Tanrının yerine devleti oturtmak... Ne kadar isabetli

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde Baybora tarafından oluşturulan Tanrının yerine devleti oturtmak... Ne kadar isabetli başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,424 kez görüntülenmiş, 26 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Tanrının yerine devleti oturtmak... Ne kadar isabetli
Konbuyu başlatan Baybora
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

Baybora

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2013
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Tanrının yerine ideal bir devleti oturtmak ne kadar mümkün ve ne derece isabetli olurdu? Bu mümknü olsaydı klasik devlet erkinin insanların önüne konması ile mi neticelenirdi yoksa kutsanmaktan öte işlevsel bir mekanizma ile tanrısal/dinsel alanrlarda beşeri bir başarı ile mi tanımlanırdı acaba?
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Yaratıcı herkesin yaratıcısı olduğuna göre hangi tip devlet düzeni kurarsak kuralım Yaratıcı'nın yerini alamaz. Yaratıcının varlığını kabul etmeyenler için anlamlı olabilir belki fakat var olduğunu bilenler için hiç bir anlam ifade etmeyecektir.

Bu devleti kim yönetecek? Yöneten kişinin-kişilerin güvenilirliğini nereden bileceğiz? Adalet kavramının temellerini kim kuracak? Şayet Yaratıcının varlığı hiç bilinmeseydi bir ot gibi yaşamaktan öte gidebilir miydik? Amaçsız ve anlamsız bir yaşamımız olurdu. Kaldı ki otun bile bir yaşam amacı var yani Yaratıcı bu yaşama anlam katan tek şey gerisi bizim yani insanların yarattığı,yaratacağı sahte imajlar asla gerçeklik taşımayan fakat o an için bize çok gerçekmiş gibi görünen gölge bir yaşam sürüyoruz.

Eflatun - Devlet açısından sorduysanız şayet Eflatun, Yaratıcının varlığını inkar etmiyordu.
 

Baybora

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2013
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Yaratıcı herkesin yaratıcısı olduğuna göre hangi tip devlet düzeni kurarsak kuralım Yaratıcı'nın yerini alamaz.

Elbette Tanrı kavramının yerine oturttuktan sonra tartısmaya acmak niyetindeyim. Yani Tanrının varlığı yada yokluğu ile alakalı sormadım. Kaldı ki mükemmel bir devlet ütopyası (Bu Platonun devleti olmayacak elbette ancak filozoflar konseyi tarafından yönetilen mükemmel işleyen bir devleti) kastediyorum.
 

daVinci

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2013
Mesajlar
106
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Elbette Tanrı kavramının yerine oturttuktan sonra tartısmaya acmak niyetindeyim. Yani Tanrının varlığı yada yokluğu ile alakalı sormadım. Kaldı ki mükemmel bir devlet ütopyası (Bu Platonun devleti olmayacak elbette ancak filozoflar konseyi tarafından yönetilen mükemmel işleyen bir devleti) kastediyorum.
bu konuda birseyler soylemek icin devleti butun unsurlariyla ele almak gerekir. Bir filozoflar konsryi diyorsun peki filozoflarin adil olacaginin garantisi var mi? Bir de kime ve neye göre kisileri filozof olarak tanimlayacaksin. Bir insanin filozof olduguna nasil karar vereceksin? Bikiyorsunki bircok filozof anacak yuzyillar gectikten snra anlasilabilmis ve filozof olarak nitelendirilmistir. Ama adam artik filozof okdugunu ogrenemeden cokkkktann tahtali koye varmistir.nasil cagiricaz onu konseye?:D benim fikrime gelince bence ideal devlet olamaz en ideali, ideal insanlarin olusturdugu devletsiz bir yasamdir. Saygilar.
 

Baybora

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2013
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
bu konuda birseyler soylemek icin devleti butun unsurlariyla ele almak gerekir. Bir filozoflar konsryi diyorsun peki filozoflarin adil olacaginin garantisi var mi? Bir de kime ve neye göre kisileri filozof olarak tanimlayacaksin. Bir insanin filozof olduguna nasil karar vereceksin? Bikiyorsunki bircok filozof anacak yuzyillar gectikten snra anlasilabilmis ve filozof olarak nitelendirilmistir. Ama adam artik filozof okdugunu ogrenemeden cokkkktann tahtali koye varmistir.nasil cagiricaz onu konseye?:D benim fikrime gelince bence ideal devlet olamaz en ideali, ideal insanlarin olusturdugu devletsiz bir yasamdir. Saygilar.

Filozofların adil olup olmayacağının garantisini veremeyiz de siyasetçilerden daha adil olacakları kesin. Filozofluk unvanını birileri yaşarken vermiyor ama siyasetçi dy dolaşanlarada öyle bi ehliyet verilmiyor. Halihazırda saygın üni.lerdeki akademisyenlerden (ülkemizde de oldugu kesin) bahsediyorum filozof derken. Aslına bakılırsa hoşlanmamama rağmen filozof kertesinde insanlar oldugu kesin. Mesela Mehmet Altan, Şerif MArdin. Aslında teknokratlar hükümeti desek belki daha isabetli olur.

ideal insanların oluşturduğu devletsiz yaşam fikri güzel. Nietzche'nin üst-insan ideali ölçüsünde insanlar mesela. Fakat bu da uzun vadeli toplum mühendisliği gerektirir.
 

sahtekar

Felsefe.net
Uzaklaştırılmış
Katılım
12 Eki 2013
Mesajlar
28
Tepkime puanı
0
Puanları
0
avatartadaki gibi fazla mariana çekince böyle başlıklar açılıyor demek ki ;)
 

sahtekar

Felsefe.net
Uzaklaştırılmış
Katılım
12 Eki 2013
Mesajlar
28
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Başlıkta nasıl bir problem var anlamadım? Belkide maruanadandır kimbilir? :(

Bir dinin yerine ancak başka bir din gelebilir, bir tanrının yerinede ancak başka bir tanrı. devlet denilen organizasyonlar bütününün yerinede ancak başka bir örgütlenme biçimi.
 

Baybora

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2013
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Bir dinin yerine ancak başka bir din gelebilir, bir tanrının yerinede ancak başka bir tanrı. devlet denilen organizasyonlar bütününün yerinede ancak başka bir örgütlenme biçimi.

Yook artık bu çok basite indrgenmiş bi yanıt oldu. Anlatamadım sanırım. Toplumların sosyal ve siyasal yaşamında tanrısal veya dinsel hükümlerin ne işi var o zaman? Bu tarz ruhani hükümler neden toplumların siyasal ve sosyal yaşamlarına müdahale eder ve kend alanlarına çekilmezler. Ben ilahi yasalarla meşgul edilen toplumların, beşeri yasalarla mükemmel bir devlet organizasyonu altında tatmin olup olamayacaklarını soruyorum. Mesela hırsızlık yapan birine dinde atfedilen suçun beşeri hükümler çerçevesinde başkaca alternatifi var mıdır veya bu alternatif devlet adlı örgütlenmenin kendi olabilir mi? Elbette bu kastedilen hukuk devleti olmalıdır.
 

Baybora

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2013
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Şunuda ilave etmeli: Tanrının varlığının veya dinlerin genel geçer meşruiyetinin sübutu varmıdır ki? Olmayan veya tartışmalı olan kavram veya olguların alternatifide olmayan şeylerdir.
 

sahtekar

Felsefe.net
Uzaklaştırılmış
Katılım
12 Eki 2013
Mesajlar
28
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yook artık bu çok basite indrgenmiş bi yanıt oldu. Anlatamadım sanırım. Toplumların sosyal ve siyasal yaşamında tanrısal veya dinsel hükümlerin ne işi var o zaman? Bu tarz ruhani hükümler neden toplumların siyasal ve sosyal yaşamlarına müdahale eder ve kend alanlarına çekilmezler. Ben ilahi yasalarla meşgul edilen toplumların, beşeri yasalarla mükemmel bir devlet organizasyonu altında tatmin olup olamayacaklarını soruyorum. Mesela hırsızlık yapan birine dinde atfedilen suçun beşeri hükümler çerçevesinde başkaca alternatifi var mıdır veya bu alternatif devlet adlı örgütlenmenin kendi olabilir mi? Elbette bu kastedilen hukuk devleti olmalıdır.

eveettt çünkü mesele o kadar basit :)

basite indirgeme olarak karşı çıktığınız şey, şu ana kadar gerçekleşen insanlık tarihinin realitesidir.

Mükemmel devlet organizasyonu ütopyanız gerçekleşse bile insanlar tatmin olmayacaklardır. çünkü mükemmel devlet ütopyanız nereden geldik nereye gidiyoruz (varoluş ve ölüm) ana sorusu karşısında yetersiz kalacak ve insanları tatmin edemeyecektir.

Tanrının alternatifi devlet olamaz,devlet insanlardaki metafizik olguyu (diğer bakışla ihtiyacı ) ve duyguları tatmin edemez.

Şunuda ilave etmeli: Tanrının varlığının veya dinlerin genel geçer meşruiyetinin sübutu varmıdır ki? Olmayan veya tartışmalı olan kavram veya olguların alternatifide olmayan şeylerdir.

Meşruiyetin yetkesi tarih boyu değişmiştir. en son halk olmuştur.oy veren halk ve çogunluk. tartışmaya gayet açık; halk kim? oy veren kime neden oy verdi? bu sorular çoğaltılabilir.

Tanrının varlığı sizin sözde genel geçer meşruiyetlerinizden daha açıktır. şeytan ve tayfası maharetlidir. şüpheye düşürür ve aldatır. Şöyle bir laf var severim; ikna edemiyorsan kafasını karıştır. ve şeytan mutlak mağlup edilmeden asla vazgeçmez.
 

Decurion

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
30 Eki 2013
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Madem felsefe yapıyoruz, başlığın kuruluşunu önce tartışalım. Tanrı'nın kendisinin devlet yerine geçmeye aday olduğu nereden belli? Tanrı "en yetkin varlık" olarak bilinir. Devlet, "en yetkin varlık"ın yerine nasıl geçebilir? Kavramlar arasında bir uyuşmazlık var gibi. Diyelim Tanrı var, Tanrı'nın devlete karşı olduğu nereden belli? Tanrı ya iyiliği emreder yahut kötülük etmeyin der. Devlet olsun olmasın der mi? Diyelim devlet kendisi dedi ki Tanrı'yı unutun. Hangi devlet vicdanları kuşatabilir ki? Diyelim bir ütopya kurdunuz, onu uygulamaya da fırsat buldunuz ve insanları mutlu ettiniz. Tanrı niye iyiliğe karşı konumlansın ki?
 

Baybora

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2013
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
eveettt çünkü mesele o kadar basit :)

basite indirgeme olarak karşı çıktığınız şey, şu ana kadar gerçekleşen insanlık tarihinin realitesidir.
Basit mesele Tanrının varlığı ve dolayısı ile emir ve yasaklarının tartışılmaz olduğu mu? Banada ispatlayabilirmisiniz varlığını? Metafizik alana girmeden, ontolojik kanıtlara değinmeden? Mümkün mü? ben duymadım. Labaratuvarda mı ispatlandı yoksa sizle irtibata geçen fizik ötesi kimi şeylerden i bu kanıya vardınız :D Neyse zaten tartışmak istediğim konu bu değildi. Aslında başlıktada kusur oldugu belli çünkü tanrısal yasaların yerine mükemmel örgütlenmiş hukuk devleti ysaları demeliydim!
 

Baybora

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2013
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Tanrının varlığı sizin sözde genel geçer meşruiyetlerinizden daha açıktır. şeytan ve tayfası maharetlidir. şüpheye düşürür ve aldatır. Şöyle bir laf var severim; ikna edemiyorsan kafasını karıştır. ve şeytan mutlak mağlup edilmeden asla vazgeçmez.

Yok ben bu yazdıklarınıza itibar edemem. Benim nezdimde bu cümleler taa dibine kadar 1 kuruş etmiyor? Hem bu felsefenin alanına girmekle beraber en spekülatif ve temelsiz ifadeler ve konular. O kadarki konu olduğundan dahi bir çok düşünür kendinden emin şekilde red etmiştir.
 

Baybora

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2013
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Madem felsefe yapıyoruz, başlığın kuruluşunu önce tartışalım. Tanrı'nın kendisinin devlet yerine geçmeye aday olduğu nereden belli? Tanrı "en yetkin varlık" olarak bilinir. Devlet, "en yetkin varlık"ın yerine nasıl geçebilir? Kavramlar arasında bir uyuşmazlık var gibi. Diyelim Tanrı var, Tanrı'nın devlete karşı olduğu nereden belli? Tanrı ya iyiliği emreder yahut kötülük etmeyin der. Devlet olsun olmasın der mi? Diyelim devlet kendisi dedi ki Tanrı'yı unutun. Hangi devlet vicdanları kuşatabilir ki? Diyelim bir ütopya kurdunuz, onu uygulamaya da fırsat buldunuz ve insanları mutlu ettiniz. Tanrı niye iyiliğe karşı konumlansın ki?

dediğim gibi başlıkta kusur oldugu belli çünkü tanrısal yasaların yerine mükemmel örgütlenmiş hukuk devleti ysaları demeliydim.
 

sahtekar

Felsefe.net
Uzaklaştırılmış
Katılım
12 Eki 2013
Mesajlar
28
Tepkime puanı
0
Puanları
0
1 kuruş veya 3 kuruş sizde karşılığı olmayan şeyler sizi neden sinirlendirdi ki o zaman?

Ontolojik ve metafizik olmayan delillerde var; Tanrının adının yazdığı her satır, her telaffuzu , her dua , her atıf , ,kutsal mekanlar ve inanan insanlar... ve bunların sizdeki kaçınılamaz karşılığı.
 

Baybora

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2013
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
1 kuruş veya 3 kuruş sizde karşılığı olmayan şeyler sizi neden sinirlendirdi ki o zaman?

Ontolojik ve metafizik olmayan delillerde var; Tanrının adının yazdığı her satır, her telaffuzu , her dua , her atıf , ,kutsal mekanlar ve inanan insanlar... ve bunların sizdeki kaçınılamaz karşılığı.

Yok hayır ben sinirlenmedim. Kesinlikle güldüm okurken ve yukarıya şimdi yazdıklarınzda öyleler maalesef. Bu yazdıklarınızın felsefi tartışma platformlarında yeri yok. gülünç oluyor yani. Hakaretane olsun dy yazmıyorum ancak siz tartışmayı buraya taşıdınız. Bir cevabınız yokken siz yorum yaptınız başlık altına. Tanrının metafizik kanıtı olmaz ayrıca. ontolojik, kozmolojik ve teleolojik kanıtları olurki bunlarda idealist olmayan bir düşünür nezdinde kanıt bile değildir.
 

sahtekar

Felsefe.net
Uzaklaştırılmış
Katılım
12 Eki 2013
Mesajlar
28
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yok hayır ben sinirlenmedim. Kesinlikle güldüm okurken ve yukarıya şimdi yazdıklarınzda öyleler maalesef. Bu yazdıklarınızın felsefi tartışma platformlarında yeri yok. gülünç oluyor yani. Hakaretane olsun dy yazmıyorum ancak siz tartışmayı buraya taşıdınız. Bir cevabınız yokken siz yorum yaptınız başlık altına. Tanrının metafizik kanıtı olmaz ayrıca. ontolojik, kozmolojik ve teleolojik kanıtları olurki bunlarda idealist olmayan bir düşünür nezdinde kanıt bile değildir.

hakaret amacınız yok ama cümlemde anlatılmak isteneni bırakıp sözcük terminolojisi ile çözümlemeler yapıyorsunuz. çok dürüstsünüz ;)
 

Baybora

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2013
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
hakaret amacınız yok ama cümlemde anlatılmak isteneni bırakıp sözcük terminolojisi ile çözümlemeler yapıyorsunuz. çok dürüstsünüz ;)

Doğrudur. Çünkü felsefe tarihinin en ilgimi çeken akımı lengüistik felsefedir. Dildeki çözümlemeler hakkında o kadar okudum ancak sistemli/programlı bi şekilde yeniden birkaç yıl okumayı düşünüyoırum. Mali Müşavirlik Sınavlarımı verdikten sonra :)
 

sahtekar

Felsefe.net
Uzaklaştırılmış
Katılım
12 Eki 2013
Mesajlar
28
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Doğrudur. Çünkü felsefe tarihinin en ilgimi çeken akımı lengüistik felsefedir. Dildeki çözümlemeler hakkında o kadar okudum ancak sistemli/programlı bi şekilde yeniden birkaç yıl okumayı düşünüyoırum. Mali Müşavirlik Sınavlarımı verdikten sonra :)

açıkçası kabulunuz şaşırttı. yaklaşım için tşk. sınavınızda başarılar.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst