Tiner ya da Hu

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Siyaset Meydanı kategorisinde messier tarafından oluşturulan Tiner ya da Hu başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,425 kez görüntülenmiş, 18 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Siyaset Meydanı
Konu Başlığı Tiner ya da Hu
Konbuyu başlatan messier
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

messier

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2012
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
48
TİNER ya da HU
Tiner çekmenin fiziksel olarak zararlarını hemen herkes,az yada çok kestirebilir;akciğerlerimizdeki kesecikler ,üst solunum yolları zarar görebilir veya beyin hücreleri zarar görebilir bunun yanında bir de tiner sarhoşluğu diyeceğimiz bir sonuç ortaya çıkar.
Hu çekmenin görünürde belki fiziksel bir zararı olmayabilir ama hızlı ve derin derin nefes alıp vermenin eğer aşırı bir zorlanma olursa ciğerlere zarar vermesi mümkündür.Aynı şekilde beyin hücreleride bu işlemden zarar görür ve Hu çekmek te kendine özgü bir sarhoşluk yaratır.Tiner veya Hu çekmenin ortaya çıkardığı sahte bir “farkındalık” duygusu,bu işi tekrar ve tekrar yapmanın,bağımlılığın temelini hazırlar.Her iki durumun sahoşluğu kişinin doğru düşünme melekelerinin geçici olarak kaybolmasına neden olur,beyin adeta bir “tabula r asa” misali ne söylenirse bilinçaltına bunları kabul eder.
Tinerci çocukların aralarında kötü niyetli biri olmadıkça yaptıkları sadece fiziksel olarak kendilerine zarar verir, tabii niyetimiz tiner çekmenin zararlarını küçümsemek değildir.Hu çekenlerde ise çoğu zaman fiziksel bir zarar çok fazla görülmesede onları oraya toplayıp hu çektirenlerin beyin yıkamalarına maruz kalırlar,özgürlükleri ellerinden alınır.Eğer “kırk katır kırk satır” misali bana tiner çekmek ya da birinin gözetiminde hu çekmek dayatılsaydı gözüm kapalı tiner çekmeyi kabul ederdim.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Tiner,alkol,kokain,eroyin vs vs kısaca beyni norm-al işlevinden uzaklaştıran kısaca afyon diyebileceğimiz yabancı madde alımı ile yada hiçbir yabancı madde alımı olmadan sürekli aynı kelimeyi yada kelime dizinlerini tekrarlayarak (kelimenin ve anlamının hiçbir önemi yoktur) beynin kimyasını/ normunu tesir altına almak sonuçta aynı yere çıkabilir ..norm-alden kopmak.. kopup gidilen yer ne kadar gerçektir? hayat , fikirler ve gerçekler -norm- üzerinden ölçülmelidir..esas budur..her türlü sorumluluk bu esas temelinde değerlendirilmelidir..uçlardan bakarak nereye varabiliriz ki?

bu yazınız siyası,ideolojik temelde ise eğer ben şöyle derim; ideoloji afyondur..evet asıl afyon budur..''kendi çıkarımız/tarafımız hükmü her zaman geçersiz kılar'':)
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
TİNER ya da HU
Tiner çekmenin fiziksel olarak zararlarını hemen herkes,az yada çok kestirebilir;akciğerlerimizdeki kesecikler ,üst solunum yolları zarar görebilir veya beyin hücreleri zarar görebilir bunun yanında bir de tiner sarhoşluğu diyeceğimiz bir sonuç ortaya çıkar.
Hu çekmenin görünürde belki fiziksel bir zararı olmayabilir ama hızlı ve derin derin nefes alıp vermenin eğer aşırı bir zorlanma olursa ciğerlere zarar vermesi mümkündür.Aynı şekilde beyin hücreleride bu işlemden zarar görür ve Hu çekmek te kendine özgü bir sarhoşluk yaratır.Tiner veya Hu çekmenin ortaya çıkardığı sahte bir “farkındalık” duygusu,bu işi tekrar ve tekrar yapmanın,bağımlılığın temelini hazırlar.Her iki durumun sahoşluğu kişinin doğru düşünme melekelerinin geçici olarak kaybolmasına neden olur,beyin adeta bir “tabula r asa” misali ne söylenirse bilinçaltına bunları kabul eder.
Tinerci çocukların aralarında kötü niyetli biri olmadıkça yaptıkları sadece fiziksel olarak kendilerine zarar verir, tabii niyetimiz tiner çekmenin zararlarını küçümsemek değildir.Hu çekenlerde ise çoğu zaman fiziksel bir zarar çok fazla görülmesede onları oraya toplayıp hu çektirenlerin beyin yıkamalarına maruz kalırlar,özgürlükleri ellerinden alınır.Eğer “kırk katır kırk satır” misali bana tiner çekmek ya da birinin gözetiminde hu çekmek dayatılsaydı gözüm kapalı tiner çekmeyi kabul ederdim.

öncelikle böyle bir benzetmeyi yaparak konuşmaya başlayabilmeyi becerdiğin için sana teşekkür etmeliyim,
kısa bir aradan sonra nasıl bir yazı ile giriş yapabileceğimi düşünüyordum,
bu yazı iyi bir vesile olacak...
öncelikle senin değerlendirmelerin üzerinden gideceğim...

1-Tiner çekmenin fiziksel olarak zararlarını hemen herkes,az yada çok kestirebilir;akciğerlerimizdeki kesecikler ,üst solunum yolları zarar görebilir veya beyin hücreleri zarar görebilir bunun yanında bir de tiner sarhoşluğu diyeceğimiz bir sonuç ortaya çıkar.
sadece tiner değil,ister bitkisel olsun ister kimyasal tüm narkotiklerin seviye seviye bu tarz bir sarhoşluğu olduğu "bilimsel!!!!" dir...

2-Hu çekmenin görünürde belki fiziksel bir zararı olmayabilir ama hızlı ve derin derin nefes alıp vermenin eğer aşırı bir zorlanma olursa ciğerlere zarar vermesi mümkündür.Aynı şekilde beyin hücreleride bu işlemden zarar görür ve Hu çekmek te kendine özgü bir sarhoşluk yaratır.
sadece "hu" çekmek-zikir yapmak değil,nefes ve enerji çalışmak ta,önce fizik beden de,sonra ruhsal bedende travma yaratır.
-zikir de tek başına bu dediklerin olmaz,ama zikir nefes ile birlikte olduğu için anlatmaya çalıştığın dan daha vahim hallere sebep olabilir...
örneğin; bilinçsiz yapılan zikir-nefes çalışmaları sonucu dalgıçların yaşadığı "vurgun" misali travmalar yaşamak çok kolaydır,
zikir ile bir kısım insanların zihinsel travma yaşadıkları da "bilimsel!!!"dir...

3-"Tiner veya Hu çekmenin ortaya çıkardığı sahte bir “farkındalık” duygusu,bu işi tekrar ve tekrar yapmanın,bağımlılığın temelini hazırlar.Her iki durumun sahoşluğu kişinin doğru düşünme melekelerinin geçici olarak kaybolmasına neden olur,beyin adeta bir “tabula r asa” misali ne söylenirse bilinçaltına bunları kabul eder."
işte bu açıklama için verilecek cevap sayısı ve cevaplar üzerinden konuşmak bazı şeyleri açığa çıkarmaya ve açığa çıkanları net olarak anlamaya zemin olabilir,
bunu ayrı bir başlık üzerinden yapabilmeyi çok isterim...
mesela; yukarıda yazdığın sonuç neye dayanıyor; A-BİLGİ B-GÖZLEM C-DENEYİM
yani okuduklarında mı çıkarıyorsun,tiner çekenler ile hu çekenleri mi gözlemledin veya hem tiner çekerek,hem de hu çekerek yaşadıkların ile bir deneyim sahibi mi oldun?

4-"Tinerci çocukların aralarında kötü niyetli biri olmadıkça yaptıkları sadece fiziksel olarak kendilerine zarar verir, tabii niyetimiz tiner çekmenin zararlarını küçümsemek değildir.Hu çekenlerde ise çoğu zaman fiziksel bir zarar çok fazla görülmesede onları oraya toplayıp hu çektirenlerin beyin yıkamalarına maruz kalırlar,özgürlükleri ellerinden alınır.Eğer “kırk katır kırk satır” misali bana tiner çekmek ya da birinin gözetiminde hu çekmek dayatılsaydı gözüm kapalı tiner çekmeyi kabul ederdim."
bu sadece ön yargı ile oluşmuş bir kabul ve herkesin şahsi fikiri kendine olgusu dolayısı ile yorumlamaya gerek yok...
senin yargın sana benim yargım bana,
ama yukarıdaki anlatımlar "bilimsel" olarak gözleme ve deneyime müsaittir,
a-bilgi olarak,
b-gözlem olarak,
c-deneyim olarak konuşulabilir,

nasıl konuşacağız???
 

messier

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2012
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
48
Yazdıklarımı 4 maddeye ayırmışsın ve itiraz ettiklerin yanılmıyorsam 3 ve 4. Maddeler. ..3.madde için tiner konusunda evet bizzat deneyim sahibiyim.(şimdi diyeceksin ki “kendinde yaşadıklarını herkese genelleyerek bir yargıya varmışsın” hayır çevremdekiler de de benzer tepkileri gözlemledim) …Hu çekmeye gelince sadece bir gözlem olarak bu sonuca ulaştım. Ama gerçekten bilimsel bir araştırmanın bir ürünü olarak bu yazının yazıldığını düşünüyorsan hayır, ne kontrollü gözlem, ne de kontrolsüz vs. gözlem sonucu bu kanılara varmadım sadece doğal gözlem diyebiliriz.Deney, meney vs ararsan bulamazsın.4.madde de söylediğin gibi bu anlatımlar “bilimsel” olarak gözleme ve deneyime müsait olabilir, belkide Hu çekenler tam tersi hepimizden daha da özgür olmuşlardır,dediğin gibi bunlar benim şahsi fikirlerim ve ben bu yazıyı yazarken bilgi,gözlem veya deneyim olarak konuşup konuşmamayı düşünmedim bile.Düşündüğüm tek şey gecikmiş te olsa bir (açıkça söylüyorum),fanatik,yanlı,subjektif bir tepki koymaktı.Siyaset biraz da bu değilmidir?
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
Yazdıklarımı 4 maddeye ayırmışsın ve itiraz ettiklerin yanılmıyorsam 3 ve 4. Maddeler. ..3.madde için tiner konusunda evet bizzat deneyim sahibiyim.(şimdi diyeceksin ki “kendinde yaşadıklarını herkese genelleyerek bir yargıya varmışsın” hayır çevremdekiler de de benzer tepkileri gözlemledim) …Hu çekmeye gelince sadece bir gözlem olarak bu sonuca ulaştım. Ama gerçekten bilimsel bir araştırmanın bir ürünü olarak bu yazının yazıldığını düşünüyorsan hayır, ne kontrollü gözlem, ne de kontrolsüz vs. gözlem sonucu bu kanılara varmadım sadece doğal gözlem diyebiliriz.Deney, meney vs ararsan bulamazsın.4.madde de söylediğin gibi bu anlatımlar “bilimsel” olarak gözleme ve deneyime müsait olabilir, belkide Hu çekenler tam tersi hepimizden daha da özgür olmuşlardır,dediğin gibi bunlar benim şahsi fikirlerim ve ben bu yazıyı yazarken bilgi,gözlem veya deneyim olarak konuşup konuşmamayı düşünmedim bile.Düşündüğüm tek şey gecikmiş te olsa bir (açıkça söylüyorum),fanatik,yanlı,subjektif bir tepki koymaktı.Siyaset biraz da bu değilmidir?

İTİRAZ ETTİĞİM TEK BİR MADDE YOK...

yazına itiraz etmedim,sadece seninde belirttiğin gibi deneyimlediklerimizi değil gözlem ve kulaktan dolma bilgilerimizi konuşmaya çalıştığımızı göstermek istedim...

tineri deneyimlediğini söyledikten sonra; "(şimdi diyeceksin ki “kendinde yaşadıklarını herkese genelleyerek bir yargıya varmışsın” hayır çevremdekiler de de benzer tepkileri gözlemledim)" demişsin,
narkotiklerin deneyimlenmesi,eğer karar-uygulama aşaması bilinçli ve amaç ile yapılmış ise insana farklı bir bakış açısı kazandıran farkındalığın eşiği olabilir,
kendi adıma bende bazı şeyleri bilinçli ve amaçlı olarak deneyimledim,
bana senin deneyimlediklerin nelerdir diye sorulursa;şamanların ve wiccanların bazı uygulamalarının sahip olduğum bilgileri içinde ki yerini idrak edebilmekl için yaptığım uygulamalar derim...
örnek;dakota kızılderililerinin koka yaprağı çiğneyerek çamur evlerde,sıcak ve çıplak olarak kalmaları gibi;(aynen türk hamamında esrar içmek gibi... :) )

"HU" çekmeye gelince;
ister kadim kültürün uygulamaları,
ister tasavvuf-kabbala uygulamaları,
ister mantra ile uzak doğu uygulamaları ve benzerleri olsun zikir-nefes-enerji üçlüsü ile bir çok deneyim yaşadım,
bu deneyimleri yaşadığım süreçte çeşitli ekollerde bu süreçleri yaşayanların içerisinde;
a-toplu zikir esnasında kendini kaybedip "elektirik parası su parası" diyerek kafayı yiyenleri,
b-sayıyı ve kullanılan kullanılan kelimeyi kendince değiştirip "kafayı sıyıranları",
c-nefes çalışmasını abartıp "tıknefes" olanları,
d-enerji çalışırken yoldan çıkarak bedensizlere "kul" olanları,
e-enerji çalışırken hakimiyeti kaybedip "içten yanma"nın eşiğine gelenleri gördüm ve çoğu ile çalışmalarımızın birikimlerini paylaşarak farklı uygulamaların deneyimlemesini yaptık...

bunlar bana ne kazandırdı; en basitinden metafizik denilerek halının altına süpürülen konuların bir çoğunun gerçekliğini ve bu konular hakkında konuşmaya çalışanların bilgi seviyelerini anlamayı ve bu konuların olmadığını,çünkü bilim ve bilimsellik ölçülerine uymadığını söyleyenlerin "boşboğaz" olmaktan öte bir işe yaramadıklarını görebilmeyi kazandırdı...

yazdıklarıma inanmayanların hepsine;
-ayaklarını yerden kesecek zikir-nefes terkibi,
-"vurgun" yemelerine yarayacak nefes çalışması örneği,
-bedenlerinde ki kılları dökecek,ayak parmaklarının arasından su çıkaracak enerji çalışma şekillerini -doğacak sonuçlardan mesul olmamak şartı ile" verebilirim,

isteyen,daha önce örneklediğim gibi bülent kısa ve kblan tragna hakkında araştırma yapabilir,
kendisi bir dönem deneyimlerimi paylaştığım birisidir...

son olarak;bu konuların din ve inanç ile hiç bir bağı yoktur...
senin fanatik olarak koyduğun tepki ise benim için saygı duyulacak bir hareket,
benim saygı duymadığım bunun bilerek aşağılamak için yapılması...
 

messier

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2012
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
48
Hiç kimseyi aşağılamak gibi bir niyetim yok , ilk yazımdan açık ve seçik olarak şunu özetleyebilirim; kimi ne idüğü belirsiz bazı tarikatların Hu çekerek beyin yıkama partilerine katılmaktansa, sokaklardaki tinerci çocuklar benim için daha samimi ve dürüsttürler,kimi insanlar bu tarikatlardan hariç,şamanların ayinlerini vs.yi ciddi bir uğraşı alanı olarak "kişisel gelişim" için görüyor olmaları da beni ilgilendirmez.Burası bir felsefe platformu Felsefe "yaparken" aslında kavramlarla düşünülür,ve herşey felsefenin uğraşısının içine girer.Ancak ben yazıyı yazarken ne felsefi olarak ne de siyaseten metodik bir kaygı gütmedim.önceden de belirttiğim gibi sadece bir tepki yazısıdır.
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
Hiç kimseyi aşağılamak gibi bir niyetim yok , ilk yazımdan açık ve seçik olarak şunu özetleyebilirim; kimi ne idüğü belirsiz bazı tarikatların Hu çekerek beyin yıkama partilerine katılmaktansa, sokaklardaki tinerci çocuklar benim için daha samimi ve dürüsttürler,kimi insanlar bu tarikatlardan hariç,şamanların ayinlerini vs.yi ciddi bir uğraşı alanı olarak "kişisel gelişim" için görüyor olmaları da beni ilgilendirmez.Burası bir felsefe platformu Felsefe "yaparken" aslında kavramlarla düşünülür,ve herşey felsefenin uğraşısının içine girer.Ancak ben yazıyı yazarken ne felsefi olarak ne de siyaseten metodik bir kaygı gütmedim.önceden de belirttiğim gibi sadece bir tepki yazısıdır.

sana aşağılıyorsun demedim,yazdıklarından alınarak savunma yapmadım,yaptığım sadece yazdığının üzerinde yazmaktı,
bunu da teşekkür ederek yaptım...
 

messier

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2012
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
48
ben de sana katkılarından dolayı teşekkür ederim
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
TİNER ya da HU
Tiner çekmenin fiziksel olarak zararlarını hemen herkes,az yada çok kestirebilir;akciğerlerimizdeki kesecikler ,üst solunum yolları zarar görebilir veya beyin hücreleri zarar görebilir bunun yanında bir de tiner sarhoşluğu diyeceğimiz bir sonuç ortaya çıkar.
Hu çekmenin görünürde belki fiziksel bir zararı olmayabilir ama hızlı ve derin derin nefes alıp vermenin eğer aşırı bir zorlanma olursa ciğerlere zarar vermesi mümkündür.Aynı şekilde beyin hücreleride bu işlemden zarar görür ve Hu çekmek te kendine özgü bir sarhoşluk yaratır.Tiner veya Hu çekmenin ortaya çıkardığı sahte bir “farkındalık” duygusu,bu işi tekrar ve tekrar yapmanın,bağımlılığın temelini hazırlar.Her iki durumun sahoşluğu kişinin doğru düşünme melekelerinin geçici olarak kaybolmasına neden olur,beyin adeta bir “tabula r asa” misali ne söylenirse bilinçaltına bunları kabul eder.
Tinerci çocukların aralarında kötü niyetli biri olmadıkça yaptıkları sadece fiziksel olarak kendilerine zarar verir, tabii niyetimiz tiner çekmenin zararlarını küçümsemek değildir.Hu çekenlerde ise çoğu zaman fiziksel bir zarar çok fazla görülmesede onları oraya toplayıp hu çektirenlerin beyin yıkamalarına maruz kalırlar,özgürlükleri ellerinden alınır.Eğer “kırk katır kırk satır” misali bana tiner çekmek ya da birinin gözetiminde hu çekmek dayatılsaydı gözüm kapalı tiner çekmeyi kabul ederdim.

İnanın ne sizi anladım ne de bu konuya yorum yapanları. Hu çekmek ne demek bana açıklar mısınız?

Benim hu/hü'yü algılayış tarzımla sizin yorumunuz bayağı farklı. Şöyle ki;

Ben okuldayken arkadaşlara "hu/hü" diye seslenirdik arada. Biz hu/hü'yü "Derviş selamı" olarak kullanırdık. Daha entel ve sıcak bir havası vardı bize göre :)
Alevilikte de "hu/hü" kavramı sıkça kullanılır ve ayrı bir yeri vardır."Hakk'ın emsali " tanımlanır. Hatta Şafii,Sünni(Hanefi) vs. arkadaşlarımız Alevi arkadaşlara jest olsun diye "hu/hü" derlerdi. Hu çekmenin nesi kötü anlayamadım. Bakayım dedim ne bu acaba ben mi yanlış biliyorum diye netten bizim kullandığımız doğrultuda bazı yazılar buldum. Bunlar kişisel görüş olduğu için kaynak olarak vermemekteyim bir de dini yazıları kaynak verirken bulduğum kaynakları iyice araştırmam gerekir ayrıca bazı tarikatların(Tarikat dememdeki kasıt Alevilik değildir.Ya da Alevilikte Hü/hu'yu açıklamış bir kaynak değildir Hü/Hu'yu açıklayan bazı İslami(radikal) tarikatlar) yazılarını bilmeden referans veremem. Sadece benim bildiklerimin sağda solda okuduklarımın bu doğrultuda olduğunu belirtmek istiyorum. Biraz daha toparlarsak:
hu/hü Arapçada 3.tekil şahıs ve Allah'ın isimlerinden biridir. Allah kastedilir.Ve gene Allah isminden önce kullanılan tek isimdir. Kainattaki her şey belirtilmek istenir. Burada panteizme bile bağlanabilir.Aslında çok güzel de yorumlar yapılabilir. Nereye bakarsanız bakın O(Allah) vardır, ben/herkes/her şey Allah'ın eseri bir parçası olarak görülebilir. Bana bırakırsanız ben "En-el-hak" kavramına da bir güzel geçiş yaparım. Bakın o zaman da ne güzel muhabbetler doğar. Eminim benden daha iyi ve doğru şekilde "hu/hü" kavramını açıklayacaklar vardır.

Gene benim anılara döneceğim ama bendeki durum şöyle:
Lisedeyken mahalledeki teyzeleri dışarda görünce "Selam" derdim o ara da fırçayı yerdim "Selam neymiş günah günah Selamun Aleyküm demelisin" tabi bu selam şekli beni aştığını düşündüğümden daha sonraki zamanlarda hep "Merhaba" dedim. Msn vs. sosyal ağlarda da ne kısaltarak "slm" ne de "selam" derim. "Merhaba" demeyi tercih ederim. Farsça kökenli bir kelime ve çoğumuzun bildiği gibi anlamı "Benden sana zarar gelmez " olarak açıklanır. Çok kısa bir kelimeyle selam verilmek isteniyorsa "hu/hü" denmesi daha da hoşuma gidecektir.Derviş selamı varken neden tineri tercih edeyim ki?
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
çok basit fides,

aynen senin söylediğin gibi aslında; HU=allah ve hu çekmek allahı zikretmek,hu ile selam vermek bildiğimiz selamın aynisi...

dostumuz,tiner ile kafayı bulanlar ile allahın ismini zikrederken "cezbe" yaşayanları ayni kefeye koydu,
bende onun dili ile konuyu anlattım...

alınacak bir şey yok...
 

messier

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2012
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
48
tekrar söylüyorum yazdıklarım açıktır.,"muhafazakar gençlik yetiştireceğiz" diyen bir zihniyetle gençlere hu çektiren zihniyetin paralelliğine atıf olarak "tinerci bir nesil mi yetiştireceğiz?" diyen en yetkili kişinin sözlerine bir tepki olarak bu yazıyı kaleme aldım ve yazdıklarımın arkasındayım.
 

leprechaun

Üye
Yeni Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
TİNER ya da HU
Tiner çekmenin fiziksel olarak zararlarını hemen herkes,az yada çok kestirebilir;akciğerlerimizdeki kesecikler ,üst solunum yolları zarar görebilir veya beyin hücreleri zarar görebilir bunun yanında bir de tiner sarhoşluğu diyeceğimiz bir sonuç ortaya çıkar.
Hu çekmenin görünürde belki fiziksel bir zararı olmayabilir ama hızlı ve derin derin nefes alıp vermenin eğer aşırı bir zorlanma olursa ciğerlere zarar vermesi mümkündür.Aynı şekilde beyin hücreleride bu işlemden zarar görür ve Hu çekmek te kendine özgü bir sarhoşluk yaratır.Tiner veya Hu çekmenin ortaya çıkardığı sahte bir “farkındalık” duygusu,bu işi tekrar ve tekrar yapmanın,bağımlılığın temelini hazırlar.Her iki durumun sahoşluğu kişinin doğru düşünme melekelerinin geçici olarak kaybolmasına neden olur,beyin adeta bir “tabula r asa” misali ne söylenirse bilinçaltına bunları kabul eder.
Tinerci çocukların aralarında kötü niyetli biri olmadıkça yaptıkları sadece fiziksel olarak kendilerine zarar verir, tabii niyetimiz tiner çekmenin zararlarını küçümsemek değildir.Hu çekenlerde ise çoğu zaman fiziksel bir zarar çok fazla görülmesede onları oraya toplayıp hu çektirenlerin beyin yıkamalarına maruz kalırlar,özgürlükleri ellerinden alınır.Eğer “kırk katır kırk satır” misali bana tiner çekmek ya da birinin gözetiminde hu çekmek dayatılsaydı gözüm kapalı tiner çekmeyi kabul ederdim.
sizi anlıyorum. zira dindar nesil yaratma gayesi güden bir başbakanın sözlerine tepki olarak yazmışsınız. ancak iyi niyetli yazınızın arkası da sağlam olmalı ki hedefine giderken masumlar zarar görmesin.

dindarlıkla Hu çekmenin bağlantılı olduğu sanılsa da bu toplumsal yanılsamaların ürünüdür. sosyal analizden mahrum değerlendirmelerin genel sorunudur bu. tıpkı İslamiyet cinayettir, dinler kötüdür türünden algılar gibi. doğu toplumlarının sınıfsal tespitini ve sosyal analizini derli toplu yapabilecek biri henüz çıkmadı. çıkanlar bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az, analizleri parça parça... çok az kişi İslamiyetin doğuşunda kölelerin Mekkeli Aristokratlara karşı sınıfsal bir hareket olduğunu bilir. inanırlar meselenin inançsal boyutuna takılmıştır, karşıtlar ise hareketin eksiklerine ve açıklarına...Tayyip ve Tayyip zihniyeti ise inanırların bu masumane yanılgısına düşenlerden de değildir. "değiştim" diyor, doğrudur. değişmiştir. gerçektende "milli görüş" ten sıyrılmıştır. yine çok az kişi milli görüş hareketinin şeyh Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi'nin Osmanlı-İngiltere arasında ki ticaret anlaşmasına karşı çıkışı üzerine doğduğunu ve bu hareketin gerici yönleri bir yana gerçektende milli bir duruşu temsil ettiğğini bilmektedir. bugün Tayyip ise bu hareketten dönmüştür. zira yaptığı anlaşmalar da Ahmet Ziyaüddin'in karşı çıktığı türden anlaşmalardır. dolayısı ile Tayyip inanırların masumane hatasına düşmüyor, din simsarlığı yapan bir bezirgan kılığına bürünüyor.

gelelim "Hu" ya. her dinde olduğu gibi İslamiyet'te dezenformasyona tabi kılınmıştır. bu dibe vuruşa set çekmeye çalışan İslam batıniliği işin aslına uygun bir gidişat yaratmaya çalışmıştır. zira bu akımlar inancın insanı özgürleştirmeye çalıştığını ancak aynı silah ile insanların köleleştirildiğini görmekteydiler. ortodoks akımlar ibadeti yaratanın nimetlerine karşı bir kulluk vazifesi, bir borç olarak telakki ederken batıni akımlar bu ibadetlerin kişiyi dünya hırsından, egodan, kişiyi tutsak eden soyut kabuklardan uzaklaştırmak ve kişinin manevi yönünü geliştirmek için olduğunu bilmekteydiler. esas olarak ibadet bir çeşit meditasyon çalışmasıydı. batınilikte kişinin benliğini arındırması için yapılan bu çalışmalarda belirli kelimelere anlam yüklenir ve bunun gücü kullanılırdı. kelimeler güç barındırıyordu. ve bu öğretiye göre ilahi öğretinin anlaşılması için önce zihin arındırılmalıydı.(bu tıpkı Yunanlı filozofların felsefe yapmadan önce yiyip, içip, cinsel ihtiyaçlarını gidermesi bundan sonra felsefi tartışmaya geçmesi gibidir. zira düşüncenin önünde ki açlığı tatmin edip kafaları bu yönden rahatlatmak ile gerçeğe ulaşılacağına inanıyorlardı.) işte Hu çekmek batıni öğretide bir zihin arındırmasıdır. onu zihin bulandırmaya çeviren de Tayyip zihniyetidir.

sizi anlıyorum ama Tayyip zihniyetine, bu öğretinin yol taşıyıcılarını kurban etmemenizi de değerli bulurum.

gerçeğin demine Hu. ;)
 
P

pissen

Ziyaretçi
şurası kesindir ki inan, inançlı insanların cumhuriyete olduğu kadar allah'a karşı ve inançlarına karşı sorumlulukları vardır. Bu yüzden %90 ı müslüman olan bir ülkede muhafakazar bir toplum yetiştirme anlayışı gayet makul bir şey. Bir insan hem islamcı hem cumhuriyetçi olabilir. hem bolşevik hem islamcı olabilir. Türkiye aydın ve çağdaş bir ülke bu ülkede bu saatten sonra yaşanacak her baskıcı düşünce sivasta bir mum olarak yanacaktır.
 

leprechaun

Üye
Yeni Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
şurası kesindir ki inan, inançlı insanların cumhuriyete olduğu kadar allah'a karşı ve inançlarına karşı sorumlulukları vardır. Bu yüzden %90 ı müslüman olan bir ülkede muhafakazar bir toplum yetiştirme anlayışı gayet makul bir şey. Bir insan hem islamcı hem cumhuriyetçi olabilir. hem bolşevik hem islamcı olabilir. Türkiye aydın ve çağdaş bir ülke bu ülkede bu saatten sonra yaşanacak her baskıcı düşünce sivasta bir mum olarak yanacaktır.
eskiden %99 deniyordu şimdi %90 mı oldu? :)

artık bu söylemlerden vazgeçin sevgili pissen, Türkiye'nin %90 müslüman falan değildir. yahut Müslümanlık tanımını değiştirmeniz gerekecektir. kaldı ki %90 müslüman bile olsa bu Müslümanlığı aynı algılamakta değillerdir. dolayısıyla muhafazakarlık için dayanak olmaz bu söz. Türkiye'nin muhafazakar değil özgür düşünebilen etiğimli beyinlere ihtiyacı var. ;)
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
hadi buraya burnumu daha fazla sokmayayım diye düşünmüştüm,ama hoş sohbet iki dostum konuya devam edince dayanamadım...

bu memleketin ahalisi hiç bir zaman ne %90,ne de %99 müslüman olabilmiştir,
en iyimser tahmin ile bu memleketteki müslüman sayısı %10 lar civarındadır ve onları duaları dolayısı ile bu günkü şekli ile ayaktayız...
ikinizde kuran ile ilgili konuşabilecek kadar bilgiye sahipsiniz,
sahip olduğunu bilgilerin namaz ile ilgili kısımlarını bir kontrol edin; %60-70 ler de bile namaz için söylenenlere uygun yaşayan insanlardan meydana gelen bir toplum olsak kurana göre halimiz nasıl olur du?
semaya yükselip geri döndürülmeyecek namazın sahiplerinden oluşan %90-99 müslümanların oluşturduğu bir toplum var olsa....
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
alışıla gelmiş, sloganlaşmış % 'leri anlarım ama buna karar verecek ''bilgi'' kimde ,nasıl var olabilir ? cevap net kimsede !! ben Müslümanım diyen adamlar öyle hayasızca günah işliyorlar ki, ben kendilerini kandırdıklarını düşünüyorum bazen. kimi kandırıyorsun heyhat !! sürekli kendini kandırsan gerçek olur musun? ben kendime sahte bir karakter seçsem ve bu rolü sürekli,sürekli oynasam gerçek olur muyum?
 

____morfin

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Mar 2012
Mesajlar
18
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
şimdi tiner ve hu çekmek konusunu okuyunca Başbakan hani şu oğluna gemileri alrken görmezden geldiği tonlarca aç varken ben müslümanım diyen adam.

Dedi ya tinerci mi olsun dindar mı diye?

evet tinerci olsunlar. Bu ülkenin sokakta yatan tinercisi sadıktır. Dostuna ihanet etmez. Çünkü o arkadaşlarıyla Ankara’nın bu soğuk ayazlarında Ulus’ta yarı yıkılmış gecekonduların içinde siyah bir varilin içine odun atarak ısınmaya çalıştığı dostunu unutmaz. Bu ülkenin dindarları dediği Fetullahçıların kin ve çıkarları ile hiçbir şekilde mücadele edilemez.

Fetullahçılar ne mi yapıyor? Bu olay basit Anafen dershanesinin neden son gün ebob, ekok çalıştırdığını bilemiyorum. Anafen dershanesinin ücret talep etmeden şehrin merkezinde 500 TL verip ev açıp orada çocuklara ders verilecek çocuklar eve gitmesin buraya gelsinler ders çalışsınlar deyipte bu çocuklara Kur-an dersi veripte üstüne neden bu ülkeyi ne mücadelelerle vatanıyla birlik olarak kuran Mustafa Kemal ATATÜRK’ü kötülüyorsun da Fetulllah Gülen’i ondan üstün kılmaya çalışıyorsun? Nerede dinimizin hoşgörüsü Atalara saygısı; İnsanların görüşlerini değiştirmeye çalışabilirsiniz. Buna birşey diyemem fakat Hassan Sabbah’ın yaptığı gibi (haşhaş vererek köleleştirme) insanları para vererek köleleştirmeyin !!! Pekiya bu dindarlar 1.300.000 öğrencinin kul hakkını nasıl yedi? 1.300.000 öğrenci bir yıl boyunca dershaneye para verdi. Yol parası verdi. Yemek parası verdi. Okula gitti geldi. Fakat siz 1.300.000 öğrencinin girdiği bir sınava şifreleme olayı katarak onların kul hakkını yediniz. Hani nerde dindarlar o dindarlar bilmiyolar mı en büyük günah ” Kul Hakkı “;
 

leprechaun

Üye
Yeni Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
fakat Hassan Sabbah’ın yaptığı gibi (haşhaş vererek köleleştirme) insanları para vererek köleleştirmeyin !!!
genel mesajınıza katılmakla beraber bu ülkenin hazin gerçeklerinden olan bir şeyi vurgulamak zorundayım. eleştirdiğiniz kesimin köleleştirmelerine karşı çıkarken aynı kesimin tarih üzerinde ki saptırmalarına kulak kabartmış olduğunuz gerçeği...Hasan Sabbah ne morfincidir ne de köleleştirmiş biri. ne yazık ki bu da geleneksel din tarihinin saptırmalarından biridir. zira geleneksel İslam tarihince batıni topluluklar kafirdir ve onlar hakkında da türlü iftiralar atılmıştır. Hasan Sabbah'ın durumu da bundan ibarettir.

Haşşaşin değil, Assassin(süikast kelimesinden gelir). Bağnaz anlayışın iyice güçlenip egemen olduğu ve batıni toplulukların(çocukları dahil) gözler önünde katledilmeye başlanmasının ardından Hasan Sabbah kalanları toparlamış ve Alamut kalesinde birleştirmiştir. son derece profösyönelce ve soğukkanlılıkla gerçekleştirilen eylemleri, bu eylemlerin ancak uyuşturu ile yapılacağı kanısı uyandırdığı için bu yönde bir söylenti gelişmiştir. zira fedailer, eylemi en kalabalık olan yerde herkesin gözü önünde gerçekleştiriyor ancak kalabalıktan ve kargaşadan faydalanıp kaçmak yerine usulca ölümü bekliyorlardı.

kelimenin etimolojik kökeni için ==>

Hasan Sabbah'ın eylemleri ile ilgili olarak okunabilecek bir makale:
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
İTİRAZ ETTİĞİM TEK BİR MADDE YOK...

yazına itiraz etmedim,sadece seninde belirttiğin gibi deneyimlediklerimizi değil gözlem ve kulaktan dolma bilgilerimizi konuşmaya çalıştığımızı göstermek istedim...

tineri deneyimlediğini söyledikten sonra; "(şimdi diyeceksin ki “kendinde yaşadıklarını herkese genelleyerek bir yargıya varmışsın” hayır çevremdekiler de de benzer tepkileri gözlemledim)" demişsin,
narkotiklerin deneyimlenmesi,eğer karar-uygulama aşaması bilinçli ve amaç ile yapılmış ise insana farklı bir bakış açısı kazandıran farkındalığın eşiği olabilir,
kendi adıma bende bazı şeyleri bilinçli ve amaçlı olarak deneyimledim,
bana senin deneyimlediklerin nelerdir diye sorulursa;şamanların ve wiccanların bazı uygulamalarının sahip olduğum bilgileri içinde ki yerini idrak edebilmekl için yaptığım uygulamalar derim...
örnek;dakota kızılderililerinin koka yaprağı çiğneyerek çamur evlerde,sıcak ve çıplak olarak kalmaları gibi;(aynen türk hamamında esrar içmek gibi... :) )

"HU" çekmeye gelince;
ister kadim kültürün uygulamaları,
ister tasavvuf-kabbala uygulamaları,
ister mantra ile uzak doğu uygulamaları ve benzerleri olsun zikir-nefes-enerji üçlüsü ile bir çok deneyim yaşadım,
bu deneyimleri yaşadığım süreçte çeşitli ekollerde bu süreçleri yaşayanların içerisinde;
a-toplu zikir esnasında kendini kaybedip "elektirik parası su parası" diyerek kafayı yiyenleri,
b-sayıyı ve kullanılan kullanılan kelimeyi kendince değiştirip "kafayı sıyıranları",
c-nefes çalışmasını abartıp "tıknefes" olanları,
d-enerji çalışırken yoldan çıkarak bedensizlere "kul" olanları,
e-enerji çalışırken hakimiyeti kaybedip "içten yanma"nın eşiğine gelenleri gördüm ve çoğu ile çalışmalarımızın birikimlerini paylaşarak farklı uygulamaların deneyimlemesini yaptık...

bunlar bana ne kazandırdı; en basitinden metafizik denilerek halının altına süpürülen konuların bir çoğunun gerçekliğini ve bu konular hakkında konuşmaya çalışanların bilgi seviyelerini anlamayı ve bu konuların olmadığını,çünkü bilim ve bilimsellik ölçülerine uymadığını söyleyenlerin "boşboğaz" olmaktan öte bir işe yaramadıklarını görebilmeyi kazandırdı...

yazdıklarıma inanmayanların hepsine;
-ayaklarını yerden kesecek zikir-nefes terkibi,
-"vurgun" yemelerine yarayacak nefes çalışması örneği,
-bedenlerinde ki kılları dökecek,ayak parmaklarının arasından su çıkaracak enerji çalışma şekillerini -doğacak sonuçlardan mesul olmamak şartı ile" verebilirim,

isteyen,daha önce örneklediğim gibi bülent kısa ve kblan tragna hakkında araştırma yapabilir,
kendisi bir dönem deneyimlerimi paylaştığım birisidir...

son olarak;bu konuların din ve inanç ile hiç bir bağı yoktur...
senin fanatik olarak koyduğun tepki ise benim için saygı duyulacak bir hareket,
benim saygı duymadığım bunun bilerek aşağılamak için yapılması...

Aynı fikirdeyim. Bir kaç gündür parapsikolojik konular ile ilgili yaptığım yorumlar ve araştırmalara dayalı bilgiler, Parapsikoloji ülkemizde bilim dalı olarak kabul görmüyor diye bilim dışı kabul edildi hatta hakarete varan alaycı yorumlar yapan arkadaşlar dahi oldu.

Metafizik ve parapsikolojik konular ülkemizde yeterince araştırılmıyor ve önemsenmiyor olduğu için bazı fırsatçıların elinde yanlış tanıtılıyor olabilir fakat bu durum bahsi geçen konuları ve araştırmaları değersiz yapmaz. Bu konuda araştırma yapan doktorlar ve bilim insanları, yapmış oldukları araştırmaları basına ve topluma gizli platformlarda sürdürüyorlar. Yurtdışında faaliyet gösteren klinikler beyin üzerinde ve ruhsal olaylar hakkında normal bilimin cevaplayamadığı sorulara akılcı cevaplar arıyorlar. Ülkemizde ve başka bazı ülkelerde bu konulara mesafeli yaklaşılmış olsa da ben kendi adıma aklıma takılan bir çok bilinmeyenin cevabını metafizik ve parapsikolojik araştırmalar neticesinde buldum ve yapılan araştırmaları takip etmeye de devam ediyorum.Bu araştırmalarda son nokta asla olmayacaktır bunun da bilincindeyim.

Tiner ve Hu konusuna gelirsek. Tiner beyin kimyasallarını bozmakla zaten kişinin ruh sağlığını da altüst edebilecek kadar tehlikeli bir maddedir. Bu maddenin kullanımı zararsız kabul edilemez çünkü kişiye zararı olduğu kadar başkalarına da vardır. Her kişi aynı reaksiyonları vermeyeceği gibi belli bir süre kullanımı beyinde ciddi hasarlara yol açacağı için hiç bir şekilde kullanılmamalıdır. Saldırganlık, agresiflik, kontrolsüz davranışlar gibi kişinin istem dışı haraket etmesine yol açabilir demiyorum kesinlikle açacaktır. Kaçınılmaz...

Hu ise beyin kimyasalları üzerinde etki yaratabilir mi ? Dolaylı olarak evet fakat tiner gibi direkt etki etmeyecektir. Hu veya zikir,mantra v.s. enerji alanı değiştirmek için kullanılan tekniklerdir. Bu enerji alanı değişiminin kişide yaratacığı etkiler ise kişinin enerji seviyesine ve enerjisinin olumlu-olumsuz frekansta olmasına göre değişecektir. Eskiden mantra ve zikir uygulamaları enerjisi yüksek bir kimse tarafından o kişinin kontrolü altında uygulatılır ve olumsuz bir durumda müdahale o an yapılırdı. Günümüzde ise bu durum maalesef kurallarına uygun ve kontrollü uygulanmıyor.

Zikir ya da mantra bu kişinin ehli kişiler tarafından ve kişi gözlenerek uygulatılırsa sorun çıkmaz fakat kişi kafasına göre bu işe kalkışırsa sonuçları telafi edilemeyecek boyutlara ulaşabilir. Tiner kadar tehlikeli olabilir.

Tiner ise zaten kullanımı kişiye zarardan başka birşey katmayacak kimyasal bir maddedir. Tiner ile farkındalık çalışması yapılamaz fakat zikir-mantra ile bu mümkündür. Tiner ya da başka uyuşturucu maddeler farkındalık çalışması için değil kişinin farkında olduklarını unutmak için başvurduğu zamanla da bağımlı olup kendini tamamen kontrol edemez hale geldiği maddelerdir.

Sonuç olarak; Tiner farkındalık sağlamaz, hiç bir faydası yoktur. Mantra ve zikir doğru yöntemler kullanılır ise fayda elde edilir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst