Osmanlı İmp. üzerinden sunni islam propagandası

Ey oğul unutma yolumuz ezelden ebede kadardır! gayemiz gönüller yapmaktır! davamız kul olmaktır!

Hilalin gölgesinde merhamet ol derman ol gazi ol devlet ol!


evet gayet güzel sözler ancak hepsine yalan desem olur. çünkü muthiş bir çarpıtma var!

En başta şunu söyleyim; Osman Gazi'nin okuma yazması yoktur. yani adam Türkçe bile okuyup yazamazken Kuranlı mesaj veren fragmanın amacı bellidir.
gayemiz gönül yapmakmış! hayır gayemiz hayatta kalmaktır, eğer bir toprak ele geçiremez ve bir düzen kuramazsanız obanızla beraber ölür gidersiniz. öldürürler yani acımazlar. Osman Gazi gerçek bir alptir, baturdur,şövalyedir. aynı zamanda devrimcidir. otoriteye (roma tekfurlarına) boyun eğmemiş ve kendi düzenini /otoritesini kurmuştır. bu öyle kolay bişi değildir. otoriteye karşı geliyorsanız kellenizi ortaya koyacaksınız. kul olmakmış, ezelden ebedeymiş,merhamet ol,gönül yap falam filam mış mışta mış mış islamcıların yalanlarından ibarettir.(yalanda sınır tanımayanlar şaka elbet ama gerçek payıda belgelidir) bunlar kendilerinde de yoktur. (ganimet -köle hukukunu unutmayın) gerçekte böyle bir şey yeryüzünde yoktur. haliyle Osman Beyde de yoktur. ayrıca Osman Bey tabiki İmparatorluk hedefi ile kurmamıştır devletini ama öyle olmuştur. bunun en büyük sebebi türk töresidir . Türkler birçok topluluk gibi bölük börçük (kabile/klan/asabiyet)hayatlarına devam ederken tarihte bir zaman Göktürk devleti gibi büyük bir devleti kurabilmişler ve bu devlet yıkıldıktan sonrada onun hatırasını hiç unutmamışlar(töre) ve ardından büyük devletler kurmaya devam etmişlerdir..

Bir gün Osman geceyi zühid bir Müslüman'ın evinde geçirmişti. Uykuya gitmeden evvel ev sahibi odaya girmiş ve rafa bir kitap koymuş; Osman bu kitabın unvanı ne olduğunu sorunca ''Kuran'' cevabını almış. Bunun üzerine ''İçinde ne var? '' diye sormuş ve ev sahibinden ''Peygamber Muhammed vasıtasıyla cihana gönderilen tanrı gözü'' cevabını alınca Osman kitabı almış ve okumağa başlamış. Bu suretle ayakta, bütün gece okumuş. Sabaha karşı yorgun ve bitkin bir halde uykuya dalmış. Kendisine bir melek görünerek şu sözleri söylemiş: ''Mademki sen benim kelam-ı kadimimi o kadar hürmet ve t'azimle okudun, evlat ve insanlık nesilden nesle aziz ve mükerrem olacaktı..

Neşri den aktarma bir anadolu anenesi . (tam emin değilim bu aralar boş kaldıkça google akademiden Osman Beyle ilgili şeyler okuyorum orda gördüm)

bu menkıbe tadındaki masalın kaynagı muhtemelen dergahlar/tarikatlardır.

bu adamlar yalanda gerçekten sınır tanımıyor.. oturdukları yerden sallıyorlar.

Osman Bey ve obası eğer müslüman olmuşsa bunun en büyük nedeni Selçuklular olmalıdır.. Çünkü hanlık onlardadır (aynı timurun kendini meşru kılmak için Cengizhana bağlaması gibi) bu gelenek belki şimdilerde bize anlamsız geliyor ama gücünü anayasadan almak gibi birşey işte .Tanrının kut verdiği eski hana bir şekilde kendinizi bağlamak zorundasınız başlangıçta.. sonra siz bir başarı elde edince Tanrı size kut vermiş oluyor ve artık Tanrı adına meşruiyet sizdedir. ve herkesi kendinize katılmaya çagırırsınız onlarda gelirler zaten.fatih istanbulu alınca artık selçuklu işi bitmiştir çünkü Tanrı fatihe başarı vermiştir başarı verildiyse artık o kutlu bir handır, Atatürkte tam bu gelenek üzerine olmasada lozan başarısını elde ettiğini ve meşru olduğunu ilan etmiştir)

Osman bey temeli atmış bizansa/otoriyete karşı gelerek..sonrasında oğlu orhan bunu devam ettirmiş ve yavaş yavaş geleceğin/ışıgın/kutun osmanoğullarında olduğunu görenler bu çatı altında toplanmaya başlamıştır..


Bu akp dizisinden ötürü merak saldım Osman gazi/bey kimdir? okumaya devam edeceğim ve anlayabildiğim ve kendimce sağlam bulduğum görüşleri bu başlıkta paylaşacağım..

Bu eserlerin telifinde muhtemelen gazâ ve cihad ruhunu canlı tutmak, halkı gazâya teşvik etmek gibi kutsal bir sebep söz konusudur. Zira bunlarda gazâ ideali canlı şekilde anlatılmış, eski oğuznâmelerde görüldüğü gibi alplik, yiğitlik, cesaret ve kahramanlık temaları üzerinde fazlaca durulmuş, başta padişahlar savaşanların her biri gazi diye anılmıştır. O dönem popüler tarihçiliğinin bir ürünü sayılabilecek tevârîh-i Âl-i Osmân yazma geleneğinin XVI. yüzyıl ortalarına kadar, hatta daha sonraki yüzyılda devam ettiği söylenebilirse de yeni fetihlerin gerçekleşmemesi dolayısıyla bu türün telifine de son verilmiştir.


**


Halil İnalcık hocadan Osman Gaziyi anlatıyor ikinci link.. Sadece bu linki okuyan biri bile gerçeklerle sunni masallar arasındaki çelişkileri apaçık görebilir. hak ve adalet gibi dini kavramların (yüceleştirilmiş/mitoslaşmış kavramlarda diyebiliriz) yeryüzünde asla varolmadığını ve varolamayacağını anlayabilir..bu iki kavram ancak zihinlerde -subjektivizmi kutsayarak-varolabilirler..

Sunni İslamcıların en büyük hilelerinden biride; yarattıkları asla ulaşılamayacak ideal insan-ideal toplum ütopyası üzerinden diğer insanları ve olayları yargılamak ve yorumlamaktır.. ve buna hakikat derler..Tanrısal hakikat hemde..ancak Tanrıları bile bu ideallere uyamaz..şiddeti,ölümü ve savaşı bir şekilde helal-caiz,meşru kılmak zorunda kalır..

Osmanlıyı arap-kabile-islam devleti gibi gösterme çabasında olan tarih cahili bir kesim yaşıyor ülkemizde.
Osmanlı Türk oğlu Türk devletidir!
Arapla veya arabın diniyle bir alakası yoktur.

Maraş dondurmacısı kılıklı tipler veya din tüccarları ne kadar uğraşırsa uğraşsın bu gerçeği değiştiremeyecekler.
İlber Ortaylı'nın da dediği gibi; "Osmanlı bunları sopayla kovalardı."

ls2' Alıntı:

bu menkıbe tadındaki masalın kaynagı muhtemelen dergahlar/tarikatlardır.

Genişletmek için tıkla ...

Osmanlı bunları hiç sevmezdi. Bu geçeği dincilerin kendileri de farkında.
Yatıp kalkıp Atatürk'e şükretsinler. Osmanlı'da namaz kılma oranı bile Türkiye'den daha azdı.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

“Daha ilk derste belli oldu ki bölükte, hangi dinden olduğumuzu bile doğru dürüst bilen bir kişi yok. Bir gün askerlere sordum:

– Bizim dinimiz nedir?

Hepsinin bir ağızdan, ‘Elhamdü-l-illâh Müslümanız’ diye cevap vereceklerini sanıyordum. Fakat öyle olmadı, cevaplar karıştı. Kimisi ‘İmamı âzam dinindeniz’, kimisi ‘Hazreti Ali dinindeniz’ dedi. Kimisi de hiçbir din tayin edemedi. Arada, ‘İslâmız’ diyenler de çıktı ama ‘Peygamberimiz kimdir?’ deyince, onlar da pusulayı şaşırdı. Akla gelmez peygamber isimleri ortaya atıldı. Hatta birisi, ‘Peygamberimiz Enver Paşa’dır’ bile dedi.

İçlerinden peygamberin adını duymuş olan birkaçına da, ‘Peygamberimiz sağ mıdır, ölü mü?’ deyince, iş gene çatallaştı. Herkes aklına gelen cevabı veriyordu. Bir kısmı sağ, bir kısmı ölüdür tarafını tuttu. Fakat birisinin kuvvetle konuştuğunu yahut bir tarafın daha ağır bastığını görünce, diğer tarafın da kolayca o tarafa kaydığı görülüyordu.

‘Peygamberimiz sağdır’ diyenlere, ‘O halde hangi şehirde oturur?’ diye sordum. Cevaplar tekrar karıştı. Onu İstanbul’da, Şam’da yahut Mekke’de yaşatanlar oldu. Hiçbir yer tayin edemeyenler daha çoktu.

‘Peygamberimiz ölmüştür’ diyenlere de ‘Ne zaman ölmüştür?’ denildiği zaman bu sefer onlar şaşırdılar. Yüz sene önce, beş yüz sene önce, bin sene önce diye gelişigüzel cevaplar verenler oluyordu. Fakat çoğu vakit tayin edemiyordu.

Dinimizin adı ve peygamberimiz bilinmediği gibi, din ilkelerini ve ibadetleri doğru dürüst bilen kimse de çıkmadı. Ezan dinlemişlerdi. Fakat ezan okumayı bilen yoktu. Namaz kılan bir iki kişi çıktı. Onlar da namaz surelerini yanlışsız okuyamadı. Daha garibi, niçin namaz kıldıklarını bir türlü anlatamadılar.

Genişletmek için tıkla ...

@Mantıksız, Osmanlı'nın tarikatları sevmediğine dair ne örnek verebilirsin mesela, tam tersine Osmanlı tasavvuf ile iç içe olmasında dolayı eleştirilir.

true blue' Alıntı:

@Mantıksız, Osmanlı'nın tarikatları sevmediğine dair ne örnek verebilirsin mesela, tam tersine Osmanlı tasavvuf ile iç içe olmasında dolayı eleştirilir.

Genişletmek için tıkla ...

Padişahların "içoğlanları" hakkında ne düşünüyorsun? Samimi bir kişi bu "içoğlanı" olayından padişahların birer firavun olduğunu rahatlıkla anlayabilir.
Tevrat'ın çıkış bölümünde firavunun yahudi kızlarına ilgisinden de bahsedilir ama küçük erkek çocuklarına tecavüzünden hiç bahsetmez. Sanırım bizim padişahlar cinsellikte Mısır firavunlarını da aşmışlar.

true blue' Alıntı:

@Mantıksız, Osmanlı'nın tarikatları sevmediğine dair ne örnek verebilirsin mesela, tam tersine Osmanlı tasavvuf ile iç içe olmasında dolayı eleştirilir.

Genişletmek için tıkla ...

Tarikatçılıkla osmanlıcılıkla filan İslam olmuyor. Kendine "Evlad-ı Fatihan" diyen kesimin osmanlı kafasıyla uzaktan yakından alakası yok.
"Gerçek İslam" bu diyarlarda hiç yaşanmamış gibi görünüyor.