- Konbuyu başlatan
- #1
Umarak
Olmayı istedim ama olasılıktı olma ihtimalim, kötüdür olamamak atasözlerini çürütüyoruz görüyorum damlaya, damlaya göl olmuyor…Denize düşen yılana sarılsa da boğuluyor.
Uzat elini gecenin en parlak yıldızına dene bakalım dokunacak mısın? Bırak hayal kurmayı acıyacaksın.
Biz yaratmadık mı şerri, hayırdan yana kısır bir ilham…
Hep kayıp şehirlerin keşfine daldık, hep bilinmeyene meraklıydık.
Bulunca usandık…
Bazen utandık sahip çıkmaktan, yalnızlığa, ayrılığa ve şiir yazdık yokluğa.
Yokluk ki bizim başlangıcımızın az öncesi sonra bir mucize ve biz olduk
Yine sakladık yaptıklarımızı.
İhanet ettik annemize, ondan daha güzel kızlar sevdik.
İhanet ettik babamıza…
Kararsız kaldığımız her an gitmek kolay geldi, arkadaki hezeyanı düşünmeden, sağır olmak istedik çok zorken…
Kör olmak istedik karanlıktan korktuğumuz halde, kaçmayı sevdik kaçmak suçken.
En çok kendimizi sevdik…
İhbar etmeyi denedik kendimizi ama hep af geldi berat ettik.
Sonra hep ona sığındık, angarya işleri bile ona havale ederek, İlahı nedir kavramını bilmeden Allah büyük dedik…
Anlamadık, anlasaydık var olacaktık.
Kapattık kapıları gece olunca, düşünmedik sokakta uyuyanları, doydu karnımız tıka basa geğirmekten utanmadık açların yanında.
Annemize yalan söyledik…
Korkularımızdan kaçtık, üzerine yürümek varken sonra gidişlere ayrılık dedik, namus diye tutturduk namussuzluğu sevdiğimiz halde, namus neydi yeri iki bacak arasımı?
Kurallar koyduk, çiğneyeni katlettik katledilen biz olunca beddua ettik sevdik dediğimize, kim ister ki mutsuz olmayı, kim ister ki boynunda mihnet halkası, sevip sevilmek varken, hep açık aradık…
Namussuzluktan korktuğumuz halde, namussuz işler yaptık kendi ayıplarımıza sünger çekip elinkini manşet yaptık…
İnkar ettik…tövbe ettik.
Allah’tan affedilmek dilenirken, affedemedik kimseyi, ayet ve sureleri kendimize göre yorumladık, ölümden korktuk ama hiç yaşatamadık.
Yargıladık ama kendimizi hiç o sandalyeye oturtmadık, eksik gedik aramadık biz hep egomuzla mutluyduk o yüzdende yalnız kaldık…
İç sesine kulak tıkayan sağırdır…
Kalp gözünü kapatan kör…
Biz ne yaptık ki yok etmekten başka, aynalara bakarken ise hiç utanmadık ve ellerimizi yıkarken akan kiri toz, toprak saydık.
Şimdi uyuyoruz cenneti umarak.
Olmayı istedim ama olasılıktı olma ihtimalim, kötüdür olamamak atasözlerini çürütüyoruz görüyorum damlaya, damlaya göl olmuyor…Denize düşen yılana sarılsa da boğuluyor.
Uzat elini gecenin en parlak yıldızına dene bakalım dokunacak mısın? Bırak hayal kurmayı acıyacaksın.
Biz yaratmadık mı şerri, hayırdan yana kısır bir ilham…
Hep kayıp şehirlerin keşfine daldık, hep bilinmeyene meraklıydık.
Bulunca usandık…
Bazen utandık sahip çıkmaktan, yalnızlığa, ayrılığa ve şiir yazdık yokluğa.
Yokluk ki bizim başlangıcımızın az öncesi sonra bir mucize ve biz olduk
Yine sakladık yaptıklarımızı.
İhanet ettik annemize, ondan daha güzel kızlar sevdik.
İhanet ettik babamıza…
Kararsız kaldığımız her an gitmek kolay geldi, arkadaki hezeyanı düşünmeden, sağır olmak istedik çok zorken…
Kör olmak istedik karanlıktan korktuğumuz halde, kaçmayı sevdik kaçmak suçken.
En çok kendimizi sevdik…
İhbar etmeyi denedik kendimizi ama hep af geldi berat ettik.
Sonra hep ona sığındık, angarya işleri bile ona havale ederek, İlahı nedir kavramını bilmeden Allah büyük dedik…
Anlamadık, anlasaydık var olacaktık.
Kapattık kapıları gece olunca, düşünmedik sokakta uyuyanları, doydu karnımız tıka basa geğirmekten utanmadık açların yanında.
Annemize yalan söyledik…
Korkularımızdan kaçtık, üzerine yürümek varken sonra gidişlere ayrılık dedik, namus diye tutturduk namussuzluğu sevdiğimiz halde, namus neydi yeri iki bacak arasımı?
Kurallar koyduk, çiğneyeni katlettik katledilen biz olunca beddua ettik sevdik dediğimize, kim ister ki mutsuz olmayı, kim ister ki boynunda mihnet halkası, sevip sevilmek varken, hep açık aradık…
Namussuzluktan korktuğumuz halde, namussuz işler yaptık kendi ayıplarımıza sünger çekip elinkini manşet yaptık…
İnkar ettik…tövbe ettik.
Allah’tan affedilmek dilenirken, affedemedik kimseyi, ayet ve sureleri kendimize göre yorumladık, ölümden korktuk ama hiç yaşatamadık.
Yargıladık ama kendimizi hiç o sandalyeye oturtmadık, eksik gedik aramadık biz hep egomuzla mutluyduk o yüzdende yalnız kaldık…
İç sesine kulak tıkayan sağırdır…
Kalp gözünü kapatan kör…
Biz ne yaptık ki yok etmekten başka, aynalara bakarken ise hiç utanmadık ve ellerimizi yıkarken akan kiri toz, toprak saydık.
Şimdi uyuyoruz cenneti umarak.