Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde burakender tarafından oluşturulan Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 137,479 kez görüntülenmiş, 1,062 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar
Konbuyu başlatan burakender
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Ruairi

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
felsefe tanrıyı anlama bilimidir arama değil.bütün bu tartışmalar varoluşunu anlamak için.mevcut olmayanı aramakta anlamakta olmaz.
 

toz_zerresi

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Din değil ıspata ihtiyaç duyan... Sizsiniz sayın alpin. Gerçeği görme çabası içinde olsanız bunu satırlarınıza yansıtırdınız. Hayır siz sadece yok demek için burdasınız. Başınıza gelmiş çeşitli hadisat buna neden olmuş olabilir. Dinin ve yaradanın suçu yok bunda. Rahat olun. O sizin de rabbiniz. Hatalarınızı affedecektir.
 

alpine

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2009
Mesajlar
480
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Bir insanin, bir yaraticiyi inkar etmesi mumkun mudur? Eger ediyor ise, zaten bunun sebebi o yaraticinin kendisidir, cunku o, onu oyle yaratmistir. Adi uzerinde, yaratici. Ha, tanri-yaratici farklidir derseniz olay degisir. Ancak soylediginizin bir mantigi yok. Ben tanriyi reddetmiyorum, ben tanriyi kabul etmek icin bir sebep gormuyorum ortada. Varligini kabul edebilmem icin bunu algilayabilmem gerekli. Bu olmadigi surece benim bir tanrinin varligi kabul edebilmem mumkun degil. Ama bunlara ragmen inanabilirdim, ama inansaydim eger cikip kanit aramaya calismazdim, kanitlamayada. Zira bunun kaniti olmaz. Farkindaysaniz, soylediginiz su cumlenin gecersizligidir burada benim konu edindigim;

"Allah'ın varlığına kolayca sonsuz delil getirilebilir."

Yok boyle bir delil. Ve olmasina da gerek yok. Sizin inancinizin kanita delile ihtiyaci mi var? Yok ise neden olmayan delillerin varligi iddiasindasinizdir. Inanmayana sifa diler gecer gidersiniz. Ama yok, siz illa kanitim var delilim var diye cikiyorsunuz meydana, sonra ispata ihtiyac duyan benmisim gibi bir hal tavir takiniyorsunuz. Bence ispata delile ihtiyac duyan sizsiniz, benden de tasdik bekliyorsunuz ama malesef, elinizdekiler bir delil omaktan cok uzaklar...
 

toz_zerresi

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Yaralarınızı saracak olan ancak ona olan inancınızdır. Sizce muhattap alıp konuşmam size değer vermediğimden mi? Yoksa amacım sizi inandırıp köleleştirmek mi? Sakın bir amaç aramayın sohbetlerimizde. İnanmıyorsanız elbette hürsünüz. Ama burada siz serbestçe yazarken bizde bunu yapacağız elbette. Garezim olamaz ki sizi tanımıyorum. Elbette iman ile göçmenizi isterim bu dünyadan. Ve unutmayın; Allaha dönüş her zaman ve her an mümkündür. Hatta inanmayanların sonradan kazandığı iman biz güya hep inanıp duranlardan daha değerli Allahın katında. Bir ayete göre yeni imanını ilan etmiş birinin tüm geçmiş günahları silinir ve hatta geçmiş günahları sevap olarak yazılır hanesine.

Ve sorumluluğumuz var biz inananların. Alanı boş bırakmamızı beklemeyin lütfen.
 

paslıçivi

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2012
Mesajlar
153
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
İnanmıyorsanız elbette hürsünüz.

sevgili toz_zerresi..

insanoğlu varoluşa anlam ve içerik verme(inançsal yaklaşım) açısından hür değildir..
insanlık tarihi boyunca binlerce çeşit irili ufaklı inanç çeşitleri olmuştur, bunların bazıları zaman içerinde tarih olmuş bazıları da halen günümüze kadar varlığını sürdürmüştür..

ne bu inanç çeşitliliği içinde hangisine inanacağı

ne de içinde bulunduğu kültürün inancını kabul/red konusunda özgür değildir..

özgür/hür irade; seçme hakkı olmasıdır..

şayet benim bu konuda hür iradem var diyorsanız;
buyrun varolan inancınızı yarım saatliğine değiştirip başka bir inancı benimsemeye çalışın bakalım, becerebiliyor musunuz?
sonra o hür iradenizi kullanarak tekrar eski inancınıza dönüşebilirsiniz..

bunu sadece siz değil dünyadaki hiç bir insanoğlu evladı yapamaz.. teizm ve nonteizm düzeyi tüm inançlardan bahsediyorum..
yani hristiyanından ateistine
müslümanından deistine
alevisinden budistine
ortodoksundan hindusuna
şintoistinden bahaisine
panteistinden agnostiğine

hiç kimse evet hiç kimse bunu başaramaz..

ta ki beyin nörokimyasındaki o kırılma noktasını yaşayıncaya kadar..

o kırılma noktasını deneyimlediğinde kuantal bir sıçrama ile varoluşa verdiği anlam ve içerik(inancı) değişir..

inanmayı insanoğlu kendi seçmez, insanoğlu "inandırılmış" yani beyin nörokimyası kendi ataları taraından yapılandırılmış haliyle dünyada yaşar..

bu çok derin bir uyku halidir.. sözle anlatılacak gibi değildir..

bu söylediklerimin daha iyi algılanabilmesi için farklı inançtan ama aynı sizin kadar inancına bağlı insanlarla sohbet etmelisiniz..

karşınıza bir hristiyan, musevi, budist, hindu alın ve konuşun..

siz varolan inancınızdan ne kadar eminseniz onlar da aynı derecede eminler..

çünkü onlar da sizin gibi farklı bir bilinçaçıklığını deneyimlemediler ve inançlarını hakikat zannediyorlar..

insanın kendinde hür irade olduğunu zannetmesi kadar büyük bir tutsaklık yoktur..


inancınızı seçme ve değiştirme istenci/arzusu sizin elinizde ve iradenizde değildir..
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
o yüzden de kişisel ulaştığım aydınlanma/farkındalık dediğim bilinç düzeyinin "zihinsizlik/egosuzluk" denilen bir çeşit beyin nörokimyası olduğu tezini ortaya koyuyorum..

çünkü ben bu düzeye okumak, düşünmek araştırmaktan öte meditasyonla ulaştım..

insanlar meditasyonu basit bir rahatlama, stresten arınma yöntemi olarak görüyorlar..

oysa meditasyonun bende yaptığı etki; doğumdan sonra yüklenen tüm öğretilerin(zihin/ego) köleliğinden kurtulma şeklinde oldu..

bunu sözlerle ifade edebilmek o kadar zor ki, ancak yazılarımın içeriğinden algılayabilirisiniz insanı nasıl bir bilince taşıyabildiğini..

bu başlıkla ilgili bulduğum bir videoyu paylaşayım..

inancınızı seçme ve değiştirme istenci/arzusu sizin elinizde ve iradenizde değildir..

Tezim var dediniz..paylaşın dedim yukardaki satırlar ve bir video paylaştınız...ulaştığınız içsel noktayı (dolayısı ile tezinizi) anlayabilmek için sorular sordum cevap yok !! bu nasıl tez???

Bakınız sözde tezinizin/fikrinizin nedenini ,nasılını ve dayanaklarını açıklayamıyorsunuz. buda bize yöneltiginiz sözde tesbitleri isnat ve iftira yapar. ben size söyleyim elinizde sadece şu var; o coğrafyadakiler ona inanıyor,bu cografyadakiler buna inanıyor. hepsi kendi inancım doğru diyor, hepsinin doğru olma şansı yok. öyleyse = hepsi yanlış. işte bu kadar basit ! sizin ana fikriniz ,dayanağınız tüm çıkış noktanız bu ! ne bekliyordunuz? tüm insanlık tek bir dine veya Tanrı inancına mı sahip olmalıydı? o zaman bu tek inanç doğru olur muydu?

Sayın Alpine ile tartışabiliriz ,düşüncesini mertçe ,açıkca söylüyor. ama sizinle nasıl tartışacağız??habire atıyorsunuz bilincimize,aklımıza gerisi yok.. yok uykudasınız yok hür irade yok, yok düşünerek bunu anlayamazsınız..falan filan..neden? nasıl? deyince tekrar baştan aynı şeyler..bu nedir yaaa!! evrensel insanla neden iyi anlaştığınız anlaşıldı..
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Sayın Paslıçivi; ne olmalıydı; müslüman toplumlardan hristiyanlar hristiyan toplumlardan çokca müslümalar mı çıkmalıydı? Hristiyanlar islam gelince; evet son din islamdır bizim dinimiz hükmünü yitırdi deyip yüzlerce yıllık dinlerini terk mi etmeliydiler? tabiki yalanlayacaklardı beklenen budur, beşeriyet kuralları böyledir.ya da japonlar, çinliler kendi dinlerini bırakıp hristiyan ya da müslüman mı olmalıydılar? tüm insanlık ortak bir inanç, fikir ya da ideolojide birleşebilir mi? birleşemez. herkesin şartları farklı. varolan belli. Tanrıya inanmak için varolandan fazlasını beklemek, inanmak için mücizevi bir şeyler beklemekle aynıdır.

Evrensel İnsan sebebi ile kısa süreliğine girdiğim o bahsettiğiniz sitelerde bazı arkadaşlar Vahiy gelebilmesi için melegin yapması gereken Km/saat,ışık hızı/zaman formülleri üzerinde çalışıyorlardı.

işte bu mantıksal çıkarımınız bence bundan farksız. Sizin bahsettiğniz durum tamamen beşeri ve olağandır. bunun aksi olması beklenemez. öyleyse bu durum hiç bir şeye/kanıya/görüşe dayanak gösterilemez

madalyonun öbür yüzünü unutmamak gerekir. Tanrı dinini hakim kılmak istese kılar, şüphe olmasını istemesede hepsini yok ederdi.
 

paslıçivi

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2012
Mesajlar
153
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
Tezim var dediniz..paylaşın dedim yukardaki satırlar ve bir video paylaştınız...ulaştığınız içsel noktayı (dolayısı ile tezinizi) anlayabilmek için sorular sordum cevap yok !! bu nasıl tez???

Bakınız sözde tezinizin/fikrinizin nedenini ,nasılını ve dayanaklarını açıklayamıyorsunuz. buda bize yöneltiginiz sözde tesbitleri isnat ve iftira yapar. ben size söyleyim elinizde sadece şu var; o coğrafyadakiler ona inanıyor,bu cografyadakiler buna inanıyor. hepsi kendi inancım doğru diyor, hepsinin doğru olma şansı yok. öyleyse = hepsi yanlış. işte bu kadar basit ! sizin ana fikriniz ,dayanağınız tüm çıkış noktanız bu ! ne bekliyordunuz? tüm insanlık tek bir dine veya Tanrı inancına mı sahip olmalıydı? o zaman bu tek inanç doğru olur muydu?

sevgili donkişot..

herşeyden önce ben doktorasını bitirmek için tez hazırlayan bir öğrenci değilim.
o yüzden savunduğum tezimi bir kaç sayfada, bir kaç soruya cevap vererek bitirecek durumda değilim..
burda yazdıklarım ve yazacaklarım zaman içerisinde çok sınırlı insanda bir takım etkiler yaparak aydınlanma/uyanma ve dolayısıyla insanlaşma yönünde etkileri olacaktır..
o yüzden size tavsiyem, sakin olmanız ve burdaki yazışmalarımızı sükunetle takip edip gerektiğinde düşüncelerinizi dile getirmenizdir..
aksi durumdaki yağmalar gürlemeler sataşmalar size, sadece size zarar verecektir, çünkü bu tutum sizi bilgiyi almaya kapalı tutacaktır..

yazdıklarımın büyük bir çoğunluğuna kızacak, bana saldıracak ve eleştireceksiniz.. nadiren evet ya bu adam doğru söylüyor diyeceksiniz..
çünkü yazdıklarım ve yazacaklarım sizin ikinci benliğinizdeki karar verme mekanızması(akıl) tarafından reddedilecektir, çünkü o mekanızmanın inandığı ve gerçek zannettiği şeyleri dolaylı olarak yanlışlayacaktır..

şayet beyin nörokimyanız bahsettiğim kırılma noktasına yakınsa da sıçramayı gerçekleştirip aydınlanmaya ulaşırsınız..

belki yine tekrar olacak ama yukarıdaki alıntınızda benim adıma yaptığınız çıkarım için bir şeyler söylemek istiyorum.

ulaştığım kişisel bilince göre insanları kabaca 3 ana grupta sınıflıyorum.. kabaca diyorum çünkü "her insanın ayrı bir dünya" olduğunun farkındalığındayım.

1. teizm düzeyi bilinçaçıklığında yaşayanlar: dünyaya geldikleri zaman ve coğrafyadaki kültürün tüm "insandan öte" değerlerini kabullenip kendi ve diğer insanların yaşamlarını bu değerler uğruna heba eden/ıskalayan insanlar.. dini inanç, milli/etnik kimlik, göreceli yöresel ahlaki yapı, siyasi görüş vs..

ben türküm müslümanım ve islami ahlakı benimserim, bu değerler benim için çok önemlidir ve bu değerlerime zarar verecek insanlarla her türlü mücadeleyi/savaşı veririm..
ben kürdüm aleviyim ve ali'nin ahlakını benimserim
ben hintliyim, hinduyum ve hinduizmin ahlakını benimserim
ben almanım, hristıyanım ve hristiyan ahlakını benimserim
ben çinliyim, budistim ve budizm ahlakını benimserim
ben yahudiyim, museviyim ve musevilik ahlakını benimserim

gibi..
kişi kendine yüklenen zihinde yaşamaktadır ve kendi zihnini taşımayan insanları dışlar ve onlarla bir bozgunculuk içerisindedir..

2.non-teizm düzeyi bilinçaçıklığında yaşayanlar: dünyaya geldikleri zaman ve coğrafyadaki kültürün "insandan öte" değerlerinden sadece dii inanç öğesinden "kısmen" kurtulup diğer öğelerin hala kölesi olan insanlar.. ve bu uğurda hala hem kendi hem de diğer insanların yaşamlarını heba eden insanlar.. bu insanlar kültürünün sadece dini inanç kısmını terkedip diğer değerlere hala sahip çıkan kişilerdir. dini inançlarını terketmeleri de bağımsılık olarak değil karşıtlık/düşmanlık olarak ortaya çıkar..
eskiden müslüman olan nonteizme(ateizm, deizm, panteizm, agnostisim vs) geçtiğinde bir numaralı islam ve müslüman düşmanı kesilir.
eskiden isevi/hrisityan olan bir numaralı hristiyanlık düşmanı kesilir
eskiden hindu olan bir numaralı hinduizmin düşmanı kesilir
gibi..
çünkü hala zihinde yaşamaktadır, sadece zihnin pozitif kutbundan negatif kutbuna geçmiş ve insanlar arası bozgunculuğa devam etmektedir..

3.aydınlanma/farkındalık/insanlaşma: kişi doğumundan sonra kendsine yüklenen "insandan öte" zihnin tüm öğelerinden arınmıştır.. artık ne bir dini inancı, ne bir milli/etnik kimliği, ne göreceli bir ahlakı ne bir siyasi/politik görüşü vs vardır.. bu kavramlara ve bu kavramlara sahip çıkan insanlara karşı değildir.
bir dini inancı ne doğrulama ne de yanlışlama konusunda bir mücadelesi yoktur.. bu insandan öte kavramların kendi yaşamında ne pozitif ne de negatif hiç bir anlam ve önemi yoktur.. ne tanrıcıdır, ne tanrıya karşıttır, tanrı kavramı onun için anlamsız ve tanımsızdır.. bu uğurda diğer insanlarla bir çatışmaya bir savaşa girmez.. ne türktür, ne kürttür, ne araptır, ne ingiliz ne hindu ne çinli ne afrikalı, hiç bir milli/etnik kimliği yoktur.. ne sağcıdır ne solcu ne de futbolcu, yani insandan öte, insanoğlunu biribirine düşüren bozgunculuk yapan tüm bu kavramlardan arınmıştır.. bir insanla karşılaştığında onun hangi gömleği giydiğini görmez, göremez, o insanı yalın çırılçıplak görür, yani sadece insan olarak..

Sayın Alpine ile tartışabiliriz ,düşüncesini mertçe ,açıkca söylüyor.

sevgili alpine'le tartışabilrisiniz tabii ki, siz tanrıcı o tanrıtanımaz olarak.. tanrı varmı yokmu?
bu tartışma insanoğlu tarihi adar eskidir. tartışanlar arasında binlerce yıldır bir arpa boyu yol alınamamıştır..
alınamaz da zaten.. çünkü tanrı kavramı hatalı bir soyutlamadır yani soyutçuluktur..
soyutçuluktan türemiş bir kavramın var/yok tartışması sonucu, galibi olmayan bir kördöğüşüdür..
sadece tartışan tarafları biribirine düşman eder..
ayrıca tartıştığınız kavramın bir tanımını yapmalısınız, tanrı nedir?
sevgili alpine buna değindi, önce varlığını savunduğunuz kavramın bir tanımını yapın ve ondan sonra tartışın.
çünkü evrensel kabul görmüş bir tanrı tanımı yoktur ve olamaz da zaten, çünkü soyutçuluktan türemiştir tanrı kavramı..
hangi tanrının var/yok tartışamasını yapıyorsunuz?
gözlemlediğim kadarıyla zaman ve coğrafya gereği islam dininin ve muhammed'in ifade ettiği tanrıyı tartışıyorsunuz
oysa bu dünyada ve insanlık tarihinde tanrıdan çok bir kavram yoktur..
mesela niçin zeusu, hinduizmin tanrısını/tanrılarını, isanın babasını, musanın tanrısını, ilkel kabilelerin inandığı tanrıyı vs tartışmıyorsunuz?
 

paslıçivi

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2012
Mesajlar
153
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
Tanrıya inanmak için varolandan fazlasını beklemek, inanmak için mücizevi bir şeyler beklemekle aynıdır.

sevgili donkişot, bakın sizin masanızın üzerinde yani gündeminizde hala "tanrı var/yok, inanalım/reddedelim" kavramları var..

benim masamın üzerinde tüm bu insandan öte kavramların hiç biri yok.. zamanında benim de masamın üzerinde bunlar vardı ama bir şekilde elimin tersiyle masamın üzerinde ne kadar eski zihin artıkları varsa hepsini temizleyip masamın üzerini bomboş bıraktım..

şimdi masamın üzerinde ne tanrı var, ne din ne ölüm sonrası yaşamlar ne de diğer insanlararsı bozgunculuk yapan değerler..
masamın üzerinde sadece kendim ve kendi türümün diğer öğeleri olan insanoğlu var.. ve bu insanoğlunun yegane değerli olan yaşamı var..

siz henüz zihinde yaşadığınız için bu zihin içeriğinin doğruluğu/yanlışlığı konusundaki mücadelinizi sürdürüyorsunuz..
sadece siz değil dünyadaki diğer insanların da neredeyse tamamına yakını zihinde yaşıyor ve onlar da kendi zihinlerinin içeriğinin doğruluğu/yanlışlığı konusunda mücadelesini veriyor..

batı dünyası zihninde yaşayan insanlar için tanrısızlık, reenkarnasyon, karma yaşam ne kadar anlamsız ve önemsizse
doğu dünyasında yaşayan insanlar için tek tanrı, cennet cehennem o kadar anlamsız ve önemsiz..

şimdi tüm bunlardan sonra tekrar diyeceksiniz ki; bunlar hiç bir şeye dayanak değil, tüm dinlerin yanlış olduğunu göstermez..

peki o zaman ben size tekrar sormak istiyorum..

25 yaşına kadar size hiçbir dini öğreti vermeden ıssız bir adada yetiştirsek ve sonra size dünyadaki bu gelmiş geçmiş inanç çeşitliliğinden birini seçip inanın desek, hangi inancı seçerdiniz ve kriterleriniz ne olurdu?

ve şimdiye kadar yaşamış tüm dünya insanlığının neredeyse tamamına yakını kendi kültürünün dini inancı içinde doğup bu inançla öldüğünü söylesem
yani insanoğlunun dini inancı seçme konusunda hür iradesi olmadığını
sadece doğduğu kültürün bir zihin taşıyıcısı ve türevi olduğunu söylesem

bana hangi tanrıyı, hangi dini, hangi ölüm sonrası yaşamı, hangi mantıkla savunabilirsiniz?

buyrun sizi dinliyorum..
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
oysa bu dünyada ve insanlık tarihinde tanrıdan çok bir kavram yoktur..
mesela niçin zeusu, hinduizmin tanrısını/tanrılarını, isanın babasını, musanın tanrısını, ilkel kabilelerin inandığı tanrıyı vs tartışmıyorsunuz?
batı dünyası zihninde yaşayan insanlar için tanrısızlık, reenkarnasyon, karma yaşam ne kadar anlamsız ve önemsizse
doğu dünyasında yaşayan insanlar için tek tanrı, cennet cehennem o kadar anlamsız ve önemsiz

25 yaşına kadar size hiçbir dini öğreti vermeden ıssız bir adada yetiştirsek ve sonra size dünyadaki bu gelmiş geçmiş inanç çeşitliliğinden birini seçip inanın desek, hangi inancı seçerdiniz ve kriterleriniz ne olurdu?

ve şimdiye kadar yaşamış tüm dünya insanlığının neredeyse tamamına yakını kendi kültürünün dini inancı içinde doğup bu inançla öldüğünü söylesem
yani insanoğlunun dini inancı seçme konusunda hür iradesi olmadığını
sadece doğduğu kültürün bir zihin taşıyıcısı ve türevi olduğunu söylesem

bana hangi tanrıyı, hangi dini, hangi ölüm sonrası yaşamı, hangi mantıkla savunabilirsiniz?

ne demiştim;

Bakınız sözde tezinizin/fikrinizin nedenini ,nasılını ve dayanaklarını açıklayamıyorsunuz. buda bize yöneltiginiz sözde tesbitleri isnat ve iftira yapar. ben size söyleyim elinizde sadece şu var; o coğrafyadakiler ona inanıyor,bu cografyadakiler buna inanıyor. hepsi kendi inancım doğru diyor, hepsinin doğru olma şansı yok. öyleyse = hepsi yanlış. işte bu kadar basit ! sizin ana fikriniz ,dayanağınız tüm çıkış noktanız bu !

bakınız gene aynı şey.. bir sürü isnat ve iftira ve tek dayanakta bu !!! evrensel insanı 2 aydan fazla dinledim arkasından kocaman bir hiç çıktı ! aslında daha erken bir kanıya varmıştım ama sabrettim, anlamadığımı düşündüm , tam anlamadan yargılamak istemedim. ama sonunda aynı yere vardım. sizde onun değişik bir versiyonusunuz. dayanaklarınız isnat ve iftiradan ibaret. ve aynı onun gibi karşınızdakini dinlemiyorsunuz.ve benim artık bunlara tahammülüm kalmadı.

genede sorunuza cevap vereyim; 25 yaşına kadar ot gibi yaşamam heralde kendimce bir varoluş,ahlak,değer düşünce vb yapılarım oluşur. Bir yaratıcıya inanıp inanmamanın dinlerle ilgisi yoktur..eğer bir yaratıcıya inanırsam onun bizimle iletişime geçip geçmediğini araştırırım ve sadece bu yöndeki dinleri incelerim.yaratıcının bizimle iletişime geçmediğine ve bir yol göstermediğine inanırsam ona göre hareket ederim, gönderdiğine inanırsamda kendime en yakın bulduğum dini seçerim.
 

byReveal

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Nis 2012
Mesajlar
37
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Merhaba arkadaşlar.

Uzun süredir Tanrının varlığı ve yokluğu hakkında kafa yoruyorum. Ben bu konuda sizlerinde görüşlerinizi almak istedim. Fakat lütfen bir din tartışmasına çevirmeyelim konuyu. Ayrıca lütfen yok kitap inmiş, yok şu gelmiş gibisinden dogmatik msjlarda atmayın. Soyut değil somut görüşlerinizi alırsam çok sevinirim.

Saat sabaha karşı 4:30 ve ben bu konuyu düşünmekten hala uyuyamadım...

Tanrıyı nasıl tanımladığına bağlıdır bu, yani eğer dersen ki Tanrı "Etrafına ışıklar saçan, devasa, boynunda cennetin anahtarını taşıyan" birşey, o halde elinde bir kanıtın olmadan var mıdır yok mudur bilemezsin sadece inanırsın. Panenteist bakış açısı ile düşünürsen, "Tanrı hem neden hem sonuçtur, hem başlangıç hem bitiştir, bütün evreni kapsar, her şey onun bir parçasıdır." O halde Tanrı vardır, Tanrı varlıktır.
 

IdeaFante

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
21 Kas 2011
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
30
Önce 'tanrı' kavramı hakkındaki düşüncelerimden bahsedeyim. İnsanlar en eski dönemlerden beri doğayla ve diğer insanlarla ilişkiler içindeyken beyinleri yapacakları davranışlar konusunda sürekli iyi'nin mükemmel'in doğru'nun ne olduğunu bulma konusunda gayret içindeydi ve sahip oldukları fikirler kendilerince 'en iyi' oldu. Olay ve olgular konusunda insanlarda ortak olan bir 'mükemmel' kavramı yaşamları boyunca birikimlerle beslendi her zaman. En eski dönemlerden beri insanlar mükemmel olmadıkları halde onların zihninde 'mükemmel' kavramı gelişti. Bu beynin nörokimyasal yapısının/ işleyiş sisteminin bir sonucudur bence.

İnsanlarda ortak olan mükemmel ideası sürekli farklı süslemelerle 'Tanrı' dediğimiz kavram şeklinde ortaya atılmış ve günümüze kadar farklı şekillerde gelmiştir.

En önemli kısımdan şimdi bahsedeceğim. Bulunduğumuz zaman içinde de devam eden tanrı var mıdır yok mudur tartışmaları kaynağını 'tanrıyı somutlaştırmaya çalışma' çabalarından almaktadır. 'Tanrı' kavramı mükemmel ideasının belirli kalıplara sokulmasıyla oluşmuştur ve insan beyninin ürünüdür. Bu yüzden tatışma yapılırken tanrı var mıdır yok mudur şeklinde sorular sormak insanlarca şekil verilen tanrı kavramıyla ilgili olacaktır ve yine insanlarca şekil verildiği için tartışmadan fayda alınamayacaktır.

Burada ise 'insanlıktan kurtulmak' dediğim bir düşünceyi savunacağım daha önceki yazılarımda olduğu gibi. Kelimeler ve kanıtlar insanlar tarafından bulundu ve bir birikimdir. Oysa biz böyle bir arayışta birikimden yararlanamayız. Bahsettiğim kanıtlar ise 'sözde' kanıtlar. Gereksiz birikimler hiç fayda etmeyecektir.

paslıçivi'ye çoğu görüşünde katılıyorum. Bir insan sahip olduğu inancı değiştiremez yani hür değildir kesinlikle. İnsanın inancı köklerini 'kendi insanlığı'ndan alır; inancın değişmesi demek algılarının ve beynin bu algıları yoğuruş biçiminin kökten sarsılması demektir. Bu ancak bir travma, şok veya mucizeyle olur. Herkes bu konudaki inanışları konusunda kendince emindir ve bu emin oluş kendi içinde tutarsızlık içermez veya tutarsızlığı hissettirmez. Ben bu konuda materyalist bir yaklaşımı savunuyorum.

İnsanın özgür bir iradeye kavuşması çağımızda en zor olgulardan biridir. Çoğu kişi kendini özgür sanır. Ama kendi kafesini kendi örmüştür. Bunlardan kurtulmak 'edinilen bilgileri algılanan doğa kuralları eşliğinde sorgulamak' ve 'birikimlerden arınmış saf bir düşünce sistemine sahip olmak'la olacaktır.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
'Tanrı' kavramı mükemmel ideasının belirli kalıplara sokulmasıyla oluşmuştur ve insan beyninin ürünüdür
görünmez ve herşeye gücü yeten Tanrı sizce en son Tanrı mıdır? ilerde daha güçlüsünüde yaratabilir miyiz? ezberden iyi gitmişsiziniz. sonrası için teistlerden önce bir Tanrı üretme projeniz var mı ne diyorsunuz? yoksa önce biz üretelim sonra siz mantalitesini ve tarihi sürecini çözer misiniz?

Bir insan sahip olduğu inancı değiştiremez yani hür değildir kesinlikle. İnsanın inancı köklerini 'kendi insanlığı'ndan alır; inancın değişmesi demek algılarının ve beynin bu algıları yoğuruş biçiminin kökten sarsılması demektir. Bu ancak bir travma, şok veya mucizeyle olur.

topluluk halinde şamanizmden İslama geçen türkler, topluca nasıl bir travma geçirdiler acaba? materyalistlerinde hür iradesi yok o zaman hep böyle kalacaklar? travma geçirmezlerse tabi..
 

IdeaFante

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
21 Kas 2011
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
30
görünmez ve herşeye gücü yeten Tanrı sizce en son Tanrı mıdır? ilerde daha güçlüsünüde yaratabilir miyiz? ezberden iyi gitmişsiziniz. sonrası için teistlerden önce bir Tanrı üretme projeniz var mı ne diyorsunuz? yoksa önce biz üretelim sonra siz mantalitesini ve tarihi sürecini çözer misiniz?

Siz hala güneşin dünya etrafında döndüğüne inanıyor musunuz?

topluluk halinde şamanizmden İslama geçen türkler, topluca nasıl bir travma geçirdiler acaba? materyalistlerinde hür iradesi yok o zaman hep böyle kalacaklar? travma geçirmezlerse tabi..

İnsanların doğa hakkındaki o zaman sahip oldukları bilgi birikimlerinin günümüze göre daha az olması, o zamanın dinsel çeşitliliğinin şimdikinden fazla olmasını bize açıklıyor. İnsanlar doğayı tanıdıkça dinler azaldı. Şimdi ise ölümden sonrası insanlar için büyük bir soru işareti, bilinemiyor; ve kalanlar önemli ölçüde ölümden sonrasını haber veren dinler. Dinler ve inançlar azaldığı için inanmak ve inanmamak arası fark da iyice arttı. Eski dönemlerde birbirine benzeyen ve temeli aynı olan inanışlar arası transfer için büyük bir travma gerektiğini sanmıyorum. Ayrıca o dönem Türklerinin birden İslamiyeti kabul edip aniden namaz kılmaya başladıklarını da düşünmüyorum.
 

paslıçivi

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2012
Mesajlar
153
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
bakınız gene aynı şey.. bir sürü isnat ve iftira ve tek dayanakta bu !!! evrensel insanı 2 aydan fazla dinledim arkasından kocaman bir hiç çıktı ! aslında daha erken bir kanıya varmıştım ama sabrettim, anlamadığımı düşündüm , tam anlamadan yargılamak istemedim. ama sonunda aynı yere vardım. sizde onun değişik bir versiyonusunuz. dayanaklarınız isnat ve iftiradan ibaret. ve aynı onun gibi karşınızdakini dinlemiyorsunuz.ve benim artık bunlara tahammülüm kalmadı.

Bakınız sözde tezinizin/fikrinizin nedenini ,nasılını ve dayanaklarını açıklayamıyorsunuz. buda bize yöneltiginiz sözde tesbitleri isnat ve iftira yapar. ben size söyleyim elinizde sadece şu var; o coğrafyadakiler ona inanıyor,bu cografyadakiler buna inanıyor. hepsi kendi inancım doğru diyor, hepsinin doğru olma şansı yok. öyleyse = hepsi yanlış. işte bu kadar basit ! sizin ana fikriniz ,dayanağınız tüm çıkış noktanız bu !

sevgili donkişot, biribirimizi anlıyacağız ama biraz sabır ve empati gerekiyor sanırım.. :)

benim tezlerim dinlerin doğruluğu/yanlışlığı üzerine değil..

ben insanoğlunun;

beyin nörokimyasının bir robotu olduğunu
özgür iradesi ol-ma-dığını
sahipolduğu bilinaçıklığının onun kendi seçimi olmadığını, bunu kendi istenciyle değiştiremeyeceğini
o yüzden insanoğlunun biribiriyle sürekli bir bozgunculuk ve kaos içinde olmak zorunda kaldığını
ve bu durumun dünya sağlık örgütünün(WHO) tanımına göre bir hastalık olduğunu
bunun bir süreç olduğunu
zaman içerisinde önümüzdeki yüzyıllarda bu durumun farkedilebileceğini
beynin ve dolayısıyla bilincin evrimsel süreçte bu durumu farkedebileceğini
farkedilmezse de bunu farkedebilecek öncül bilimadamları tarafından bunun tıbbi bir hastalık olarak tedavi edilebileceği

tezlerini ortaya koyuyorum..

sizin bahsettiğiniz dinlerin direk olarak doğrulanma/yanlışlanma çabalarının aydınlanmış bir bilincin gündeminde olmadığı
bu çabaları gösterenlerin teizm ve nonteizm düzeyi bilinçaçıklığında yaşayan insanların işi olduğunu ifade etmeye çalışıyorum..

şöyle ki..

bir insan şayet "teizm düzeyi bilinçaçıklığında" ise tutunduğu ve savunduğu insandan öte değerlerle ilgili bir sorun yaşadığında nonteizm düzeye geçemez, sadece tutunduğu değerlerin "içeriğini" değiştirir.. ama düzey değişmez.. kişi hrisityansa başka bir dine geçer, budist olur, müslüman olur vs.. yani teizm düzeyi bilinçaçıklığında yaşayan biri tüm dinleri ve tanrıları reddedemez, şüpheye düştüğünde bir limandan diğer limana geçer.. çünkü sahip olduğu bilinçaçıklığı gereği hayata tutunabilmek için bir dine ve ölüm sonrası yaşam biçimlerinden birine inanmak/tutunmak zorundadır, aksi takdirde kendini muazzam bir hiçlikte/boşlukta bulur ve yaşam motivasyonunu kaybederek ciddi bir deprosyona girerek yaşamı tehlike altına girer.. bu kişiler nonteizme sıçrasa bile uzun süre tutunamaz, tatminsiz ve mutsuz olacakları için tekrar eski dinlerine ya da başka bir dine geçerler..

şayet kişinin beyin nörokimyasındaki nitelik değişimi nonteizm düzeye sıçramaya müsaitse, kişi artık geriye dönüşü olmayan bir yola girmiştir.. ok yaydan çıkmıştır artık.. kişi sahip olduğu inancıyla mutlu/tatmin olması imkansızdır, burda inancının içeriğinin hiç bir önemi yoktur.. kişi müslüman da olabilir, budist de, hrisitiyan da vs.. kişinin beyin nörokimyasının niteliği değiştiği için bilinç açılmaya başlar ve tatminsizlik başlar ve zamanı geldiğinde o kuantal sıçramayla beraber kişi için artık yepyeni bir yaşam başlar.. eski inancını terketmiş, varolan tüm dinleri ve dinlerin ifade ettiği tanrıları, ölüm sonrası yaşamları reddetmiştir.. kişi artık ya ateisttir ya deist, ya panteist, ya panenteist, ya agnostik ya da ignostik vs.. tüm bu insanların ortak noktaları dinsiz olmalarıdır, tanrısız değil.. içlerinden ateist olanlar hariç diğerlerinin hala bir tanrı inancı vardır ama bu tanrı varolan dinlerin hedef gösterdiği tanrılar değildir.. kişinin varoluşa baktığında kişisel ulaştığı bir tanrı inancıdır bu, organize değil nonorganize bir tanrı inancıdır..

şayet kişi doğduğu aile ve kültür içinde dini öğretilere çok fazla maruz kalmışsa nonteizme geçişi oldukça sancılıdır ve nonteizme geçtiğinde bile hala zihinde yaşadığı için hala terkettiği inancı hem kendi zihninde hem diğer insanlar arasında tartışarak yanlışlamak zorundadır.. ama kişi aile ve çevresinden çok fazla dini öğretiye maruz kalmamışsa yani bir zihin yüklenmemişse kişi doğuştan/orjinal bir nonteisttir ve ne kendi zihninde ne de insanlararası ilişkilerinde dinleri tartışma yanlışlama ihtiyacı duymaz.. çünkü kısmen zihinsizdir ve rahattır..

yani uzun lafın kısası sevgili donkişot, söylemeye çalıştığım şey şu;

"tüm dinler yanlıştır, bu dinlerden biri doğrudur" mücadelesini veren insanlar genelde zihinde yaşayan insanlardır.. yani teizm ve nonteizm düzeyi bilinçaçıklığında yaşayanlar.. dini zihinden arınmış yani dini zihinsiz biri için dünyadaki gelmiş geçmiş ve günümüzde varolan dinlerin ve tanrıların hiç bir önemi yoktur.. kişi bunları doğrulama/yanlışlama mücadelesi vermez.. onun mücadelesi çok farklı bir kulvardadır.. o insanlararası, insan bilincine yakışmayan bu yaşam biçiminin nedenleri sorgular ve bu konuda fikirler üretmeye çalışır..

sevgili evrensel-insan'ın ve benim anlatmaya çalıştığımız şey kabaca budur..
 

paslıçivi

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2012
Mesajlar
153
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
genede sorunuza cevap vereyim; 25 yaşına kadar ot gibi yaşamam heralde kendimce bir varoluş,ahlak,değer düşünce vb yapılarım oluşur. Bir yaratıcıya inanıp inanmamanın dinlerle ilgisi yoktur..eğer bir yaratıcıya inanırsam onun bizimle iletişime geçip geçmediğini araştırırım ve sadece bu yöndeki dinleri incelerim.yaratıcının bizimle iletişime geçmediğine ve bir yol göstermediğine inanırsam ona göre hareket ederim, gönderdiğine inanırsamda kendime en yakın bulduğum dini seçerim.

bakın burda zihinde yaşamak ne demek, bilinçaçıklığı ve zeka arasındaki farkı görmeye çalışalım..

elektronik mühendisiyim demiştiniz, bu sizi toplumun vasat üstü bir zeka seviyesinde olduğunuzu gösterir.. çünkü ne bu tahsili almaya hak kazanmak ne de bu tahsili tamamlamak ve mesleği icra etmek herkesin harcı değildir..

ben size sorduğum bu soruyu değişik inanç ve bilinaçıklığındaki insanlara sordum.. hem sanal alemde hem de gerçek yaşamımda..

bu soruya sizin gibi elektronik mühendisi olan bir nonteistin bir budistin bir hindunun bir hristiyanın vs verebileceği cevapları tahmin edebiliyor musunuz ?

sanırım tahmin edebiliyorsunuzdur..

aynı soruyu sevgili allfeelingheart' a da sormuştum.. bir elektronik dehası budistin göremediği, ıskaladığı şey nedir diye..

budizm öğretisinde tanrı/yaratıcı kavramı yoktur, çoğu budist tanrı/yaratıcı deyince suratınıza aval aval bakar..

çünkü o zaman ve coğrafyanın insanlara varoluşa anlam ve içerik verici ruhani lideri Budhha evrenin başlangıçsız ve bitimsiz olduğunu, yaşamın sonsuz kez yeniden doğumlarla(bir çeşit reenkarnasyon) tekrarlanacağı öğretisini vermiştir.. ve Budhha İsa'dan 500 yıl önce yani günümüzden 2500 yıl önce yaşamış biridir ve bu zamandan beri milyarlarca insan bu insanın öğretilerini nesilden nesile zihin aktarımı yaparak günümüze kadar gelinmiştir.. aynı isa'nın muahammed'in, musa'nın yaptığı gibi.. nasıl bu semavi dinlerin zihni aktarılmış insanlar masumsa aynı şekilde bu budistler de aynı masumlukta insanlardır.. onlar da diğer insanlar gibi sadece zaman ve coğrafya gereği varolan zihni taşımaktadırlar.. bugünlük bu kadar..
 

toz_zerresi

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
:) Nontesit bilinç açıklığı... Çok şahane kavramlar. Provakatif yazmak değil gayem ama eğlendim doğrusu. İyi insanların hayatı ve varoluşu farklı algılayış biçimlerini izlemek hoş.

Sayın okurun zihni bulanabilir. Yanllış anlamadı isem bazı arkadaşlar bir üst bilinçten bahsetmişler. Yani ataların ve geçmişin yükünü sırttan atıp işi objektif olarak değerlendirdikten sonra ulaşılabilecek bir bilinç.

Evet bu kavram hem İncil'de hemde Kuran'da dile getirilmiştir. Hz. isa havarilerine şöyle der: 'Siz anne ve babalarınızdan ayrılmadıkça, gerçekten inanamazsınız.'
Mealen veriyorum. Tam ezberimde değil.

Ayet de benzer bir gerçeği ifade eder Kuran^da. Yani inandığınız şeyleri tahkik edin der.


Şimdi ben burada öğretilmiş kültürden bahsetmek istiyorum. [B]Biz daha küçük iken bize deseler ki günde 1 kere kafayı duvara vurmak şahane bir şeydir ve biz etrafımızdaki insanların böyle yaptığını görseydik ne yapardık?[/B]

Sizce de çoğumuz bunu tekrar etmez miydi?

Sigara içmek ne ile izah edilebilir? Sigaraya başlamak en azından ne ile izah edilebilir? Öldürdüğü nerede ise kesin ama içiyoruz... Başladıktan sonra bağımlılık yapıyor olabilir ama başlamak ne ile izah edilebilir?

Hayatınızdaki kaç eylemi öğretilmiş bir kültürün bir mirası olarak yapıyorsunuz? Lütfen bir düşünün.

Peki devraldığımız bu kültürün içine karışmış binlerce virüs ile hangi mekanizma mücadele edecek?

Güvendiğiniz insan aklı sınıfta kalmıştır bence!!!

Plazalar ve alışveriş merkezler inşa etmek, akıllı telefonlar kullanmak, uçmak, kaçmak ve süper silahlar üretmek insanlığın tanımı içine sokulmuş çoktan.

İnsanı insan yapan değerlere koşmaya yardım edecek bir sistem koyun ki ortaya, insan aklından türemiş olsun.

Var mı?
 

paslıçivi

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2012
Mesajlar
153
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
:) Nontesit bilinç açıklığı... Çok şahane kavramlar. Provakatif yazmak değil gayem ama eğlendim doğrusu. İyi insanların hayatı ve varoluşu farklı algılayış biçimlerini izlemek hoş.

Sayın okurun zihni bulanabilir. Yanllış anlamadı isem bazı arkadaşlar bir üst bilinçten bahsetmişler. Yani ataların ve geçmişin yükünü sırttan atıp işi objektif olarak değerlendirdikten sonra ulaşılabilecek bir bilinç.

sevgili toz_zerresi.. bu kavramı bu forumda ya da başka bir forumda benden başka kullanan birine rastlamadım, sanırım taşınız bana :)

bilinçaçıklığı tıbbi bir terminolojidir, anladığınız anlamda bir astlık üstlük meselesi değildir.. komadan yada derin uykudan uyanma gibi bir şeyi ifade eder..

şayet getirdiğiniz eleştiriyi daha anlaşılır ifade ederseniz ben de olayı daha anlaşılır kılmaya çalışırım..
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Tanrının varlığı, arkhe problemi ile ilgilidir..Kabaca ilk hareket ettirici manasına gelir arkhe..İnsan görgül olarak bilir ki, herşeyin bir nedeni vardır...Haliyle insan, insan olduğundan bu yana ""peki bu evren ve içindeki herşeyin nedeni nedir?"" diye sormuştur...Bu sorunun sonucunda tanrının varlığının zorunluluğuna inanmıştır...Bu sonuca nasıl ulaşmıştır peki ? Herşeyin bir nedeni varsa, tanrının da bir nedeni, yani tanrının da bir öncesi bir tanrısı olması gerekmektedir..durum böyle ise, ikinci tanrının da bir tanrısı ve onunda bir tanrısı olmalıdır ve bu kısır döngüdür..ancak insan aklına tek bir noktadan başlaması gereken bir evren fikri makul/zorunlu gelmektedir...Haliyle bu ilk harekettirici olan tanrının, esasen bir başlangıcının olmaması gerekmektedir..Birşeyin başlangıcının olmaması için, niteliksizlik olma zorunluluğu vardır...zira niteliği olan herşey etrafımızda gördüğümüz şeyler sona ererler...genç isen yaşlanırsın gibi..yaşlanmamak için genç de olmamak yani bu tip hertürlü nitelikden bağımsız olması gerekir ki bir başlangıcı olmasın ve haliyle bir bitişi de olmasın...Sorun şurdadır; bir başlangıcı olmayan yahut başlamamış herhangi bir şeyin ,şu an var olması gibi bir şey mümkünmüdür?...Tanrı fikrine sahip olanlar bu soruya evet yanıtı vererek ve bunu da tanrıyı gördümüz herşeyden, hertürlü nitelikten bağımsızlaştırarak yaparlar...Başlamamış birşeyin var olabileceğini düşünüyorsanız bu size mümkün geliyor ise tanrının varlığı da mümkündür..aksi halde değildir...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst