21. yy.da felsefenin geçerliliği ve gördüğü rağbet nedir?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefi Tartışmalar kategorisinde meraklı tarafından oluşturulan 21. yy.da felsefenin geçerliliği ve gördüğü rağbet nedir? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,477 kez görüntülenmiş, 4 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefi Tartışmalar
Konu Başlığı 21. yy.da felsefenin geçerliliği ve gördüğü rağbet nedir?
Konbuyu başlatan meraklı
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Cry

meraklı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
21. yy.da felsefenin geçerliliği ve gördüğü rağbet nedir?
Felsefenin gelişimine en çok hizmet eden akım, grup, kişi veya örgütlülük hangisidir? Kapitalist modernitenin felsefenin gelişimine katkı sunduğu yönler var mıdır?
İdeolojinin ölümünü ilan eden postmodern felsefenin düşünen ve aydınım diyen kesimler açısından değerlendirme düzeyi nedir?

İnsan doğasındaki merak sonucu gelişen felsefe yüz yıllar boyunca insanların ufuklarını genişletmekte önemli bir rol oynamıştır. Tüm pozitif bilimler ve dini düşünceler ile içi içe geçmiş bir gerçekliğe sahip olsa da her zaman az ama inançlı kişiler tarafından geliştirilerek günümüze kadar insan yaşamında önemli bir rol oynamıştır. Gerek gelecek hayallerinin, gerek güncel görevlerinin ilkelerini belirlemede önemli olduğu kadar belirleyici bir etkisi olmuştur. Zaman zaman felsefi akımlar politik etkinlikler içine girerek salt düşünce üretiminden koparak toplumu ilgilendiren tüm yaşamsal noktalarda kimi örgütlülüklere ulaşmışlardır. Bunların başarıları her ne kadar kitlelere ulaşamamış olsa da felsefenin her zaman gündemde kalmasında önemli bir etkisi olmuştur. Günümüzde de halen bireyler ve bazı okullar şahsında felsefenin insana sevdirilip yaygınlaştırılmasına yönelik kimi arayışların olduğu görülmektedir. Böylesi bir gerçekliğe rağmen felsefenin postmodern anlayışın etkisi altında can çekiştiği de kabul edilmesi gereken bir gerçeklik durumunda. Nedeni ise felsefenin insanın merak duygusunu şahlandırması gerekirken tamamıyla bunun tersinden merak edilecek, üzerinde kafa yorulacak hiçbir şey bırakmama iddiasıdır.
Bu iddia birçoğumuza gülünç gelecek kadar gerçek dışı görünse de geniş kitlelerde bulduğu yankı hiç de hafife alınmayacak olduğunu göstermektedir. Hem eğitim kurumlarının yaşadığı nitelik düşüşü, hem bireysel anlamda popüler kültürün etkisi altında bir kukla toplumuna dönen toplum dinamiği gençlik ve orta yaş grubun iddiasızlığı bu etkinin daha da güçlü olmasına yol açmaktadır. Salt gelecek tasarımları ve simülasyon tarzında bir yaşamı çekici hale getiren popüler kültürün elinde toplumların yaşadığı kaos durumu hepimiz tarafından her gün hem de yakıcı örnekleriyle görülmektedir. Çok klasik gibi görünse de yeni nesil felsefenin içinde bulunduğu can çekişte maalesef çıkış yapacak niteliğe sahip değil. Kimi aydın, grup ve okulların çabaları ise denizde dalga misali kalıyor. Bu anlamıyla felsefenin geleceğine dair arayış ve mücadele diyebileceğim girişimlerin arttırılması gerektiğine inanıyorum. Ha, bunu geç kalmış bir belirleme ya da tespit olarak değerlendirenler de çıkacaktır şüphesiz. Lakin konunun yakıcılığı sürekli gündemde tutulmasını da gerekli kılmakta.
Günümüz açısından felsefenin geniş topluluklarda rağbet görebilmesi için yapılabilecekler arasında politik alanda kazanılacak mevkilerin ya da kazanımların önemli etkilerinin olacağını düşünüyorum. Çünkü kabul edelim ya da etmeyelim insan niteliği artmadıkça felsefeye rağbet eden insan sayısında artış olmayacaktır. Bu artışı sağlamak da felsefe aşıkları için bir görev olduğuna göre politik bir örgütlülük içinde kendilerini ifade etmeleri gerekmektedir. Şüphesiz felsefenin toplumlara yayılmasından söz ederken herkesin filozof yapılmasından söz etmiyorum. Fakat en azından insanlarda merak ve bilgiye açlığı perçinleyecek, bunun sürekliliğini sağlayacak bir girişimin olması gerekliliğine vurgu yapıyorum.
Soruyorum bir Frankfurt Okulu deneyimi toplum nezdinde kaç kişi tarafından biliniyor? Ya da burada işlenen ve kitlelere ulaştırılmaya çalışılan düşünceler ne kadar başarıyla yerine ulaşıyor? Kendine filozof diyen nice insan kaç kişiye kendi düşüncelerini empoze edebiliyor. Şu anda bu site üzerinden kendi felsefe özlem ve tutkularını tatmin eden bizler açısından alanımız çok dar değil mi? Tüm internet dünyası içinde Türkçe yayın yapan felsefe siteleri neden porno sitelerinden daha az? İnsanların yaşamlarını mide ve uçkur arasında bir yerlere kilitleyen hakim erkek egemenlikli düşüncenin karşısında bir avuç felsefe tutkununun yapabilecekleri şu site kapsamında yapılan tartışmalardan daha fazla olamaz mı? Bunu belirtirken şüphesiz bilgim dahilinde olmayan girişimlerin olduğu ihtimalini de koyuyorum. Fakat esasta olsa bile az olduğunu düşünüyorum.
Eğer böylesi çaba sahipleri ya da grup, kurum, kişiler varsa onlarla iletişime geçmek isterim doğrusu. Ama başta da belirttiğim gibi bir politik örgütlenmeye kavuşmadığı müddetçe felsefe tutkunları islamiyetin tarikatları, hristiyanlığın manastırları düzeyini aşamayacaktır. 21. yy.ın içtihat kapısının açılması gerekiyor ve bunu ancak bilgiyi aşk düzeyinde savunacak yürekli insanlar yapacaktır. Sistem dışına çıkarak bir de sistemin dışında şu yaşadığımız dünyayı tanımlamaya çalışmak inanıyorum daha fazla sonuca yol açacaktır. Çünkü temel sorun kapitalizmin mayasıyla mayalanmakta. Pozitif bilimlerin farz kıldığı düşünüş tarzlarının dışında bir çıkış ya da arayışın olmadığı, olsa da çok sönük olduğu ortada. Özellikle toplumun ruhu olan sanat, estetik gibi alanları reklam pazarı olarak kullanarak toplumu özünden koparmasıyla zombileşen bir toplum yaratıyor. Yaşayan ölüler olarak ölmeden belki de ölüyoruz. Anlam kaybı ya da yitimi de diyebileceğim bir kayıp ile karşı karşıya olmaktan açıkçası çok rahatsızım. Ve bu rahatsızlığımı salt böylesi bir sitede paylaşarak atamıyor, tatmin olamıyorum. Şüphesiz insanın yalnız olmadığını bilmesi bir güç oluyor ama daha fazlasını yapamaz mıyım diye sormadan da edemiyorum?
Bu konuda tüm arkadaşların da görüşlerin almak isterim. Tabii tekrarlamak isterim ki bu çevreye yeni katıldığım gerçeği lütfen göz ardı edilmesin.
 

mertnegal

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
30 Eki 2009
Mesajlar
19
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
59
yeni yüzyılımızda sanki felsefe daha geri planda kalmış gibi gözüküyor ama çevredeki ve sitemizdeki arkadaşları görünce felsefenin gördüğü rabetin bir hayli fazla olduğunu düşünüyorum
 

meraklı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
zaten hiçbir yy.da felsefe ön plana çıkmadı ama özellikle yaşadığımız çağda felsefenin en azından içerik olarak çöpe atılma riskiyle karşı karşıyayız. sence bu site ya da buna benzer siteler bu tehlikeyi giderme konusunda yeterli mi? bir avuç insan sadece sitelerde tartışarak felsefeyi nasıl geliştirebilir, ilgileri nasıl felsefe üzerine çekebilir? asıl sorun bu. bu konuda örgütlülük düzeylerini sorgulamak gerekiyor yoksa böyle buradaki gibi iyi niyetli çabaların değiştirici bir rolünün olduğuna inanmıyorum...
felsefe için savaşılmazsa felsefeyi tamamen yitirmekle yüzyüzeyiz
 

Meth

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
24 Eki 2009
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Hayatı keşfetmek, hayatı yaşamaktan daha önemsiz kimilerine göre ve bunun değişeceğine inanıyor değilim. Yolu bilen insana yolu göstermenin mantığı ne ? O isterse gitmez mi zaten o yoldan ?
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst