Fatih Altaylı

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Köşe Yazıları kategorisinde Objectivity tarafından oluşturulan Fatih Altaylı başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,210 kez görüntülenmiş, 5 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Köşe Yazıları
Konu Başlığı Fatih Altaylı
Konbuyu başlatan Objectivity
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Kendi adıma bu cezayı sonuna kadar destekliyorum. Apartman önü ya da sokak aralarında araba park eden vatandaş yüzünden, adım atacak yer kalmıyor. Kaldırımlar sürücüler tarafından işgal edilmiş durumda ve sırf otopark parası vermemeye çalışanlar yüzünden, insanlar caddeden yürümek zorunda kalıyor ve her an bir araç çarpma riski ile karşı karşıyalar.

Otopark varken bile para ödememek için sokaklara, caddelere ya da kaldırımlara park ediyorlar ki böylece ceza ödememek için paşa paşa artık otopark kullanmayı da öğreneceklerdir. Harika bir uygulama olmuş. Vatandaş da resim çekip, WhatsApp ihbar hattından iletebiliyordu zaten ve böylece bazı araç sahipleri daha dikkatli olup, kendi keyiflerine başkalarının haklarını ihlal etmemeleri gerektiğini anlayacaklardır. Ambulans çağrılsa, araçlar yüzünden hastaya ulaşamıyor.

Hep söylüyoruz, her insan üzerine düşeni yapsa ve başkalarının haklarını ihlal etmemeyi başarabilse, cezalara da gerek kalmayacaktır ama ne mümkün...

Ülkemizde maalesef cezalar olmadan, bazı insanlar üzerine düşeni yapamıyor. Kıbrıs'ta ya da İngiltere'de yaya geçidine geldiğiniz an, araçlar yavaşlar ve sizin geçmenizi bekler. Bizde ise yaya geçidinde bırakın yol vermeyi, kazara biri yol verirse de arkadan gelen diğer araç üzerinizden geçer. Cezalara ve kurallara rağmen bu kadar hak ihlali oluyorsa, nerede yanlış yaptığımızı düşünmemiz gerekiyor.


***

Nefese de ceza gelecek mi! / Fatih Altaylı - 29.11.2018

Birkaç hafta önce “Aman dikkat edin. Artık her şeye ceza yazacaklar” diye sürücüleri uyarmıştım.

Boşuna uyarmışım.

Dikkat etseniz de, etmeseniz de ceza gelecek.

Artık gece evinin önüne park eden vatandaşlara bile park cezası yazmaya başlamışlar.

Ve iddiaya göre gece bekçilerine bile makbuz verilmiş, cezaları onlar yazıyormuş.

Pes artık.

İyi de bu vatandaş nereye park edecek, arabasını neresine sokacak biri anlatsın.

Belediyenin otopark yönetmeliğine göre her apartman, daire sayısı kadar otopark yapmak zorunda. Projede otopark yoksa ruhsat verilmiyor.

Ancak belediyeler bu durumu bir gelir kapısına çevirmişler.

Belirli bir para karşılığında otoparksız inşaat izni veriyorlar.

Karşılığında belediye park yapacak sözde.

Yok tabii öyle bir park.

Türkiye’de trafiğe kayıtlı araç sayısı yaklaşık 20 milyon. Bunun 5’te biri İstanbul’a kayıtlı.

Yani en az 4 milyon.

Buna karşın İstanbul’da toplam otopark sayısı, AVM’si, hastanesi, iş merkezi dahil 669 bin.

Üstelik bunların dağılımı da uygun değil. Yönetmeliğe göre vatandaşa evine veya iş yerine en fazla 250 metre mesafede otopark yeri sağlanması lazım.

Bunlar olmadığı için vatandaş da bulduğu yere park etmek zorunda.

Ve şimdi o vatandaşa ceza kesiliyor.

Pek yakında soluduğumuz havaya da vergi, nefes verirken çıkardığımız karbondioksite de “Çevre kirletme cezası” kesilirse kimse şaşırmasın.

 
Son düzenleme:

İnci Birinci

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
24 Haz 2014
Mesajlar
636
Tepkime puanı
5
Puanları
18
En çok yakındığımız konuların başında trafik kurallarına uyulmaması nedeniyle maddi veya can hasarlı trafik kazaları geliyor.
Ayrıca yolda yürürken uygunsuz park eden araçlara söverken iyiyiz.
2 adımlık yere araçla gidip,park yasağı yapıp cafede çay,kahve içenlere(mümkün olsa WC'ye bile arabayla gidecek diye dalga bile geçip)söverken de iyiyiz.
Vakit nakittir;iyi güzel de,hastanede,bankada,bankamatikte vs.sıra beklerken acelesi olmayan tek vatandaş yoktur.Ama işini hallettikten sonra,sırada beklediği zamanın iki,üç katını ayaküstü sohbet ederek zayi edenlere sözümüz olmaz.

Hep söylediğim söz şudur;trafik polisi benim canımın bekçiliğini yapmak zorunda değil.Ben de dikkat etmek zorundayım.

Yaya önceliği güzel bir uygulama,ama bunun da nezaketi var.Yaya geçidi dışında ve ya 2 adım ötede üst geçit varken caddeden geçene yol verdiğimde yayanın sallana sallana gitmesi ve trafiği durdurması hoş mu?

Trafik cezalarını araştırdım,gece bekçisine ceza kesme yetkisi verildiğine dair bir hükme rastlamadım,halen araştırıyorum.Çünkü benim ülkemde maalesef yalan haber yapma(yalancı habercinin itibar görmesi)provoke etme ve algı yönetimi çok moda.Algıya kurban olan sazan sayımız da hiç az değil...

Bunların çözümü eğitim diyeceğimde;dün haberlere düşen (1.Kasım tarihli)trafik kontrolüne takılan,muayenesi yapılmamış araç kullanan,araçta telefonla konuşan ve emniyet kemerini takmamış ,Haliç Ünv.Öğretim Üyesinin çığlıklı opera sahnesini gördükten sonra neyi nereye koyacağımı şaşırdım.

Ne dersiniz artık at gözlüklerimizi çıkartıp,objektif bakalım mı?



 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
En çok yakındığımız konuların başında trafik kurallarına uyulmaması nedeniyle maddi veya can hasarlı trafik kazaları geliyor.
Ayrıca yolda yürürken uygunsuz park eden araçlara söverken iyiyiz.
2 adımlık yere araçla gidip,park yasağı yapıp cafede çay,kahve içenlere(mümkün olsa WC'ye bile arabayla gidecek diye dalga bile geçip)söverken de iyiyiz.
Vakit nakittir;iyi güzel de,hastanede,bankada,bankamatikte vs.sıra beklerken acelesi olmayan tek vatandaş yoktur.Ama işini hallettikten sonra,sırada beklediği zamanın iki,üç katını ayaküstü sohbet ederek zayi edenlere sözümüz olmaz.

Hep söylediğim söz şudur;trafik polisi benim canımın bekçiliğini yapmak zorunda değil.Ben de dikkat etmek zorundayım.

Yaya önceliği güzel bir uygulama,ama bunun da nezaketi var.Yaya geçidi dışında ve ya 2 adım ötede üst geçit varken caddeden geçene yol verdiğimde yayanın sallana sallana gitmesi ve trafiği durdurması hoş mu?

Trafik cezalarını araştırdım,gece bekçisine ceza kesme yetkisi verildiğine dair bir hükme rastlamadım,halen araştırıyorum.Çünkü benim ülkemde maalesef yalan haber yapma(yalancı habercinin itibar görmesi)provoke etme ve algı yönetimi çok moda.Algıya kurban olan sazan sayımız da hiç az değil...

Bunların çözümü eğitim diyeceğimde;dün haberlere düşen (1.Kasım tarihli)trafik kontrolüne takılan,muayenesi yapılmamış araç kullanan,araçta telefonla konuşan ve emniyet kemerini takmamış ,Haliç Ünv.Öğretim Üyesinin çığlıklı opera sahnesini gördükten sonra neyi nereye koyacağımı şaşırdım.

Ne dersiniz artık at gözlüklerimizi çıkartıp,objektif bakalım mı?


Ceza kesenin bekçi mi yoksa polis mi olduğunun önemi olacağını sanmıyorum sonuçta gece vardiyasında çalışan trafik zabıta ekipleri de kesebilir. Park konusunda sürücülere bazı cezalar artık zorunlu olmaya başladı çünkü dediğim gibi, kaldırım ve sokak işgalinin önüne geçmek gerekiyor. Geçen gün kendi oturduğum semtte bir ambulansın sokağa giremediğine şahit oldum çünkü sağlı sollu araba park edilmişti. Hastaya ulaşabilmek için sokakta sedye taşıyıp, tekrar ambulansa gelene kadar 15-20 dakika kaybettiler ve bir insan hayatı riske girdi. Yangın çıksa itfaiye de giremeyecekti.

Gece ya da gündüz hiç fark etmez, keyfi park sorununa bir çözüm bulmak zorundalar.

Yaya geçidi olan yerde üst geçit olmuyor ki, arada çok mesafe oluyor. Üst geçit varsa yaya geçidini kaldırıyorlar diye biliyorum. Yaya geçidinde yavaş yürüyen bir insanın da bunu kasıtlı yapacağına ihtimal vermiyorum, belki ayağını burkmuştur ya da ameliyatlı bir insandır ve hızlı hareket edemiyordur.

Videodaki akademisyen de büyük ihtimalle şoka girdi ve o şekilde bağırdı, bilemiyorum.

Sonuç olarak trafik kurallarına uyma konusunda ciddi tedbirler alınmalıdır. Geçen gün oturduğum mahallede 18 yaşında 4 genç, annelerinden anahtar alıp biraz dolaşmak isterken, ne yazık ki çok hızlı gittikleri için, halk otobüsü ile çarpışıp hayatlarını kaybettiler. Kurallar insan hayatını korumak için konuyor ve uymayanları da ceza ile yola getirmeye çalışıyorlar, keşke her insan bilinçli davranabilse fakat olmuyor işte. Eğitimle beraber farkındalık da sağlanmalı ki cezalara gerek olmadan her insan üstüne düşeni yapabilsin.

 

İnci Birinci

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
24 Haz 2014
Mesajlar
636
Tepkime puanı
5
Puanları
18
Anlayış ve hoşgörü eskisi kadar olmasa da bende de var,ama sanırım siz oldukça gençsiniz.Gençken insanlara daha kendisi gibi bakıyor.Yaşadıkça biraz fazla iyi niyetle yaklaştığınızı öğreniyor,insanları daha iyi tanıyor insan.Ben de doğal olarak yaşamımda hem sürücü hem yaya olan biriyim.Sürücüyken yayalara,yaya iken sürücülere anlayışlı ve saygılı davranmaya çok özen gösteririm.Ama emin olun sizin dediğiniz durum çok nadir.Belirttiğim hareketi yapanlar çoğunlukla gençler.Ellerinde telefona baka baka ya da arkadaşla sohbette aheste aheste...Yaşlı,çocuklu veya hasta görünüşlülere zaten anlayış ve hoş görüm sonsuz.
Yolu kapatan park nedeniyle Ambulans ve İtfaiye araçlarının ulaşım sorunu ancak empati yapılarak çözülebilir. Bu durum seyir halindeki trafik için de geçerli.İnsanlarımız genelde duyarsız.

Akademisyen konusu;düşünsenize trafikte devamlı kontroller yapılır ki yapılmalı,herkes öyle bağırsa işin içinden çıkılır mı?Kendinizi trafik polisi olarak düşünün..Yani ben şok durumuna pek inanmıyorum.3 suç bir arada ve çığlık çığlığa bağırmak cinnet hali demektir ve tehlike arz eder.Biraz farklı yönden popüler olma isteği olabilir:)

Yaya geçidi ya da az ileride üst geçit varken demiştim:))

Magazin dünyasını düşünün,gece yarısı klüpten sarhoş çıkıyorlar,alkol muayenesine denk geldiklerinde arabanın içinde kaç kişi varsa hengame çıkarıyorlar.

Keşke insan olabilme konusunda farkındalık sağlansa ve gerekli bilinç sağlanabilse de,ne cezaya,ne polise,ne hakeme ne hakime,mahkemeye gerek kalmadan insan gibi yaşayabilsek..

Bu tür sosyal kargaşalar sadece bizim değil,çoğu ülkenin sorunu aslında.Dilerim hallolur,ama zor görünüyor.
 

Kulleteyn

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Kas 2018
Mesajlar
18
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hergün okuyorum yazılarını. Son zamanlarda saçmalayamaya başladı. Hayırlısı olsun ne diyelim.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Anlayış ve hoşgörü eskisi kadar olmasa da bende de var,ama sanırım siz oldukça gençsiniz.Gençken insanlara daha kendisi gibi bakıyor.Yaşadıkça biraz fazla iyi niyetle yaklaştığınızı öğreniyor,insanları daha iyi tanıyor insan.Ben de doğal olarak yaşamımda hem sürücü hem yaya olan biriyim.Sürücüyken yayalara,yaya iken sürücülere anlayışlı ve saygılı davranmaya çok özen gösteririm.Ama emin olun sizin dediğiniz durum çok nadir.Belirttiğim hareketi yapanlar çoğunlukla gençler.Ellerinde telefona baka baka ya da arkadaşla sohbette aheste aheste...Yaşlı,çocuklu veya hasta görünüşlülere zaten anlayış ve hoş görüm sonsuz.
Yolu kapatan park nedeniyle Ambulans ve İtfaiye araçlarının ulaşım sorunu ancak empati yapılarak çözülebilir. Bu durum seyir halindeki trafik için de geçerli.İnsanlarımız genelde duyarsız.

Akademisyen konusu;düşünsenize trafikte devamlı kontroller yapılır ki yapılmalı,herkes öyle bağırsa işin içinden çıkılır mı?Kendinizi trafik polisi olarak düşünün..Yani ben şok durumuna pek inanmıyorum.3 suç bir arada ve çığlık çığlığa bağırmak cinnet hali demektir ve tehlike arz eder.Biraz farklı yönden popüler olma isteği olabilir:)

Yaya geçidi ya da az ileride üst geçit varken demiştim:))

Magazin dünyasını düşünün,gece yarısı klüpten sarhoş çıkıyorlar,alkol muayenesine denk geldiklerinde arabanın içinde kaç kişi varsa hengame çıkarıyorlar.

Keşke insan olabilme konusunda farkındalık sağlansa ve gerekli bilinç sağlanabilse de,ne cezaya,ne polise,ne hakeme ne hakime,mahkemeye gerek kalmadan insan gibi yaşayabilsek..

Bu tür sosyal kargaşalar sadece bizim değil,çoğu ülkenin sorunu aslında.Dilerim hallolur,ama zor görünüyor.

Yaş farkı bazı görüş ayrılıklarına sebep olabilir ancak yaşanmışlıklarla edinilen tecrübe pek yaşa bakmaz. Nice insanlar tanıyorum yaşı çok genç olduğu halde olgun fikirlere sahip fakat tam tersi yaşına rağmen cahilce davrananlar da var. Aile terbiyesi ile başlıyor her şey ve kişinin kendini geliştirmesi ile alakalı olarak hayat boyu devam ediyor.

Üst geçit konusunda şöyle bir sıkıntı oluyor çoğu zaman, bazı insanlar merdiven çıkmakta çok zorlanıyorlar yani bu yaşla ilgili değil, diz kapağında sorun olan birisi kolay kolay merdiven çıkamaz. Bu insan yaya geçidini kullanıyorsa, tazı gibi koşmasını da bekleyemeyiz. :)

Dünyanın her yerinde bu yaya geçidi kavgaları yaşanıyor fakat bizim ülkemizde çok daha fazla ne yazık ki. Çoğu sürücü çok sabırsız ve öndeki araç beklese bile, arkadakiler korna çalıyor. Rusya'dan bir örnek verelim. Bahsettiğiniz tarzda yavaş geçen gençlere dayak atan bir sürücü örneği bu ve onları korumaya çalışan başka bir vatandaşın karışması ile büyüyen bir kavga...




Akademisyenin durumu ise -ilk yorumumda da da ifade ettiğim gibi- dışarıdan göründüğü şekilde değilmiş yani kadıncağız gerçekten sinir krizi geçirmiş ve bu her insanın başına gelebilir. Kim haklı kim haksız bilemeyiz fakat tepkisi ne kadar aşırı görünürse görünsün, sosyal medyada alaya alıp linç etmeye çalışanların da yaptığı hoş değildi.

***

Ehliyetsiz araç kullandığı için ceza kesildi' denilmişti: Gerçek öyle çıkmadı.

İstanbul Balat'ta trafik polisleri tarafından ehliyeti olmadığı için ceza yazıldığı ve buna tepki göstererek bağırdığı belirtilen öğretmenin, ehliyetinin kırık olduğu gerekçesiyle ceza yazılmasına tepki gösterdiği ortaya çıktı.

Polisler tarafından çekilerek sosyal medyadan yayınlanan görüntülerdeki kadının, İstanbul'da bir vakıf üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yapan Dr. Özlem Atan Tarlacı olduğu öğrenildi. Dr. Tarlacı'nın bir öğrencisi, Ekşi Sözlük'te açıklama yaparak, olayın içyüzünün yansıtıldığı gibi olmadığını belirtti.

Dr. Özlem Atan Tarlacı'nın öğrencisi, yaptığı açıklamada, Tarlacı'nın gerek derslerde, gerekse ders dışında son derece sakin ve anlayışlı olduğunu belirterek, olayın iç yüzünü paylaştı.

Dr. Tarlacı'yı telefonla arayarak bilgi aldığını aktaran öğrencisi şu açıklamayı yaptı:

"Olay tahmin ettiğim gibi kamuoyuna yansıtılandan çok farklı şekilde bizzat hoca tarafından anlatıldı, şu an kendisi savcılıkta, kendisinin söylediklerini sözlükte duyuracağımı belirttiğim ve kabul ettiği için burada paylaşıyorum, sizlerden ricam Twitter ve diğer sosyal medya uygulamalarında kendisine gerekilen desteği vermenizdir, çok klişe olacak biliyorum ama bu olayı sizin bir yakınınızın yaşamaması sadece tesadüftür.

Özlem Hoca konuşmamızda olayı şu şekilde anlattı:

"Üniversitede gerçekleşen önemli bir toplantıya yetişmek üzere aracımı sürüyordum, bu esnada trafik polisi durmamı istedi, ehliyet ve ruhsatı kendilerine verdiğimde ehliyetimin kırık olduğunu öne sürerek bu ehliyeti kabul etmeyeceklerini bildirdiler, kendilerine ehliyetimin olduğunu ve ehliyetsiz araba kullanmaktan ceza veremeyeceklerini söyledim, önemli bir toplantıya yetişmek durumunda olduğumu belirttim, kendileri bana herhangi bir şey söylemeden uzun bir süre beklettiler, kendimi tanıtarak sizin gibi bir çok polis öğrencim var bana saygıda kusur etmezler, ben sizleri onlardan ayırmıyorum dedim, o sırada polis 'bana ne öğretmensen, hocaysan' dedi ve ehliyetim olmasına rağmen ehliyetsiz araba kullanmaktan ceza kesti, uzlaşmacı bir tavırla memur olduğunu sabit bir gelire sahip olduğumu bu cezanın hem ağır hem de lüzumsuz olduğunu söyledim diğer polis cebinden çıkardığı telefonla beni videoya kaydetmeye başlayınca sinir krizi geçirdim, ben de polis memurlarının ve polis arabasının fotoğraflarını çektim, toplantıya gitmek üzere yola koyuldum aradan 1 ay geçtikten sonra video görüntülerinin basına servis edildiğini üzülerek öğrendim, hukuki olarak sürecin takipçisi olacağım."

Kaynak:
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst