Emperyalizm ve Anti-Emperyalizm Nedir?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Siyaset Meydanı kategorisinde cemozen tarafından oluşturulan Emperyalizm ve Anti-Emperyalizm Nedir? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 20,468 kez görüntülenmiş, 140 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Siyaset Meydanı
Konu Başlığı Emperyalizm ve Anti-Emperyalizm Nedir?
Konbuyu başlatan cemozen
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan cemozen
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
sn. evrensel, bu mesajınızın neresini, nasıl tartışabileceğimizi düşünemiyorum; işin kötüsü metnin içinden kısmi alıntı yapmayı da bilmiyorum... 1) türkiye ''emperyalizmin zayıf halkası'' değildir.. olsa olsa emperyalizme göbeğinden ( yani ekonomik, politik,askeri, teknolojik,sosyal, kültürel...vb. bütün alanlarda ve hatta televizyon dizilerinde bile) bağımlı, bir yarı sömürge ülkedir... 2) hırsız örneği, yalnız yersiz değil, aynı zamanda ulus ve ulus devlet kavramlarının üstünden atladığı için, bir tarih bilinci yoksunluğu göstergesidir.. 3) 'kurtuluş savaşı antiemperyalist karakterli değildir' demek, ne emperyalizmi ne de kurtuluş savaşını anlamamış olmak demektir... bir savaşın anti emperyalist karakterde olması için, sosyalist kalkınma yolunu hedefliyor olması koşulu yoktur; emperyalizme karşı yürütülmüş olması yeterlidir ve dahası, sömürge ulusların kurtuluş savaşları her zaman bir antiemperyalist içerik taşır...4) ''kapitalizm, emperyalizme karşı savaş veremez'' demek, en hafif deyimle bir talihsizlik, bir gaftır... çünkü emperyalizme karşı savaşan, kapitalizm filan değil, çarığının teki olmayan halktır... 5) o kapitalizm dediğiniz, ancak zaferden sonra gerçekleştirilen burjuva demokratik devrimle girilen ve karma ekonomi filan diye gerçek niteliği örtülmeye çalışılan kalkınma yoludur...

Emperyalizmin "zayif halkasi olmak" emperyalizmin isteklerine boyun egmektir. Simdilik 1923-38 arasini birakalim, 1938-gunumuze kadar, bunun aksini gosterebilir misin?
Sence neden herkesin dilinde bir "bagimsizlik savasi" var, nerden bu bagimsizlik istemi? Aciklarmisin hirsizlik orneginden neyi ve nasil yukaridaki gibi bir ifadeyi algiladigini. Kapitalizmin kendi ulkesini kendisinin kurmak istemesi icin emperyalist isgal guclerini kendi topraklarindan fiziki olarak kovmak icin verdigi bir savas, anti emperyalist bir savas degildir. Cunku kapitalizm emperyalizme karsiu savas veremez, ancak emperyalist olma savasimi verir.

Anlatin da anliyalim, kurtulus savasini ve emperyalizmi? Neden kurtulus savasinda emperyalist gucler savasmadan ulkeyi terk etmislerdir, Lozan kimin yararinadir? Tasimaz. Kapitalizmin verdigi savas antiemperyalist bir icerik tasimaz. Kapitalizmin emperyalizmin alt asamasi oldugunu ve sadece ic somurge icerdigini hatirlatirim.

5. maddenizi bir daha okuyunuz. Neden sosyalizm degil peki? Hangi "zafer?" bugun emperyalizm 19. yuzyildaki gibi ulkeleri ele fiziki degil; ekonomik ve politik ele gecirerek ulkeleri iceriden karistirarak ve kendi cikasr yanlisi iktidarlari getirerek bunu sagliyor. Hatta kosava gibi gostermelik ulkeler bile kuruyor.

Siz kisaca, Menderes'in, Demirel'in, Ozal.in ve RTE'nin kim ve nasil iktidara geldigini zannediyor sunuz?

Bugun ordunun sessizligini neye yorumluyorsunuz?

Turkiye neden NATO'ya girdi, Kore'de ne isi vardi?

RTE donemine hic deginmiyorum.

O yuzden soyle konulara ve olanlara biraz disaridan bakmanizi bir ulke vatandasi tarafliligi ile bakmamanizi ve konuyu duygusal olarak degil de; mantiksal olarak ele almanizi onerecegim.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Emperyalizmin "zayif halkasi olmak" emperyalizmin isteklerine boyun egmektir. Simdilik 1923-38 arasini birakalim, 1938-gunumuze kadar, bunun aksini gosterebilir misin?
Sence neden herkesin dilinde bir "bagimsizlik savasi" var, nerden bu bagimsizlik istemi? Aciklarmisin hirsizlik orneginden neyi ve nasil yukaridaki gibi bir ifadeyi algiladigini. Kapitalizmin kendi ulkesini kendisinin kurmak istemesi icin emperyalist isgal guclerini kendi topraklarindan fiziki olarak kovmak icin verdigi bir savas, anti emperyalist bir savas degildir. Cunku kapitalizm emperyalizme karsiu savas veremez, ancak emperyalist olma savasimi verir.

Anlatin da anliyalim, kurtulus savasini ve emperyalizmi? Neden kurtulus savasinda emperyalist gucler savasmadan ulkeyi terk etmislerdir, Lozan kimin yararinadir? Tasimaz. Kapitalizmin verdigi savas antiemperyalist bir icerik tasimaz. Kapitalizmin emperyalizmin alt asamasi oldugunu ve sadece ic somurge icerdigini hatirlatirim.

5. maddenizi bir daha okuyunuz. Neden sosyalizm degil peki? Hangi "zafer?" bugun emperyalizm 19. yuzyildaki gibi ulkeleri ele fiziki degil; ekonomik ve politik ele gecirerek ulkeleri iceriden karistirarak ve kendi cikasr yanlisi iktidarlari getirerek bunu sagliyor. Hatta kosava gibi gostermelik ulkeler bile kuruyor.

Siz kisaca, Menderes'in, Demirel'in, Ozal.in ve RTE'nin kim ve nasil iktidara geldigini zannediyor sunuz?

Bugun ordunun sessizligini neye yorumluyorsunuz?

Turkiye neden NATO'ya girdi, Kore'de ne isi vardi?

RTE donemine hic deginmiyorum.

O yuzden soyle konulara ve olanlara biraz disaridan bakmanizi bir ulke vatandasi tarafliligi ile bakmamanizi ve konuyu duygusal olarak degil de; mantiksal olarak ele almanizi onerecegim.

Türkiye Cumhuriyeti savaş verirken kapitalist bir devlet değidir. Hatta mücadelenin bir kısmında devlet değildir henüz. Bunu iddia edebilmeniz için Osmanlının kapitalist bir devlet olduğunu söylemeniz gerekir ki tarihi ile alakasızdır. İkincisi emperyalizm başkadır kapitalizm başkadır.Emperyal devletler birbirleri ile mücadele ediyorlar, ancak bu onları anti emperyalist yapmaz zira kendileri emperyaldir.Ancak türkiye devleti kuruluşunda ne kapitalist ne de emperyalisttir, olsa olsa feodal devlettir, hatta şu an itibari ile yarı feodaldir.Tarihi baş aşağı çevirmeyelim. Günümüze yakın tarihlerden örnekler ise alakasızdır.Bunların kurtuluş savaşı ile ne alakası var ..
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Emperyalizmin "zayif halkasi olmak" emperyalizmin isteklerine boyun egmektir. Simdilik 1923-38 arasini birakalim, 1938-gunumuze kadar, bunun aksini gosterebilir misin?
Sence neden herkesin dilinde bir "bagimsizlik savasi" var, nerden bu bagimsizlik istemi? Aciklarmisin hirsizlik orneginden neyi ve nasil yukaridaki gibi bir ifadeyi algiladigini. Kapitalizmin kendi ulkesini kendisinin kurmak istemesi icin emperyalist isgal guclerini kendi topraklarindan fiziki olarak kovmak icin verdigi bir savas, anti emperyalist bir savas degildir. Cunku kapitalizm emperyalizme karsiu savas veremez, ancak emperyalist olma savasimi verir.

Anlatin da anliyalim, kurtulus savasini ve emperyalizmi? Neden kurtulus savasinda emperyalist gucler savasmadan ulkeyi terk etmislerdir, Lozan kimin yararinadir? Tasimaz. Kapitalizmin verdigi savas antiemperyalist bir icerik tasimaz. Kapitalizmin emperyalizmin alt asamasi oldugunu ve sadece ic somurge icerdigini hatirlatirim.

5. maddenizi bir daha okuyunuz. Neden sosyalizm degil peki? Hangi "zafer?" bugun emperyalizm 19. yuzyildaki gibi ulkeleri ele fiziki degil; ekonomik ve politik ele gecirerek ulkeleri iceriden karistirarak ve kendi cikasr yanlisi iktidarlari getirerek bunu sagliyor. Hatta kosava gibi gostermelik ulkeler bile kuruyor.

Siz kisaca, Menderes'in, Demirel'in, Ozal.in ve RTE'nin kim ve nasil iktidara geldigini zannediyor sunuz?

Bugun ordunun sessizligini neye yorumluyorsunuz?

Turkiye neden NATO'ya girdi, Kore'de ne isi vardi?

RTE donemine hic deginmiyorum.

O yuzden soyle konulara ve olanlara biraz disaridan bakmanizi bir ulke vatandasi tarafliligi ile bakmamanizi ve konuyu duygusal olarak degil de; mantiksal olarak ele almanizi onerecegim.

belki hızlı yazamadığım için, uzun mesajları kaybediyorum.. gönder tuşuna bastıktan sonra, sistem yeniden giriş yapmamı istiyor ve yeniden girip geri döndüğümde yazdığım mesaj kayboluyor... o nedenle yeni sorularınızla, sürekli olarak cepheyi genişletmemenizi, anlaşamadığınız noktayı sınırlandırarak derinleşmeyi öneriyorum... 1) ''emperyalizmin zayıf halkası'' deyimi, emperyalist ülkeler zincirinin içinde bir halka olan,ama diğer halkalar kadar da ( ekonomik ve askeri açıdan) güçlü olmayan bir emperyalist ülkeyi anlatır.. zaten kendisi emperyalizme bağımlı olan bir sömürge ya da yarı sömürge ülkeyi ifade etmez.. türkiye ikinci dünya savaşından sonra, hızla emperyalizmin güdümüne girmiş, özellikle iktisadi, siyasi ve askeri alanlarda ve giderek diğer bütün alanlarda emperyalizme bağımlı bir yarı sömürge (yalnız hammadde kaynağı değil, aynı zamanda meta ve sermaye ihracının hedefi) haline gelmiştir...emperyalizmin güçlü ya da zayıf bütün halkaları, emperyalist ülkeler zincirini oluşturur ve bu zincir içindeki ülkeler; kapitalizmin o ülkede kendi iç dinamiği ile geliştiği 'metropol kapitalist ülkeler'dir... türkiye'nin de içinde yer aldığı ,sömürge ya da yarı sömürge ülkelerde; kapitalizm ülke içi dinamiklerle gelişmemiş, dışa bağımlı ve çarpık bir gelişme seyri izlemiştir... ve bu guruptaki ülkeler, emperyalist ülkeler zincirinin karşı kampında yer alan ülkelerdir... 2) bağımsızlık talebinin nedenleri uzun ve ayrı bir konudur...3) türkiyede kendi ülkesini kurmak için, emperyalizme karşı mücadele eden, kapitalizm değildir..sn. bardamu'nun da açıkladığı gibi, kapitalist kalkınma yoluna girilmesi, daha sonraki dönemde gerçekleşmiştir..1923 yılındaki izmir iktisat kongresinde alınan kararlar, (her ne kadar kamu ve özel sektörden söz edilerek adına karma ekonomi denmiş olsa da) kapitalist kalkınma yoluna girileceğinin göstergeleridir... yani kurtuluş savaşını veren ne kapitalizm ne de onun egemen sınıfı olan burjuvazidir.. o dönemde henüz kapitalist üretim ilişkileri egemenlik kazanmadığından, bunu varsaymak bile saçmadır... savaşan, bütün sınıf ve katmanlarıyla, doğrudan doğruya halktır...
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
....4) kurtuluş savaşında emperyalist ülkelerin savaşmadan ülkeyi terk ettikleri doğru değildir...zaten birinci dünya savaşından yeni çıkılmıştır ve onların da uzun ve büyük bir savaşa girebilecek takatları yoktur... ayrıca ''bütün iktidar sovyetlere'' sloganıyla patlayan ekim devriminden hemen sonra, karl liebknecht tarafından ilan edilen, alman sovyet sosyalist cumhuriyeti ve bela kun tarafından ilan edilen macaristan sovyet cumhuriyeti -emperyalizm tarafından boğulabilmiş olsa da- ; avrupada dolaşan ''komünizm hayaleti'' majestelerinin gözlerini korkutmaya yetmiştir... istifa eden ingiliz başbakanı d.llyod george aynen şöyle diyor: ''....elden ne gelirdi...''... 5) 'lozan kimin yararına' diyorsunuz, bu konda çok yayın var, isterseniz ayrıca tartışırız... 6) neden sosyalizm yoluna girilmedi, diye soruyorsunuz.. bunlar çok kapsamlı sorunlar ama türk devriminin karakteri zaten ''burjuva demokratik devrim'' niteliğindedir...ve bunun böyle olmasının, üretici güçlerin gelişmişlik düzeyi ve hakim üretim ilişkilerinin niteliğinden başlayarak, birçok sosyoekonomik ve tarihsel nedeni vardır.. ve her biri ayrı başlıklar altında tartışılabilecek kadar geniş kapsamlıdır... 7) menderes'in,demirel'in ve özal'ın nasıl iktidara geldiği, ordunun sessizliği,natoya giriş,kore'ye gidiş...vb. uzun konular... en aykırı bulduğunuz noktayı, yeni cepheler açmadan, sınırlandırarak derinlemesine tartışalım, diyeceğim...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Türkiye Cumhuriyeti savaş verirken kapitalist bir devlet değidir. Hatta mücadelenin bir kısmında devlet değildir henüz. Bunu iddia edebilmeniz için Osmanlının kapitalist bir devlet olduğunu söylemeniz gerekir ki tarihi ile alakasızdır. İkincisi emperyalizm başkadır kapitalizm başkadır.Emperyal devletler birbirleri ile mücadele ediyorlar, ancak bu onları anti emperyalist yapmaz zira kendileri emperyaldir.Ancak türkiye devleti kuruluşunda ne kapitalist ne de emperyalisttir, olsa olsa feodal devlettir, hatta şu an itibari ile yarı feodaldir.Tarihi baş aşağı çevirmeyelim. Günümüze yakın tarihlerden örnekler ise alakasızdır.Bunların kurtuluş savaşı ile ne alakası var ..

Ben osmanli'nin kapitalist oldugunu soylemedim. TC eliyle ulkede kapitalizmin gelistirilmeye calisildigini soyledim.

TC' de 1923 ten itibaren nasil bir alt yapi vardi?

Yari feodal derken neyi kast ediyorsunuz?

Oyle mi?

Sunlari aciklayin o zaman;

Kurtulus savasi fiili olarak kime karsi verilmistir?

Ataturk Samsun'a kimin izni ile ve neden cikmistir?

Kurtulus savasina neden isgalci gucler katilmamistir?

Osmanbli ordusu neden savasmamistir? Kuvay-i Milliye ordusu ile?

Isgalci gucler hangi sartlarda Istanbul'u terk etmislerdir?

Cok partili sisteme gecisi kim istemistir?

TC hangi sartlarda 2. Dunya savasina katilmamistir?

NATO'ya neden girilmistir?

Koy enstitulerini kimler ve neden kapatmistir?

MIT ilk defa ve eski adi ile ne amacla kurulmustur?

Simdilik bu sorulara yanit alalim, devam ederiz.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
belki hızlı yazamadığım için, uzun mesajları kaybediyorum.. gönder tuşuna bastıktan sonra, sistem yeniden giriş yapmamı istiyor ve yeniden girip geri döndüğümde yazdığım mesaj kayboluyor... o nedenle yeni sorularınızla, sürekli olarak cepheyi genişletmemenizi, anlaşamadığınız noktayı sınırlandırarak derinleşmeyi öneriyorum... 1) ''emperyalizmin zayıf halkası'' deyimi, emperyalist ülkeler zincirinin içinde bir halka olan,ama diğer halkalar kadar da ( ekonomik ve askeri açıdan) güçlü olmayan bir emperyalist ülkeyi anlatır.. zaten kendisi emperyalizme bağımlı olan bir sömürge ya da yarı sömürge ülkeyi ifade etmez..

Ayni sorun benim basima da sikca geliyor. En guzel yontem gondermeden once copy yapmak."Zayif halka" demek emperyalizmin her turlu ekonomik ve politik olarak emri altina alabilecegi ulke demektir. Yani emperyalizmin politik ve ekonomik bagimliligindadir ve bu bagimlilik devam eder. Aynen bugun oldugu gibi. Lozan'a gore TC yeni bir devlet degil; Osmanli'nin yerine gelen devlettir. Bana neden TC 'nin ermeni olaylarindan sorumlu tutuldugunu izah edebilir misin?, bu olaylar oldugunda henuz TC yoktu. Tamda onu ifade eder. Yani kendi basina bagimsiz hareket edemeyen bir ulkeyi.

türkiye ikinci dünya savaşından sonra, hızla emperyalizmin güdümüne girmiş, özellikle iktisadi, siyasi ve askeri alanlarda ve giderek diğer bütün alanlarda emperyalizme bağımlı bir yarı sömürge (yalnız hammadde kaynağı değil, aynı zamanda meta ve sermaye ihracının hedefi) haline gelmiştir.

Neden dersin? peki daha once TC ne durumdaydi? Misak-i Milli'den neden vaz gecilmistir?

emperyalizmin güçlü ya da zayıf bütün halkaları, emperyalist ülkeler zincirini oluşturur ve bu zincir içindeki ülkeler; kapitalizmin o ülkede kendi iç dinamiği ile geliştiği 'metropol kapitalist ülkeler'dir... türkiye'nin de içinde yer aldığı ,sömürge ya da yarı sömürge ülkelerde; kapitalizm ülke içi dinamiklerle gelişmemiş, dışa bağımlı ve çarpık bir gelişme seyri izlemiştir... ve bu guruptaki ülkeler, emperyalist ülkeler zincirinin karşı kampında yer alan ülkelerdir... 2) bağımsızlık talebinin nedenleri uzun ve ayrı bir konudur...3) türkiyede kendi ülkesini kurmak için, emperyalizme karşı mücadele eden, kapitalizm değildir..sn. bardamu'nun da açıkladığı gibi, kapitalist kalkınma yoluna girilmesi, daha sonraki dönemde gerçekleşmiştir..1923 yılındaki izmir iktisat kongresinde alınan kararlar, (her ne kadar kamu ve özel sektörden söz edilerek adına karma ekonomi denmiş olsa da) kapitalist kalkınma yoluna girileceğinin göstergeleridir... yani kurtuluş savaşını veren ne kapitalizm ne de onun egemen sınıfı olan burjuvazidir.. o dönemde henüz kapitalist üretim ilişkileri egemenlik kazanmadığından, bunu varsaymak bile saçmadır... savaşan, bütün sınıf ve katmanlarıyla, doğrudan doğruya halktır...

Turkiye kapitalist bir ulke midir/degil midir? Degil ise, alt yapinin iliskilerini ve sartlarini nasil acikliyorsun? Kapitalist ulke nasil bir ulkedir? Kapitalizmin gelisip gelismemesi farkli bir konudur. Kapitalizm illa serbest rekabet ile gelmez. Ulke ici destek ile kapitalistler yetistirilebilir. Kurtulus savasi ile ilgili sorulari bir onceki mesajda sordum. Ayrica Osmanli'nin da ne oldugunu acikladim.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
....4) kurtuluş savaşında emperyalist ülkelerin savaşmadan ülkeyi terk ettikleri doğru değildir.

Nedir "dogru" olan?

.zaten birinci dünya savaşından yeni çıkılmıştır ve onların da uzun ve büyük bir savaşa girebilecek takatları yoktur... ayrıca ''bütün iktidar sovyetlere'' sloganıyla patlayan ekim devriminden hemen sonra, karl liebknecht tarafından ilan edilen, alman sovyet sosyalist cumhuriyeti ve bela kun tarafından ilan edilen macaristan sovyet cumhuriyeti -emperyalizm tarafından boğulabilmiş olsa da- ; avrupada dolaşan ''komünizm hayaleti'' majestelerinin gözlerini korkutmaya yetmiştir... istifa eden ingiliz başbakanı d.llyod george aynen şöyle diyor: ''....elden ne gelirdi...''... 5) 'lozan kimin yararına' diyorsunuz, bu konda çok yayın var, isterseniz ayrıca tartışırız... 6) neden sosyalizm yoluna girilmedi, diye soruyorsunuz.. bunlar çok kapsamlı sorunlar ama türk devriminin karakteri zaten ''burjuva demokratik devrim'' niteliğindedir...ve bunun böyle olmasının, üretici güçlerin gelişmişlik düzeyi ve hakim üretim ilişkilerinin niteliğinden başlayarak, birçok sosyoekonomik ve tarihsel nedeni vardır.. ve her biri ayrı başlıklar altında tartışılabilecek kadar geniş kapsamlıdır... 7) menderes'in,demirel'in ve özal'ın nasıl iktidara geldiği, ordunun sessizliği,natoya giriş,kore'ye gidiş...vb. uzun konular... en aykırı bulduğunuz noktayı, yeni cepheler açmadan, sınırlandırarak derinlemesine tartışalım, diyeceğim...

Evet Lozan'i neden I.Inonu ilk basta imzalamamistir?

Kim neye gore karar verdi, devrimin icerigini; halk mi? M.Suphi olayini biliyorsunuz sanirim.

Tabi hangi konuyu isterseniz, derinlemesine tartisalim. Yalniz beni "korkutan" sizin "tarafliliginizin" getirecegi duygusallik. Sonucta toplumumuzun basinda iki bilincalti sartlanmisligi vardir, biri milliyetcilik digeri dini inanc.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Ben osmanli'nin kapitalist oldugunu soylemedim. TC eliyle ulkede kapitalizmin gelistirilmeye calisildigini soyledim.

TC' de 1923 ten itibaren nasil bir alt yapi vardi?

Yari feodal derken neyi kast ediyorsunuz?

Oyle mi?

Sunlari aciklayin o zaman;

Kurtulus savasi fiili olarak kime karsi verilmistir?

Ataturk Samsun'a kimin izni ile ve neden cikmistir?

Kurtulus savasina neden isgalci gucler katilmamistir?

Osmanbli ordusu neden savasmamistir? Kuvay-i Milliye ordusu ile?

Isgalci gucler hangi sartlarda Istanbul'u terk etmislerdir?

Cok partili sisteme gecisi kim istemistir?

TC hangi sartlarda 2. Dunya savasina katilmamistir?

NATO'ya neden girilmistir?

Koy enstitulerini kimler ve neden kapatmistir?

MIT ilk defa ve eski adi ile ne amacla kurulmustur?

Simdilik bu sorulara yanit alalim, devam ederiz.


Feodal derken feodaliteyi kast ediyorum ne kast edebilirim? O açıklayın şunları dediklerinizin çoğu bizzat Atatürk'ün ağzından cevaplanmış zaten Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek var mı?. İkinci dünya savaşı , nato vesairenin türk devrimi ile ne alakası var? Bir çok soru sıralayıp ki çoğunun cevabı açık konuyu dağıtıyorsunuz.İlk aşamada devlet eliyle kapitalizm yaratılmaya çalışıyor geliştirilmeye değil, çünkü ulusal sermaye denen şey yok, haliyle geliştirilecek bir kapitalizm de yok...
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Türkiye Cumhuriyeti savaş verirken kapitalist bir devlet değidir. Hatta mücadelenin bir kısmında devlet değildir henüz. Bunu iddia edebilmeniz için Osmanlının kapitalist bir devlet olduğunu söylemeniz gerekir ki tarihi ile alakasızdır. İkincisi emperyalizm başkadır kapitalizm başkadır.Emperyal devletler birbirleri ile mücadele ediyorlar, ancak bu onları anti emperyalist yapmaz zira kendileri emperyaldir.Ancak türkiye devleti kuruluşunda ne kapitalist ne de emperyalisttir, olsa olsa feodal devlettir, hatta şu an itibari ile yarı feodaldir.Tarihi baş aşağı çevirmeyelim. Günümüze yakın tarihlerden örnekler ise alakasızdır.Bunların kurtuluş savaşı ile ne alakası var ..
Aynen katılıyorum.Kurtuluş savaşını veren halkın zaten ne sosyal/sınıfsal bilinci ne de ideolojisinden söz edilebilir.Osmanlı da kul iken şimdi sadece toprağı/namusu vb canını dişine takıp savaşmak zorunda olan anadolu asker/köylüsüdür.Bu savaşı ne etnik ne dinsel ne de anti emperyalist/kapitalist bir üst/yapı algısına indirgeyemeyiz...Sadece "var olma/varlığını sürdürme, hayatta kalma savaşıdır Kurtuluş savaşı.Sn. evrensel insanın savları, çok partili düzene geçiş ve sonrası için doğrudur, haklıdır.Ama kurtuluş savaşının değerlendirmesinde sn.birazdahaderinmavi'nin tespitleri doğrudur (fikrimce) Bunun duygusal bir yönü öne çıkarılmış değil.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Nedir "dogru" olan?



Evet Lozan'i neden I.Inonu ilk basta imzalamamistir?

Kim neye gore karar verdi, devrimin icerigini; halk mi? M.Suphi olayini biliyorsunuz sanirim.

Tabi hangi konuyu isterseniz, derinlemesine tartisalim. Yalniz beni "korkutan" sizin "tarafliliginizin" getirecegi duygusallik. Sonucta toplumumuzun basinda iki bilincalti sartlanmisligi vardir, biri milliyetcilik digeri dini inanc.

bazı fikirlerinizden yararlandığımı kabul ettiğim halde, ne yazık ki anlamlı bir ilerleme sağlayamadığımızı/sağlayamayacağımızı, karşılıklı olarak mevzilerimizi değiştirmeye gönüllü olmadığımızı ve tartışma noktasını daraltamayacağımızı anlıyorum... belki kimi kavram ve kategorileri yeni baştan tanımlamak, farklı anlamları ve aslında ne oldukları konusunda mutabakatlar oluşturmak gerekiyor... ama, bugünkü tarihsel aşamada sadece türkiye'nin değil, dünya'nın da sorunları giderek ağırlaşıyor ve ufukta belirgin bir çözüm yolu da görünmüyor...
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Devrimler, kurtuluş mücadeleleri kısaca toplumsal hareketler öncü kadrolarla yapılırlar burada da durum böyledir. Halkın genelinde ise elbette anti emperyalizm denen bir düşünce yoktur. Osmanlının feodal olup olmadığı bile tartışmalıdır yani batıdaki gibi bir feodalite söz konusu değildir.Osmanlının Asya tipi üretim tarzında örgütlenmiş olduğu bugün genel kabul görmektedir .
Halkın çoğunluğu vatanını kurtarma düşüncesindedir, gavura karşıkoyma düşüncesindedir vs ancak bu düşünceler ile anti emperyalizm iç içedirler.Kişilerin bunu bilip bilmemesi mühim değildir..Osmanlı yarı sömürge haline gelmiş ve önce ekonomik sonra da siyasal anlamda bağımsızlığını kaybetmiş bir devlettir. Yani emperyal devletler tarafından sömürgeleştirilmiş bir devlet konumundadır ve buna karşı koyamamaktadır. Kurtuluş mücadelesi sonucunda kazanılan zafer emperyalizme karşı kazanılmış zaferdir. . Türk devleti de bu zafer sonucunda ortaya çıkmıştır.Anti emperyalist bir mücadelenin sonucunda ortya çıkmış bir devlettir.Türk devriminin sadece bir yönüdür anti emperyalist olmak. Bu anti emperyalist vurguyu meclis söylemlerinde de Atatürk'ün söylemlerinde de görmek mümkündür.Kaldı ki bu söylemler eyleme geçirilmiş söylemlerdir, pratikte yerleri vardır.Çünkü teori ve pratik bir aradadır. Türk mücadelesinin anti emperyalist olması için bu mücadeleyi gerçekleştiren halkın tamamının oybirliği yahut bunun farkında olması gerekmemektedir. Zaten tarihte böyle bir şeyin yeri yoktur haliyle izahı da olamaz. Fransız ihtilali gerçekleşirken burjuvazi için yahut Rus devriminde referandum mu yapılmıştır sosyalizm için mücadele edelim diye. Ya da bu mücadeleye katılanların tamamı biz sosyalizm için ya da burjuvazi için mücadele ediyoruz mu demiştir? Bunlar hayalci yaklaşımlardır.Devrim dediğiniz şey öncüler vasıtası ile olur ve onlar yönlendirirler. Haliyle bu kadrolara bakacaksınız devrimin belirleyicileri nedir diye...Cumhuriyet ilan edilirken de hilafet kaldırılırken de halka sorulmamıştır.Sorulsa idi büyük ihtimal olumsuz cevap alınırdı..Hilafetin kaldırılması da cumhuriyete geçilmesi de laiklik ilkesi de halkın özgürlüğü içindir. Ancak bunlar açıkça, halka rağmen halk için yapılmıştır. Bu sebeple Türk devrimi Jakoben devrimdir bu da başka bir yönüdür..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
bazı fikirlerinizden yararlandığımı kabul ettiğim halde, ne yazık ki anlamlı bir ilerleme sağlayamadığımızı/sağlayamayacağımızı, karşılıklı olarak mevzilerimizi değiştirmeye gönüllü olmadığımızı ve tartışma noktasını daraltamayacağımızı anlıyorum... belki kimi kavram ve kategorileri yeni baştan tanımlamak, farklı anlamları ve aslında ne oldukları konusunda mutabakatlar oluşturmak gerekiyor... ama, bugünkü tarihsel aşamada sadece türkiye'nin değil, dünya'nın da sorunları giderek ağırlaşıyor ve ufukta belirgin bir çözüm yolu da görünmüyor...

Asagidaki su cumleyi ;

"Tabi hangi konuyu isterseniz, derinlemesine tartisalim. Yalniz beni "korkutan" sizin "tarafliliginizin" getirecegi duygusallik. Sonucta toplumumuzun basinda iki bilincalti sartlanmisligi vardir, biri milliyetcilik digeri dini inanc."-e.-i.-

neden yazdim biliyor musun? senin ile saglikli, mantiksal ve sag duyulu bir bilgi ve dusunce alis verisi icin.

Yalnizve maalesef bazi konu ve kavramlar vardir k, kisiler onu kendilerine kisilik ve kimlik degerleri olarak sahiplenmistirler. Bu da ister istemez kisiye bu konu ve kavramda dusunce ve bilgi yerine savunu ve duygusallik getirir.

Bunlarin basinda toplumumuz adina dini inanc ve uygulamalar ile milli inanc ve uygulamalar gelir.

Nitekim verdigin yanitlardan boyle bir gozlem algiladim. Ama aslinda algimda yanilmis olabilmeyi cok isterdim.

Mesela bu tipo konu ve kavramlarda ve genelde zihinsel bir onyargi, pesin hukum ve sartlanmislik vardir ve bu bilinc altidir.

Diyelim Ataturk konu ya da kavrami tartisiliyor. Savunucular sadece kendi Ataturk yanli seyleri gormek isterler ve goremezlerse, hemen digerini Ataturk karsiti ilan ederler.

Ama onamli ollan Ataturk'un kisiselligini degil; tarihte yaptiklarini, dusuncelerini ve neyi neden o sekilde yaptigini Ataturk olarak taraf almadan degerlendirebilmek, yani Ataturk'u masaya Ataturk olarak yatirabilmektir. Iste bir Ataturk yanlisi ya da karsiti icin boyle bir olanak yoktur. Cunku ya savunacak ya da karsi cikacaktir. Bu kurtulus savasi v.s. icin de gecerlidir.

Ben senin ile bu konuda bir deneme daha yapmak ve alinan yanita gore davranmak istiyorum.

Mesela Ataturk, sence; halifeligi, saltanati ve padisahligi neden kaldirdi, alfabeyi neden degistirdi?

Simdi bu sorulara eger "ne yani kotu mu yapti?" ya da "ne o sen yoksa osmanli'yi mi savunuyorsun/osmanli geri mi gelsin istiyorsun" temelli yanitlar vereceksen, hic verme. Cunku benim boyle bir amacim yok. Ayrica evrensel-insan olarakj her zaman cagdasliktan, bilimsellikten, bilissellikten, numenal insanliktan yana oldugumu da mesajlarimda belirtiyorum.

Bu sorunun onemi nedir biliyor musun?, basta Ataturk'un neden boyle bir seye gerek duydugu, ikincisi bunun kimin ve neden yararciligi adina yapildigi, ucuncusu laikligin asil anlami olan devleti din iliskilerinden ayirmak yerine, diyaneti kurdugu ve devletin bir kurumu yaptigi konusu.

Cunku bu sorunun devami olarak birinci meclisin sessiz sedasiz feshi ve hic osmanli ordusu karsitligi da yok. Ayrica mecliste bir osmanli olan sistem istemi de yok.

Butun bunlarin isiginda eger 1918-1938 arasi olanlari degerlendiremezsek; TC'nin neden bu gunlere geldigini algilamamiz zor olur.

Dedigim gibi bu senin ile saglikli, mantiksal ve sagduyulu bir bilgi ve dusunce paylasimi istemi.

Basarabilirsek ne ala. Basaramazsak ta saglik olsun.

Cunku inan senin savunularina karsi cikma ve seni daha cok duygusalliga yonlendirme egiliminde degilim. O yuzden de zaten boyle icerikte algiladigim mesajlara yanit vermiyorum. Cunku amacim seyi savunu/karsi cikis temelli bir yazisma degil; konu kavram ile ilgili dusunce ve bilgi paylasimidir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Aynen katılıyorum.Kurtuluş savaşını veren halkın zaten ne sosyal/sınıfsal bilinci ne de ideolojisinden söz edilebilir.Osmanlı da kul iken şimdi sadece toprağı/namusu vb canını dişine takıp savaşmak zorunda olan anadolu asker/köylüsüdür.Bu savaşı ne etnik ne dinsel ne de anti emperyalist/kapitalist bir üst/yapı algısına indirgeyemeyiz...Sadece "var olma/varlığını sürdürme, hayatta kalma savaşıdır Kurtuluş savaşı.Sn. evrensel insanın savları, çok partili düzene geçiş ve sonrası için doğrudur, haklıdır.Ama kurtuluş savaşının değerlendirmesinde sn.birazdahaderinmavi'nin tespitleri doğrudur (fikrimce) Bunun duygusal bir yönü öne çıkarılmış değil.

Peki Osmanlinin kullerinden ortaya cikan kurtulus savasinin ve TC hukumetinin kurulusunun "bagimsiz" oldugunu soyleyebilir misin?

Eger oyle dusunuyorsan, nerden ve nasil "bagimsiz?"

Cok partili duzene gecis ile yani 2. dunya savasi ile Ataturk'un olumu arasinda bir on yil biler yok. Sence nasil oluyorda, ustelik Ataturk'un en yakin silah arkadasi, Inonu eliyle "evrensel-insan'in savlari" yururluge giriyor?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Feodal derken feodaliteyi kast ediyorum ne kast edebilirim? O açıklayın şunları dediklerinizin çoğu bizzat Atatürk'ün ağzından cevaplanmış zaten Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek var mı?. İkinci dünya savaşı , nato vesairenin türk devrimi ile ne alakası var? Bir çok soru sıralayıp ki çoğunun cevabı açık konuyu dağıtıyorsunuz.İlk aşamada devlet eliyle kapitalizm yaratılmaya çalışıyor geliştirilmeye değil, çünkü ulusal sermaye denen şey yok, haliyle geliştirilecek bir kapitalizm de yok...

Istersen once su "Ataturk'un agzindan" cevaplari alalim. Boylece Ataturk'un pragmatizmini ortaya koymus oluruz. Ondan sonra gewrekirse, o cevaplari degerlendiririz.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Devrimler, kurtuluş mücadeleleri kısaca toplumsal hareketler öncü kadrolarla yapılırlar burada da durum böyledir. Halkın genelinde ise elbette anti emperyalizm denen bir düşünce yoktur. Osmanlının feodal olup olmadığı bile tartışmalıdır yani batıdaki gibi bir feodalite söz konusu değildir.Osmanlının Asya tipi üretim tarzında örgütlenmiş olduğu bugün genel kabul görmektedir .
Halkın çoğunluğu vatanını kurtarma düşüncesindedir, gavura karşıkoyma düşüncesindedir vs ancak bu düşünceler ile anti emperyalizm iç içedirler

Anti emperyalizmin ne oldugunun bilincinde olmayan bir halkin dusuncesinin "anti emperyalizm ile ic ice" oldugunu neye dayanarak soyluyorsun?

Diyelim halk koyunu isgal etmis dag eskiyalari ile savasiyor?, bu savas nasil bir savas?



Kişilerin bunu bilip bilmemesi mühim değildir..Osmanlı yarı sömürge haline gelmiş ve önce ekonomik sonra da siyasal anlamda bağımsızlığını kaybetmiş bir devlettir. Yani emperyal devletler tarafından sömürgeleştirilmiş bir devlet konumundadır ve buna karşı koyamamaktadır. Kurtuluş mücadelesi sonucunda kazanılan zafer emperyalizme karşı kazanılmış zaferdir

Peki bu savasi Ataturk degil de, Osmanli verseydi ve Osmanli devleti devam etseydi, ne diyecektin?

Ya da Osmanlinin kurtulus savasi oncesi vermis oldugu savaslarin adi nedir? Bu adi savasi verenlerin bilincine gore mi koyacagiz, yoksa icerigine goremi v.s. neye/kime gore?



Türk devleti de bu zafer sonucunda ortaya çıkmıştır.Anti emperyalist bir mücadelenin sonucunda ortya çıkmış bir devlettir.Türk devriminin sadece bir yönüdür anti emperyalist olmak. Bu anti emperyalist vurguyu meclis söylemlerinde de Atatürk'ün söylemlerinde de görmek mümkündür.Kaldı ki bu söylemler eyleme geçirilmiş söylemlerdir, pratikte yerleri vardır.Çünkü teori ve pratik bir aradadır. Türk mücadelesinin anti emperyalist olması için bu mücadeleyi gerçekleştiren halkın tamamının oybirliği yahut bunun farkında olması gerekmemektedir. Zaten tarihte böyle bir şeyin yeri yoktur haliyle izahı da olamaz. Fransız ihtilali gerçekleşirken burjuvazi için yahut Rus devriminde referandum mu yapılmıştır sosyalizm için mücadele edelim diye. Ya da bu mücadeleye katılanların tamamı biz sosyalizm için ya da burjuvazi için mücadele ediyoruz mu demiştir? Bunlar hayalci yaklaşımlardır.Devrim dediğiniz şey öncüler vasıtası ile olur ve onlar yönlendirirler. Haliyle bu kadrolara bakacaksınız devrimin belirleyicileri nedir diye...Cumhuriyet ilan edilirken de hilafet kaldırılırken de halka sorulmamıştır.Sorulsa idi büyük ihtimal olumsuz cevap alınırdı..Hilafetin kaldırılması da cumhuriyete geçilmesi de laiklik ilkesi de halkın özgürlüğü içindir. Ancak bunlar açıkça, halka rağmen halk için yapılmıştır. Bu sebeple Türk devrimi Jakoben devrimdir bu da başka bir yönüdür..

Peki Balkanlar Osmanliya karsi savas verirken ve ulkelerini kurarken ne savasi verdiler?, anti emperyalist bir savas mi?
Canakkale savasi nasil bir savasti?
Bu arada unutma Osmanlida, turk diye bir millet algisi yoktu. TC de ayni diger osmanli ile savasarak ulkelerini kuranlar gibi, milliyetci bir savasim verdiler.

Ustelik Anadolu belki de dunyada tek bir milli kokene tarihsel ve cografya olarak indirgenmeyecek bir toprak parcasidir. Ne dini ne de milli teklestirme, Anadolunun tarihi ve coografyasi ile bagdasmaz.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
“””Anti emperyalizmin ne oldugunun bilincinde olmayan bir halkin dusuncesinin "anti emperyalizm ile ic ice" oldugunu neye dayanarak soyluyorsun?””””

Devrimler öncü kadrolar ile yürütülür halkın genelinin neyi bilip bilmediği ile yürütülmez teori ve pratiğe bakılır.Öncü ile takipçi arasındaki bilinç farkı sonradan giderilmeye çalışılır. Bu gün bile Akp’ye ya da Chp’ye oy vermiş kaç insan oy vermiş olduğu partinin tüzüğünü okudu …geçiniz bunları..Zaten yazmışım sebebini bu tekrar soruş neden? Devrim nedir ne değildir bellidir..

“””””Diyelim halk koyunu isgal etmis dag eskiyalari ile savasiyor?, bu savas nasil bir savas?””””””

Ne alakası var?Her savaş anti emperyalisttir diyen oldu mu?..geçiniz tartışma dışıdır…


“”””Peki bu savasi Ataturk degil de, Osmanli verseydi ve Osmanli devleti devam etseydi, ne diyecektin?””””

Teori ve pratik aynı ise anti emperyalisttir.

“”””Ya da Osmanlinin kurtulus savasi oncesi vermis oldugu savaslarin adi nedir? Bu adi savasi verenlerin bilincine gore mi koyacagiz, yoksa icerigine goremi v.s. neye/kime gore?”””

Osmanlının önceki savaşlarına ne derseniz diyin, tartışma dışıdır. Osmanlı da antiemperyalist bir söylem yoktur...Ayrıca emperyalizm 1800lerin sonlarından başlatılır haliyle anti düşüncesi de daha sonra vücut bulmuş olsa gerek..… Mücadelenin teorisi ve pratiğine göre bu ad koyulur…

“”””Peki Balkanlar Osmanliya karsi savas verirken ve ulkelerini kurarken ne savasi verdiler?, anti emperyalist bir savas mi?
Canakkale savasi nasil bir savasti?””””

Alakasız ancak cevaplayayım…Balkanlar Osmanlıya karşı anti emperyalist savaş veremezler, bağımsızlık savaşı verirler. Osmanlı kapitalist değildir Asya tip üretim tarzı olan bir ülkedir, haliyle kapitalizmin sonraki aşaması olan emperyalizm de Osmanlı için geçerli olamaz ve O’na karşı verilen savaş da anti emperyalist olamaz..Çanakkale savaşı kurtuluş savaşı süreci içerisinde ele alınır pratikte anti emperyalisttir ancak teoride bu özelliği taşımaz..


“”””Bu arada unutma Osmanlida, turk diye bir millet algisi yoktu. TC de ayni diger osmanli ile savasarak ulkelerini kuranlar gibi, milliyetci bir savasim verdiler.””””

Anti emperyalist mücadele ırk üzerinden yürümez , Türk algısı olup olmaması konu dışıdır geçiniz…Türkler bağımsızlık savaşı verdiler ve bu savaş anti emperyalisttir , mücadele sadece şu ya da bu değildir, bir yönü anti emperyalizmdir..


“”””Ustelik Anadolu belki de dunyada tek bir milli kokene tarihsel ve cografya olarak indirgenmeyecek bir toprak parcasidir. Ne dini ne de milli teklestirme, Anadolunun tarihi ve coografyasi ile bagdasmaz.””””

Sanırım konu ile en ilgisiz cümle budur..Ben de bir ekleme yapayım ABD’de de Kamu iktisadi teşekkülleri vardır yani KİT’ler..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
“””Anti emperyalizmin ne oldugunun bilincinde olmayan bir halkin dusuncesinin "anti emperyalizm ile ic ice" oldugunu neye dayanarak soyluyorsun?””””

Devrimler öncü kadrolar ile yürütülür halkın genelinin neyi bilip bilmediği ile yürütülmez teori ve pratiğe bakılır.Öncü ile takipçi arasındaki bilinç farkı sonradan giderilmeye çalışılır. Bu gün bile Akp’ye ya da Chp’ye oy vermiş kaç insan oy vermiş olduğu partinin tüzüğünü okudu …geçiniz bunları..Zaten yazmışım sebebini bu tekrar soruş neden? Devrim nedir ne değildir bellidir..

“””””Diyelim halk koyunu isgal etmis dag eskiyalari ile savasiyor?, bu savas nasil bir savas?””””””

Ne alakası var?Her savaş anti emperyalisttir diyen oldu mu?..geçiniz tartışma dışıdır…


“”””Peki bu savasi Ataturk degil de, Osmanli verseydi ve Osmanli devleti devam etseydi, ne diyecektin?””””

Teori ve pratik aynı ise anti emperyalisttir.

“”””Ya da Osmanlinin kurtulus savasi oncesi vermis oldugu savaslarin adi nedir? Bu adi savasi verenlerin bilincine gore mi koyacagiz, yoksa icerigine goremi v.s. neye/kime gore?”””

Osmanlının önceki savaşlarına ne derseniz diyin, tartışma dışıdır. Osmanlı da antiemperyalist bir söylem yoktur...Ayrıca emperyalizm 1800lerin sonlarından başlatılır haliyle anti düşüncesi de daha sonra vücut bulmuş olsa gerek..… Mücadelenin teorisi ve pratiğine göre bu ad koyulur…

“”””Peki Balkanlar Osmanliya karsi savas verirken ve ulkelerini kurarken ne savasi verdiler?, anti emperyalist bir savas mi?
Canakkale savasi nasil bir savasti?””””

Alakasız ancak cevaplayayım…Balkanlar Osmanlıya karşı anti emperyalist savaş veremezler, bağımsızlık savaşı verirler. Osmanlı kapitalist değildir Asya tip üretim tarzı olan bir ülkedir, haliyle kapitalizmin sonraki aşaması olan emperyalizm de Osmanlı için geçerli olamaz ve O’na karşı verilen savaş da anti emperyalist olamaz..Çanakkale savaşı kurtuluş savaşı süreci içerisinde ele alınır pratikte anti emperyalisttir ancak teoride bu özelliği taşımaz..


“”””Bu arada unutma Osmanlida, turk diye bir millet algisi yoktu. TC de ayni diger osmanli ile savasarak ulkelerini kuranlar gibi, milliyetci bir savasim verdiler.””””

Anti emperyalist mücadele ırk üzerinden yürümez , Türk algısı olup olmaması konu dışıdır geçiniz…Türkler bağımsızlık savaşı verdiler ve bu savaş anti emperyalisttir , mücadele sadece şu ya da bu değildir, bir yönü anti emperyalizmdir..


“”””Ustelik Anadolu belki de dunyada tek bir milli kokene tarihsel ve cografya olarak indirgenmeyecek bir toprak parcasidir. Ne dini ne de milli teklestirme, Anadolunun tarihi ve coografyasi ile bagdasmaz.””””

Sanırım konu ile en ilgisiz cümle budur..Ben de bir ekleme yapayım ABD’de de Kamu iktisadi teşekkülleri vardır yani KİT’ler..

Evet geciniz ve alakasiz, devam etmenin bir anlami yok.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Asagidaki su cumleyi ;

"Tabi hangi konuyu isterseniz, derinlemesine tartisalim. Yalniz beni "korkutan" sizin "tarafliliginizin" getirecegi duygusallik. Sonucta toplumumuzun basinda iki bilincalti sartlanmisligi vardir, biri milliyetcilik digeri dini inanc."-e.-i.-

neden yazdim biliyor musun? senin ile saglikli, mantiksal ve sag duyulu bir bilgi ve dusunce alis verisi icin.

Yalnizve maalesef bazi konu ve kavramlar vardir k, kisiler onu kendilerine kisilik ve kimlik degerleri olarak sahiplenmistirler. Bu da ister istemez kisiye bu konu ve kavramda dusunce ve bilgi yerine savunu ve duygusallik getirir.

Bunlarin basinda toplumumuz adina dini inanc ve uygulamalar ile milli inanc ve uygulamalar gelir.

Nitekim verdigin yanitlardan boyle bir gozlem algiladim. Ama aslinda algimda yanilmis olabilmeyi cok isterdim.

Mesela bu tipo konu ve kavramlarda ve genelde zihinsel bir onyargi, pesin hukum ve sartlanmislik vardir ve bu bilinc altidir.

Diyelim Ataturk konu ya da kavrami tartisiliyor. Savunucular sadece kendi Ataturk yanli seyleri gormek isterler ve goremezlerse, hemen digerini Ataturk karsiti ilan ederler.

Ama onamli ollan Ataturk'un kisiselligini degil; tarihte yaptiklarini, dusuncelerini ve neyi neden o sekilde yaptigini Ataturk olarak taraf almadan degerlendirebilmek, yani Ataturk'u masaya Ataturk olarak yatirabilmektir. Iste bir Ataturk yanlisi ya da karsiti icin boyle bir olanak yoktur. Cunku ya savunacak ya da karsi cikacaktir. Bu kurtulus savasi v.s. icin de gecerlidir.

Ben senin ile bu konuda bir deneme daha yapmak ve alinan yanita gore davranmak istiyorum.

Mesela Ataturk, sence; halifeligi, saltanati ve padisahligi neden kaldirdi, alfabeyi neden degistirdi?

Simdi bu sorulara eger "ne yani kotu mu yapti?" ya da "ne o sen yoksa osmanli'yi mi savunuyorsun/osmanli geri mi gelsin istiyorsun" temelli yanitlar vereceksen, hic verme. Cunku benim boyle bir amacim yok. Ayrica evrensel-insan olarakj her zaman cagdasliktan, bilimsellikten, bilissellikten, numenal insanliktan yana oldugumu da mesajlarimda belirtiyorum.

Bu sorunun onemi nedir biliyor musun?, basta Ataturk'un neden boyle bir seye gerek duydugu, ikincisi bunun kimin ve neden yararciligi adina yapildigi, ucuncusu laikligin asil anlami olan devleti din iliskilerinden ayirmak yerine, diyaneti kurdugu ve devletin bir kurumu yaptigi konusu.

Cunku bu sorunun devami olarak birinci meclisin sessiz sedasiz feshi ve hic osmanli ordusu karsitligi da yok. Ayrica mecliste bir osmanli olan sistem istemi de yok.

Butun bunlarin isiginda eger 1918-1938 arasi olanlari degerlendiremezsek; TC'nin neden bu gunlere geldigini algilamamiz zor olur.

Dedigim gibi bu senin ile saglikli, mantiksal ve sagduyulu bir bilgi ve dusunce paylasimi istemi.

Basarabilirsek ne ala. Basaramazsak ta saglik olsun.

Cunku inan senin savunularina karsi cikma ve seni daha cok duygusalliga yonlendirme egiliminde degilim. O yuzden de zaten boyle icerikte algiladigim mesajlara yanit vermiyorum. Cunku amacim seyi savunu/karsi cikis temelli bir yazisma degil; konu kavram ile ilgili dusunce ve bilgi paylasimidir.

kendi payıma, herhangi bir kavram, konu ya da değeri, kendi kimliğimin ya da kişiliğimin ayrılmaz ve olmazsa olmaz bir parçası olarak algılayıp algılamadığımı, üzerinde durup sorgulamadım... ama şu anda, herkesin, kimliğini ortaya koyan bazı oluşturucu kavram ve değerlere sahip olduğunu ya da olması gerektiğini düşünüyorum... galiba, biyo-psiko-sosyal bir varlık olarak insan, değerleri olmadan, bir şeylerden yana ve başka bir şeylere karşı olmadan, insani varlığını sürdüremezmiş gibime geliyor... ancak burada önemli olan, kendisini (ya da kimlik ve kişiliğini), belirli bir değerle (belki bir dokunulmaz ya da bir kutsalla) özdeşleştirmemiş olmasıdır...yani insan, değerleri olmalı ama kendisini bu değerlerle özdeşleştirmemeli (yani bir ve aynı şey olarak algılamamalı) dır... sizin, qua yaklaşımınızı anlamak istedim, ama olmadı... nasıl olup da, problemi tümüyle dışında kalarak (yani probleme karşı nötr algıyla), kavrayabildiğinizi anlamıyorum...örn. ''bir ülkenin toplam vergi gelirleri içinde, dolaylı vergilerin oranının giderek artırılması, doğru bir vergi politikası olabilir mi?'' şeklindeki bir problemi nasıl olurda tümüyle dışında ve nötr kalarak, kavrayıp bir çözüm önerisi geliştirebiliriz... eğer bu problemin ne anlama geldiğini kavramak ve bu konuda bir yargıya varmak istiyorsak, (bence) tam da içine girmeliyiz... neyse, tartışmaya çalıştığımız konuyu dağıtmaya değil, daraltmaya ihtiyaç var... atatürk bir burjuva devrimcisidir ve (sonuna kadar götürememiş olsa da) gerçekleştirdiği devrim, bir 'burjuva demokratik devrim' karakterindedir... türk devriminin kadroları arasında az sayıda sosyalist aydın bulunsa da, (hele m.suphi, e.nejat ve arkadaşlarının başına gelenlerden sonra) devrimi bir sosyalist devrime dönüştürecek bir ağırlığa sahip değillerdir... devrimin asıl kadroları, osmanlı'nın asker ve sivil bürokratları ve aydınlarıdır ve uzun bir dönemden beri süren batılılaşma çabalarıyla, büyük fransız devriminden esinlenmektedirler... ayrıca, toplumda belirginleşmiş bir kapitalist üretim tarzı ve kapitalist üretim ilişkileri olmadığından, doğru dürüst örgütlenmiş bir işçi sınıfı da yoktur... kısacası o koşullarda bir sosyalizm yönelimi beklemek çok da gerçekçi değildir...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
kendi payıma, herhangi bir kavram, konu ya da değeri, kendi kimliğimin ya da kişiliğimin ayrılmaz ve olmazsa olmaz bir parçası olarak algılayıp algılamadığımı, üzerinde durup sorgulamadım... ama şu anda, herkesin, kimliğini ortaya koyan bazı oluşturucu kavram ve değerlere sahip olduğunu ya da olması gerektiğini düşünüyorum... galiba, biyo-psiko-sosyal bir varlık olarak insan, değerleri olmadan, bir şeylerden yana ve başka bir şeylere karşı olmadan, insani varlığını sürdüremezmiş gibime geliyor... ancak burada önemli olan, kendisini (ya da kimlik ve kişiliğini), belirli bir değerle (belki bir dokunulmaz ya da bir kutsalla) özdeşleştirmemiş olmasıdır...yani insan, değerleri olmalı ama kendisini bu değerlerle özdeşleştirmemeli (yani bir ve aynı şey olarak algılamamalı) dır... sizin, qua yaklaşımınızı anlamak istedim, ama olmadı... nasıl olup da, problemi tümüyle dışında kalarak (yani probleme karşı nötr algıyla), kavrayabildiğinizi anlamıyorum...örn. ''bir ülkenin toplam vergi gelirleri içinde, dolaylı vergilerin oranının giderek artırılması, doğru bir vergi politikası olabilir mi?'' şeklindeki bir problemi nasıl olurda tümüyle dışında ve nötr kalarak, kavrayıp bir çözüm önerisi geliştirebiliriz... eğer bu problemin ne anlama geldiğini kavramak ve bu konuda bir yargıya varmak istiyorsak, (bence) tam da içine girmeliyiz... neyse, tartışmaya çalıştığımız konuyu dağıtmaya değil, daraltmaya ihtiyaç var... atatürk bir burjuva devrimcisidir ve (sonuna kadar götürememiş olsa da) gerçekleştirdiği devrim, bir 'burjuva demokratik devrim' karakterindedir... türk devriminin kadroları arasında az sayıda sosyalist aydın bulunsa da, (hele m.suphi, e.nejat ve arkadaşlarının başına gelenlerden sonra) devrimi bir sosyalist devrime dönüştürecek bir ağırlığa sahip değillerdir... devrimin asıl kadroları, osmanlı'nın asker ve sivil bürokratları ve aydınlarıdır ve uzun bir dönemden beri süren batılılaşma çabalarıyla, büyük fransız devriminden esinlenmektedirler... ayrıca, toplumda belirginleşmiş bir kapitalist üretim tarzı ve kapitalist üretim ilişkileri olmadığından, doğru dürüst örgütlenmiş bir işçi sınıfı da yoktur... kısacası o koşullarda bir sosyalizm yönelimi beklemek çok da gerçekçi değildir...

Tamam, oldu aciklamalarin icin, tesekkurler.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Evet geciniz ve alakasiz, devam etmenin bir anlami yok.

Gerşekten bir anlamı yok Türk devrimi anti emperyalisttir..Atatürk'ten bitirelim...

"""Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, hayatı ve bağımsızlığını kurtarmayı tek gaye bildiği halkı, emperyalizm ve kapitalizmin tahakküm ve zulmünden kurtararak, idare hâkimiyetinin gerçek sahibi kılmakla amacına ulaşacağı inancındadır."""


"""Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, milletin hayat ve bağımsızlığına kasteden emperyalist ve kapitalist düşmanların tecavüzlerine karsı milleti savunmayı ve dış düşmanlarla birleşerek milleti aldatmaya ve karıştırmaya çalışan iç hainlerin cezalandırılması için orduyu kuvvetlendirmeyi ve onu milli bağımsızlığın dayanağı bilmeyi görev sayar."""

13 Eylül 1920 tarihli Halkçılık Programı TBMM'de Atatürk tarafından okunmuştur...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst