Küfür

Arkadaşlar, Nejdet arkadaşımızın "neden küfrederiz" konusunda küfür etmenin nedenleri üzerinde durduk.. Fakat bunun da öncesinde "küfür nedir" diye sormak gerektiğini düşünüyorum.. çünkü küfür tanımı o konu içerisinde direk halk arasında kullandığımız genelde karşıdakine cinsel anlamda müdahele edeceğini belirten geniş zamanlı cümleleri yada tuvalet ihtiyacını karşıdakinin ağzında gidermek isteiğini belirten cümleleri veya insanın mahrem yerleri olarak bilinen uzuvlarını vs. temel alarak insanların aklına geldi ve bu doğrultuda yorumlar yapıldı..

faka sonraki bazı konularda gözüme çarptı (ki konuyu açmama sebep olan şey de bu oldu) aslında küfür olmayan şeyler küfür yerine geçmiş ve küfürden daha beter aşağılama içeren bazı kelimeler küfür sayılmıyor..

mesela birine "***" derseniz siz küfür etmişsinizdir.. ama şunlar bunlar akıllarını kullanamaz, cahildir, kafası çalışmaz vs derseniz bu küfür olmaz.. yada şu insanlar laf anlamazlar beyinlerinin küçük bölümünü kullanıyorlar derseniz küfür olmaz.. ama yine aynı şekilde karşıdaki insanın şerefli olmadığını vurgulamak için şerefsiz derseniz küfür etmiş olursunuz..

insan uzvu neden küfür olur da karşıdakini aşağılamak için kullanılan sözler yada söz öbekelri küfür olmaz..?

yönetimler, kurallar neden bu belli başlı saçmalıklar üzerine kuruludur.. düzeyi belirleyen kelimler sadece direk cinsel ilişki temelli yada sıçmak gibi çoook doğal bir insani olayın karşıdakinin ağzına yapılması olduğunda mı sorun yaratırlar..?

kişiyi küçümseyen tüm sözcükler küfür olarak değerlendirilmelidir. örneğin "kazma", "odun", "sap", "liboş", "ger-zek", vs. uzatılabilir. kullanılan sözcüklerin çoğunluğunun cinsel sapmalar ile ilgili olması sanırsam egemenlik düşüncesi ile ilgilidir. ayrıca bastırılan duygu ve düşüncelerin açığa çıkmasında da bu tür sözcükler ön-plana geçmektedir. bastırmanın temelinde de egemenlik-sahası/alanı kurma düşüncesi yatmaktadır. cinselliğin küçümsenmesi karşı cinse yüklenirken, kendi düşüşünü hazırlar ve çoğunlukla bunun farkında bile olunmaz...

cinsellik konusunda tamamen aynı görüşteyim.. egemenlik..

küçümseyen tüm laflar küfür kabul edilmelidir buna da katılıyorum.. ama burada küfürün anlamını hafifletmek gerekiyor.. bazen de ağır konuşmak gerekir..

ve tam tersi şekilde küfür gibi gördüğümüz bi sürü şey de küfür olarak görülmemelidir bence.. kullanım amacı elbette önemli ama yani bir vücut parçası.. ***.. neden küfür olarak kullanılıyor ki? saçmalık..

-

Devamlı pis birşey çıkarttığı için olsa gerek Hoşça. El kol filan demiyolar da neden *** derler yoksa.

elbette olabilir.. ama sonuçta insanın varoluşunun doğal bir parçasıdır *** de.. götten bu tiksinme nedir.. sevişme sırasında pis bişey çıkardığını düşünmez insan pek.. küfür varlığıyla, kullanımının ön planda olduğu bir kavram.. küfür kullanmak ustalık ister..

…küfür kullanmak ustalık ister..
Türk milleti gariptir
her bi lafı kaldırmaz
..bne dersin kızar da
s.k..sin aldırmaz
Neyzen Tevfik

Neyzen Tevfik.. Güzel şair.. bazı temaları çok ters gelse de sanatçıdır kendisi.. işte sanat.. usta küfürbazlar güzel küfür ederler..


Can Yücel, vakt-i zamanda bir yazısında adamın birisine "***" dediği için dava açılmış. Mahkemede Can Yücel şu şeyi anlatmış:

bir köyde ateşli bir hasta vardır, kasabaya doktora getirir hastayı köylüler. koca devletin koca doktoruna. doktor hastaya fitil verir ve köye döndükleri gibi hastaya fitili anüsten vermelerini söyler köylülere. köylüler tabi 'tamam dohtor bey' diyip köye giderler. köydeki herkese sorarlar, en bilgelere bile, ama kimse anüs ne demektir bilemez. bu nedenle bir türlü ilacı da veremezler hastaya. hastanın durumu da gitgide kötüleşmektedir. bunun üzerine köylü, doktora, koca devletin koca doktoruna telefon etmeye karar verir ama kimse buna yanaşmaz. ne cüret di mi doktoru arayacak bi köylü. neyse durumun vehameti üzerine muhtar aramayı kabul eder. bütün köylü toplanır santrale, muhtar arar, "biz ne yapacaamızı bilemedik dohtor bey" felan der işte. karşıdan doktor bişiler söyler. muhtar döner, ama arkasına: "makattan verin dedi dohtor" der.
yine tüm köye sorarlar, komşu köylere birilerini yollayıp sordururlar felan, ama makat ne bilen yoktur yine. hasta ise giti gidecek, ateşler içinde kıvranıyo baya.
ihtiyar meclisi toplanır. son çare, doktorun bir kez daha aranmasına karar verilir. yine kimse aramaz istemez doktoru. nihayetinde yine biri kandırılır, telefonun başına geçer, ama bi yandan söylenmektedir: "çok kızacak dohtor çok!" diye.
sonunda telefonu açar, durm anlatır, doktor bişiler söyler yine. telefondaki köylü, yüzü allak bullak, arkasını döner:
"çok kızacak demiştim; götüne sokun dedi"

Yani işin aslı hakim bey "bizim orada göte *** derler"

İnsanın kendine yakışanı giymesidir .

HoŞÇa' Alıntı:

elbette olabilir.. ama sonuçta insanın varoluşunun doğal bir parçasıdır *** de.. götten bu tiksinme nedir.. sevişme sırasında pis bişey çıkardığını düşünmez insan pek.. küfür varlığıyla, kullanımının ön planda olduğu bir kavram.. küfür kullanmak ustalık ister..

Genişletmek için tıkla ...

Herkes anal sex yapmak zorunda değil ki. Hem sevişme sadece cinsel organların temas etmesi midir? Biraz dar düşündüğünü düşünüyorum. Duygusal sevişme ve ön sevişmede cinsellik asla ön planda değildir.

Bir gün vücudun tüm organları, kendilerini yönetmek üzere bir organı yetkili tayin etmeye karar vermişler...Her organ işlevin sayıp dökmüş ve oy istemiş.Beyin, oy çokluğuyla yönetici seçilmiş.Sonuca içerleyen g..., küsüp işi bırakmış..Atıklardan kendini arıtamayan vücut başlamış kıvranmaya...Bakmışlar işin şakaya gelir tarafı yok, zehirlenip hepsi ölecekler, bir heyet göndermişler ve seçim sonucunu değiştirdiklerini söyleyip yalvar yakar g..ü ikna etmişler.O da memnun mesut,
- gördünüz mü kimin baş olduğunu? demiş...
(ben patavatsız olduğumdan bu fıkrayı müdürümle paylaşmak gafletinde bulunmuş ve ne yani, bana g.. mü diyorsun? şeklinde fırçalanmıştım...Konuyu okurken o geldi aklıma...)

. Küfür konusuna tekrar dönersek küfür karşımızdakini yıldırma politikasıdır.

Talha.CAN' Alıntı:

Konu g*t oldu! İşin şakası konumuz küfürken yeni konumuz g*t oldu. Küfür konusuna tekrar dönersek küfür karşımızdakini yıldırma politikasıdır.

Genişletmek için tıkla ...

Peki dönelim hemen...Ben konuyu yine herkesi çok da hoşlanmadığını tahmin ettiğim Freud'yen yaklaşımla ele alacağım.Yaklaşım, bilindiği üzere doğuştan getirdiğimiz 2 içgüdüden, saldırganlık ve cinsellikten yola çıkarak bazı davranışları açıklamaya çalışır.Toplumsallaşma sürecimiz, (eğitim, ahlak, din...vb), bu güdüleri baskılayarak veya kabul edilebilir düzeyde tutarak barındırmamızı sağlar-yaklaşıma göre bunlar yokedilemez )Bu güdüler, bilinçaltımızın bodrumuna hapsedilirler (eğitimli ve sağlıklı bireylerde) ve uluorta bilince çıkmalarına, dile getirilmelerine süperego izin vermez.Ancak, toplumsallaşma sürecinde bireyin; aldığı eğitimle ilgili, özgüven geliştirmeyle ilgili, cinsel baskılanmayla ilgili sorunları varsa, bu eğilimler tehdit olarak muhataba yöneltilir.Küfürlerin cinsel içeriğe sahip olmasının temelinde, bu iki güdünün çoğunlukla senkronize davranışı sözkonusudur.Böylelikle küfür, hem fiziki tehdit, hem zayıf olanın (kadının/muhatabın) aşağılanması işlevlerini birlikte yüklenir.Burada, erkeğin eşine küfretmesi ayrı, annesine/eşine küfredilmesi ayrı kategorilerde değerlendirilir ve farklı tepkiler doğurur.Yani yine işlevsel bir ayırım ortaya çıkar.İnsanlar niçin küfreder?İç çatışmalarını dengeleyemedikleri, bir soruna çözüm üretemedikleri, kendilerini değersiz hissettiklerinde küfrederler...Bir de küfür toplumsal iletişimin bir parçası haline gelmişse, lafın gelişi küfrederler..Bir güç gösterisidir bu...Kedinin tüylerini kabartıp dişlerini göstermesi gibi...Beyin kabuğu (serebral korteks)gelişmiş(eğitilmiş, bedenine hakim, dolayısıyla başarılı ve kendisiyle barışık) kişilerin daha az küfrettikleri saptanmış.Eğer, ortam küfretmeye uygunsa,yani
-bilinci bulandıran bir madde alkol,vs alınmışsa
-Sürü pskilojisi hakimse (maçlara giden seyirciler...)
-Ortamda kadın yoksa (erkek erkeğe muhabbetler...) gibi, bu eylem daha sık gerçekleştirilmektedir.

Konu küfürün ne olduğu konusunda açıldığı için neden küfredildiği üzerinde durmadan direkt olarak anlamlara değinmek istiyorum.

Öncelikle küfür ve hakareti birbirinden ayırmak gerekir. Bir sözün küfür sayılması için cinsellik içermesi gerekir; hakaret ise karşındakine yapılmış aşağılayıcı suçlamalardır. Örnek vermek gerekirse; işin içine *** girerse küfür olur; salak, aptal, cahil, şerefsiz gibi ifadeler ise hakarete girer.

Karamella' Alıntı:

Konu küfürün ne olduğu konusunda açıldığı için neden küfredildiği üzerinde durmadan direkt olarak anlamlara değinmek istiyorum.

Öncelikle küfür ve hakareti birbirinden ayırmak gerekir. Bir sözün küfür sayılması için cinsellik içermesi gerekir; hakaret ise karşındakine yapılmış aşağılayıcı suçlamalardır. Örnek vermek gerekirse; işin içine *** girerse küfür olur; salak, aptal, cahil, şerefsiz gibi ifadeler ise hakarete girer.

Genişletmek için tıkla ...

Küfür ve hakaret zaten bambaşka kavramlar...Küfür, bir eylemsellik taşır (Eylemin kendisi gerçekleşmese de, niyet edilen bir eylemi ifade eder, yani küfür fiille tamamlanan bir cümledir....)Hakaret olanlarsa ise sadece isim/sıfattırlar.Hukuk, cezalarda bu ayrımı dikkate alır ve küfürü ağır tahrik sayarak bazan ceza indirimine gidebilir.

"Küfür burjuvazinin ağzında bir lağım çukuru... işçi sınıfının ağzında bir çiçektir" Can Yücel

Kufuru oyle veya boyle ovmekte, yermekte olaya tarafli bakmaktir. Kufur toplumsal olarak bir bosalim, ofke, caresizlik, erkeklik, baski, korkutma v.s. algisidir.

Kufurun en sorunsal yani, direk insanogluna yonelik olmasi ya da onun dusunce ve davranisi ile birlestirilen gorunusune yonelik olmasidir.

Kufur aslinda etigin bir konusudur ve "agzi bozuk" temelli bir algiyi icerir.

Gonul isterki,insanoglunu her turlu rencide edici, asagilayici v.s. bir icerik tasiyan kufur hic bir ifade de kullanilmasin.

Ayrica bu agiz aliskanligi ve kahve kulturunde gecen kufur, cogu zaman sadece bir dil kullanim ve uslubudur. Yani kullanan acisindan ortadakufurun getirdigi bir algidan ziyade sadece bir uslup ve kullanim vardir.

Kufur ayni zamanda kitlesel etkinliklerde (futbol, basketbol v.s.) bir aliskanlik halini almis bir kullanimdir. Yani cogu kisi oralara desarj olmak, yani kufur etmek icin gider.

Ayrica kufur kullaniminin kisinin her turlu duzeyiyle de bir paralellik gosterdigi soylenir.

Ayrica kufur konusu, evrensel bir konudur ve dunyanin her cografyasinin toplumunda kendi algisinca mevcuttur.

Kavram Arapça kökenli..Küfür, kafir, kefere...aynı kökten türemişler."örtmek, üstünü kapatmak, (hasıraltı etmek gibi, kötü niyetle saklamak, gizlemek)...anlamları var.Bizim dilimizde "sövmek" gibi bir karşılığı varken, küfür sözcüğü nasıl olduysa dönüşüp yaygınlaşmış...*

Bazılarına ne kadar yakışır küfür! Can Yücel'i küfürsüz düşünebilir misiniz? Ya da çingeneleri... Yapay, samimiyetsiz bir ağızın can sıkıntısından öldüren basma kalıp sözlerine bin kere tercih ederim ben küfürlü konuşan birini. Elbette sevdiğim küfür sözcüklerinin yanında hiç sevmediklerim de var ya da benim için tabu olanlar... Gelgelelim o tabu sözcükleri bile ardı ardına sıralamak mümkündür yabancı bir dilde. O bana küfür gibi gelmez hiç. Ya da yabancı dilde sözcüklerin gizli gücü sökmez bana...
Ana dilde sınırlı ve baskılı olan dil çözülür, kendi sınırlarını aşar. Hem yabancı dildeki küfürler küfür müdür alahaşkına? Nerede bizdeki gibi okkalı küfürler onlarda.
Sevgi sözcüklerindeki kıtlık gibi, küfürleri de kıttır onların. Can, canan, gönül, kara sevdaya karşılık bulamayacağınız gibi bizim küfürlerimize denk gelecek küfürleri de yoktur ne İngilizce’nin ne Almanca’nın... Başka dillerde varsa bilmem...

Bacak bacak üstüne atıp, kolunu sandalyenin arkasına attırıverip, okkalı bir küfür sallamak gibisi yoktur. Hele, hele TV.de haberleri seyrederken... Yemekten sonra içilen güzel bir Türk kahvesi gibi lezzetli gelir bana. Ya da kahvenin yanında tüttürülen bir cigaradır o. Tüm dünyaya, aldırmazlığın rahatlığını gösterme biçimidir. Tümüyle belitseldir, yani hiçbir iletişim değeri yoktur. Yani sözcüklerin burada içerikleriyle hiç ilgisi, bağlantısı yoktur. Bu nedenle belki de trafikte de arabanın kapalı kozası içinde salıp bırakıveririz bir kaç tane.
Bayılırım "bir kadın, bir erkek" dizisinde Zeynep’in “Öküz” deyişine...

Küfür, bir süslemedir. Söylenenlerin arasına katılır, söylemek istediklerimizi söylemezsek küfürle özet geçeriz. Küfür bir cesaret de olabilir, bir test de. Küfür ederek karşındakinin tepkisini öğrenirsin, karşındakinden korkmadığını belirtirsin... Toplumsal fikre işlemiştir küfür...