En Hayırlı İbadet

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Nedir? kategorisinde ulasu61 tarafından oluşturulan En Hayırlı İbadet başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,403 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Nedir?
Konu Başlığı En Hayırlı İbadet
Konbuyu başlatan ulasu61
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan darkmoon

ulasu61

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
17 Tem 2012
Mesajlar
18
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Sonsuzluğun muhteşem ruhu, muhteşem beyin Resulullah efendimiz Hazreti s.a.v.’in adı anıldığında duyan her müslümanın salavat getirmesi gerekmektedir. Nitekim Kuran-ı Kerim'de şöyle buyurulur: "Allah ve melekleri O’na salât ederler. Ey iman edenler, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin." (Ahzab suresi, 56) veya “tam bir teslimiyetle ona teslim olun.” Resule Allah’ın salât etmesi, rahmet etmek; meleklerin ve bizim salât etmemiz de onun için rahmet duası etmek manasına gelir. Onun rahmete erişmesi ise, ümmeti olarak bizim rahmete erişmemiz demektir. Çünkü hayatı boyunca onun bütün kaygısı ümmeti olmuştur. Bir gece sabaha kadar ümmeti için Rabbine yakardıktan sonra Allah ona Cebrail ile “Biz seni ümmetin hakkında hoşnut edeceğiz ve asla üzmeyeceğiz” şeklinde haber göndermiştir. İsra Suresi 79. ayette de ona “Övülmüş Makam yani Mahmud Makamı” adıyla şefaat makamının verileceği müjdelenmiştir ki; bu durum, bizi Allah’ın Resulü ile çok yakın ve sıcak bir ilişki içinde bulunmaya davet etmektedir. İşte salâvat, onunla bizim aramızda bu sıcak ilişkiyi kuran, devam ettiren ve pekiştiren en önemli yöneliştir. "Ey iman edenler, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin." ayetinin emri gereği olarak O’na salavat getirilmelidir. Salavatın çeşidi sayılamayacak kadar çoktur. Bunların en meşhurları da namazlarda ettehiyyatü’den sonra okuduğumuz,“Allahümme salli ‘’ ile “Sallallahü aleyhi vessellem” salavatlarıdır. Bu konuda Resulullah efendimizin birçok bulunmaktadır ki; bunlardan birkaç tanesi şöyledir:
“Kabrimi bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selâm edin. Çünkü nerede olsanız salât ve selâmınız bana ulaşır. Günlerinizin en üstünü Cuma günüdür. O gün bana çok salât ve selâm getirin. Çünkü sizin salât ve selâmlarınız bana sunulur. -Ey Allah’ın Elçisi,” diye sordular. “Sen ölüp de senden bir iz kalmadıktan sonra salât ve selâmlarımız sana nasıl sunulur?” Resulullah efendimiz buyurdular ki: “Allah, Resullerin cesetlerini çürütmeyi toprağa yasaklamıştır.’’
Übeyy ibni Kâ’b bir gün Resulullah efendimize şöyle sordu: “Ey Allah’ın Elçisi, ben sana çok salâvat getiriyorum. Duamın ne kadarını salâvata ayırayım?” Resulullah efendimiz “Dilediğin kadarını” buyurdu. Übeyy yine sordu: “Dörtte birini ayırayım mı?” Resulullah efendimiz yine “Dilediğin kadarını,” diye buyurdu. “Ama arttırırsan senin için daha iyi olur.” “Yarısını?” “Dilediğin kadarını. Ama arttırırsan senin için daha iyi olur.” “Peki, duamın tamamını salâvata ayırsam?” “İşte o zaman Allah senin bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını da bağışlar.” *“Yeryüzünde Allah’ın seyyah melekleri vardır; ümmetimin selâmlarını bana ulaştırırlar.” “-Ey Allah’ın Elçisi, sana selâm vermeyi anlıyoruz; peki, nasıl salât edeceğiz?” sorusuna karşılık ise Resulullah efendimiz; namazların teşehhüdlerinde okumakta olduğumuz “Allahümme salli, Allahümme bârik” dualarını öğretmişlerdir.
 

darkmoon

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
5 Eyl 2012
Mesajlar
48
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
..muhteşem beyin Resulullah efendimiz…

selam ve dua üzerine olsun..
aklıma bu şiir geldi nedense.. Ah Muhsin Ünlü’den..



Resulullahla Benim Aramdaki Farklar

resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim,
resulullah yolda ebu bekir’i görse ‘es selamu aleyküm ya sıddık’ derdi,
ben yolda ebu bekir’i görsem tanımam.
resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.
ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.

resulullah azrail’i yolda görse tanırdı;
ben azrail’i annemin yanında görseydim ona bir çift lafım olurdu,
derdim ki şimdi yani af edersin ama o sıktığın annemin gırtlağı.

resulullah olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi;
o bana gülümserdi ben ona derdim ki, anam babam yoluna feda olsun ey allah’ın resulü; fakat şu koca melek, annemin gırtlağını sıkıyor, bir şeyler yapamaz mıyız?

resulullah orada olsaydı annemin elini tutardı derdi ki ‘kızım ha gayret!’;
ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki ‘anneciğim ölmesen…’

ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki ‘anneciğim seni ben…’;
annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz

resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı;
ben o bakışı gördüm haşyetten bayılacaktım ama annem elimden tuttu.

ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının

anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf…

resulullah çok şanslı bir insan
annesi öldüğünde o küçücüktü;
benim annem öldüğünde ben küçücük değildim,
zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz.

annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz!

olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince
verse de ben alsam onu, içim ferahlasa, siz de görseniz
resulullah tutsa annemin elinden birlikte geçseler çölü
nasıl olsa resulullah da ölü annem de ölü.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst