- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 21 Tem 2011
- Mesajlar
- 110
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 31
Mülksüzler, bir dizi Taocu zıtlık üzerine kurulu (terim gayet yerinde olmakla birlikte, “diyalektik karşıtlık” demeye dilim varmıyor, diyalektiği “gizemli” bir hale getirmekle suçlanırım korkusuyla). Bu zıtlıkların en başında ikiz dünyalar olan “Anarres” ve “Urras” geliyor. Bu iki dünya bir “ikili sistem” oluşturuyorlar, birbirlerinin etrafında dönüyorlar. Her biri ötekinin “ay”ı. Hangisinin ay, hangisinin dünya olduğu, ne taraftan baktığınıza bağlı. Dünyalardan biri verimli, diğeri çorak; biri özgür, diğeri sınıflı ve sömürülü; biri “anarşist”, diğeri “arşist” (devletçi, yönetimci, hiyerarşik). Roman iki yolculuk üzerine kurulu: Biri gidiş, diğeri dönüş. Ama aslında “gidiş”, eski dünyaya bir “dönüş” zaten. “Dönüş” ise aslında, farklı bir insan olarak, farklı bir dünyaya “ilk kez gidiş”. İki dünyanın da adlandırılması bir dizi kelime ve ses oyunu içeriyor: Anarşist dünya “Anarres”in adı, bir yandan Anarşi'yi (Anarşi: başsızlık-Yunancada arche: baş, başat; ana- öntakısı ise olumsuz iyelik, -siz, -sız demek) çağrıştırırken, bir yandan da “şeyleri,” mal ve mülkleri olmayan anlamına geliyor (Latince'de res: şey, nesne). Kapitalistlerin ve devletçilerin dünyası “Urras” ise, öncelikle ABD ve SSCB'nin harflerinden devşirilmiş (USA ve USSR). İlk iki harfi olan Ur- ise, Almancada ilk, kaynak, başlangıç anlamına gelen bir öntakı. Bu anlamda, Urras, Anarres'e giden göçmenlerin kaynağı, ikili gezegen sistemindeki hayatın başlangıç noktası, eski dünya.
Ursula K. LeGuin - Mülksüzler - Sonsöz Bülent Somay
Ursula K. LeGuin - Mülksüzler - Sonsöz Bülent Somay