IŞİD'in dergisinde Türkiye ve Erdoğan'a sert sözler

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Gündem (Dünya\/Türkiye) kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan IŞİD'in dergisinde Türkiye ve Erdoğan'a sert sözler başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 939 kez görüntülenmiş, 7 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Gündem (Dünya\/Türkiye)
Konu Başlığı IŞİD'in dergisinde Türkiye ve Erdoğan'a sert sözler
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
IŞİD'in Türkçe dergisi Konstantiniyye'nin ikinci sayısı internet üzerinden yayımlandı.

Dergide Suruç saldırısıyla ilgili herhangi bir açıklama veya yorum yer almadı.

BBC Türkçe'nin haberine göre, ilk sayısında Türkiye'ye yönelik açıktan bir eleştiri veya tehdit yer almayan derginin ikinci sayısında ise Türk hükümeti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sert ifadelere yer verildi.

150721150255_isis_624x351_n_nocredit.jpg


'TÜRKİYE DEVLETİ İSLAM DEVLETİNİ KARŞISINA ALMAK İSTİYOR'

Derginin önsözünde şu ifade yer aldı:

"(…) Son dönemde garip tavırlar sergileyerek İslam devletini karşısına almak isteyen Türkiye devletinin PKK'ya verdiği destek ve tavizlerle bölünmeye doğru yol aldığını da izah etmeye çalıştık."

Dergide Türkiye'den "Tağuti rejim" olarak bahsediliyor.

"Erdoğan'ın Kürt 'devleti" başlıklı yazıda "Erdoğan'ın bilerek veya bilmeyerek, direkt veya dolaylı olarak her gün bu ateist örgütü besleyip büyüttüğü" ifadesine yer veriliyor.

'ERDOĞAN PKK'YI DESTEKLİYOR'

Yazıda şu ifadeler yer alıyor:

"Erdoğan beslemesi bu ateist çete sürekli olarak Tağut Erdoğan hükümetini, İslam devletine destek verdiğini iddia edip aslında kendilerine destek istemektedirler.

Tağut AKP hükümetinin İslam devletine hiçbir şekilde yardım etmediklerini de çok iyi bilmektedirler.

"Şuan Suriye ve Irakta ABD'nin uçaklarının arkasında savaşan Erdoğan beslemesi bu ateist örgütün, aynı tabloyla Türkiye'de savaşması çok da uzak değildir. ABD'nin büyük oranda gözünden düşürdüğü AKP hükümetine karşılık daha sadık uşaklarına, başka şanslar tanıyabilir ve Türkiye dâhil olmak üzere bunlara büyük toprak parçalarını teslim etmek için onlara öncülük edebilir."

150721145920_isis_624x351_n_nocredit.jpg


PKK VE HDP İÇİN SERT VE TEHDİTKAR İFADELER

Dergide hem bu yazıda hem de "İslam Devleti Kürtlerle neden savaşmaktadır" yazısında PKK ve HDP'ye yönelik de sert ve tehditkar ifadeler yer aldı.

Dergide PKK'dan 'ateist çete', HDP'den ise 'Mürted PKK'lıların Türkiye'deki partisi' olarak bahsediliyor.

Bu ikinci yazıda IŞİD'in Kürtlerle savaşının ırk temelli olmadığı, IŞİD bünyesinde birçok Kürt'ün yer aldığı belirtildi.

Suudi Arabistan da dergide sert ifadelerle eleştirilen ülkeler arasında yer aldı.

 

asil

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
522
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Aaaayyyy çooook komik.
 

X

FAdmin
Onursal Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
693
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Öküz öldümü? Haberimiz olmadı..
 

asil

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
522
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bir düşünün,bir mukayese edin ya,çok ezbercisiniz çok,herşeye dumtrak bakıyorsunuz.

Ya anlamıyorsunuz,ya kasıtlı yapıyorsunuz.

Vebaliniz çok büyük!
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Evrensel'in deyimi ile; bu karanlık çağdan kalma, çağdışı örgüt kendi şeytani yönünü farketmeyecek kadar kör değil fakat şeytana hizmet ettiğini maskelemek için ve iğrençliklerini meşrulaştırmak için her yolu deneyecektir, bu tuzaklara çok dikkat etmek gerekiyor. Tağut bizzat IŞİD'in kendini ifade etmektedir.
 
Son düzenleme:

asil

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
522
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Türkiye'nin içinde bulunduğu Ortadoğu haritası şekillendiriliyor. İçinde bir sürü parametrenin olduğu denklem içinde Türkiye ise korumasız!
Bugün bölgede olup bitenleri, ‘Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi’ (GOP) veya ‘Büyük Ortadoğu Projesi üzerinden değerlendirmek lazım.
Bu plan dâhilinde bir taraftan İslâm dünyası etnisite ve mezhep açısından islamin mezheplere bölünmesi, müslümanların suçudur.
İslâm’ın dönüştürülmesi, dünyevileştirilmesi ve sünni anlayışı terörle birlikte gösterip Şii anlayışın önünü açmak yatmaktadır
Bugün IŞİD'i besleyen anlayış Selefi-Vahhabi anlayışı. Bu anlayış bünyesinde radikalizmi beslemektedir.Tabi ki bu akımların kendi içinde,
Samimi Müslümanları barındırsa da kontrol edilemeyen büyük bir kısım maalesef Işİd ‘in eline düşmüş durumda.
Gülen hareketi her ne kadar ülkede dövülse de özellikle dünyaya gösterdiği makuliyet anlayışı ve sünni anlayışın pozitif yorumu ..
Radikal Müslümanların ve Şia'nın tek alternatifi durumunda.RTE ise böyle bir imkanı ya kendi hesabına yada taşeronları hesabına heba ediyor
Selefiliği dirilten, Suudi Arabistan’da yaygın olan ve bugün Vahhabîlik olarak bilinen akımın kurucusu Muhammed b. Abdülvahhab!
Vahhabilik’le Arabistan’da kök salan hareket, İslamcılar’ın mühim simalarından Muhammed Abduh ve Reşid Rıza önderliğinde Mısır’a geçiyor
Mısır’da Arabistan Selefiliği değişime uğruyor.Özellikle İhvan Hareketi ile Pakistan’daki Mevdûdî’nin katkıları İslam âleminin,
Fikri altyapısında Yeni Selefilik kaynaklı değişimler oluşturdu.Mısır İhvanı’nın kurucusu Hasan el Benna da Selefi akıma yön verenlerden
Asırlarca siyasete karşı olan Selefilik akımı İsrail-Mısır-Filistin eksenindeki sorunlardan oldukça etkilenerek ilk defa siyasete bulaştı
Aynı dönemde Selefiliğin Pakistan coğrafyasındaki kalesi konumunda olan ve Mevdudi öğretisini takip eden Cemaat-ı İslamî yapılanması da,
Benzer dış kaynaklı müdahalelere tepki olarak siyasileşti. Ancak Suriye-Mali ekseninde ortaya çıkan ve kendilerini ‘Selefi’ diye,
Vahşet eylemcileri, ilk dönem Selefilik ve İhvan çerçevesinde güçlenen Yeni Selefi akımlarla örtüşmüyor.
Savaşta her yolu mubah gören IŞİD , Yeni Selefi akımlardan beslense bile, daha çok Neo-Harici tanımlamasına uyuyor
Peki bu terör örgütünü kim besliyor kim destekliyor?
El Kaide nasıl global aktörlerin terör adı altında İslam coğrafyasına müdahil olmasına gerekçe olduysa,bugün aynı işlevi IŞİD görüyor
El-Kaide için zaten bağımsız yorumcular “NATO’nun gizli terörist ordusu” tanımlaması yapar. IŞİD de onun bir türevi.
Sünnî İslâm, El-Kaide ve IŞİD gibi örgütlerce dünyaya ne kadar kötü gösterilebilecekse o kadar kötü gösteriliyor

IŞID benzeri örgütler operasyonel örgütlerdir ve büyük güçler bu örgütleri dış politika enstrümanı olarak kullanır.
El Kaide, El Nusra, IŞID, Boko Haram gibi örgütler son dönemde “düşmanını kendin üret ve kendine göre kullan” stratejisinin gereği.

YORUMSUZ! 6 milyon doları alıp kaçan IŞİD'liden mesaj: Ne İslam Devleti, ne hilafeti? Ey aptal oğulları!
İslam coğrafyalarında İslam’a mal edilen El Kaide türevi bir sürü Örgüt hortluyor; kısa sürede geniş bir alanda hâkimiyet kuruyor.
Sonra vahşice cinayetler işliyor ve bir anda bütün dünyanın, haber servislerinin gözü bu örgüte dikiliyor.
Örgütün cinayetleri, vahşi yüzü dünyayı ve özellikle batı kamuoyunu operasyona ikna etmek için sürekli medyadan pompalanıyor.
İnsanlar dehşete düşürülüyor. Böylesi “bir canavarın bitirilmesi” gerektiği noktasında oluşturulan duyarlılık, ihtiyaç,algı tavan yapıyor
Özellikle IŞİD'in yayınladığı filmler bu algıyı pekiştiriyor. Asimetrik savaş sanatı zarar vermekten çok mesaj verme niteliğindedir
Terörizm tiyatrodur ve tiyatro her zaman seyirci için oynanır. IŞİD’in mesajını ulaştırmak istediği kitle ise sadece ABD veya Batı değil
Maalesef doğudan batıya birçok ülkede bu kanlı örgüte sempati duyan ve örgütün saflarına katılan Müslümanlar da var.
Örgüt şöhreti yayınladığı idam filmleriyle yakaladı. IŞİD’in katliam videoları internette en çok tıklananlar arasında.
Milyonlarca seyirciye ulaşmak bir kriterse, IŞİD terör tiyatrosunun başarılı olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Katliam filmleri ise bir senaryoya bağlı ve çekimler oldukça profesyonel.
Filmler çoklukla birden fazla kamera açısıyla çekilmiş.Jimmy-jib gibi hareketli ekipmanlar bile kullanılmış
21.yy medya ve algı yüzyılı. Medya bazen bütün dünyayı uyutmak ve bir konuya ikna etmek için çok etkili illüzyon aracı olarak kullanılıyor
IŞID meselesinde de ortama pompalanan vahşet tablosunun ötesinde başka hedeflerin ve planların olduğu pek az kimse tarafında görülebiliyor
11 Eylül sonrası benzer tablo vardı.Afganistan’ın ve Irak’ın işgali öncesi dünya,ama batı kamuoyu,bu örgütlerin ne kadar “vahşi”,“cahil”,“Vandal” olduğuna vurgu yapıyor ve yapılacak operasyonlara ve işgallere önce kendi kamuoylarını, sonra da dünyayı hazırlıyorlardı.
Benzer algı yönetim sürecini IŞID meselesinde de görüyoruz. Dün El Kaide Ortadoğu’da bazı coğrafyaların,ülkelerin işgaline gerekçe yapılmıştı
Bugün IŞID istikrarsızlaştırılan Ortadoğu’da yeni haritaların çizilmesinde “araç” olarak kullanılıyor.Yani IŞİD cetvel gibi kullanılıyor
Batı 100 yıl sonra Ortadoğu’da çizdiği haritalarını revize ediyor; yeniden çiziyor ve bunu “üretim” bir örgüt olan IŞID üzerinden yapıyor
IŞID gerekçesiyle yapılan tasarım nedeniyle söylemlerin aksine kazanan İran,İsrail, Esed, PKK ve “müstakbel büyük Kürdistan” oluyor.
Kaybeden ise en başta Türkiye, Sünni Araplar ve esamisi bile okunmayan bölge Türkmenleri oluyor.
Coğrafyamız yeniden parselleniyor ve denklemde Türkiye yok!
Türkiye’nin Suriye sınırında iki seçenek var. Türkiye komşu olarak ya IŞİD’e evet diyecek veya PKK ile komşu olacak!
IŞID krizi Ortadoğu’da İran’ın bölgeye müdahalelerini artırmış ve PKK terörünü besleyen, güçlendiren bir konum almıştır.
Türkiye dışta ateş çemberiyle çevrildiği, Ortadoğu’da yalnızlaştığı gibi PKK ve IŞID arasında, iki terör örgütü arasında sıkışıp kalmıştır
IŞİD VE IŞİD’ la mücadele adı altında Ortadoğu yeniden yapılandırılıyor. Bu denklemden neredeyse bölgenin tek etkin aktörü İran kaldı
Günün sonunda bölünmüş bölgede bir Irak ve Suriye ve PKK’ya ihale edilmiş bir büyük Kürdistan’ın ortaya çıkacağı anlaşılıyor.
Peki IŞİD kime ne kazandırdı?
ESED rejimi dünya gündeminden, tehdit algısından düştü.
Hatta dünya IŞID gibi yapılar karşısında Esed rejimin’in ayakta kalması gerektiğine ikna edildi.
Esed karşısında meşru, toplumsal tabana dayalı olarak mücadele eden muhalif Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) IŞID eliyle bitirildi .
IŞID ve kanlı eylemleri (kelle kesme, toplu infazlar vs) ve bunların dünya kamuoyuna servis edilmesi sayesinde 11 Eylülle başlayan ,
57) İslam’ın karalanması ve Müslümanların “kanlı katil” gösterilmesine yönelik algı operasyonuna yeni malzemeler üretildi.
IŞID sayesinde İran askerleri ve devrim muhafızları ordusu Irak ve Suriye’ye girme hakkı elde etti.
Bugün İran resmen Suriye ve Irak’ta var ve savaşıyor; ama dünyanın, bölge ülkelerinin hiç gündeminde değil.
Zira IŞID olacağına İran olsun anlayışı hâkim. Buna ölümü gösterip sıtmaya razı etme taktikleri diyebilirsiniz.
IŞID eliyle dünyadaki bütün Müslümanlar zora sokuluyor. İslam düşmanı ve kendi ülkesinde Müslümanlara zarar vermek isteyen her devlet,
Medyaya yansıyanlar ve IŞID’ın korkunç yüzü gerekçe gösterilerek Müslümanlara zulmetme, onları dışlama imkânı elde ediyor.
Kendi kamuoyları ve dünya IŞID zulümlerini görünce bu operasyonlara, zulümlere sesiz kalmayı tercih ediyor.
IŞID ve eylemleri İsrail’e Ortadoğu üzerinden operasyonel imkânlar veriyor.
İsrail dünyaya karşı kendi zulümlerini ve işgallerini meşrulaştırmaya çalışıyor.
Hem batılı devletler hem de batı kamuoyu öne çıkarılan “İslamcı terör” algısı karşısında İsrail’e destek vermeye zorlanıyor.
IŞID eliyle yıllardır haritaları çıkan ve bahsedilen Irak’ın üçe bölünmesini realize etti.
Artık güneyde İran güdümünde Şii bir Arap devleti, ortada dışa kapalı kör bir Sünni Arap devleti,
Kuzeyde ise genişletilmiş büyük Kürdistan’a doğru yol alan bir bağımsız Kürdistan fiilen oluştu.
Bunu sözde batı yapmadı, IŞID yaptı! Keza Suriye de IŞID eliyle üçe bölünmüş oldu.
Bu bölünmeler arasında en büyük kaybı sınırlar arasında eriyen ve ezilen sünni Türkmenler yaşadı.
BOP çerçevesinde bölgedeki Sünni etkinin kırılması ve bölge ülkelerinin ve halklarını İran etkisine açılması ana hedeflerden birisidir
IŞID sayesinde hem bölgedeki Müslümanlar nezdinde hem de dünyada Sünniliğin “kötü”, “kan dökücü”, “terörist”, Şiiliğin ve İran etkisinin ise daha makul olduğu mesajı verilmiştir
IŞID gibi yapılar eliyle Türkiye hem Ortadoğu gündeminden uzak tutulmakta IŞID’a silah-mühimmat vererek (verdirilerek?),
Dünyada teröre destek veren ülke konumuna sokulmaktadır.
Devlet içinde konuşlanmış İran’i ekip bu işleri örgütleyerek hem İran’a diplomatik üstünlük sağlamakta, hem de Türkiye’yi zora sokmaktadr
IŞİD aynı zamanda BOP nin uygulanması için çok kullanışlı bir manivela. Peki BOP da ne hedeflenmişti?
BOP denilen 1970’lerin başında çizilen projenin birkaç temel hedefi vardır
İsrail’in güvenliğini sağlamak için Ortadoğu’nun atomize edilmesi, etnik ve mezhep temelli ayrıştırılması
İsrail’e tehdit olabilecek diri hiçbir ülkenin bırakılmaması. Bu büyük oranda başarıldı.
Müslümanlar mezhebe ve etnik kökene göre bölündü ve hasım hale getirildi.

Bir çapulcu kardeşimin DERLEME'si paylaşayım dedim.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst