İyiliğin-faziletin sınırı nedir?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde Prens Ernak tarafından oluşturulan İyiliğin-faziletin sınırı nedir? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,689 kez görüntülenmiş, 64 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı İyiliğin-faziletin sınırı nedir?
Konbuyu başlatan Prens Ernak
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Merhaba arkadaşlar, size şöyle bir sorum olacak.

Hani böyle bir durum elbette olmaz, ama ben böyle bir durumda bir nefs-can sahibi ne yapardı onu irdelemek istediğimden bu soruyu sizlere soruyorum.

Siz ve bir başkası var, ve, sadece ikinizden birinin cennete girmesine izin veriliyor, cennete siz mi yoksa diğer kişinin mi gireceğinin kararını da sizin vermeniz isteniyor, kesinlikle nöbetleşe cennette yaşamanıza izin verilmiyor, cennete girmesine karar verdiğiniz sonsuza kadar cennette duracak, diğer kişi ise yok edilecek, siz kendinizi mi seçersiniz yoksa diğer insanı mı seçersiniz? Kendinin değil de diğer insanın cennete girmesini tercih eden erdemli-iyi bir insan mıdır yoksa erdemli-iyi bir insan olmakla birlikte ayrıca aptal mıdır?

Not: Cenneti her türlü zevk ve hazlarınızı yaşayacağınız bir yaşam olarak tanımlıyorum.
 
Son düzenleme:

epoché

Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Eki 2016
Mesajlar
134
Tepkime puanı
2
Puanları
0
diğer insanın cennete girmesini tercih eden erdemli-iyi bir insan mıdır

Bu konuda bir yargı üretebilmek, diğer insanın cennete girmesini tercih eden kişinin, bu tercihi ne tür zihinsel şartlar uyarınca yaptığının kesin olarak bilinmesine bağlıdır, ancak bu noktada dahi bir son-uca temas etmek mümkün görünmüyor, dolayısıyla sadece “bağ-lıdır” demekle yetiniyorum.

Zihinsel şartları temelleyen koşullar incelenmelidir, zihin özerk midir, değil midir, ortaya konan irâdenin, hâliyle seçim olgusunun “ontolojik_aslı” nedir, bunlar saptanmalıdır. Seçimi yapan hakikâten kendi-içinde_ve_kendine-âit saltık bir özne midir, yoksa seçimi töre-ten koşullar mıdır, yoksa özne ve koşullar özdeş midir...

yoksa erdemli-iyi bir insan olmakla birlikte ayrıca aptal mıdır?

Yukarıdaki argümanım geçerliliğini koruyor.

İdeolojik düşünümün terki, özne denilen varoluş kipinin filosofik olarak çözündürülmesi gerekli, aksi takdirde elimizde sadece oluşuyla meşruiyet kazanan bir olgudan başka bir şey bulunmuyor, dolayısıyla üreteceğimiz yargının kendi cehlimizden başka bir temeli olmaz :)
 
Son düzenleme:

sherlockholmes

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2016
Mesajlar
84
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İyi bir beyin cimnastiği aslında hiç karşılazmayız gibi geliyor ama birde şöyle düşünün savaştasınız Japonlarla Amerikalılar savasıyor siz halkınız için bir japon veya bir amerikalı öldürürmüydünüz bu konu uzar gider arkadaşlar seçimlere dikkat etmeliyiz bence doğru cevap kim daha iyiyse o gitmeli cennete...
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
böle sonsuzluk içeren bir kararı insanoğlu veremez. bu karar insanoğluna verdiriliyor ise birileri bizle dalga geçiyor demektir:)

Dinler bizleri zehirliyor..hala söküp atamıyoruz.. (ve böle sorular soruyoruz :)) atmamızda zor görünüyor..bu bir ruh ihtiyacı..bir din ancak başka bir din ile yok edilebilir derler (tarihte de bu böyle olmuştur) ..insanlık yeni bir din/inanç yaratmalı..
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Bu konuda bir yargı üretebilmek, diğer insanın cennete girmesini tercih eden kişinin, bu tercihi ne tür zihinsel şartlar uyarınca yaptığının kesin olarak bilinmesine bağlıdır, ancak bu noktada dahi bir son-uca temas etmek mümkün görünmüyor, dolayısıyla sadece “bağ-lıdır” demekle yetiniyorum.

Zihinsel şartları temelleyen koşullar incelenmelidir, zihin özerk midir, değil midir, ortaya konan irâdenin, hâliyle seçim olgusunun “ontolojik_aslı” nedir, bunlar saptanmalıdır. Seçimi yapan hakikâten kendi-içinde_ve_kendine-âit saltık bir özne midir, yoksa seçimi töre-ten koşullar mıdır, yoksa özne ve koşullar özdeş midir...



Yukarıdaki argümanım geçerliliğini koruyor.

İdeolojik düşünümün terki, özne denilen varoluş kipinin filosofik olarak çözündürülmesi gerekli, aksi takdirde elimizde sadece oluşuyla meşruiyet kazanan bir olgudan başka bir şey bulunmuyor, dolayısıyla üreteceğimiz yargının kendi cehlimizden başka bir temeli olmaz :)

Karşısındaki kişinin cennete girmesini tercih edenin tercihinin sebebini bilebilmemizi beyinsel-zihinsel şartlara indirmeniz doğru değil, ben bütün bilgilere, deneyimlere sahip olduğunuz bir ortamda, tamamen özgür iradesi ile karar veren bir insanın durumunu sorguluyorum, karar vereni kesinlikle fedakarlık yapmaya zorlayan bir sebeb yok.
 

epoché

Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Eki 2016
Mesajlar
134
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Karşısındaki kişinin cennete girmesini tercih edenin tercihinin sebebini bilebilmemizi beyinsel-zihinsel şartlara indirmeniz doğru değil,

Nasıl değil?

Siz, zihinsel şartlarınızdan bağımsız olarak bir konuya ilişkin tercih yapabiliyor musunuz?

ben bütün bilgilere, deneyimlere sahip olduğunuz bir ortamda,

“Bütün bilgilere”, “bütün deneyimlere”, sahip olmanız için, bütünün kendisi olmanız gerekir. Bütün ise, kendilik-barındırmadığı için bütün ismini hak-eder, dolayısıyla “bütün ol-unamaz”,

/ _farazi olarak dahi_ böyle bir kavramlaştırma, öznellik fikrinin imhasını içeriyor.

tamamen özgür iradesi ile karar veren bir insanın durumunu sorguluyorum, karar vereni kesinlikle fedakarlık yapmaya zorlayan bir sebeb yok.

Özgür-irade metafizik bir düşüncedir, ilk iletimde de dile getirdiğim gibi, özne denilenin ontolojik durumunu sorgulamadan kararları/nı(¿) sorgulamak, ve bu kararlara dair yargı üretmek, boş iş olur :)
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Nasıl değil?

Siz, zihinsel şartlarınızdan bağımsız olarak bir konuya ilişkin tercih yapabiliyor musunuz?



“Bütün bilgilere”, “bütün deneyimlere”, sahip olmanız için, bütünün kendisi olmanız gerekir. Bütün ise, kendilik-barındırmadığı için bütün ismini hak-eder, dolayısıyla “bütün ol-unamaz”,

/ _farazi olarak dahi_ böyle bir kavramlaştırma, öznellik fikrinin imhasını içeriyor.



Özgür-irade metafizik bir düşüncedir, ilk iletimde de dile getirdiğim gibi, özne denilenin ontolojik durumunu sorgulamadan kararları/nı(¿) sorgulamak, ve bu kararlara dair yargı üretmek, boş iş olur :)

Zihinsel şartlardan insanın yaşanmışlıklarını anlıyorum, elbette yaşanmışlıklar karar almada etklilidir, ama hangi yaşanmışlık böyle büyük bir kararı etkileyebilir, ayrıca insanın tabiyatını göz ardı etmemelisiniz
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Nasıl değil?

Siz, zihinsel şartlarınızdan bağımsız olarak bir konuya ilişkin tercih yapabiliyor musunuz?



“Bütün bilgilere”, “bütün deneyimlere”, sahip olmanız için, bütünün kendisi olmanız gerekir. Bütün ise, kendilik-barındırmadığı için bütün ismini hak-eder, dolayısıyla “bütün ol-unamaz”,

/ _farazi olarak dahi_ böyle bir kavramlaştırma, öznellik fikrinin imhasını içeriyor.



Özgür-irade metafizik bir düşüncedir, ilk iletimde de dile getirdiğim gibi, özne denilenin ontolojik durumunu sorgulamadan kararları/nı(¿) sorgulamak, ve bu kararlara dair yargı üretmek, boş iş olur :)

Öte alemde hangi beyin ya da zihinsel oluşumdan bahsediyorsunuz?

Giden parça ruhsal parça ve beyin dünyasal bir oluşumdur bu durumda ruhsal parçanın zihinsel yapısından bahsediyor olmalısınız, çok ilginç sizden beklenmeyecek bir görüş bu demek ki inançlı olma meyiliniz var.:)

Ruhun bilgileri topladığı yer insan bedeninde aura diye tabir edilen süptil bedendir. Bu durumda ölen kişinin ruhsal parçası öte alemde varlığını sürdürür fakat true blue nin ifade ettiği gibi tam şuur açıklığı cennet diye tabir edilen bölüm öncesi mümkün değildir.

Soru hatalı bir soru ve imkansız bir durum olduğu için böyle bir seçim de söz konusu değildir. Öte alemi anlamak için gidip gelmeye gerek yoktur Parapsikoloji'de hepsinin cevabı vardır.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Öte alemde hangi beyin ya da zihinsel oluşumdan bahsediyorsunuz?

Giden parça ruhsal parça ve beyin dünyasal bir oluşumdur bu durumda ruhsal parçanın zihinsel yapısından bahsediyor olmalısınız, çok ilginç sizden beklenmeyecek bir görüş bu demek ki inançlı olma meyiliniz var.:)

Ruhun bilgileri topladığı yer insan bedeninde aura diye tabir edilen süptil bedendir. Bu durumda ölen kişinin ruhsal parçası öte alemde varlığını sürdürür fakat true blue nin ifade ettiği gibi tam şuur açıklığı cennet diye tabir edilen bölüm öncesi mümkün değildir.

Soru hatalı bir soru ve imkansız bir durum olduğu için böyle bir seçim de söz konusu değildir. Öte alemi anlamak için gidip gelmeye gerek yoktur Parapsikoloji'de hepsinin cevabı vardır.

Ben sorunun başında böyle bir durumun olamayacağını sadece bu meseleyi irdelemek istediğimi belirttim, dini inancınıza göre tabiki de bu senaryo yanlış, inancınıza göre Tanrı karar verecek.

Parapisikolojide herşeyin cevabı varsa biraz öteki alemden anlatın da aydınlanalım:)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Merhaba arkadaşlar, size şöyle bir sorum olacak.

Hani böyle bir durum elbette olmaz, ama ben böyle bir durumda bir nefs-can sahibi ne yapardı onu irdelemek istediğimden bu soruyu sizlere soruyorum.

Siz ve bir başkası var, ve, sadece ikinizden birinin cennete girmesine izin veriliyor, cennete siz mi yoksa diğer kişinin mi gireceğinin kararını da sizin vermeniz isteniyor, kesinlikle nöbetleşe cennette yaşamanıza izin verilmiyor, cennete girmesine karar verdiğiniz sonsuza kadar cennette duracak, diğer kişi ise yok edilecek, siz kendinizi mi seçersiniz yoksa diğer insanı mı seçersiniz? Kendinin değil de diğer insanın cennete girmesini tercih eden erdemli-iyi bir insan mıdır yoksa erdemli-iyi bir insan olmakla birlikte ayrıca aptal mıdır?

Not: Cenneti her türlü zevk ve hazlarınızı yaşayacağınız bir yaşam olarak tanımlıyorum.

siz de demişsiniz böyle bi durum elbette olmaz-dı..
böyle bi durum elbette olmazsa burada yanıtlayabilecek bir soru/sorun ve durum da olmamalı belki ama
nefis-can sahibi demişsiniz o, egosuna/çıkarına uygun yanıtı ve durumu türetirdi ve işlerdi
,
dünya şirin can tatlı . Deli Dumrul öyküsü

-
sonuç olarak iki şık (durum ve seçim varsa) ya "a" yı seçeriz ya "b" yi.
ikiside olası.

Ve bu soruyu başlı başına çelişkili bulsakta
( seçimi yapacak irade, seçim konusu, mutlak iki sonuçlu ikilem, ve bunun sonucuna ilişkin varsayılan gerçek tabanı ve soru biraz sorunlu, çelişkili ve eksik gibi)

ama yine de şunları diyeceğim.

Seçen için, bu seçimi belirleyecek sonsuz koşul ve değişken var ve öznel bir seçim oalcaktır.
ve varsaymazsak ve matematiksel olarak ya da daha geniş ölçekte düşünürsek (her durum için ya da kişi içinde olasılıksal olarak "a" da dizilebilir "b" dizilebilir)
benim içinde öncelikle;

yani ben de; ya cenneti seçtim/seçerdim ya da cehennemi seçtim/seçerdim (seçeceğim -eğer öyleyse)
her ikisi de bir ve olasıdır öncelikle
iki durumu seçmem de olası. bunda/buna bir erdem tayin edilemez (olabildiğince öznel ve belirsizlikli soru)

belki de burda başka bir matematiksel sonuç aranmalı aslında ama
herhangi kişi için;

"a" yı ya da "b" yi seçer (kendi için cenneti ya da diğeri için cenneti seçer)
"a" ya da "b" dir
hem "a" dır hem "b" dir
yani ya cenneti ya cehennemi seçerdim
ve hem cenneti hem cehennemi seçmiş olabilirdim..
bilmiyorum yani-yüzleşmedim..
belirsiz koşullarda cevap ya da sonuç üretilmiyor-soru ile çelişik boğuşuyoruz özetle

yani bende kendim olsam, ya cenneti ya cehennemi ve kendim için seçerdim.
Genel olarakta,
duruma özgü -kişiye özgü sonuç yada cevap doğardı
-bu soru bi şey belirlemez
düşünme egzersizi oldu ama

Ben, durumu (elimdeki bilgi nispetinde ölçer) yorumlar ve değerlendirirdim ve bir sonuca, karar ya da kanıya ulaşmayı denerdim .
sorgular çözümler, sorar -bakardım. Herşeyi değerlendirdim.
mutlak ikilikli bir ikilemi kabul buyurmadan önce mutlaka ama mutlaka;
başka yollar,(sonsuz yol) ve çözümlerde ve sonuçlarda mutlaka arar ve denerdim öncelikle..

Bu yanıtımı sizin istediğiniz kadar ve gibi indirgeyemem.

Ben tüm bilinmeyenleri bulgulamadan net bir irade ortaya koyamazdım.
Başka çözümlemeler,değerlendirmeler ve yollar aramadan yine de sonuç türetmezdim ve yanıt vermez ve seçimde yapmazdım...
bunun bir seçim değil de, zorunluluk ya da çıkar vb. olabileceğinden sözedeceğiz belki

-bir karar vermek için (ya da karardan ve seçimden sözetmek için) bile iradenini bir tür belirsizlikten arınması, durumu bilmesi, anlaması kavraması ya da _özgür olması_ gerekir.
--

erdem felan bu soruya bu haliyle uyarlanamaz-belirsizlik çok

---------- Mesajlar Birleştirildi at 08:19 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 08:09 ----------

"bu sorunun inanın şundan bir farkı yok . Dağda bir domuzla karşılaştınız sağa mı kaçardınız-sola mı kaçardınız? burdan bi şey belirleme şansınız yok inanın. bu soru sorunlu""

sağa da kaçılabilir solda kaçılabilir ama yön çelişkili ve başka eylemlerde /sonsuz değişken (belirlilik ve belirsizlik te) var -olmalı

sorunun cevabı ise;
sağda olası sol da olası
ve sağa gitmişsem sağdan giderim-sağa gitmişimdir
sola gitmişsem soldan giderim-sola gitmişimdir olur

bu soruya -irade- -belirsizliği- ancak en fazla bu kadar uygulanabilirdi
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Ben sorunun başında böyle bir durumun olamayacağını sadece bu meseleyi irdelemek istediğimi belirttim, dini inancınıza göre tabiki de bu senaryo yanlış, inancınıza göre Tanrı karar verecek.

Parapisikolojide herşeyin cevabı varsa biraz öteki alemden anlatın da aydınlanalım:)

Parapsikoloji hakkında çok yazmamayı tercih ediyorum çünkü burası Felsefe sitesi diye sinir krizi geçiren üyelerimiz oluyor. Sorunuzla ilgili olarak cevap verecek olursam; cennet denilen bölüm de bir aşama ve bu dünyaki eylemler sonucu o aşamaya geçiliyor ve sonrası da var cennetle bitmiyor. Bu aşamaya geçişi Allah değil dünyada sahip olduğunuz koşullara göre, en iyisini yapmaya çalışmakla bizzat siz belirliyorsunuz. Her yaşam ayrı bir şans tek bir şansınız yok fakat bu yaşam şu an boşa geçerse sonrası daha ağır planlar devreye girecek ve hiç içinden çıkılmaz bir hal alacak. Hep korktuğunuz ateş var ya bu korkuyu yenmeden öte tarafa geçerseniz, ateş karşınıza çıkacak ve ateşler içinde yandığınız hissine kapılıp gerçekten yanıyormuş gibi hissedeceksiniz oysa ortada bir ateş yok, ne düşünüyorsanız o karşınıza gelecek çünkü öte alemin yapısı bu şekilde ve görevli varlıklar size yardım edene kadar o ateş sönmeyecektir. Bu durumda yine kendiniz ettiniz kendiniz buldunuz, bilmem anlatabildim mi? Düşünce kontrolü ve nefs terbiyesi öte aleme hazırlıktır. Beyin ön bölgeniz size öyle büyük bir oyun oynuyor ki şu an zevk ve haz odaklı hayalleriniz beyninizin yarattığı bir illüzyon sadece cennette bu tür hisler yoktur. Dünyasal tasvirler ile anlatılmak istenenler aslında ne düşünürsen karşınıza geleceğidir.

Soruyu dünyasal koşullarda sormak gerekiyordu; mesela yanan bir araba her an patlamak üzereyken içindekileri kurtarır mıydınız yoksa ölmemek için uzak mı dururdunuz v.s. olabilirdi...
 

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
Soruyu dünyasal koşullarda sormak gerekiyordu; mesela yanan bir araba her an patlamak üzereyken içindekileri kurtarır mıydınız yoksa ölmemek için uzak mı dururdunuz v.s. olabilirdi...

Ancak burada bir farklılık var.Zira cennet ve cehennemin kişiler arası seçimi belirttiğin gibi belli birikimler sonucu kazanılmış/kaybedilmiş hadiseler.Verdiğin örnek hatta daha basit anlamda elindeki elma şekerini kendin mi yersin yanındakine mi verirsin tarzı fenomenler anlık duyguların etkisinde karar verilenlerdir.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Yanmak üzere olan arabadan birini kurtaramazdınız true blue çünkü yanmaktan çok korkuyorsunuz. Ben ise denerdim çünkü yanmaktan korkmuyorum peki araba patlar mıydı? Hiç sanmıyorum korku yoksa felaket de yoktur. Kısacası korkularımızdan arınmadan ne bu dünyada ne de öte tarafta huzur yoktur. Neyden korkuyorsanız karşınıza gelecektir.

---------- Mesajlar Birleştirildi at 12:25 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 12:19 ----------

Ancak burada bir farklılık var.Zira cennet ve cehennemin kişiler arası seçimi belirttiğin gibi belli birikimler sonucu kazanılmış/kaybedilmiş hadiseler.Verdiğin örnek hatta daha basit anlamda elindeki elma şekerini kendin mi yersin yanındakine mi verirsin tarzı fenomenler anlık duyguların etkisinde karar verilenlerdir.

True blue ya özel bir ornekti o aslında. Tam şuur açıklığı cennet öncesi mümkün değildir, öldüm ve öte taraftayim yani araftayım şimdi böyle saçma bir durum yaşamam ancak kendi yarattığım bir mizansen olur, sebebi ise ne düşünürsem gercekleseceğidir.

Ben kimim ki başkasının ne olacağına karar vereyim, öte taraftayım farkında mısınız? Ayrıca orada ben de yok başkası da o da ayrı bir sorun aslında bu dünyada da yok fakat beyin bize hepimizi farklı gösteriyor.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
"Karalama karalaması"

iyilik-fazilet ya da erdem gibi kavramlarınız sınırlı,eğreti ve kusura bakmayın ama başlı başına yanlış değerlendirimler, yanlış öğrenimler ve sınırlı-koşullu bilgi kurgularından oluşuyor
bunlarla uğraşmalıyız öncelikle

gerçek fedakarlık? bilmiyoruz-iyilik nedir?
gerçek cehennemdedir o halde cehennemi seçmeliydim

ben ikisini bi arada seçmezsem ve göremezsem bilemezsem ve öğrenemezsem patlardım
ben cehennemi öğrenmezsem ölürdüm ve cennette de yaşayamazdım..

---
cehennem seçimi;
bir vazgeçme ve feda (iyilik sınırı) kendini ateşe atış. kendini başkaları için adayış ve vazgeçme
bir çıkar seçimine mi dayanıyor?
sizin için mutlak iyiliği ya da iyiliğin sınırını temsil ediyor sanırım..

(İyiliğe bir sınır aramak/kavramı sınırlamak ve kavramı yanlış görmek, kavramı yanlış ele almak ve değerlendirmek olalibilir mi?
iyiliği sınırlamak, iyiliğin tavanları gibi düşünce yanlışlarını ele alalım)

en iyi tanrının gözdesidir mi? değil mi? beğenilme, onay görme ya da seçkinlik durumu ve iyi yer- ikilemleri dayatısı altında sonuç türetme -bunlar özgürlük değil öncelikle

o cehennem seçiminde kesinlikle;
-kendinizi bu seçimde kurban haline getirirsiniz. iyi değil, mutlak doğru değil,
---

ne tür bir bilgiye ve eyleme dayanıyor bu seçiş?

o/bu vazgeçme ve feragat ve bilinçli değil ise bir işe yaramaz.
daha büyük bir amaca çıkara hizmet etmiyorsa-
-bu ikisinden biri

bu feda eylemi ne tür bir sonuç umuyordur?

---
-iyi kökeni karmaşık bir köken-
son tahlilde, (iyi olmakta ki ve iyiyi seçmekteki amaç dinamik yönelim nedir?) kendine yardım etmek mi? kurtuluş mu?
bilgi mücadelesi mi? zorlu hayat koşullarında hayat yükünden sıyrılmak ,İyi ol kurtul aşılanması mı?
kurtarılmak mı?
birilerinin -de- sizin için ateşe atlaması ve fedalara girişmesi ikilemi mi taşıyor ve bu anlama mı geliyor?

-"çok fazla çelişkili düşünce ve öğrenme kalıpları"-

---

iyilik ne sonsuz fedadır ne fedakarlık, iyilik ancak dengede bulunabilir-
iyi bir ölçüt ama nasıl bir ölçüt ve neyin ölçütü? kişinin ölçütü mü? durumun ölçütü mü?
kişiler iyi olarak sınıflanabilir mi başlangıçta, bunu düşündünüz mü? bu eğreti bir sıralama değil mi?

--
burda tekdüze ve yanlış ele alınmış bir kavram ve kavramayla/kavramsalla uğraşmışsınız anladığımız
yanlış bir yaklaşım bu.
kavramları ele alış biçiminiz belki yanlış ve zıtlıkların pradigmasını öğreniyoruz,
başlamışsınız ilerleyin

-
iyi olanın bir tanımını getirelim önce: kötüye göre "a" -karşıt
kötü olmayan ; kötü olarak nitelenmeyen ve kendi içinde iyi olarak nitelenebilen
kötü subjektif

ki o eylem; (cennet cehennemi seçiş) iyi ve kötü olarak sınıflanamazdı yine de
-

kendini sizin için cehennem atan bir iyi midir ? soru a
orda ne oldu -soru b
orda ne olduğunu biliyor musunuz?
kişi size ne iyilik yaptı?_
kişi sizin için duyuyor ne yaptı?
sizi mi kurtarır ama ne oluyor ? iyi kim? sonuç ne?

--
iyi şöyle belirlenebilir
armut yemek iyidir
iyiyse iyidir
başka bir örnekte
her gün otobüsle -işe- gitmek iyidir çünkü araç çok yakar ancak yürümekte bacakları açar ve yolumu hesaplarım-iyiyse yürürüm karar veririm

burdaki ( örnekteki) iyi, sınırlı bir iyi

---

-iyi yerine yararlı koyalım;
iyi ölçer/iyi ölçüt nedir? nedir iyinin ölçütü? ölçün- matematik ile

cehenneme atlayan; hangi ölçütte size ay da başka şeye ne yarar sağladı ?
o soruya bu haliyle iyi -kötü uyarlanamaz ve indirgenemez

mutlak iyi ve kötü olanlar kötümsüzlüğüne ve çözümsüzlüğüne bir son verelim...
aklımız karıştırılıyor. bunlar yanlış öğrenmeler ve temsiller değilse şimdilik sınırlı bilmecelerdir

--
-siz iyinin ne olduğunun cevabını arıyorsunuz , mutlak iyi olmaya mı?
ya da en iyi ,en son fedakarlık gibi bir nokta ancak bunu bulamayabilirsiniz
belki başka bir şeyle karşılaşırsınız orda-oracıkta

----
cehennemi seçip umulmadık ya da olasılmadıkla karşılaşanlar var-olabilir
---

arıyorsunuz gibi ancak bir çıkar ya da kazanma ya da ikilemsizlik için basit çıkar ve yol kaçışı gibi bu

iyi olayım kurtulayım mı? basit yoldan yapayım -en iyi nasıl olunuyor söyleyin bana

bize iyi olacağımız, iyi olmamız öğütlendi ancak belki de, bir şey olmaya, o olmaya bu olmaya çalışmamalı...

ve en iyi hal uğruna kalmışsınız gibi.. bunu bulamayabiliriz biz

iyi olacağımızın öğütlenmesi bir sınırlama olabilir evet ve hala bu sınırlama ile boğuşuyor olabiliriz....

-bize gitmeniz gereken bir yol olarak iyi gösterilmiş
ve oraya, iyi diye bir yere gidekalmışız biz ancak ora nerde?
ora var mı?

-iyi bir insan olmaya çalışma diye bir şey yok çünkü

/iyi olursam kimse yargılayamaz-
/iyi olursam suçluluktan kurtulurum -iyilik pişmanlık, yanılgı ve hata payı içermez, gerektirmez çünkü hata yoktur
- hatasızlık arayışı iyidir çünkü?
-siz yargılanmışsınız- sonuç b,
-siz suçlanmışsınız sonuç a ve b,
-siz sınırlanmışsınız ---
özgür eylemleriniz yargılanmış ve biçimlenmişsiniz...

---
otoriteye maruz kalma-
yanlış/yanlış görülen eylemin suçlanması-cezalanması sömürüsüne maruz bırakılma sonucu -ikilemleri-
yargılanma ikilemi
--

ne kadar iyilik yapılabilir?

iyiliği sınırlayamazsınız iyilik bir kavramdır ve kavramı yanlış ele alıyorsunuz ve tutuyorsunuz -belki de?

-doğrusal kavramlar sınırlamalardır.. Kavramları doğrusal ele alış, düşünüş sınırlayıştır...
şimdi elinde bir daire var onu bölmeye çalışıyorsun

(-baloncuklar ve yağmurlar bölünemezler. istediklerine, bolunemezler)

iyi ve kötü kuzey ve güney kutbu gibidir -iki yönde giderseniz ve aynı gerçeğe varacaksınız
karalar ve sular aynıdır
iyi ve kötü diye bi şey yok

--
-iyi ve kötü neyin ölçütü olabilir.
kişinin iyi olması gibi bir saptama şimdi bataklığa dönüşmüş bunu görmüyor musun?
diğerlerinden hoş algılar-yargılar almak için beğenirlik/beğenilirlik -ilgi çıtası olan bir kurum-durum bu iyi
(insan için aslında)
hoş ilgi ve iltifat almakın son durağı mı?
ve sevimli olmaya çalışmak gibi bir şey bu
ancak cehennemde bulamazsın

---
bir salt mutlak (iyi) eylem arayışına son vermek ve diğerlerine ve topluma yaranmayı, yaranmaya çalışmayı da bırakmak ve düşünmek iyi bir iyi olabilirdi...

iyi ve kötü yanılgılı ve sapmalı bir anlayış ve kavrama...olabilirdi...

--
iyilik kavramını ele aldığınızda bir top gibi onunla neler yapabildiğinize bakarsınız
-onun ne kadar zıpladığına
ve -sonsuz- oyun türetmek bize kalmıştır
-
iyi futbolcu kötü futbolcu kimdir?
--
en sevdiğin midir? -evrensel ölçütler var mı?
--

kavramları ele alış biçiminiz tümüyle yanlışsa?
ve sınırlıysa

gerçek sınırlı değil
ne yazık ki

yargılayıcı ve seçici yok---

"doğanın seleksiyorunu ya da tanrının seleksiyonu ve toplumun yargısı ve seleksiyonu bize bunu dayatıyor-bu ikilemleri"

belki de kendi ilerleyiciliğimiz
öğrenme, ilerleme ve kendini aştırma baskısı altında gelişen istekler-çekimler, hazlar, bunlar
değişim istenci

---
-mutlak iyilik diye bir şeyden sözetmek ya da mutlakın ikilemi bunu görmüyor musunuz?

-

Önce sorunun anlattığı şeyler ile çalışılmalı
soruyla değil de
ordaki arayışınız/anlayışınız yanlıştır ve bulgunuzda yanlış olacaktır-

---


burada sizin ikili dayattığınız şey/seçim gerçeğe uymuyor başta ve gerçeğe uyarlanamaz
sorunuz belirlenemiyor
siz iyi diye bir şeye takıntılısınız-orda bir iyi/iyilik belirlenemez..
iyi olmaya mutlak iyi olmaya mı çabalıyorsunuz
neden? önce bunu cevaplayın ve ilerleyelim ve kendimize dürüst olalım...

niye niçin
tanrının gözüne girmek mi? toplumsal sorunlar mı? yaşamsal sorunlar mı? takıntılar mı?
yargılayıcı baba mı?
zorlu ebeveyn mi? öğrenememe mi? zor hayat -mutlu olamama çatışkıları
kusursuzlaşma çünkü hatalar can yakar ve yargılar.kırılırsın...
yargılar kırıcıdır...

kendi durumunuzu kabul edin öncelikle
bizler suçlular değiliz ve yargılanmayacağız..

--

erdem mi bunlar
size ne kazandıracak bunlar sizi sınırlıyor ve iyi kötüye sınırlanmış bir eylem seçme yok

"eylemi iyi kötü diye sınıflamak,derecelendirmek ya da elemek ve sıralamak ki, sınırlamakta ama, bu sadece ve sadece bir sınıflama ve yapay anlıyor musunuz"

-siz bir derdi sıkıntıyı ya da mutlak yargılanma ikilemini aşmaya mı çalışıyorsunuz
iyi eylemi aramak nedir? suçluluktan döngüsünden çıkış,kaçış yitiş istemi
ve bu zaman alacaktır..

-
cennete ya da cehenneme gönderilerek (acı suçluluk ikilemleri ya da diğeri ile de) bu yargılardan kurtulamayacaksınız
özgürleşeceksiniz ve özgürleşiyoruz da
bunu anlıyorsunuz şimdi
---

uyum, denge ve düzenli çalışma ve sistem , birliktelik- toplumsal erekler vb.gibi kavramlar iyilik yerine konabilecek, önerilebilecek, daha geniş ve tutarlı kavramlar ve tanımlamalar olabilirdi..

yani mutlu olmaya çalışmak -a
iyi ve güzel omaya çalışmak- b
bi şeye çalışmak -x
hiç bi şeye çalışmamak -z

---
"insan kendini (bir amaçlar ve yapmalar bütünü olarak) bir amaca ve edime ve olma durumuna bağlılık ve bağımlılık koşullamasından arındırarak; başka amaçlar-değerler ve idealize edilmişler üzerinden de girdileyebilir-yaşatabilir ve tanımlayabilir"

özgürleşme bi maratondur kimse kolay olacağını bekleme-z-di
ilk metrelerden pesedenler iyi olur.. yatmak iyidir...
ve yaratarakta/yatarakta yaşanabilir -bu özgürdür...

-siz koşullanmışsınız
kurtulun ve bir son verin buna

öğrenmek süren bi yolculuk ve bireyselleşme, paslaşma/paşalaşma gibi ikilemler çözülmelidir..

---
Ön Karalamalardan biri-
---
Hayır şoru daha çok şunun gibi anayasa referandumunda evet ya da hayır demeniz isteniyor
evet diyen erdemli midir? ve sonsuza kadar cehennemde yanacak mıdır?
sorunun bağlamı yaklaşık olarak budur

ve erdeme ilişkin böyle bir ölçüt yok-kurulamazdı
tekdüze-tekboyutlu ve sınırlı-sınırlanmış soru-n..

---
Sizin bir varoluşu ya da varolanın seçimini böylesi bir ikili düzene,düzeneğe indirgemeniz onu gerçekte sınırlamaz.

olguyu ve soruyu bu soruya sokmanız sınırlamanız ?
hapsetmiş olabilirsiniz ancak varoluş bize bunu-bu koşulları ve ikili seçimleri,zorunlulukları (zorunluluk olarak) dayatıyor mu?
mutlak pişmanlıklar evreni mi bu?

Sorunun sınırlama mantığı yanlış. Sonsuz sınırlı bir seçimi seçiyorsunuz ve bu kaderinizi (mutlak) tayin ediyor-bunu anlatıyor -bu olası değil başlangıçta
bununla boğuşmalısınız-

-Tek bir seçimle kaderiniz belirlenmez
ve tek bir seçimle kaderiniz değişmeyecek hata yapmaktan korkmayın


sorunun düzeneğiyle-düzeniyle uğraşmaktan içine giremiyoruz. Olgu olarak soru yapısıyla ve düşünce biçiminizle bağlam kurmak zorunda kalıyoruz-Bir Cevap üretemiyoruz

Öncelikle bu soru, neden nasıl neye karşı geliştirdiğiniz ve burada aslında ne beklediğinizi ve aradığığızı açıklamalısınız?
Erdemliliğin ölçütü nedir? nasıl bir yargıya varacaksınız ve nasıl bir yargı türetebileceksiniz

teraziyle boy ölçmek ?
-sorunun kendi baştan çelişik/bozuk

ve nereye varmak istiyorsunuz
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bu soru ne kadar saçma olursa olsun şu açıdan iyi bir soruydu; Naturalist @epoche bu soruya dünya koşulları ile cevap vermeye çalıştı ve ruhun varlığını inkar etmesine rağmen baktı ki ruh olmalı yoksa bu sorular yanıtsız kalıyor.

Hangi zihin sorumu cevapsız bıraktı çünkü dünya görüşü ile uyuşmadığının geç de olsa farkına vardı.

Bu soru için true blue ya yine de teşekkür ederim.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
"İyi ve kötü kavramları-mız ,bunlar, son tahlil de ilgi görme, saygı görme kazanma/ beğenme-beğenilme, takdir ve onay bekleme-görme, değer ve saygı görme kazanmaya ilişkin değerlendirmelere ve köklere bağlanabilecektir."

"Mutlak iyi-yi arayışta, suçlanmışlık ve yargılardan arınma/kurtulmuşluk gibi kökler ve incelemeler bulunabilir"

...
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Parapsikoloji hakkında çok yazmamayı tercih ediyorum çünkü burası Felsefe sitesi diye sinir krizi geçiren üyelerimiz oluyor. Sorunuzla ilgili olarak cevap verecek olursam; cennet denilen bölüm de bir aşama ve bu dünyaki eylemler sonucu o aşamaya geçiliyor ve sonrası da var cennetle bitmiyor. Bu aşamaya geçişi Allah değil dünyada sahip olduğunuz koşullara göre, en iyisini yapmaya çalışmakla bizzat siz belirliyorsunuz. Her yaşam ayrı bir şans tek bir şansınız yok fakat bu yaşam şu an boşa geçerse sonrası daha ağır planlar devreye girecek ve hiç içinden çıkılmaz bir hal alacak. Hep korktuğunuz ateş var ya bu korkuyu yenmeden öte tarafa geçerseniz, ateş karşınıza çıkacak ve ateşler içinde yandığınız hissine kapılıp gerçekten yanıyormuş gibi hissedeceksiniz oysa ortada bir ateş yok, ne düşünüyorsanız o karşınıza gelecek çünkü öte alemin yapısı bu şekilde ve görevli varlıklar size yardım edene kadar o ateş sönmeyecektir. Bu durumda yine kendiniz ettiniz kendiniz buldunuz, bilmem anlatabildim mi? Düşünce kontrolü ve nefs terbiyesi öte aleme hazırlıktır. Beyin ön bölgeniz size öyle büyük bir oyun oynuyor ki şu an zevk ve haz odaklı hayalleriniz beyninizin yarattığı bir illüzyon sadece cennette bu tür hisler yoktur. Dünyasal tasvirler ile anlatılmak istenenler aslında ne düşünürsen karşınıza geleceğidir.

Soruyu dünyasal koşullarda sormak gerekiyordu; mesela yanan bir araba her an patlamak üzereyken içindekileri kurtarır mıydınız yoksa ölmemek için uzak mı dururdunuz v.s. olabilirdi...

Yapmayın, bu bilgileri parapsikolojiden alıyorsanız bu bilgiler islam ile çelişiyor, islam'da başarılı olamayanı tekrar tekrar imtihan etme ya da olgunlaştırmaya çalıştırma diye bir şey ilk defa sizden duyuyorum.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Yapmayın, bu bilgileri parapsikolojiden alıyorsanız bu bilgiler islam ile çelişiyor, islam'da başarılı olamayanı tekrar tekrar imtihan etme ya da olgunlaştırmaya çalıştırma diye bir şey ilk defa sizden duyuyorum.

Hangi bilgiler çelişiyor? İlk defa duymanıza hiç şaşırmadım çünkü hayat ağacı ifadeniz ne kuran ne de tasavvuf bilmediğinizi gösteriyor.Neden mi? Ali İmran 18. Ayeti bir okuyun lütfen öyle konuşalım.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst