Susmak mı, konuşmak mı?

Susmak insan olanlar için daha iyidir.İnsan olmayanlar konuşanı bilgili zanneder,insan olanın susanın aklından geçeni ve cevabını merak eder.Merak hayattaki en önemli şeylerden biri olduğu için birinin merakını uyandırmakda işe yarayacak birşeydir.

Susmak çok dikkatli incelenmesi gereken bir konu. Susmak bazen bilgeliktir bazen zulüm. Susmanın değişik hallerini gözden geçirelim madem.

1- Diyalog esnasında susmak: Susma nedeniniz konuya ilgi duymamanız olabilir, bilgisizliğiniz olabilir, karşı tarafın konu ile ilgili bilgisizliği olabilir, Gizemli görünüp fark edilme isteğiniz olabilir, karşı tarafın kişisel özellikleri olabilir, başka bir konunun o an daha önemli olması ve için için bunu düşünüyor olmanız olabilir, bilgeliği elde ettiğinizi düşünüp, hiç bir kaynaktan bilgi almaya razı olmamanız olabilir, ifade etme yeteneğininzin yeterince gelişmemiş olması olabilir, dinlemeyi ve dolayısı ile bilgilenmeyi tercih etmeniz etmeniz olabilir ve daha bir sürü sebep... hangisi sizn nedeniniz?

2- Bir grup içinde susmak: Yukarıdaki nedenlerin hepsi geçerli olabilir. Fazladan gizemli adam tribini ekleyebilirsiniz. Fakat şu düstur üzerine düşünmekte fayda var. Ya hayır konuş ya da sus! Veya epiktetos ve sokrates gibi filozofların diyaloglar ile ilgili tutumları da benimsenebilir. Eğer birileri hafif konularda sohbet ediyorlarsa, gücün de yetiyorsa konuyu değiştir, yetmiyor da tahammül edebiliyorsan sus, gücün konuyu değiştirmeye yetmiyor ise ve tahammül de edemiyorsan oradan uzaklaş.

3- Aşkta susmak: Ağır ağabey kavramı, ataerkil toplum yapısının milletlere bir armağanıdır. Ağır ağabey çok konuşmaz. Sevdiğini söylemez. Karşısındaki dişi insan türünü şımartmaz. Bilgisini paylaşmaz; paylaşsada kısa ve öz paylaşır. Sevdiğini çok uzaklardan hissettirir. Karşısındaki dişi insan kıvranır durur acaba beni seviyor mu diye. Gerçi bu korku ile ümit arasında olma durumu cazip olsa gerek zira dişi insanlar tarafından ilgi görmekte. Zira kendini ifade edebilen şahsiyetlerin zayıf kişilikli kabul edilip itibara alınmadığı, alınsalar dahi dişi insanların susan erkek insanlarla karşılaştığında, derhal kirişi öbür yana kırdıkları ap-açıktır! Fazla susarsanız aşkta, ilgisizlikle suçlanabilirsiniz. İlgisizsin bana karşı, yoksa beni sevmiyor musun demezler mi insana? Derler! Aşkta susmak sinsilik işareti olarak da algılanagelmiştir. İlişkide veren taraf benim, o ise beni hiç takmıyor suçlaması benliğimizin ve duygu pınarlarımızın en derinliklerinden çıkacaktır varlık alemine. Geleceğe ilişkin planlar yok, nereye gittin sorusu yok, kimlerle gittin sorusu yok, ne yedin diyen yok, ne içtin diyen yok, kardeşin iyileşti mi diyen yok, işlerin nasıl gidiyor diyen yok... Derhal kaç kardeşim oradan. Böyle bir susmak sana gitmen gerektiğini, hem de bağırarak anlatıyor. Sen bunu duyamıyorsan, senin sorunun bu.

3- Olaylar karşısında susmak: Zalim her zaman zulme iştirak etmekle olunmaz. Bazen zulüm karşısında susmak da zalimliktir. Zulme rıza göstermek yine zulümdür. Bu susulacak bir durum değildir. Susmanın kazandırmayacağı ap-açıktır. Bir insancığın istemeden size zarar vermesi karşısında susunuz. Bilerek ve isteyerek zarar veriyor ise en azından farkındalık yaratmak için konuşun. Misli ile mukabele, fayda-zarar açısından incelendiğinde faydasızdır çoğu durumda. Kendi elinizde olan nedenlerden dolayı bir zarara uğrarsanız bilakis susunuz. Ahmaklığınızı tescil ettirmenin bir faydası yoktur. Siz bilin ve farkında olun yeter. Kötülük içeren bir şey gördünüz ya da duydunuz! Çok daha fazla susunuz. Kötü şeyleri tasvir etmenin genç beyinlerde neden olduğu itidali tahmin etmek güç değil. 100.000 kişiden 35-40 kişi cinayet işler, siz vurgularsınız; bir de bakarsınız ki artık herkes katil olmuştur. Aldatan insan sayısı bellidir, siz vurgularsınız; bir de bakarsınız artık her insan namussuzdur. Güzel şeyler mi gördünüz? Derhal anlatınız. Teşvik etmiş olursunuz. Her doğru illa ki söylenmelidir diyen oldu mu? Boyun kısa ve şişmansın! Tesbit doğru ancak söyleniş amacı bakımından gayet art niyetli. Burnun büyük! Burnu büyük ama kendisi seçmedi o burnu! Bunu ifade etmenin ne faydası var. Susunuz. Doğruyu söylemek her zaman doğru değildir.

Şimdilik yetiniyorum
Devam etmeyeceğim anlamına gelmez tabi bu... Saygılarımla

insan söylediğinin kölesi söylemediğinin efendisidir.ona göree...

karşımızdaki bizi duymuyosa 'boşua yazmasın' deyip telefonu kapatmak mantıklı olani. bizi duyuyosa onunla konuşmak gerek hem boşuna yazmış olmaz ozaman. hee unutuyodm: susanın sesini duybilenlerde vardır ki onlarla susarak konuşmaktır en güzelidir...

ileri geri doğru yanlış tutarlı tutarsız farketmez,konuşmak iyidir samimiyet göstergesidir sinsi değildir.

(Ne bu min. 40 karakter yazma zorunluluğu yönetim !)

Konuya gelecek olursak ; az konuşmak, çok dinlemek.

cok konusmak iyidir ama boş konuşmamak şartıyla....

"Boş konuşmak". Kime göre? Neye göre? O konuşmanın boş olduğuna karar veren yargılar nelerdir? İşte felsefe bunları sorgular. Yabancı düşünürlerden örnekler vermeyi pek sever olduk son zamanlarda. Kendi değerlerimizi unutmamak gerek diye bu konuda Bitlisli bir alimin sözleriyle noktayı koyuyorum: "Her dediğin doğru olmalı. Fakat her doğruyu demek doğru değildir."

ne olursa olsun konuşmak derim insan konuşmadığına daha çok pişman oluyor bazen

söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil demiş şair i azam daha bunun üstüne ne demeli..

"Genç beyinler ayna gibidirler, onlara ışık tutarsan etraf aydınlanır" (Talha CAN)
Konuşmak ışıktır, ister boş ister dolu ne konuşursan konuş ağzından küçükte olsa bir karanlığı parçalayabilecek ışık taneleri saçarsın. Susmak elinde fener varken karanlıkta o feneri kapalı tutmaktır. Etrafın aydınlanmasını istiyorsak konuşmalıyız. Biz konuşursak başkaları da konuşur herkes konuşursa karanlığı yokederiz.

Bir üye kişisel olarak susmak ve topluluk olarak susmaktan bahsetmiş. Ona katılıyorum. Susmak yeri geldiğinde erdem, yeri geldiğinde aciziyet göstergesidir. Susmak bazen konuşmayı gereksiz kılar, konuşarak söyleyebileceklerinizin çok daha fazlasını anlatırsınız. Ama her zaman susmak, ya çok büyük bir kişisel çöküş göstergesidir ya da bilinç altının güçlü bir tepkisidir, dışavurumudur. Kitlesel olarak konuşmak tamamen bu konunun dışında.

Gereksiz konuşup karşıdaki insanı huzursuz etmektense susmak daha yerinde bir davranış olacaktır. Anlatılmak istenen yada paylaşılan konu üzerinde yeterince bilgi sahibi olmadan, karşıdaki insanı bu anlamda rahatsız etmemek gerekir.

yerine göre değişir.düşünen bir beyinde elbette yeri ne zaman bilebilir.

ne zaman konuşacağını veya ne zaman susacağını bilmek !!!! işte insanın asıl gayesi bu bilgeliğe ulaşabilmek...

iuflsfozkn' Alıntı:

ne zaman konuşacağını veya ne zaman susacağını bilmek !!!! işte insanın asıl gayesi bu bilgeliğe ulaşabilmek...

Genişletmek için tıkla ...

Bir de "o zaman"ların ne zaman olduğunu bilsek! İşte o zaman susar mıyız, konuşur muyuz? "O zamanın ne olduğu bilgisine ulaştıktan sonrası...

Talha.CAN' Alıntı:

Bir de "o zaman"ların ne zaman olduğunu bilsek! İşte o zaman susar mıyız, konuşur muyuz? "O zamanın ne olduğu bilgisine ulaştıktan sonrası...

Genişletmek için tıkla ...

Zaman ve mekan , izafi seyler. Bilgeliğe ulaşan hakikate yani zaman ve mekan üstü bir anlayışa ulaşır derler. O halde o söylediği ve yaptıgı seylerde ölümsüzlüğe ulaşmıştır. Biz sıradan insanlara düşen , düştükten sonra dogrulabilmek, yıktıktan sonra yapmaya gayret etmek olsa gerek tabi ...

yeri ve zamanı vardır elbet ikisinin de ama kanımca en ağır olanı susmaktır. Susan birisinin hislerini anlayamazsınız, isteklerini, düşüncelerini yordayamazsınız. hele ki siz anlamak için çabalamanıza rağmen yine susuyorsa, çareyi bulmak güçtür.

fürü' Alıntı:

yeri ve zamanı vardır elbet ikisinin de ama kanımca en ağır olanı susmaktır. Susan birisinin hislerini anlayamazsınız, isteklerini, düşüncelerini yordayamazsınız. hele ki siz anlamak için çabalamanıza rağmen yine susuyorsa, çareyi bulmak güçtür.

Genişletmek için tıkla ...

evet susmak çok değerlidir...bununla ilgli bir sürü atasözü biliriz..biliriz de nerdeyse hiçbirimiz susmayı denemeyiz????
ahmet hamdi cim benim ne güzel demiş...insan türü aklıyla kendini hayvanlardan üstün kabul ediyor fakat hayatını incelediğimizde o üst kavramı nerdeyse hiç kullanmaz ...(bu benim ifademle aktarılmış hali)

fürü' Alıntı:

yeri ve zamanı vardır elbet ikisinin de ama kanımca en ağır olanı susmaktır. Susan birisinin hislerini anlayamazsınız, isteklerini, düşüncelerini yordayamazsınız. hele ki siz anlamak için çabalamanıza rağmen yine susuyorsa, çareyi bulmak güçtür.

Genişletmek için tıkla ...

Sen sus hiç bir şey söyleme
Sen sus da gözlerin konuşsun

Ebru GÜNDEŞ