Tarde ve Émile Durkheim yardım

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefi Tartışmalar kategorisinde mert1905x tarafından oluşturulan Tarde ve Émile Durkheim yardım başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,422 kez görüntülenmiş, 7 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefi Tartışmalar
Konu Başlığı Tarde ve Émile Durkheim yardım
Konbuyu başlatan mert1905x
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan fides

mert1905x

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2009
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Konu dogru yerdemi bilmiorum ama yardıma ihtiyacim var arkdaşlar.yarin sinavimiz var ve soru Tarde ve Émile Durkheim acıklayınız ve karsılastrınız bunu nasıl kısa bir şekilde yapalirm 7 8 cümleyle ?
 

baranksk17

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2009
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
aynı konuyu bende arıyorum malesef yok hangi okuldasın yani tesadüf ilginç
 

mavimor

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,456
Tepkime puanı
3
Puanları
38
Yaş
44
Tarde sosyal bilimin kurucuları arasında sayılan birisiydi. Tarde'ın ortaya attığı sorular o dönemin sosyal bilimlerini her zaman ziyaret etmiş olan sorulardı. Yalnız Tarde bu çerçevede bir yenilgiye uğradı; Durkheimcılık, Durkheim tarafından bir yenilgiye uğratıldı


Tarde, bütün toplumsal hayatı ferdî yaşantı ve bilhassa taklit ile açıklamak çabasında bulunmuştur. Tarde ile Durkheim'ın fikirleri, âdeta "psikolojizm" ile "sosyolojizm"in çatışması gibidir; birisi sosyal olayı, diğeri ferdî psikolojiyi tamamen reddetmektedir.

Sosyal kurumları, "sosyal kollektif duyguların kristalize olmuş bir şekli" olarak niteleyen Durkheim, eğitimi de bir sosyal kurum olarak kabul eder. Ona göre eğitim, toplumun bir fonksiyonudur. çeşitli toplum tiplerine göre değişen eğitim, yetişkin nesillerin genç nesillere etkisi; çocukları belli bir düzeyde ve toplumun istediği şekilde bedensel, ahlâkî ve zihni düzeye çıkarmaktır.

Durkheim'ın görüşlerine genel olarak bakıldığında, onun eğitimi çocukları ve gençleri sosyalleştirme olarak aldığı görülmektedir. O halde eğitim, toplumun ihtiyaçlarına göre şekillenecektir. Böyle olunca da, her toplumun kendi devamlılığını sürdürmek için ortaya koyduğu ahlâk, değerler ve diğer sosyal normlar, eğitimin genç kuşaklara benimseteceği ilk unsurlar olacaktır.

Şimdi Tarde ile Durkheim'ı ayıran şöyle bir şey vardı. Durkheim için biliyorsunuz toplumsal olana dair mefhumlar bireyin bittiği yerde başlıyor, yani bireyliğin kendi üzerinde yaptırımcı diyebileceğimiz bir olguyla -ki buna toplumsal olgu diyor Durkheim- karşı karşıya kaldığı andan itibaren sosyal bilimlerin alanı ortaya çıkmaya başlıyor. Böylece bireyi tümüyle psikolojinin alanına gönderebiliyordu Durkheim. Buna karşı Tarde'ın esas karşı çıkışı bireyliğin bizzat toplumsal alandan, ya da şöyle diyelim parçalı bütünden aslında çok daha karmaşık olduğuydu. Bunu şöyle örneklendirebiliriz; söz gelimi Napoleon kodunu ele alalım, yani medeni hukuk, belli bir anlayış içerisinde birleştirilmiş bir hukuk bu. Ama tek bir maddesini ele aldığımda diyor Tarde, belki Ortaçağlardan, belki Antik çağlardan bu yana o tek maddenin etrafında örülmüş olan çok büyük toplumsal mücadeleleri görebilirim, ya da aslında çok ufak değişikliklerle, taktiklerle, uyarlamalarla yüklü koskoca bir tarihi ortaya çıkarabilirim, ama Napoleon koduna baktığımızda, Napoleon sistemine yani bütününe baktığımızda, bu karmaşıklık söz konusu değildir. Peki, neden Tarde'ı okuyup Durkheim tercih edilmeye başlandı? Bunu tabii şuna bağlamak lazım: Bir millet oluşumu. Durkheim bu tür mefhumlar ve bu tür kategorilerle iş görmeye, yani genel mefhumlarla iş görmeye daha yatkın bir sosyal bilim sunuyordu. Ziya Gökalp'de bunu algılıyabiliyoruz. Genel mefhumlara, ideal mefhumlara ihtiyaç vardı. Şunu da söyleyeyim ki Türkiye'de sosyal bilimlere her zaman bir işlev verilmiştir. Yani sosyoloji dediğimizde bunun arkasında gerçekten bir ülke kurmak, bir millet kurmak gibi pozitivizme de aykırı olmayan, sosyal bilimlerle -19.yüzyıl sosyal bilimleriyle- ilişkili olan, pozitivizme de pek yabancı olmayan, ama önemli oranda eleştirellik dışı bir sosyal bilimler pratiğinin oluşumuyla karşı karşıya olduğumuzu düşünmemiz gerekiyor.
Durkheim'ın Tarde'a yönelik eleştirisi bir tür bireyci, hatta spiritualist olduğuydu. Tarde'ın cevabı şu oldu, dedi ki: "Hayır, ben bireyin karmaşık olduğunu söylüyorum dolayısıyla bireyci olamam yani yekpare bir birey anlayışım yok" gibisinden bir karşı çıkıştı ya da savunmaydı. Şimdi Cumhuriyet döneminde herhalde araştırmacıların gözünden kaçmamış olan bir takım genel mefhumların ideolojik temrinlerle, ama aynı zamanda sosyal bilimlerin de araştırma nesnesi olarak sunulmaya başladığını görüyoruz. Söz gelimi bir tür muhafaza düşüncesi, muhafazakârlık.

(bir kaç internet sitesinden derleme oldu)
 

mert1905x

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2009
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
7 -8 cumle olarak özet lazim böyle yazıları bende buldum daha ingce cevrilcek onlar özetini cikaramadik yani :eek:
 

baranksk17

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2009
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
bana da aynısı lazım arkadaşın dediği gb bu gayet güzel ama çevirmemiz ve hafızada tutmak baya zor ve zaman alır
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Arkadaşlar şimdi siz net olarak ne istiyorsunuz?Basit kelimelerle cümle kurup onu da ingilizceye mi çevirmek istiyorsunuz? Bu ne hocası böyle anlamadım ben?Sosyolojik boyutta mı ele alınacak konu?Durkheim'in alanı geniştir.Bir de en geç ne zamana yetiştirmeniz gerekli?Daha netleştirirseniz sorunuzu daha sağlıklı yardımcı olmaya çalışırız.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst