Hayat Bencilliktir !

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde rainbow64 tarafından oluşturulan Hayat Bencilliktir ! başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,818 kez görüntülenmiş, 6 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Hayat Bencilliktir !
Konbuyu başlatan rainbow64
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan hitman44

rainbow64

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
331
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
36
İnsanlar bencil doğarlar. Doğarken bile daha fazla rahat edebilmek için annelerine zarar verirler. Bilinçsizdir . Daha sonra hayatın sınırlarıyla karşılaşıp bu sınırları aşmak için kendisine fayda getiren uğraşlarla buluşur ve hayatı da bir şekilde emmeye başlar. Kendini bu koca dünyada yalnız hissetmesin diye arkadaş edinir. Kafasına takılan birşey olduğunda gider arkadaşına anlatır ki artık o sorun sadece onun olmaktan çıksın ve bu sayede artık paylaştıkça azalır düşüncesiyele kendi sorununu azaltmaya çalışır . Kendine bir eş seçer. Hayatı boyunca en zor anlarında yanında olacak birisi bulunsun diye . Kavga eder kendine zor gelen bir şeyi daha kolay atlatmak için. Gider bir yere vurur elini psikolojisi daha fazla rahatlasın diye. Hasta olur ama çevresindekiler ondan dahah fazla çeker çünkü hasta olduğunda suçlu odur ve cezasını karşısındakine çektirir. Çocukları olur bir süre sonra ve onlara iş yüklemeye başlar kendi iş yükü azalsın diye. Çocuklar büyür ve yetişkin olurlar . Şimdi sıra çocukların büyüğüne bakma sırası gelmiştir. Büyük umursamaz tavırlarla küçüğüne müdahele eder. Çünkü kendi oluşturduğu dünyayı kendisi yönetmek ister. Ben der benim der. Ve ölürken bile bencildir insan tanrının yanına giderken tüm günahlarının silinmesini ister ki öbür dünyada dahah bencil olabilmesine imkan sağlansın.
 

tribalistic

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2010
Mesajlar
90
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Yazında bir değil, iki değil bir çok genelleme bulunuyor.İNSAN ŞUNU YAPAR....şeklindeki cümlelerin hiçbirisi anlam taşımaz.Çünkü her an değişebilecek türden şeylerdir bunlar.İNSAN BUNU YAPMAYABİLİRDE... şeklinde düşünmek gerekir.Zaten bütün yaşam çabamız insanın bencilliğini yıkmak olmalıdır.İnsan nasıl daha fazla İNSAN a dönüşebilir? şeklinde ilerlemek gerekir.Yoksa felsefe yapma çabalarımız da beyhude çabalar olur.
 
M

monaliza

Ziyaretçi
İnsanlar bencil doğarlar. Doğarken bile daha fazla rahat edebilmek için annelerine zarar verirler. Bilinçsizdir . Daha sonra hayatın sınırlarıyla karşılaşıp bu sınırları aşmak için kendisine fayda getiren uğraşlarla buluşur ve hayatı da bir şekilde emmeye başlar. Kendini bu koca dünyada yalnız hissetmesin diye arkadaş edinir. Kafasına takılan birşey olduğunda gider arkadaşına anlatır ki artık o sorun sadece onun olmaktan çıksın ve bu sayede artık paylaştıkça azalır düşüncesiyele kendi sorununu azaltmaya çalışır . Kendine bir eş seçer. Hayatı boyunca en zor anlarında yanında olacak birisi bulunsun diye . Kavga eder kendine zor gelen bir şeyi daha kolay atlatmak için. Gider bir yere vurur elini psikolojisi daha fazla rahatlasın diye. Hasta olur ama çevresindekiler ondan dahah fazla çeker çünkü hasta olduğunda suçlu odur ve cezasını karşısındakine çektirir. Çocukları olur bir süre sonra ve onlara iş yüklemeye başlar kendi iş yükü azalsın diye. Çocuklar büyür ve yetişkin olurlar . Şimdi sıra çocukların büyüğüne bakma sırası gelmiştir. Büyük umursamaz tavırlarla küçüğüne müdahele eder. Çünkü kendi oluşturduğu dünyayı kendisi yönetmek ister. Ben der benim der. Ve ölürken bile bencildir insan tanrının yanına giderken tüm günahlarının silinmesini ister ki öbür dünyada dahah bencil olabilmesine imkan sağlansın.

İnsan,duygu ve sevgi üzerine uzun yıllardır düşünür ve araştırırım. "İnsan" kavramına genel anlamda bu şekilde bakmak, bana göre "insan"a yapılan büyük bir haksızlık. Bencillik insana özgü bir kişilik özelliği olmakla birlikte, yukarıdaki metnin "insan" a dair,çok katı bir şekilde ve zalimce yada duygu erezyonu yaşanmış bir anda yapılmış bir tanımlama olduğunu düşünüyorum.
 

rainbow64

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
331
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
36
İnsan bir güce bir dayanağa inanır ve dua eder . Bu yakarış onun daha sonra iyi muamele görmesi içindir ki yine kendisini düşünür . Hemen hemen tüm dinlerde günahlarının affedilmesini ister ki günahsız olmaya çalışarak cezadan kaçar doğası bunu gerektirir bencil olmayı.
 

yekpare

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
6 Tem 2010
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Bencillik yaşamak için gereklidir. Bencillik olmadan yaşanmaz. Bencillik insanı hayatta tutar ki; bence bencillik o kadar kötü bir şey de değildir. Nasıl ortayı bulunca daha mutlu oluyoruz bencillikten de biraz olması gerekli. Tabi ki yaşamak için. Gerçi mutluluğu da sevmeyenler var.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Hayat, yaşanılanlardır. “ben” lik ile “ego” insanın sosyal bir özne olmasını sağlar ve fakat yaşamak için bencil olmasını gerektirmez. Bencillik, sosyal paylaşımsızlığı ifade eder; hayatı değil. Ben’in var-olama biçimi içinde bulunduğu sosyal/ekonomik/politik çevre ile yakından ilgilidir. O, tüm bunları hazır bulacaktır. Suda doğan çocuklar hiç de analarını incitmiyor ve de ağlamıyorlar. Yaşamayı nasıl algılaması gerektiğine dair öğretiler, öyküler, acılar, sevinçler kişinin tarihsel belleği ile yoğrulur. Tembellik insan türüne sonradan eklemlenen bir tür virüs sayılmalıdır; bu virüs toplumsal bir virüstür. Bencilliğin temelinde yatan olgu bu virüse işaret etmektedir. Paylaşımsızlık sosyal dokuya yabancıdır, kişi sosyal dokunun dışında kişi değildir, öyle ise paylaşımsızlık üzerine kurulu tüm sosyal dokuları virüslü saymak olanaklı olacaktır. Sahiplenme duygusu kişi ve nesneler ile bir iyelik bağı oluşturur ve küçük yaştan itibaren empoze edilirler. İyelik her yönüyle bağımlı olmak demektir. Bağlı olmak ise çok farklıdır ve ilkinde kölelik halkası diğerinde özgür istenç egemendir. Olgular düşüncelerde canlanırlar; olandan ivme kazanarak olması gerekene doğru ve bazen de uçuk ve saçma görünürler. Gerçek ve üstü aslında bir algılama ve farklı yorumdan başka bir şey değildir. Gerçekler denenir/yinelenir/tekrarı mümkündür ve düşünceden bağsızdırlar. Somut olarak kanıtlanır ve çürütülmeye elverişlidirler. Gerçek-üstü ise düş denizinin alabildiğine zorlanmasıdır ve görünen gerçekten hareketle ulaşılmak istenene doğru bir yolculuktur. Çoğunlukla çarpıcı ve aykırı görünürler. Gerçek-üstünün mutlak surette gerçek bir/birden fazla uzantısı vardır. Ait olmayan birey özgürdür, bağlı olan ise güçlü. İnsan salt tüketen bir canlı olmadığına göre üretimini iyeleştirmekle körelip daralacağını da bilmek durumundadır. Kendini ifade edebilmek ancak bağımsız ve bağlı bireylerin gerçekleştirebilecekleri bir olgudur. İyeliğin nerden, nasıl ve ne şekilde geldiğinin hiçbir önemi yoktur aslında. Hepsi de kölelik sistemine dayanır ve bireyi/insanı/kültürü yok ederler.
 

hitman44

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
15 Eyl 2009
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
İnsanın biyolojik yaşam savaşı bile bencillik üzerine kuruluyken , diğer herşeyin de bunun üzerine kurulu olması doğaldır. Fakat doğal olanın iyi olması gibi bir zorunluluk yoktur. Kötü olanda doğallaşabilir. İnsan bu durumu aşabildiğinde asıl olan doğala ve doğruya kavuşacaktır. Bunun için insanın yapması gereken, en başta hayvani dürtülerinin, pis şehvetinin ve hırsının zaten kirlenmiş olan hayatlarını daha fazla kirletmesine izin vermemektir. Bu seviyeden sonra bencillik, ortadan kalkmaya daha yakın olacaktır. Saygılar.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst