Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

insan hakları, demokrasi, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, ifade özgürlüğü...

birazdahaderinmavi

Yeni Üye
29 Ara 2011
1,442
1
0
60
şu anda istiklal caddesinde, dünyanın en büyük barosuna bağlı binlerce avukat, başlarında baro başkanları olmak üzere, anayasadan ve toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasından aldıkları hakkı kullanmak üzere, silahsız ve saldırısız bir yürüyüş yapmak üzere toplanmış; kendilerini kuşatan polisle pazarlık yapıyorlar... aslında bu durum, ülke açısından yeterince utanç verici ve acı bir durum... ama daha kötüsü, bütün dünyada haber değeri taşıyan / taşıması gereken böyle bir gelişmeyi, ana akım medya filan denilen televizyonların görmezden gelmesi... sizce, türkiye'nin televizyonları, haber ajansları, gazeteleri..vb. (yani medya oluşturucu güçleri) mesleklerinin gereğini bilmiyorlar mı; yoksa başka bir sorunları mı var...?... ne dersiniz...?...
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
herkes kendine yakışanı yapar ve herkes kendi değerini kendi belirler. ancak unutulmamalıdır ki, hiç bir gerçek tarih mahzeninde sonsuza dek saklı kalamaz.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
bütün dünyada haber değeri taşıyan / taşıması gereken böyle bir gelişmeyi, ana akım medya filan denilen televizyonların görmezden gelmesi... sizce, türkiye'nin televizyonları, haber ajansları, gazeteleri..vb. (yani medya oluşturucu güçleri) mesleklerinin gereğini bilmiyorlar mı; yoksa başka bir sorunları mı var...?... ne dersiniz...?...

Başka sorunlar olmalı;
Geziyi gördünüz, gördük, iyi yüreklileri, açık yürekliileri, sözü güçleri güçlendirmesi gereken yerde, eledi onları;
Akkoyun karakoyun elediler; Bütün muhalifleri bulup ayıkladılar;
Güçlü değilse, güç aleyhine kim nasıl konuşsun; Kim konuşur, Kaybedecek bi şeyi olmayan, gücü, iradesi, birliği-dirliği olan;
Burada medya değildir suçlu ya da sorumlu, susan/durdurmayan/boyun eğen/göz yuman herkes eşit sorumlu, Ya da orada medya içindeki bireyler ya da insanlar değildir, Her neyse, bunun gibi şeyler; Yazdık sildik; Laf olsun işte bizimkisi;
 

birazdahaderinmavi

Yeni Üye
29 Ara 2011
1,442
1
0
60
Başka sorunlar olmalı;
Geziyi gördünüz, gördük, iyi yüreklileri, açık yürekliileri, sözü güçleri güçlendirmesi gereken yerde, eledi onları;
Akkoyun karakoyun elediler; Bütün muhalifleri bulup ayıkladılar;
Güçlü değilse, güç aleyhine kim nasıl konuşsun; Kim konuşur, Kaybedecek bi şeyi olmayan, gücü, iradesi, birliği-dirliği olan;
Burada medya değildir suçlu ya da sorumlu, susan/durdurmayan/boyun eğen/göz yuman herkes eşit sorumlu, Ya da orada medya içindeki bireyler ya da insanlar değildir, Her neyse, bunun gibi şeyler; Yazdık sildik; Laf olsun işte bizimkisi;

isterseniz probleme birazcık daha felsefi bir karakter kazandıralım... medya, kuşkusuz kendi sahibince biçimlendirilir... ama günümüzde medya sahibi olmak, aynı zamanda bir insanın ömrünü rahatça yaşayabileceğinden daha fazla bir ekonomik birikime (ve hatta sermayeye) sahip olmak anlamına gelir... ve dolayısıyla artık o insan (ya da insanlar) etkinliklerinde, insan gereksinimleri hiyerarşisinde üst basamakları zorluyor olmalıdırlar... yani o insanlar için, kendi doğrularını, kendi duygularını (kendilerinin olan ne varsa onları...) hayata aktarmak, yaşamak, özgürlüğün ve dolayısıyla 'kendi olmanın' taa kendisi olmalıdır... ve o nedenle de, bu insanlar, bir dış otoriteye boyun eğerek yalan söylememelidirler... iyi de... hayatın kendisi (bize, onların) inanılmaz ölçüde sefilleştiklerini ve boyun eğerek felsefi anlamda fahişeleştiklerini gösteriyorsa; şunu sormamalı mıyız: altmış küsur yaşında ve altmış küsur trilyonu olan bir insan, hangi zorbaya, hangi nedenle boyun eğerek yalanın çığırtkanlığına soyunur...?...
 

birazdahaderinmavi

Yeni Üye
29 Ara 2011
1,442
1
0
60
herkes kendine yakışanı yapar ve herkes kendi değerini kendi belirler. ancak unutulmamalıdır ki, hiç bir gerçek tarih mahzeninde sonsuza dek saklı kalamaz.

kuşkusuz, herkes kendine yakışanı yapar..... ama sormaya çalıştığım şey şu: neden, insana yakışanı yapmaz/yapamaz... ???... yahut şöyle diyelim, herkes insan olduğu halde, neden herkes insan gibi davranamaz...???...
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
isterseniz probleme birazcık daha felsefi bir karakter kazandıralım... medya, kuşkusuz kendi sahibince biçimlendirilir... ama günümüzde medya sahibi olmak, aynı zamanda bir insanın ömrünü rahatça yaşayabileceğinden daha fazla bir ekonomik birikime (ve hatta sermayeye) sahip olmak anlamına gelir... ve dolayısıyla artık o insan (ya da insanlar) etkinliklerinde, insan gereksinimleri hiyerarşisinde üst basamakları zorluyor olmalıdırlar... yani o insanlar için, kendi doğrularını, kendi duygularını (kendilerinin olan ne varsa onları...) hayata aktarmak, yaşamak, özgürlüğün ve dolayısıyla 'kendi olmanın' taa kendisi olmalıdır... ve o nedenle de, bu insanlar, bir dış otoriteye boyun eğerek yalan söylememelidirler... iyi de... hayatın kendisi (bize, onların) inanılmaz ölçüde sefilleştiklerini ve boyun eğerek felsefi anlamda fahişeleştiklerini gösteriyorsa; şunu sormamalı mıyız: altmış küsur yaşında ve altmış küsur trilyonu olan bir insan, hangi zorbaya, hangi nedenle boyun eğerek yalanın çığırtkanlığına soyunur...?...

Burada bilmediğimiz ya da görmediğimiz sebep sonuçlar olmalı;
Sözde dünya gerçeği baştan aşağı yalansa,
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
kuşkusuz, herkes kendine yakışanı yapar..... ama sormaya çalıştığım şey şu: neden, insana yakışanı yapmaz/yapamaz... ???... yahut şöyle diyelim, herkes insan olduğu halde, neden herkes insan gibi davranamaz...???...

"insan" kavramına/olgusuna değindiğimizde konu başlığını aşmamız gerekecek; zira, mask/elenen tek tür insandır.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Deniyor ki özgürlüğün azı çoğu yoktur biraz için pazarlık yaparsan ve koşullar senin dışındaysa tamamını kaybedersin
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst