Soru Sormak Isteyenlerin Kosesi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Soru Sormak Isteyenlerin Kosesi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 32,144 kez görüntülenmiş, 305 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Soru Sormak Isteyenlerin Kosesi
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
hallac'ın (ya da mansur'un) tanrılık iddiası olamaz; tümün tanrılık iddiası olur
ve tümün tümlük iddiası olur;
ve bu iddiadır tabi; siz böyle söylüyorsunuz ya da söylüyorsanız
bu da sizin iddianız
ve tabi ki benim yorumum divana kalmasın ama
tabi ki bunlar sizin yorumunuz ve bunu siz söylüyorsunuz;
ve bence değerlendirilmesi gereken bir yorum ve üzerine tekrar düşünülesi
Mansur'u kendi iddiasını yorumlamak ve tekrarlamak üzre çağramayacağımıza göre
divana mı bırakmalı;
herkes kendi istediği gibi yorumlasın ve yorumluyor da o halde

Herkes kendi istediği gibi yorumlamaktan öte tüm kaynakları karşılaştırmalı araştırdığı takdirde ve Hallac-ı Mansur'un tüm yaşamını incelediği zaman benlik iddiasında bulunmaya dilinin varmayacağını anlar ki böylekikle tanrılık iddiasında bulunamayacağı da ortaya çıkacaktır. Ne yazık ki kendisi bu uğurda şehit edilmiştir.

Diğer başlıkta aktarmış olduğunuz Yunus Emre Gayrılık Temaları'nda da açıkça görüleceği üzere benlik iddiası söz konusu olamadığı gibi yaratıcılık iddiası hiç yapılamaz. Siz de bu cevabı kendi kendinize vermişsiniz zaten.

Ayrıca tümün tanrılık iddiası da olmaz tüm olmak, bir olmak Yaratıcı'da yok olmaktır fakat bu anlatılması çok zor bir durum...

İki sanıp bakma ırak.
İkilikten geçemedin,

*******
Ben gayrı nesne bilmezem.
Bir zerrece Hak'tan ayrı,
Gözüm nesne görmez benim.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Herkes kendi istediği gibi yorumlamaktan öte tüm kaynakları karşılaştırmalı araştırdığı takdirde ve Hallac-ı Mansur'un tüm yaşamını incelediği zaman benlik iddiasında bulunmaya dilinin varmayacağını anlar ki böylekikle tanrılık iddiasında bulunamayacağı da ortaya çıkacaktır. Ne yazık ki kendisi bu uğurda şehit edilmiştir.

Diğer başlıkta aktarmış olduğunuz Yunus Emre Gayrılık Temaları'nda da açıkça görüleceği üzere benlik iddiası söz konusu olamadığı gibi yaratıcılık iddiası hiç yapılamaz. Siz de bu cevabı kendi kendinize vermişsiniz zaten.

Ayrıca tümün tanrılık iddiası da olmaz tüm olmak, bir olmak Yaratıcı'da yok olmaktır fakat bu anlatılması çok zor bir durum...

İki sanıp bakma ırak.
İkilikten geçemedin,

*******
Ben gayrı nesne bilmezem.
Bir zerrece Hak'tan ayrı,
Gözüm nesne görmez benim.

arkadaşım biz bunları yazdık çizdik forumda
kendi düşüncemizi görüşümüzü zaten aktardık
başkaları ile tartıştık bu konuları bi daha yermeyelim
siz ilgilenniyor musunuz bizim düşüncemiz ile; eğer öyle ise biz ne düşünüyoruz sizi de bi daha bilgliendirelim

neden bunda ısrar sunuyoruz?
bırakalım kim nasıl yorumlarsa yorumlasın metinler ortada herkes okusun bakın düşünsün o halde istediği gibi
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
şimdi arkadaşım ben bu foruma geldiğimde sen ve sakal vardınız sanırım karşılaştık
Ben varlık duyuşumu her fırsatta anlattım burda
Ki benim bu foruma ruhçuluk (deneysel ruhçuluk) ilgisi ve ilgili içerik okumaları ve sorgulamaları üzerine ilgili bi başlıktan girdiğimi ve bir konu açıp ta orada tartıştığımızı
sonrasında Sakal'ın Digital bunlal tam senlik dediğini ve süren tatışmaları da daha dün gibi hatırlar gibiyim

Sakal ile Arabi ve diğerleri üzerinden, donkişot ile Maharaj ve yine Yunus benzerleri üzerinden benzer aktarımlarımız karşılıklı yazışmalarımız olduğunu da biliyor olmalısınız
Biz her fırsatta tanrı ile varlık sorgulaması ile ilgili alanlarda bu konulardaki görüşlerimizi, anlayışlarımızı duyarlılıkla aktardık;
Son bi kaç yıldır forumlarda ve benzer alanlar da bunları zaten tartıştık, Bi adım öteye gitmiyor ve varmıyor, Bunu biliyoruz; Ben Rabbani üzerinden gelen bir yorumlama nedeniyle yine bu ve benzer bi tatışmanın süreci yüzünden uzaklaştığım forum bilirim

Şimdi, dün tesadüfen, digiturk'un dilediğinyerde uygulaması var biliyorsunuz, Onunla internet üzerinden 12 saatlik bir dilimde Tv yayın izlemesi yapabiliyorsunuz;
Denk gelmişim Fox'ta ve yayın çubuğunu öylece kaydırıverdiğim yerde karşıma Canan Karatay ve adamın biri çıktı;
Adamın biri açıklama yapıyor, Basın toplantısı, Gecenin bir saati televizyonda bakıyorum altyazıda ekmek zararlı yazıyor diyor adam; Canan Karatay' a dönüyorlar Canan Hoca ben her şeyin doğalı dedim diyor
;Ben susmam kim hangi dernek beni susturacakmış şaşarım, hür doğdum hür yaşarım diyor Canan Hoca
Ben profesörüm benim adım porofesör diyor, Sanırım yayın yasağı vb. ile ilgili söylemler var ve gelişmiş ve bi akreditasyondan sözediliyor böylesi ikilikler için; Bilim tekelleniyor,

Şimdi Canan Hoca diyor ki ;Ben bilimsel konuşuyorum ve elinde makaleler tutuyor ve Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan;
Şimdi daha bunu çözememiş insanoğlu elinde verilerle ve veri sanılanlarla ve araştırmalarla
daha dün zararlı idi teryağı yumurta
benim annanem ne bilir

Şimdi biz susalım isterseniz hemen susalım ve hiç konuşmayalım
biz çünkü öyle, kendimizce ya da farklı ve bildiğimizce yorumlamayacağız; Din adamı-bildirimci vaazcı-toplum önderi kananat önderi olmadığımız gibi hiç bi şeyde değiliz, Bağımsız düşüncemizi sunuyoruz sadece; yorumumuzu; kendi yorumuzu ve içten-deneyimle harmanlanmış ve bakışla görsellenmiş-üzerine düşünülmüş-taşınılmış-edinilimiş ve çıkarsanmış (yine kendince)
Kendi yorumladığımız gibi olucak; VE bunları biz zaten sizler için yazıyoruz; DÜşünülsün tartışılsın;
yoksa benim ne niyetim olabilr, Ben zaten barışığım bu ya da benzer algımla ve bütünüm

Canan Hoca diyor ki ben susmam (profesörüm ben konuşacağım) siz duymazsınız sadece, Size olur olan bana değil

Daha dün gibi hatrlıyorum ben bu foruma gelişimi ve Kasyopya başlığı açışımı ve Sakal'ın digital bunlar tam senlik deyişini ve benim iletşiminizi görüp imrenişimi
Bİr forum alanı için güzel bi tanışma-dostluk olduğunu düşnümüştüm; Daha dün gibi her şey; Aradan geçen zaman bizi yanıltmasın, Biz yine de burdayız

Bİze yayın yasağına sansüre gerek yok, Bunları duymak istemeyoruz dersiniz olur biter ; biz çok güzel susarız; Çok güzel susmasını ise çok iyi biliriz; En iyi bilenleriz biz; en iyi de biz susarız
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Tamam da bir film kahramanın sözü yerine gerçekten bu iddiada bulunan birisi varsa onun üzerinden konuşmak daha mantıklı olmaz mıydı? Her neyse sonuçta Hallac'ın En-el Hak demesi yaratıcılık ya da sizin tabirinizle tanrılık iddiası değildi. Bütünün, herşeyi yaratan gücün varlığını kabul etmek ve beraberinde sadece onun isminin bir yansıması olduğunun ifşasıydı. Kısacası dünya yaşamındaki tüm sıfatlardan arınan ve varlık iddiasından vazgeçip, O'ndan başka hiç bir gerçekliğinin olmadığının idrakine varmanın etkisi ile söylenmiş bir sözdür. Yaratıcılık iddiası değildir. Nesimi için de aynı şey geçerlidir.
Tanrı kelimesini yaratıcı olarak kullanmamalısınız, Tanrı-Rab ayrı bir kavramdır.

ben bir kez daha yorumumu sunacağım izninizle;

doğu metinleri ve doğu aydınlanması-tanrı ile birlik-nirvana-aydınlanma; enel hak vb. biçimlerde geçen kavram tartışmaları ve deneyim üzerine ki bu bir deneyimdir; Deneyim olarak görülür ve yansıtılır;
Kişi bir kereliğine ve anlığına-anda- tüm varlığını bildiğini idrak eder ve bildirir ve kendini tümden bildiğini, tüm bildiğini ve tümel bütünlük içinde bildiğini idrak eder ve bildirir;
TÜm söylemler bu yöndedir;
Tabi ki bağımsız bir Yunus kişisi ve tabi ki bir Mansur kişisi ya da Maharaj kişisi; dönüp diğerine, diğer insan ben seni yarattım ve senden üstünüm ve ben senin tanrınım sen değilsin ben tanrıyım dememektedir; (Bizim böyle bir söylemimiz ve yorumumuzda olmadığı gibi ikiliğimiz-ikiciliğimizde yoktur bu konuda ve her fırsatat özenle ve ısrarla da belirtilmiş ve sunulmuştur)

Aksine bunu söyleyen ben aslında senim ve senin kadar benim;
ben ve benim kadar ben olan sen ve (diğerleri) herşey kadar, birbirimiz (kadar birbirmiziz ve) (hep birlikte-herşey olarak biz) tanrıyız demektedir
ve kendine de kendi olanada/sanılana da bir dış noktadan bir üçüncü ve diğer kadar herhangi bakmaktadır,
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
@sanalmanik ısrar eden yok kaynaklara göre yazdım fakat çok da uzatmaya gerek yok çok karmaşık yazdığınız için yazdıklarınızı tam anlamıyorum zaten.
Sakal ne demiş ne deneyi hatırlamıyorum. Ben 7-8 ay kadar foruma katılım sağlayamamıştım belki o dönem konuştunuz ben hatırlamıyorum.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
yukarıda yazdığımız açıktır bizce; isterseniz tekrarlayabillirz, yeniden ifadelendirebilir, ifade değişikliklerine gidebiliriz;
aa, ben asla uzatmıyorum; nokta
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Şimdi ortaya çıkma/zuhur olma üzerine düşündüm ben ; Siz bunu nasıl algılıyorsunuz? Bunu merak ediyoruz;

Stephen Hawking'in ortaya çıkış (ya da hiçten ortaya geliş) deyimi üzerine yoğunlaştık;
İfadeler sizi yansıtmıyorsa ve siz taraf değilseniz sorularımız zaten Hawnking'e gidebirilir direk ama siz de cevabınızı oluşturmayı denerseniz;

diyalektiği anlamak üzerine düşünme

Şimdi çıkmanın diyalektiği hangisidir; Hangilerinden sözedilebilir;
Ya da neden sözedebiliriz
Aşağıdaki kaşılıkları yorumlar mısınız bizim için;


A-Çıkma
B-antiçıkma
C-çıkmama
D-ters çıkma -çıkma tersi
Dx-Çıkmanın gözlemi-gözlemci verisi-çıktısı değeri diya
E-Çıkmanın gözlemcisi-Gözlemci verisi-diya
F-Çıkılacak yüzey/alan
G-daha önce çıkılacak yüzey alan -bulunulmuş alan yer
H-Alan çıkımla birlikte oluştu zuhur oldu; şey hiç halindeydi kendi gelişti ya da genişledi; mekanı içine yaptı-mekan yoktu
(ve bu sonuçaşlra nerden varıyoruz)
H-çıkma alan değildir-alana değildir- alansızlık
gibi gider;
----
bu sonsuz uzatılabilir ve çözümlenebilir sanırım;
matematik gereçleri/gerekçeleri tüm yönleriyle tartışılabilir

-
Diyalektiği anlamak ve algılatmak adına /bu önemli-problem çözümlemesi becerisi için;
Ben bunu öğrenmek için ve merakımdan da -kendi- anlamamdam- anlamam istememden de- soruyorum-tam

--

Şimdi biz fotograf baskısı diyasına diya deriz bu aklıma geldi; Görüntünün ters yüz edilmiş bir fotografı bu-izlenimi; Ama gözlemci gerekir gözlem gerekir? nerde başlar ?

Yada üç boyutun iki boyutlu okunabilir bir baskısıdır bU; Daha büyük bir görüntüyü/kavrayışı okuyucu için izleyebilir resim yapmak

Burada çıkma izlemini gözlemlemek ölçmek için bir gözlemci olması gerekir?
Gözlemci nerede? nerde konumlanır başlar?
daha çıkma olmadan gözlemci olamaz ise bunun antisi nedir? daha

(der ki arkadaş derdi ki? bir ormanda bir ağaç düşmüş-onu duyacak kimse yoksa o ses çıkarmış mıdır?)
(orman duydu ise orman kendi içinde gözlemci mi? Biz öğrenmek istiyoruz ve boşlukları doldurmak artık-zamanı bunun)

Çıkmayı gözlemleyecek gözlem/gözlemci olmadan çıkma olabilir mi ve çıkmanın olduğundan söz edebilir miyiz?

(hiç'in gözlemi de bir konu-hiçteki anti gözlemci de)

Şimdi diya anlamına dönelim-saydam resim-aks;
aynadaki aks; ayna mı? bu tamamen gözlem faaliyet-algı

gözlemci yeri konumu; gözlemci hem diyadadır hem içinde
anti gözlemci antidiyadır/
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
peki o ses gelecekten ölçülür mü? gözlem verir mi? -ormandaki ağaç için
bilgi

peki bilgiye nasıl erişiriz?
diyalektik materyalizm;

??
daha sonraki ağaçların ses çıkardığı bilgisi geçmiş tüm diğer ağaçların ses çıkardığı varsayımı ya da bilgisi; tümleştirme-tüme gidim-tümden gelim

şimdi ki gözlemciler biz-bizler ses çıkartıyoruz/çıkarıyoruz anladığım kadarıyla ve ses çıkarmaya başladık-başlayacağız-yakındır

bu konuları anlıyor değilim;(biliyor)
sadece ortaya eristik laflar atıyorum/koyuyorum -içtenlikle- (boğuşarak ve karşımda bi özneyle boğuşarak çünkü çünkü)
döküyorum bir bir içimi;
ki biri için-vicdanını kurcalasın eğreltilesin -değerlendirilsiin- bilgi oluşturulsun/oluşturalım-bilgi gelişsin;
şeriati deyimiyle-rahatsız ediyorum belki bazen; ve bende bilmiyorum-biliyor değilim sanmıyorum bu nedenle öğretemem de; bunu da biliyorum; eksik tümceler ve parçalar-
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
mekanı hiçtemi yaptı hiç dışında mekan mı idi? mekan mı var idi? mekanı mı ?
hiçin anti mekanın da mı?
sorular soruları
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
bu şey bize hiç'in diyasını veriyor mu? hiçe gözlem getiremiyor muyuz? götüremiyor muyuz? hiçe ilişkin anti gözlemimiz var mı?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
hiçten diya geliyorsa?
bize? kime?
hiç diya mı?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
hiç diyasızlıksızsa biz antidiyamıyız ya da gözlemini mi yapıyoruz?
hiçin antidiyasının diyalı gözlemi mi?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
On yıllar önce, Ted Grant, diyalektik materyalizm yöntemini kullanarak hem evrenin kökenleri hakkındaki büyük patlama teorilerinin, hem de Fred Hoyle ve H. Bondi tarafından ileri sürülen alternatif kararlı durum teorisinin çürüklüğünü gösterdi. Ardından, maddenin (hiçlikten) sürekli oluşumuna dayanan kararlı durum teorisinin yanlış olduğu görüldü. Büyük patlama teorisi böylece hükmen “kazandı”, ve bugün bile bilimsel çevrelerin çoğunluğu tarafından savunulmakta.

Diyalektik materyalizm açısından, “zamanın başlangıcı” veya “maddenin yaratılışı” hakkında konuşmak son derece saçmadır. Zaman, uzay ve hareket, maddenin ne yaratılabilen ne de yok edilebilen varoluş tarzıdır. Evren maddeyi ve (aynı şey demek olan) enerjiyi sürekli olarak değiştirerek, hareket ettirerek, evrimleştirerek her zaman varolmuştur. Maddi evrene bir “başlangıç” ve “son” bulmaya dönük her girişim kaçınılmaz olarak başarısızlığa uğrayacaktır.

bu cümleye katılır mısınız? internette buldum; nasıl yorumlarsınız? okudunuz mu? ben bilmiyroum da soruyorum; bilmek için; bilmek öğrenmek-bilmekli öğrenmek için
 

alpi

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
29 May 2014
Mesajlar
416
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
47
.Maddi evrene bir “başlangıç” ve “son” bulmaya dönük her girişim kaçınılmaz olarak başarısızlığa uğrayacaktır.

Ateist insanlar her ne şekilde düşünürse duşünsünler, her ne şekilde bilim onları nereye götürsede sonunda bir yaratıcının varlığına gidiyorlar, ancak içlerindeki şartlanış onların bu ateist görüşten arındıramıyor. Her ne şekilde olursa olsun sonuç olarak Allah'ın varlığını bulsalar bile bunu kabul etmemek adına saçmalamayı tercih edebiliyorlar.

Evrende bir devinim içerisinde olan tüm maddelerin hareketlerinin bir başlangıcı oldugu basit gözlemler sonucunda görülecektir. Bunu görmek için pekala bir bilimadamı olmaya gerek yoktur.

Madde bir enerjidir ve bu enerjinin oluşumu için kendisinden daha güçlü olan bir enerjiye ihtiyacı vardır. İşte bu ihtiyacın karşılanması onun başlangıcıdır.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Ateist insanlar her ne şekilde düşünürse duşünsünler, her ne şekilde bilim onları nereye götürsede sonunda bir yaratıcının varlığına gidiyorlar, ancak içlerindeki şartlanış onların bu ateist görüşten arındıramıyor. Her ne şekilde olursa olsun sonuç olarak Allah'ın varlığını bulsalar bile bunu kabul etmemek adına saçmalamayı tercih edebiliyorlar.

Evrende bir devinim içerisinde olan tüm maddelerin hareketlerinin bir başlangıcı oldugu basit gözlemler sonucunda görülecektir. Bunu görmek için pekala bir bilimadamı olmaya gerek yoktur.

Madde bir enerjidir ve bu enerjinin oluşumu için kendisinden daha güçlü olan bir enerjiye ihtiyacı vardır. İşte bu ihtiyacın karşılanması onun başlangıcıdır.

e siz de haklısınız
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
hiç antifizik midir? fiziksiz midir? tanımsız mıdır? belirsiz midir?
nesizdir?
(antigerçek-antimadde-fiziköncesi/dual)
zaman içindemi olmuştur?
fizik öncesi zamansızlık

http://www.felsefe.net/diger-sosyal-bilimler/74815-stephen-hawking-ve-celiskileri.html
konu ile birleşik kanala

gerçekliğin kökenine bir antigerçek-fiziksizlik -maddesizlik ya da benzeri mi koyuyorsunuz? koyuyor musunuz koymuyor musunuz?

başka sözüm olmasına gerek var mı sayın yargıç!

sorular-sorunlar benim tüm evrene sorularım
-neyin dersdest edicisi yargılayıcı ben özgürüm;
merakımdan büyük sorgucu mu var; Tüm bu şeyleri öğrenmek-bilmek-anlamak istiyorum;
ve çöze çöze çözmek bilmek sadece;
Kimseyle kapışmak-çatışmak benim işim değildir; İşi olan gitsin gelsin;
Bilen gelsin öğretsin-Biz daha söz dinleriz çok

bilip aklında donanmış -toparlanmış derlemiş yüzdüren olan varsa gelsin sorgulayalım sorgulasın bizi de; kanaat getirelim birbirimize
 

alpi

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
29 May 2014
Mesajlar
416
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
47
Sayın @Sanalmanik bu yazım turunun bir özelliği, bir adi var midir? Bu yazım turunu siz nasıl tanimliyorsunuz?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Umuyorum felsefenin el ile yumruk sıkılarak değil göz ile kalem tutularak yapıldığının farkındalığın da dostlar ile fikirlerimiz ile savaşırız.
Hayırlı uğurlu olsun dostlar.

buyrun gelin başlayaım
ama savaş sözcüğüne dikkat çekerim onu siz ortaya attınız

kalem savaşı-göz savaşı; kelam savaşı

kelam savaşmasında savaşan kelamlar öldüğünde yerini yenisi alır mı?

göz savaşmasında ölen bakıştır ve dil savaşmasında yalnız sevda ölür-doğar
göz ile bakmak göz ölçüdür; ölçüttür der biri de; buna göre

gözlem gözleme savaşırsa çok gözlem ölür biline

kalan gözlemler yetim olur

hoşgelmediniz-bir savaşçıya hoşgeldiniz diyemem o halde savaşalım yalnızca savaşalım hemen kan kelimeleri gölünde

biz öldüğümüzde savaşırız

biz arkada çok yetim gözlem bırakırız iyi düşünün;

bu işi sıkışmakta fayda var;

gözlem gözlem sıkışır toka olur; tokaç elli

savaşan düellosunu koysun getirsin kelimeleri koysun
gözlemini ölçsün yinelesin iyi hazırlansın bu er meydanı her meydanına benzemez

bizim öldürdüğümüz gözlemler yaşamıyor artık ve siz onu zaman sayıyorsunuz
zaman sanı gözleminde biz öldük ; hiçten
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Ah Sn. sanalmanik, yazdığınız şu yazı biraz anlaşılır olabilseydi? YA DA

Şu yazınız,ahh bir,biraz anlaşılabilir olsaydı?

siz anlamak mı istiyorusunuz? neden okumuyorsunuz?

bir romanıda ben okumuştum beş dakka da hızlı okuma deniyo ona-özet geçebiliyodum ya da içine ne olduğunu

hipermatematik çağında uzay denklemi ve hipermeta
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst