Karınca Kito'nun sahibi olmak

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde mavi tarafından oluşturulan Karınca Kito'nun sahibi olmak başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,316 kez görüntülenmiş, 10 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Karınca Kito'nun sahibi olmak
Konbuyu başlatan mavi
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Euhemeros

mavi

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
20 Ocak 2010
Mesajlar
63
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
42
Mahkumun biri, yalnız kaldığı hücre içinde bir karınca ile arkadaşlık yapar. Kito adını verdiği bu karınca zaman içerisinde adamın talimatlarına göre hareket eder hatta takla atmayı bile öğrenir.
Mahkum, insanların Kito´ya hayran kalacağını ve göreceği büyük ilgi sayesinde zengin olacağının hayalini kurmaktadır. Hapisten tahliye olduğu gün Kito´yu kibrit kutusunun içine koyarak bir kafeteryaya gider. Amacı insanların Kito´ya nasıl tepki vereceğini test etmektir.
Karıncayı kibrit kutusundan çıkaran eski mahkum garsonu çağırır. Amacı garsona Kito´nun marifetlerini göstermektir. Garsona "Masanın üstünde duran şu karıncayı görüyor musun?" diye sorar sormaz, garson elindeki bezle karıncayı alır ve "Afedersiniz beyefendi" diyerek Kito´yu öldürür.


Düşündümde bazen karşımızdaki insanın ne düşündüğünü önemsemeden hareket ederiz çoğu zaman...Onlar cümleye başlar, biz tamamlarız kendi düşündüğümüzce cümlelerini....Şimdi itiraf ediyorum evet..Bunu ben de bazen yapıyorum...Belki de çoğumuz karşımızdakinin karıncasını böylesine öldürüyoruz? Düşündünüz mü ! ya kito sizin olsaydı...Düşünceleriniz gibi..
 

telrunya

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Kas 2009
Mesajlar
531
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
33
Ne kadar yapmıyoruz desek de hepimiz yapabiliyoruz bunu. Biraz daha özveri gerekli sanıyorum.

Güzel paylaşım. Teşekkürler.
 

cogito

Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Ocak 2010
Mesajlar
198
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Bu hikayede biraz da şu yok mu., bir şeyler paylaşacağımız insanları iyi seçmeliyiz. Hikayede garson karıncayı görünce aklına başka bir şey gelemezdi çünkü görevi , bulunduğu konum ve karşısındaki insanın kendisine göre konumu nedeniyle karıncayı ancak bir şikeyet nedeni gibi algılayabilirdi.
Belki de karıncamızı herkese göstermemek gerekiyor. Ya da uzun açıklamalrdan sonra karıncamızı çıkarmamız gerekiyor.
 

telrunya

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Kas 2009
Mesajlar
531
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
33
Evet kesinlikle katılıyorum sevgili cogito. Paylaşımda bulunurken yer, zaman, kişiler ve dahası çok önemlidir. Fakat temelinde yatan düşünce açısından güzeldi paylaşım.
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Yaşamımızın belki en büyük kaosu neyi kiminle ve nasıl paylaşacağımız. Yaşamın önemli ölçüde anlamlanmasını ya da anlamsızlaşmasını sağlıyor.
Mahkum;belki kişisel yapısı itibari ile düşünce sığılığı veya mahkümiyet sürecinde düşünme ve algılama yeteneğinin daralması sonucu ilk adımı yanlış yerde atıyor.
Öykü ile,sonucu pek bağdaştıramadım açıkçası yada ben de doğru anlayamadım öyküyü.
İletişimde en önemli adım yerinde ve doğru ifade yeteneği ile karşımızdakini dinleme sabrını,sanatını icra edebilme sanatıdır,bu doğru da;garson başka ne yapabilirdi?
Sonuçta garsonunda beyninde bir şartlanmışlık var.
Belki de sorun,geniş düşünme yeteneği geliştirememekte,ama bu ne kadar mümkün olabilir?
 

mavi

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
20 Ocak 2010
Mesajlar
63
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
42
Kİminle neyi paylaşacağımız önemli ama insanların söylediklerini sonuna kadar dinlemeden de hemen bir davranışta bulunmak da her ne kadar işinin gereği de olsa ön yargı gibi geliyor bana..İnsanların cümlelerini bitirmelerini beklemek dinlemekte önemli bir faktör olsa gerek..Tüm yanlış anlamalar burdan başlamıyor mu zaten....
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Sevgili mavi; konuyu genel yaşam alanına yaydığımızda ve iletişimsel başarısızlıkları gözönüne aldığımızda son derece haklısınız. İnsanın kendisini doğru ifade edebilmesi kadar, dinlemeyi bilmesi de, sağlıklı diyaloglar ve verimli iletişimin olmazsa olmazları. Yine, yaşama yaydığımızda belki örneksel bir uygunsuzluk vardı. Yanlış anlamaların," ifade ve dinleme özürlü olmak" kaynaklı olduğunda sizinle hemfikirim.
 

Aksiyom

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
4 Tem 2009
Mesajlar
569
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
32
Hikayeden ve gözlemlerimden çıkardığım şu;alışkanlığa alışkanlığımızın düzeyi oldukça yüksek ve hep bir ustanın yaptığını yap mantığı işliyor.Yok oluş başlıyor...
Bana göre insanın yokluğu üretimin azalmasıyla doğru orantılı böylelikle iletişimden yoksan üretemeyen birkaç kelimleyle salt anlamda işini gören insanlar doğuyor.Böyle bir bireyden 'iletişim' yüceliğini beklemekte ne kadar beklendik olacaktır ki?..
Saygılarımla
 

Euhemeros

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Şub 2010
Mesajlar
199
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
82
Gerçekten güzel bir metin. Ben bir çok kez aşağılandım bu gibi durumlarda. Ve aptallık edip savaşmadım. Yalnızca uzaklaştım. Ve intikam duymuyor değilim.
 
M

monaliza

Ziyaretçi
hemeros;merakımı bağışlayınız lütfen, siz karınca kito'nun sahibi eski mahkum'un yerinde olsaydınız,neyin savaşını verirdiniz?
Ve hangi aptallığınız nedeni ile kimden ve nasıl intikam almak isterdiniz?
Şimdiden teşekkürler.
 

Euhemeros

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Şub 2010
Mesajlar
199
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
82
Ben karıncayı hapiste bırakırdım. Belki başka suçsuz bir mahkuma dost olurdu. Düşünceli hayatında.

Fakat diğer sorunuzu cevaplamayacağım. Sorunuma bir katkınız olmaz gibi. Yalnızca biraz daha derine inecek bıçak.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst