Anayasa Değişikliği Nedir ve Nasıl İncelenmelidir?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Düzyazı kategorisinde Celebhol tarafından oluşturulan Anayasa Değişikliği Nedir ve Nasıl İncelenmelidir? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,405 kez görüntülenmiş, 12 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Düzyazı
Konu Başlığı Anayasa Değişikliği Nedir ve Nasıl İncelenmelidir?
Konbuyu başlatan Celebhol
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

Maimonides

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Şub 2017
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Dostum sen adaleti ...yapmış adamsın bu yazıyı yazsan ne olur yazmasan ne olur.
Ben isimli şiirini okudum adaleti..... yapan birisi bu yazıyı yazamaz yazsa da işlevi olmaz,kapiş.

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:12 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 19:51 ----------

7 Ağustos 2016 Pazar

Ben

Adaleti s... ve bununla övündüm,
Demokrasi adına, hepinizi öldürmeye yemin içtim.
Barış adına, yalan tohumlarımı,
Hepinizin yüreklerine işledim.

Ben adaletim! Ben ışığım!
Ben akım, ak!
Ben paranın gücüyüm,
Ben işlevselliğim.
Ben rahatlığın sesiyim,
Ben cehaletin hakimiyim,
Ben hepinizin içindeyim.
Ben her zaman aklınızdayım.
İzliyorum bir köşeden,
Acınası hayatlarınızı.
Bekliyorum, sonunuzun geleceği anı,
Ortak iyi adına, kanınızı akıtacağım dakikayı.

Ben gerçeğim, ben yalanım.
Ben savaşım, ben barışım.
Ben, kafanızın içindeki o sesim,
Geleceği şekillendiren,
Geçmişi yeniden yazanım.

Ben mağdurum ve azmettiriciyim,
Ben katilim ve masumum.
Ben, mantığa sığmayanım.
Ben, evrene tecavüz etmek isteyenim.
Ben, var olan her şeyden nefret edenim,
Ama onu seviyorum.

Ben, gerçeğin efendisiyim.
Yalanla ona söz geçiren,
Size istediğimi verenim.
Ben, çağlar boyunca olmuş olanım,
Ben kötüyüm, bu dünyanın gerçeğiyim.
İyilik adına hepinizi öldüren ve öldürtenim,
Ben, her zaman kazananım,
Ve bir kez daha kazanacağım.

Gönderen Celebhol zaman: 19:02:00 Hiç yorum yok:

 

tran

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
7 Şub 2017
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Anayasa Mahkemesi Emekli Başkanlarından Yekta Güngör Özden'in bir röportajında dediklerine katılıyorum.

Anayasa değişikliğinin halkoylamasına ilişkin sürece dair eleştirileriniz var mı?

Elbette var. Anayasa değişikliğinin halkoylamasına ilişkin eleştirilerimi maddeler halinde sıralıyayım:

1-18 madde bir oyla saptanmamalı, ayrı ayrı oya sunulmalıydı. Yarı yarıya evet ve hayır denilen maddeler bir oyla değerlendirilmiş, benimsenmeyenler de kabul edilmiş olur.

2-Teknik konular halkoylamasına sunulmamalıdır. Bir kişinin seçilmesi ya da bir konunun belirlenmesi gibi yalın olmayan özel konuda köydeki bir yurttaşla anayasa profesörünün oyları nasıl bir olur. İktidar, ilgisizlere ve konuda bilgisi olmayanlara dayanarak sonuç almak istiyor ve bunu gerçekçi buluyor. Biçim, özün üstüne çıkamaz.

Yekta Güngör Özden
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Banu Avar 2013 yılında Freedom House hakkında bir yazı ve video paylaşmıştı facebook sayfasında ve bu oluşumun "küresel çetenin" hizmetinde çalıştığını ifade etmişti. Bu örgüt yine sahneye çıktı madem hedefte biz mi varız?

 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Dijital;

Diyelim ki bize karşı küresel bir çete var . peki bunlara karşı milli bir duruşu Akp mi gösteriyor? veya Chp veya Mhp. bu partilerin hepsi ağır zan altında bana göre. hiçbiri bağımsız,milli ve halkçı durmuyor.hiçbiri dava adamı olacak karakterde değil. hepsi dünya nimetlerinden sonuna kadar faydalanıyor. bu siyasetçi profillerine güvenmiyorum..

Hdp yi saymadım ama o zaten pkk ile birlikte amerikan uşağı olduğunu çok belli etti..
 
Son düzenleme:

Celebhol

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
17 Eyl 2016
Mesajlar
83
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Banu Avar 2013 yılında Freedom House hakkında bir yazı ve video paylaşmıştı facebook sayfasında ve bu oluşumun "küresel çetenin" hizmetinde çalıştığını ifade etmişti. Bu örgüt yine sahneye çıktı madem hedefte biz mi varız?


Yani bu kadar büyük bir iddiada bulunacaklarsa daha sağlam kanıtlar gerekiyor. Örneğin, Freedomhouse'un kullandığı veritabanları ve özgürlük krititerleriyle bir eleştiri getirilebilirdi. Eğer bunları haklı bir şekilde eleştirmiş ve taraflı, bir amaca hizmet eder şekilde çarptırılmış olduklarını gösterseydi, Banu Avar'a hak verirdim. Bunun yerine yaptıkları şunlar;

- Türkmenistan'dan birisini çıkarıp "Bizi sevmiyorlar," dedirttiriyor. Aynısını herhangi bir ülkeden, herhangi birisine de yaptırtabilirler. "Dış mihraklar bizi sevmiyor," söylemi çok moda bir şey. Kısacası, tek bir kişinin öznel görüşünün hiç bir geçerliliği yok. Ek olarak, Türkmenistan'ın sivil toplum örgütlerine kapalı olması, özgürlük açısından bir şey ifade etmiyor mu?

- Amerikan kültürünü dünyaya tanıtmak isteyen bir kızı emperyalist bir güçmüş gibi gösteriyor. İnsanın kendi kültürünü başkalarına tanıtmak istemesinde yanlış olan ne var? Bunun Freedomhouse'la tam olarak bağlantısı ne, "Her yabancının aktivitesi, bir düşman aktivitesidir," mentalitesinden öte?

Yaptığı iki şey tamamen bu. Ne bir verisel destek var, ne de elle tutulur bir kanıt. Eğer Banu hanımın araştırmadan anlayışı buysa, kendisine yeni bir meslek bulmalı. Alakalı bir not olarak, Freedomhouse'un haritasına bakıldığında özgürlük değerlerinin yerinde olduğunu görürsünüz. Afrika ülkeleri özgür değil diye geçiyor, ki kan gövdeyi götüren, baskıcı rejimlerle dolular. Türkiye yarı özgür bir ülke çünkü sebebi malum. Orta doğunun geri kalanındaki skorlar da bu yüzden anlaşılır. Rusya da Putin otokrasisi yüzünden yarı özgür. Adam gazetecileri vurdurtup, eşcinsel haklarına vs. karşı olan birisi. Çin'in baskıcılığı da bariz, internetleri bile aşırı derecede sansürlü.

Demiyorum ki, batının yaptığı her şeye güvenmeliyiz ama yabancı olan her şey de şeytani değil.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Yani bu kadar büyük bir iddiada bulunacaklarsa daha sağlam kanıtlar gerekiyor. Örneğin, Freedomhouse'un kullandığı veritabanları ve özgürlük krititerleriyle bir eleştiri getirilebilirdi. Eğer bunları haklı bir şekilde eleştirmiş ve taraflı, bir amaca hizmet eder şekilde çarptırılmış olduklarını gösterseydi, Banu Avar'a hak verirdim. Bunun yerine yaptıkları şunlar;

- Türkmenistan'dan birisini çıkarıp "Bizi sevmiyorlar," dedirttiriyor. Aynısını herhangi bir ülkeden, herhangi birisine de yaptırtabilirler. "Dış mihraklar bizi sevmiyor," söylemi çok moda bir şey. Kısacası, tek bir kişinin öznel görüşünün hiç bir geçerliliği yok. Ek olarak, Türkmenistan'ın sivil toplum örgütlerine kapalı olması, özgürlük açısından bir şey ifade etmiyor mu?

- Amerikan kültürünü dünyaya tanıtmak isteyen bir kızı emperyalist bir güçmüş gibi gösteriyor. İnsanın kendi kültürünü başkalarına tanıtmak istemesinde yanlış olan ne var? Bunun Freedomhouse'la tam olarak bağlantısı ne, "Her yabancının aktivitesi, bir düşman aktivitesidir," mentalitesinden öte?

Yaptığı iki şey tamamen bu. Ne bir verisel destek var, ne de elle tutulur bir kanıt. Eğer Banu hanımın araştırmadan anlayışı buysa, kendisine yeni bir meslek bulmalı. Alakalı bir not olarak, Freedomhouse'un haritasına bakıldığında özgürlük değerlerinin yerinde olduğunu görürsünüz. Afrika ülkeleri özgür değil diye geçiyor, ki kan gövdeyi götüren, baskıcı rejimlerle dolular. Türkiye yarı özgür bir ülke çünkü sebebi malum. Orta doğunun geri kalanındaki skorlar da bu yüzden anlaşılır. Rusya da Putin otokrasisi yüzünden yarı özgür. Adam gazetecileri vurdurtup, eşcinsel haklarına vs. karşı olan birisi. Çin'in baskıcılığı da bariz, internetleri bile aşırı derecede sansürlü.

Demiyorum ki, batının yaptığı her şeye güvenmeliyiz ama yabancı olan her şey de şeytani değil.

Şeytani bir örgüt olabilir mi? Bilemiyorum, arkasında CIA varsa şeytani olma ihtimali çok yüksektir. Banu Avar, araştırmalarını kaynakları ile beraber sunar fakat bu videoyu yayınladığı zaman hangi kaynakları sundu, hatırlamıyorum ancak Facebook veya Twitter üzerinden kendisine yöneltilen sorulara cevap veriyor. İyi bir araştırmacı ve gerçek bir vatanseverdir.

Freedom House'ın arkasında CIA ve Amerika'nın neo-con diplomatları olduğu herkes tarafından biliniyor çünkü bu kuruluşun 2010 yılına kadar başkanlığını, eski CIA Başkanı James Woolsey yürütmekteydi daha sonra başkan olan David Kramer de aşırı cumhuriyetçi yönü bilinen bir kimseydi, sonrasında başkan olanlar da hep CIA bağlantılı ve ABD Dışişleri Bakanlığı kökenli kişilerdi. Bu durumda çok da masum bir yapıdan bahsedilebilir mi, bilemiyorum. Bütçesinin neredeyse %90'lık bölümü de ABD Dışişleri tarafından karşılandığına göre bu oluşum hakkında çok da iyimser olmamak gerekiyor.

Ülkemiz bir özgürlükler ülkesi değil o ayrı konu fakat dış güçlerin böyle dönemlerde bizi daha da özgür kılmaya çalışacaklarını düşünüyorsak da "hayal görüyoruz" demektir.

Dijital;

Diyelim ki bize karşı küresel bir çete var . peki bunlara karşı milli bir duruşu Akp mi gösteriyor? veya Chp veya Mhp. bu partilerin hepsi ağır zan altında bana göre. hiçbiri bağımsız,milli ve halkçı durmuyor.hiçbiri dava adamı olacak karakterde değil. hepsi dünya nimetlerinden sonuna kadar faydalanıyor. bu siyasetçi profillerine güvenmiyorum..

Hdp yi saymadım ama o zaten pkk ile birlikte amerikan uşağı olduğunu çok belli etti..

Kime güvenilecek peki Vatan Partisi'ne mi? Bir seçim yapmak durumunda olduğumuza göre içlerinden birini seçmek durumundayız. Yeni bir parti yeni bir lider mi bekliyorsun?
 
Son düzenleme:

Celebhol

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
17 Eyl 2016
Mesajlar
83
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şeytani bir örgüt olabilir mi? Bilemiyorum, arkasında CIA varsa şeytani olma ihtimali çok yüksektir. Banu Avar, araştırmalarını kaynakları ile beraber sunar fakat bu videoyu yayınladığı zaman hangi kaynakları sundu, hatırlamıyorum ancak Facebook veya Twitter üzerinden kendisine yöneltilen sorulara cevap veriyor. İyi bir araştırmacı ve gerçek bir vatanseverdir.

Freedom House'ın arkasında CIA ve Amerika'nın neo-con diplomatları olduğu herkes tarafından biliniyor çünkü bu kuruluşun 2010 yılına kadar başkanlığını, eski CIA Başkanı James Woolsey yürütmekteydi daha sonra başkan olan David Kramer de aşırı cumhuriyetçi yönü bilinen bir kimseydi, sonrasında başkan olanlar da hep CIA bağlantılı ve ABD Dışişleri Bakanlığı kökenli kişilerdi. Bu durumda çok da masum bir yapıdan bahsedilebilir mi, bilemiyorum. Bütçesinin neredeyse %90'lık bölümü de ABD Dışişleri tarafından karşılandığına göre bu oluşum hakkında çok da iyimser olmamak gerekiyor.

Ülkemiz bir özgürlükler ülkesi değil o ayrı konu fakat dış güçlerin böyle dönemlerde bizi daha da özgür kılmaya çalışacaklarını düşünüyorsak da "hayal görüyoruz" demektir.
Bir enstitü veya kurumun arkasında kim olduğu, yapılan araştırma düzgün sonuç verdiği sürece değişmez. Türkiye'de %100 TÜBİTAK destekli projeler var ve bu kurumun evrim karşıtı olduğu biliniyor fakat bu projelerde evrimsel çalışmalar yapılabiliyor. Önemli olan metodolojidir, onu kimi yaptığı değil. Bilimlerin de temeli budur zaten.

Freedomhouse'un metodolojisinin artıları ve eksiler hakkında bir değerlendirme var. İsteyen metodolojiyi kendisi de okuyabilir. Eklemeliyim ki, arkasında neo-conlar olduğu söylenilen bir grubun, özgürlük skalasında liberal değerlere fazla önem verebildiği gibi bir eleştiri de var, ki neo-conlar ve liberaller iyi geçinmez.

Okudunuz mu bilmiyorum ama sunulan raporlarda ülkelerin özgürlükleriyle ilgili güzel bir şekilde açıklama yapılıyor. Herhangi bir işgal gerekliliği vs. durumların lafı geçmiyor.

Bu sebeplerden dolayı, Banu Avar'ın eleştirisini mantıksız buluyorum çünkü öne sürdüğü sebepler, kurumun ortaya koyduğu bilgilerin yanlış olduğu hakkında hiç bir kanıt içermiyor. Oturaklı bir eleştiri yerine, ad hominem yapıyor. Kurumun arkasında neo-conlar olduğunu söylemek ve Banu Avar'ın bir vatansever olduğunu söylemek de aynı mantıksal yanıltma (Banu Avar kısmını, benim yorumum üstüme yaptınız ve normal bir sohbette önemli bir yorum olabilir fakat tartışmasal açıdan yanıltıcı) . Freedom House'un bilgilerinin sağlıksız olması ihtimali hakkında bir değeri yok.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bir enstitü veya kurumun arkasında kim olduğu, yapılan araştırma düzgün sonuç verdiği sürece değişmez. Türkiye'de %100 TÜBİTAK destekli projeler var ve bu kurumun evrim karşıtı olduğu biliniyor fakat bu projelerde evrimsel çalışmalar yapılabiliyor. Önemli olan metodolojidir, onu kimi yaptığı değil. Bilimlerin de temeli budur zaten.

Freedomhouse'un metodolojisinin artıları ve eksiler hakkında bir değerlendirme var. İsteyen metodolojiyi kendisi de okuyabilir. Eklemeliyim ki, arkasında neo-conlar olduğu söylenilen bir grubun, özgürlük skalasında liberal değerlere fazla önem verebildiği gibi bir eleştiri de var, ki neo-conlar ve liberaller iyi geçinmez.

Okudunuz mu bilmiyorum ama sunulan raporlarda ülkelerin özgürlükleriyle ilgili güzel bir şekilde açıklama yapılıyor. Herhangi bir işgal gerekliliği vs. durumların lafı geçmiyor.

Bu sebeplerden dolayı, Banu Avar'ın eleştirisini mantıksız buluyorum çünkü öne sürdüğü sebepler, kurumun ortaya koyduğu bilgilerin yanlış olduğu hakkında hiç bir kanıt içermiyor. Oturaklı bir eleştiri yerine, ad hominem yapıyor. Kurumun arkasında neo-conlar olduğunu söylemek ve Banu Avar'ın bir vatansever olduğunu söylemek de aynı mantıksal yanıltma (Banu Avar kısmını, benim yorumum üstüme yaptınız ve normal bir sohbette önemli bir yorum olabilir fakat tartışmasal açıdan yanıltıcı) . Freedom House'un bilgilerinin sağlıksız olması ihtimali hakkında bir değeri yok.

TÜBİTAK ile CIA ya da MI6'yı bir mi tutuyorsunuz? TÜBİTAK bir gizli servis olmadığına göre çok da şaşırmamak gerekiyor. Minareyi çalan kılıfı da hazır eder zaten, ne bekliyordunuz karda yürüyüp iz bırakacaklarını mı?

Kurumun yapısı, destekçileri ve yönetim kadrosu ortada olduğuna göre aksini iddia etmeniz çok ilginç. Siyasi bir yapılanmanın çok da iyi niyetler taşıyamayacağını fakat adı üstünde gizli bir örgütün güdümünde olduğu için de kolay kolay renk vermeyeceğini göz ardı etmemek gerekiyor ayrıca ABD'nin Assange'a karşı tutumunu ve bu yapının Assange konusunda hiç de tarafsız davranmadığını fark etmediniz mi?

Bu kuruluşun neye hizmet ettiğini daha iyi anlamak adına aşağıdaki linki incelemenizi tavsiye ederim.

CIA’s Hidden Hand in ‘Democracy’ Groups

 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Oy vermemekte demokratik bir tepkidir Dijital. gitme sandığa çok mu mühim :) Akp denen parti memleketin çivisini çıkarmaya başladığından beri sandığa gidiyorum ben. yoksa halka hizmet için siyaset yapan yok bu memlekette bana göre...
 

Celebhol

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
17 Eyl 2016
Mesajlar
83
Tepkime puanı
0
Puanları
0
TÜBİTAK ile CIA ya da MI6'yı bir mi tutuyorsunuz? TÜBİTAK bir gizli servis olmadığına göre çok da şaşırmamak gerekiyor. Minareyi çalan kılıfı da hazır eder zaten, ne bekliyordunuz karda yürüyüp iz bırakacaklarını mı?

Kurumun yapısı, destekçileri ve yönetim kadrosu ortada olduğuna göre aksini iddia etmeniz çok ilginç. Siyasi bir yapılanmanın çok da iyi niyetler taşıyamayacağını fakat adı üstünde gizli bir örgütün güdümünde olduğu için de kolay kolay renk vermeyeceğini göz ardı etmemek gerekiyor ayrıca ABD'nin Assange'a karşı tutumunu ve bu yapının Assange konusunda hiç de tarafsız davranmadığını fark etmediniz mi?

Bu kuruluşun neye hizmet ettiğini daha iyi anlamak adına aşağıdaki linki incelemenizi tavsiye ederim.

CIA’s Hidden Hand in ‘Democracy’ Groups

Attığınız linki daha önce okumuştum. İkincil kaynaklar veya kaynağı belirtilmeyen, ya da yanlışlanmış kaynakları baz alarak konuşuyor. CIA ve Freedom House arasında doğrudan hiç bir bağlantı yok. Devlet desteği almak, CIA ile eşitlik değildir. Zaten bu desteği USIAD'dan alıyorlar.

"Karda yürüyüp iz bırakacaklarını mı?" diye sormuşsunuz. Siz nasıl doğru bilgiye ulaşmayı planlıyorsunuz? Sosyolojik araştırmaların karakterini ve bilimsel yöntemin izlediği yolu biliyorsunuzdur herhalde. Bu yöntemle yapılmış bu sosyolojik araştırmaların yanlışlanmasının yolu, yine aynı yöntemden geçer. Ek olarak, artık günümüzdeki araştırmalarda çıkar çatışmaları varsa veriliyor, ki Freedom House zaten USIAD tarafından desteklendiğini raporlarında belirtmiştir. Bunun yerine, insanların doğrulanamaz görüşlerine ve sözde iddialara mı kulak vermek daha sağlıklı?

Kusura bakmayın fakat elle tutulur bir kanıt sunmak yerine, ikincil, hatta üçüncül kaynakları gösterek tartışıyor ve ana argümana değinmiyorsunuz bile. Eğer bu verilerin yanlışlandığını cidden göstermek isteseydiniz, bu konuda araştırmalar yapmış başka uluslararası örgütlerin verilerini ortaya koyardınız. Bilimsel yöntem bunu gerektirir fakat bunu yapmadınız. Yöntemsel daha sağlam bir kanıt göstermediğiniz sürece, tartışmaya devam etmenin bir anlamı yok. Zira burada doğrulanmış kaynaklarla bir tartışma değil, misinformasyon ve dezenformasyonla dolu anlamsız bir ad hominem "tartışması" yürütmeye çalışmak gibi bir amacım yok.

Not: TÜBİTAK ile CIA'i bir tutmadım. Bir örnek olduğu çok bariz bir karşılaştırmaydı ve bu lafı etmeniz garibime gitti bu yüzden. Yöntem düzgün uygulandığı sürece, arkasında kimin olduğu fark etmez babında bir örnekti ve bunu da açıkça belirtmiştim.
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Attığınız linki daha önce okumuştum. İkincil kaynaklar veya kaynağı belirtilmeyen, ya da yanlışlanmış kaynakları baz alarak konuşuyor. CIA ve Freedom House arasında doğrudan hiç bir bağlantı yok. Devlet desteği almak, CIA ile eşitlik değildir. Zaten bu desteği USIAD'dan alıyorlar.

"Karda yürüyüp iz bırakacaklarını mı?" diye sormuşsunuz. Siz nasıl doğru bilgiye ulaşmayı planlıyorsunuz? Sosyolojik araştırmaların karakterini ve bilimsel yöntemin izlediği yolu biliyorsunuzdur herhalde. Bu yöntemle yapılmış bu sosyolojik araştırmaların yanlışlanmasının yolu, yine aynı yöntemden geçer. Ek olarak, artık günümüzdeki araştırmalarda çıkar çatışmaları varsa veriliyor, ki Freedom House zaten USIAD tarafından desteklendiğini raporlarında belirtmiştir. Bunun yerine, insanların doğrulanamaz görüşlerine ve sözde iddialara mı kulak vermek daha sağlıklı?

Kusura bakmayın fakat elle tutulur bir kanıt sunmak yerine, ikincil, hatta üçüncül kaynakları gösterek tartışıyor ve ana argümana değinmiyorsunuz bile. Eğer bu verilerin yanlışlandığını cidden göstermek isteseydiniz, bu konuda araştırmalar yapmış başka uluslararası örgütlerin verilerini ortaya koyardınız. Bilimsel yöntem bunu gerektirir fakat bunu yapmadınız. Yöntemsel daha sağlam bir kanıt göstermediğiniz sürece, tartışmaya devam etmenin bir anlamı yok. Zira burada doğrulanmış kaynaklarla bir tartışma değil, misinformasyon ve dezenformasyonla dolu anlamsız bir ad hominem "tartışması" yürütmeye çalışmak gibi bir amacım yok.

Not: TÜBİTAK ile CIA'i bir tutmadım. Bir örnek olduğu çok bariz bir karşılaştırmaydı ve bu lafı etmeniz garibime gitti bu yüzden. Yöntem düzgün uygulandığı sürece, arkasında kimin olduğu fark etmez babında bir örnekti ve bunu da açıkça belirtmiştim.

CIA kökenli yönetici ve çalışanlardan oluşan bir kuruluşta CIA bağlantısı aramamak gerekiyor, çok haklısınız.

Doğru yapıldıktan sonra arkasında kimin olduğunun önemi yok derken, bir gizli servisin yanlış yöntemler kullanıp dikkatleri üzerine çekmesini bekliyorsanız bu tip yapıları hiç anlamamışsınız demektir.

Taraflı bir bakış açınız var bu sebeple yöntem doğru gerisi boş mantığı icersindesiniz. CIA ve özgürlükler peşinde bir kuruluş:) Hayal dünyanızda mutluluklar dilerim.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst