Köprünün altından akanlar

Siyaset kelimesi sys kökünden,seyis-idare eden anlamında bir türev.Toplum idaresini tartışmayı,halkın idare sistematiğine dair fikir beyan etmesini heryerde ''özgürlük alanıdır'' diyen biz;neden hiç konuşamıyoruz.Belki bana öyle geliyordur,ama torba torba, çuval çuval yasa geçiyor meclisten çoğuyla ilgilenmiyoruz.Genel onay alacağından emin olunan maddeler ifşa ediliyor,insani hak ve özgürlükleri dahi yok sayan,kısıtlayan maddelerin üzerinden atlanıyor.Konu siyaset olunca iş şuncu buncuyla 3.mesajda kilitleniyor,haksızda sayılmazlar aslında.Resmi gazete takipcisi olacak kadar değilim ama ,iyi kötü bir birikim sayabilirim kendi adıma.Bazıları öyle dehşet teorilerle halkın duygusal tepkilerini kullanıyor ki mesela,''gündem belirleyen olarak''.Bir insan ancak bu kadar uzman analist olabilir.Tabi böyle deyince köprünün üstüne benim gibi bir keçi daha çıkacak.Boynuzu kırana kadar uğraşırken biz;yine çuval çuval yasalar geçip gidecek köprünün altından..Arada bu meclistekiler neye evet dediler,noluyor deyip tartışabilelim derim.

Halkın %90 nı fakir meclisin %90 sını zengin.. milletvekili adayı olabilmek için partidekilerin yandaşı olman gerekiyor..sonra seçilir ve onlara hizmet edersin..parti başkanın hırsız olsa bile ağzını açıp laf edemezsin vs vs bu tiplerden 550 tanesi meclisi oluşturur sonra neymiş yüce(!) meclis..evet 4 yıl milletvekiliği yap.. 2 yıl sonra hem emekli maaşı al hem vekil maaşı al..sonrasında da ömür boyu emekli maaşı al..halkta 35 yıl çalışsın emekli olabilmek için ..harbi oldukça yüce meclis