Evlilik Programlarının Psiko-Sosyal Analizi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Psikoloji kategorisinde Objectivity tarafından oluşturulan Evlilik Programlarının Psiko-Sosyal Analizi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,867 kez görüntülenmiş, 8 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Psikoloji
Konu Başlığı Evlilik Programlarının Psiko-Sosyal Analizi
Konbuyu başlatan Objectivity
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
evlilik-programi-karikaturleri.jpg




Son zamanlarda moda olan izdivaç programları yediden yetmişe herkesin gözünde ve dilinde. RTÜK'ün yaptığı araştırmada, izdivaç programları izlemelerde ilk sırada yer alırken aynı şekilde en çok şikâyette ise yine bu programlar ile ilgili olmaktadır.( )
Toplumumuzda evlilik, hem kurum olarak hem de şekil olarak ciddiye alınan dini, sosyal ve duygusal bir sistemdir...Programlarda ilişki uzmanı olarak görev alıp olayı yerinde görme fırsatım oldu. Bu vasıta ile bilgi edinip fikir edinmem kolaylaştı.
Programların şekli ve içeriği ve reytingleri ile fazlalığı gözleri bu programlara yöneltti. Programın içeriği özellikle birer eleştiri nedeni olmaktadır. Özellikle evliliğin şekli itibariyle, sadece görünüşe ve sayısal vasıflara (maaş, yaş, boy, ev, araba..) bakılarak adımlar atılması ve sonucun kısa sürede ortaya konulması gereği, programlar hakkında olumsuz bakış açıları oluşmasına neden oluşturur.
Bu programlar aynı zamanda ülkemizde: yalnızlığın boyutlarını, insanların evliliğe bakış açısını, hangi vasıfların talep gördüğünü, bu konuda yara almış kişilerin psikolojik yapıları gibi pek çok konuda bilgi sahibi olunmasını sağlamıştır. Konu ile ilgili analizden önce uyguladığın anketin sonuçlarını da paylaşmak istiyorum.

Evlilik programları vasıtasıyla gerçekleşen evlilikleri güvenilir buluyor musunuz?
( ) evet ( ) hayır % 70 ( ) kısmen % 30
Programların içeriği konuya uygunluk gösteriyor mu?
( ) evet %15 ( ) hayır % 35 ( ) kısmen % 50
Programda yer alan öğeler toplumsal değerlerimizle paralellik gösteriyor mu?
( ) evet % 15 ( ) hayır % 50 ( ) kısmen % 35
Evlilik programlarına çıkmayı düşünür müydünüz?
( ) evet ( ) hayır % 100 ( ) kısmen
Sizce bu programlar vasıtasıyla evlenenler uzun süreli bir mutluluk yakalayabilirler mi?
( ) evet % 5 ( ) hayır % 50 ( ) kısmen % 45
Sizce bu programlar neden bu kadar fazla izleniyor?
( ) merak % 45 ( ) mahremiyetin deşifresi % 35 ( ) Saatine göre daha keyifli
( ) Eğlenceli ( % 20 ) belirtiniz: eğitimsizlik- .boşluk+ilginç olması
Evlilik programına çıkanların sağlıklı düşünme yeteneğine sahip olduğunu düşünüyor musunuz?
( ) evet ( ) hayır % 55 ( ) kısmen % 45
Evlilik programlarının topluma olumlu etkileri olduğunu düşünüyor musunuz?
( ) evet ( ) hayır % 55 ( ) kısmen % 25
( ) belirtiniz (buluşturma –eğlence- evlendirme ( % 20) …
Evlilik programlarının topluma olumsuz etkileri olduğunu düşünüyor musunuz?
( ) evet % 55 ( ) hayır %10 ( ) kısmen % 35
( ) belirtiniz………………………………
Bu programlar ile olumlu veya olumsuz eleştirinizi paylaşır mısınız ?
*Topluma yanlış örnek olmaktadır.
*Olumlu anlamda tanışma fırsatı sağlamaktadır.
*Şov amaçlı olup, mahremiyet ve çelişkiyi büyük bir başarı gibi ortaya koyup reyting amaçlanmaktadır.
*alt yapısı yok..aday olanlara ve talip olanlara eğitim(ilişki,eş seçimi kişisel yeterlilik vs alanda) verilmiyor.
Görüldüğü üzere rastgele örnekleme ile yapılan anket sonucunda, anketi cevaplayanların genel olarak evlilik programlarına olumsuz baktığı, bu programları faydalı bulmadıkları, kesinlikle bu tip programlara çıkmayı düşünmediklerini belirtmişlerdir.

Analiz & Yorum

Seyirci kaynana-kayınbaba-görümcedir: bu programlar modern görücülük sistemidir. Çünkü siz tarafsınız. Adayı ya da talibi tutuyorsunuz. Onay veriyorsunuz. Yakıştırıyorsunuz. Eğer bu programları izliyorsanız, o evliliğin farkında olmadan bir parçasısınız. Ayrıca programlarda yapılan evliliklerde, tv izleyicilerinden bile hediye takı geldiği görülür. İzleyici, kendini o kadar kaptırır ki, kendini adayın yada taliplinin yakını sanır. “Seyirciden 1 tam altın” dercesine bir sahneye şahit oluruz.
Eş seçimi : programlarda, eş seçimi ile ilgili bilgilendirmeler yapılmalıdır. Seçim ve öneri konusunda boyu boyuna ilkesinden vazgeçilmeli, daha bilimsel bakışa geçilmeli, uyum ve bezerlik konusu ele alınmalıdır.(konu ile ilgili Habertürk gazetesindeki yazımı okuyabilirsiniz Bu nedenle adayların ve taliplerin bir ön eğitimden geçirilmesi gerekir. Toplumun bu programlara bu kadar olumsuz bakması, biraz da güven sorununun göstergesidir.
Alt yapı: programlarda öncelikle eğlence yerine, amacına yönelik bir eğitim veya öğreticilik hedef olmalıdır. Programdaki uzmanların, ilişki, eş seçimi, kriterler konusunda daha aktif olması gerekir. Seyircilerden 60 yaşındaki teyze 5 dakika yorum yaparken uzmana 1 dakika verilmemelidir. Eğitici yönlere ağırlık verilirse programa olan güven artar. Sonuçta bu programların kalkması mümkün gibi görünmüyor ise, daha sağlıklı olması sağlanmalıdır. Çünkü programların bir benzeri ve daha güvensiz hali internet üzerinden (chat) ile yapılmaktadır. İnternetten tanışmak ile evlilik programında tanışmak arasındaki fark açısından internette baskı yok. Daha rahatsınız. Ama internette kandırma-kandırılmak daha mümkün.
Tanışma şekli: şekil olarak bir beğenme ile başlayan süreçten bahsedebiliriz. “şekil başlatır öz sürdürür” bakış açısının uygulanmasından çok sadece şekil ile yapılan değerlendirmelerden dolayı süreç sağlıklı işlememektedir. Ülkemizde, hiçbir zaman diliminde insanlar bu kadar birbirine güvensizlik duymamışlardı. Buna rağmen, oldu-bitti evliliklerin olması veya topluma öyle oluyormuş gibi yansıtılması bir dejenerenin göstergesidir. Bu nedenle tv'deki tanışmalarda sürecin uzun tutulması ve sürecin nasıl işleneceği de belirtilmelidir. Ayrıca, tanışma ve evliliklerin devamı hakkında da bilgiler verilmeli, program sayesinde tanışanlardan ayrılanlar-boşananlar olursa bunlarda neden-sonuç şeklinde yansıtılmalıdır.
Mahremiyet: ülkemizde mahremiyetin deşifresine karşı özel bir merak var. İlişki mahremdir. Bu programların bu kadar izlenmesinin altında da bu durum mevcuttur. Ayrıca, seyircinin kendini hakem-onay merkezi gibi görmesi de heyecan yaratıp izlenme oranını artırmaktadır.
Adayların ve taliplerin özel hayatları, izleyiciler önünde malzeme olmamalıdır. Kendi hayatına yön veremeyen birkaç kişinin birilerine orada hayat dersi vermesi sadece kendini gösterme ve kanıtlama girişimidir. Samimi değildir.
Programların kazançları: bu programlar, tarafları bir araya getirerek seconder kazanç sağlıyorlar. Yani reklam, reyting vs. gibi. Fakat bu tanıştırmanın daha gizli olması sağlanabilir.
Adayların-taliplerin psikolojisi: düşünün ki, bir bayan 1 ay boyunca o programa katılıp evlenemeden mahallesine geri dönüyor. Mahallenin o bayana bakış açısını empati kurarak tespit edelim. Sanki istenmeyen, çirkin, değersiz bakış açısı ile yaklaşılmasını hissedecektir. Ayrıca aday, bunu kendi kendine de yöneltecektir. Ayrıca, adayların günlerce programda kalmalarına bağlı olarak, kendilerine gelen talipleri de geri çevirmelerini sağlamaktadır. Koltuğu kaptırmamak, devamlı kamera karşısında olmak adına hep geri çevirebilir. Hatta” inşallah talibim çıkmaz da daha fazla kalırım” bakış açısına sahip adaylar ile programlarda karşılaştığımı belirtmek isterim. Ayrıca taliplerin ise orada sadece dış görünüşleri ağırlıklı olarak değerlendirilmeleri ve canlı yayında reddedilmeleri tam bir travmadır.
Hemen karar almak: bu programlarda gerek format ve gerekse toplumun beklentisi hemen tarafların karar alması yönündedir. Taraflar görüştürüldükten sonra sunucu ve izleyiciler, yeni heyecanlı sürecin(söz, nişan ve evlilik) aşamalarını izlemek için iletişimin ilişkiye dönüşmesini talep ederler. Ayrıca izleyicilerin çoğunluğu ise flört dönemini yaşayamamış ya da sosyal baskı nedeniyle çok kısa yaşamış(tadı damağında kalmış) yaşı olgun, hatta yaşlı bir izleyici kitlesinden oluşmaktadır. Bu nedenle tanışma süresinin uzatılmaması görüşü seyircinin ortak fikridir. Sunucun ve izleyicilerin bu müdahaleleri ile kişiler spontane olarak ilişkiyi yaşayamamakta, süreci bile kendi dışında ve beklentilere uygun yaşamak zorunda kalmaktadırlar.
Kısa sürede kararların alınması, toplumun dokusunu bozmakta, insanlara yanlış örnek oluşturmaktadır. Ülkemizde süreç; tanışma-flört-isteme-sözlenme-nişan-düğün olarak sürerken ve süre en az 1 yıl iken bu programlar oldu-bitti şeklini yansıtıp bunu normalize etme sürecini yaşatıyorlar. Ayrıca programlara da var olan güvensiz tutum, kişilerin de birbirine bakışını etkilemektedir. Orada tanışmanın ilişkiye olan güveni ne kadar etkilediği ayrı bir araştırma konusudur.
Dikkat çeken bir diğer nokta kamera önü ve kamera arkasının zaman zaman uymamasıdır. Arkada şöyle konuşmuştuk otelde böyle demişti..Bu bir samimiyetsizlik göstergesidir. Aynı zamanda kendisi için ilişki değil, seyircinin veya sunucunun isteğine göre davranmanın göstergesidir.
Bir sonraki talip beğenildiğinde bir öncekinin düştüğü durumunda içler açıcı ve onur kırıcı olduğu bilinmelidir. Bu durumu düzeltmek veya oluşmasına engel olacak yeterliliğe sahip yapımcı ve sunucunun olmalıdır..
Kişilerin hayatlarına hiç tanımadıkları başka insanların karışması, ilişki hakkında yada karakter uyumları hakkında kendisini hiç tanımayan eğitimi ne olduğu belli olmayan insanların karışması olayın trajikomik yönüdür.
Evlilik denilen kutsal kurumun yapay sıradan gösterilmesi ve eğlence malzemesi olması üzüntü vericidir.
Bunun yanı sıra bu programlar, Türk halkının aç olduğu bir alanında ortaya çıkmasına yardımcı olmuştur.

Anketten:

(Anket 96 kişiye rastgele örnekleme üzerinde uygulanmıştır. İlk pilot grupta gelen tüm sonuçların benzer olması nedeniyle sonucu değiştirmeyeceği düşünülerek, sayıyı arttırma yoluna gidilmemiştir. Anketler bire bir doldurarak ya da internet üzerinden doldurup gönderilerek toplanıp, analiz edilmiştir)
Ankette de görüldüğü üzere,
Ø İzleyenlerin çoğu, programı keyifli ama sağlıksız buluyor.
Ø İzleme oranının yüksekliği, izleyen kesim ile de alakalıdır. Genelde bu programların akşam izlenme reytingleri daha düşüktür.
Ø Özel hayatın özentili ve ilgi çekici olması az gelişmiş ülkelerin tipik göstergesidir.
Ø Eğer, gerekli alt yapı sağlanırsa, imkânı ve fırsatı olmayanlar için bu programlar birer köprü görevi görmektedir.
Ø Gerekli alt yapı sağlanırsa adaylar ve taliplere nasıl davranmaları, neye göre eş seçiminde bulunmaları konusunda danışmanlık yapılırsa “ nerede tanıştığın değil, kiminle tanıştığın “ sözünü rahatça söyleyebiliriz.
Ø Toplumun bu programlara güveninin sağlanması için, programlarda uzmanları bulundurmaları, adaylara, evlilik ve tanışma öncesi eğitim verilmeli, içgörü, farkındalık, kendilik değeri ve uyum konularında bazı eğitimler verilmelidir.
Ø Bu programlara çıkmayı, ayıp ve küçük düşürücü olarak görenler, programa çıkmayı bir acizlik olarak yorumlayabilmektedirler. Fakat tv karşısında kısmetini aramak ile internette aramak arasında sadece gizlilik vardır. Aslında evlilik programları, internete kıyasla daha gerçekçi ve daha reeldir. Ve güvenilirdir. Fakat yine de süreç şu an için her ikisinde de sağlıksızdır.
Ø Evlilik programlarında esas eleştirilerden biri de, adayın gün içinde birden çok kişi ile tanıştırılmasıdır. Bu durum izleyenler açısından alıcısını bekleyen meta gibi görünmekte ve ahlaki yapıya uygun bir olmayan bir görüntü çizmektedir.
Ø Evlilik programları,ülkemizdeki karşı cinsi tanıma, iletişim kurma, kendini ifade etme konularındaki eksikliği ve açlığı ortaya koymuştur.
Ø İnsanlara; tanışma, kendini ifade etme,karşı cinse açılma ve karşı cinsi yüceltmeme gibi düşünsel ve davranışsal beceriler kazandırılmış olunsa bu programların ortadan kalkması kaçınılmaz olabilir.
Sonuç olarak yapılan kısa anket ile gözlemlerimiz sonucunda, evlilik programlarına şuan için güvensizliğin hakim olduğu, tanıştırma amacı dışında eğlence ve gündüz programına hitap ettiği söylenebilir.

 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
insan, başka bir insanı sever; öyle ki, onun için canını vermeye hazırdır... içtenlikle... insanın böylesine özel, tek ve tekrarlanamaz duygularını bile, alınıp satılabilecek (ve dolayısıyla üzerinden kar elde edilebilecek) bir nesne, yahut bir meta derecesine indirgeyen kapitalizm, bence utanmalıdır... sizce...?...
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
insan, başka bir insanı sever; öyle ki, onun için canını vermeye hazırdır... içtenlikle... insanın böylesine özel, tek ve tekrarlanamaz duygularını bile, alınıp satılabilecek (ve dolayısıyla üzerinden kar elde edilebilecek) bir nesne, yahut bir meta derecesine indirgeyen kapitalizm, bence utanmalıdır... sizce...?...

İnsanlar bu kadar mı çaresiz ki bu ülkede bir tv stüdyosuna tesbih gibi dizilip, birilerinin onları seçmesini bekliyorlar! Cidden çok acı...
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
bence sorun, toplumsal organizasyonda (yahut sosyo-ekonomik formasyonda, ya da üretim tarzında) yani, toplumu işçi - işveren diye ikiye ayırıp birini diğerine egemen kılan kapitalizmdedir... evet 'tespih gibi dizilenlerin', pazarda tezgaha dizilmiş metalardan (satılmak için üretilmiş mallardan) nitel bakımdan bir farkı yoktur... aralarındaki fark, yalnızca niceldir: iyi bir ayakkabı 120 liradır; o tezgahtaki insan (ki dağın taşın, kurdun kuşun efendisidir ya da eşref-i mahlukat vs. dir... ama farketmez ...) belki 120 bin liradır...
 

No.2"-Youn

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Ara 2015
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Acımayın şu küçük insanlara.Onlar kendileri istedi kendilerinin ezilmesini.Kendilerini ezmek için seçtikleri küçük büyük adamlarda ezsin onları.Bu küçük büyük adamları da başka küçük büyük adamlar ezsin.Siz sadece izleyin ve gülün.Onlar kendilerini kurtaramayacak yapıdalar.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Acımayın şu küçük insanlara.Onlar kendileri istedi kendilerinin ezilmesini.Kendilerini ezmek için seçtikleri küçük büyük adamlarda ezsin onları.Bu küçük büyük adamları da başka küçük büyük adamlar ezsin.Siz sadece izleyin ve gülün.Onlar kendilerini kurtaramayacak yapıdalar.

Küçük insan demek de istemiyorum aslında sadece tv programında eş bulunacağına inanmadığım gibi bu tip programlara katılanların, çok düzgün karakteri olsa bile zamanla kendilerini kaybettiklerini düşünüyorum.
 

Melodram

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2011
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Evliliği bir mecburiyet gibi gördüklerinden mi buradalar, evliliğin çok güzel bir şey olduğunu düşünerek mi buradalar yoksa yalnızlığı bir dışlanılmışlık olarak gördükleri için mi? Belki de ünlü olmak içindir, birçok program bunun için yok mu zaten? Merhaba ben Ayşe, Ali'den etkilendim, hatta ona aşığım ama Ali beni reddederse yoluma devam edeceğim, çünkü locadan Veli'yi gözüme kestirdim. Merhaba ben Ali, Ayşe'yi reddettim ama bir çayın 40 yıl hatrı var bu programda, benim beğendiğim Fatma beni istemezse, Aslı'ya talip olacağım eğer Aslı evin var mı derse ben Ayşe'ye bir mesaj atarım ortalık karışır.
Sağlıklı bir şey değil tabii bu, burada yaşanan şeyleri ilişki olarak değerlendirmek bile kadın ve erkeğe haksızlık olur ama bir şekilde hem kendilerini hem de insanları inandırıyorlar. Evleniyorlar, daha sonra da programa katılmadan önce karısını öldürmüş adamlar bu sefer programda evlendiği kadını öldürüyor. Kimse de bir sorumluluk hissetmiyor; çünkü tam o sırada orkestra ''hopa şina şinanay şinanaynay şinanay yavrum şina şinanay'' diyor ve herkes hayatına devam ediyor.
 

Kara Kalem

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
1 Haz 2011
Mesajlar
90
Tepkime puanı
17
Puanları
8
Kapitalizm maddi üretime dair her şeyi metalaştırdığı-üreticiden soyutladığı gibi, en insani/güzel duyguları aşk, sevgi, karşılıklı güven gibi bu kavramları üzerinde inşa edilmesi gereken evlilik kurumunu da çıkar ilişkileriyle yozlaştırdı.

Malum programlarda; kişinin maddi gelir düzeyi, nerede çalıştığı ya da nereden emekli olduğu, kaç evi, arabası olduğu, ‘yakışıklı/güzel’ olması, yüzeysel sorular,… gibi bilgiler irdeleniyor. Evlilik kurumu; maddi yaşam düzeyinin arttırmak amacını taşıyan bir araç olarak görülmektedir. Evliliklerin olabilirliği bu tarz bir maddi çıkar ilişkilerine indirgendiğinde, aşk/sevgi kavramları da özüne yabancılaşıyor. Popüler tanımlamayla elektrik almaları bu tarz bir mantığın süzgecinden geçmesi gerekiyor.

İlişkide bence göz önünde bulundurması gerekenler, yaşam tarzları, hayat felsefelerinin karşılıklı uyumu-durumu, yetiştiği kültürel şartlar, çiftlerin karşılaştıkları sorunlar karşısında takındığı tutumlar, çözüm yöntemleri, eleştri-özeleştri mekanizmalarını doğru şekilde kullanımlarına gibi şartların uyumluluğu ilişkileri sağlam bir temel üzerinde oluşabilir. Çiftlerin bu koşulları sağlayabildiği oranda evliliği düşünmeleri gerekir.

Diğer yandan çiftlerin tanışmasına ön ayak sağlanmasına tamamen karşı değilim, toplumda aracının tanıştırdığı ve mutlu/sağlıklı evliliklerin olduğunu biliyoruz. Aracılığın, televizyon ekranlarından, kısa süreye dayatılmasından, ve yukarıdaki sayılan şartlara dayanmadığından, reytinge kurban edilmesini doğru bulmuyorum.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Evlilik programları insanları tanıştırmaya aracı olmaktan öte kavga ettirip, reyting peşinde oldukları için zamanla twitter-facebook takipçilerini arttırıp, çevresinde popüler olmak isteyenlerin uğrak yeri haline gelmiştir. Bugün Ayşe'ye yarın Fatma'ya ya da Ali'ye-Veli'ye talip olanların çoğunlukta olduğu bu programlar ne yazık ki toplumun değerlerini çökertmekten başka bir işe yaramamaktadır.

Sunucuların da dilinde hep şu söz vardır; "Cesareti olan gelir, buraya çıkmak cesaret ister v.s." Milyonların önünde tüm kariyerini, yaşanmışlıklarını boyun 1.80 olmadığı için bir kalemde silip atacak tiplerin karşısına çıkmamak bence cesaretle değil de akıl ile doğru orantılı olabilir.

Bu tip programların bir hedef kitlesi var ve o kitlenin dışına çok nadir çıkabiliyorlar maalesef.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst