Kadınlar iş dünyasında yükseliyor

ABD’de birkaç ay içinde kadınlar iş gücünde yüzde 50 sınırını aşıp, çoğunluğu eline geçirecek. The Economosit son sayısında kadınların iş dünyasındaki yerini araştırdı.

Kadın çalışanlar özellikle zengin ülkelerde iş dünyasında etkinliklerini artırsa da belli başlı sorunlarla boğuşmaya devam ediyor.

The Economist dergisinde yayımlanan bir haber analizde kadınların ekonomik özgürlüklerini ellerine geçirmelerinin modern zamanların en büyük değişikliği olarak kabul edildiği belirtildi.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) üyesi ülkelerde ise üniversite mezunu nüfusun büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor.

Bundan 20 yıl öncesine kadar, kadınlar evlenip çocuk sahibi olduklarında kariyerlerini bırakmaya zorlanırken, bugün kendilerini bir zamanlar ikinci sınıf vatandaş olarak gören kurumların başına geçiyor.

İş dünyasında etkinlikleri sürekli artan kadınlar beyinlerini oldukça üretici bir biçimde kullanabildikleri gibi, artık hayatlarına devam etmek için başka birine ihtiyaç duymuyor.

Haber analizde, Arap ülkeleri, Japonya ve bazı güney Avrupa ülkelerinde bu gelişmeye rağmen, kadınlara iş yerlerinde çok fazla söz hakkı verilmediğine dikkat çekilirken, bu ülkelerin boşa giden yetenekleri kullanmamalarının bedelini ağır ödeyeceği belirtiliyor.

ÇALIŞAN KADINLARIN SORUNLARI

Öte yandan kadınlar iş dünyasında belli başlı sorunlarla boğuşmaya devam ediyor. Mesela, hemcinslerine göre şirketlerde üst düzey görevlere daha az atanıyorlar. ABD’deki büyük şirketlerin yalnızca yüzde 2’sinde kadınlar patronken, İngiltere’de bu oranın yüzde 5’e çıktığı görülüyor. Bununla birlikte kadınlar erkeklerle kıyaslandığında daha düşük maaşlar alıyor.

İkinci büyük sorun ise, kadınların ev içi sorumlulukları. Özellikle evli ve çocuklu kadınlar, ev işleri ve çocukları için çok fazla zaman bulamamaktan yakınıyor.

Analizde kadınların bu sorun yüzünden kariyerleri ile çocukları arasında bir seçim yapmak zorunda kaldığına dikkat çekiliyor. Makalede 20’li yaşlarda şirketlerinde öne çıkan kadın çalışanların, 30’lu yaşlara geldiklerinde ailelerini tercih edip, işlerini bıraktığı belirtiliyor.

Kadınlar, çocukları için verdikleri aradan sonra yeniden çalışmaya başladıklarında ise aynı performansı gösteremiyor. Ancak yine de kadın zekasına olan talep bu açığı kapatıyor. Özellikle hukuk ve danışmanlık şirketleri ellerindeki kadın yetenekleri kaybetmemek için terfi sistemlerini yeniden gözden geçiriyor. Almanya ve İsveç’teki şirketlerin yüzde 90’ı kadınlara esnek çalışma saatleri sağlamaya çalışıyor.

GEÇEN ONYILDA KADINLAR DAHA BAŞARILIYDI

Analizde, geçen onyılda kadınların erkeklere oranla daha başarılı olduğu vurgulanırken, Avrupa Birliği (AB) genelinde 2000’den bu yana yaratılan sekiz milyon kişilik istihdamın altı milyonunu kadınların oluşturduğuna dikkat çekiliyor.

ABD’de ise krizle birlikte baş gösteren işten çıkarmalarda, işgücünde çoğunlukta olmalarından dolayı erkeklerin tercih edildiği belirtiliyor.

Haber analizde ayrıca hükümetlerin kadınların çalışma hayatlarını kolaylaştırmak için yapabilecekleri şeyler olduğu da vurgulanıyor. Zengin ülkelerin çalışma şekillerini değiştirebileceği ve özelikle çocuklu kadınlara uygun düzenlemeler yapılabileceğine işaret ediliyor.

derginin yapmış olduğu anketsel çalışma sayısal verilere dayanmaktadır. sayıların dünyası hep-kerre yanıltıcı olmuştur; çünkü insan hiç bir zaman sayısallaştırılamayacak sosyal bir olgudur. kadının erkek-egemenliğinden kurtulmayıp pnların yaptıkları işlerde bulunmaları kadın sömürüsünü sonlandrıan bir olgu değildir; yalnızca erk-egemenliğin kadın üzerinden üretilmesine yarayacaktır. bu nedenle kadınların sayısal olarak etkin görevleri yürütecek konumda olmaları salt sayısal değil işlevsel olduğunda bir anlam ifade edecektir. ev-içi üretim denilen o menem olgunun masaya yatırılması gerekiyor.