Agnostisizm

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe'ye Giriş kategorisinde fides tarafından oluşturulan Agnostisizm başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 12,195 kez görüntülenmiş, 71 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe'ye Giriş
Konu Başlığı Agnostisizm
Konbuyu başlatan fides
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Zervan KAYA

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
AGNOSTİSİZM


Agnostisizm resmi olarak ilk defa 1800'lü yılların sonunda ünlü biyolog T. H. Huxley tarafından ortaya atılmıştır. Bilinmezcilik olarak da tanımlanır. Agnostisizm, tanrının varlığının "bilinemez" olduğunu savunur. Dinlerin tanrıdan gelmediğini söyler ve dinlerin tanrısını da reddeder ancak başka bir tanrının, bir yaratıcının varolup olmadığının hiçbir zaman bilinemeyeceğini söyler. Bu bakımdan agnostisizm kendini, "kesinliklinle tanrı vardır" diyen teizmden de "kesinlikle tanrı yoktur" diyen ateizmden de ayrı tutar.

Agnostiklere göre tanrının varlığı meselesi insan aklının ötesinde bir konudur. O halde böyle bir varlık hakkında konuşmak ve hüküm vermek de imkansızdır Dolayısıyla agnostikler Tanrı inancı konusunda tarafsız kalmayı tercih etmişlerdir ancak onların bu tarafsızlığı bazen ateizm olacakta değerlendirilmiştir. Her ne kadar bazı agnostikler tavırları ve yaşamları onların ateist olduğu izlenimini vermekteyse de bir kısmı kendilerinin felsefi açıdan ateist olmadığını ifade etmiştir. Mesela ateist olarak bilinen ünlü düşünürlerden Bertrand Russell (1872-1970) felsefi açıdan kendisini agnostik olarak tanımlamıştır .Çünkü ona göre her şeye rağmen tanrının yokluğunu kanıtlayacak bir delil mevcut değildir.

Huxley agnostik sözcüğünü hem geleneksel Yahudi-Hıristiyan tanrıcılığını, hem de tanrıtanımazlık öğretisini reddederek Tanrının varlığı sorununu ortada bırakan düşünürler için kullandı. Terim daha sonra geriye götürülerek bütün bilinemezci öğretileri kapsamıştır. Agnostisizm, tarihsel olarak bilimin denetiminden yoksun insan düşüncesinin düştüğü büyük yanılgılara bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. İlk tepkiyi Yunan antikçağ bilgicilerinden duyumcu sofistler vermiştir. Onlara göre bilgi duyuların sonucudur ve duyular dışında bilgi edinemez ve herkes için geçerli bilgi olamaz.İnsanin, kendi deneyimleriyle elde ettiği olguların ötesinde hiçbir şeyin varlığını bilemeyeceğini ileri süren bu öğreti Tanrı kavramına getirilen yorum bakımından tüm zamanların en mantıcı düşüncesidir .

Kaynak: Agnostic-net
 

aybars

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
2 Tem 2011
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Dinler çelişkilerle doludur.Herşeyi, kaderi Allah yazmışsa levh-i mahfuzda, o zaman bizim ne günahımız var?
Allah bizi imthan ediyormuş.Neden biz deneme tahtası mıyız?
Hem Allahın adaleti var mı?Baksanıza bir yanda zenginler bir yanda fakirler.Bir yanda ağlayan bir yanda gülen.Bu mu adalet?
Ayrıca Allahın gücü herşeye yeter.O istese herşey mükemmel, herşey güzel olmaz mıydı?Kötü insan bile kalmzdı.Hepimizi cennete gönderirdi.O halde neden kötülüklere müdahale etmiyor?Neden sessiz kalıyor?Yoksa o kötü mü?
Madem annemizden daha şefkatli o halde bizi cennete göndersin.Hiçbir anne oğlunu yakmaz.
Kuranda tanrıma hamdederim diyor.Tanrı kendisine hamdeder mi?
Bu ve bunun gibi çelişkilerden kurtlmanın yolu agnostisizmdir.Agnostisizm der ki tanrı olabilir de olmayabilir de.100 tanrı da olabilir 500 tanrı da.Biz bilemeyiz.En mantıklısı bu değl mi?Biz nasıl bilebiliriz tanrıyı ve tek olduğunu.Ltfn mantıklı olalım.Bilim agnostisizmden yanadır.
Bilmeyenler için açklayayım agnostisizm bilinmezcilik demektir.Yani gerçeklik hiç bir zaman bilinemez.Sdce görünüşler bilinebilir.
Bu din konusunda da böyledir.Tanrı olabilir de olmayabilir de biz bilemeyiz.Tanrı meselesi insan aklının ötesinde bir konudur.Öyleyse böyle bir varlık hakkında konuşmak ve hüküm vermek de imkansızdır.
Aslında hepimiz agnostiğiz.Ateist ya tanr varsa der bazen.Dindar ya tanrı yoksa diye sorar kendine.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Konu başlığı hatalı.Agnostizim değil "agnostisizm" olmalıydı.
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Saçma bir konu. Dindar bir insan olarak Allah'ın varlığından hiç bir zaman kuşku duymayan biri olarak iddia edebiliyorum bunu. Sadece ateistlerin avuntusu bu.Başka bir şey değil.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Agnostisizmin ne oldugunu felsefe olarak ortaya koymadan once, kelimenin anlam ve iceriginin nereden geldigini bilmek gerekir. Bu temelde bastaki "a" kelimenin "-siz" eki veren kismidir.

Bu temelde, gnostisizme bakmak gerekir.Gno kokeni eski yunanca da bilmek kokenine esdegerdir. Yalniz bu bilmenin temeli tamamen Eons denilen bir ilahdan, tanridan turetilmis her turlu bilgiyi iceren bir bilmedir. Iste bu temelde gno kokenli bilgi, tanrisal ve ilk zamanlarin hristiyanligi temelli bir bilmedir.

Iste bu temelde, ruhani ve zihni bilgiye yonelmek, ve ona inanmak; gnostisizm dir.

Simdi, agnostisizme gelirsek; "a"on eki bu inanci ve bilgiyi olumsuza cevirerek; ruhani veya zihni bilgiye yonelmemek, inanmamak icerigini tasir. Buradan da, ruhani ve tanri'ya ve onunla ilgili bilgiye yonelmek ve ona inanmak yerine. Bu bilginin, bilinemiyecegini one surer. Yani, gnosticizmin bilinebilirligini, agnosticizm bilinemez kilar.

Kisaca; agnostisizm, tarih surecinde donuserek, Tanrinin bilinemez oldugu inancina donusmustur. Kisaca, "bir tanrinin var olup olmadigi, bilinemez" demektir.

Bu sadece bir kavramsal tanimdir.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Minik bir ekleme yapayım..Agnostiklere göre materyalist ve idealist, karda yürümekte olan iki kişidir..Biri pembe, diğeri mavi gözlük takmıştır...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Minik bir ekleme yapayım..Agnostiklere göre materyalist ve idealist, karda yürümekte olan iki kişidir..Biri pembe, diğeri mavi gözlük takmıştır...

Senin bu aciklamanin, cinsiyet algisi ile (pembe/kiz, mavi/erkek) bir bagi var mi? :)

Aslinda dogal zihniyet, erkeksel, erk eksel ve erksel (insanOGLU, MANkind, woMAN, huMAN) karakteristige, oze sahiptir.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Senin bu aciklamanin, cinsiyet algisi ile (pembe/kiz, mavi/erkek) bir bagi var mi? :)

Aslinda dogal zihniyet, erkeksel, erk eksel ve erksel (insanOGLU, MANkind, woMAN, huMAN) karakteristige, oze sahiptir.

Renklerin özel bir anlamı yok.Anlatılmak istenen, her iki kişininde renkli gözlük takması dolayısıyla karın beyazlığını gör(e)müyor olması...İdeolojilere bir gönderme var...Hatta olumsuz bir gönderme,,Bireyin gözünü boyayarak gerçekliğin çarpıtılmasına neden oldukları yönünde bir eleştirel bakış açısı..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Renklerin özel bir anlamı yok.Anlatılmak istenen, her iki kişininde renkli gözlük takması dolayısıyla karın beyazlığını gör(e)müyor olması...İdeolojilere bir gönderme var...Hatta olumsuz bir gönderme,,Bireyin gözünü boyayarak gerçekliğin çarpıtılmasına neden oldukları yönünde bir eleştirel bakış açısı..

Anladim, gozlemi onleyen beyindeki on ideolojik, inancsal, degersel yer etmis bilgiler. Kisaca dogal zihniyetin akil ve egosu. Bir yerde emperyalist zihniyetin kalicilastirmaya ve dogallik kisvesi altinda degismez kilmaya calistigi yapilandirilmisligin yapi ve isleyisi.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Aslinda agnostisizm bir yerde tanrisal ve inancsal konuya bilgi olarak yanastigi icin hem teisti hem de ateisti akil inanc dogrulamasi olarak vardir.

Bir yerde inancsal her turlu bilgi ve ogretiye karsi cikarken, tanrisal yanasimdaki tanrinin varliginin ya da yoklugunun bilinemezligini ortaya koyarak, tanrisal yanasimi epistemoloji bunyesinde degerlendirmektedir.

Ilginctir, epistemolojik olarak tanriyi kavramsal degerlendirmek yerine, sanki insanoglu disindaki bir guc olarak degerlendirmekte ve bu gucun varlik olarak bilinemeyecegini one surmektedir.

Bir yerde konuya bilgiden yola cikip, varliksal karara varmaktadir.

Varligin da bir insanoglu bilgisi ve turevi oldugunun bilinc ve farkindaligi yoktur. Bu bir yerde frezian ontolojik bakis acisinin varliksal madde mi/dusunce mi karsitligindaki kararsizligina (undecidability) denk dusmektedir.

Bu da tanrisal yanasimi kavramsal bir degerlendirme yerine, varliksal bir degerlendirmeden kaynaklanmaktadir.

Sonucta ontolojik ve teolojik her turlu metafizik degerlendirme, varolussal ve varliksal temeldedir.

Bu temelde agnostisizmin benzeri olan ignostisizm de, tanri varligini gale almamakta ve onemsememektedir ve bu varligin, vari/yogu ya da bilinemez olmasina ilgi duymamaktadir. Bir cesit tanrisal yanasimdaki bananecilik akilciligidir.
 

Beril

Üye
Yeni Üye
Katılım
12 Eyl 2011
Mesajlar
210
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Aslinda agnostisizm bir yerde tanrisal ve inancsal konuya bilgi olarak yanastigi icin hem teisti hem de ateisti akil inanc dogrulamasi olarak vardir.

Bir yerde inancsal her turlu bilgi ve ogretiye karsi cikarken, tanrisal yanasimdaki tanrinin varliginin ya da yoklugunun bilinemezligini ortaya koyarak, tanrisal yanasimi epistemoloji bunyesinde degerlendirmektedir.

Ilginctir, epistemolojik olarak tanriyi kavramsal degerlendirmek yerine, sanki insanoglu disindaki bir guc olarak degerlendirmekte ve bu gucun varlik olarak bilinemeyecegini one surmektedir.

Bir yerde konuya bilgiden yola cikip, varliksal karara varmaktadir.

Varligin da bir insanoglu bilgisi ve turevi oldugunun bilinc ve farkindaligi yoktur. Bu bir yerde frezian ontolojik bakis acisinin varliksal madde mi/dusunce mi karsitligindaki kararsizligina (undecidability) denk dusmektedir.

Bu da tanrisal yanasimi kavramsal bir degerlendirme yerine, varliksal bir degerlendirmeden kaynaklanmaktadir.

Sonucta ontolojik ve teolojik her turlu metafizik degerlendirme, varolussal ve varliksal temeldedir.

Bu temelde agnostisizmin benzeri olan ignostisizm de, tanri varligini gale almamakta ve onemsememektedir ve bu varligin, vari/yogu ya da bilinemez olmasina ilgi duymamaktadir. Bir cesit tanrisal yanasimdaki bananecilik akilciligidir.
Avrupa ' dan dünyaya oradan ülkemize bir sıtma ,kolera hatta bir veba gibi yayılan çağın hastalığı desek :) daha anlaşılır dille ;BUNALTI
İnsana ne düşünsel anlamda ne de akıl anlamında çıkış vermeyen kör kuyu agnostisizm...İnsan olarak içinde bulunduğun çağın her türlü hastalıklarını istemesek taşıyoruz bir şekilde?Çünkü hayat ya da yaşadığın ülke düşünce özürlüsü olduğundan insana çıkış vermiyor.Daima birer prototip olmak zorundasın .Böyle diyorum da hoş kaldı ki NewYork 'daki bunaltının bizimkinden tek farkı fazla düşünmekten yahutta fazla tüketmekten _bence daha katı gerçekler içermekle daha da yaralayıcı olsa gerek..Her durumda prototip olmak koşulu _yani koşullanmışlık_insan ruhunu hasta etmeye birebir.
Bunaltı doygunluğun getirdiği bir hastalık ta olabilir mi? Özelllikle entellektüel doygunluk...Bence mümkün!Ancak bilmek gerçek te bilmek midir yoksa yükünü taşıyan bilgi işçisinin son feryatları mıdır?Agnostisizm kıskacına girebilmek için gerçekten de deha olmak gerek kanısındayım.Ben bu kanalda agnostisizm sınırlarını zorlayacak yazar göremedim kanımca.Agnostizm vardır ancak her aşılası durumlar gibi insani bir heyuladır.O yüzden Allah a emanet ol ey insanlık .Kant' ın dediği gibi şu gökyüzünde hilal 'in karşısındaki yıldız -Tanrı'nın-varlığına -atılmış bir imza gibi ...Nitekim beni ona inanmaya ikna ediyor''
Saygılar
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Avrupa ' dan dünyaya oradan ülkemize bir sıtma ,kolera hatta bir veba gibi yayılan çağın hastalığı desek :) daha anlaşılır dille ;BUNALTI
İnsana ne düşünsel anlamda ne de akıl anlamında çıkış vermeyen kör kuyu agnostisizm...İnsan olarak içinde bulunduğun çağın her türlü hastalıklarını istemesek taşıyoruz bir şekilde?Çünkü hayat ya da yaşadığın ülke düşünce özürlüsü olduğundan insana çıkış vermiyor.Daima birer prototip olmak zorundasın .Böyle diyorum da hoş kaldı ki NewYork 'daki bunaltının bizimkinden tek farkı fazla düşünmekten yahutta fazla tüketmekten _bence daha katı gerçekler içermekle daha da yaralayıcı olsa gerek..Her durumda prototip olmak koşulu _yani koşullanmışlık_insan ruhunu hasta etmeye birebir.
Bunaltı doygunluğun getirdiği bir hastalık ta olabilir mi? Özelllikle entellektüel doygunluk...Bence mümkün!Ancak bilmek gerçek te bilmek midir yoksa yükünü taşıyan bilgi işçisinin son feryatları mıdır?Agnostisizm kıskacına girebilmek için gerçekten de deha olmak gerek kanısındayım.Ben bu kanalda agnostisizm sınırlarını zorlayacak yazar göremedim kanımca.Agnostizm vardır ancak her aşılası durumlar gibi insani bir heyuladır.O yüzden Allah a emanet ol ey insanlık .Kant' ın dediği gibi şu gökyüzünde hilal 'in karşısındaki yıldız -Tanrı'nın-varlığına -atılmış bir imza gibi ...Nitekim beni ona inanmaya ikna ediyor''
Saygılar

Bilmek ile inanmak/ogrenmek arasindaki en onemli fark; kisinin dogumdan itibaren ona verilen her turlu ve her konudaki kavram yerine kavrama yonelik "ol/olma, de/deme, yap/yapma, uygula/uygulama, var/yok, dogru/yanlis, iyi/kotu, guzel/cirkin "v.s. karsitlikli deger ve tabularin, kisinin kendine ait sorgulamasiyla en azindan kavrami ifade etmeden once, o kavramin ne oldugunu algilamasi, bilince cikarmasi ve farkina varmasidir.

Bilmek, inanilan ve ogrenilenin ifade edilmeden once ne oldugunun algisi, bilgisi, bilinc ve farkindaliginin kisiye kavranmis olmasidir.

Yoksa bilindigi gibi, papagana da bir seyi ogretirsin, o da tekrarlar. Ama, tekrarladigi seyin ne oldugunu bilmez.

Bu temelde bilmek sadece bilimsel bir olgu degil, inancsal bir dogrudur da.

Ama maalesef ve daha once de dedigim gibi, bu herseyden once birey bilincini ve varlik farkindaligini gerektirir.

Yoksa kisiler kendilerinin degil de, baskalarinin verdigi hayati onlarin verdigi gibi yasarlar.

Bilinemezlik ve kararsizlik ta; bilinebilirlik ve kararlilik temelli kesinlik ve kesinsizlik arasi bir akilciliktir.

Temeli de adi gecen kavram ile kurulacak iliskideki belirsizliktir (kararsizlik ya da bilinemezlik). Sonucta her kisi, kavrama verdigi anlam ve icerik temelinde onun ile olumlu/olumsuz bag kurar. Belirsizlik te bu bagin yasam ve iliskideki ya olumlu ya olumsuz yansisidir. Bunu da kisinin aklinin kavram ile iliskisi ve kavramin kisinin yasam ve iliski temelindeki verdigi yer, onemi, ilgisi ve etkisi belirler.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Bilinemezciliğin, bilme/araştırma/sorgulama çabasını boşa kürek çekme gibi algılatan vurdumduymaz bir yönü var kuşkusuz..Ama , iyi tarafı da insanın "herşeyi bilemeyeceği" nin farkındalığını yaratmak ve "bilmiyorum" diyebilme erdemini de bilince çıkarmak..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bilinemezciliğin, bilme/araştırma/sorgulama çabasını boşa kürek çekme gibi algılatan vurdumduymaz bir yönü var kuşkusuz..Ama , iyi tarafı da insanın "herşeyi bilemeyeceği" nin farkındalığını yaratmak ve "bilmiyorum" diyebilme erdemini de bilince çıkarmak..

Iste tam bir bilmenin ve bilimin bilimselliginin epistemolojik siniri oldugunu dile getiren aciklama.

Iste film tam da burada kopuyor. Ya bu bilimin bilimsel siniri ile yetinir ve bu anlik sinirin her an gozlem v.s. ile degisebilecegini, yanlislanabilecegini ve yenilenebilecegini algilamak ve bunun getirdigi surekli suregelen sureci algilamak; ya da aklin tatminsizligine uyup, bilimsel bir cevabi olmayan aklin bir sorusuna sirf cevap verme adina inancsal ideolojik bir dogrulamaya yonelmek.

Tam da bu temelde bilim de bilinmez yoktur, bilim bilgidir ve bilinendir. Bilinmez olan da epistemolojik olarak bilinebilecek olandir. Bilim ve bilimsellikte negativite yoktur.

Bilim virgul, inanc/ideoloji noktadir.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Iste tam bir bilmenin ve bilimin bilimselliginin epistemolojik siniri oldugunu dile getiren aciklama.

Iste film tam da burada kopuyor. Ya bu bilimin bilimsel siniri ile yetinir ve bu anlik sinirin her an gozlem v.s. ile degisebilecegini, yanlislanabilecegini ve yenilenebilecegini algilamak ve bunun getirdigi surekli suregelen sureci algilamak; ya da aklin tatminsizligine uyup, bilimsel bir cevabi olmayan aklin bir sorusuna sirf cevap verme adina inancsal ideolojik bir dogrulamaya yonelmek.

Tam da bu temelde bilim de bilinmez yoktur, bilim bilgidir ve bilinendir. Bilinmez olan da epistemolojik olarak bilinebilecek olandir. Bilim ve bilimsellikte negativite yoktur.

Bilim virgul, inanc/ideoloji noktadir.

aklımızı bilimsel bilgi ile sınırlamak buna göre düşünmek, yaşamak ...bilimsel cevabı olmayan bir konuda düşünmemek ,akıl yürütmemek hem hayalgücünü ve yaratıcılığı sınırlar hemde tek kelime ilee imkansızdır..hayatta insanda böle birşeye imkan tanımaz..bilim cevap veremiyor fikrim yok,düşünmeyim , burası boşlukta kalsın:) eehhee:) yani olabiliritesi yok ki:) ...inanc/ideoloji noktadir...böle bişide yookkk !! inançları ve ideolojileri değişen bir sürü insan var... insan sürekli sorgular bilinçli sorgulamasa bile karşılaştığı fenomenler yada fikirler, bilimsel gelişmeler v.b şeyler karşısında beynin kendi yapısı gereğince otamatikman ister istemez gelişen karşılaştırmalar,benzetmeler çelişik yada desdekleyici düşünceler vb.. artı bilim virgül tamam ama ben yaşadığım tarih aralığındaki bilime yaslandım ona güvendim...aa baktım sonradan değişmişş yada yanlışlanmışş yada daha önce yanlış dediği doğrulanmışş:) ben napim bu bilimi o zaman:)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
aklımızı bilimsel bilgi ile sınırlamak buna göre düşünmek, yaşamak ...bilimsel cevabı olmayan bir konuda düşünmemek ,akıl yürütmemek hem hayalgücünü ve yaratıcılığı sınırlar hemde tek kelime ilee imkansızdır..hayatta insanda böle birşeye imkan tanımaz..bilim cevap veremiyor fikrim yok,düşünmeyim , burası boşlukta kalsın:) eehhee:) yani olabiliritesi yok ki:) ...inanc/ideoloji noktadir...böle bişide yookkk !! inançları ve ideolojileri değişen bir sürü insan var... insan sürekli sorgular bilinçli sorgulamasa bile karşılaştığı fenomenler yada fikirler, bilimsel gelişmeler v.b şeyler karşısında beynin kendi yapısı gereğince otamatikman ister istemez gelişen karşılaştırmalar,benzetmeler çelişik yada desdekleyici düşünceler vb.. artı bilim virgül tamam ama ben yaşadığım tarih aralığındaki bilime yaslandım ona güvendim...aa baktım sonradan değişmişş yada yanlışlanmışş yada daha önce yanlış dediği doğrulanmışş:) ben napim bu bilimi o zaman:)

Insanoglunun numenal ufku hayal gucudur ve bunun sinirliligi soz konusu degildir. Ayrica idealler, hipotezler,test edilmemis teoriler de hep var olacaktir.

Burada onemli olan bilimsellik ile inancsallik farkidir. Eger benim dile getirdigim teori duzeyine, ya da hipotez duzeyinde ise ve teorisi test edilemiyor, ya da gozlem vermiyorsa; bun aciklanmasinin bilimsel olmadigi ve sadece bilim adina degil, birkisinin adina oldugu belirtilmelidir.

Iste burada onemli olan numenal yeti ufkunun dile gelirken hem kendini, hem de baskasini kandirmamasi, bile inanci ve inanca bilimi yuklememesi bilimin bilimselliginin alanini her zaman ve daima bilim temelinde farkli kilmasidir.

Yoksa kimse, numenal yetiye bir sinir cizmiyor. Numenal yetinin siniri zaten kavramdir, bilginin siniri da bilgidir. Bilgi hem kavram hem de algiya dayanir, algi da hem duyu hem duyuma dayanir.

Bu farklar bilinirse, ortada numenasl ufku sinirlamanin da bir olanagi yoktur.

Ustelik, bu ufuk aklin ideolojik, inancsal, dogrusal, noktasal, mutlak, kesin ve sabit her turlu sinirinin her yonuyle asiminin da anahtaridir.

Inanclar ve ideolojiler degisir, ama inanc ve ideoloji degismez. Gerekirse akil yenisini yaratir,eskisini yeniler.

Akilli tasarimciligin, yaradilisi yeniledigi gibi.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Insanoglunun numenal ufku hayal gucudur ve bunun sinirliligi soz konusu degildir. Ayrica idealler, hipotezler,test edilmemis teoriler de hep var olacaktir.

Burada onemli olan bilimsellik ile inancsallik farkidir. Eger benim dile getirdigim teori duzeyine, ya da hipotez duzeyinde ise ve teorisi test edilemiyor, ya da gozlem vermiyorsa; bun aciklanmasinin bilimsel olmadigi ve sadece bilim adina degil, birkisinin adina oldugu belirtilmelidir.

Iste burada onemli olan numenal yeti ufkunun dile gelirken hem kendini, hem de baskasini kandirmamasi, bile inanci ve inanca bilimi yuklememesi bilimin bilimselliginin alanini her zaman ve daima bilim temelinde farkli kilmasidir.

Yoksa kimse, numenal yetiye bir sinir cizmiyor. Numenal yetinin siniri zaten kavramdir, bilginin siniri da bilgidir. Bilgi hem kavram hem de algiya dayanir, algi da hem duyu hem duyuma dayanir.

Bu farklar bilinirse, ortada numenasl ufku sinirlamanin da bir olanagi yoktur.

Ustelik, bu ufuk aklin ideolojik, inancsal, dogrusal, noktasal, mutlak, kesin ve sabit her turlu sinirinin her yonuyle asiminin da anahtaridir.

Inanclar ve ideolojiler degisir, ama inanc ve ideoloji degismez. Gerekirse akil yenisini yaratir,eskisini yeniler.

Akilli tasarimciligin, yaradilisi yeniledigi gibi.

söylemek istediginizi çok iyi anlıyorum üstadım..ama genede muhalifim..hayatın ve insanın mana,gaye,amaç,iyilik kötülük,toplumsal gereklilik,bir olma paylaşma,hukuk,düzen,ahlak,zevk ,neşe,keyif,aşk,bağlılık v.b bir bütünlüğü var.. sizin medodunuz hayata insana uygulanamaz..bilimsel bir labaratuvar değil insan ve hayat.. biz böyle ya-şa-ya-ma-yıZZ.. ben sizi her geçen gün dahada anlyorum..inanın bir çok düşüncenize katılıyorum..ama muhalif olduğum yönlerden biride bu işte..Tanrı varsa ve tüm gerçeği elinde tutuyorsa..siizin medod onu bulamaz. bilim hayatın anlamını bu-la-mazz....sizin doğal zihniyet dediğiniz ya Tanrıyı bulmak için varsa? ya hayatın anlamı için varsa? işte felsefenin ana sorusu bu değil mi?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
söylemek istediginizi çok iyi anlıyorum üstadım..ama genede muhalifim..hayatın ve insanın mana,gaye,amaç,iyilik kötülük,toplumsal gereklilik,bir olma paylaşma,hukuk,düzen,ahlak,zevk ,neşe,keyif,aşk,bağlılık v.b bir bütünlüğü var.. sizin medodunuz hayata insana uygulanamaz..bilimsel bir labaratuvar değil insan ve hayat.. biz böyle ya-şa-ya-ma-yıZZ.. ben sizi her geçen gün dahada anlyorum..inanın bir çok düşüncenize katılıyorum..ama muhalif olduğum yönlerden biride bu işte..Tanrı varsa ve tüm gerçeği elinde tutuyorsa..siizin medod onu bulamaz. bilim hayatın anlamını bu-la-mazz....sizin doğal zihniyet dediğiniz ya Tanrıyı bulmak için varsa? ya hayatın anlamı için varsa? işte felsefenin ana sorusu bu değil mi?

Insanoglu bilimsel bir labaratuar degil ama; insanoglu kendisini emperyalist zihniyet sayesinde ya bireyci bir robot, ya da toplumsal kisilikgi olan bir cemaat yapmayi pekala basariyor.

Ayrica yasam bir labaratuar. Bu yasamda da herkes kendi yasamini, kendi degerlerince bu labaratuara feda ediyor.

Benim metodum,insanoglu disi ve ustu bir guc aramiyorki, tanriyi bulsun. Benim metod, insanogluna kendi tursel ve birsel varligi oldugunu gosteriyor. Zaten bu gorulurse, insanustu ve disi bir guc te aranmaz o zaman.

Bu arada sen muhalifligine devam etki, konular daha bir derinlik kazansin, acikliga ve netlige kavussun. :)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst