Saksılar (F.ALtaylı)

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Köşe Yazıları kategorisinde dragon tarafından oluşturulan Saksılar (F.ALtaylı) başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 398 kez görüntülenmiş, 7 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Köşe Yazıları
Konu Başlığı Saksılar (F.ALtaylı)
Konbuyu başlatan dragon
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan dragon

dragon

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eki 2022
Mesajlar
441
Tepkime puanı
27
Puanları
28
Konum
dünya
Üniversite Bölümü
Sosyoloji
Ünvan
dünyalı

Saksılar​


Giriş: 18.11.2022 - 11:38 Güncelleme: 18.11.2022 - 11:38



Dün gazeteden yürüyerek İstiklal Caddesi’ne gittim.

Patlatılan bomba bir miktar da olsa etkisini göstermiş.

Mahşeri kalabalık yerini daha normal bir kalabalığa bırakmıştı.

Belki de, ağaçlar ve banklar kaldırıldığı için daha boş görünüyordu.

Emin olamadım.

Ama emin olduğun bir şey var.

Ağaçların ve bankların kaldırılması İstiklal Caddesi’ni daha güvenli bir yer yapmayacak.

İstiklal Caddesi’nde bundan önceki patlama 19 Mart 2016 günü meydana gelmişti.

O gün Galatasaray Spor Kulübü’nün mali genel kurulu vardı.

Haliç Kongre Merkezi’ne yapılsa da, biz genel kurul çıkışı her zaman yaptığımız üzere Çiçek Pasajı’na geçmiştik.

Bu nedenle o bombaya ve bomba sonrası İstiklal Caddesi’nin haline canlı tanığım.

O gün cep telefonumla çektiğim ve asla hiçbir yerde yayınlamadığım fotoğraflar hala telefonumda duruyor.

O fotoğrafları buraya koysam göreceksiniz ki, o gün İstiklal Caddesi’nde ne bir ağaç var ne de bir bank.

Ağaç ve bankların olmadığı İstiklal Caddesi'nde IŞİD ya da Türkiye’de popüler adı ile DAEŞ bomba patlatmış, o gün de 5 kişi ölmüş, 36 kişi de yaralanmıştı.


Bankları ve ağaçları kaldırarak bombalı saldırıları engelleyemezsiniz.

Hatta muhtemelen tam aksine arkasına sığınacak bir şey kalmadığı için, bombanın parçalarının yayılmasını engelleyecek bir siper olmadığı için banksız ve ağaçsız bir ortamda bombanın vereceği zarar daha fazla olacaktır.

Bombayı engellemenin yolu ağaçları kaldırmak değil, sınırlara sahip çıkmaktır.

Bombacı terörist kadın anlatıp duruyor.

Kendisi de, kendisine eylemde yardımcı olan kişiler de, hepsi ama hepsi Suriye sınırından Türkiye’ye kaçak yollarla girmiş kişiler.

Hem de defalarca.

Hiçbir kayıt kuyut olmadan onlarca kez sınırı delip geçmişler, hiçbir kayıt kuyut olmadan gelip İstanbul’a yerleşmişler.

Hiçbir kayıt kuyut olmadan işe girmişler, çalışmışlar.

Sonra da canları çekince bir bomba patlatmışlar.

Ve kim bilir daha ne bombacılar şimdi “Ensar ve Muhacir” denilerek aramızda dolaşıyor, çalışıyor.

Biz yıllardır bu tehlikeye dikkat çekerken kimse ne dediğimizi anlamadı.

Bazı aptallar bizi ırkçılıkla suçladılar.

Gördünüz mü neyi kastettiğimizi.

Bu ülkede sınır güvenliği yoksa o ülkede güvenlik yoktur.

Bir ülke tanımadığı bilmediği kayıt altına almadığı milyonlarca insanı, şehirlerine yığdıysa, yığılanların sayısını, kimliğini, geçmişini bilmiyorsa o ülkede güvenlik olmaması bir yana o ülkede büyük tehlike vardır.

Eğer ülkenizin güvenli bir yer olmasını istiyorsanız yapılması gereken saksıları kaldırmak değil, saksıyı çalıştırmaktır.



ÖSO ile PKK​


Giriş: 18.11.2022 - 11:37 Güncelleme: 18.11.2022 - 11:37



Bombacı terörist kadının ifadesi alınıp, geçmişi yavaş yavaş da olsa ortaya çıktıkça ortaya oldukça tehlikeli bir durum çıkıyor.

Nasıl bir tehlike olduğunu anlatalım.

Bombayı İstiklal Caddesi’ne yerleştiren Elbeşir’in (Sudan’ın soykırım iddiası ile uluslararası suçlu devrik lideri ile isim benzerliği ilginç) bağlantıları tipik bir PKK’lı terörist profilinden uzak.

Elbeşir’in kişisel ilişkileri ve çevresi yakın zamana kadar PKK değil Özgür Suriye Ordusu çevrelerine yakın.

Bağlantıları genelde o yönde.

Sonrasında hızlı bir şekilde PKK’ya intikal ediyor ve PKK’lı ya da YPG’li oluyor.

Ancak buna rağmen ÖSO bağlantıları da devam ediyor.

İşler burada ilginç hale geliyor.

Eğer şu ana kadar medyaya yansıyan bilgiler doğru ise ve Elbeşir hakkındaki geçmiş analizi ve kişilik profili gerçek verilere dayanıyorsa aşağıda, Güney sınırımızda yepyeni bir sorunla karşı karşıyayız demektir.

ÖSO ile YPG/PKK arasında bir işbirliği ve bir geçirgenlik.

Suriye’de Esad’ı devirsin diye örgütleyip destek verdiğimiz ÖSO’nun sınırımızdaki bir terör örgütü ile bu denli yakınlaşması ya da eleman geçirgenliği olması Türkiye açısından yeni bir durumdur.

Ve yeni bir yanlış politikanın ortaya çıkması demektir.

 

dragon

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eki 2022
Mesajlar
441
Tepkime puanı
27
Puanları
28
Konum
dünya
Üniversite Bölümü
Sosyoloji
Ünvan
dünyalı
Bu ülkede sınır güvenliği yoksa o ülkede güvenlik yoktur.

Bir ülke tanımadığı bilmediği kayıt altına almadığı milyonlarca insanı, şehirlerine yığdıysa, yığılanların sayısını, kimliğini, geçmişini bilmiyorsa o ülkede güvenlik olmaması bir yana o ülkede büyük tehlike vardır.

Eğer ülkenizin güvenli bir yer olmasını istiyorsanız yapılması gereken saksıları kaldırmak değil, saksıyı çalıştırmaktır.

Saksıyı çalıştıran olsa zaten daha ilk günden(sığınmacı göçü başlarken) hükümet düşürürdü toplum. Şu savaşdaki Ukrayna toplumu kovid başlangıcında ülkesine kovidli ülkeden gelen öz vatandaşlarının alınmasına tepki gösterdi.

Bir kere, "can güvenliğimiz yok kaçtık geldik" diyorlar. Ama ne hikmetse her bayram evlerine gidip geldi bu ne idüğü belirsizler. Kaldı ki, daha ilk günden beri içeri aldınız bari batıya göçüne izin vermeyin bari dedik. Ne işi var ne olduğu belli olmayan meçhul kişilerin megakentlerde? Koskoca ülkede bunları misafir edecek izole toprakmı yoktu?

Gidin mülteci olarak sığının bir ülkeye bakalım öyle sizi başıboş bırakıyorlar mı? Ülkene bayramda döndün sonra seni bir daha sınırdan içeri alıyorlar mı?

Saksı olsa fetoşun bankasına para yatıranların hapis yattığı yerde fetoşu ak-pak ilan edeni ülkenin adaletinin başına getirene başka insan mı kalmadı diye sormazmı? İçişleri desen envai çeşit suçluyla boy boy makamda foto çektirmiş.

Bizi kıskanmasında kimi kıskansın bu "gavur" batı?
 
Son düzenleme:

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Mülteciler mevzusunda iş çıĝırından çıktı, bu saatten sonra ülkeye sıĝınanlardan hangisinin gerçekten mülteci olduĝunu saptamak, neredeyse imkansız hale geldi. Bu işin bu raddeye gelmesine göz yumanlar, şimdi isteseler de pirincin taşını ayıklayamayacakladır.

Samimi bir şekilde bunu istediklerinden de şüpheliyim açıkçası, çünkü mültecileri ucuz işçi olarak görenlerin sayısı bir hayli kabarık. Bunların başında çiftçi, esnaf ve sanayici geliyor. Haliyle hükümet bunları seçim arefesinde karşısına almak istemeyecektir.

Durum o kadar muĝlak ki memleketteki mültecilerin gerçek sayısını hükümet bile bilmiyor, çünkü memleketin sınırları Hollanda peyniri gibi delik deşik. Yasa dışı yollardan girenlerin sayısı bir fazla.
 

dragon

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eki 2022
Mesajlar
441
Tepkime puanı
27
Puanları
28
Konum
dünya
Üniversite Bölümü
Sosyoloji
Ünvan
dünyalı
Bunlar mülteci değil; sığınmacı. İkisi çok farklı statüler.
sınırları Hollanda peyniri gibi delik deşik. Yasa dışı yollardan girenlerin sayısı bir fazla.
Öyle kolaysa biz niye başkasının ülkesine giremiyoruzda pasaport, vize ile uğraşıyoruz? Sınırlar delik deşik olsun hiç sanmıyorum. Birileri bile isteye bunları içeri salıyor olmalı. Ringonun ağırına çevirmişler devasa kurumsal ülkeyi.

Zaten dışişleri bakanıda hasta hasta, serum alarak gitmiş dış görevi icabı birket evlerin açılışına katılmış. anasını sayın seyirciler. Özrü kabahatinden beter.
Kendi vatandaşın sokakta yatarak soğukta, selde can veriyorken hemide(T.C. vatandaşına kimse bedava ev yapmıyor)... Besle kargaları(Suriyeli) oysunlar gözünüzü... Aklın(m)ızla eğleniyorlar resmen. Bir de sayın dışişleri bakanımız bugün pkkhdp' li vekile; "otur oturduğun yerde terörist bozuntusu" demez mi. ( ) E o zaman terörist bozuntuları ile daha geçen gün ne görüşmesi(destek dayanışması) yaptınız? Terörist bozuntuları ile görüşen, el sıkışan partiniz bu durumda ne olmuş oldu?

Kusura bakmayın benim saksı sesli düşünüyor. Aklımla eğlenilmesine müsade etmiyor.
 
Son düzenleme:

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Bunlar mülteci değil; sığınmacı. İkisi çok farklı statüler.
Ben ikisinin de aynı anlama geldiĝini düşünüyordum. Meĝerse iltica başvurusu kabul olanlar mülteci olarak adlandırılıyorlarmış. Öĝrenmenin yaşı yoktur, diye boşuna dememişler.:)

Ancak her hâlükârda ikisi de çeşitli sebeplerden ötürü memleketini terkedip, başka ülkelere yelken açıyor.
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Öyle kolaysa biz niye başkasının ülkesine giremiyoruzda pasaport, vize ile uğraşıyoruz? Sınırlar delik deşik olsun hiç sanmıyorum. Birileri bile isteye bunları içeri salıyor olmalı. Ringonun ağırına çevirmişler devasa kurumsal ülkeyi.
İsteyerek göz yumulduĝunu zannetmiyorum ancak sınırlar yeterli derecede kontrol edil(e)miyorlar galiba. Şunu da unutmamak lazım; Türkiye´nin bilhassa Doĝu ve Güney Doĝu´daki sınırlarını %100 korumak pek mümkün deĝil. Oradaki coĝrafyası bir hayli daĝlık ve zorlu bir bölge. Bu nedenden ötürü o bölgelerde senelerden beri her türlü kaçakçılık yapılır/yapılabiliyor zaten.
 

dragon

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eki 2022
Mesajlar
441
Tepkime puanı
27
Puanları
28
Konum
dünya
Üniversite Bölümü
Sosyoloji
Ünvan
dünyalı
Elin Afganistan' nın bizimle sınırımı var ki, bunlar ülkede cirit atabiliyorlar. Hepsi de erkek bunların. Yunan nasıl kaçak Suriyeli yakalayıp ilk giridği ülkeden geri yolluyorsa. Sizinde bunları iran, ırak artık her neresi ise oraya postalamanız icap eder. Postalamıyorsanız, ülkede afganlar vatandaş gözüyle açıkça görülüyorsa demek ki gerektiği gibi işinizi yapmıyorsunuzdur. Ve bizlerin can ve mal güvenliğini tehlikeye atıyorsunuzdur. Suriyeli biri 2014 de gelmiş üstüne bir de 5 çocuk yapmış(belgesel verisi). Savaştan kaçma rahatlığı değil bu. Bu başka bir art proje. Bu hızla ülkenin adı 10 seneye kalmaz değişir. Ümit Özdağ az bile söylüyor. İstila edene değil ettirene bakmak lazım. Dolayısı ile bu hükümet ve duyar gösteriyormuş gibi muhalefetin ülke insanının menfaatlerine göre davrandığına inanmak, bunu söylemek pek safdillik olur. Bu çok aleni ve açık. Amerikanın 3 bin küsür km Meksika sınırı ve 15 milyon göçmeni varmış. Türkiyenin ırak,iran,suriye toplasan yarısı kadar sınırı var. Ü. Özdağ 13 milyon göçmen var diyor. Bu üreme hızı ile az bile söylüyor olsa gerek değil mi? Önce kendi insanın, sonra başkaları. Kaldı ki, biz arap değiliz. Niye arapça konuşulan, yazılan yerlere gitmiyorlar? Zengin araplar bunlara bakmıyor? Ülke parasının değeri düştükçe düşüyor. Enflşasyon aldı başını gitti. Dünya sefalet endeksi birincisi olduk. Yahu savaşta Ukrayna para birim halen benim param karşısında değerleniyor. Bulgarın parası 10 lira oldu yaklaşık. Şaka gibi ülke yanhu.... Pes ki ne pesssssss.......(15 dk geçmiş eklemeleri yapamamıştım, bir üstteki post silinebilir)
 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst