Irkçılık Darwinzmin ürünüdür.

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe kategorisinde tersinim tarafından oluşturulan Irkçılık Darwinzmin ürünüdür. başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,483 kez görüntülenmiş, 3 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe
Konu Başlığı Irkçılık Darwinzmin ürünüdür.
Konbuyu başlatan tersinim
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ls2

tersinim

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
25 Mar 2011
Mesajlar
87
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
77
İNSANLIĞIN YÜZKARASI=IRKÇILIK




Yukarıda fotoğraf 1994 yılında Sudan'da çekildi. Çocuk bir kilometre uzaktaki yemek dağıtılan bir yere ulaşmaya çalışıyor. Arkasındaki akbaba ise ölmesini bekliyor.

ilginç ve korkunç olan ise bu fotoğrafı çeken Kevin Carter’in fotoğrafı çektikten sonra oradan ayrılması çocukla ilgilenmemesi, akıbeti hakkında en küçük bir bilgi vermemesi, verememesidir.

Kevin Carter’in yukarıdaki fotoğrafı nedeniyle Pulitzer ödülüne layık görüldüğünü, üç ay sonra bunalıma girerek intihar ettiğini hatırlatalım.

Evrime inanan bir ateist için bu olay doğal seleksiyonun gereğidir ve son derece normaldir. Kevin Carter müdahale etmemekle doğru bir iş yapmıştır.

Şüphesiz ki toplumsal vicdanı derinden etkileyen, insanlık adına yüz kızartıcı bu olay sadece güçlülerin yaşamasına izin veren; bencilliği ön planda tutan acıma, merhamet gibi insansı meziyetleri ret edip bir zaaf olarak gören ateist-materyalist-evrimci felsefelerin sonucudur.






Materyalizim ve uzantılarının etkisinde kalan insanlar insan olduklarını unutmuşlar yalnız kendi nefislerini düşünen birer hayvan olmuşlardır. Bu insanlık ayıpları onların ve onlara kayıtsız kalanların eseridir.

= = =

Irkçılık: Irkcılık genel olarak çeşitli insan ırkları arasındaki biyolojik farklılıkların kültürel veya bireysel meseleleri de tayin etmesi gerektiğine ve doğal sebeplerle bir ırkın üstünlüğüne ve diğerlerine hükmetmeye hakkı olduğuna duyulan inanç veya bu değerleri kabul eden doktrindir.

Kökeni çok eskilere dayansa da Darwin ve evrim teorisi ırkçılığı uygulama yönünden canlandırıp ateşleyen en önemli etkendir.

Ortaya çıkış nedenleri arasında çoğunlukla ekonomik etkenlerin olmasının yanı sıra düşünsel nedenler de bulunmaktadır.

Irkçılık terimi çoğunlukla, kendi etnik ve kültürel değerlerini tek kriter alarak ırklar arasında birleşmelere ve ilişkilere karşıtlık gösterme olarak tanımlanır.

Irkçılık, sosyal ayrımcılığı, ırklar arasında fark gözetilmesini ve soykırıma kadar varabilen şiddeti haklı göstermekte, bu nedenle en insafsız sosyal kıyım nedenlerinin başında gelmektedir.

Irkçılık genel hatlarıyla incelendiğinde kendi kanını taşıyan, aynı dili konuşan, ve aynı soydan gelenlerin başka soylardan gelenleri aşağılaması olarak algılanır ve uygulanır.

Irkçılık yirminci yüzyılın başlarında kafatascılığa kadar indirgenerek en adi, en insanlık dışı yöntemlerle uygulanmıştır. (Kafatasçılık bölümüne bakınız)



1939 yılında Amerkada bir siyah tenli insan ancak kendine ayrılan yerden su içebilirdi.

= = =

Irkcılık ve Darwin:
Darwin, Türlerin Kökeni isimli kitabında hayvanların ve bitkilerin doğal seleksiyon yoluyla evrimleştiklerini, zayıf olan türlerin ise bu yolla elenerek yok olduklarını öne sürdükten sonra, İnsanın Türeyişi isimli kitabında aynı iddiayı insanlar için de tekrarlamıştır.

Darwin'e göre, bazı insan ırkları diğerlerine göre daha üstündü. Daha önce, daha iyi ve daha çok evrimleşmişlerdi. Bu nedenle Darwin'in deyimi ile aşağı olan ırklara karşı üstün gelmişlerdi ve geleceklerdi.
Bu, doğal seleksiyonun doğal ve kaçınılmaz sonucuydu.

Darwin'in ırkçılığı savunan ve körükleyen sözleri oldukça açıktır ve bu konuda şunları yazmaktadır.

-Belki de yüzyıllar kadar sürmeyecek yakın bir gelecekte, medeni insan ırkları, vahşi ırkları tamamen yeryüzünden silecekler ve onların yerine geçecekler.
Öte yandan insansı maymunlar da... Kuşkusuz elimine edilecekler. Böylece insan ile en yakın akrabaları arasındaki boşluk daha da genişleyecek.

Bu sayede ortada şu anki Avrupalı ırklardan bile daha medeni olan ırklar ve şu anki zencilerden, Avustralya yerlilerinden ve gorillerden bile daha geride olan babun türü maymunlar kalacaktır.

= = = =

-Burada görüyoruz ki insanın bir ırkı yöntemli olarak geliştirirken yaptığı gibi tek, tek çiftler ayırmanın gereği yoktur.

Doğal seçme bütün üstün bireyleri saklayıp ayıracak ve özgürce çaprazlanmaya bırakacaktır ve elverişsiz bütün bireyleri yok edecektir.


= = = =

Yüzyıllarla ölçülünce pek de uzak olmayan bir gelecek dönemde uygar insan ırkları bütün dünyada yabanıl insan ırklarını yok edip onların yerini kapacaktır.

Darwin bu konuda öylesine ileri gitmiştir ki insanlardan insanlara değişen güzelliği ya da müziği algılama gibi göreceli kavramları bile bu mantıkla değerlendirmiştir.

Darwin bu konuda şunları yazıyor:

-Yabanıl insanların pek çoğunun hayran olduğu çirkin bezekler ve aynı ölçüde çirkin müzik dikkate alınırsa onların estetik yetisinin belirli hayvanlarda ki kadar örneğin kuşlardaki kadar çok gelişmemiş olduğu ileri sürülebilir.

Yıldızlı bir gökyüzü güzel bir kır görüntüsü gibi sahnelere ya da incelmiş müziğe hiç bir hayvanın hayran kalmayacağı besbellidir.

Böyle yüksek duygular kültürle kazanılır ve karmaşık çağrışımlara bağlıdır.

Barbarlar ya da eğitilmemiş kimseler onların güzelliğine varmaz.


= = =

-Hepsinin de danstan, kaba müzikten, rol yapmaktan, resimden, dövmeden ve başka biçimde bezenmekten hoşlanması işaretlerle karşılıklı anlaşması, aynı heyecanlara kapılınca yüzlerinde aynı anlamın belirmesi ve hepsinin aynı hecesiz çığlıkları atması bu yakın benzerliğin kanıtıdır.

Bu benzerlik daha doğrusu özdeşlik ayrı maymun türlerinin farklı anlatımları ve çığlıkları ile karşılaştırılınca şaşırtıcıdır.

= = =

Evrimci ırkçı teorisyenlerin başında gelen Henry Fairfield Osborn, İnsan Irklarının Evrimi başlıklı bir makalesinde ortalama bir zencinin zekâ yaşı, Homo sapiens (günümüz insanı) türüne ait on bir yaşındaki bir çocuğun zekâsına ancak ulaşabilir diye yazıyordu.

Fakat siyah ırk insanları beyaz ırk insanları gibi olanaklara kavuşunca hiç de aptal olmadıklarını gösterecek, Henry Fairfield Osborn’un çok kötü bir şekilde yanıldığını kanıtlayacaklardır.

Darwin aralarında o dönemin şartlarında aşılması çok zor ve hatta imkânsız engellerin bulunduğu bu nedenle sosyal ilişkilerin olmadığı insan toplulukları arasındaki sanatsal benzerliklere şaşar kalır ve şunları yazmaktan kendini alamaz.

-Ok ve yay kullanma sanatının insan soyunun ortak bir atasından beri kuşaktan kuşağa aktarılmadığını gösteren sağlam kanıtlar vardır ama bu konuda uzman iki bilginin belirttiği gibi dünyanın birbirine en uzak kesimlerinden getirilmiş ve en eski dönemlerde yapılmış taştan temrenler aşağı yukarı özdeştir ve bu olgu yalnız çeşitli ırkların benzer yaratıcı ve zihni yetileri olması ile açıklanabilir.

Darwin'in ve diğer iki bilginin belirttiği bu gerçek insan denen canlı türünün aynı kaynaktan geldiğinin, bir zamanlar aynı kültürü paylaştıklarının delili değil midir?

= = =

-Bu günkü insan ırkları renk, saç, kafatası biçimi, vücut oranları vb gibi birçok bakımdan farklı olmakla birlikte yapılarının tümü dikkate alınırsa pek çok noktada birbirlerine büyük ölçüde benzemektedirler.

Bunların birçoğu öylesine önemsiz ya da apayrı bir niteliktedir ki kökenleri başka olan türlerin ya da ırkların onları ayrıca kazanmış olması son derece olanaksızdır.

Aynı düşünce en farklı insan ırkları arasındaki zihni benzerliğin pek çeşitli yönleri için de, aynı ölçüde ya da daha çok geçerlidir.

Amerika yerlileri zenciler ve Avrupalılar kafaca anılabilecek herhangi üç ırk kadar birbirlerinden farklıdır.

Bunlarla birlikte Beagle’de Ateş Ülkelilerle birlikte bulunduğum sıralarda onların
zihinlerinin bizimkine ne kadar çok benzediğini gösteren küçük birçok belirti beni sürekli olarak şaşırtmıştı.

Bir zamanlar yakın arkadaşlık ettiğim su katılmadık bir zencide de bunu gözlemiştim.

= = =

Ateş ülkeliler en aşağı barbar sayılır ama ben İngiltere’de bir kaç yıl kalmış biraz İngilizce konuşabilen üç yerlinin eğitim ve zihni yetilerimizin pek çoğu bakımından bize ne kadar benzediklerini gördükçe şaşıyordum.

Darwin’in bu sözleri insanların tek kaynaktan geldiklerinin açık bir itirafıdır ama aşağıdaki sözleriyle bu gerçeği evrim mantığına uydurmaya çalışır.

-Bu günkü bilgimizle insan ırkları arasındaki renk farklarını, böylelikle sağlanan herhangi bir üstünlüğe ya da iklimin dolaysız etkisine dayanarak açıklayamıyorsak da bu son etkeni tümü ile önemsiz görmemeliyiz. Çünkü iklimin soya çekilen bir etkisi olduğuna inanmak için sağlam gerekçe vardır.

Evrim teorisi taraftarları Darwin’in sözlerindeki itirafı kabul etmezler. Irkçılığı olabildiğince körüklerler.

Hor ve hakir görülen bu insanların zaman içinde teori gereği insafsızca asimile edildiklerini Darwin’in şu sözlerinden anlıyoruz.

-Tasmanyada sömürgeleştirildiği zaman yerli nüfusu kimileri 7.000, kimileri de 20.000 olarak hesaplamıştır.

Yerlilerin sayısı özellikle İngilizlere karşı ve birbirleriyle dövüşürken azalıverdi.

Tüm sömürgecilerin katıldığı ünlü insan avından sonra sağ kalıp hükümete teslim olan ve 1832 de Flinders adasına götürülen yerliler yalnızca 120 kişi idiler.

= = =

Bu yer değiştirme onlara iyi gelmedi. Hastalık ve ölüm yakalarını bırakmadı.

= = =

Böylece yabanıl insan ırklarının çoğunun yalnız
yeni bir iklime götürülünce değil yaşama koşulları ya da alışkanlıkları değişince de sağlıklarını yitirdiklerini görüyoruz.

Yalnızca alışkanlık değişmeleri başlı başına zararlı görünmemekle birlikte aynı etkiyi yapar gibidir ve olguların çoğunda özellikle çocuklar zarar görmektedir.

= = =

Kimi yazarlara adalıların uzun süre kendi aralarında evlenmeleri yüzünden doğurganlıklarının ve sağlıklarının bozulduğunu ileri sürmüşlerdir ama yukarıdaki örneklerde kısırlığın
Avrupalıların gelmesi ile rastlaşması bu açıklamayı kabul etmemize engeldir.

= = =

Burada verdiğim örneklerin hepsi uygar insanların göçü sonucu yeni koşulların etkisinde kalan yerlilerle ilgilidir.


Darwin'in sözlerini kutsal emirlermiş gibi algılayıp kabul eden evrim teorisi savunucuları bu öngörüleri de hemen benimsemişler uygulamaya koymuşlardır.

On dokuzuncu ve yirminci yüzyıllar ırkçılığın en koyu en insafsız bir biçimde uygulandığı dönemlerdir.

Beyaz adamın diğer ırklara üstün olduğu iddiası böylece kendine bilimsel olduğu iddia edilen fakat ne kadar bilimsel olduğu her zaman tartışılan bir dayanak buldu, doğal bir hak olarak algılandı.

Bu konuda insanlık adına utanç verici bir örnek verelim.

O dönemlerde Avustralya İngiltere’ye bağlı bir eyalet hükmünde idi.

Dönemin İngiliz kökenli valisi Avustralya yerlileri olan Aborjinleri herhangi bir gerekçe göstermeden öldürenlerin sorumlu tutulmayacaklarını, herhangi bir kanuni takibata uğramayacaklarını ilan etmekten çekinmemiştir.

Düşünebiliyor musunuz?

Mütevazi kulübesinde çocuklarıyla oturan ya da ormanda, gölde avlanmaya çalışan herhangi bir insanı sadece ABORJİN olduğu ve zevk için öldürecekler sonra da en küçük bir sorumlulukıları olmayacak.

Irkçılık konusunda son olarak şunları söyleyeceğiz.

Milletlerin ve insanların üstünlükleri, evrim teorisi savunucularının sandığı gibi ırklarında veya fiziksel özelliklerinde değil, sahip oldukları manevi değerlerdedir.

Fertleri bir arada tutan toplumsal değerlerini koruyanların yaşamlarını devam ettirecekleri diğerlerinin elemine edilecekleri açıktır.

Fakat ortak bağları yok ederek toplumları bölen rahat ve mümkün olduğunca zevk alarak yaşamayı amaç edinmiş, bu nedenle hiç bir sorumluluğu kabul etmek istemeyen bir felsefe insanlığın bekası için gerekli olan toplumsal düzeni nasıl sağlayabilir?

Her zaman olduğu gibi materyalizm ve uzantısı olan teoriler bu konuda çok kötü bir şekilde yanılmaktadırlar.

Bu felsefeleri savunan ve uygulayan milletlerin aynı felsefenin kendilerine de döneceği kuduz köpeğin dönüp sahibine de ısıracağını niçin düşünemezler.
 

alpine

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2009
Mesajlar
480
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44

1939 yılında Amerkada bir siyah tenli insan ancak kendine ayrılan yerden su içebilirdi.

pakistani_girl_students.jpg

2014 yilinda Pakistanda Ahmediyye Muslumanlari yeterince musluman olamadiklari icin universiteye girisleri devlet tarafindan engelleniyor

Ah bu Darwinistler, gozunuz kor olsun evrimci ataistler...
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
[MENTION=2478]tersinim[/MENTION] neyin kafasını yaşıyorsun abi beaa:) sürrealist eserlerin için tebrikler:)))
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst