Hadi Din Felsefesi Yapalım / Konu: İslamın Gerçekliği?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe.Net Soruyor! kategorisinde Müzisyen tarafından oluşturulan Hadi Din Felsefesi Yapalım \/ Konu: İslamın Gerçekliği? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,056 kez görüntülenmiş, 12 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe.Net Soruyor!
Konu Başlığı Hadi Din Felsefesi Yapalım \/ Konu: İslamın Gerçekliği?
Konbuyu başlatan Müzisyen
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan elbisss

Müzisyen

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
7 Ağu 2016
Mesajlar
6
Tepkime puanı
4
Puanları
3
Hadi din felsefesi yapalım.Konu İslamın Gerçekliği?
Her türlü görüşe açığım.
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Bence gerçek. ~1.500.000.000 kişi inananı var.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Kuran; herşeyin yaratıcısı olan tek bir Tanrı olduğunu ve o Tanrının son elçi olarak Hz. Muhammeti seçtiğini söylüyor. ve yine Kuran musafına göre Kuranın içindeki tüm sözleri bu yüce yaratıcı yazdırmıştır. ve yine Kuran musafına göre bu tek yaratıcı alimdir herşeyi bilendir. tüm varlığın ve varoluşun bilgisine sahiptir. (bu mantalite , her tek tanrıcı teolojiye göre veya felsefeye göre de böyle olmalıdır)

ancak Kuranın içinde dünya bilgimiz ile çelişen ayetler(bilgiler) vardır. bu durumda kime güvenmeliyiz? onca yıllık insani ''bilgi birikimimize'' mi? yoksa ''bu sözleri bana yüce yaratıcı yazdırdı'' diyen insanlara mı? (elçi)

akıl ve mantığın ışığında cevap bellidir.

ancak insanlar birçok sebepten inançlarını bırakmaz istemezler..bir çoğuda yukarda yazdığım aslında çok basit olan ayrımı değerlendirebilecek yeterliliğe sahip olamazlar..

ve kabul edelim islam teolojisi hristiyanların ki kadar olmasa da oldukça başarılıdır. başarısının en büyük sebebi tabiki küçüklüğümüzde bize verilen duygu ve öğretilerdir. (zihnimiz bunlara göre inşa edilmiştir). başarısının ikinci sebebi de tabiki arsız, haysiyetsiz yalanlardır.

bazen hala nasıl bu kadar yalancı ve haysiyetsiz olduklarına inanamıyorum! nasıl olur diyorum! bağnazlıklarına vermek istiyorum bunun nedenini ama olmuyor, duygusallar mı ? hakikat olduğuna bu kadar tutkuyla mı bağlılar ? çıkarları mı var? bir varoluş biçimi olarak bağımlılar mı?

bilmiyorum!

empati yapıyorum..tamam bende dinimi hem kendi algımda hemde diğer insanlara karşı savunmaya çalıştım uzun süre ama bunlar gibi olamadım. evet olamadım. gerçeklerle örtüşmüyor işte o kutsal sözler.. bu adamlar bunu nasıl başarıyor anlamış değilim..
 

marxvsaynrand

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
31 May 2019
Mesajlar
8
Tepkime puanı
3
Puanları
8
Ölümden sonra Hitler'in ve savaş dolayısıyla vücudu parçalanmış zavallı bir çocuğun hiçliğe kavuşması demek, hiçbir şeyin anlamı olmaması demek. Cemre Demirel'in bu durumu iyi özetlediği bir vidoesu var youtube'da: Ya Teizm Ya Nihilizm. İzlemenizi öneririm.
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Ölümden sonra Hitler'in ve savaş dolayısıyla vücudu parçalanmış zavallı bir çocuğun hiçliğe kavuşması demek, hiçbir şeyin anlamı olmaması demek. Cemre Demirel'in bu durumu iyi özetlediği bir vidoesu var youtube'da: Ya Teizm Ya Nihilizm. İzlemenizi öneririm.
Hehehe, sen varoluştan gelen anlamlar olduğunu mu zannediyorsun? Evet Hitler de, savaşta ölen çocuk ta, havada uçan sinek de, uçan kuş da, o kuşun pisliği özünde atomlardan oluşuyor, aslında hepsi aynı şeyin farklı şekilleri. Seni farklı, anlamlı(!) yapan şey o atomların kendilerini anlamlandırabilecek şekilde dizilmeleri.
Hitleri o çocuktan farklı kılan şey atomlarını farklı şekilde değerlendirmesiydi.
 

AliOnder

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2018
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Hehehe, sen varoluştan gelen anlamlar olduğunu mu zannediyorsun? Evet Hitler de, savaşta ölen çocuk ta, havada uçan sinek de, uçan kuş da, o kuşun pisliği özünde atomlardan oluşuyor, aslında hepsi aynı şeyin farklı şekilleri. Seni farklı, anlamlı(!) yapan şey o atomların kendilerini anlamlandırabilecek şekilde dizilmeleri.
Hitleri o çocuktan farklı kılan şey atomlarını farklı şekilde değerlendirmesiydi.
Baştaki "hehehe" yüzünden ciddiye almamak mı, atomların değerlendirilmesi gibi absürt ve yetersiz bir bakış açısı için kendimi yormamak mı? Hmm, ikisi de.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Ölümden sonra Hitler'in ve savaş dolayısıyla vücudu parçalanmış zavallı bir çocuğun hiçliğe kavuşması demek, hiçbir şeyin anlamı olmaması demek. Cemre Demirel'in bu durumu iyi özetlediği bir vidoesu var youtube'da: Ya Teizm Ya Nihilizm. İzlemenizi öneririm.

evet teizm anlam ve umut yaratıyor . ama benden gitme gidersen karşında sadece nihilizm var demesi de diğer yalanları gibi bir yalan! kendi dünya deneyimlerin,öğrendiklerin ve yorumların ışığında kendi anlamını yaratabilirsin. saçmalıklarla dolu dini doğmalara ihtiyacın yok. aynı şeylere inanmak sinerji yaratıyor diye mi bu saçmalıklara bağlı kalacaksın! ayrıca inancın temel sembolleri ve kavramları müşretek olsa da islam ve hristiyanlıkta kendi içinde paramparça..
 

marxvsaynrand

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
31 May 2019
Mesajlar
8
Tepkime puanı
3
Puanları
8
evet teizm anlam ve umut yaratıyor . ama benden gitme gidersen karşında sadece nihilizm var demesi de diğer yalanları gibi bir yalan! kendi dünya deneyimlerin,öğrendiklerin ve yorumların ışığında kendi anlamını yaratabilirsin. saçmalıklarla dolu dini doğmalara ihtiyacın yok. aynı şeylere inanmak sinerji yaratıyor diye mi bu saçmalıklara bağlı kalacaksın! ayrıca inancın temel sembolleri ve kavramları müşretek olsa da islam ve hristiyanlıkta kendi içinde paramparça..
Neden "ya teizm ya nihilizm" olduğunu söyledim. Herkes kendi anlamını kendi yaratır, bu anlamsız dünyada sürekli bir anlam arayışı içinde oluruz vs. diyen varoluşçular, böyle diyerek kendi aklına olduğu gibi diğer filozofların (kendi aralarındakilerin bile) aklıyla alay ederler. Allah ve onun gönderdiği bir din olmadan özellikle ahlak felsefelerini temellendiremeyeceklerini itiraf edemezler. "Herkes kendi anlamını kendi yaratır" demek, herkes kendini kandırır demek. Ama ben kendimi kandırdığımı düşünmüyorum, siz kendiniz için öyle düşünüyorsanız başka.
 

marxvsaynrand

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
31 May 2019
Mesajlar
8
Tepkime puanı
3
Puanları
8
Böyle saçma bir başlığa cevap niye cevap verdiysem... Sadece "Belki..." diye düşündüm.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Neden "ya teizm ya nihilizm" olduğunu söyledim. Herkes kendi anlamını kendi yaratır, bu anlamsız dünyada sürekli bir anlam arayışı içinde oluruz vs. diyen varoluşçular, böyle diyerek kendi aklına olduğu gibi diğer filozofların (kendi aralarındakilerin bile) aklıyla alay ederler. Allah ve onun gönderdiği bir din olmadan özellikle ahlak felsefelerini temellendiremeyeceklerini itiraf edemezler. "Herkes kendi anlamını kendi yaratır" demek, herkes kendini kandırır demek. Ama ben kendimi kandırdığımı düşünmüyorum, siz kendiniz için öyle düşünüyorsanız başka.

dostum varoluşçuluğu kendin incelememişsin belliki. varoluşçuluk; insanı (bireycilik / öznellik) merkezine alır ve insanın psikolojisi ve duygularına önem verir. varoluşçuluğu diğer felsefelerden ayıran temel nokta budur.

anlam arayışı her felsefi akımda vardır. bu varoluşçuluğa özel birşey değildir. ahlak felsefesinin tanrı olmadan temellendiremeyeceği düşüncesi hristiyan teolojisinin bir ürünüdür. ve en hafif deyimi ile manipülasyondur. bana göre ise yalandır. bugun japonya yada danimarka gibi tanrısız (veya seküler) ülkelerdeki ahlakla islam veya hristiyan inancının fazla olduğu ülkeleri karşılaştırarak rahatça bu yalanı çözebilirsin.

elimizin altında internet var bu dediklerimi araştırabilirsin..
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Baştaki "hehehe" yüzünden ciddiye almamak mı, atomların değerlendirilmesi gibi absürt ve yetersiz bir bakış açısı için kendimi yormamak mı? Hmm, ikisi de.

Lütfen beni, kendindi yeterli bakış açınızla aydınlatabilir misiniz.
Eh anlatımda pek yeterli değilim ama bir daha açıklayayım; ben olaylara onun, bunun, şunun tarafından bakmam. Kendi tarafımdan bile bakmam. Beni ilgilendirmeyen bir olayı inceleyeceğimde bakış açımı sadece en gerçeğe ayarlarım. Yani Hitleri, ölen çocuğu değerlendirirken gördüğüm şey, birisi çok öldürmüş sonra ölmüş bir insan, diğeri de hiç öldüremeden ölmüş bir insandır.
Kısacası ilk yazdığım mesajda anlatmak istediğim önemli olanların doğrular değil, gerçekler olduğudur. Çünkü sonuçları doğrular değil, gerçekler etkiler.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Dini değerler aslında yüzyıllardan bu yana insanlığa gelmiş en değerli öğretiler ve öğütler barındırmaktadır Aslında asırlar öncede insan topluluğu yaşadı fakat bir çok hataya ve yanlışa düştü kimi zaman insanlar o kadar zıvadan çıktı ki yasak ilişkiler aynı cins ilişkilerde yaşandı sonralarında insanlar üzerinde ki adalet ve kural sistemleri o kadar gevşedi ki insanlar neredeyse mal mülk için birbirlerini hergüm gırtlamakla uğraşıyorlardı...

İnsanların bir arada yaşayabilmesi ve varolabilmesi için anayasaları kuralları ve hükümleri olması gerekiyordu fakat bunlar sadece tek başına yeterli değildi insanların geçmiş yaşamları bilemesi ve kendi değerlerince öğütler ve öğretilerde alması gerekiyordu son peygamber geldikten sonra aslında tüm 3 kutsal metin son olan Kuran da birleştirildi hepsinin tam manasıyla özeti ve değerleriydi..

Yüce yaratıcıdan gelen direkt sözler ve kutsal metinler peygamberler aracılıgıyla insanlara iletilir ve dönem içerisinde tebliğ edilirken aslında dönem içerisinde hiç o kadar da kolay olmuyor ve ilerlemiyordu zor süreçler arasında bugünlere ulaşan kutsal metinlerin aslında insanın terbiyesi iyi bir ahlakla şerbetlenmesi yasak ve helal olanları bilebilmesi gibi bir çok şeylere kazanç sağlaması olmaktaydı..

Bu zamanların dünyasında hukuk ve adalet olsada ınsanlar sadece bu degerlerle tamamlanmaz ınsanın manevıyatta ve ahlakı degerlerde ve dını kultur ve öğelerdende ıyı bır maya ıle mayalanması ve şerbetlenmesi oldukça önemlidir İnsan beşerdir hataya mahsustur insan öğrenmekle ve alınteri dökmekle yükümlüdür...

Nasıl asırlar evvelindeki insanlar dönemini yaşayıp bu dünyadan göçüp gitmişlerse bizlerde bu zamanlarda farklı zamanın gereklilikleriyle yaşayıp bu dünyadan göçüp gideceğiz ama dini öğretiler asırlardır biz insanlarla hep birlikte insanlar zaman ve mekanlar değişssede kutsal metinler hep bizimle beraber oldu o yüzden söylemek isterim ki şerbetin mayasını anlamadan onu tarif edebilmek gerçekten de güç olduğudur..

Böyle.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst