Musa ibn Meymun

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Filozoflar kategorisinde Maimonides tarafından oluşturulan Musa ibn Meymun başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,768 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Filozoflar
Konu Başlığı Musa ibn Meymun
Konbuyu başlatan Maimonides
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Maimonides

Maimonides

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Şub 2017
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
İbn MeymÅ«n (d. Kurtuba, Endülüs 30 Mart 1135 – ö. Fustat, Mısır 13 Aralık 1204) Moses Maimonides ve Orta Çağ Latincesinde Rabbi Moyses Ægyptius) Musevî filozof, hahambaşı, yasa koyucu, Talmud bilgini ve vezaret tabibi. Musevî bilginler arasında İkinci Musa lakabı ya da rütbesiyle adının baş harflerinden oluşan RaMBaM adıyla bilinir. Orta Çağ'ın tartışmasız en önemli Yahudi düşünürüdür.

En önemlileri 14 ciltlik bir Musevi Kanun'u külliyatı Mişna Tora ve önemli bir Orta Çağ felsefe metni olan Şaşkınlar Rehberi olan muhtelif eserler vermiştir. Belki Raşi hariç hiçbir diğer Talmud sonrası hahamı, Museviliğin terakkisinde onun kadar belirleyici olmamıştır. Bu tesir, şu halk deyişinde hâlâ işitilebilir: "Musa'dan [peygamber] Musa'ya [ibn Meymun], başka Musa zuhur etmemiş" (bknz. Tesniye, XXXIV, 10). Felsefe tarihine etkisi de eş derecede önemlidir. Spinoza dahil halefi birçok Musevi düşünür ve Akinolu Thomas gibi Hıristiyan düşünürler felsefesinden yararlanmıştır.

Felsefesi
Museviliği Aristoteles felsefesiyle uyumlu hale getirmeye çalışmış olan İbn Meymun, metafiziğin en yüksek insani faaliyet türü olduğunu, fakat bunun herkese açık olmadığını söylemiştir. Tanrı'nın ve dünyanın tabiatına dair sağlam ve hakiki bir kavrayışa, yalnızca felsefenin erişebileceğini öne süren İbn Meymun, Tanrı'nın varoluşunu bütünüyle Aristoteles'in koyduğu ilkelere dayanarak ispat etmiştir. Tanrı hakkındaki görüşlerini on üç maddede sıralamıştır.

Tanrı tektir.
Tanrı ruhtur ve asla temsil edilemez.
Tanrı ölümsüzdür.
Dua sadece Tanrı'ya edilir.
İsrail peygamberlerinin bütün sözleri doğrudur.
Tanrı, dünyanın yaratıcısı ve koruyucusudur.
Musa, peygamberlerin en büyüğüdür.
Yasa ve töre tanrıca Musa'ya verilendir bunun dışında hiçbir yasa ve töre yoktur.
Bu yasa ve töre asla değiştirilemez.
Tanrı, insanların bütün düşüncelerini ve eylemlerini bilir.
Tanrı, buyruklarını yerine getirenlere armağan verir ve getirmeyenleri cezalandırır.
Tanrı, peygamberlerin bildirdiği Mesih'i gönderecektir.
Tanrı, ölüleri diriltecektir.

tr.wikipedia.org/wiki/Musa_ibn_Meymun

---------- Mesajlar Birleştirildi at 08:43 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 08:38 ----------

İbn Meymun Felsefesinde Tanrı

Atilla Arkan / DEĞİŞİM YAYINLARI

Yahudi ilim geleneğinde "İki Musa arasında Musa b. Meymun’dan daha büyüğü gelmemiştir." deyişiyle anılan filozofumuz, hiç şüphesiz Orta Çağ Yahudi Felsefesi’nin en önemli isimlerinden birisidir. İbn. Meymun’un en dikkat çekici özelliklerinden biri, Kitab-ı Mukaddes üzerine yaptığı tefsirlerin yanı sıra, İslam kelamındaki tartışmaları aktif bir şekilde Yahudi Kelamına taşımasıdır. Yahudi dini hukuk geleneğine çığır açıcı katkılarda bulunan filozof, tıp ve astronomi alanında da önemli çalışmalar yapmıştır, ancak onun en önemli katkısı, kültürel anlamda İslam Felsefe Geleneğindeki Tanrı, iyilik-kötülük ve nübüvvet gibi konuları özgün tartışmalarıyla felsefi düşüncede devam ettirmesidir. Bu çalışma, İbn Meymun’un ışığında anlamayı hedeflemektedir.

 

Maimonides

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Şub 2017
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
İBN MEYMUN FELSEFESİNDE TANRI

Düşünce tarihinde farklı kültürler arasında etkileşimler her zaman var
olmuştur. Bunun bir örneği olarak, Ortaçağ düşünce dünyasında İslam ve
Yahudi kültür dünyaları arasındaki etkileşimi zikredebiliriz. Bu noktada aşa-
ğıda tanıtımını sunmaya çalışacağımız kitap bu ilişkinin mahiyetini anlama
konusunda önemli bir katkı sunmaktadır bizlere. Bir giriş ve üç temel bö-
lümden oluşan bu eser, İbn Meymun’un Tanrı tasavvurunu Yahudi ve İslam
felsefe geleneklerinin bir devamı olarak anlamayı hedefleyen bir araştırmadır.
Bu bağlamda bu inceleme, İbn Meymun’un Tanrı anlayışını, filozofun İslam’ın
ilim ve kültür dünyasıyla olan ilişkisinin bütün yönlerini düşünerek ele
alan bilimsel bir çalışmadır.

Girişte, İbn Meymun ve Yahudi Düşüncesi başlığı altında, yazar, filozofun
beslendiği kaynakları ifade etmektedir. Bu kaynaklardan birisinin Yahudi
felsefesi olduğunu belirten Arkan’a göre Yahudi felsefesinin ilk nüveleri,
Yahudilerin sürgünde bulundukları M.Ö. II. yüzyıldan, M.S. I. yüzyıla kadar
olan sürede Helenistik felsefe ile karşılaşmasından sonra ortaya çıkmıştır. Bu
dönemin önde gelen ismi ise Filon’dur ( m.ö. 25-m.s. 40). Ancak bu süreç
uzun sürmemiştir; Yahudi felsefi düşüncesinin Filon’la sona erdiğini zikreden
yazar, bu düşüncenin tekrar İslam dünyasında ortaya çıktığını, Yahudilerin
Büyük İskender’den itibaren hep Helen dünyasının içinde yaşamalarına
rağmen, felsefi düşünce ve spekülasyonu IX. yüzyılda Müslümanlardan öğ-
rendiklerini ifade etmektedir. Ayrıca Arkan’a göre, İslam hakimiyetinden
sonra Yunan felsefi düşüncesine giriş yapan Yahudi düşünürler, X. ve XIII.
Yüzyıllar arasında Arapça olarak çeşitli felsefi eserler yazmışlardır. Bu eserlerin
ortaya çıkmasında Yahudilerin Arapça’yı ortak kültür ve düşünce dili
olarak kullanmaları; ve bu sayede de İslam düşüncesinden hızlı bir şekilde
istifade edebilmeleri etkili olmuştur.

devamı

file:///C:/Users/samsung/Downloads/95-360-1-PB.pdf

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:41 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:29 ----------

Yahudilik gibi binlerce yıl öncesine dayanan bir dinin kutsal sözlerinin, felsefi yapısının, yorumlarının, yeni nesillere aktarılmasında Musa bin Meymun çok etkili olmuştur. Arapça “Ebu İmran Musa Bin Meymun Bin Ubeydullah” olan adı İbranice “Moşe Ben Maymon”; Latince “Moses Maimonides Rambam” (30 Mart 1135 Kurtuba – 13 Aralık 1204 Mısır) Endülüslü Yahudi bir filozoftur. İbranice’de Rabbi Moşe ben Meymun isminin baş harflerinden oluşan bir unvanı söz konusudur: RaMbaM. Musa bin Meymun 30 Mart 1135 tarihinde İspanya-Kurtuba’da doğmuş ve orada da büyümüştür. Bu dönemde Yahudiler Helenistik kültür ve bazı Arap-Müslüman filozofların etkisinde kalmışlardır. Farabi, İbn Sina, Gazali, İbn Tüfeyl, İbn Rüşd gibi filozoflar önde gelenler arasındadır. Bunların içinde Musa bin Meymun da vardır. Yahudiler bu hareketli, dinsel özerklik içeren, felsefenin öne çıktığı dönemde kendi inanç ve dinlerini daha özgür bir akılla yeniden tanımaya başlamışlardır. Geleneksel Ortodoks yapıdan kurtulup, kutsal metinler ile insan aklını, Tanrı’yı ve yüksek ahlakı özgür düşüncenin eşliğinde yorumlamışlardır. Böylece Yahudilik sürekli kendini yenileyen, değişime açık, çağını yakalayan, tabulardan uzaklaşan bir döneme girmiştir. Bunda hiç kuşkusuz Musa bin Meymun’un katkısı büyüktür. Birçok Yahudi genci benzeri eğitimi alsa bile, aralarından hiçbiri üst düzeye çıkamamış ve Musa bin Meymun kadar Yahudi tarihinde etkili olmamıştır. Musa bin Meymun gökbilimci, matematikçi, dilbilimci, doktor, filozof ve bilgelik düzeyinde bir Talmudist’tir. Musa bin Meymun hoşgörülü bir kültür zenginliği içinde doğmuş ve yetişmiştir. Kuşkusuz tüm bu hoşgörü, bilim ve felsefe zenginliğinden fazlasıyla yararlanmış, kendini geliştirmiş ve üst düzeyde bir din âlimi olmuştur. Bugün halen İbrani üniversitelerinde ve yeşivalarda onun Talmud hakkında yazdığı yorumlar ders mahiyetinde okutulmaktadır. Aradan bunca yıl geçmesine karşın, Musa bin Meymun’un büyüklüğü, Yahudi dinine yaptığı katkılar her zaman saygı ve ilgi görmüştür. Meymun ailesi baskılar nedeniyle 1160 yılında Fas’a göçerler. Musa bin Meymun burada eğitimine devam eder. Ancak baskılar yeniden alevlenince 18 Nisan 1165’te 1 ay süren bir deniz yolculuğunun sonunda, Filistin’e (Akka) varırlar. Bu yılın sonunda ise Mısır’da yaşamaya başlarlar. Yahudiliğin üzerinde sürekli bulunan ağır baskı, tehdit ve ölüm korkusu her yanlarını sarmıştır. İnancını yaşamak ve sonraki nesillere aktarabilmek için okumaya, öğrenmeye ve yazmaya devam eder. Onun tek ideali, yaşam arzusu ve beklentisi Talmud üzerine ve Yahudilikle ilgili bazı eksik gördüğü bilgileri derleyip toparlamak, Yahudiliği geniş bir bakış açısıyla kaleme almak ve kendinden sonraya aktarmaktır. Tüm bunların üzerine, babası ve kardeşi ansızın ölünce ailesini geçindirmek zorunda kalır. Bu dönemde Yemen’de yaşayan Yahudi cemaatlerine yönelik bir risaliye yazar. Her yazdığı ve yaptığı konuşma Yahudi cemaatleri arasında büyük bir saygı ve ilgi uyandırmıştır. 1175’te Mısır’daki Yahudilerin dinî lideri konumuna gelmiştir. Mısır sarayında hekim olarak görev yapmıştır. 13 Ekim 1204’te 70 yaşında Fustat’ta yaşamını kaybeder. Kudüs’te “Yas Orucu”, Mısır’da ise tüm Yahudiler ve büyük bir Müslüman çoğunluğun katıldığı “Üç Günlük Yas” tutulur. Mısır’da böyle bir olay ilk kez gerçekleşmiştir. İbn Meymun’un mezarı Filistin’de Taberiye’dedir. Günümüzde Yahudiler ve Evanjelist Hıristiyanlar için dini bir ziyaret merkezidir. Yahuda el-Harizi el-Endulusi tarafından mezar taşına “Musa’dan Musa’ya, Musa gibisi gelmedi” diye yazılmıştır. İbn Meymun’un eserleri arasında 16 yaşından önce yazdığı Arapça eseri “Makale fi Sinaati’l – Mantık (Millot ha – Higgayon – Mantık Terminolojisi Üzerine İnceleme) mantık ve metafizikte kullanılan muhtelif teknik terimleri konu almaktadır. İbn Meymun 23 yaşında Arapça yazmaya başladığı ve 33 yaşında tamamladığı “Mişna” yani Yahudi sözlü şeriat derlemesinin yorumu/tefsiri “Kitabü’s – Sirac” ile ilk büyük eserini ortaya koymuştur. Bu kitapta arkeoloji, ilahiyat ve fen bilimlerine sıkça atıfta bulunarak tek tek kelime ve cümleleri açıklamıştır. Böylece Mişna’daki genel felsefi meselelerle ilgili bir dizi oluşturmuştur. Bunlardan biri de Yahudiliğin öğretileri “13 İman Maddesi” adlı “Yahudiliğin Amentüsü”dür. İbn Meymun’un 10 yılda İbranice kaleme aldığı “Mişna Tora” (Tevrat’a Yeniden Bakış) O’nun başeseridir. Bu eserinde bütün Yahudi şeriatını duru bir İbranice ile sistemleştirmiştir. İbn Meymun Yahudi şeriatı üzerine iki dar kapsamlı kitap daha yazmıştır: a)Sefer ha-mitsvot (Kurallar Kitabı). Ortalama düzeyde bilgiye sahip Yahudiler için yazılan bu eser Yahudi şeriatını özetler. Bu kitap Arapça kaleme alınmıştır. b)İbranice yazdığı Hilhot ha-Yeruşalmi (Kudüs Kanunları) kitabı ise Filistin Talmud’undaki kanunları özetler. İbn Meymun (1176 – 1191) tarihleri arasında 15 yılda tamamladığı Latince Doctor Perplexorum (Şaşırmışların Kılavuzu) adlı ve sonradan İbranice More Nevuhim başlığı ile tanınan “Delaletü’l – Hairin” adlı eseri ile Yahudi inancına daha akılcı bir felsefe kazandırma gayesi taşımıştı. Bu eser, bilim-felsefe-din arasındaki yakınlaşmaya büyük katkıda bulunmuştu. Arapça yazdığı bu kitabı öğrencisi Yehosef İbn Aknin’e göndermişti. Eser İbn Meymun’un sağlığında İbranice’ye çevrilmişti. Daha sonra da Latince ve bazı Avrupa dillerine çevrildi. İbn Meymun daha pek çok küçük metinler kaleme almıştı. Bunlardan biri “Maamar Kidduş ha Şem ya da İggeret ha – Şemad” (Dinden Dönme Üzerine Mektup) adlı kitabıdır. İbn Meymun halk sağlığı için yazdığı kılavuzunu Sultan el Efdal’a ithaf etmişti. Fransa’da aşırı muhafazakârlığı ile tanınan Montpellier hahamı Solomon İbn Meymun’un “Delaletü’l – Hairin” (Şaşırmışların Kılavuzu) adlı eserini yaktırmaya kalktıysa da muvaffak olamamıştı. Üstelik Yahudi filozofların en büyüğü olarak kabul edilmesinin yanında geleneksel Yahudi inancının temellerinden biri olarak “peygamber” muamelesi görmeye başlamıştı. “On Üç İman Maddesi” geleneksel Yahudi ibadetinin temel metinleri arasına girmişti. Latinceye çevrilen felsefe eseri Orta Çağ’ın büyük skolastik yazarlarını etkilemişti. Spinoza ve Leibniz bazı görüşlerini İbn Meymun’un kitaplarından esinlenerek geliştirmişlerdir. 20. yüzyılda ise Alman Yahudisi-Amerikalı Siyaset felsefecisi Neo-conların temel dayanaklarından biri olan Leo Strauss (1899-1973) İbn Meymun’un görüşlerini din-felsefe-siyaset temelinde Yahudi ırkının koruması ideolojisine dönüştürmüştür. Yahudi tarihi boyunca birçok din bilgini iman esasları listesi hazırlamıştır. Ortaçağın büyük Yahudi düşünürü İbn Meymun da iman esasları listesi hazırlayarak kendi listesindeki esaslara uymanın her Yahudi için bir zorunluluk olduğunu ifade etmiştir. İbn Meymun’un listesinde ise diğerlerinden farklı olarak “nesh” maddesi dikkat çekmiştir. Bu da içinde yaşadığı Müslüman topluma cevap verme ihtiyacından kaynaklanmıştır. İbn Meymun, listelediği esaslara bağlayıcılık atfetse de onun bu hükmü karşılık bulmamıştır. İbn Meymun’un listesi sonraki asırlarda Yahudi din bilginleri tarafından eleştirilmiş ve yeni liste denemeleri yapılmıştır. Bu da Yahudi din bilginlerin İbn Meymun’un listesi ile yetinmediklerini ve bağlayıcılığını kabul etmediklerini göstermektedir. Bununla birlikte bütün eleştirilere ve alternatif liste düzenlemelerine rağmen İbn Meymun’un listesinin günümüzde en fazla kabul gören liste olduğu da tartışma götürmez bir gerçektir.

ESRA DEĞİRMENCİ Yahudi Çalışmaları Araştırma Merkezi(YAÇAM) Stajyeri

KAYNAKÇA Abelson, Joshua, “Maimonides on the Jewish Creed”, The Jewish Quarterly Review 19:1 (1906), ss. 24-58. Doğan, Hatice, Maymonides’in Hayatı ve Eserleri, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın AŞ., İstanbul 2010. Goldfeld, Lea Naomi, Moses Maimonides’ Treatise on Resurrection: an Inquiry into Its Authenticity, Ktav Pub Inc., 1986. Hyman, Arthur, “Maimonides’ Thirteen Principles”, Jewish Medieval and Renaissance Studies, ed. Alexander Altmann, Cambridge 1967. Melammed, Abraham, “Maimonides’ Thirteen Principles: From Elite to Popular Culture”, The Cultures of Maimonideanism, ed. James Robinson, Brill 2009, ss. 171-190. Rudavsky, T.M., Maimonides, Wiley-Blackwell Pub., 2010. Ortadoğu Gazetesi, KURT Ramazan, İbn Meymun Makalesi, 2009.

tuicakademi.org/ibn-meymun/
 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst