Evrensel- Insan Zihniyeti

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Antropoloji kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Evrensel- Insan Zihniyeti başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 28,703 kez görüntülenmiş, 181 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Antropoloji
Konu Başlığı Evrensel- Insan Zihniyeti
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan X
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Evrensel-insan zihniyeti, insanoglu turu birinin, numenal yetisinin insanlasmasina ve evrensellesmesine yonelik, bir metodolojidir.

Kisaca insanoglu turunun bolunmez butun parcasi olan birine kendi kendini her turlu numenal yetisini sorgulayarak insanlastirma ve evrensellestirmedeki gosterdigi yol, yon ve yontemdir.

Burada gosterilen yol ve yontem; evrensel-insan zihniyetini kaleme alan yazarin dile getirdiklerinin "harfiyen" uygulanmasi degil; sadece bir kisiye boyle bir kapi oldugunun gosrterilmesi ve kisinin kendi her turlu numenal duzeyiyle, bu kapidan haberdar edilmesi ve eger bu kapidan girilecekse de, bunu kisinin kendi algi ve bilgisi temelinde yapmasidir.

Bu baslikta, evrensel-insan zihniyetini dusunce ve davranis olarak dile getiren, dogal zihniyetin; dusunce ve davranis olarak sinirlari disina cikan, insanogluna birey ve onun insanligi temelli dusunce ve davranis tarzini tanistiran, dogal dusuncenin her turlu ve her konudaki evrensel ayniliktaki yapilandirilmisliginin, insanoglu dogal zihniyeti ile nasil olusturuldugunu izah eden ve insanoglunun, zihniyet temelli insana ve insanliga bir birey olarak acilan, zihinsel ve numenal devriminin ne oldugunu, nasil olusturuldugunu dile getirecegim.

Konu ile ilgilenen arkadaslar, dile gelen dusunceler ile ilgili, algilanmayan kisim ile ilgili olarak, bir aciklama istiyebilirler, her turlu soru sorabilirler, katki yapabilirler ve konunun daha detayli sorgulanmasina yardimci olabilirler.

Ben, acmis oldugum bu koseyi, kendi konusu icinde ilerletecegim.

Simdiden bu kose ile ilgilenen yazar arkadaslara tesekkurler.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Evrensel insan zihniyeti, insanoglu turunun biri olaninin birey bilinci ve bu bilincin evrensel (mekan) ve insansal (tur) butunlugu ile birlestirimidir.

Halihazirdaki dogal zihniyet ve onun akilci, dogrucu, sabit, sahipli, kesinlikciv.s. ve insandisi ve de insanlikdisi her konudaki ve her turlu veri, taban, deger ve tabularinin evrensel ayniliktaki yapisini ve isleyisini disaridan bakis acisi ve notr algi ile tum resminin sorunsal icerigini veren; bilimsel ve bilimsel metoda dayanan bir gozlemdir.

Amaci, dogal zihniyet ve dogal egosunun bilinc ve farkindalik ile elimine edilmesi ve sifirlanan bu bilginin, insansal zihniyet olarak yeniden yesermesidir.

Evrensel-insan zihniyeti, epistemolojinin yapilandirmacilik bilgisini ve bu bilginin, olusturulmuslugunun cozuculugunu ortaya koyar.

Evrensel- insan zihniyetinde, insandisi bir yaraticiya, subje ile bezenmis bir objeye, teolojik/teleolojik olarak ihtiyac yoktur. Yani teoloji/teleoloji disidir. Ontolojik kesinlesmis bir tabani oneren bir ideoloji yoktur.

Kisaca, fenomenin arkasinda yer alan, insanoglu soyutlamasinin, numenin teorisini verir. Ayrim algisi yoktur, fakat her turlu farkin fark algisi vardir. Bu temelde de hak ve ozgurluklerin karsilikli yukumlulugunu dile getirir. Fark konusunu ve algi ile taninmasini, saygi; kisinin kendisine ve baskasina zarar vermemesini vicdan olarak algilar.

Yaptirimi, yonlendirimi sadece kisinin kendi insiyatifindedir. Gozlemini ortaya koyar, o kadar.

Her turlu dogal zihniyet verisinden arindigindan, bu verilerden arinamayanlari ve onlarin kendileri icin kimlik ve kisilik degeri haline getirdikleri bu verileri, kisi adina saygi ile karsilarken; bu verilerin, insanoglunun zihniyette insanlasamamasinin onunde nasil bir engel oldugunu dusunce olarak dile getirir.

Birey bilinci ilk asamasidir. Bunu bireyci akilcilik, ben, bencillik, bireycilik, bananecilik v.s. ile karistirmamak gerekir.

Her konudaki aklin inancsal dogrularini, kabul/red ikilemi ve karsitligi ile degilde; bunlarin insansal zihniyet adina sorununu gozlem olarak ortaya koyar.

Avatardaki x ve y ve de, imzadaki acilimlari, evrensel kullanim sembolleri olarak teorisini teskil eder. (Butun bu isaretler ve acilimlarinin izahi bu baslikta verilecektir)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Evrensel-insan zihniyeti, asagidaki belirtilenleri ortaya koyar

Birincisi, insanogluna yansiyan ve insanoglunca kavramlastirilarak yansitilan her turlu, alginin ifadesi ve yansitilmasinin mimari epistemolojik olarak insanogludur ve henuz baska bir insanoglu disi tur ve guc alternatif olarak yoktur

Ikincisi, butun bu kavramla ozdeslesen, yansitilan; degerler, veriler, tabular, ideolojiler, inanclar, dil, felsefe ve bilim insanoglu yaptirilmisligidir.

Ucuncusu, bu yaptirilmisligin yapi ve isleyisinin (x ve y) adi dogal zihniyettir ve bu zihniyet insandisi ve insanlikdisidir.

Evrensel-insan zihniyeti, bu insandisi ve insanlikdisi olan dogal zihniyetin, insanoglunu zihniyet ve davranis, sistem ve duzen kurma, yasam ve iliski olarak insanlastirmayan ve evrensellestirmeyen; her turlu deger, veri ve tabunun; ideoloji, inanc ve bilimin ideolojik, inancsal ve bilimsel her turlu dil, felsefe ve bilimdeki yapi ve isleyisinin yapilandirilmisliginin sorununu ve resmini, disaridan bakis acisi, notr algi ve qua felsefesi ile ortaya koyar.

Evrensel-insan zihniyeti, ortaya koydugu sorunun nelerden kaynaklandigini, her konuda farkli olarak izah eder ve aciklar.

Evrensel-insan zihniyeti, bu sorunun ve tum resmin algilanabilmesi ve bilinc ve farkindaliga cikabilmesi icin, birey bilincini esas kilar.

Bu birey bilinci, dogan her bir insanoglu birinin dogumdan itibaren kendisine verilen ve kendinin ogrendigi tum degerleri, verileri ve tabulari; bu deger, veri ve tabulari kalici kilan aklin inandigi ideolojik dogrulardan kurtulmasi ve arinmasi, beynin dusuncenin ufkuna sinirsiz ve ozgur acilmasi icin, nasil sorgulanacagini, yanlislanacagini ve nedensellenecegini gosterir.

Bu birey bilincinin, bencillik, egoizm, bananecilik, ben, bireycilik ve bireysellikten farkli olarak; turu ile butunlesmesini ve bu butunlugun sinirini evrensel duzeye eristirmesini ve birey bilincinin tursel bilinc duzeyine nasil cikarilacagini gosterir.

Ozetle, evrensel-insan zihniyeti; yapilandirilmis dogal zihniyetin yapi ve isleyis temelindeki her turlu sorunsal insandisi ve insanlikdisi gozlemini her konuda ve degerde ortaya koyar, algilatir, sorgulatir ve bu dogal zihniyetten ve onun her turlu klinin sinirlarindan nasil kurtulacaginin yon ve yontemini gosterir.

Bu konuda unutulmamasi gereken tek nokta, dogal zihniyetin kisiyi her turlu ve her konuda yonlendiriminin ve hareketinin kisinin insan ve insanligi adina bir rahatsizlik, bir zarar vermesi ve bir insandisi ve insanlikdisi sorun olmasinin algisi ile mumkundur

Ortada bu algi yoksa, sorun da, rahatsizlik ta, zarar da yoktur. Bu da kisinin icende bulundugu akil sinirinin verdigi, degerler, veriler ve tabular, ideolojiler ve inanclar olarak dogruluk, sahiplik, sabitlik, savunu ve koruma temelindedir. Kisi bu durumda ise, o zaman evrensel-insan zihniyetinin dile getirdiklerini algilama durumu yoktur. Bu ayni zamanda, kisinin neye nekar onem verdigi, ilgi duydugu ve etkilendigi ile paraleldir.
Kisi bu durumda ise, evrensel-insan zihniyetinin dile getiredikleri, kisiye; anlamsiz, gereksiz, luzumsuz, anlasilmayan, bir icerikte gelebilir.

Kisi eger bu dile gelenlere bir ego olarak ta rahatsiz olursa ve yanit verme geregi duyarsa, yaniti; kisisel, duygusal, yazarin kisiligine ve kimligine yonelik bir satasma, atisma olabilir.

Bunun bir nedeni de, dile gelen yazinin; kisinin, aklin inandigi ideolojik dogrusu olarak savundugu, sahiplendigi, sabitledigi ve korumak istedigi bir; deger, veri ve tabu olmasi bir ideoloji, inanc icermesidir.

Kisi, dile gelenlerin, onun akilci degerlerine bir saldiri, karsi cikis v.s. olarak algiladigindan, savunu ve koruma mekanizmasini saldiriya donusturebilir.

Butun bunlar, dile gelen evrensel-insan zihniyetinin dile getirdigi konu icerik ne olursa olsun, gozlemlenen ve yasanmis olgu ve gerceklerdir.

Iste tam da bu nedenden, evrensel-insan zihniyeti dile getirdigi dusuncelerdeki yazi dili ve uslubunda, kisiye yonelik ve onun kendisine kisilik, kimlik degeri yaptigi verileri; hedef almaz, hedef aldigi, ayrimci ve cikarci inanclar, ideolojiler ve onlarin insandisi ve insanlikdisi yonudur.

Yani dindari/dinciyi, dinsizi, dini olmayani degil; her turlu dini hedef alir, inaniri, inancsizi degil; inanci hedef alir, tanriya var yok diyeni degil; tanriyi, zihniyetini, tanrilastirmayi hedef alir.

Herhangibir konudaki metafizik (ontolojik/teolojik) etik (milli, politik v.s.) isti degil,izmi hedef alir.

Hedefi kisiler ve kisilerin sahiplendikleri ve onlarin hak ve ozgurlugu olan yasam ve iliski degerleri degil; kisileri yonlendiren,izmler, inanclar, ideolojilerdir.

Kisilere ve kisilerin kendilerine kimlik ve kisilik degerleri yaptiklari her turlu yasam ve iliski degerlerine, her zaman saygili iken; tum insandisi ve insanlikdisi, ideolojileri, inanclari hedef alir.

Kisileri, kendilerini ortaya koyduklari gibi algilar ve tanimaya calisir.

Kisiler hakkinda, bir etiket ve yorum icerikli damga vurmaz.

Kisileri oldugu gibi kabul edebilmenin yaninda, onlarin her turlu ve her konuda degisime ugrayabileceklerini gozlemi ile baki kilar.

Tum yazisma amaci, her konuda kisilerle bilgi, birikim, bilinc v.s. alis verisidir.

Kendisine ve kisiligine yonenilmedikce, kisilere ve kisilik kimlik degerlerine yonelmez.

Sadece gozlemi ile, dusunce dile getirir ve dogal zihniyetin sorununu ortaya koyar.

Mudahele, zorlama, degistirme v.s. gibi bir algisi yoktur. Cunku herkesin kendi akli ile kendi degerlerini ve yonunu kendinin belirliyebileceginin bilinc ve farkindadir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Evrensel insan zihniyetinin iki asamasi var.

Birinci asama; degisim, donusum ve baskalasim asamasi.
Ikinci asama; olusum asamasi.

Olusum Asamasi.

Olusum asamasi, birinci asamanin DURAGAN halini isaret eder. Yani bireyden bagimsiz bir olusmusluk vardir. Bu ister dogumdan itibaren verilen degerler, veriler, tabular olarak algilansin; isterse, soyutlamanin icinde bulundugu asama, dilin, felsefenin, bilimin ve teknigin SU ANKI Epistemolojik gercekligi olarak algilansin.

Bu asamada bireyin yapmasi gereken KENDINI OLUSUMA KATMADAN OLUSANI DISARIDAN BAKIS ACISI VE NOTR ALGI ILE GOZLEMLEMEK VE BIR CIKARIM YAPMAKTIR.

Bu cikarimin iceriginin kritik, analitik, negatif ve sorunsalin resmi olmasi cok onemlidir. Bunun en buyuk onemi, BIRINCI ASAMAYA GECIS ICINDIR.

Sonucta birey birinci asamaya gecemezse, sabitlemis, sahiplenmis, alisilagelmis, yerlesmis ve otomatiklesmis bir zihniyetle, degiseme, donusume ve baskalasima ugrayan soyutlama ve her turlu degisken epistemolojik gercekligin bu asama surecine ayak uyduramaz ve geride kalir. Yani cag disina duser. Bu genel anlamdadir.

Ozel anlamda ise, konu tamamen bireyseldir. Ya birey birinci asamaya gecer, Yani birey kendi olusumunu, kendisi kendini sorgulayarak, kritize ederek ve analiz ederek, kendi olusumsal degisimini, donusumunu baskalasimini kendisi saglar; ya da olusmus olan olusum da kalir.

Iste bu ozel ve genel anlamlar, bireyin duzeyinin; bilgi, birikim, bilinc, farkindalik, dusunceye yogunlasma, problemin ortaya koyumu, problemin cozumune yonelim v.s. temelinde degisim, donusum ve baskalasimi kendisi saglar.

Eger birey olusmuslugun, baskalasim evresinde ise, o bireyi baskalarinin algilamasi, neredeyse imkansizdir.

Eger olusmuslugun birey donusum evresinde ise, kendini sorgulamanin en yogun evresindedir ve genelde bireysel bir hareketlilik yasamaktadir.

Eger birey olusmuslugun, degisim evresinde ise, hem baskalarinin etkisi/tepkisi altindadir, hem olusmuslugun sabitligine geri donme tehlikesi ile karsi karsiyadir, hem de cok nazik ve kirilgan bir zihniyet donemindedir.

Iste bu durumda, bireyin olusmusluga paralelligi normal ve dogal olan siradanliktir.

Bireyin olusmuslugu degisime tasimasi, onun en hassas, kirilgan, her yone gidebilecek ve hatta geriye donebilecek donemde oldugunu gosterir.

Birey olusmuslugu donusume tasima surecinde ise kendine guveni vardir, ne yaptiginin ve dusundugunun bilincindedir ve degisiminin farkindaligini kendine kendisi yasatir ve baskalarinin da dusunce ve davranislarindan bunu algilar.

Birey olusmuslugu, baskalasima tasimissa, hem kendine hem de baskalarina artik yabancidir. Yeni bir kendini olusturma surecindedir ve bu olusturma olusana kadar da kendi kendinle eski yeni mucadelesi vermektedir. Baskalasim olusmussa da, ortada yepyeni bir birey vardir.

Iste bir bireyin (birey degisim, donusum ve baskalasim yasayabilmesi icin; birey bilincine ulasmis olmasi gerekir) bu yasami evrensel-zihniyet yasamidir ve bu olunceye kadar surecek olan surekli suregelen bir surectir.

Burada birey acisindan en buyuk "sorun" her olusmuslugun hareketlenmesinde, bireyin baskalarindan farklilasmasi, kopmasi ve bu temeldeki yalnizligi v.s. dir. Bunun surekli bir suregen surec bunyesinde oldugunu dusunursen, bireyin devamli bir baskalasim evresinde yasam surdugunu algilarsin. Bu da bireyin bu soyutlamasi acisindan buyuk bir yanlizliktir. Baskalari arasinda yalnizligi yasar ve baskalasimini ortaya koyup koymama secimindeki dusunce ve davranisi, bireyi ya frenler, ya daha da cok yalnizliga iter.

En onemli konu ise, bireyin her an ve degisken olarak; sorunlari algilama, soruna yonelme, sorun gormeme, v.s. farkliligindan dolayi; konusuna gore; ayni anda, genelde hem birinci asamanin her evresinde, hem de ikinci asamada oldugu unutulmamalidir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Zi (XYxy) Nedir?

Zi'in ne oldugunu ve nasil olusturuldugunu size izah etmek istiyorum.

Birincisi, Zi; evrensel pragmatikler olarak; kullanimbilimin-Pragmatics- sembolleridir.XY birlikteliginin yazilisi, Zi; okunusu (Zay) dir.

Dogal dusuncenin; ne oldugunu, sinirlarini, ctetolojik koken ve temelini; Quiddity temelinde; nasil yapilandigini ve nasil isleyise sunuldugunu anlatan sembollerdir.

Bu sembolleri; bu anlamda algilamak icin; dilin noktasal yapi ve isleyisi degilde; konuya cizimselligin gorselligi ile yanasmak gerekir.

Zi aslinda; bir X dir. Size soyle izah edeyim. Buyuk bir X harfinin cizimini dusunun ve bu cizilmis X i gorsel olarak ele alin.

X in ust iki ucuna, yani bacagina x ve x; alt iki bacagindan, sol bacagina x ve sag bacagina y yazin. Burada sol bacaginin x olmasinin sebebi; grafikteki sol ucun ve dikey cizginin Y olmasindan kaynaklanir. Yani iki x Y yi verir. Buna ileride deginecegim.

X i cizimsel ve gorsel olarak ve bir cisim oldugunu dusunerek elinize alin. Bu X in sag bacagindan tutun ve bakin. Elde ettiginiz ust iki bacakli x ve sol alt bacakli x olacaktir. Bunu daha iyi algilamak icin; Buyuk x in sag y bacagini kesip atin. Ortaya bir y cikacak ve bu y nin uc bacagida x olacaktir.

Iste bu y X in fonksiyonu olan, x in motoru olan, x in isleyisi, olan ve SABITLENILEN y dir. Daha iyi algilamak icin; bu y nin; kendisinin ortada olmadigini ve y nin kendisinin degilde; X tarafindan ortaya kondugunu, hatirlayin. Iste bu y nin anlami; X in fonksiyonu yani, nicelik olarak; Xin iki iceriginin tek icerige indirgenmesi anlamini tasir.

Ayni X i cevirerek x bacagini keserek, y yi ortaya cikarirsaniz; iki turlu y ortaya cikar. Birincisi, ust iki ucu x ve x alt ucu y; ikincisi ust uclardan biri, sol-sag burada onemli degildir, x digeri y ve alt bacak x

Iste X in uc cesit y sinin acilimi budur. Birincisi 3x li acilim. Yani iki x in bir x e indirgenmesi, ikincisi 2x 1y li acilim, yani; iki x in, X in sag bacagini olusturan y ye indirgenmesi ve ucuncusu; ust ucu x ve y nin sadece x e indirgenmesi.

Bu sekilsel-cizimsel-gozlemsel X ortasina bir y oturtuldugunda, tum goruntusu ile ortaya cikar. Ortaya oturtula y nin motor olarak donebilen bir y oldugunu dusunurseniz. X in uc y sini de kolayca elde edersiniz. Bu arada; gorsellik kolayligi icin X in uc x bacagini siyaha, bir y bacagini da beyaza boyayabilirsiniz.
Simdi, daha detayli bu gorselligi izaha calisayim.

X yani buyuk X bacaklari olarak ve soldan saga dogru; xxxy olarak cizilmelidir. Ilk iki x ust bacaklar x ve y de alt sol ve sag bacaktir. Ortadaki Buyuk y mizi, yani X in motorunu, fonksiyonunu ve hareket ettiren sabitini ele alirsak; 3 farkli sekillenisini de soyle gozlemleyebiliriz.

Buyuk X in (xxxy) y bacagini "kesersek) ana y motorumuz, yani xxx ortaya cikar. Eger motorumuzu dondurerek ve her seferinde bir x bacagini kesip; y sekline sokarak devam edersek; diger iki y miz, birincisi y(xxy), yani ust iki bacak x ve alt acak y, ve ikinci y miz, yani y(xyx veya yxx) olarak, yani ust sol bacak x sag bacak y ve alt bacak x; ya da ust sol bacak y , sag bacak x ve alt bacak x olarak ortaya cikar.

Simdi, normal konusma ve noktasal dilimize geri donerek izah edelim.

Buyuk X imiz; xx, yani ikilem; xy, yani karsitlik olarak kendini ortaya koyar ve dogal dusuncenin oz, tabiat ve karakterinin sinirlarini verir.

y motorumuz ise; X karakterinin, dile gelisi ve sekillenisinin cizimsel ve gorseli olarak; xx, yani ikilemin y ye yani teke ve karsitina, yani nicelik indirgenmesi;
xy nin yani, karsitligin da; pozitife yani kendine, yani nitelik indirgenmesidir

Iste bu nicelik ve nitelik indirgenmesi de; qua yani sifatiyla; noktaya, yani kulak dilinin kullanimina indirgenir. Son y miz tek ve pozitifin, noktaya indirgemidir.

Seyin "budur" undan yola cikar ve 7 limizi tamamlarsak; diyelim sey "kalem" olsun; dilin noktalamasi temelinde; kalem; noktanin pozitif ve tek aciliminin, yani ucleminin, pozitifin, karsitlik ve tekin ikilem acilimiyla, yani karakteriyle olusturulmustur.

Yani sey, ya da "budur" temelli kalem ortaya konmadan once; dogal dusunce bu 7li olusturumun temelinde kalemi ortaya koyar. Burada Kalem somutu yerine; istenirse sevgi soyutu da "budur" temelinde ele alinabilir. Cunku; dogal dusuncenin evrensel ctetolojik quiddity sinin yapilanisi ve sekillenisinde "budur" ister somut, ister soyut olsun sonuc degismez. Ayni yapi ve islerlik gecerlidir.

Iste "budur", yani seyi; ne olarak olusturan isimlememizden onceki 7 limiz. sekillenis olarak ve noktalanma temelinde; tek, ya da bir, pozitif ve nokta; karakterimiz, tabiatimiz, ozumuz ise X temelli; ikilem ve karsitliktir.

Iste soyut ya da somut olsun her seyin "budur" u bir uclem ve karakter olarakta bir dortlem, yani bir 7 lemdir.

Iste bu 7 lem; dogal dusuncenin evrensel ve ctetolojik koken ve yapilanisinin ve sekillenisinin ve dusunceye sunulusunun quiddity yi "budur" yapan ogeleridir.

Tum sorun, tartisma, cikmaz, mucadele, dogruluk, v.s. de iste bu 7 lemin; noktasal dil yapisini cizimsel ve gorsel kullanilamamanin bir sonucu olarak ortaya cikar. Cunku kulak ve noktalama dili; insanogluna boyut olanagi tanimaz. Yani dogrulugun, dogru ve yanlisini bir arada noktalama ve kulak dili yoluyla ortaya koyamazsiniz. Ancak tekini koyabilirsiniz. Bu da hangi teki olursa olsun; diger teki goz ardi eder ve diger teki ortaya koyanla da tartisir.

Iste bu da iletisimin; iletimsel ve tek tarafli, noktalamasal iceriginin bir sorunudur.

Insanoglunu bu sorundan tamamen kurtaracak olan; cizimsel-sekilsel-gorsel bir dilin boyutsal iletisiminin yaratilmasidir.

Bu konuda bilimsel-felsefi-linqual-etimolojik calismalar var.

Iste kulak dilinin bu noktalamasal isleyisinin sorununu gorebilmek te; farklarin farkina varabilmek ve quiddity'nin ikinci anlami olan; tartismanin "gereksizligini" gostererek, cikarsama yollu curutmek metodudur.

Bu da dogal dusuncenin; 7 leminin disindan bakis acisi ve cikilamiyan zaman da da; notr alginin uygulanisidir.

Cunku pozitif dogrular arasi yapilan ideolojik/inancsal/ zamansal/yaratilissal/insandisi/insanlikdisi/ayrimci/ yanasim; sadece sorun, guc, otorite, iktidar, bireycilik, cikar, kesmekes, celiski, spekulasyon, doga ustuluk, dunya otelik, ve ikna olma-etme de baska bir acilim getirmez.

Bu ne bilginin ve bilimin ilerlemesini getirir; ne de insanoglunu dusunce ve davranista insan yapar. Sadece pozitif dogrular temelli ispatlar, kanitlar; ya da inancsal temelde dogrular/yanlislar/varlar/yoklar.

Bu yazi; evrensel-insan dusuncesinin; birey eliyle, evrensel/insansal/kavramsal bakis acisinin ortaya koydugu sorunun her turlu koken ve temelinin izahidir. Algilanmasi, kavranmasi "zordur" ama; yeterki ilgi-etki-onem temelinde; algilanmak ve kavranmak istensin.

Evrensel-insan; dusuncesinin kavranmak ve algilanmak isteyen her bir kismini; soruldugunda yada deginildiginde; birey eliyle aciklamaktan, bikmaz ve usanmaz.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Quiddity of Zi (XYxy)

Basligin ingilizce olmasinin sebebi; Quiddity kavraminin, aciklanma ihtiyaci oldugudur. Cunku Turkce de bu kavramin aciklanisi, pek te icerigini vermemektedir. Once basligin turkcesi; Zi (XYxy)'in Quidditiy'si. Gorulecegi uzre; sadece tamlamanin aciklamasi yapildi.

Quiddity kavraminin; iki farkli tanimi vardir. Bunlardan birincisi;;" tartismadaki, gereksiz detaylari ve itirazlari ortaya koyarak; tartismadan kurtulma", diger anlami da; " iddianin, tezin, savin v.s. alisilmis, yerlesmis sabitlesmis, elde edilmis v.s. mucadelesi, tartismasi, cekismesi v.s. Bu tanimlarda v.s. ler; her kelimenin anlaminin olabilecegi ve benzer bir kelime kullanilabilecegi icindir.

Ikinci tanimi da; "seyi, 'ne', yani "budur" olarak ortaya koymanin ozu/seyin oz tabiati" ya da; Seyi, "budur" yapan ne ise, o" anlami vardir.

Quiddity'nin iki farkli tanimsal anlamini verdikten sonra; bildiginiz gibi; Zi (XYxy), okunusu, zay; evrensel pragmatiklerin dogal dusuncenin ctetolojik koken ve temelini veren, sembolleridir.

"Quiddity of Zi" in; iki ana dali vardir. Bunlardan birincisi;causa sui dali; digeri ise Qui dalidir. "Causa sui""Kendine ait cinsinin/cesidinin nedenselligi demektir.

Bu arada nedensellik; felsefenin; etioloji adi altinda ortaya konusudur.

"Causa Sui" dalinin;self, yani kendi ve counterself, yani; hem karsi, hem de tamamlayici kendi kollari vardir.

Counter- on ekini algilamak icin, soyle bir ornek verebiliriz. Eger seyin selfi erkek ise; counter self, disi olur. Ama; ayni zamanda, hem erkegi disi ile tamamlama vasfiyle insanogludur.

"Quiddity of Zi" in ikincisi; qui, yani kimdir.Qui de; Qua, yani sifatiyla; quantity, yani nicelik ve quality, yani nitelige ayrilir.

Eger butun bunlari siralarsak;Zi (XYxy)'in Quiddity'si; hem kendine ait cinsinin nedenselligi; hem de kim? sorusunu icerir.

Bu arada; kim sorusunun, linquistics koken olarak; tum sorularin ilki oldugunu da hatirlatayim ve cevabinin da, yine etimolojik temelde, ingilizcedeki ucuncu erkek sahis eki olan "he" oldugunu belirteyim. Yani, erkek, o.

Burada Zi; nedenselligi aciklayan gorevi uslenir. Cunku; Qui, yani kim sorusu ve cevabi; quiddity'nin oz tabiatinin karakterini verir. Bu karakterde; qua, yani; nicelik, nitelik sifatiyla; karakterin olusumunu, sekillenisini verir.

Daha once de izah ettigim gibi; sekillenis; Y uclemi; yani bir pozitif noktadir. Buradaki, bir, niceligi; pozitif, niteligi nokta da causa sui yi ve onlarin nitelik ve niceligini verir.

Buradaki X sekillenisin karakteri olarak; bir niceliginin ikilemini ve pozitif niteliginin karsitliligini verir. Iste causa sui'nin de; nicelik ve nitelik indirgenmesi, dilin kulaga hitabindan dolayi, noktasal yapisinin; ikilemin, tek ile; karsitligin da;ister kendi, ister karsiti olsun, sonucta pozitif ile noktalanisi ve bu iki noktalamanin,yani; tek (bir) ile pozitifin boyutsuz noktada ozdeslesmesidir.

Burdan da Zi'in 7 lisi ortaya cikar. ikilem, karsitlik, kendisi, karsiti, bir, pozitif ve nokta.

Iste bu 7 li de; dogal dusuncenin, evrensel ctetolojik yapilanisi ve sekillenisinin koken ve temelini olusturur. Bu da Zi'in yukarida iki farkli anlamiyla aciklanan quiddity'sidir.

Dolayisiyle, dogal dusunce daha dillenmeden; sorun koken ve temeli uzerine kurulmustur. Her dillenisi de; tartisma, mucadele, atisma, satasma, v.s. kisaca SORUNun dile getirilisidir.

Cozum ise; hem bu sorunun icinde yer almadan ve tum resmi ile ortaya konabilmesine, hem de ortaya konan soruna; disaridan bakilarak, notr yanasilmasina baglidir.

Iste dogal dusuncenin, degismez ve sorgulanmaz, postulati, maximi, axiomu belgiti v.s.; yaratilissal/inancsal/ideolojik/dogrusal/insandisi/insanlikdisi/ iceriginin; bencil/cikarci/ayrimci/guc/otorite/iktidar yansitmasidir.

Zi'yi kavramak ve algilamak; birey bilincinin insansal/evrensel/kavramsal/epistemolojik/bilissel/birey-insanmerkezci dusunce ve davranisidir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
X Y Iliskisi

x-y nin ilk algisi karsitlik demektir.

Ikinci algisi; y x in fonksiyonudur.


Ucuncu algisi; y ancak x e gore ifade edilir.


Dorduncu algisi; y x karakteri gosterir.


Besinci algisi; y nin kendisi yoktur.


Altinci algisi X hem kendini hemde y yi tasir.


Yedinci algisi; y sadece iki x tasir, kendisini tasimaz.


Sekizinci algisi; sey y ile ifade edilir.


Dokuzuncu algisi; y bir uclem, x bir dortlemdir.


onuncu algisi; x in kendisi yoktur, kendisini y ile ifade eder.

onbirinci algisi;y x i tamamlar.

onikinci ve siniflama algisi; erkek x'i disi y'yi ifade eder.

Buna en guzel ornek; insanoglu (mankind) daki erkeksel karakter icerigidir.

Bu fiziksel gorunumlu erkek degil; oz temelli erkeksellik, erksellik ve erk eksellik anlamindadir.

Yani dogal zihniyetin ozu kok ve temellerinin sekillenisi erkeksel olarak ortaya konur ve burada erkek=insanoglu algisi vardir.

Buda kadin, disi v.s. nin ayrim farkinin sadece fiziksel oldugunu (goruntu) numen temelinde ve dusunce de ve de soyutlamada disiselligin yer almadigini ve dogal zihniyetin erkeksel oldugu anlamini tasir.

Zaten algidaki y nin o yuzden kendisi yoktur ve x karakteri ozu tasidigi ortaya konur.

Buna ingilizceden ornek verirsek; man, human, woman (erkegin geldigi yer, rahim- womb) male, female orneklerdir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Evrensel-insan (numenal yetisi) zihniyeti'nin, Dogal (numenal yetiyi) zihniyeti Ortaya Koyusu

Insanoglunun tek dusunce sekli olan dogal dusuncenin yapilanisini, sekillenisini islevini ve islerligini tum ogeleriyle birlikte aciklayalim.

Dogal dusuncenin ogeleri; evrensel pragmatiks sembolleri olan X ve Y dir.

Dogal dusunce X /islevini/yukumlulugunu/gorevini,, Y /sifatiyla/olarak yerine getirir.

Y sadece X /egore/acisindan/bakimindan, //belirtilmis/dillendirilmis/ifade edilmis/tir.

Dogal dusunce ile ifade edilmis A (ki burada A soyut/somut/oznel/nesnel, ozel/genel, ozsel/gorunussel herhangibirseydir)'ya gelince;X acisindan, Y sifatiyla isler durumda kilinmistir.

Buradaki A nin X acisi, Anin ikilemi, yani A vardir ve A dir, ile A nin karsitligidir, yani olumlu A ve olumsuz A

A nin X acisi, Y sifatiyla; A nin ikileminin (A vardir ve A dir), karsiti olarak tek A'ya; ve yine Y sifatiyla, A nin karsitliginin (olumlu A ve olumsuz A) kendisi olarak pozitif A ya indirgenmistir.

Pozitif A ve tek A da, yine Y sifatiyla nokta A ya indirgenmistir.

Iste, X acisindan ve Y sifatiyla A oldurumu; once ikilemin ve karsitligin tek ve pozitife; sonra da tek ve pozitifin noktaya indirgenmesiyle ifade edilmistir.

Dolayisiyle, A yi dogal dusuncenin sekilleyisi/yapilandirisi ve islerlige koyusu, bu 7'li kokendedir.

Sorun ise; bu 7'li koken ile olusturulan A nin temelinin ifade edilmesinde ve kisir dongu temelli tartismasinda yatar. Sorunun en belirgin yani; 7'li kokeni oldugu gibi temel almak yerine, temeli sadece dir/dir/dur olarak noktalamaktir. Yani, tum tartisma ve sorun; Koklerden hangisinin temel alinacagi sorunudur.

Bu sorunun kokeni de; dil yapisinin noktalamasina ve goz yerine kulaga hitabindan kaynaklanir.

Halbuki gozun sekilsel/cizimsel/boyutsal gorme yani ele alindiginda; noktalamanin yerini, yanlama; noktanin yerini de cizgi alir.

Iste evrensel-insan dusuncesi, dogal dusuncenin tum kokenini, ancak; cizgileme, yanlama, yoluyla; noktalanan 7'liyi aciga cikararak ortaya koyar.

Dogal dusunce; bu 7'li kokeni; tek bir temele indirgeme tartismasini kisir dongu olarak surdururken; evrensel-insan dusuncesi, temelleri veren 7'li kokeni cizgileme/sekilleme/yanlama yoluyla ortaya koyar.

Simdi, dogal dusuncenin; kokeni gozardi edipte, kokendeki hangisini temel alma cikmazini/tartismasini ortaya koyalim.

A hangisidir? Kendisi mi/karsitimi?
A hangisidir? Tek mi/pozitif mi?
A neyi icerir? karsitligimi/ikilemi mi?
A nin kendisi nedir? monizm mi/dualizm mi?
A hangi monizm dir? soyut mu/somut mu?/oznel mi/nesnel mi?

Sorun sadece hangisi ni temel secmekte degil; A var ve A dir da da yasanir.

A var midir/yok mudur?
A ..mi dir/degil midir?
A olumlu mudur/olumsuz mudur?
kisaca A hangisi ile ozdeslesir?

Bu 7'li koklerden birini temel yapma alisilagelmisliginin sorunu, uzar gider.

Halbuki; temel, 7'li koktur. Iste dogal dusunceyi isler duruma getiren bu 7'li kok ortadadir ve bu koklerden hangisi temel sorusu ise; mantiksal degildir.

Dogal dusuncenin gercegi; 7 kokle temellenmis olmasidir. Hangisi dogru/iyi/uygun/ v.s. sorusu ve verilen cevabin dogruluguna inanmak ve bu inanci da bir ideolojiye/teoriye oturtmak ise; sorunun gercek kokenidir.

Zaten ayrimcilikta; bu 7'li kokun farklarini tek bir farki one cikarmak ve diger farklari yok saymak veya gale almamaktan kaynaklanir. Cunku, bu 7'li koken; noktalama dili yuzunden; bir temelin altinda kaybolmustur da; sorun bu bir temelin hangi temel oldugu sorusuna verilecek cevabin tartismaya/guce/otoriteye/bencillige/inancsalliga/dogrusalliga/ ve cevapsiz kaldiginda da, yaratilissalliga acilmasidir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Evrensel-insan Zihniyetinin Dusunce ve Mantik Temeli;

Kisaca evrensel-insan zihniyetinin algisinin yansima temelini izah etmeye calisayim.

Bir, biz variz.

Bir de bizim kendimiz dahil yapilandirilmisligimiz var.

Yapilandirilmisligimizin, evrensel ayniliktaki yapi ve isleyisi, bizim mankind, insanoglu oldugumuzu ve insanoglu olarak, yapilandirdigimiz yapi ve temelin dogal olarak insandisi ve insanlikdisi oldugunu ortaya koyuyorum.

Aslinda kendimiz dahil yapilandirmis oldugumuz bu yapi ve isleyis, human being, yani insan zihniyeti ve onun insanligini tasimiyor ve bir sorun.

Ozaman bu sorunu, sorunun dogal insanoglu yapilandirilmisliginin icinde yer almadan, notr algi ve disaridan bakis acisinin, qua felsefesi ile sorunsal resmini vermek gerekiyor.

Iste bu biz ve kendimiz dahil yapilandirilmisligin yapi ve isleyis sorununu ve onun her turlu ve herbir insandisi ve insanlikdisi anlam ve icerigini, her turlu yapilandirilmisligin yapi ve isleyis temelinde veren, evrensel-insan zihniyetidir, ana olarak bu sorunu ortaya koyan, 7'li bir yapisi vardir.

Basliklar, sifat olarak verilmistir.

EVRENSEL; bireyin yasam ve iliskisini surdugu bilinen en genis mekan, bosluk, habitat.

INSANSAL;Bunun iki yonu vardir. Birincisi; evrensel mekandaki bir parca olan insanoglu turunun butunu; ikincisi de, bu turun insan oz ve birey gorunusunun dogal dusunceden arinip, tur temelli birliginin, butunlugunun ve beraberliginin dusunce ve davranista insanlasmis bilinci.

BILISSEL; Bu da iki turludur. Insanoglunun, soyut metafizik ve etiksel inancsal ideolojik, dogrusal temelli tabu, veri ve degerlerinin ogretisinin ne oldugunu ve nasil olusturuldugunun bilincinde ve farkinda olmak. Insanoglunun, somut bilimsel ve teknolojik verilerinin epistemolojik gercekliginin bilincinde ve farkinda olmak.

BILIMSEL; Insanoglunun her turlu inancsal ve ideolojik soyutlardan arinmis, evrensel ve yanlislanabilir, bil kokenli bilgisi ve epistemolojik birikimi.

KAVRAMSAL; Insanoglunun, sorusunu var olarak isaretledigi ve yansisini algilayarak kavramlastirip, yansittigi ilkesi. Yani insanoglunun kendi dahil, herseyi ortaya koyumunun ogesi.

INSANMERKEZCILIK; Herseyi ortaya koyanin insanoglu oldugu, seyin kendisini ortaya koyamayacagi ve insanoglu olmadan seyin ortaya konamayacagi, ortaya konanin; somut ya da soyut kavram oldugu, turev oldugu ve donuserek ortaya kondugu.

Ayrica; insandisi temeller olan; madde ve dusuncenin de hem insanoglunun bir ozelligi, hem de ortaya konan bir kavram oldugu; adi gecenlerin, ortaya konan kavramla ozdeslestigi.

EPISTEMOLOJIK; Felsefi konularin, nasil olustugunu, dogal dusunceyi; notr algi ve disaridan bakis acisi ile tum resmini, icinde yer almadan ortaya koyabilme, bilimin anlik siniri, degiskenlik ve surekli suregelen surec, yontemi ve mantigi.

Tum bunlar, cok kisa izah edilmistir. Herbiri, istenirse kendi icinde ve bunyesinde detaylandirilabilir ve icerik verilebilir.

Goruldugu gibi, evrensel-insan dusuncesinde; insanoglu temelli, yaratilissal ve her turlu yaraticisal, inancsal, ideolojik, dogrusal yanasim ve ayrimci, cikarci, bencil icerik yoktur. Cunku bunlar insanoglu dogal dusuncesinin, insandisi ve insanlikdisi ogelerine aittir.

Her hangibir konu uzerindeki bu uc farkli yanasim butununun farklarini asagida bir ozet olarak veriyorum.

Evrensel-insan dusuncesi; Birey bilincinin evrensel/insansal/kavramsal/bilissel/bilimsel/insanmerkezci/epistemolojik koklerini temel alan yanasim.

Evrensel-insan dusuncesinin, dogal dusunceyi ortaya koyusu;bireysel, epistemolojik gerceklik, notr algi, disaridan bakis acisi, bireysel hak ve ozgurlukler, insansal vicdan (ne kendine ne de baskasina zarar vermemek) ve evrensel saygi(farkin farkina varmak, ne bir farki one cikarmak, ne de bir farki gale almamazlilik etmek-farklarin hak ve ozgurlugu ve esitligi) , cikarsamasal, curutmesel, yanlislamasal, yalanlamasal, tum resim, dusunsel, farkindalik, , antiayrimci, sorgulamali, irdelemeli, cizimsel, sekilsel, yanlamasal v.s.

Evrensel-insan dusuncesinin algiladigi dogal dusunce; insandisi, insanlikdisi, yaratilissal (tanrisal,Allahsal, ilahsal, putsal, kutsal v.s.), metafizik, ideolojik, inancsal, dogrusal, determinist, tartismasal, cikmaz, varliksal, varsal, olsal, bireyci akilcilik, ayrimci, cikarci, bencil, etiksel (milli, dini, toresel, ahlaki, geleneksel, tabusal, verisel, degersel, dogaustu, dunya otesi, spekulatif, toplumsal, sosyal, siyasal v.s.), otoriter, gucsel, iktidarsal, totoliter, ikna olma/etme, mudaheleci, psikolojik, karsitli, celiskili, kulaktan dolma, sabit, sahiplenici, kisilik/ kimlik degerli, kesismeli, noktasal, ozdeslestirmeli,tikanik, tekduze v.s.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Evrensel-insan, bireysel kisi farki

Lakabimi ve yazdigim yazilarimi; daha iyi algilayabilmeniz icin, bu aciklamayi
yapmayi gerekli buldum.

Genelde, ben-evrensel-insan, gorus belirtirken, yazilarimda; bireysel kisi olarak, bir tutum, yer,konum almiyor, gorus belirtmiyorum.

Bunun, anlami; evrensel-insanin, belirttigi gorusun icinde, bireysel kisiliginin yeri, konumu tutumu yok. Yani, evrensel-insan, konunun ve sorunun tum hatlariyla, ve her yonden bir resim olarak, ortaya koyusunu; bireysel kisiliginin disindan, ve bireysel kisiliginin gorusune yer vermeden, notr olarak ortaya koyuyor. Yani, evrensel-insan; hem kendi bireysel tutum veya konumunun disindan; hemde kendi bireysel tutumu, konumu, resimde olmadan, yani notr yaziyor.

Bu, evrensel-insanin,birey olarak, herhangi bir konuda dusunce belirtirken, kendi bireysel gorusune, tutumuna yer vermedigi anlamina gelir.

Eger, evrensel-insan, birey olarak, yazdigi konuda, yer veya tutum veya konum aliyorsa; iste o zaman o yazinin icerigi; evrensel-insanin degil; onun bireysel gorusunun yazisidir. Cunku, yazisinda, kendi yer,tutum ve konumunu ortaya koymustur. Dolayisiyle, evrensel-insanin yazisi; felsefi, bilimsel, politik sosyal, siyasal v.s. icerikte olarak kendi bireysel, tutumu, gorusu, konumu yer almadan yazilmistir.

Bu tip yazi sekline, bireyin; evrensel- insan olarak, yazmasi denir. Yani, bireyin gorusu, tutumu, yeri, konumu v.s. yazinin icinde yer almamakta ve belirtilmemektedir. Evrensel-insan, yaziyi yazarken, bireysel gorusunu, tutumunu ortaya koymamis; yani notr olarak yazmis, ayrica, evrensel-insan olarak bireysel gorus ve tutumunun, konumunun disindan bakmistir.

Evrensel-insan'in, notr algisi ve disaridan bakisi; ancak bireysel gorusu, yeri, tutumu ve konumu yazida yer almazsa mumkundur.

Bu tip dusunceyi, gorusu, davranisa dokme-yaziya ve konusmaya-sanati, bildigim kadariyla, Turkiye' de bilinmemektedir. Maalesef, ayni zamanda algilanamamaktadir.

Disaridan bakis acisi ve notr algilamanin temeli budur. Buna felsefe dilinde, qua-olarak, niteliginde, sifatiyla-, felsefesi denir. Yani, filozof, filozof olarak konuda yer, tutum, konum almadan, konunun notr ve disaridan bakis acisinin goruntusunu, resmini verir, kendi gorusunu belirtmez.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bireyin Evrensel Insanligi

Mustakil var olan varligin, yani bireyin, 7'li bir ifade ozu vardir. Bunlar; Beyin, dusunce, kavram, algi, yansi, sezgi ve duyudur. Bir bireyin hem evrensel butununu, hemde insansal butununu, ortaya koyabilmesi ise; bu 7'li den, sadece birine , yani yansisina baglidir.

Bireyin, iste tek farkinda olmadigi yetisi bu yansisidir. Cunku birey, hicbir zaman kendi yansisinin algisina vakif olamamistir. Hep bireye, kendi disi yansimistir. Birey, ne zaman kendi yansisina vakif olur ve onu nedenler sorgularsa; iste o zaman hem evrensel, hemde insansal olmasinin yolu acilmis olur.

Bu ayni zamanda insanoglunun; insandisilik, insanlikdisilik, insanozaleyhtecilik koken ve temelinin de farkina varisinin ve nedenlemeye-sorgulamaya baslamasinin baslangicidir.

Iste, bir bireyin; kendini ve yansisini disaridan bakis acisiyla gorebilmesi ve notr algilayabilmesi, onun hem evrenselligi hemde insanligi algilayabilmesine esdegerdir.

Cunku, bir birey; kendi disindan aldigi yansiyi; yine kendi algisina gore ifade etmektedir.

Iste bu ifadeyi birey, kendi yansisina dondurmesi gerekir.

Bunu basardiginda; dogrulara ve inanca insandisilik ve insanlikdisiliga ihtiyaci kalmayacaktir. Cunku her dogrunun, kendisine ve insan olmaya, insanlik sunmaya karsi bir dogru oldugunun bilincine ve farkina vararak; butun dogrularini cikarsama ile yanlislayarak curutebilecektir.

Bu da, hem bireyi; hemde oniun insanoglu gorunumunu, oze insan olma ve insanlik sunmaya yonlendirecektir. Iste, burasi; sorunun ilk defa, cozume yoneldigi yer ve zamandir. Kendinin, kendine oz ve kendi numenal yeti kullanim ve paylasim devrimidir.

Iste evrensel-insanin dusunce tarzini ve felsefesini anlamak bu tersligi, dalaleti, aykiriligi ve farki algilamak ve dusuncenin davranisi olarak, yansitmaktir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Dogal zihniyet cesitleri/Evrensel-Insan Zihniyeti Bagi/Farki

Insanoglunun, tum tarihsel yasam ve iliski suresi boyunca, kok ve temelsel olarak yonlendirip, yapilandirdigi yapi ve isleyisinin cesitleri vardir.

Ilki bilincaltidir.
Ikincisi aklin inandigi dogrudur.
Ucuncusu Pozitivizm, yani pozitif dusuncedir.
Dorduncusu modernizmdir (yapisallik, yapilandirmacilik degil)
Besincisi, post modernizmdir (yapisallik ustu, post yapisallik)

Evrensel-insan zihniyeti ise, bunlarin disindadir.

Simdi sira ile, bu dogal zihniyet cesitlerini aciklayalim. Bunu yaparken de, Tanrilastirma ve tanri ornegini kullanalim.

Insanoglu tanrilastirma temelli tanri fikrini ortaya attiktan sonra (bunun nasili mesajimizin konusu degil), bu fikri ortaya atan yerde bulunan toplumun dogan her ferdi, bu dusunce ona vererek yetistirilir. Iste kisinin, bu temelde yetismesi ve bunu sanki programlanmis gibi aynen yasam ve iliskisinde uygulamasi, bilincaltidir.

Ikinci asama, kisinin bundan rahatsizlik duymasi asamasidir. Burada da, kisi bu rahatsizligini, ya kendini ikna ederek kendine uygular, ya da ikna edemez ve karsi cikarak kendine uygular. Iste kisinin bilincalti ile bilincsiz bu cabasi, aklin inandigi dogrusudur.

Ucuncusu, yani pozitivizm; aklin inandigi dogrusunun, ister bilincalti verilen olsun, ister, kisinin buna karsi cikarak dogrulamasi olsun, ortada bir savunu ve "baskasini kendi gibi dusunmeye ikna etme" mucadelesi vardir.

Buraya kadar olan durumda, ortada olan ve verilen tek bir tanri soz konusudur. Yani, toplum bu tanriya alternatif bir tanitimla karsilasmamistir.

Teknik ve bilimin gelismesi, dunya uzerinde yasayan insanoglunun bulunduklari cografya disinda, birbirleri ile iletisimi getirmistir.

Burada ortaya yeni bir tur pozitivizm cikar. Bu pozitivizmde olan bir tanrinin, varligi yoklugu degil; konu alternatif bir tanrinin devreye girmesidir.

Bu acidan, iki turlu gelisme olur. Bir olan tanrilar arasi, bilincalti ve aklin dogrusunun mucadelesine, hem alternatif tanrinin, bilincalti ve aklin dogrusu mucadelesi kendi tanrisi bunyesinde eklenmis, hem de bir tanridan diger tanriya transfer ve iki tanri arasi savunu/karsi cikis mucadelesi baslamis, en onemlisi; tanrilari ortak degerlendirenlerin de bir tanri savunu birligi ile, tanrilari ortak degerlendirenlerin bir tanri karsi cikisi birligi ortaya cikmistir.

Bunu eger tanrilarin dunya cografyasi ve tarihsel gelisim ve cografya cesitliligi ve gelisen teknik ve bilimsel iletisim olarak algilarsak; hem her tanrinin, kendi bunyesindeki kutuplasmasi, hem de tanrilar arasi savunu ve karsi cikis birlikteligi cesitlenmektedir. Iste bu bilincalti pozitivizmidir.

Asil konu, bilincli ve farkinda olarak aklin yaraticiligi pozitivizmidir. Bu dunya butunlugu acisindan, bir cografya ve toplumda, meydana gelir. Zaten tanri farklari dfa da bu pozitivizm ile iyice algilanacaktir.

Soyle dusunelim. Bir kisi ciksin ve akil yurutsun "benim bir tanrim var, ben bu tanriyi savunmak, ya da bu tanriya karsi cikmak yerine, "olan tanriya alternatif olarak neden kendi tanrimi yaratmayayim?" iste bu dusunce, hem olanin disina cikan, hem de yeni bir tanri yaratan modern dusuncedir. Zaten tanri cesitleri de, boyle ortaya cikmistir.

Iste post modern dusunce de bunun tam zittidir, yani olani oldugu gibi red etme veya olani, olmayacak sekilde, iliskilendirme (dinler arasi dialog gibi), yine bu dusuncenin devami olan, olan sekilde, yaratilacak ileride olacak olanlariu da onceden algilayip, karsi cikma, yani "ben olan hic bir tanriyi savunmuyorum, ama bu gunumuzle sinirli degil, yarin bir tanri daha yaratilsa, onu da savunmam; karsi cikarim" temelli, olanin disina olabilecekler olarak cikan ve olan temelli olabilecekleri de red eden bir anlayistir.

Iste butun bu zihniyet, dogal zihniyet bunyesindedir ve verilen tanri ornegi, her konuya,dile, felsefeye, teknige, bilime tasinabilir. Nitekim tarihin gelismisligine bakilirsa, tasindigi da gorulmustur.

Peki, insanoglunun bu zihniyette geldigi nokta nedir?, ortada bir olan ve olanin temelinde olacak olan ve ortada bir olana olacagin temelinde karsi cikan.

Bu iki dusunce de, dogal zihniyeti kendi bunyesi disina cikartmayan, kendi sinirlarina mahkum eden bir zihniyettir.

Iste evrensel-insan zihniyetinin, burada ilk farki ortaya cikar. Bu olan ve olan paralelinde olabilecek olan ve bu olana olabilecek olarak karsi cikan, zihniyet bunu neye/kime gore saptamaktadir?, iste bu sorunun cevabi iki acilim saglar, birincisi; neyin ne oldugunu, NASIL OLDURULMUS seviyesine cikarir. Ikincisi, butun ...e gorelerin, aslinda bir insanoglu yapilandirilmisligi oldugunu, bunu temellerine ve kokenine yapiyi ve isleyisi bulup ortaya cikarmak icin yonelimi saglar.

En onemliside, butun bu olanlarin ve olabilecek olanlarin ve karsi cikislarin, bunun asil kaynagini, faktorunu veren insanogluna odaklasmasini, tartismanin geldigi kaynagi ve butun farkliliklarin bu kaynaktan kaynaklandigini algilatir.

Iste bu da algilanirsa, geriye bir tek sey kalir. "iyi guzel de, butun bu tartismalarin her turlu koken ve temelleri insanoglu faktorune dayaniyorsa, bunlarin insanlik ve evrensellik ile bagi ne?"

Iste bu soru, sizi; dogal zihniyetin, koken ve temellerinin, aslinda insanlik ve evrensellik uzerine degil de; insandisi ve insanlikdisi uzerine kuruldugunu algilatir.

Iste evrensel-insan zihniyeti, bu algi temelinde; hem tum ve her konuda olan, olabilecek olan ve buna karsi cikan her turlu tartismanin, bir insanlik sorunu oldugunu algilar hem de, butun bu sorunu ortaya atan insanoglu faktorunun kendi varligi olarak bu tartismanin icinde olmadigini ve bu tartisma ugruna yasamini feda ettigini ortaya koyar.

Bu da sadece kaynagin ne oldugunu algilatmak ile kalmaz, ayni zamanda kaynagin varliginin bilinc ve farkindaligini verir ve kaynagin ortaya attiklarini tartismak yerine, kaynagin kerndisinin tartisilmasi gerektigini ortaya koyar.

Bu da en basinda, tartisan kaynagin, tartisma yerine, kendisinin ne oldugunu algilamak adina, ve uygulamalarinin kendi ozune uygun olup olmadigini algilama adina, kendini sorgulamasidir.

Iste evrensel-insan zihniyeti, bunu yaparken olan bunyesinde bir taraf tutmaz, notr algilar ve olana disaridan bakar. Ama, yeni bir olan yaratmak pozitivizmi yerine, olandan ve olabilecek olan ve olmayandan tamamen arinmayi ve kurtulmayi ve bunun yerine olabilecek ve oldurulacak olanin, sadece insanlik icermesini, insan faktoru olmasini ve insanoglunun kerndi disinda bir olani, kendinin ustune cikarmamasini veya ona teslim olmamasini ortaya koyar.

Bunu yaparken, hem modern, hem post modern pozitivizmin disinna ciktigi gibi, aklin inandigi dogrularin da disinda kalir. Kisaca, insanoglunun dogal zihniyet olarak getirdigi her turlu deger, veri, cesit, tabu, dogru, kesinlik, mutlak, pozitif v.s. sinirlarinin onunu sinirsizlastirir ve ozgur birakir, tek bir bilinc ve farkindalikla; numenal yeti kullanim ve paylasiminin insan ve insanlik zihniyeti farki ile.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Dusuncenin Ctetolojisi

Dogal, evrimci, yani kendi kendine gelisen, dusuncenin; dusunme yetisinin; elde edilmis karakteristiklerinin kokeni ve gelismesinin; teshisini koyabilmek ve tesbitini yapabilmek icin; once karakteristiklerin ne oldugunu algilamak gerekir.

Herseyden once; karakteristiklerin; bir gorunus yani, 5 duyuya hitabedis sekli ve sekillenisi-formasyon- ve tabiati vardir.

Karakteristiklerin gorunusu, tek, ayrimsal ve farksal; formasyonu; uclem ve tabiati dortlemdir.

Bu konudaki formasyon Y cizimi ile; tabiatta; X cizimi ile ifade edilir. Y'nin gorunuse yansisi, ayrimsal ve farksal odugundan tektir. Bu tekligin; hangisi ve ne oldugu kavramin; neyi ifade ettigi ve isaret ettigiyle baglidir.

Kavram; madde-somut-nesneli; veya dusunce-soyut-ozneli isaret edebilir. Iste bu kavramin; uclu gorunusunu ve dortlu karakterini, ki bu ayni iki karakteristik; dusunce ve kavram; ve madde ve kavram farkli iki karakteristik; ise; dusunce ve maddedir.

Inanc ise; hangi karsitligin dogrulandigiyla baglidir. Bu felsefi dogrulama da; ya maddedir, ya da dusunce, ki ikiside kavramdir.

Y cizimsel goruntusu ve formasyonunun hem karsitlik, hemde tamamlayici ozelligi bulunur. Karsitlik; anti, tamamlayicilik, counter on ekleriyle ifade edilir. Y cizimsel formasyonu; ya iki ayni karakteristigin tek ve farkli karakteristikle birlikte Y cizimsel butununu saglar; Ya da, iki farkli karakteristigin, pozitif, ve kendi karakteristigiyle Y cizimsel butununu saglar. Yani, Y cizimsel butununun sekillenisi; iki karakteristigin, farkli veya ayni, teke veya pozitife indirgenmesidir.

Iste, ctetolojik yapilanmanin en buyuk sorunu onun; fonksiyonal indirgemesinden kaynaklanir. Cunku bu indirgeme; dilin noktasal ve noktalama yapisindan dolayi, yani kulaga hitap eden dil; pozitifi ve teki, birlestirerek noktalar. Noktalananin; pozitif ve tek sekillenisi ise; zaten, tekin; iki ayni karakteristiginin indirgenmesi ve pozitifin, iki ayri karaktegistiginin indirgenmesi sonucudur.

Yani; ikilem, karsitlik, tek, pozitif, kendisi, karsiti ve nokta; 7'li olarak noktalanmistir. Iste, bu 7'li noktalanmis noktanin; noktasinin sorunu; ikinin hangi teki ve pozitifin kendisimi karsitimi-negatif- oldugu sorunudur.

Iste, bu ctetolojik sorunun kokeni; dilin ikilemi noktalamasinda ve karsitlik iceren fonksiyonun teke indirgemesinde yatar.

Cozumlerden biri; gozun dilini yaratmaktir. Yani dil; kulaga ve noktalamaya yonelik degil; goze; gorunuse ve boyuta yonelik. Iste, kulaga hitabeden noktalama dili; formasyonun uclemini goremez. Karakteristiklerin tabiatini da gormesi mumkun degildir. Ustelik; hem gorunus hemde formasyon; kulak dilinde; tek olarak algilanir ve fonksiyonal olarak teke indirgenir.

Iste, insanoglunun; kendi kendine gelisen, evrimci ve dogal elde edilmis karakteristikleri; tabiati, gorunumu ve sekillenisi; ve bu karakteristiklerin; kulak dilinin noktalamasal ifadesinin sorun koken ve temeli budur.

Ikilem; x ve x
Karsitlik; x ve y
Karakteristikler; x,x,x,y
Karakter, Tabiat, kendi, oz; X-cizimsel
Tamamlayici, karsit, gorunus ve formasyon; Y-cizimsel
Karakteristiklerin Y formasyonu; x, x, x,/x. x. y./x. y. x.
Gorunus; tek, pozitif, nokta (1, +, . )
Noktalama; ikilem ve karsitlik sabitliklerinin, teke ve kendine indirgenmesi.

Ctetolojik sorunun tartisma yaratmasinin sebebide; teke ve kendine indirgenen ve noktalananin; diger teke ve karsitina indirgeyenle noktalayanin; ayni ikilem ve karsitlik temelinden yola ciksalar bile; noktalananlarin farkliligidir.

Iste, ctetolojik kokenin; bitmeyecek ve galibi belli olmayan tartisma cikmazi.

Madde-dusunce
Dogru-Yanlis
Iyi-kotu
Guzel-cirkin
oyle-degil
evet-hayir
oznel-nesnel
ozel-genel
ozsel-gorunussel
dogum-olum (olmek)
var-yok
duygu-duyu
gercegin ne oldugu
mustakil varligin ne oldugu
evrimsel olusum-yaratilissal olusum
ilkin ne oldugu v.s.

Bu karsitliklar cogaltilabilir. Tartismada, hangisi tartismasidir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Data Nedir?

"Data, aryan kokeni "da" vermek fiilinin, "toplam, ilk verilen" anlamini tasir.

Simdi bu datanin bir tumunun analizini yapalim.

Eger ortada bir data varsa, o zaman bir veren vardir-qui
Eger ortada bir data varsa, uzerine data verilen vardir-qua
Eger ortada bir data varsa, bunun bir ortaya koyumu vardir-quiddity
Eger ortada bir datayi veren varsa (qui), bunun bir kendisi vardir-sui
Eger bir kendisi varsa, bunun bir nedeni vardir-causa sui
Eger bir kendisi varsa, bunun kendisinin bir cesidi vardir-sui generis
Eger ortada olan bir sey varsa (quiddity), Bunun bir karakteri, ozu, niteligi vardir-quality
Eger ortada bir sey varsa (quiddity), bunun bir gorunumu, niceligi vardir-quantity

Iste eger ortada quiddity olarak adlanan bir data varsa, bunun kimi (qui), Kiminin ne si (quiddity), nesinin niteligi (quality) ve niceligi (quantity) kiminin kendisi (sui), kendisinin nedeni (causa sui) ve kendisinin cinsi, cesidi (sui generis) vardir.

(quiddity) yani ne; kendi karakterine/ozune sahip degildir. Ona (qui) tarafindan verilen ozellige/oze/karaktere sahiptir. Dolayisiyle, qua'nin sui'si qui karakteri/ozu icerir.

Iste bu temelde, ne madde, ne de tanri (herturlusu/herbiri ve hangisi ise, onun akilli tasarimciligi) kendi (sui) olarak (qua)kim (qui) degil, sey/ne (quiddity)dir.

Iste bu da bize, bir datanin, quiddity olarak qui'sinin yani kiminin sadece ve sadece epistemolojik olarak insanoglu turu ve biri oldugunu gosterir.

Cunku ne (madde, tanri v.s.), kimin (insanoglu turu ve biri) kendi de dahil, ortaya koydugu bir datadir. Bu dataya, kimin kime verdigi data da dahildir.

Iste bu yuzden, her datanin, bir qua olarak, data ne olarak ortaya konarsa konsun (quiddity), qui, yani kim tarafindan verilen, bir nicelik ve niteligi (quantity/quality) vardir. Burada kim, kendisine de insanoglu olarak bir nicelik ve nitelik vermistir.

Iste, hem bir data, hem de qui, kim ozelligini tasiyan, ve epistemolojik gerceklik olarak bilinen, sadece ve sadece insanoglu turu ve biridir.

Iste bu temelde, insanoglu turu ve biri; hem bir data, hem bir kendi(sui ve sui generis/causa sui)) hem bir kim (qui), hem bir ne (quiddity) olarak(qua) quality/quantity) , hem de, ne ise o (quiddity), icerigi, butunu yetisi v.s. olarak tek ve alternatifsizdir.

Iste sorun da, bu alternatifsizligin zihniyet ve ego olarak ortaya konan, dogalligindadir.

Demekki, insansal zihniyet ve insanin selfi, yine bu tek ve alternatifsizden, bir alternatif olarak tureyecektir.

En azindan, epistemolojik olarak, tum bu ozellikleri, yeti ve icerigi tasiyan, baska bir canli turu, insanoglu turu ve birine alternatif olabilene kadar.

Bunun da kim ve ne olabilecegini, bugunden ortaya koymak inanc ve spekulasyondan baska bir sey olmaz.

Ama, surasi da kesindir ki; bu alternatif ne bir tanri, ne de bir madde/nesne temelli qua degildir, cunku qua yi ortaya koyan quidir.

Eger boyle bir iddiasi olan varsa, madde veya tanrinin, insanoglu ozellikleri icermeyen bir icerige sahip oldugunu ve kendi kendilerini ortaya koyacak bir qui ve sui olduklarini ve insanoglunun ortaya koydugu qua, quality/quantity ile verilenmediklerini kendi lerine ait datalari oldugunu, bilimsel olarak, gozlem, deney v.s. ile gostermesi gerekir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Disaridan bakis acisi

Birseyi butun ebatlari ve icerigiyle gormek icin ve onu layikiyle ifade edebilmek ve resmini cizebilmek icin disaridan bakmak gerekir.

seyin icinden bakarak,seyi ortaya koymak mumkun degildir.Cunku eger seyin icinden bakiyorsaniz,zaten seyi oldugu gibi gormeniz mumkun olmadigi gibi,bakarken de bulundugunuz yeri goremezsiniz.Cunku bakis aciniz iceride bir noktadandir ve bulundugunuz o noktayi gormeniz ve anlatabilmeniz mumkun degildir.

Ingilizce'de kendinden bakis acisi-yani iceriden bakis acisi: worm's eye view.
kendi disindan bakis acisi-yani disaridan bakis acisi: bird's eye view.
olarak izah edilir.Bu farki Turkce'de ortaya koymak oldukca zordur.Bir kisi birsey soyluyorsa o, o nun fikridir,algisi turkce'de cok yaygindir.

Halbuki herhangi birseyi oldugu gibi anlatmakla,kendi gorusunu katarak anlatmak farkli seylerdir.Aslinda haberlerde buna cok rastlanir.bir kazada uc kisi oldu demek,kazada olen sayisini ortaya koymak demektir,ama uc kisi sundan oldu demek,kisisel gorus belirtmek ve haberin objektifligini bozmak demektir.

Bunu ayirmak cok zor,hatta imkansizdir.Sonucta objektif veya subjektif kendi kendini ortaya koyamayacagina gore;mutlaka bunlari ortaya koymak icin bir ozneye-subjeye gerek vardir.

Iste bu oznenin-subjenin ortaya koydugu objektif yada subjektif konu,bir ozne-subje tarafindan ortaya kondugu icin,o ortaya konanda koyanin oznelligi-subjektivitesi olmamasi mumkun degildir.Cunku ayni seyi ortaya baska bir ozne kendi oznelligiyle koyabilir.Bu da ayni objektif yada subjektif ortaya konan olgunun farkliligini getirir.

Yani dile gelen yazinin, ya yazarin kendi gorusu, ya da yazara gore ortaya konanin ne oldugudur.

Eger ikincisiyse,o benim kisisel gorusum degil-yani benim savundugum ya da karsi ciktigim degil-
benim algiladigimdir.Iste bu algi kisisel yorum icermez,sadece bird's eye view olur.

Aslinda bu anlatmaya calistigim seyi Turk'ce de anlatmak ve anlamak cok zordur.Cunku dil ve toplum yapisi ve yetistirilis olarak boyle bir gelenegimiz yoktur.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Notr Algi Uzerine

Dogal dusuncenin evrensel yapilanisi ve isleyisi, notrlugu algilayamaz.

Dogal dusunce de notrluk, ya nihilizmin "hic" ligi, ya pozitivizmin, "yok" lugu, ya "belirsiz" ya da "0" olarak algilanir. Bunlarin hic biri notrunun algisini vermez. Cunku hepsi bir pozitif anlam, icerik, ifade ve ortaya konus tasir.

Notrluk; negativitenin toplaminin, algi vedisaridan bakis acisi ile, yani anlam, icerik, ifade v.s. nin icinde yer almadan ve pozitiviteye donusturulmeden kavramlaozdeslesen, soyut veya somutun oldugu gibi ortaya konmasidir.

Noturluk; pozitivite eklentilerinin soyut yada somutla ozdeslesen kavram uzerinden, hic bir anlam, ifade, icerik icermeyene kadar suregelen cikarsamasi ve tum negativitenin, pozitive donusmeden ortaya konmasidir.

Notrluge ulasabilmek icin, somutu veren; soyutu ve onun soyutlamasini ve soyutu veren, somutun soyutlardan hem soyut hemde soyutlama olarak cikarilmasidir. somut ve soyutun birbirini elimine edecek sekilde ortaya konmasidir. Iste tabulu rasa ve onun elde edilmesi, bu notrlestirme islemidir.

Bir cesit, ayniligi ayiran farklarin cikarimi ve ayniligin tum ayrimlarinin ve farklarinin ortak bileskesi oldugunun ortaya konmasidir.

Buda ancak notrlestirmeyi gerceklestirecek olanin, uzerinde notrleme gerceklesecek olana disaridan bakabilmesi ve uzerinde notrlesme gerceklesecek olanin anlam ifade, icerik olarak pozitivizminin dogrulugunun veya dogrulanan pozitivizmin, yanlisla karsi dogrulanmasinin icinde yer almamak demektir.

Notrlestirme ve notrleme; dogal dusuncenin temellerini veren evrensel aynilik kokenine ulasmak icin ve sorunun ayniliginin bilincine ve farkina varabilmek icin gerekli olan cikarsama islemidir. Bunun uygulanmasinin sebebide tamamen dogal dusunce isleyisini isleyiste degilde; yapilanistan curutme ve elimine etme, yani yapilanisinin ortaya koydugu isleyisten arinma ve kurtulmadir.

Tum bunlar, anlam, icerik, ifade verilerek bag kurulan soyutlarin, soyut bir deger, ya da genel bazinda ortaya konmasinin verdigi sorunun algilanmasi ve bu sorunun verdigi "rahatsizligin" ortadan kaldirilmasi bilinc ve farkindaligi oldugunda mumkundur.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Antropocentrism-Insanmerkezcilik

Antropocentrism, yani insanmerkezciligin; evrensel-insan dusuncesindeki algisini size bildirmek istiyorum.

Ne demektir insanmerkezcilik?, insanmerkezcilik, konulara/soyuta ve somuta, bilimsel, felsefi ve her turlu soru-cevap dialogunda, sadece insan yeti ve becerisi, dusuncesi, algisi, kavrami, temelinde bakmak demektir.

Dogal dusuncenin, mustakil var olan varliga; insandisi bakis acilarini hatirlarsak; materyalizm, yani madde; idealizm, yani tanri, pozitivizm; ise mustakil var olan varliga "yok" demektedir. Burada gorundugu gibi, materyalizmin merkezi, madde; idealizmin merkezi, tanri, ya da her turlu yaratici, pozitivizmin ise, her ikisini de red etmesidir.

Dogal dusuncenin gercek/evrensel varliga bakis acisi ise; ralizmin nesnel merkezciligi, kavramciligin (kavramsallikla karistirilmamalidir), oznel merkezciligi ve isimciligin ise, her ikisini de inkar eden "yok" merkezciligidir.

Evrensel-insan dusuncesi, insanmerkezcilik temelinde, varliga ve herseye, ki buna insanin kendisi dahil; epistemolojinin, evrensel, bilgisel, bilissel, bilimsel ve kavramsal temelinde baktigindan, merkez insan butunudur. Zaten, bu insan butunu; hem madde ve nesne, hem dusunce ve ozne, hem somut ve hem soyut, ayrica hem ozel ve hem genel ve hem gorunussel ve hem ozsel, hem dissal ve hem icseldir.

Zaten; tum dogal dusuncenin varliga, ister mustakil, ister gercek/evrensel yanassin; yanasan insan oldugundan, onun kendi ozellikleri, biribirine rakip olmaktadir ve bu rekabeti de, kavramin diyalektik ifade karsitligi verir.

Soyle ozetlersek; insanin kendi dahil, uzerinde yasam ve iliski surdugu dahil, kendi disinda kalan turler canli veya cansiz dahil; ve de tum soyutlar, bilim, felsefe, dil dahil; hepsi insanmerkezci bir yeti, beceri ve alginin bir urunudur.

Sonucta bu kavramlastirma, tek tarafli, pozitif, noktasal ve tektir. Kavramlasanin "beni boyle kavramlastirma, ben bu degilim" deme olanagi yoktur. Olsa bile, bu dialogu algilayacak bir insan yeti, beceri ve algisi yoktur.

Oyuzden ne sorar ve neye cevap verirsek verelim, bunun bir bilgi ve turev oldugunu ve insan merkezli oldyugunu unutmayalim.

Isin ilginci, bu tek tarafli kavramlastirmanin ifadesel karsitlik tartismasinin diyalektigi de, baska bir canli ve cansizdan ya da butunden degil, ya da insandisi madde ve yaraticidan degil; yine insanin kendisinden gelmektedir.

Su insan aslinda garip bir yaratiktir. Once varlar ve sonra o varladigini doner diyalektik olarak, ya kabullenir, ya red eder. Halbuki varladigini, epistemolojik gerceklik temelinde, sorgulasa, sabitlemese, sahiplenmese, ve yeni bir gercekle yanlislayarak ilerlese, ne bu tartismalar ve ne de bu insanlikdisi yerlesmis, alisilagelmis ve kalicilastirilmaya calisan, diyalektik tartisma cikmazinin teke indirgeme ideolojik inanci olur.

Iste insanoglu, ne zaman bu "bosa kurek cekmenin" ve kendi turune, kendinin her turlu zarar verdiginin bilincine varir, iste o zaman; bu dogal dusunceyi icinde yer almadan sorgular ve onun evrensel ve sorunsal tum kokenlerinin her turlu temelini yanlislamaya ve curutmeye yonelir. Aksi, insanoglunun dusunce ve davranista ve toplumsal sistemlenis ve duzen kurusunda, "birbirini yemekten ve birbirine oyle veya boyle ustunluk kurma yarisindan" gordugu zararin bilincine varamamasidir.

Iste evrensel-insan dusuncesi bu bilinci verir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Evrensellesmek Uzerine

Evrensel insan hipotez ve doktrininin, en onemli kokenlerinden biri de, insanlasmaktan sonra, insanoglunun evrensellesmesidir. Herseyi soyutlamasiyla ortaya koyan insanoglunun, bu da bir soyutlamasidir. Her soyutlasmada oldugu gibi, ne anlama geldigi, ona verilen icerik ve kurulan bag ile paraleldir.

Evrensel insan'in evrensellesmeye verdigi icerigi burada aciklayacagim. Kurulacak bag ise, her bir birin; kendi duzey bilgi, bilinc, birikim, gozlem v.s. temelli yasam ve iliskisindeki algisina ve evrensellesmeyi bu yasam ve iliskisinde ne kadar onemsedigine, ilgilendigine, etkilendiginde ve gerekli gordugune baglidir.

Kavramimiz evrendir, neden evren; evren, gunumuzde insanoglunun epistemolojik temelde en genis olarak ortaya koydugu, mekan, habitat, yasanacak yer v.s. dir.

Eskiden, en genis mekan olarak kullanilan terimler; dunya, doga temelli kavramlar ile ortaya konuyordu. Yine eskiden, bazi okurlar hatirlayacaktir "dunya vatandasi" temelli bir kavram turemisti, bu bugun de gecerlidir.

Gerci komunizm, ya da diyalektik materyalist, marxizm "Tum dunya proleterleri birlesin" temelli bir acilim getirmis olsa da, bunun tum insanoglu turunu iceren bir cagri oldugu soylenemez. Ayrimciligi ise, ideolojik inancsal bir dogru olmasi, sistemlesmeye yonelik olmasi ve siyasi bir icerik tasimasidir.

O zaman; insanlasmanin, mekansal ayrimciliginin tum turunu icermeyisi ortadadir. Cunku insanlasmak, sadece insanoglunun o veya bu ideolojik inancsal dogrusu temelli ayrimci bir kismina degil; tum insanoglu turunun birligi, butunlugu ve beraberligine yoneliktir.

Iste dogal dusunce koken ve temelleriyle dogumundan sonra yetisen ve buyuyen insanoglu, sadece dogdugu cografyanin tarihsel ve etiksel deger ve tabularini alarak ve onlara sahiplenerek ve de onlari sabitleyerek buyur ve bolgesel, ayrimci bir savasim verir.

Hem insanoglunun tarihini, hem de farkli cografi yerlesmisligini goz onune getirirsek ve bu gunun yetistirilen insanoglu birini dikkate alirsak, neredeyse her bir kendi kisilik ve kimlik degerlerini savunacak kadar, turu butunlugunde ve bunyesinde ayrilmistir.

Insanoglu sosyal bir varliktir ve tek degil, turun bir tek biridir. Yani mekan olarak nerede yasarsa yasasin, yasam ve iliskilerini kendi turunun diger birleri ile birlikte kurmak ve sistemlestirmek, yani turu ile birlikte yasamak zorundadir.

Iste insanoglunun boyle bir yasami, bir olarak gerceklestirebilmesi icin, hem dogal dusuncenin koksel ve temelsel, dogumdan itibaren verdigi, her turlu ayrimci, cikarci ve bolgesel, toplumsal deger veri ve tabularin ne oldugunu, neden verildigini ve bunlarin karsisinda kendinden ne istendigini algilamak ve bilincine varmak durumundadir.

Bunlarin yasam ve iliskilerinde, tek alaninin kendi yasaminin onunde bir savasim olarak kullanma oldugunun bilincinde ve farkinda olmak durumundadir.

O zaman diyecegi sudur " Ben bir birey olarak A cografyasinda dogdum, bu cografya da bana bir suru etiksel ideolojik inancsal deger veri ve tabular dogru olarak verildi ve benden bunlara kisiligim ve kimligim temelinde sahip cikmam, bunlar icin mucadele etmem ve bunlari yasamimin onune koymam isteniyor.

Neye karsi, ya benimle ayni cografyada dogupta, farkli; ya da baska bir cografya da dogupta farkli etiksel ideolojik inancsal deger, veri ve tabulari dogru olarak sahip cikan, benim gibi; onlari yasaminin onune bir kimlik ve kisilik degeri olarak koyan ve onlar ugruna mucadele verip, yasamlarinin onune koyan kisilere karsi.

Peki yapilan ne, ideolojik inancsal bir dogru farkinin, "hangisi dogru?, benim ki dogru/seninki yanlis" temelli ve dogrulugu hic bir zaman bilimsel olarak kanitlanamayan bir ne icin mucadele edildigi izah edilemeyen bir mucadele.

Bu mucadele, ne bana ne de mucadele eden baskasina, bir insansal deger vermedigi, kazandirmadigi gibi, tum insansal degerleri de alip goturuyor. O zaman ben neden boyle bir mucadeleye gireyim.

Peki ne yapayim, birincisi, herkesin, kendi kisilik ve kimligi icin olusturdugu farkli degerleri algilayayim, kendi kisilik ve kimlik degerlerimin farkini algilayayim ve kendi degerlerime sahip cikarken, baskalarinin da degerlerine saygi gostereyim ki, onlarda benim degerime saygi gostersinler.

Yani, degerler icin mucadele etmeyeyim. Herkesin farkli degerini, notr ve disaridan bakis acisi ile algilayayim. Ustelik basarabilirsem de, tum bu hem bana verilen ve insanoglu turunu bolen, ayiran, cikarci v.s. degerleri sorgulayarak onlardan kurtulayim/arinayim, hem de kurtulamayanlari notr algilayayim.

Yani insanoglunun en genis mekaninda her farkli cografyasinda, her farkli tarihinde verilen tum bu etiksel, ideolojik inancsal ve dogru ile sahiplenilen, sabitlenen ve dogru mucadelesi verilen tum bu degerlerin, insanoglunun hem insansal, hemde tursel butunluk olarak yasamasinin onunde bir engel oldugunu algilayayim.

Iste mekanin, neresinde dogulursa dogulsun, verilen bu tabularin kendi aralarinda icerik farki olsa da, insanligin onunde bir engel olma farki yoktur.

Demekki, bu etiksel, ideolojik inancsal tabular, mekanin her cografyasinda, her tarihinde veriliyormus. O zaman benim mekan olarak hangi cografyada yasarsa yasasin, bir insanoglu turu ile birlikte, beraber ve butunluk icinde yasayabilmem, bu degerlerin ortadan kalkmasina, ya da en azindan, disaridan bakilarak notr algilanmasina baglidir.

Ozaman evrensellesmek; mekanin hangi cografyasi ve tarihi olursa olsun, hangi icerikte bir etiksel ideolojik inancsal dogru savunursa savunsun, bunlarin hepsi, insanoglunu ayiran, cikarci tabulardir ve bunlardan arinmak gerekir oldugunu algilamaktir.

Ayni zamanda da sahiplenen ve sabitleyen insanoglunu bu konuda notr algilamak ve hic bir sekilde, hic bir kimseyle, etiksel ideolojik inancsal dogru savasimina girmemek gerekir. Hic bir ideolojik inancsal etiksel dogruyu da sahiplenmemek ve sabitlememek gerekir.

Iste insanoglu birinin, insansal icerik olarak, mekansal anlamda kendi turunun baska bir biri ile birlikte ve butunluk icinde yasam ve iliski surebilmesinin icerigi ve kurulan bagi bu evrensellik algisi, bilgisi, bilinci, farkindaligidir."
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
...Iste bu algi kisisel yorum icermez,sadece bird's eye view olur.

Aslinda bu anlatmaya calistigim seyi Turk'ce de anlatmak ve anlamak cok zordur.Cunku dil ve toplum yapisi ve yetistirilis olarak boyle bir gelenegimiz yoktur.


Algılanmak istenen şey'i (olay/olgu/fikir vb) kuşbakışı gözlemlemek.Yani üstüne çıkarak, kendini katmadan yukarıdan bakmak?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Algılanmak istenen şey'i (olay/olgu/fikir vb) kuşbakışı gözlemlemek.Yani üstüne çıkarak, kendini katmadan yukarıdan bakmak?

Basliga hos geldin. Hani bizim bir sarkimiz vardir "Kah inerim yer yuzune seyreder alem beni" "kah cikarim gokyuzune seyrederim alemi" ayni ona benzer,m yalniz kendi kendini de seyredebilme onemli burda. Temeli de bu. Bu konuda sosyoloji formunda baslik var.

Kisaca kendini katmadan, kendin de dahil herseye disaridan bakmak.

Soyle dusun,m bir binayi binanin icinden ortaya koyamazsin. Binayi ancak binanin disindan ortaya koyarsin. Eger binayi binanin icinden ortaya koymaya kalkarsan, kendi durdugun yeri ortaya koyamadigin gibi, o durdugun yerin her turlu ideolojik, inancsal degerleriyle binayi ortaya koyarsin. Bu da binanin ortaya koyumu degil; binanin senin subjektif acindan ortaya koyumu olur.

Farki algilayabiliyor musun?
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst