Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmıştır ?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde gizlisaklı tarafından oluşturulan Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmıştır ? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,947 kez görüntülenmiş, 34 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmıştır ?
Konbuyu başlatan gizlisaklı
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Zaraki_kenpachi

gizlisaklı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
2 Tem 2012
Mesajlar
18
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
Ben bir kadın olarak felsefeyle uzun süredir ilgileniyorum ve tüm filozofların erkek olması beni düşündürüyor.Felsefe sadece orta yaş bunalımına girmiş erkeklerin uğraşı değil heralde?Ataerkil sistemin bu alanda da kendisini göstermesinin nedeni ne olabilir sizce ?
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

Tarih boyunca erkek egemenliğinde olmayan şey mi var?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

Ben bir kadın olarak felsefeyle uzun süredir ilgileniyorum ve tüm filozofların erkek olması beni düşündürüyor.Felsefe sadece orta yaş bunalımına girmiş erkeklerin uğraşı değil heralde?Ataerkil sistemin bu alanda da kendisini göstermesinin nedeni ne olabilir sizce ?

Yapilandirilmis insanoglu dogal zihniyet yapi ve isleyisinin karakterinin, ozunun erksel, erkeksel ve erk eksel olmasi.

Kisaca disi farki sadece gorunurdedir, ozde ve dialogda ve sadece felsefede degil; hic bir bransta yoktur.

Bir filozof soyle demis " nesnellik erkek oznelligidir."
 

Aydın

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
5 Haz 2012
Mesajlar
66
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

Bence bunun nedenini tamamiyle erkeklerde aramak oldukça yanlış.Kadınların kaçı felsefeye,bilime ilgi duyuyor? Ya da kaçı soyut bilgilerle uğraşmayı,düşünmeyi seviyor ?
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

Bu konuya Sokrates gibi yaklaşacağım öncelikle. Ne diyor:
"Mutlaka evlen; karın iyiyse mutlu,kötüyse filozof olursun. "
Demek ki o filozoflar kadınların sayesinde felsefeyle yoğrulup filozof olmuşlar!Lütfen kadının hakkını yemeyin bu kadar(!)

Marks ne demiş peki:
"Bir tarihsel çağın değişimi, her zaman, kadınların özgürlüğe doğru ilerleme oranıyla belirlenir, çünkü burada, kadının erkekle, zayıfın kuvvetliyle ilişkisinde, insani doğanın kabalığa karşı yengisi en açık biçimde görünür. Kadının kurtuluş derecesi, genel kurtuluşun doğal ölçüsüdür."

İşte bütün mesele burda!
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

Kadın binlerce yıl önce üretimden dışlanmıştır (üretimden dışlanmışlık derken , üretimin salt kişilerin kendi tüketimleri için yapılmadığı, piyasa için üretim yapıldığı bir dönemi kastediyorum).Bu dışlanış neticesinde , kadının harcadığı emek piyasada değersizleşmiştir. Çünkü üretim evin sınırları dışarısına çıkarken (ki önceden toplumun temel üretimi ev ekonomisi sistemine dayanıyordu) ,buna paralel olarak kadın, evin sınırlarına hapsedilmiştir.Bu kadın emeğinin değersizliği mevzusu giderek kadının değersizliğine dönüşmüş ve beraberinde kadının düşünsel alandan da dışlanmışlığını getirmiştir..Erkeğin kadın üzerinde baskısı neticesinde (erkek bu baskı kurabilmenin gücünü toplumsal üretimin bir parçası oluşundan alır) kadın, erkeğin tali/ikincil unsuruna dönüşmüş ve bu durum da gerçek dışı bir şekilde kadının yetersizliği anlayışına evrilmiştir..Tüm bu olanlar yetmiyormuş gibi ,bu sonradan yaratılan yetersizlik kavramı , sanki bir öncülmüş gibi algılanmış, din bu kadının yetersizliği mevzusunu tasdik etmiş, kadınlar haksızlığa uğramanın yanında, bu haksızlığa uğrayışın meşrulaştırılması ve üstelik de bu meşruluğun sebebinin kadının özündeki zayıflık ile açıklanması gibi bir durum ile karşı karşıya kalmışlardır..Bu durum şuna benzemektedir..İki koşucu olduğunu düşünürsek: Birinin elini kolunu bağlıyorsunuz, ona diğer kişinin sahip olduğu haklardan daha azını veriyor ve bunu meşrulaştırıyorsunuz ve neticesinde bu kişilerden 100 metreyi koşmasını istiyorsunuz. Haliyle eli kolu bağlanmış olan değil de diğeri bu adaletsiz yarışta galip geliyor..Ve sonra o eli kolu bağlı olana "sen yetersizsin, bak bu yarışı sen kazanamadın "diyorsunuz..Kadınların durumu da bu birinci koşucunun durumuna benziyor..
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

Birinin elini kolunu bağlıyorsunuz, ona diğer kişinin sahip olduğu haklardan daha azını veriyor ve bunu meşrulaştırıyorsunuz ve neticesinde bu kişilerden 100 metreyi koşmasını istiyorsunuz.

Sayın Ferdinand Bardamu; 2012 yılındayız kadınlar hala neden bu zinciri kıramıyor? her şey değişirken ve bu değişimin önünde bir şekilde hiçbir otorite duramazken kadınlar için bu durum neden geçerli olmuyor? sanırım tarih boyu özgürlük ve hukuksal hak anlamında şu anda en iyi durumdalar ama hala bir başkaldırışı gözlemleyemiyoruz.. ya da bu başkaldırı fikirleri yeni yeni mi filizleniyor sizce?
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

üretim süreci, hane halkının kendi tüketimi için ( bir ürünü kullanım değeri için üretmek), olmaktan çıkıp da pazar için (değişim değeri için ) üretmeye dönüşünce, kadın emeği ve kadının entellektüel kapasitesi ikincil plana düşmüş ve gerilemiştir... henüz üretimin, 'meta üretimi' şeklinin ağırlık kazanamadığı dönemlerde, masalların ve özellikle mitolojik söylencelerin üretilmesinde kadının payının yüksek olduğunu düşünüyorum....
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

Bu konuya Sokrates gibi yaklaşacağım öncelikle. Ne diyor:
"Mutlaka evlen; karın iyiyse mutlu,kötüyse filozof olursun. "
Demek ki o filozoflar kadınların sayesinde felsefeyle yoğrulup filozof olmuşlar!Lütfen kadının hakkını yemeyin bu kadar(!)

Marks ne demiş peki:
"Bir tarihsel çağın değişimi, her zaman, kadınların özgürlüğe doğru ilerleme oranıyla belirlenir, çünkü burada, kadının erkekle, zayıfın kuvvetliyle ilişkisinde, insani doğanın kabalığa karşı yengisi en açık biçimde görünür. Kadının kurtuluş derecesi, genel kurtuluşun doğal ölçüsüdür."

İşte bütün mesele burda!

Filozofların söylediklerini esas almaya kalkarsak, şaşarız. Çünkü bir çok filozof ve bir çok görüşler var.

Mesela bir tane Nietzsche'den :)
Kadınla buluşmaya gittiğinde yanına kırbacını almayı unutma, gücünü göster.
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

Filozofların söylediklerini esas almaya kalkarsak, şaşarız. Çünkü bir çok filozof ve bir çok görüşler var.

Mesela bir tane Nietzsche'den :)
Kadınla buluşmaya gittiğinde yanına kırbacını almayı unutma, gücünü göster.
Kadınlara mı gidiyorsun? Kırbacını unutma :)
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

Sayın Ferdinand Bardamu; 2012 yılındayız kadınlar hala neden bu zinciri kıramıyor? her şey değişirken ve bu değişimin önünde bir şekilde hiçbir otorite duramazken kadınlar için bu durum neden geçerli olmuyor? sanırım tarih boyu özgürlük ve hukuksal hak anlamında şu anda en iyi durumdalar ama hala bir başkaldırışı gözlemleyemiyoruz.. ya da bu başkaldırı fikirleri yeni yeni mi filizleniyor sizce?

Sayın Pyramos öncelikle yılın 2012 oluşu birşeyi değiştirmez onu belirtmek isterim..Değişmesi gereken toplumun altyapısıdır..Bundan kastım şudur.İlk yorumumda kadının toplumsal üretimden dışlanması neticesinde şu anki durumunda olduğunu ifade etmiştim.Haliyle kadının toplumsal üretime yeniden katılımı ile bu durum aşılabilir ancak.. Takdir edeceğiniz gibi bu değişim birden olmayacaktır, bir sürecin sonucunda olabilecektir. .Çünkü toplumsal bilinç öyle birden değişmez, uzun bir sürecin neticesinde değişir.Bu durumun toplumun tutucu olmasından (bu tutuculuktan dini bir anlamda bahsetmiyorum, kişilerin kendilerine öğretilen her ne ise ona sahip çıkma durumundan bahsediyorum) kaynaklandığını ve esasında bu tutucu olma durumunun da toplumun güvenliği ile ilgisi olduğunu,değişimin bir yönü ile belirsizlik demek olduğunu ve belirsizliğinde bir toplumun güvenliğini tehlikeye atan bir durumu ifade ettiğini ve sonuç olarak değişiin direnç ile karşılaştığını belirtmek isterim..Kadının bu anlamda bilinçli mücadelesi sanırım 1700lere kadar gidiyor ki feminizmi kast ederek bunu söylüyorum..Bakınız kapitalizmin (kapitalizm 16 yy dan başlatılır genel olarak) yükselişi ile beraber üretimde erkeğin egemenliği kırılmaya başlamıştr..Özellikle makineleşme ile beraber kas gücüne duyulan önemin görece azalması sebebi ile (herkes bir kaç düymeye basabilir yahut da bir kolu indirebilir vs..) üretimde kadın ve çocuklar da yer almaya başlamışlardır..Bu nedenle kapitalizm, kadının üretime katılmasını sağlamış ve neticesinde toplumsal yerinin değişmesine vesile olmuştur..Kısacası endüstriyelleşen bir toplumda kadının üstyapıdaki yani sosyal konumundaki yeri de değişecektir..Kendi ülkemize bakalım..Güncel olayları takip eder isek kadına yönelik şiddetin artmış olduğunu görmekteyiz.Bu şiddet artışı esasında altyapı ve üstyapı , yani üretim biçimi ile toplumsal bilincin çatışması sebebi iledir..Ülkemiz sanayileşmekte olan bir ülke konumundadır.Yani bir tarım toplumundan bir sanayi toplumu olma yolundadır (çarpık bir şekilde de olsa)..Yukarıda da belirttiğim gibi kadın, bu değişiklik sebebi ile üretime (geçmişe nazaran) daha çok katılmaktadır..Hali ile kendi gelirini elde eden ve bunun neticesinde görece özgürleşen kadın , artık kendini ikincil bir unsur olarak görmemeye başlamakta, kendi kararlarını kendisinin verebileceğine kanaat getirmekte, kendisini kocasının kölesi oalrak görme mecburiyetinden kurtulabilmektedir..Ancak dediğim gibi bu bir anda ve toplumsal bir mutabakatla olmamaktadır..Egemen erkeğin bakış açısı (ki toplumun bakış açısının erkek tarafından şekillendirilmesi sebebi ile topşlumsal bilinç de diyebiliriz) ise tersine kadının ikinciliği, erkeğin hizmetkarı oluşu ve erkeğin otoritesinin kadın tarafından kabul edilmesi üzerinedir..Yani bilinç dediğiniz sonradan uyum sağladığı ve bu uyum sağlama aşamasında altyapı ile çatıştığı yahut değişim ile mücadele ettiğinden, bu mücadele fiziksel alanda kadına şiddetin artışı olarak karşımıza çıkmaktadır..

Kadınlar bu mücadeleyi veriyorlar ancak binlerce yıllık kaybedilmiş mevzi , öyle bir anda yahut bir insan ömrü içerisinde geri kazanılmıyor..Ancak günümüzün sanayi üretimi içerisinde , kadınların üretime katılmasının zorunluluğu (çünkü kadının üretime katıldığı memleketler, bu katılımın gerçekleşmediği memleketlere nazaran daha çok üretirler ki ulusal zenginliğin belirleyicisi üretimdir) kadınların sosyal statüsünü de değiştiriyor daha da değiştirecektir..İşte biz kendi ülkemizin özelinde bu değişim sancısını yaşamaktayız..

Kadın tarihsel anlamda çok daha iyi bir konumda iken , uygarlaştıkça aslında bu toplumsal konumunu kaybetmiş anca kapitalizmin gelişimi ile beraber bu konumunda yeniden bir iyileşme yaşanmaya başlamıştır..Yani biz zihinlerimizde uygarlık iyidir derken , esasında erkek bakş açısı ile düşünmekteyiz, yoksa ilkellik dediğimiz toplumsal biçimde kadının toplumsal konumu şimdikinden iyidir..Bu başkaldırı sistemli bir şekil almış yeni bir başkaldırıdır dersek yanlış olmayacaktır..
 

gizlisaklı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
2 Tem 2012
Mesajlar
18
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

Olaya bir de yetiştirilme tarzı açısında bakmayı deneyebiliriz.Mesela erkek çocukları doğdukları andan itibaren ben merkezci bir şekilde yetiştirilirler.Her zaman kadınları ezmeye ve aşağılamaya veya ikinci plana atmaya meyilli olurlar.Kızların yetiştirilme tarzında ise birçok faklılık olduğunu görebiliriz.21 yüzyılda olmamıza rağmen her yıl 2 milyon kız bebek sadece cinsiyetlerinden dolayı kürtaja mahkum ediliyor.Tarihte de kız çocukların öldürüldüğü gerçeğiyle karşılaşıyoruz.Kız çocuklarını bırakıyın iyi yetiştirmeyi kendilerine güvenleri olmasını sağlamayı , onları yok etmeye , bastırmaya çalışıyoruz.Halbuki son yıllarda yapılan deneylerde kadının bazı işlerde örneğin yöneticilik gibi erkeklerden daha başarılı olduğu ortaya çıkıyor.Burda kadınlar daha üstün olmalı ya da ben koyu bir feministim falan demeye çalışmıyorum.Ben insanı haklardan bahsediyorum.Eşitlikten bahsediyorum.Bir kız çocuğuna da erkek çocuğuna da eşit derecede yaşama eğitim vb temel haklar eşit olarak değıtılmalı ve kadının bir birey olacağı unutulmamalıdır diyorum.Eğer haytlar paylaşılıyorsa kadının evin hizmetçisi olması ve kendini ikinci plana atması da şart değil.Kariyer peşinde koşmalı da demiyorum ama kadın kendini unuttuktan ve kaybettikten sonra erkeklerin bunları hatırlamasını zaten beklemiyorum.Burda kadınların da büyük oranda suçu var kesinlikle.Zaten en temele indiğimizde aslında erkekleride kızları yetiştiren daha çok ana faktörü etkili.Bu işi değiştirmeye kadınlardan annelerden başlamak gerekir.Yani aslında kadınlar isterse her şey biraz daha farklı olabilir.Bu konu da önemli olan biraz da kadının kendine güveni olmasıdır.Ayrıca tarih boyunca çok büyük filozoflarında kadınlarla ilgili çok yanlış ve eksik görüşlerinin olduğunu açıkça görebiliriz.Mesele aslında şu.Hayatta her şey kadın ve erkeğin birlikte ortak hareket etmesinden doğuyor.Kadınsız bir hayatta erkeksiz bir hayatta eksik kalır.İşte sanatta bilimde felsefede aynen böyle sadece erkek egemenliği altında kalırsa eksik kalmaya mahkumdur.Tüm mesele insanlık olarak bunu kabullenmek ve egoları bir kenera bırakmak.Hepsi bu kadar basit aslında.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

Olaya bir de yetiştirilme tarzı açısında bakmayı deneyebiliriz..

Elbette ancak sizin bu söylediğinizin açıklanması gereken bir öncesi var..Neden böyle bir yetiştirme tarzı var?Yahut bu yetiştirme tarzının yaygın olmasına sebep olan şey nedir? gibi....
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

çocukların yetiştirilme tarzlarının farklılığı ve cinsiyetlere göre beklentilerin farklılığı, yaşa ve cinsiyete göre iş bölümünde ve üretim sırasında ve üretim dolayısıyla kurulan toplumsal ilişkilerde yatar...
 

lalelidebirmarul

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Tem 2012
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

elbetteki sosyo-ekonomik,sosyo-politik,etken madde,çevre v.b gibi faktörler etkilidir ama hiçbiri biyolojik etkenin doğurduğu ayrımdan daha güçlü değildir.erkeğin biyolojisi kadının biyolojisine göre daha üstündür.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

elbetteki sosyo-ekonomik,sosyo-politik,etken madde,çevre v.b gibi faktörler etkilidir ama hiçbiri biyolojik etkenin doğurduğu ayrımdan daha güçlü değildir.erkeğin biyolojisi kadının biyolojisine göre daha üstündür.

O nasıl oluyor?
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Cevap: Neden tarih boyunca felsefe erkek egemenliği altında kalmı

elbetteki sosyo-ekonomik,sosyo-politik,etken madde,çevre v.b gibi faktörler etkilidir ama hiçbiri biyolojik etkenin doğurduğu ayrımdan daha güçlü değildir.erkeğin biyolojisi kadının biyolojisine göre daha üstündür.

hiç öyle bir üstünlük yoktur... 'üstünlük' sizin algınızdır... oysa gerçekte var olan sadece 'farklılık'tır...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst