Fıkralar

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe.Net Arşiv kategorisinde Turgut Saka tarafından oluşturulan Fıkralar başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,884 kez görüntülenmiş, 23 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe.Net Arşiv
Konu Başlığı Fıkralar
Konbuyu başlatan Turgut Saka
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Turgut Saka

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
adem tanrı ya sormuş, tanrım havva yı neden bu kadar güzel yarattın?
tanrı cevaplamış, senin onu beğenebilmen için
adem tekrar sormuş, peki onu neden bu kadar aptal yarattın?
tanrı cevaplamış, onun seni beğenebilmesi için...

tv de kanal değiştirirken tesadüfen karşıma çıkmış bir filmden alıntıdır aslında. çok hoşuma gitmişti ben de herkese fıkra niyetine anlatıyorum :)
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
enkaz, zaten bu fıkra olarak anlatılır ama havva yerine "kadınlar" adem yerine de "erkekler" kelimesi kullanılarak anlatılır.Arada böyle evrimler geçiriyor işte...
İçeriğe gelirsek; ben her erkeğin güzel(!) ve aptal bir kadın bulmasını temenni ediyorum. Güzel ve zeki kadından gerçekten korkulsun... ! :D
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
HITLERIN SINAVI

Hitler üç esir yakalamış, İngiliz, Fransız ve bir Yahudi.
-"Size birer soru soracağım, bilirseniz sizi bırakacağım" demis.
İngiliz’e sormuş

-"Titanik kaç yılında battı?"
İngiliz hemen cevap vermiş - "1912" .
ve göndermiş İngiliz’i.
Fransız’a sormus bu kez:
"Titanik'te kaç kişi öldü?

"Fransız cevap vermiş -"1050".
"Tamam, sen de gidebilirsin" ve onu da özgür bırakmış.
Ve Yahudi'ye dönmüş;

- "Say lan isimlerini!"
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
bilmiyorumdum valla, bilene de rastlamadım bu fıkrayı, fides ayrıca temennine katılıyorum :D

bi fıkra daha anlatacağım,
oflu rizeli bayburtlu bi apartman yapmışlar. ertesi gün bina çokmüş...
rizeli başlamış ağlamaya,,, gitti kumum çakılım.... :(
bayburtlu başlamış ağlamaya gitti gitti demirim çeliğim :(
oflu gülerek, ula iyiki çimento koymadım, yoksa ağlardım habunlar gibi :D
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Aile içi eğitim!

[FONT=&quot]20.yüzyılın başında bir evde küçük bir çocuk babasına sormuş:[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot] -Baba, kedilerin kuyruklarını kesip kemer yapmak günah mıdır?"
Baba ilgisizce:
-Günahtır evladım, demiş
-Peki baba zencilerin derilerinden paspas yapmak günah mıdır?"
-O da günahtır evladım
-Peki baba japonların beyinlerinden çorba yapmak günah mıdır?
-Off! o da günahtır evladım
-Peki baba yahudilerin yağlarından sabun yapmak günah mıdır?
Baba en sonunda dayanamaz:
- Değildir ulan. Off bee Adolf, nerden aklına gelir böyle sorular?[/FONT]
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
enkaz, fıkranı beğendim pek güldüm:D
Mühendis senin fıkran bana "Madalyonlar- " kitabını anıımsattı. Yahudilerin sabun olarak kullanılması anlatan kısa tarihi bir kitap.İnsandan yapılan sabun hijyen açısından daha kuvvetliymiş:p
Geçen haberlerde belki izlemişsinizdir. Özellikle kilolu insanları iş vaadiyle kandırıp daha sonra da öldürüp yağından da parfüm yapan bir çete yakalanmıştı.1litresi 15.000 dolar mıydı ne(?)Korku filmi gerçekleşti...
Daha neler göreceğiz neler...
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
[FONT=&quot]Adamın biri çölde kaybolmuş, matarasındaki son yudum suyu üç gün önce bitirmiş, kumun üzerinde bitkin sürünürken uzaktan
[/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]' Holaaa.. Holaaa..' diye sesler duymuş.. [/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]Elini güneşten kamaşan gözlerine zorlukla siper edince kızağını bir gurup kutup köpeği çeken üzerinde kalın kürk paltosu olan bir Eskimo'yu farketmiş.. [/FONT]
[FONT=&quot]Hayal gördüğünü zannetse de yine de kolunu güçlükle kaldırıp
[/FONT]
[FONT=&quot]' imdaatt..! ' diye bağırmış..
[/FONT]
[FONT=&quot]Sesini duyan Eskimo ona doğru kızağı döndürmüş, solumaktan buhar çıkartan köpekler fren yaparken kızgın çöl kumlarını savuran kızak durmuş. Enerjisinin son damlasıyla
[/FONT]
[FONT=&quot]' Ne işiniz var burada? ..' diye Eskimo'ya sormuş adam,
[/FONT]
[FONT=&quot]' Neden buradasınız? .. Ama çok şükür ki buradasınız.. Suyum bitmişti, aptalca, salakça kaybolmuştum..!
[/FONT]
[FONT=&quot] ' Aptallıkla salaklıkla bir ilgisi yok..! ' demiş Eskimo ağlamamak için dudaklarını ısırıp nefes nefese yüzünü çepeçevre çeviren kürk başlığının arasından etraftaki kumdan tepelere, vadilere bakarak,
[/FONT]
[FONT=&quot]' İnsanlık hali.. Olunca oluyor işte..! '[/FONT]
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
bilim adamları bir araştırma yapacaklar
konusu da, acaba insan beynini bölüm bölüm alsak ne sonuç verir,
eeeesolommiyyooooo diye kürek çeken ispanyol bir balıkçıyla iyi bir ücret karşığı anlaşırlar ve hemen işe koyulurlar...
ispanyolun, beyninin önce sağ lobunun yarısını alırlar, sonra tekrar kayığına yerleştirirler adamı,
balıkçı kürekleri eline alır ve çekmeye başlar... eeeeesolooommi...! gerisini söyleyemez
bu kez de diğer yarısını alırlar lobun
balıkçı kürekleri eline alır ve çekmeye başlar... eeeeesoloo...! gerisini söyleyemez
diğer lobun da yarısını alırlar ve bu kez de eeeeesso...! der takılır kalır...
sonun tamamını almaya karar verirler ve
kayığa yerleştirirler ispanyol balıkçıyı
balıkçı kürekleri eline alır ve başlar söylemeye:
çay elinde öööteye giderum yali yaliii ....
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Mühendis, çöldeki kutup köpekleri fıkranı tekrar okumama rağmen bir şey anlamadım. Özel olarak nerede gülmem gerekiyordu ve niçin anlatır mısın? Bilemedim ben onu...
enkaz, valla karadenizliler bu fıkranı okumasın alınabilirler:D
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
mühendis son fıkrayı ben de anlamadım... iki üç kere okumama rağmen.
fides ben de lazım :D
mühendisin fıkrayı anlaymayışımı lazlığıma vermiştim ama sen de anlamamışsan sorun yok :)
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
[FONT=&quot]Adamın biri gazetedeki iş ilanı üzerine gelmiş ve sırası gelince görüşmeye girmiş.
İş ilanında üniversite mezunu, iyi fransızca konuşan, pazarlama konusunda tecrübeli bir yönetici arandığı yazıyormuş.[/FONT]

[FONT=&quot] - Hoşgeldiniz, hemen başlayalım. Hangi üniversite mezunusunuz?
- Üniversite mezunu değilim.
- Öyle mi? O zaman yabancı dilinize güveniyor olmalısınız.
- Yabancı dil bilmem.
- Demek bilmiyorsunuz. O zaman tecrübenize güvenerek geldiniz.
- Pazarlama konusundan anlamam.
- O zaman niye geldiniz canım kardeşim ?
- Bu iş için bana güvenmeyin. Onu demeye geldim.[/FONT]
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
mühendis son fıkrayı ben de anlamadım... iki üç kere okumama rağmen.
fides ben de lazım :D
mühendisin fıkrayı anlaymayışımı lazlığıma vermiştim ama sen de anlamamışsan sorun yok :)


Enkaz, tekrar tekrar okuyup anlamadım fıkrayı ama :"Kıral çıplak" demeye de pek cesaretli çıktım. Ben de ıkına sıkıla dedim ya neyse.... Bir ara seni kıskandım dedim enkaz anladı ben anlamadım :( İkimiz de anlamadıysak lazlığa bağlamayalım nedenini.Bu arada Lazlar için :"saat 12'de kafaları durur" derler ya onlar da: "12'den sonra normal insan gibi düşünürüz" derler :D
Ya mühendis, anlatsana şu fıkranın açıklamasını!!! Bak ama yoğun talep var!
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
[FONT=&quot]Karadenizliler, bir konferans düzenlerler. [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Bu konferansa konuşmacı olarak ünlü bir Amerikalı bilim adamı da davet edilir. [/FONT]
[FONT=&quot]Amerikalı konuk, bir hafta erken gelir, hem tatil yapar hem de Türkleri yakından tanıma fırsatı bulur. [/FONT]
[FONT=&quot]Karadenizliler ile Amerikalı bilim adamı hemen her konuda anlaşırlar, uyum içinde konferans biter. [/FONT]
[FONT=&quot]Ayrılık günü gelir. [/FONT]
[FONT=&quot]Karadenizlileri alır bir düşünce. [/FONT]
[FONT=&quot]Biz bu değerli bilim adamına ne alalım? [/FONT]
[FONT=&quot]Aralarında toplanırlar, başkan konunun önemini vurgulamak için der ki: [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Biz bu Türk dostu, değerli bilim adamına nasıl bir hediye alalım ki bizi unutmasın? Hem kullanışlı bir şey olsun, hem her eline aldığında bizi hatırlasın? [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Salonda kısa bir sessizlik olur, arka sıralardan Temel elini kaldırır: [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Sünnet ettirelim.[/FONT]
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Fıkra diye göndermiştim!
İnsanlık hali.....
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
[FONT=&quot]Rüya Gibi Koca[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]Kadının biri "armudun sapı üzümün çekirdeği" deyip yıllarca evlenmemiş, bu konudaki tüm teklifleri geriye çevirmiş.[/FONT]
[FONT=&quot]Neden sonra birine razı olmuş ve evlenmeyi kabul etmiş.[/FONT]
[FONT=&quot]Güzel bir düğün yapılmış ve yeni evlerine taşınmışlar.
Tabii henüz kocasını tam olarak tanıma fırsatı bile bulamamışken ilk sabah kocası erkenden kalkmış ve karısına mükemmel bir kahvaltı hazırlamış.[/FONT]

[FONT=&quot]Yumurta rafadan, tam istediği gibi. [/FONT]
[FONT=&quot]Ekmekler kızarmış, taze portakal suyu vs... [/FONT]
[FONT=&quot]Bir kuş sütü eksikmiş. [/FONT]
[FONT=&quot]Kahvaltıyı yatağa kadar getirmiş ve nazikçe hanımını uyandırmış.[/FONT]
[FONT=&quot]Tabii kadın bunu görünce çok sevinmiş ve:
-Ya.. durdum durdum ama turnayı da gözünden vurdum diye içinden geçirmiş.[/FONT]

[FONT=&quot]Kadın bunları düşünürken kocası sormuş:
-Nasıl karıcığım, beğendin mi? [/FONT]

[FONT=&quot]Kadın cevap vermiş:
-Evet evet çok teşekkür ederim, harikasın kocacığım.[/FONT]

[FONT=&quot] Bunun üzerine kocası ilave etmiş:
-Bundan sonra hep böyle isterim.[/FONT]
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
Padişahın biri,
- Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!
demiş.
Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;
- Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.
- Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, Arslan da kuzu kadar minik bir
yavru. Kaptı mı götürür tabii!..
- Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..
- Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da
pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..
- Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!
- Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir.
Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş.
Ama bir gün bir Kayserili gelmiş;
- Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim.
Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
Nobel Edebiyat ödülü sahibinden

"Bugünkü dünyada, erkekler için gençleştirme ve kadınların silikonlarına, alzheimer hastalığı iyileştirme araştırmalarından beş kat daha fazla yatırım yapılmaktadır.

Bundan dolayı birkaç yıl sonra;
- büyük memeli ihtiyar kadınlar ve
- sert penisli ihtiyar erkekler olacak ama,

ne işe yaradıklarını hatırlamayacaklar".

(mail olarak bi arkadaşımdan geldi-fıkra gibi geldi bana...kaynağını-kimin söylediğini bilmiyorum :) )
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
Övüleceği öven sövüleceğe söven hoca!..

Trabzon'da bir efsane gibi anlatılan, dini sorulara nükteyle, küfürle cevap vermesiyle meşhur Cansız Hoca kim?..


Mustafa Cansız ismi, eğer Trabzonlu değilseniz size pek bir şey ifade etmeyecektir. Fakat onun yetiştirdiği din profesörü, günümüzün parti lideri Yaşar Nuri Öztürk'ü ise bilmeyen yoktur. Trabzon'da bir efsane gibi anlatılan, dini sorulara nükteyle, küfürle cevap vermesiyle meşhur Cansız Hoca, 1990'larda ses kayıtları ortaya çıkan ama varlığı kanıtlanamayan Oflu Hoca'nın aksine gerçek.

Karadeniz fıkralarını çağrıştıran dini yorumları da. Mustafa Cansız, 1895-1975 yılları arasında yaşadı. Arapça, Farsça, Çağatayca, Rumca bilgisi, koyu CHP'li olması, akademisyenlere taş çıkarır kültürüyle her yönden farklı bir din adamı. Öğrencisi Prof. Dr. Öztürk'e göre müstesna bir şahsiyet: "Sadece ilim ve irfan birikimiyle değil, büyük zekası, hayranlık veren esprileri, hálá yararlandığımız öngörüleri ve engin insan sevgisiyle müstesnaydı. İslam adına sergilenen saptırma, uydurma ve yanlışların altını çizer, bunları yaparken övülecek olanı cömertçe över, sövülecek olana müstahak olduğu şekilde söverdi. Bana Kursi derdi ve hep şunu tembihlerdi: Kursi, oğlum layık olandan layık olduğunu, müstahak olandan da müstahak olduğunu esirgemek namussuzluk ve dinsizliktir. Bunu sakın unutma." Bu sıradışı din aliminin hayatı ölümünden yıllar sonra, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi Mehmet Günaydın tarafından kaleme alındı. "Cansız Hoca," Heyamola Yayınları'ndan bu hafta piyasaya çıktı.

ALT-ÜST

Kadının biri fahişeliği meslek seçer, hayatını bu şekilde geçirir. Öldüğünde cenaze namazı için camiye getirilip musalla taşına konulur. İmam, kadının cenaze namazını kıldırmak istemez. Mesele büyür, Trabzon Müftülüğü'ne intikal eder. Müftü telaşlanır. Cansız Hoca'ya haber verilir. Durum izah edilir. Olay mahalline vardığında cenaze namazını kıldırmayan hocayla aralarında şu diyalog geçer.

- Bu kadının cenaze namazını niçin kıldırmıyorsun?

- Hocam bu kadın hayatında hep fuhuş yapmış. Böyle birisinin cenaze namazı kılınmaz.

- Ulan, üstte yatan pezevenklerin cenaze namazlarını kılıyorsunuz da altta yatanlarınkini niçin kılmıyorsunuz?

4 EDİSON CENNETE GİRECEK Mİ?

Cansız Hoca'nın bulunduğu bir yerde kimlerin cennete gireceği konusu tartışılıyormuş. Mollalardan biri Cansız Hoca'ya:

- Hocam, Edison bütün dünyayı aydınlatan buluşu gerçekleştirdi ama yine cehenneme gidecek.

- Sen Edison'un cehenneme gideceğini nereden biliyorsun?

- O bizim Peygamber'e inanmadı. Onun için cennete giremez.

Bunun üzerine Cansız Hoca, cevap verir: "Bakara suresinin 62. ayetinde şöyle der: Şüphesiz iman edenlerle, Yahudiler, Hıristiyanlar ve sabilerden kimler Allah'a ve ahiret gününe inanıp salih ameller işlerlerse onların ecirleri Allah katındadır. Onlara korku yoktur ve üzülmeyeceklerdir de. Yani, bu ayette Allah insanlara Allah'a ve ahiret gününe inanıp hayırlı işler yapmaları şartını getiriyor. Aynı ayet Maide suresinin 69. ayetinde tekrar edilmektedir. Sonra büyük álimlerin ekseriyeti iman sahibi oldukları bilinen bir husustur. Ayrıca Edison'un son nefesinde nasıl gittiğini ne biliyorsun?"

Ancak adam ikna olmamış. İlla cehenneme gidecek, diye ısrar edince Cansız Hoca sinirlenmiş. Şu cevabı vermiş: "Allah, senin gibi beş milyon eşşeoğlueşşeği cennete koyacağına bir Edison'u koysun daha kárlıdır."

KURAN SAYFALARI

Cansız Hoca'ya yerli yersiz herkes dini sorular soruyormuş.

- Hocam, yeryüzünün her tarafına Kuran sayfaları serilse ve büyük abdest ihtiyacın gelse bu ihtiyacı nerede gidereceksin?

Cansız Hoca çok sinirlenerek şu cevabı vermiş:

- İhtiyaç giderecek yer kalmadığına göre, ağzına sıçmaktan başka çare yok.








CHP İLE DP ARASINDAKİ FARK?

Demokrat Partisi kurulduğu zaman Cansız Hocaya, Halk Partisi ile Demokrat Parti arasında ne fark var diye bir soru yöneltmişler. O da şu cevabı vermiş:


-Hayvan dışkısının üzerinden manda arabasının tekeri geçti. Yarısı bir tarafa, öbür yarısı da öbür tarafa kaldı. Aradaki fark budur.




HOCA ÇIKTI, MANDALAR YESİN

Cansız Hoca, vali ve üst düzey bürokratlarla bir yemeğe katılır. Hocaların çok yemek yemesiyle ilgili bir fıkra anlatılır: "Hoca ile manda bostana düşmüş. Görenler, hangisini çıkaralım demişler. Kimileri mandayı çıkarın o çok yer demiş, kimileri de yok hoca daha fazla yer onu çıkarın demiş."

Fıkrayı dinleyen Cansız Hoca masadan kalkmış, bir kenara oturup sigarasını yakmış. Masadakilerden biri Cansız Hoca'ya, "Hocam niçin kalktınız" diye sormuş. Cansız Hoca şu cevabı vermiş: "Hoca çıktı mandalar yesin."

OKUNAN DUA ÖLÜ RUHUNA GİDER Mİ?

İzmirli avukat dava için Trabzon'a gelmiş. Sohbet esnasında, okunan duaların ölünün ruhuna gidip gitmeyeceği tartışılmış. Avukat, okunan duaların ölülerin ruhuna gideceğine inanmıyormuş. "Seni ancak Cansız Hoca ikna edebilir" demişler. Hocanın tavla oynadığı kahveye gidilmiş. Adam sorusunu yineleyince, aralarında şu diyalog geçmiş.

- Elbette gider.

- Peki nasıl gider?

- Senin anan, hanımın, kızın var mı?

- Var.

- Nerede oturuyorlar?

- İzmir'de.

- Senin ***, avradını, kızını s...

- (Adam sinirlenerek hocanın üzerine yürümüş) Ne biçim konuşuyorsun sen?

- Niye sinirleniyorsun? Duaların buradan ahirete gittiğine inanmıyorsun da, küfürlerin buradan İzmir'e gittiğine niye inanıyorsun?
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
[FONT=&quot]Erzurumlu sahte imam ile Trabzonlu müftü[/FONT]

[FONT=&quot]Zamanın birinde Erzurum'dan bir grup insan hacca gitmek için yola çıkmışlar. Van'a gelmişler.
Van'ın bir köyünde konaklamaya karar vermişler.
O köyün de imamı yokmuş. Köylüler aralarında konuşmuşlar ve Erzurum'dan çıkıp hacca giden bu topluluktan birini imam yapmaya karar vermişler.
Bu insanlar hacca gidiyorlarsa boş insan değillerdir diye düşünmüşler.
Nitekim tekliflerini içlerinden birisi kabul etmiş. [/FONT]
[FONT=&quot]Her yıl 400 koyun verilecekmiş imama.
Adam hacca gidip masraf yapacağıma burada kalıp yalandan imamlık yapar ve
her yıl 400 koyun sahibi olurum diyerek işe başlamış.
Köylü camide toplanmış namaz kılınacak. Yeni imam başlamış namazı kıldırmaya:
- Erzurum'dan çıktım yola Van'da verdim mola 400 koyun verdiler bana, Allahuekber...
Bu günlerce aynı biçimde devam etmiş. Köylü bu işe biraz şaşırmış ve konuşmuşlar aralarında:
- Daha önceki imam mı yanlış kıldırıyordu, yeni imam mı yanlış kıldırıyor? Bunu gidip Müftüye soralım.

Müftüye gelen halk her şeyi anlatmış. Müftü köylüye dönerek:

- Siz şimdi hiç imama çaktırmadan köyünüze dönün ve namaz vakti camide toplanın ben de namaza geleceğim, diye emir verir.
Herkes köyüne döner ve namaz vakti cemaat camide toplanır. Tabi ki Sayın müftüde camidedir. İmam namazı kıldırmaya başlar.

Birinci rekat:
- Erzurum'dan çıktım yola, Van'da verdim mola, 400 koyun verdiler bana, Allahuekber... der hoca.
Arkadan 'öhö.. öhö! ..' şeklinde bir ses duyulur. İmam yakalandım herhalde diye korkmaya başlar.

İkinci rekata başlar ve ;
- Erzurum'dan çıktım yola, Van'da verdim mola, 400 Koyun verdiler bana, yarısı sana yarısı bana... Allahuekber...
Namaz bitince köylü Müftüye dönerek 'İmam efendi namazı doğru mu kıldırıyor? diye sorar.
[/FONT]
[FONT=&quot]Müftünün cevabı:
- Haçen birinci rekatta biraz şaşirdi ama ikinci rekatta işi düzeltti...[/FONT]
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
Adam müftüye gitmiş
Yahu, hakikaten biz cennete gittiğimizde huri alacak mıyız?' demiş
Müftü, 'namazını kılar, orucunu tutar, zekâtını verirsen 4 huriyi alacaksın
elbette' demiş. Adamın derdi başka...
'Peki benim hanım cennete gidince ne olacak?' demiş.
Müftü cevap vermiş
'Ona da 4 Nuri düşer '
Adam şaşkın !!! Kös kös evine dönmüş.Bakmış karısı namaz kılıyor..
Basmış tekmeyi..... ...
'Ne namazı len bu..? Ha..haaa... ne namazı..? Orospu mu olcen..??
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst