Tanrının yerine devleti oturtmak... Ne kadar isabetli

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde Baybora tarafından oluşturulan Tanrının yerine devleti oturtmak... Ne kadar isabetli başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,430 kez görüntülenmiş, 26 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Tanrının yerine devleti oturtmak... Ne kadar isabetli
Konbuyu başlatan Baybora
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

Baybora

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Eki 2013
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
açıkçası kabulunuz şaşırttı. yaklaşım için tşk. sınavınızda başarılar.

tşk ederim :) ben özgürce tartışmayı severim ki felsefede sorgulamak yargılamak üstüne bina edildiğinden bazen sert olabiliyor söylemler
 

felsefehayat

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 May 2011
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
leviathan ve hegel geldi aklıma her nedense :)
 

sahtekar

Felsefe.net
Uzaklaştırılmış
Katılım
12 Eki 2013
Mesajlar
28
Tepkime puanı
0
Puanları
0
''tanrısal yasaların yerine mükemmel örgütlenmiş hukuk devleti yasaları'' başlıkta böyle demiş olsaydınız bu defada ''mükemmel örgütlenme'' sorunun temel çıkış noktası olurdu. insan aklı ile yapılacak mükemmel örgütlenme veya ''mükemmel adalet'' anlayışı yine insan aklı tarafından mükemmel olmamakla itham edilip yenisi öngürülecek,eleştirlecek ve değiştirilmek istenecekti. zaten adalet anlayışının kurucusuda yıkıcısıda insandır. ama Tanrı böyle değildir. Tanrı bilgisinin mükemmel olduğuna inanılır. bu nedenle Tanrı aldanmaz, aldatmaz ve aldatılamaz. ancak insan eli ve aklı ile kurulacak her sistem aldata da bilir aldana da bilir.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
''tanrısal yasaların yerine mükemmel örgütlenmiş hukuk devleti yasaları'' başlıkta böyle demiş olsaydınız bu defada ''mükemmel örgütlenme'' sorunun temel çıkış noktası olurdu. insan aklı ile yapılacak mükemmel örgütlenme veya ''mükemmel adalet'' anlayışı yine insan aklı tarafından mükemmel olmamakla itham edilip yenisi öngürülecek,eleştirlecek ve değiştirilmek istenecekti. zaten adalet anlayışının kurucusuda yıkıcısıda insandır. ama Tanrı böyle değildir. Tanrı bilgisinin mükemmel olduğuna inanılır. bu nedenle Tanrı aldanmaz, aldatmaz ve aldatılamaz. ancak insan eli ve aklı ile kurulacak her sistem aldata da bilir aldana da bilir.

İnsanın olduğu her yerde, maalesef hiç birşey mükemmel olmayacaktır [MENTION=4561]sahtekar[/MENTION] bu görüşüne tümüyle katılıyorum. [MENTION=4571]Baybora[/MENTION] nın hayalini kurduğu devletin yönetiminde görev alacak eski filozoflardan eser de kalmadı. Günümüz koşulları, insanları ve yaşam şekillerini çok değiştirdi. Adaletin tam olarak sağlanması dünyanın hiç bir yerinde mümkün görünmüyor. Adalet ve ahlak kavramları birbirinden ayrı değerlendirilemez. Her topluluğun ahlak kuralları değişkenlik gösteriyor. Yerli bir kabile, bizlere göre çıplak diye ifade edilen tarzda dolaşmayı çok normal kabul ediyor. Bir çok kişiye göre ahlaksızlık olan durum o yerli kabile için çok normal ya da plajda üstsüz dolaşan ailelerin yanına gidip anneye sen oğlunun yanında veya genç kıza babanın yanında nasıl böyle dolaşırsın desek onlar için anormal bir durum olmadığı ve birbirlerini çıplak olarak algılamadıkları için söylenenlere gülüp, geçeceklerdir.

Kısacası; her toplumun, her bireyin kendine göre bir ahlak algısı var. Genel ahlak kuralları bile bazı durumlarda esniyor mesela nefsi müdafaya giren durumda ya da ağır tahrik varsa adam öldürmenin bile cezası hafifliyor hatta bazen çok az ceza alan kişiler oluyor. Ağır tahrik unsurunu yaratan kişiyi, o aşamaya getiren koşullar ne olacak peki? Mesela o da çocukluğunda şiddet görmüş, tacize uğramış v.s. falan derken bir de bakıyoruz ki aslında her şey zincirleme birbirini tetikliyor. Bu durumda insanların adaleti çoğu zaman sözde adalet olmaktan öteye gidemiyor. İşte bu noktada kişiyi rahatlatan tek bir unsur var o da; İlahi Adalet...

Yine konuyu Tasavvuf'a bağlayacağım, çok sevdiğim Şems'in bir sözü ile özetlemek istiyorum; "Sen değişirsen, dünya değişir." Birey kendini geliştirmedikçe ya da kendi yaşamına beklediği saygıyı başka yaşamlara duymadıkça en bilge filozoflar ordusu yönetse tüm dünyayı yine kötülüklerin önüne geçilemez. Allah yasaları önleyebiliyor mu peki? Gerçekten inanan kişiyi önler tabi ki çünkü kimse görmese, bilmese de Allah'ın biliyor olması o kişiye yeter ve adımını ona göre atar.

Günümüzde sahte inanç modelleri, neye inandığını bilmeyen insanlar ve aileden gördüğü ya da sağdan soldan duyduğu ile yaşayan insanlar ile yolumuz çok uzun ve zorlu görünüyor. Birey olarak herkes kendi yaşamında değişikliklere gitse çok şey değişecektir fakat insanların pek umrunda olduğunu zannetmiyorum.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Ben Tanrının yerine, matematik, mizah, daha öncesinde mantık benzeri atamalar yapmıştım,

Devletlede ilgili şöyle isimsel çıkarımsamalar; Velet,evlat,evlatlık gibi şeyler, Yani sahi çıkılması gereken bi kurum, Tanrıyı buraya atarsak!!!
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Doğa anarşist, herkes kendine yemek toplar olur biter...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst