Sumerlerde Din

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Bilimsel Araştırmalar kategorisinde faust tarafından oluşturulan Sumerlerde Din başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,746 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Bilimsel Araştırmalar
Konu Başlığı Sumerlerde Din
Konbuyu başlatan faust
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan sakal
F

faust

Ziyaretçi
Milattan once 3000′li yillardan itibaren, Sumer teologlarinin gelistirdigi dini fikirler ve ruhani gorusler, gunumuzde uc buyuk din olarak kabul edilen Yahudilik, Hristiyanlik ve Muslumanligi ciddi sekilde etkilemistir.

Sumer ogretmenlerine gore evrenin ana parcalari, “Cennet” ve “Dunya”dir. Evren icin kullandiklari kelime bir bilesik kelime olan ‘an-ki’dir ki anlami ‘Cennet-Dunya’dir. Dunya duz bir diskten olusur. Cennetle arasinda ‘lil’ dedikleri, ruzgar, hava, ruhu iceren bir tabaka vardir ki bu yaklasik olarak bizim su an atmosfer dedigimiz katmandir. Bu durumda Cennet de goklerdir.
Evrenin yonetimi, insan biciminde ama bir nevi olumsuz super insanlar olan Tanrilar tarafindan saglanir. Her tanrinin sorumlu oldugu alanlar vardir ve hersey bir duzen icerisinde islemektedir. Bu kurallarin ve bu duzenin dayanagi da su fikre baglidir:
“Butun yapilar, topraklar, sehirler, tapinaklar, tarlalar insanlar tarafindan yonetilir, cekip cevrilir. Insanlar olmasa bunlarin hicbirisi varligini surduremez. Tarlalar collere donusur, tapinaklar harabelere, sehirler de kullanimi olmayan ve bozulmus bina yiginlarina… Ayni sekilde evren de, dunyadan kat kat buyuk olmasi nedeniyle, insanlardan cok daha kudretli varliklarca yonetilmelidir ki duzenini surdurebilsin. Bunlarin ustune, bu kudretli yaratiklar olumsuz olmali ki, bu yaratiklarin olumuyle evrende bir kaos meydana gelmesin ve dunyanin da evrenle birlikte sonu gelmesin.” Iste bu nedenledir ki, Sumerler, insandan cok daha kudretli, olumsuz varliklarin varligina inanmislar ve onlar uzerinde fikirler olusturmaya baslamislardir.

Sumerlerde hiyerarsik bir bicimde bir cok tanri olduguna inanilirdi. Her tanrinin bir rutbesi ve sorumluluk alani bulunurdu. Bir nevi ordu gibi, en tepede genelkurmay baskani olmak uzere, asagi dogru inen rutbelerle tanrilar bulunurdu. Bunlardan dort tanesi onem arzederdi ki bunlar, “Cennet Tanrisi – An”, “Hava Tanrisi – Enlil”, “Su Tanrisi – Enki” ve “Buyuk tanrica Ninhursag”tir. Bu dort buyuk tanri, daha asagi rutbedeki tanrilari da yonetirlerdi. Ama bu dort buyuk tanri arasinda da en gucluleri ‘Hava Tanrisi – Enlil’di. Enlil’in diger bilinen isimleri “Tanrilarin Babasi”, “Cennet’in ve Dunyanin Krali”, “Tum topraklarin Krali” idi.

Yaratilisla ilgili, sonradan tum dinlerde bir dogma haline gelecek teorileriyse oldukca enteresandi. Yaratici tanrinin, bir seyi yaratmasi icin yapmasi gereken tek sey, planlari ortaya cikarmak, ‘ol’ emrini vermek, ve olusumu izlemekti. Tipki Kur’an’da veya Tevrat’ta veya Incil’de anlatilan Tanri’nin bir seyi istediginde sadece ‘Ol’ demesi gibi…

Sumer Tanrilari, sekil itibariyle insana benzerlerdi. Tipki insan gibi planlar yapar, yer, icer, evlenir, aile sahibi olurlardi. Insan gibi tutkulari ve zayifliklari da vardi.

Enlil’e gelelim. Enlil, gunu yaratan, insanlari seven, koruyan ve aciyan, dunyadaki bitkilerin olusumunda dahi butun planlari yapip herseyden haberdar olandi. Bolluk ve kitlik onun emriyle olurdu.

Su an bizim degerlerimizle zihnimizi en cok kurcalayan konu, “Kader”, Sumerler icin acikcasi hicbir problem teskil etmemisti. Ilginc olan, Kader kavrami, bizlere Sumerler tarafindan kazandirilan bir kavramdi. Insanlar, sadece tanrilarin bize ihtiyaci oldugu ve onlara hizmet etmemiz icin yarattigi emir kullariydi. Plani yapan ve yasayacak olduklarimiza karar veren tanrilardi. Kader, bize Kur’an’da anlatilan haliyle de aynen boyleydi iste…

Gunah ve Sevap kavrami da ilk olarak Sumerler tarafindan dusunce sistemimize sokulmus kavramlardi. Peki, neden Sumer Tanrilari, butun hareketlerimize karar veren kendileri olduklari halde, “gunah” islememize de izin vermislerdi? Iste buna Sumerli teologlarin verdigi cevap hayli tanidikti: “Tanrilarin kararlari tartisilamaz, suphesiz onlar en dogrusunu bilir.”

Bir tanidik hikaye de, omuzlarimizdaki meleklerdi. Bilirsiniz ki, sag omuzumuzda iyiliklerimizi kaydeden, sol omuzumuzda da gunahlarimizi kaydeden kisisel meleklerimiz vardir diye anlatilir bize. Sumerler, tanrilarin, insanlarla aracilik etsin diye her insana bir kisisel tanri atadigina inanirlardi. Bu kisisel tanri bir nevi insanin tanrilar arasindaki temsilcisiydi.

Sumerlerin her sehrinde, sehrin merkezinde bir tapinak olurdu ve o sehirden sorumlu olan tanriyla birlikte diger tanrilari temsil eden putlar buralarda muhafaza edilirdi. Burada vurgulamam gereken bir sey de sudur ki, Sumerler putlara tapmiyor, putlarin aslinda yukardaki tanrilari temsil ettigine inaniyorlardi. Yani putlara yapilan ritueller aslinda tanrinin kendine yapiliyordu. Tanrilar gorunmez oldugu icin bir temsilci yaratmak geregini hissediyorlardi. Bu tapinaklarda tanrilara duzenli olarak kurbanlar da verilirdi.

Adem ve Havva’nin yasak meyveyi, seytanin ayartmasiyla yemesini ve sonucunda Cennet’ten kovulmalari hikayesini bilirsiniz. Bu hikayeye son derece benzeyen bir olay Sumer tanrilari arasinda da yasanmistir. Cennet’te, Ninhursag, yukarda anlattigim dort buyuk tanrilardan tanrica olani, sekiz meyve ekmisti. Su Tanrisi olan Enki de bu meyvelerden yasak olmasina ragmen tatti. Ninhursag bu duruma cok kizdi ve Enki’nin olumune karar verdi. Enki ciddi sekilde hastalandi ve yedigi her meyve icin sekiz degisik organinda rahatsizliklar olustu. Hava Tanrisi Enlil, bu durumdan son derece rahatsiz oldu ve Ninhursag’i diger tanrilarla birlikte, Enki’yi kurtarmasi icin ikna etmeye calisti. Ninhursag, tum Tanrilarin istegi uzerine Enki’yi tedavi etmeyi kabul etti. Enki’yi rahminin yanina oturttu ve Enki’nin hasta olan sekiz organinin tedavisi icin sekiz tedavi edici tanri yaratti ve Enki iyilesti.

Simdi gelelim Tevrat, Incil ve Kur’an’daki benzerlige. Enki, Cennet’te, yasaklanmis meyveyi yer ve cezalandirilir. Tipki Adem’in Cennet’te yasaklanmis meyveyi yiyerek cezalandirilmasi gibi. Enki bu isi yaparken yalnizdir ama Adem’in bir de suc ortagi (hatta Tevrat’a gore ayartani) Havva’si vardir. Hmmmm. Acaba bu hikayeler farkli mi bu durumda?

Uc buyuk kitap da, Havva’nin(uc buyuk dinde de yasayan tum insanlarin annesi olarak bilinir. ‘Eve’ yani ‘Havva’, hayat veren demektir.), Adem’in kaburgasindan yaratildigini anlatir. Peki hic dusundunuz mu? Neden kaburga? Ne alakadir? Cevabi Sumer Tanrilarinda gizli:) Enki’nin hasta olan sekiz organindan bir tanesi kaburgadir. Kaburga, Sumercede ‘ti’ kelimesiyle bilinir. Her organ icin yaratilan bir tanrinin varligini soylemistik. Kaburga hastaligi icinse bir tanrica yaratilmistir ve bu tanricanin ismi de ‘Nin-ti’dir. Yani Turkcesiyle ‘Kaburgadan yaratilan kadin’. Sumerce’de ‘ti’, ayni zamanda ‘hayat veren’ anlamina da gelir. Yani ‘Nin-ti’, ‘Kaburgadan yaratilan kadin’ disinda bir de ‘Hayat veren kadin’ demektir. ‘Eve’, yani Havvanin da ‘Hayat veren kadin’ anlamina geldigini hatirlatip devam edelim. Iste bu mitolojik hikaye, Tevrat’a da aktarilmis, Adem’in kaburgasindan Havva’nin yaratilmasi hikayesi de boyle dogmustur. Tabii neden kaburga sorusuna, ne Tevrat’ta, ne Kur’an’da mantikli bir aciklama bulunamaz. Mantikli aciklamayi, Enki’nin kaburgasinin iyilestiren ‘Nin-ti’ tanricasinda bulabilirsiniz…

Gelgelelim, ilk insani Sumer Tanrilari nasil yaratir sorusunun cevabina… Bu hikaye de yine Enki ve Ninhursag tanrilarini icerir. Tanrilar yiyecek bulmakta zorlanmaya baslarlar ve artik yardima ihtiyac duyarlar. Enki’den yardim dilerler. Ama Enki derinlerde uyumaktadir ve tanrilarin bu dilegini duymaz. Bunun uzerine Enki’nin annesi Enki’ye uyanmasini, tanrilarin kendilerine benzer hizmetkarlar yaratip yaratamayacagini sorar. Bunun uzerine Enki annesine doner ve soyle der:
Annecigim, istedigin hizmetkarlar yaratilabilir.
Tanrilarin goruntusunden esinlen;
Ucurumun kenarinda duran camurdan al
Camurdan sekiller yap
Ninhursag’dan bu konuda yardimini iste
Dogum Tanricalari da yaninda bulunsun
Yaratilanin kaderlerine karar ver
Ninhursag son sekillerini versin
Ve insan yaratilsin

Kaynak: The Sumerians, their history, culture, and character – Samuel Noah Kramer
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Uc buyuk kitap da, Havva’nin(uc buyuk dinde de yasayan tum insanlarin annesi olarak bilinir. ‘Eve’ yani ‘Havva’, hayat veren demektir.), Adem’in kaburgasindan yaratildigini anlatir. Peki hic dusundunuz mu? Neden kaburga? Ne alakadir? Cevabi Sumer Tanrilarinda gizli Enki’nin hasta olan sekiz organindan bir tanesi kaburgadir. Kaburga, Sumercede ‘ti’ kelimesiyle bilinir. Her organ icin yaratilan bir tanrinin varligini soylemistik. Kaburga hastaligi icinse bir tanrica yaratilmistir ve bu tanricanin ismi de ‘Nin-ti’dir. Yani Turkcesiyle ‘Kaburgadan yaratilan kadin’. Sumerce’de ‘ti’, ayni zamanda ‘hayat veren’ anlamina da gelir. Yani ‘Nin-ti’, ‘Kaburgadan yaratilan kadin’ disinda bir de ‘Hayat veren kadin’ demektir. ‘Eve’, yani Havvanin da ‘Hayat veren kadin’ anlamina geldigini hatirlatip devam edelim. Iste bu mitolojik hikaye, Tevrat’a da aktarilmis, Adem’in kaburgasindan Havva’nin yaratilmasi hikayesi de boyle dogmustur. Tabii neden kaburga sorusuna, ne Tevrat’ta, ne Kur’an’da mantikli bir aciklama bulunamaz. Mantikli aciklamayi, Enki’nin kaburgasinin iyilestiren ‘Nin-ti’ tanricasinda bulabilirsiniz…

Bu mantıklı açıklamayı yapacak 'Nin-ti' tanrıçası nerede yaşar ne yer ne içer..?Gidip bir hal hatır soralım belki biat bile edebiliriz..
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst