Şiddetin Kökeni

telrunya

Yeni Üye

18 Kas 2009

531

2

18

35

• 23 Ocak 2010

• #41

Böyle saçma bir fikir daha önce de duymuşumdur ama her defasında ilk defa duymuşum etkisi yaratır. Tebrik ediyorum.
Fakat şunu sormak isterim. Hani bazılarının beyni çalışmıyormuş ya, olur da birine göre de sizin beyniniz çalışmıyorsa, şiddet size yöneliyorsa, ne yapacaksınız?

 

Nejdet Evren

Yeni Üye

19 Ağu 2008

3,589

179

63

61

• 23 Ocak 2010

• Konbuyu başlatan
• #42

şiddet ve iktidar olgusunu göz-ardı etmek onun ne olduğunu tam anlamamak ile eş-değerdedir. bir gün gelcek her ikisi de bu yer-yüzü-cennetinden kovulacaklardır. bunu da insan denilen tür yapacaktır; bilinçli şiddetin en yıkıcısını yaratan o olduğu için bunu yapma görevi de onun olacaktır. pyromus'a eleştiridir.

 

telrunya

Yeni Üye

18 Kas 2009

531

2

18

35

• 17 Şub 2010

• #43

bir gün gelcek her ikisi de bu yer-yüzü-cennetinden kovulacaklardır. bunu da insan denilen tür yapacaktır; bilinçli şiddetin en yıkıcısını yaratan o olduğu için bunu yapma görevi de onun olacaktır

Genişletmek için tıkla ...

Sanırım bu bir ütopya olur. Ya ütopya olmaması mümkün müdür? Devletler, sistemler dahil şiddeti araç olarak kullanmayı benimsemişlerdir, hatta amaçlayanlar da mevcutken...

 

Nejdet Evren

Yeni Üye

19 Ağu 2008

3,589

179

63

61

• 17 Şub 2010

• Konbuyu başlatan
• #44

Ütopya yoksa hayat bitmiştir!

şiddetin kaynağındaki itki kendi çelişkisini içinde barındırmaktadır.

düş-seli eylem-seli ile çakıştığında bu çelişki yeni olanla aşılacaktır!

ben buna inanıyorum.

 

telrunya

Yeni Üye

18 Kas 2009

531

2

18

35

• 17 Şub 2010

• #45

düş-seli eylem-seli ile çakıştığında bu çelişki yeni olanla aşılacaktır!

Genişletmek için tıkla ...

Peki tüm insanlık dahil bunu çakıştırabilmek nasıl mümkün olur?

 

Nejdet Evren

Yeni Üye

19 Ağu 2008

3,589

179

63

61

• 17 Şub 2010

• Konbuyu başlatan
• #46

İstence bağlı keyfi/amaçsal şiddetin doyum noktası yoktur; o kendini sürekli çoğaltma eğilimi taşır; ancak, varacağı bir eşik noktasında –ki kendi çelişkisidir bu- büyüme hızının karesiyle ters orantısal olarak çökecektir; buna içe çökme diyebiliriz. Aktif ve pasif karşı şiddetler ise istence bağlı keyfi/amaçsal şiddetin eşik değerine ulaşma süresini kısaltacaklardır; bu etkileşim diyalektik bir süreç yaşayacak ve şiddet ve iktidar yok edildiğinde Başka Bir Dünya’ya Güneş doğarken tüm canlı doğa o gün gerçek anlamda özgürce bir soluk alacaktır; sonrası mı?! Deniz Ülkesi’in aurorası gibi....