- Konbuyu başlatan
- #1
[h=5]Tozu Dumana
Bıraktığınızda yere düşen ilk şey her zaman değerlerinizdir.Bu yüzdendir belki de hayatla alıp veremediğimiz onca şey.Size masal anlatmayacağım.Gerçek her ne ise o dur çünkü.Paragraf açmayacağım yaşam gibi yazdıklarıma , sadece izleyeceğim onun gibi.İnsan kendini izleyenin her zaman daha büyük olmasını istemiştir ta ki onu göremeyene kadar.O kadar büyümüştür ki artık sıra ondan korkmaya gelmiştir.Ne gerek var oysa ki bunlara.Sadece yaşasaydı insan alınmadan,korkmadan ve sessizce.Ama yapamadı bunu , öylesine ki sevemedi de sükutu.Hep ses çıkardı,haykırdı,bağırdı ve çağırdı ölümünün belirsizliğini.Bu sayede hayatı yaşanır kıldı belki de kendince.Bir anlamı var mıydı diye sormak istiyorum,bu iradesizliğin arkasında.Şimdi bana onca olanların bir sebebi vardı demeyin.Bildiğim tek şey bu konuda sebebin yalnızca bizler olduğumuzdur ve sadece kendimizin.İnsan mantığı hep bir şeyleri başka bir şeylere eşitlemeye çalışır.Hafızaya sahiptir çünkü beyin , hatırlamak ister neyin ne olduğunu.Budur aslında işe yararlılığın kökeni , budur haddini bilmezlik.Şimdi bana söyleyin neyin neye eşit olduğunu size hak vereyim.Cevap basit.Eşitlik falan yok sadece sanı bu.Daha çok adı bilim olan haylaz bir çocuğun ablası batıla uymak istememesinden kaynaklanır bu sarsıntı.Haklıdır da tabiatı gereği.Mantığın en büyük çıkmazıdır belki de zaman ve mekanı unutmak,hatırlamak istememek.Ama elinde değildir bu ayrılık,benliğinde günün birinde karşılaşacağı yazılı olsa bile.Dikkat edin buraya, sözlerimin başında söylüyorum sonu,iki yol vardır.Ya şimdiye kadar gittiğimiz eşitliklere dayalı pragmatik olan, öte ki ise adını bile duymadığımız eşitsizliklere dayanan özgürlüğü ,başlangıçta kaçırdığımız.Şunu belirtmek isterim ki ikinci yol bir birikim teşkil etmeyendir...[/h]
Bıraktığınızda yere düşen ilk şey her zaman değerlerinizdir.Bu yüzdendir belki de hayatla alıp veremediğimiz onca şey.Size masal anlatmayacağım.Gerçek her ne ise o dur çünkü.Paragraf açmayacağım yaşam gibi yazdıklarıma , sadece izleyeceğim onun gibi.İnsan kendini izleyenin her zaman daha büyük olmasını istemiştir ta ki onu göremeyene kadar.O kadar büyümüştür ki artık sıra ondan korkmaya gelmiştir.Ne gerek var oysa ki bunlara.Sadece yaşasaydı insan alınmadan,korkmadan ve sessizce.Ama yapamadı bunu , öylesine ki sevemedi de sükutu.Hep ses çıkardı,haykırdı,bağırdı ve çağırdı ölümünün belirsizliğini.Bu sayede hayatı yaşanır kıldı belki de kendince.Bir anlamı var mıydı diye sormak istiyorum,bu iradesizliğin arkasında.Şimdi bana onca olanların bir sebebi vardı demeyin.Bildiğim tek şey bu konuda sebebin yalnızca bizler olduğumuzdur ve sadece kendimizin.İnsan mantığı hep bir şeyleri başka bir şeylere eşitlemeye çalışır.Hafızaya sahiptir çünkü beyin , hatırlamak ister neyin ne olduğunu.Budur aslında işe yararlılığın kökeni , budur haddini bilmezlik.Şimdi bana söyleyin neyin neye eşit olduğunu size hak vereyim.Cevap basit.Eşitlik falan yok sadece sanı bu.Daha çok adı bilim olan haylaz bir çocuğun ablası batıla uymak istememesinden kaynaklanır bu sarsıntı.Haklıdır da tabiatı gereği.Mantığın en büyük çıkmazıdır belki de zaman ve mekanı unutmak,hatırlamak istememek.Ama elinde değildir bu ayrılık,benliğinde günün birinde karşılaşacağı yazılı olsa bile.Dikkat edin buraya, sözlerimin başında söylüyorum sonu,iki yol vardır.Ya şimdiye kadar gittiğimiz eşitliklere dayalı pragmatik olan, öte ki ise adını bile duymadığımız eşitsizliklere dayanan özgürlüğü ,başlangıçta kaçırdığımız.Şunu belirtmek isterim ki ikinci yol bir birikim teşkil etmeyendir...[/h]