Tükenmişlik Sendromu

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Psikoloji kategorisinde Epilogue tarafından oluşturulan Tükenmişlik Sendromu başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,563 kez görüntülenmiş, 5 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Psikoloji
Konu Başlığı Tükenmişlik Sendromu
Konbuyu başlatan Epilogue
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan glsezinrs

Epilogue

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
279
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Tükenmişlik sendromu, stres altındaki kişinin yorgunluk, hayal kırıklığı ve işi bırakma isteği ile karakterize durumunu tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Kişisel kaynakların sona dayandığı, sürekli ümitsizlik ve negativizmin baskın olduğu enerjinin tükenişi durumunu ifade eder. Tükenmişlik hissi yaşamın değişik evrelerinde ortaya çıkabilir.

Fiziksel tükenmişlik belirtileri

Kronik yorgunluk, güçsüzlük, enerji kaybı, baş ağrıları, bulantı, kramplar, bel ağrısı, uyku bozuklukları gibi değişik sorun ve yakınmaları içerir.

Duygusal tükenmişlik bulguları

Duygusal tükenme, çoğunlukla bireyde diğer insanlara yardım ederken, istenen psikolojik ve duygusal taleplerin aşırılığı yüzünden ortaya çıkan bitkinlik durumunu ifade eder. Depresif duygulanım, kendini desteksiz ve güvensiz hissetme, ümitsizlik, evde gerginliğin artışı, kızgınlık, huzursuzluk, mutsuzluk gibi negatif duygulanımlarda artış, nezaket, saygı ve dostluk gibi olumlu duygulanımlarda azalma içermektedir.

Zihinsel tükenmişlik bulguları

Doyumsuzluk, kendine, işine ve genel olarak yaşama karşı olumsuz tutumları kapsar. Tükenmişlik sendromu ilerledikçe işi önemsememe ve işi bırakma, gibi davranışlar görülür.

Duyarsızlaşma

Çalışanların hizmet verdikleri kişilere birer nesne gibi davranması, küçültücü sözler sarfetmesi, umursamaz, alaycı bir tutum sergilemeleridir. Aslında bu davranışların altında bir yabancılaşma duygusu ve savunma mekanizması yatmaktadır.

Kişisel Başarıda Düşme

Zamanla işle ilgili çeşitli olaylarda kendini yetersiz algılama ve işyerinde karşılaşılan kişilerle olan ilişkilerde de başarısızlık duygusu baş gösterir. Harcadığı çabanın boşa gitmesi ve suçluluk duygusu çalışanın iş motivasyonunu düşürerek başarı için gerekli davranışları gerçekleştirmesini engeller.

Tükenmişliğin Başlıca Nedenleri

Sosyal desteğin olmaması/yetersizliği, kişilere ulaşamayacağı hedefler konması, fazla iş yükü, çevresindeki kişilerin motivasyonlarının düşük olması, kişinin karakteriyle yaptığı işin uyuşmaması.

Genç, bekar, çocuksuz bireylerde, evli, yaşlı ve çocuklu bireylere göre; üniversite mezunlarında üniversite mezunu olmayanlara göre, iş deneyimi birkaç yıllık olanlarda bir yıldan az ve beş yıldan uzun süredir çalışanlara göre daha yüksek düzeyde tükenmişliğe rastlanmıştır.

Cinsiyet konusundaki çalışmalar anlamlı bir fark göstermezken, kişilik ve beklentilerle ilgili faktörlerin tükenmişlikle yakından ilgili olabileceği sonuçlarını vermiştir. Dıştan denetim odaklı kişilerde, çalıştıkları kurum, meslekleri ve kişisel yeterlilikleriyle ilgili karşılanması zor beklentilere sahip olan kişilerde daha fazla tükenmişlik olgusuna rastlanmaktadır.

Aile hayatında tükenmişlik

Her iki eşin de çalıştığı ailelerde aile bireyleri arasındaki ilişkinin niteliği ile tükenmişlik arasında korelasyon bulunmuştur. Meslekli rollerle aile rolleri arasında bocalayan ve her iki alan arasında doyurucu bir denge kuramayan kişilerde tükenmişliğe daha sık rastlanmaktadır. Diğer yandan, evlilik ve aile hayatından alınan doyumun yüksek olması ve aile yapısının olumlu olarak algılanması tükenmişlik düzeyini azaltmaktadır.

Sosyal destek

Tükenmişlikle sosyal destek arasındaki ilişki incelendiğinde, sosyal desteğin tükenmişliğe karşı bir tampon görevi gördüğüne işaret etmektedir. Sosyal destek kaynaklarından yararlanmak tükenmişliği azaltan, sosyal destek kaynaklarından yoksun olmak ise tükenmişliği arttıran bir faktör olarak bulunmuştur. Yakın, devamlı, ulaşılabilir bir aile ve dost çevresine sahip olmanın, bireye güven veren ve destekleyen nitelik taşıdığı için tükenmişlik riskini azalttığı görülmektedir.

Yöneticilere Düşen Görevler

* Zor işleri eşit olarak dağıtarak yükün aynı kişiler üzerinde birikmesini engellemek,

* Zor işlerin dönüşümlü olarak yapılmasını sağlamak,

* Gün içerisinde iş harici aktiviteler için zaman ayarlamak (örn.:eek:kumak),

* Yarım gün çalışmayı desteklemek bu yöntemle insan kaynakları ve esneklik artar,

* Çalışanlara yeni programlar oluşturması için olanak tanımak.



Kendinigeliştir.com
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Personel Excellence dergisinde okudugum bir makalede Burnout adi verilen bu sendromun, yoneticilerin kisisel is calismalarindan ziyade, grup calismalarina izin vermesi ile, kisinin bu sendroma girme riskini indirdiklerini soyluyordu. Simdi dusundum de gercektende bunun buyuk bir etkisi olabilir.
Paylasim icin tesekkurler.
 

Epilogue

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
279
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Personel Excellence dergisinde okudugum bir makalede Burnout adi verilen bu sendromun, yoneticilerin kisisel is calismalarindan ziyade, grup calismalarina izin vermesi ile, kisinin bu sendroma girme riskini indirdiklerini soyluyordu. Simdi dusundun de gercektende bunun buyuk bir etkisi olabilir.
Paylasim icin tesekkurler.

Ben teşekkür ederim .
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
"Kişisel kaynakların sona dayandığı" tanımındaki "kaynaklar" tükenmişliğin/tüketilmişliğin nedenleri konusunda ip-uçları vermektedir. her şeyden önce insan tarihin öznesidir ve kaynak değildir; önce insanlar kaynaklaştırılıyor ve daha sonra reçeteler ile insanların nasıl daha çok sömürüleceklerinin reçeteleri yazılarak insan kendine yabancılaştırılıyor. bunun adına da psiko-destek deniyor. tüketim toplumudur insanı tüketen ve kaynak haline getiren ve bu nedenle tüketim toplumunun öğretileri ile bu sorun çözümlenemez; daha çok tüketilir.
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Tüm sorunun bastırılmış duyguların isyana kalkışmasındandır. Bu duyguların isyanı öfkeye dönüşmekte ve bireyde saldırganlığa sebep olmaktadır. Duygularımızı eşe dosta aktaralım, denge elbet kurulacaktır.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
"Kişisel kaynakların sona dayandığı" tanımındaki "kaynaklar" tükenmişliğin/tüketilmişliğin nedenleri konusunda ip-uçları vermektedir. her şeyden önce insan tarihin öznesidir ve kaynak değildir; önce insanlar kaynaklaştırılıyor ve daha sonra reçeteler ile insanların nasıl daha çok sömürüleceklerinin reçeteleri yazılarak insan kendine yabancılaştırılıyor. bunun adına da psiko-destek deniyor. tüketim toplumudur insanı tüketen ve kaynak haline getiren ve bu nedenle tüketim toplumunun öğretileri ile bu sorun çözümlenemez; daha çok tüketilir.

Çok önemsediğim bir noktaya değinmişsiniz.Son 15 yılda, eskiden "personel bölümü" diye adlandırılan bölümler "insan kaynakları" olarak olarak adlandırılmaya başlandı.O yıllarda çalışmakta olduğum şirkette buna şiddetle karşı çıktım ve tutuculukla suçlandım.Bu, tamamen bilinçli/planlı bir "işgücünün dönüştürülmesi" stratejisinin sadece ilk adımıydı. Kavramın değişmesi, içeriği de tümüyle değiştirdi."Kavram kavramı" tartışmasına da güzel bir örnek olabilir bu.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst