Gerçekte rüya görmekle, rüyada gerçeği görmek arasında ne fark vardır?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefi Tartışmalar kategorisinde fikir_hammalı tarafından oluşturulan Gerçekte rüya görmekle, rüyada gerçeği görmek arasında ne fark vardır? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,015 kez görüntülenmiş, 17 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefi Tartışmalar
Konu Başlığı Gerçekte rüya görmekle, rüyada gerçeği görmek arasında ne fark vardır?
Konbuyu başlatan fikir_hammalı
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan elbisss

fikir_hammalı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2019
Mesajlar
35
Tepkime puanı
15
Puanları
8
rüya ile gerçeği ayıran o an hangisi içinde olduğumuzmudur?
 

meyelan

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2013
Mesajlar
785
Tepkime puanı
26
Puanları
28
Öleceğimiz anı biliyor olsaydık, sanırım o anın öncesi ve sonrası uyandığımız an olurdu.
 

fikir_hammalı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2019
Mesajlar
35
Tepkime puanı
15
Puanları
8
onemli olan ölümü bilmek..
biz perdeyi tanidigimizi saniyoruz ama perdenin arkasinda olan onemli aslinda..
cunku perde mahiyetini ve onemini arkasinda sakladigi hakikatten alir!
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Doğduğumuz dünya gerçek dünyadır, bizim için gerçek budur. rüya ise rüyadır. beynimizin bir eylemi olduğu biliyoruz. ikisini rahatça ayırabiliyoruz. bu rüya- gerçek karşılaştırmasının abartıldığını düşünüyorum. gurular ve onların cografyasından doğduğu söylenen tasavvuf ehlince.(ve tabiki takipçilerince)

ki bakınız ben rüyamda geleceğimi görmüş ve bunu olduğu gibi yaşamış biriyim. müslümanken bunu Allah'a bağlamıştım şimdi ise beynin ve varoluşun gizemine bağlıyorum. (görüldüğü gibi inancımıza göre anlamlandırırız çogu şeyi)

Artık bilim diye birşey keşfettik. beyimizin içine hapsolmuş canlılarız belki ama bilimle sağlama yapabiliyoruz. ve bilime göre bu cosmos tümüyle gerçektir.

felsefe yaparsak bilimin cosmosun maddi bir cosmos olduğuna dair kanıtlarını -öznelde-elbet çürütebiliriz. inanmayada biliriz. saygı duyarım.

ancak bilimede saygı duyuyorum tıpta ,teknolojide yaptıkları ortadadır. (bu bana göre onların sözünü kuvvetli yapan kanıttır)

peki rüya -gerçek karşılaştımaları ile yola çıkıp hikaye yazıp o hikayeleri bize satanların kanıtları nedir?

laf salatasıdır! ve bunlara dikkat edin tek bir metodoloji üzerinden hikaye inşa etmezler. duruma göre sürekli metodoloji değiştirirler.

Biliminse metodu bellidir, oryantallik yapmaz...
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Eğer durumu yaşayan kişiye öyle geliyorsa ikisi de gerçektir. Bu gerçeklik var olan gerçeklik değil, inanılan gerçektir. Bir teistin inandığı için cennetin gerçek olduğunu düşünmesi buna örnek verilebilir.

Gerçeklik duyu organlarımız aracılığıyla beyne iletilip orada anlamlandırılır ve isimlendirilir. Yani beyin somut gerçekliği düşünsel gerçekliğe dönüştürme becerisine sahiptir. Rüya görüldüğünde somut gerçekliğin yansıması birebir gözükmese bile o gerçekliğin belirli bir zaman içerisindeki birikiminin çarpık yanaıması gösterilir.

Asıl sorun sizin gerçekliği ne olarak algıladığınızda yatıyor.
 

fikir_hammalı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2019
Mesajlar
35
Tepkime puanı
15
Puanları
8
insan dünyası hakkında fikir şekillendiren tek hayvandır.
Gerceği bedenlerimiz aracılığı ile değil zihinlerimiz aracılığı ile algılarız.
Neyin gerçek olduğu konusunda anlaşmalıyız, bu yüzden yeryüzünde deliren tek hayvan biziz.
 

fikir_hammalı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2019
Mesajlar
35
Tepkime puanı
15
Puanları
8
uyanana dek ruyada bizim icin gayet tatmin edici bir gercektir!
sonucta bu dunyada kendine ait delillerini yine kendi gerceklik duzleminde kurgular yani referansi yine kendisi olabilir..
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Rüyalar yaşadığımız dünyaya göre ele alırsak 'gerçek' değildir ve beyin dinlendiği sırada rüya görülür fakat bazı haberci rüyalar vardır ki o da kişinin bağlı bulunduğu plan ile irtibat kurması anlamına gelir, işte bu rüyalar gerçeği yansıtabilir.

Alman Bilim adamı August Kekule, kimyadaki Aramotatik Bileşikler'in kimyasal yapısını araştırırken, bir gece uykuya daldığı bir sırada atomların rüyasında dans ettiğini ve kıvrılarak yılana dönüştüğünü görür. Böylece karbon atomlarının bir halka oluştururak bir araya gelmesi ve hidrojen atomlarının da bunu çevrelemesi gerektiği düşüncesi ile halka bileşenler konusunu ortaya koymuştur. ( Atomların ikili ve üçlü bağlarla bağlanabildiğini zaten kanıtlamıştı fakat 4 değerlik bağına sahip 6 karbonla, bir değerlik bağına sahip 6 hidrojen atomunun birbirine nasıl bağlandığını rüyasında gördüğü kıvrılan yılan sembolü ile keşfetmiştir.)

Rüya konusunda Mevlana der ki;

"Rüyada el -ayak görür, birşey alır, bir yere gider, birisiyle görüşür, konuşursun ya...onu hakikat bil saçma zannetme.
Sen bedensiz bir bedene sahipsin, gayrı canının cisminden çıkacağından korkma."
Mesnevi c III., 1612

Akıl rüya aleminde serbest kalır ve açığa çıkar. Dünya yaşamında zihin çok yoğun ve yorgundur bu sebeple rüyada kişi aklındaki problemlere çok daha kolay çözüm bulur.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Realite nedir, nasıldır gibi bir soru-n...
.
Realite uçsuz bucaksız bir sonsuzluk....
Bir şeyler şekil biçim alıyor optik var, yasalar var gibi.. Çekim var en başta.. Bilmiyorum başka yasa var mı?
.
Nerdeyse bütün ontoloji meraklıları "ben varım"da birleşiyor, başka gerçek bulamıyor. (dayanak bulamıyor) Ya da ben, bura, şimdi diye devam ediyor...
İşte bilebileceklerim bunlar der kimi. Gerisi araştırma konusu...
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Ölüm/ölüş doğuşla çatışkı kuran bir belirtme. Geçiciliği, değişimi, dönüşümü ya da hareketi simgeliyor. Bunlara indirgenebilir ya da çözümlenebilir.
.
Parçalı varlık oluşumuzu anlatır.
Bütün kendini parçalardan (ayrılardan) deneyimliyor deriz. Bütün olarak bütünlüğünü deneyimleyemiyor ya da imkan bu deriz. (olanak ya da potansiyel)
Başka parçalılıklar da bütünlükler/birleşiklikler ararız..
.
Ölüm çok basitçe varlıktan oluşup varlıka dönüşeceğimiz işte. Ayrı -var- olmadığımız...
Doğum ne başlangıç ve varolma ve ölüm ne bitiş ve yokolma..
.
Ben doğumla mı varoldum?
Hayır var olan şey/ler bana dönüştü
O halde ben ölümle ne olacağım
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
ls2 'nin sevmediği kimi gurular diyor ki; Deneyim asla sona ermez, dönüşür..
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
ls2 'nin sevmediği kimi gurular diyor ki; Deneyim asla sona ermez, dönüşür..

Belkide ben ön yargılıyımdır ve onlar doğru söylüyorlardır, bilmiyorum. ön yargılarımın en büyük nedeni islamcıların yalanlarıdır. onların yalancı ve ahlaksızlıklarından emin olmam beni etkilemiştir. ikinci büyük nedende bu işlerden sosyal statü ve maddi gelir elde edilmesidir. üçüncü büyük nedende tabiki bilimdir. hayvanlarla aramızda gerek biyolojik gerekse davranışsal bu kadar bağ varken insanın özel bir konuma taşınması çelişkilidir.

ve kierkegaardan gurular ,din adamları ve diğer ruhani önderler için bir uyarlama yapayım;

hem yücelikten bahsedip (ahiret,sınav,tekamül,deneyim,öte alemler vb) hemde geçici şeylere önem vermek anlamsızdır.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
rüya ile gerçeği ayıran o an hangisi içinde olduğumuzmudur?
Rüyadan kalkınca hiçbir etkiside kalmıyor bize yaptığı etkiler hariç. Gerçek hayatta birini öldürürsek o artık hep ölü olarak kalır... Rüya sadece bizi etkilerken gerçek hayatta herşey etkileniyor.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
hem yücelikten bahsedip (ahiret,sınav,tekamül,deneyim,öte alemler vb) hemde geçici şeylere önem vermek anlamsızdır.
Benim alıntıladığım gurular sanırım yücelikten bahsetmiyor. O halde belki de varoluş serbest araştırma konusu ve din bilim adında herhangi bir sınırlamaya tarafa olmaya gerek yok açık olanaklarla düşünmeliyiz. Şimdilerde kuantum teorisi vb. diyorlar sanırım..
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

fikir_hammalı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2019
Mesajlar
35
Tepkime puanı
15
Puanları
8
eger iki insanin gerceklik tanimi uyusmuyorsa kuvvetle muhtemeldir ki dogru/yanlis, ahlaki/gayri ahlaki, degerli/degersiz gibi deger yargilarida uyusmasin.
benim icin halki kandirmak ahlaki degildir, ama senin icin avamın uyutulmasi ve oyalanmasi hayati bir gereklilik olabilir.
 

fikir_hammalı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2019
Mesajlar
35
Tepkime puanı
15
Puanları
8
bu yuzden (sadece) insanların eylemlerine bakarak hakikatten ne denli haberdar olduklarini soylemek faydasiz bir onkabul olur ancak!
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Benim klasik söylediğim bir şey var. Zamanı iki uçlu düşünmeyelim. Yani zamanın geçmişte dibi (yani başlangıcı) yoksa gelecekte sonu (yani bitişi) yoksa..
Varlık başlamamışsa, ezeli ve ebediyse.
Bence bu herşeyi açıklıyor..
Yani bunun başında ve sonun da bir Tanrı yok başka neye gerek var...
Bunun düşünülmesini öneriyorum... Bunun üzerinde durulmasını öneriyorum. Teolojik engellerimiz var ve bunlar hala engel. Öğrenilmiş çaresizlik gibi teolojiden -sözde ve kağıt üstünde aslında- vazgeçsekte ya da vazgeçmiş gözüksekte altta gizlice sanki teoloji esrarengiz tabanını kullanıyoruz. Yani aslında bir Tanrı yok demeye başlasak bile hala çoğu zaman teoloji evinden ya da onun konforundan taşınmamış oluyoruz, bundan birşeyleri anlamıyoruz diye düşünüyorum...
.
Tanrı diye bir merkezi düşünceye dikmişsek ve onu direk yapmışsak sonra gelen izmler ya da yeni ve başka tanrılar teoloji sökümü değildir. Eski teoloji, monizm monoteizm o merkezileşmiş bir bakış sağlar. Kişi kendi özel olduğu sanısındadır. Bu biricik olmaktan kurtulamadığı sürece teolojik bakışın yansımalarını deneyimleyecektir.
Ben özelim, o gurusal bakışın önündeki engellerden sadece biri der eski bir guru...
.
Tanrı direğine yaslanmayı bırakanlar başlangıç, oluşum, değişim, direğine yaslanıyor. Başlangıç kavramı ezeliyetin kavranması ya da tanımlanması ile çöken bir yapı..
.
Parmenides'te benim gurum mesela.. Modern çağın Zeno'su gibi başım sıkıştıkça ondan dem vuruyorum...
.
Zaman bir küre. Varlıkta...
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
8-9 yaşımda iken zehirli ishalden hastanede11 gün uykuda kaldım herkes benden ümit kestiği an 12 günün sabahında gözlerimi açmışım bu süreç içerisinde beyaz bir perdenin içinden geçtim ve orada yemyeşil dümdüz bir yerdeydim ortada büyük geniş bir ağaç vardı farklı yaş gruplarından çocuklar vardı tek büyük bir amca vardı ne genç nede yaşlıydı çocukların hepsiyle ilgileniyor oynatıyordu beni çağırdılar bende oynamaya katıldım....

Orası o kadar buyuktu ki anlatmakla kelimeler yetmez yaşamak gerekir. nereden bakarsan her yeri görebiliyordun güneş ışıgı vardı ama ne sıcak nede soguktu çok guzel oynuyordum birden semadan annemin sesini duydum oglum aç gözleri bana gel dediğini duydum ben duymazdan geldim amca yanıma geldi seni çağırıyorlar dedi bense gitmeyeceğim dedim oda gitmelisin annen çok üzülüyor dedi bende gitmek istemiyorum dedim o da bana git sonra gene geliceksin zaten dedi bende tamam dememle birlikte geldiğim gibi yine beyaz ışık süzmesinden geçtim ve gözlerimi açtığımda annemin ağladığını gördüm beni görünce bana sımsıkı sarılmıştı odadakilerin hepsi sevinç göz yaşları dökmüşlerdi gittiğim kısa süreli durağımı hiç unutmadım....

Böyle
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst