır. Ne dersin? ilk açılım senden olsun mu?
- Katılım
- 15 Şub 2008
- Mesajlar
- 1,694
- Tepkime puanı
- 5
- Puanları
- 38
Ynt: Aile ve Toplum Üzerine..
Herkes birilerine muhtaç olarak doğar. Yeni doğan bir çocuk için de ona süt verecek birine ihtiyacı vardır.Bu çocuk sosyal çevreyle buluşunca yaşamını geçindirecek bireylere, paraya ihtiyacı olacaktır ehh elin çocuğuna millet niye para versin, e o zaman "el olmayan birilerine ihtiyacı olacak yani aileye. Duygusal açıdan da bazı hassas durumları olacaktır ehhh o zaman da "canım yavrum" diyecek birilerine ihtiyaç duyacaktır. Bu olması şart bir durum olmasa da bir şeyler duygusal açıdan eksik kalınca tamamlaştıracak olgudur. Kişi ergen olana kadar sürekli birilerine ihtiyaç duyar ve bu aile kavramıyla giderilir. Bence asıl sorun kişinin ergen olmasından sonraki süreç...
Herkes birilerine muhtaç olarak doğar. Yeni doğan bir çocuk için de ona süt verecek birine ihtiyacı vardır.Bu çocuk sosyal çevreyle buluşunca yaşamını geçindirecek bireylere, paraya ihtiyacı olacaktır ehh elin çocuğuna millet niye para versin, e o zaman "el olmayan birilerine ihtiyacı olacak yani aileye. Duygusal açıdan da bazı hassas durumları olacaktır ehhh o zaman da "canım yavrum" diyecek birilerine ihtiyaç duyacaktır. Bu olması şart bir durum olmasa da bir şeyler duygusal açıdan eksik kalınca tamamlaştıracak olgudur. Kişi ergen olana kadar sürekli birilerine ihtiyaç duyar ve bu aile kavramıyla giderilir. Bence asıl sorun kişinin ergen olmasından sonraki süreç...
- Katılım
- 19 Ağu 2008
- Mesajlar
- 3,589
- Tepkime puanı
- 179
- Puanları
- 63
- Yaş
- 60
Ynt: Aile ve Toplum Üzerine..
biyolojik aile her ne kadar canlı-doğan birey için oldukça önemli ise de sanırsam onun duygularını karşılamakta tek başına yeterli değildir; böyle olunca soyal aile daha önemlidir derim.
biyolojik aile her ne kadar canlı-doğan birey için oldukça önemli ise de sanırsam onun duygularını karşılamakta tek başına yeterli değildir; böyle olunca soyal aile daha önemlidir derim.
- Konbuyu başlatan
- #7
- Katılım
- 19 Ağu 2008
- Mesajlar
- 3,589
- Tepkime puanı
- 179
- Puanları
- 63
- Yaş
- 60
Ynt: Aile ve Toplum Üzerine..
bu soruya kesinlikle evet yanıtını verebilirim
Ayrıca birey hayatında bir boşlukla doğmaz kanısındayım
bu soruya kesinlikle evet yanıtını verebilirim
Ayrıca birey hayatında bir boşlukla doğmaz kanısındayım
- Konbuyu başlatan
- #9
- Katılım
- 15 Şub 2008
- Mesajlar
- 1,694
- Tepkime puanı
- 5
- Puanları
- 38
Ynt: Aile ve Toplum Üzerine..
Ergen olana kadar biyolojik bir aileye ihtiyacı vardır kişinin. Ama 20 yaşına gelmiş birisi eğer engelli biri değilse aileye ihtiyacı yoktur. Kişi sosyal yaşamını ailesi için değil kendisi için belirlemelidir.
Peki insan neden evlenir?Aileye mi ihtiyacı vardır? Buna sosyolojik koşullar mı iter? Yoksa dürtüler mi?
Ergen olana kadar biyolojik bir aileye ihtiyacı vardır kişinin. Ama 20 yaşına gelmiş birisi eğer engelli biri değilse aileye ihtiyacı yoktur. Kişi sosyal yaşamını ailesi için değil kendisi için belirlemelidir.
Peki insan neden evlenir?Aileye mi ihtiyacı vardır? Buna sosyolojik koşullar mı iter? Yoksa dürtüler mi?
- Katılım
- 19 Ağu 2008
- Mesajlar
- 3,589
- Tepkime puanı
- 179
- Puanları
- 63
- Yaş
- 60
Ynt: Aile ve Toplum Üzerine..
birey tarihsel bellek dediğim bilgi ile doğar ve hiç bir duygusunda boşluk yoktur. yeni doğmuş bireyin iki gereksinimi vardır; doyrulmak ve sevgi...bu iki olguyu da doyasıya ister ve yaşadıkça bir boşluk duyumsamaz. bu iki olgudan birini doyasıya yaşamadığı sürece soradan boşluklar eklemlenirler ona...bu nedenle birey doğduğunda bu iki olguyu gerçekten gerçekleştirecek her şeyden önce ana-ya gereksinim duyar. bunun biyolojik ana olması elzemdir ancak bu her zaman doğrudan etki göstermeyebilir. dolayısı ile o çocuk bunu kendisine veren bireyin/kadının içtenlikli olup olmadığını algılayabilecek durumdadır. bu nedenle gözlemleyerek bunu veren kadına ana diyecektir.
birey tarihsel bellek dediğim bilgi ile doğar ve hiç bir duygusunda boşluk yoktur. yeni doğmuş bireyin iki gereksinimi vardır; doyrulmak ve sevgi...bu iki olguyu da doyasıya ister ve yaşadıkça bir boşluk duyumsamaz. bu iki olgudan birini doyasıya yaşamadığı sürece soradan boşluklar eklemlenirler ona...bu nedenle birey doğduğunda bu iki olguyu gerçekten gerçekleştirecek her şeyden önce ana-ya gereksinim duyar. bunun biyolojik ana olması elzemdir ancak bu her zaman doğrudan etki göstermeyebilir. dolayısı ile o çocuk bunu kendisine veren bireyin/kadının içtenlikli olup olmadığını algılayabilecek durumdadır. bu nedenle gözlemleyerek bunu veren kadına ana diyecektir.
- Katılım
- 19 Ağu 2008
- Mesajlar
- 3,589
- Tepkime puanı
- 179
- Puanları
- 63
- Yaş
- 60
Ynt: Aile ve Toplum Üzerine..
Fides Hocam,
evlilik denilince günceli tartışmadan edemeyiz, asoyut evlilik bir şey ifade etmeyecektir. güncel evliliklerin yüzde 99 u sosyal statülerin sürdürülmesine yönelik pazarlıklı evliliklerdir. toplumun zorlamasına dayanır.
Fides Hocam,
evlilik denilince günceli tartışmadan edemeyiz, asoyut evlilik bir şey ifade etmeyecektir. güncel evliliklerin yüzde 99 u sosyal statülerin sürdürülmesine yönelik pazarlıklı evliliklerdir. toplumun zorlamasına dayanır.
- Konbuyu başlatan
- #13
- Katılım
- 19 Ağu 2008
- Mesajlar
- 3,589
- Tepkime puanı
- 179
- Puanları
- 63
- Yaş
- 60
Ynt: Aile ve Toplum Üzerine..
boşluk? bir hiç-se; hiç-ten bir gereksinim ve hiç-bir-şey doğmayacaktır.
boşluk? bir hiç-se; hiç-ten bir gereksinim ve hiç-bir-şey doğmayacaktır.
- Konbuyu başlatan
- #15
Ynt: Aile ve Toplum Üzerine..
boşluk bir hiçse bu böyledir evet ama boşluk bir hiç değildir..temelinde ihtiyaç barındıran bir olgudur ki insan binlerce boşlukla dünyaya gelir,ne kadar doldurulursa o kadar var olur,gerçekleşir/gerçekleştirir.
boşluk bir hiçse bu böyledir evet ama boşluk bir hiç değildir..temelinde ihtiyaç barındıran bir olgudur ki insan binlerce boşlukla dünyaya gelir,ne kadar doldurulursa o kadar var olur,gerçekleşir/gerçekleştirir.
- Katılım
- 19 Ağu 2008
- Mesajlar
- 3,589
- Tepkime puanı
- 179
- Puanları
- 63
- Yaş
- 60
Ynt: Aile ve Toplum Üzerine..
boşluk denilen olgu düş-seldir. hiç bir alanda boşluk yoktur. Gereksinim biyolojik ya da ruhsal/duygusal olabilir. Buna boşluk diyemiyorum. örneğin bir sırtlan yavrusu dünyaya geldiğinde sevgiden çok yırtmaya/parçalamaya gereksinim duyacaktır ki tarihsel belleği/kendi kalıtım ölçeklerinde bu gereksinimi ona dayatacaktır. canlı doğanı bundan soyutlamak olanaksızdır. bu tüm canlı türleri için geçerlidir. soyutlamak için genlere müdahale edilmesi gerekecektir; bu da ne kadar başarılı olur bilinmez. Böyle bir durumda ise doğan çocuk o türe ilişkin özellikleri taşımayacaktır.
boşluk denilen olgu düş-seldir. hiç bir alanda boşluk yoktur. Gereksinim biyolojik ya da ruhsal/duygusal olabilir. Buna boşluk diyemiyorum. örneğin bir sırtlan yavrusu dünyaya geldiğinde sevgiden çok yırtmaya/parçalamaya gereksinim duyacaktır ki tarihsel belleği/kendi kalıtım ölçeklerinde bu gereksinimi ona dayatacaktır. canlı doğanı bundan soyutlamak olanaksızdır. bu tüm canlı türleri için geçerlidir. soyutlamak için genlere müdahale edilmesi gerekecektir; bu da ne kadar başarılı olur bilinmez. Böyle bir durumda ise doğan çocuk o türe ilişkin özellikleri taşımayacaktır.
- Konbuyu başlatan
- #17
Ynt: Aile ve Toplum Üzerine..
eğer hiçbir alanda boşluk yoksa boşluk dediğimiz kavram neden vardır?boşluk dünyaya gelen çocuk için bulunmaz hazinedir halbuki,dünya bu boşlukları doldurmak için vardır ve doldukça insan varolcaktır.
eğer hiçbir alanda boşluk yoksa boşluk dediğimiz kavram neden vardır?boşluk dünyaya gelen çocuk için bulunmaz hazinedir halbuki,dünya bu boşlukları doldurmak için vardır ve doldukça insan varolcaktır.
- Katılım
- 19 Ağu 2008
- Mesajlar
- 3,589
- Tepkime puanı
- 179
- Puanları
- 63
- Yaş
- 60
Ynt: Aile ve Toplum Üzerine..
aileye gereksinim var mıdır? sorusuna dönecek olursak, şunu söyleyebilirim; bireyin ana-ya gereksinimi vardır ve olgunlaşma evresinde ana/otoritesini kırmak durumundadır; değilse hep köle kalacaktır. bireyin ailesi ana/sıdır. bu nedenle aileyi dar anlamda yorumluyorum ve bunun için de biyolojik ana/lığın önemli olmadığını söylüyorum
aileye gereksinim var mıdır? sorusuna dönecek olursak, şunu söyleyebilirim; bireyin ana-ya gereksinimi vardır ve olgunlaşma evresinde ana/otoritesini kırmak durumundadır; değilse hep köle kalacaktır. bireyin ailesi ana/sıdır. bu nedenle aileyi dar anlamda yorumluyorum ve bunun için de biyolojik ana/lığın önemli olmadığını söylüyorum
- Katılım
- 15 Şub 2008
- Mesajlar
- 1,694
- Tepkime puanı
- 5
- Puanları
- 38
Ynt: Aile ve Toplum Üzerine..
Ben de sümeyra'ya katılıyorum. Boşluk hiç değildir. Boşluğu tarif ederken bile bir şeylerle tanımlıyorsak o zaman doludur o kavram.Hayvanlar içgüdüleriyle hareket eder yırtmak parçalamak isteği bundandır ama insanlarda içgüdü yoktur.sümeyra ' Alıntı:
- Katılım
- 19 Ağu 2008
- Mesajlar
- 3,589
- Tepkime puanı
- 179
- Puanları
- 63
- Yaş
- 60
Ynt: Aile ve Toplum Üzerine..
boşluk fizyolojik olmasa gerek; kozmologlar boşluğu yaratabilmek için onca zamandır uğraşıyorlar ancak henüz onu yakalayabilmiş değillerdir. demek ki boşluktan kastımız duygusal eksiklikler/açlıklar olsa gerek. Duyguların oluşıumunda nasıl boşluk yoksa gereksinimlerinde de boşluk yoktur. ısrar ediyorum duygularda boşluk düş-seldir ve duyguların yeterince karşılık bulmamasına denk düşer. bu da algısal bir gerçeklik olup duyumsanabilir. Boşluk asla duyumsanamaz.
boşluk fizyolojik olmasa gerek; kozmologlar boşluğu yaratabilmek için onca zamandır uğraşıyorlar ancak henüz onu yakalayabilmiş değillerdir. demek ki boşluktan kastımız duygusal eksiklikler/açlıklar olsa gerek. Duyguların oluşıumunda nasıl boşluk yoksa gereksinimlerinde de boşluk yoktur. ısrar ediyorum duygularda boşluk düş-seldir ve duyguların yeterince karşılık bulmamasına denk düşer. bu da algısal bir gerçeklik olup duyumsanabilir. Boşluk asla duyumsanamaz.